09-01-2005, 19:00
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 18 Nov 2004
Mesajlar: 92
|
|
ngcoşkun,
mevzu bahis ayeti yeni bir başlık altında yazmaya çalıştım.orayı oku.
konuyla ilgili kadın erkeği döver mi dövemez mi hakkında yazdıklarınıza nerden baksam katılamıyorum demişsin.istersen bir daha oku.zira gözden kaçırdığın şeyler var.
ancak tüm bu olgulara göz ardı ederek sadece tembelliğinden evde oturuyorsa bu tür insanlar elbette ıslah edilmelidir.ancak bunu yaparken illa ki kadın dövmeli mi?erkek sadece dayakla mı yola gelir?kadının dövmeye gücü yeter mi?yetse bile erkeklik onurundan dolayı iş daha da büyür mü?büyürse cinayetlere kadar uzanan geniş bir yelpazede bir aile faciası mı yaşanır?bilinmez.dedim.alternatif çok ama görebilene...
ne iş yapıyorsunuz?buna mecburmusunuz?evlimisiniz? bilmiyorum bunun için birşey demek yanlış ama İSLAM''da her tür durum için bir çözüm vardır.bilmemek öğrenmemek insanların hatasıdır.
ALLAH´´IN VAR NEYE MUHTAÇSIN,ALLAH´´IN YOK NEYİN VAR...!
|
09-01-2005, 19:10
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 18 Nov 2004
Mesajlar: 92
|
|
nothing,
İtaat kölelik değildir.neden herkes böyle anlar bilmiyorum.İtaat hak ve haddini bilmektir.Saygı ve sevgi çerçevesinde hareket tarzıdır.Karşı tarafın mutluluğuna çalışmaktır bence.
Ayrıca sadece kadına has birşey değildir.Erkek de eşine karşı itaatkar olabilir pekala.Zaten kadın ve erkeği (fıtrat farklılıkları ve özellikleri bir yana) bir bütünün iki yarısı olarak görmekte fayda var.böyle olunca evliliği ayakta tutan dinamiklerin idamesi her iki tarafında vazifesidir.Önemli olan herkesin kendini bilmesidir.fıtratla savaşa girmemektir.
Çok eşliliğe Kuran sadece ruhsat verir.şart koşmaz.ayrıca bu tür evliliklerde ADALET kavramının sağlanabilirliği çok önemlidir.Eğer böyle bir işe kalkılırda adalet sağlanamazsa haksızlık yapılırsa bu durumda erkek sorumlu olur ve hesabını verir.
Saygılar...
ALLAH´´IN VAR NEYE MUHTAÇSIN,ALLAH´´IN YOK NEYİN VAR...!
|
10-01-2005, 14:09
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 25 Nov 2004
Mesajlar: 569
|
|
sermed-i mahdut kardeşim çok saçmalamışsın yazacak bir şeye gerek yok.ne yazsam senin sığ beynine girmez kusura bakma.
Gerçeklikle karşılaştırıldığında, bilimde vardığımız düzey ilkeldir, çocuk oyuncağıdır.Ama sahip olduğumuz en değerli şey de odur.
ALBERT EINSTEIN
|
10-01-2005, 17:58
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 26 Nov 2004
Bulunduğu yer: N/A
Mesajlar: 232
|
|
İtaat etmenin sözlük anlamı boyun eğmek, söz dinlemek. Lütfen kelimelerin anlamını yumuşatmayalım.
Şarap sonsuz hayat kaynağıdır, iç;
Gençlik sevincinin pınarıdır, iç;
Gamı yakar eritir ateş gibi,
Sağlık sularından şifalıdır, iç.
( Ö.H )
|
10-01-2005, 21:00
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 18 Nov 2004
Mesajlar: 92
|
|
ngcoşkun,
kendini ifade etmekte zorluk mu çekiyorsun?saçmaladığım noktaları göstermektense kaçmayı seçiyorsun?güzel bir mantalite.işine böyle geliyor galiba.
ALLAH´´IN VAR NEYE MUHTAÇSIN,ALLAH´´IN YOK NEYİN VAR...!
|
10-01-2005, 22:48
|
|
Bazi arkadaslara anlasilmadigi icin tekrar...
NİSÂ SÛRESİ
Medine’de takriben hicrî 6. yılda nazil olmuş olup, 176 âyettir. Kadınlar hakkında birçok hüküm ihtiva edip, Cahiliye döneminde mahrum oldukları yeni hakları kadınlara verdiğinden ötürü, bu sûreye “Kadınlar” mânasına gelen Nisa sûresi adı verilmiştir. Uzunluk itibariyle Bakara sûresinden sonra Kur’ân-ı Kerimin en uzun ikinci sûresidir.
Kur’ânda “Ey insanlar!” hitabı ile başlayan iki sûreden biri olup, ilk yarıdaki 4. sûredir. Bu hitap ile başlayan öbür sûre, ikinci yarının 4. sûresi olan Hac sûresidir. Nisa sûresindeki bu hitap, insanların tarihlerinin başındaki kardeşliğe, Hac sûresindeki âyet ise âhiret istikbaline dikkat çekmektedir.
