Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Genel Forumlar > Politika > Tarih

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #21  
Alt 16-05-2007, 15:59
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şuanda  online konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.708

Onur Üyeliği 

Standart Re: Kürtler ve Hz İbrahim

istersen senin bakışından da bakabilirim

Bak benim bakışımda kültürel yaklaşım değilde, milli bir sonuç bekleme merakı varsa(ki sendeki) Senin bakışın gibi olayım...

Yoksa gölge etme başka ihsan istemez... Varsa görüşlerin yaz, ama cımbızcılık yapma..

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #22  
Alt 16-05-2007, 16:31
frodo - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
frodo frodo isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 26 Aug 2006
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 5.877

Onur Üyeliği 

Standart Re: Kürtler ve Hz İbrahim

"ibrahim müslümandır, müslüman

bu slogan nasıl oldu uydu mu ? "

Bu slogan size uymuş olabilir sayın hoara. Ama küçük bir sorun var. Referans aldığınız
kitaba uymuyor:

Enam *163 * *Onun ortağı yoktur. Bana böyle emrolundu ve ben müslümanların ilkiyim. *
E.H.Meali

Tarih bilgim yanıltmıyorsa İbrahim'in,Muhammed'den bir hayli önce yaşadığı söyleniyor ?

İnsani olan her şey kabûlüm.
Alıntı ile Cevapla
  #23  
Alt 16-05-2007, 17:44
tewderi tewderi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 29 Aug 2006
Mesajlar: 635
Standart Re: Kürtler ve Hz İbrahim

Çok eski çağlarda insanları yok etmek amacı ile tanrı tarafından büyük bir tufan yapıldığı hikayesinin yalnız kutsal kitap Tevrat' ta yazılı olduğu bilinirdi ancak geçen yüzyıl içinde yapılan kazılarda çıkan Asur kralı Asurbanipal' ın kütüphanesi içinde bir tablette de aynı hikaye okununca büyük bir şaşkınlık yaşanmış ve bu inanç kökünden sarsılmıştır. Gılgamış destanının son kısmını oluşturan bu hikaye ölümsüzlüğü arayan Gılgamış' a tufandan kurtulup tanrılar tarafından ölümsüzlük verilen Utnapiştim ( Nuh) tarafından anlatılmıştır. Bu araştırmaların en heyecan uyandıran sonuçları Filistin' de değil, Mezopotamya’daki kazılardan gelmiş olmasıdır. (Muazzez İlmiye Çığ)

"Yeryüzünde hic bir insan toplulugu, biribirinden daha asagi, daha önce ve daha antik degildir. Tümü de insanin dogaya yüksek uyumunu geleneksellesmis kültürel yasamin binlerce yillik ürnünü temsil eder." Gordon Schild.
Alıntı ile Cevapla
  #24  
Alt 16-05-2007, 17:45
tewderi tewderi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 29 Aug 2006
Mesajlar: 635
Standart Re: Kürtler ve Hz İbrahim

Ünlü araştırmacı tarihçi B. Hrozny'nin bilgilendirdiği kadarıyla, Yukarı Mezopotamya' dan Hindistan'a daha çok tanrı ve tanrıçalar ihraç edildi. Yunanistan'da dahil Anadolu'yu etkileyen Yukarı Mezopotamya uygarlığıdır. Araştırmalar ilerledikçe Anadolu uygarlıklarının tümünde ve özellikle Hititler' de varolduğu saptanan mitos ve ritusların çoğunun yukarı Mezopotamya halklarından Hurilere ait inançlardan ve bu inançlara bağlı efsanelerden oluştuğu anlaşılıyor.

Babil mitolojisinde belirtildiği gibi ilk yaratılan insanın isminin "Lulu" olduğu belirtilir. Bu isim geçmişten beri Zagroz dağlarının orta kesiminde yaşamakta olan ve dünyanın en eski devletini "Kammasi" adlı krallarının egemenliği altında kuran bir Kürt aşiretinin adıdır. Gılgamışın atası ve Tufan' ın baş aktörü Sümerli Zisudra'nın , Babil karşıtı Utnapiştim ( Nuh) efsanelerde Nuh peygamber kral olarak geçer.

