-InVi-´isimli üyeden Alıntı
Yeri geldiginde zamanin sartlarina göre elestiri mekanizmasi gelistirilmis,
yeri geldiginde günümüz sartlarina göre,
|
Böylesi bir savunma mekanizmasını doğru bulmuyorum. İlahi ve evrensel bir din getirdiğini iddia edenlerin eylemleri, kesinlikle evrensel adalet ışığında yargılanabilmeli. Müşrikler bir yerde savunmasız Müslümanları bastı, öldürdü, yağmaladı diye,
Peygamber onayıyla Müslümanlar da bir yerde başka müşrikleri basıp aynen misilleme yaparsa, bunu o zamanın değer yargılarına göre savunmaya kalkmak evrensel bir ahlak ve hukuk anlayışı inşa etmiş olma iddiasıyla çelişir.
-InVi-´isimli üyeden Alıntı
Bati'daki "aydinlanmadan" bahsedilmekte, ama müslümanlar icin "ibadethanelerin"de, "dini büyüklerin" de konumu bati hristiyanlarinkinden farklidir. Batidaki aydinlanma "inananlara" ragmen degil, kurumsallasmis ve "hüküm" süren din tebasina ragmen olusabilmistir,
bizdeki "aydinlanma" ise Inananlarin dinsel tercihlerine karsi yaptirim uygulamak istemekle ile baslatilmak istenilmektedir.
|
Burada size kesinlikle katılıyorum. Eğer müslüman ülkelerde bir aydınlanma olacaksa, bu kesinlikle bireysel hak ve özgürlükleri kısıtlama olarak değil, sadece her kesim için eşit koşullar altında fikir özgürlüğü ve adil fikir rekabetiyle yapılmalı. Maalesef bugün Türkiye'de ne Müslümanlar için, ne de samimi dinsizler için böyle bir fikir özgürlüğü yok.
abdulKADİR´isimli üyeden Alıntı
Özellikle inanç özgürlüğünü ''dinde zorlama yoktur'' ve ''onların ilahlarına sövmeyin'' evrensel prensipleriyle perçinleyen bir dinin, kendisine yapılan saldırıları sineye çekmesi beklenmiş.
|
Ben çalışmadan böyle bir sonuç çıkarmamıştım. Aksine Mekke dönemindeki Müslüman azınlığa yapılan haksızlıklar çalışmada kabul edilmiş. Fakat aynı Müslümanlar'ın daha sonra güçlü konuma geldiklerinde benzer haksızlıklar yaptığına işaret edilmiş.
Mekke'nin fethinden sonra ordaki halkın kutsal olarak kabul ettikleri eşyaların yıkılmasını sizin
'''dinde zorlama yoktur'' ve ''onların ilahlarına sövmeyin'' evrensel prensipleriyle perçinleyen bir din'' iddianızla nasıl bağdaştırmalı?
Hele ki, o zamanki müşriklerin bu eşyaların bizzat kendilerinin gerçekten tanrı olmadıklarını bildikleri ve sadece onları temsil eden kutsal eşyalar olarak gördükleri göz önünde bulundurulursa ... (ki bu gerçek islami kaynaklardan bilinmektedir).
saygılarımla