Nisâ sûresi; Allah’ın hakları, bütün insanların kardeşliği, çocuklara, kadınlara, yetimlere şefkat edip haklarının verilmesi, mallarının korunması, evlenme, miras, temizlik, namaz, cihad, nizama uyma, toplumda müsamaha, dayanışma, emanete riayet, adalet, Ehl-i kitap ile münasebetler, Hıristiyanların Hz. Îsâ (a.s.) hakkındaki batıl iddialarını konu edinir.
şimdi gelelim konu olan ayete....
34 – Kocalar eşleri üzerinde yönetici ve koruyucudurlar.
Bunun sebebi, Allah’ın bazı insanlara bazılarından daha fazla nimet vermesi ve bir de kocalarının mehir verme, evin masraflarını yüklenmeleri gibi malî yükümlülükleridir.
O halde iyi kadınlar: itaatli olan ve Allah kendi haklarını nasıl korudu ise, kocalarının yokluğunda, onların hukuklarını koruyan kadınlardır.
Dikbaşlılığından yıldığınız kadınlara gelince: Onlara evvela öğüt verin, vazgeçmezlerse yatakta yalnız bırakın ve bunlarla da yola gelmezlerse onları hafifçe dövün.
Şayet size itaat ederlerse, onlara yüklenmek için bir sebep aramayın.
Unutmayın ki üstünüzde çok yüce ve büyük olan Allah vardır.
Kocasına itaatsizlikte direten ve onun haklarını korumayan kadına burada sayılan üç işlem uygulanabilir. Eğer bir uyarma kâfi geliyorsa, gerisini yapmak doğru değildir. Dövmeye izin verilse de bu, yüze yapılmamak ve yara bere bırakacak tarzda olmamak şartıyla caizdir. Hz. Peygamber (a.s.) isteksiz olarak, sırf aile nizamını temine vesile olsun diye dövmeye izin vermiştir. Yani, Hz. Peygamber, âyete getirdiği açıklamada, bu dövme işinin son derece sınırlı olduğunu bildiren çok sayıda talimat vermiştir. Bunlardan biri de: “Darben gayre muberrih” yani “şiddetli olmayan, hafifçe” olmasıdır ki, meali Hz. Peygamberin bu tefsirine göre verdik.
35 – Eğer karı kocanın birbirinden ayrılacaklarından endişe ederseniz, o vakit, kendilerine erkeğin ailesinden bir hakem, kadının ailesinden bir hakem gönderin.
İki taraf işi düzeltmek isterlerse, Allah onları uyuşmaya muvaffak buyurur. Şüphesiz Allah alîm ve habîrdir (her şeyi bilir, bütün maksatlardan haberdardır).
|
11-01-2005, 09:14
|
|
Ahmet efendi.
Senin bu kopyala yapistir yonteminden biktik artik.Kendin bir sey biliyorsan yaz.Bilmiyorsan cik git.Ayip beee.
|
11-01-2005, 10:38
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 01 Dec 2004
Mesajlar: 67
|
|
Hz. Peygamber (a.s.) isteksiz olarak, sırf aile nizamını temine vesile olsun diye dövmeye izin vermiştir. Yani, Hz. Peygamber, âyete getirdiği açıklamada, bu dövme işinin son derece sınırlı olduğunu bildiren çok sayıda talimat vermiştir. Bunlardan biri de: “Darben gayre muberrih” yani “şiddetli olmayan, hafifçe” olmasıdır ki, meali Hz. Peygamberin bu tefsirine göre verdik.
|
peki "şiddetli olmayan,hafifçe"bu yumuşatılmış eylemi muhammed yapmışmıdır.Eşlerini dövmüşmüdür.
|
11-01-2005, 18:01
|
|
Bana kalisa bu site haddini ve saygi seviyesini bilmiyor. Cevaplandiramadiklari veya hic okumadiklari yazilar icin bile olanca küfür sarfediliyor.
Hepiniz aynisiniz.
Elestirdiginiz yobazlar dan farkiniz yok aslinda.
Atin beni de bu siteden digerleri gibi
yapin sansürünüzü fasistler gibi
ama haddinizi bilin
sinirlari zorlamayin
kaybeden siz olursunuz
nasil olsa HüR OLARAK ÖLECEKSINIZ....
Bu site de fazla yasamiyacak nasil olsa,,,??!!!
Yine de Sevgi ve saygi ile
|
11-01-2005, 23:25
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 18 Nov 2004
Mesajlar: 92
|
|
hberent,
Ben bununla ilgili pek bir hadis okumadım,duymadım.ve de zannetmiyorum.zira tüm insanlığa üsve-i hasene(en güzel örnek) olan birinden böyle bir hareketin sadır olması tüm ümmetin bunu sünnet gibi algılamasına sebep olur ki İnsanlığın İftihar Tablosu bunu yapmaktan münezzehtir.tekrar söylüyorum bu benim şahsi düşüncem.yanlışımı kabul etmeye razıyım.
Saygılar...
ALLAH´´IN VAR NEYE MUHTAÇSIN,ALLAH´´IN YOK NEYİN VAR...!
|
Yetkileriniz
|
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.
HTML-KodlarıKapalı
|
|
|
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 08:06 .
|