Mitolojide önemli yer tutan ay tanrısı Sin, Fırat üzerinde dolaştığında bu nehrin suya doyduğu yazılmıştır. Yazıtlarda Harran'da Sin'in yeryüzündeki vatanıydı. Fırat ve Harran’ı, Sin seçmişti kendisine. Bilindiği gibi Sin' in ünlü mabedinin kalıntıları da Harran ovasında bulunmuştur. Ahdi Atik'in cennetinin Van gölü kıyısındaki Aden' de yer alması bu cennetten çıkan iki ırmağın Dicle ve Fırat oluşu, Babil'deki kuleden dört kartalın kanatları ile gökyüzüne çıkıp efsanevi Kürt kralı Nemrut’un tanrıyla savaşması insanlık tarihinin bu yörelerde Mezopotamya'da başladığının açık bir kanıtıdır.
M.Ö. 883-859, Asur Dönemi, *
kuzey ırakta Henry A. Layard tarafından sürdürülen kazılarda bulunmuştur (1845). İkiz olarak yapılan Nemrud heykeli’nin diğeri New York da korunmaktadır. İnsan başı, Boğa vücudu ve Kuş kanadının bileşiminden oluşan heykellerde Kralın yüz ifadeleri kendinden emin ve güçlü bir iktidarı temsil etmektedir. Kanatlar kuşların hızını, boğa vücudu ise kuvveti temsil etmektedir. İnsan başı ise aklı temsil etmektedir. İki ayağın arasında ise Kralın ısmi ve diğer bilgileri yazılı. Kralın kafasının üstündeki üçlü boynuzlar ise tanrısal gücü temsil ediyor.

Resim Kaynağı: The British Museum, London


"Yeryüzünde hic bir insan toplulugu, biribirinden daha asagi, daha önce ve daha antik degildir. Tümü de insanin dogaya yüksek uyumunu geleneksellesmis kültürel yasamin binlerce yillik ürnünü temsil eder." Gordon Schild.
Alıntı ile Cevapla
  #25  
Alt 16-05-2007, 21:47
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şuanda  online konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.708

Onur Üyeliği 

Standart Re: Kürtler ve Hz İbrahim

M.Ö. 883-859, Asur Dönemi, *

Sevgili tewderi, daha öteye gidemedin galiba ne dersin...

Yukarıdaki alıntında "bir Kürt Aşireti" diyor, ama garip olan şu, MÖ 9. yüzyıladan öteye gitmiyor ve bak, Her sonraki uygarlık bir öncekinin mitoslarını almış, yeri gelmiş özel isimler değişmiş, yeri gelmiş aynen kullanılmış yeri gelmiş konuşma dilince kullanılmış, ortaya bir çorba çıkmış... Deki kültür çorbası... Heleki MÖ 2000 li yıllar için dini değil milli bir birlik aramak nafiledir...

Yinede şu kadarla yetineyim, BOĞA tüm türdeş tanrıların temsilidir, temsil ve sembollere ise kökenine önceki yazımda girdim, yazı yokken temsil ve sembol vardı, sembol ise kutsal olanı ifade ettiği için, oda kutsallaşmıştı.... Aynen Kur'an bir kağıt ve yazıdan ibarettir ama O'nda bile bir dokunulmazlık vardır mesala evde en aşağıya konmaz, abdestsiz dokunulmaz, öpüp başına kor bir çoğu.......... Bu gösterdiğin heykelde Kutsal... Boğa'nın tanrısallığı bunun için var başka bir şey değil....

Boğa.
Hitit Fırtına tanrısı Taru(Taşup), Baal(Babil tanrısı, Sümer karşılığı An), El................... Mesala hattuşada bulunan figürlerde boynuzlu kafalar niye var.... Tanrıların sembolüdür Boğa, eee bu kral neden Boğa biçimli, yaaaaa

Önceki yazımdan bir alıntı yapmak istiyorum, aslında kendi fikrimce ana temayı çizmiştim...

