Tekil Mesaj gösterimi
  #11  
Alt 28-09-2005, 15:16
Üye Değil
 
Mesajlar: n/a
Standart

Aliminyum,
Bu foruma ilk katıldığın zamanlar, sakin, mantıklı olmaya çalışan, akılcı bir çizgi izlemeye çalışıyordun. Ancak sanırım İslamda kapatamayacağın kadar çok sayıda ve ciddi gedik olduğunu farkettikçe soğukkanlılığını kaybetmeye başladın. Gerçekten de İslamın hangi kısmını ele alsak dağılmaya yüz tutuyor, adeta sağlam, tutarlı bir yer bulamıyoruz. Böyle bir dini (aslında tüm dinleri) savunabilmenin zorluğunu ve sağduyunu kaybetmeye başlamanı anlayabiliyorum.

Gelelim asıl konumuza. Şehadetin anlamını bilmediğimi mi düşünüyorsun ?Elimde İslamcıların yazdığı "Dini Sözlük" var. Buradan bazı kısımları aşağıya aktarıyorum:

ŞÂHİD:
Şâhidlik eden, görüp bilen. Birinin başkasında hakkının bulunduğunu isbat için şehâdet (şâhidlik) ederim demek sûretiyle hâkimin huzûrunda ve hasmın karşısında haber veren. (Bkz. Şehâdet)

Yalancı şâhid, daha şehâdet ettiği yerden ayağını kaldırmadan kendisine göklerde ve yerde bulunan melekler lânet ederler. (Hadîs-i şerîf-Zevâcir)

ŞEHÂDET:
1. Birinin başkasında hakkı bulunduğunu bildirmek için, hâkim karşısında ve iki hasmın yanında, şehâdet ederim diyerek haber vermek.
Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki:
Onlar yalan yere şehâdet etmezler. (Furkân sûresi: 72)

"Dikkat ediniz! Yalan sözden ve yalan yere
şehâdetten sakınınız" buyurdu ve bu sözü tekrâr eyledi. (Hadîs-i şerîf-Buhârî, Müslim)
Şehâdet, zan ve şek (şüphe) ifâde eden sözlerle olmaz. Bir hâdise hakkında "zannıma" veya "bildiğime göre şöyledir" şeklindeki haberler şehâdet sayılmaz. (İbn-i Âbidîn)

Yukarıya aktardığım islami kaynaklardan gayet iyi anlaşıldığı şekilde şehadetin anlamı tam da bizim dediğimiz gibidir.
Alıntı ile Cevapla