"Nemrut Krallığı Komagane, MÖ 850 lerde kurulmuştur yani İbrahimden 1000 yıl sonra... Bu benzetimi bir yana bırakırda MÖ 2000 li yıllarda Hitit göçü ile o bölgelerde bu göçe karşı direniş göstermiş halklar yada küçük şehir devletleri dolayısıyla destansı anlatımlar yada dilden dile ilahiler olabilir... Geleni kurtarıcı var olan egemeni ise zulmeden olarak görmüş olabilirler... Aynen kurtarıcı İbrahim ve Musa gibi

Kommagene Kralı I. Antiokhos kendisini tanrı ilan etmiştir, MÖ 9. Yüzyıl, ve tüm dini görüşleri kendisine bağlamaya çalışmıştır... Nemrut dağı, O'nun izlerini taşır... İbrahim'den 1000 yıl sonradır...
Şanlıurfa'da ise Osrhoene Krallığı vardır ve aslında İbrahim nemrut efsanesinin izleri bu krallık döneminde aranmalıdır. Oysa bu krallıkda İbrahim'den neredeyse 1800 yıl sonradır, MÖ 132-MS 244

Bir diğer bakış açısıda MUSUL'da MÖ 19 yüzyılda kurulan merkezi burası olan Asur krallığıdır.. Bu ise Yahudiler için öyküye somut bir zemin için iyi bir referans noktası olabilir çünkü Asur demek Babil demektir, Babil demek Sümer demektir, Baal demektir ve uzun yıllar Baal ile El-İlah'ın savaşımı sözkonusu... Asur MÖ 612 de Medler tarafından yıkıldı... Kısaca o Nemrut bir Asur kralıydı denmektedir, ama bu doğru değildir, sadece öyküye uydurmadır... "

Zagros dağlarına gelince, I. Babil Zagroslardan gelen Guti akımları ile yıkılıyor, ancak şu var Gutiler YERLEŞİK değiller... Zaten yerleşikde olamıyorlar o bölgelerde, istikrarlı bir varlık gösteremiyorlar.... Sümer'lerde aslında Guti akımları ile zayıf düşmüştür.. Parçalanmalar ise hep içerden görülüyor... Bence öncelikle İbrahim'e yönelmek lazım, önce yapılması gereken bu ve sonra kimlerdenmiş deriz belkide ama o devirlerde bence bunun hiç önemi yok, çünkü kapalı değil bir çok uygarlığa mal olmuştur bu tür destanlar, mitoslar... Ve gölgemiz düşmeden araştırmak gerekir...

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #26  
Alt 17-05-2007, 03:06
Üye Değil
 
Mesajlar: n/a
Standart Re: Kürtler ve Hz İbrahim

Arkadaslar,

yanlis anlasilmasin, konu ile ilgili bilgi ararken rastladigim, trajikomik bir yaziyi aktarmak istiyorum. Bu yazi kurtler tarafindan yazilmis, ve ayni yazi bircok kurtcu sitede var. Kabul edilen bir yazi demekki. Konunun gidisati ile cok alakali degil, biraz genel konu ile alakali cerez gozuyle bakin. Bu kadar hatalarla, yanlislarla dolu bir anlatim nasil sahiplenilir, aklim almiyor.

--ALINTI--


"Bir zamanlar biz Kürtler Med Imparatorluğuna sahipken emeğimizin, zenginliklerimizin ve ülkemizin sahibiydik. O zamanlar kendimiz için savaşıyorduk. Ama bugünkü bazı Kürtler ülkemiz Kurdıstan´ın sömürgecilerinin emrinde amadeler. Neden...? Hiçmi atalarımızın onurlu tarihinden utanmiyorlar.? Tüm dünya tarihçileri biliyorki, tarihten evelki dönemlerde başlayıp bugünkü kimliğini belirten ´´Kürti´´ ve ´´Guti´´ kabilelerinin (aşiretlerinin) gelişmesi ve büyümesiylen Kürt milleti oluşmuştur. Kürtler Milattan 2 bin yıl önce Küçük Asya´nın doğu yamaçlarında devlet kurarak nüfuslarının doğuda Hindistan sınırına, güneyde Basra Körfezi´ne ve Umman Denizi´ne kadar giderek, uzamış olduğunu tarihten öğreniyoruz.

Doğulu ve batılı tarih bilginlerine göre; Milattan yaklaşık 10 bin yıl önce olan genel bir göç esnasın da Iskandinavya´dan güneye ve güneydoğuya dağılmışlar. Kürtler Hint-Avrupai (Ari) ırkının bir parçasıdır. Kürtler savaş ve benzeri nedenlerden dolayı göçerek Kafkasya´yı geçip Ararat Dağı´na gelip geniş bir bölgeye yerleşmişlerdi. Kürti ve Guti isimleriyle iki büyük kabile (aşiret) durumunda olan bu Kürtler´den Gutiler, doğu Hazar Denizi´ne doğru giderek doğuda Hindistan sınırına, güney de Basra Körfezi´ne ve Umman Denizi´ne kadar yayılmışlar. Unutmıyalım Kara Denizin doğusun daki iki büyük şehirinden sonra üçüncü şehirin bir kısmını kapsıyan Kürt kabilelerinin (aşiretlerinin) yönetimi vardı. Milattan önce 302´de Rum hükümdarı Mithiridates Pontos Kırallığını kurdu. Kısa bir sürede güçlenen Pontos Kırallığı Doğu Karadenizdeki Kürt hükümdarlığına karşı büyük savaşlar vererek topraklarını işgal etiler. Ancak Moğol ve Selçuklulardan sonra oluşan Barbar Osmanlı´nın
Vampiri, Fatih Sultan Mehmet Han 1461´de Rum Pontos Kırallığını sona erdirerek, diğer sömürge leri olduğu topraklarına kattı. Kürtlerin ülkesinin haritasi 4 denize yetiştiğini tüm açıklığıylan tarih bize bildiyor. Milattan 4 bin yıl önce Kürtler, bu büyük memlekete yerleşmişlerdi. Büyük Iskender´ ın Asya fetihi sıralarında bu geniş ülkenin sahibiydiler. O tarihlerde bu geniş ülkenin, konuşulan genel dili Kürtçe, egemen olan dinide Zerduşti-Yezidi diniydi.

Tarihin söylediği kadarıyla ilk Kürt padişahının adı Tosa, diğer adıyla Diyakos´tu. Diyakos, Milattan 1808 yıl önce Behl şehrinde ve cıvarlarında kurmuş olduğu hukumete padişahlık etmişti. Milattan önce 9. yüzyılda Keykubat, bütün Kürtler´i birleştirip bir araya getirerek, büyük bir Med Imparator luğu kurmuştu. Tekrar Milattan 612 yıl önce Keykubad´ın torunu olan Kayaksar diğer adıyla Hohister, Asur hükümetini yıkarak Asurların başkenti olan Ninova´yı egemenliğine almıştı.

Tüm Gutiler ; Subari, Huri, Lolo, ve Kasi adlarıyla dört kabiliye (aşirete) ayrılmışlardır. Subari
kabilesi (aşireti) Ararat´a, Toros´ta, Anti-Torosta ve Akdeniz kiyisinda bulunan Iskenderun şehirinden sonra sahil boyuca Fenike şehirinin bitimine kadar varlıklarını sürdürmüşler. Bu varlık, Kuzey Kurdistan da ( Kurdistan´ın Küçük Güneyinde ´´Kuzey Suriye´´ ) Mitan, Neyri, Halti ve Muski isimleriylen çeşitli hükümetler kurmuşlar. Toroslarda kurulan Muşki hükumeti varlığını yüzyıldan fazla sürdürüyordu. Ancak yunanlılar büyük saldırılarlan bu hükümeti yıkıp, kendilerine sömürge edindiler. Tarihten tanıdığımız Memê Alan´ın gerçek kökeni Alanya şehirindenmiş. Ehmêdê Xanê kitabinda Mem´ın şehirini tarif etmış. Bu tarif Iskenderuna değil, Alanya´ya uyuyor. Çok tarihi olan Alanya, şehiri Kürt Mirliklerinin bir şehridir. Mem bu şehirdeki bir Mirin oğludur. Alanya ve Akdeniz Yunanlıların eline geçtiği zaman, Mirlikler aşiretleriylen beraber. Iskenderuna kadar geri çekiliyor ve orada yaşıyorlar. Şimdiki ismiylen Samandağı´da, Mitan, Neyri ve Muski devletlerinin başkentleri konumunda olan metrapolleriydi. Bu metrapolde yaşayan insanların sayısı 9 milyonu geçiyordu.

Mitaniler milattan 16 yüzyıl önce güçlü bir hükümet kurdular. Bu hükümet Hititler´le ve Mısır
Firavunları´yla yüzyillarca kahramanca savaştılar. Bir çok savaştan sonra da Firavunlar´la barış yaptılar. Bu barıştan sonra Milattan 1405 yıl önce Mısır Firavunu, Totmsmitan´ın Padişahı Sovartan ´ ın torunu ve Vartamana´ın kızı ile evlendi. Ve bu evlilikten doğan 3. Amamotis Firavunda Dilehepa adındaki Kürt prensesi ile evlenmişti. Hayatının sonuna doğru da ikinci defa yine Kürt prenseslerinden Totohepa ile evlenmişti. Totohepa, tarihte Nefertiti adıyla büyük ün kazanmıştı.

Huriler, Dicle ve Firat nehirlerinin kuzeyinde Amed / Diyarbekir şehri cıvarında Milattan 2 bin yıl önce küçük olan prenslikler (mirlikler) kurdular. 2 bin yıl boyunca hükümetleri hukuki ve medeni yönden güçlü bir şekilde devam etti.

Lolo ve Kasiler, Ararat´tan Zagros Dağlarına geçerek Dicle Kıyıları boyunca güneye indiler. Buralarda Milattan 2 bin yil önce Üllam, Şomir ve Akad isimlerinde üç büyük devlet vardı. Lololar ve Kasiler, - Ullam, Şomar, Akad – isimlerindeki 3 büyük devleti birkaç yüzyıl içinde yendiler. - Hep böyle olmuş kahraman Kürtler sabırlı ve azimliler. Özgürlükleri için barışçıl bir çare kalmamışsa, kahramanca düşmanlarını tarihten siliyorlar. Kurdıstan´ın şimdiki düşmanları Kürtler´in asilliğini biraz düşünsünler... – Lolo ve Kasiler, Ullam, Şomar ve Akad devletlerinin hükümet merkezleri olan Soz, Lakas ve Babil şehirlerini ele geçirdiler. Bu gelişmelerden sonra KURDîVAN adıyla kurdukları devlet 700 yıl Babilde hüküm sürdü. Bu dönemlerde Ermeniler, Yunanistan´ın Teselya kıtasında yerleşiktiler. Milattan 600 yıl önce Küçük Asyaya gelmişlerdi. Yani Kürtler´in Zagros Ararat Dağ larıyla Akdeniz arasındaki bölgelere yerleşip, kocaman devletler kurmasından 35 yüzyıl sonra Ermeniler buralara gelmişlerdi.

Bilimsel araştırmalara göre Merduh Tarihi´nin verdiği birçok bilgilerden anlaşılıyorki Kürtler, Küçük
Asya´da devlet kuran ilk ve en eski milletlerdendır. Tarihte MED adıyla bilinen milletin aynen ve aynen Kürt milleti olduğunu ispatlayan tarihi bilgi ve belgelerden birkaç tanesini burda açıklıyalım.

Asur kitabelerinde(yazıtlarında) adı görülen,Guti ve Kürtler´in Asurilerle savaşan Med-Kürt kabileleri olduklarını, net bir tarih olarak bize bildirmektedır.

Ermeni tarihçileri Kürtik, Kürdiyan, Mar, Med ve Kürt terimlerini aynı anlamda kulanmışlar. 8. yüzyıl
tarihçilerinden Vartan, yazılarından Med ismi yerine Kürt ismini kulanmıştır. Tarihçilerden Hartom, 1316 miladi yılında yazdığı tarih kitabında açık bir dillen ´´Med´ın kendi kavimlerine Kürt derler´´ demiş.Meşhur tarihçi Istırabon eserinde Kürtler´e ´´Guti´´ demektedır. Ve ´´ bütün tarih boyunca Medler´i Kürtler´den ayrı gösterecek bir neden bulamazsınız´´ diyordu. Iranlı Dr. Ikbal, yazdığı Eski Iran Tarihi adlı eserinde ´´Medler Kürt aşiretleri idiler, vatanları Suriyenin kuzeyinden Hazar Denizi´ne uzanır´´ diyor. Muşirüddevle yazdığı ´´Iran Bostan´´ tarihinde; birçok uzmanların ve şarkiyatçıların araştırmalarına göre, ´´Med milletinin dili, bugünkü Kürtler´in konuştukları dildır.´´ denılmıştır.

Türkiye devleti 1965 yılında Fransızca dilinde ´´Türkiye´de Turizm´´ adinda bir kitap yayınla****** şunları diyorlardı. ´´Diyarbekir´in ne zaman ve kimler tarafından kurulduğu bilinmemektedir. Bu eski şehir, medeniyet ve kültürün en eski merkezlerindendır. Eskiden Diyarbekir´in ismi Amed idi. Bu yöreye medeniyet sahibi olarak ilk yerleşen halk Huriler´dır. Huriler Milattan önce 4000 yılından 2000 yılına kadar birçok preslikler kurarak egemenliklerini sürdürmüşlerdır.´´

Huriler, Subariler´le aynı ırktandır. 2000 yıl önce Huriler´in iktidarı zayıflamağa başladığında iki
bölüme ayrıldılar. Bu kısımlardan biri Mitaniler´di. Mitaniler gelişip yaygınlaşarak Milattan önce 1750 yılından 1350 yılına kadar devam eden büyük bir Imparatorluk kurmuşlar.

Hazreti Merduh´un Tahranda yayımladığı Tarih-i Merduh´un 22, 26,66´ncı sayfalarında bu konuda şu bilgiler verilmektedır: ´´Keşfedilen eserler bize gösteriyor ki, Lolo, Guti, Kasi ve Huri adındaki
milletler Zagros Dağı Kürtleri´ndendirler. Bu Kürtler, Sümer, Elam ve Akad hükümetleriyle aynı dönemlerde yaşamışlar. Ve bu hükümetlerle birçok savaşlar yapmışlardır. Bu tarihte yani Milattan 4000 yıl önce bu yerlerde ne Kildani ve ne de Asuri hükümetlerinden bir nişane vardı.´´

Kürt yazarlardan merhum Emin Zeki Bey, Tarih-i Kurd û Kurdıstan adli eserinde şöyle belirtiyordu: ´´Batıda Iskenderun körfezinin tam kuzeyinden başla******kuzey-doğu yönünde Maraş, Elbistan,
Akçadağ, Hekimhan ve Haruk´a kadar çıktıktan sonra Anadolu´nun ortasında bulunan Sıvas şehri nin yakınlarında doğuya doğru Bayburt ve Erzurum şehirleri üzerinden doğru bir çizgi halinde
Kafkasya´nın güneyinden Kars şehrine kadar uzanır. Ve buradan güney-doğu yönünde bir süre Kafkasya sınırı boyunca devam ettikten sonra Iran toprakları içinde Urmiye gölünün batısını ve güneyini kuşatarak Iran içlerinde yine güney-doğu yönünde Hemedan-Ekbenyan ve Bahtiyariler bölgesini içine alarak Fars körfezinin kuzey-doğusunda bu körfeze iner. Iskenderun´un güney - doğusunda başlayan bir çizgide Suriye´nin Halep cıvarındaki Kürt dağı bölgesini içine aldıtan sonra güney yönünden Irak´in Kerkük – Musul şehrine kadar bazı kıvrımlar dışında yine bir doğru çizgi halinde devam etikten sonra Musul´dan itibaren güney-doğuya doğru Tekrit ve Şehribani´den geçerek ve Huzistan bölgesini batıda bırakarak Benderdilin´de geçerek yine Fars körfezine iner. Bu çizgi de Kürdistan´ın batı ve güney sınırlarını çizer.´´ diyor.

Bazı yazarlar ve tarihi verilere göre, Orta-Anadolunun ENQERE şehrinde Kürtler yani ´´Kurti ve Guti´´ kavimleri yaşamışlar. Burasıda dönemin hükümetlerinin sınırları içerisindeymiş. O zamanın Kürtleri bu şehirde siyah üzüm bağlarını ekmişlerdi. Enqere şehirinin ismi o zamanki Kürtçede siyah üzümü çağrıştırıyormuş. Bugün bu şehir Türkiye´nin baş kentidır.

Ben bu yazımda, Kadri Cemil Paşa´nın yazdığı DOZA KURDiSTAN adındaki eserinden faydalandım. Her yiğit Kürt gibi Kadri Cemal Paşa´da Kurdıstan için mucadele vermıştır. Kendisini ve mucadele arkadasşlarını saygıylan anıyorum.

Kurdıstan tarihiylen ilgili birçok parti, kurum ve şahsiyetlerle görüşmeler ile araştırmalar devam
etmektedır. Ve bu çalışmalardan sonra tarihlen ilgili bilgiler peyder pey yayınlanacaktır"

--ALINTI--

Bu yazida en komik ifade,

"Doğulu ve batılı tarih bilginlerine göre; Milattan yaklaşık 10 bin yıl önce olan genel bir göç esnasın da Iskandinavya´dan güneye ve güneydoğuya dağılmışlar."

kismi. Iskandinavya kismi, bir yanlis anlasilmadan ibaret. Aryan irki ile iki farkli teorinin birbirine karistirilmasindan kaynaklaniyor. Bildiginiz gibi Aryan irki Avrupa'da yasayan halklarin atasi olarak mitlestirilmis, Avrupa halklarinin bu irktan geldigi savunulmustu. Aryan irk ile ilgili ilk kabul goren tez, Nordik teorisi idi. Iskandinavlar, daha sarisin, uzun boylu, genis omuzlu olduklarindan, Aryan irki olarak kabul edildi. Bu teori 1940 larda, Adolf Hitler'in ve SS subaylarinin baskisi ile yalanlandi. SS subaylari Nordik teorisine karsi propagandalar yaptilar, Hitler bu arastirmalara inanilmaz butce ve zaman ayirdi. Aryan irkinin devami olan almanlarin dogudan geldigini savundu. Aslinda onlar hicbiryerden gelmemislerdi.

Franklarin baskisindan doguya gocen vandal ve german topluluklarin bir kismi, careyi doguya gocmeke bulmuslardir. Bati Irakta yasayan Alani ler, bu gocen kavimlerden biridir, alman kokenlidir, dis gorunusleride almandir. Bu dedigim surec, Roma'dan cok once. Bu esnada, nasil oluyorsa bu aryan halki bu barbar alman kavimleri, hem askeri hem teknik ustunlukleri ile destekleyerek, franklarin baskilarini engelliyorlar. Belki gocleri azaltmak istemis olabilirler. Aryan halkla Avrupa'nin iliskisi budur, ama bu olay tabi atamiz, soyumuz seklinde mitlestirilmis.

Aryan irki, Os(jessy, assia) uygarliginin bir koludur. Os uygarligi, guclu ve gelismis bir uygarliktir. Hint kokenlidirler ve bircok avrupa dilinde dogu ve asya, OS kelimesinden alir adini. Ayni sekilde Suud kavmi guneye, Nor uygarligida kuzeye adini vermistir diye rivayet edilir. Os uygarligi uc hukumdar arasinda dagitilir, Armen(ermenistan) Iron(Iran yada Aryan) ve Alanistan.
Alıntı ile Cevapla
  #27  
Alt 17-05-2007, 08:33
tewderi tewderi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 29 Aug 2006
Mesajlar: 635
Standart Re: Kürtler ve Hz İbrahim

Sevgili Respendial vermiş olduğun kaynakta pek mantıklı birşey bulamadım ..
Fatih sultan Mehmet Han ile ilgili olan bölümde bu makaleyi yazan kişinin tarih bilgisinin ne kadar zayıf olduğu kendisini göstermekte Kürtlerin tarihi olarak Kabul edilen Şerefname den bir bölüm aktarmak istiyorum
"Osmanlılarsa, bütün Balkanlar'a Anadolu'ya, Trabzon'a hakimdirler. Bizans'ın başkenti İstanbul'da taht kurmuşlar ve bu Uzun Hasan denen güçlü sultanı 1470'lerde Erzincan'ın Tercan'ında yenmişlerdir. Savaş meydanından kaçan Uzun Hasan'ı takip etmekte tereddüt ederek, İran ve Kürdistan seferini başka bir mevsime erteleyerek İstanbul'a dönmüşlerdir. Sultan Fatih Mehmet, 1481'de bir "Doğu Seferi"ne çıkarken ve belkide 1473 Otlukbeli Savaşı'nda eksik kalan fütühatını tamamlamak isterken; Maltepe'de hastalandı, biraz daha yol aldı, ancak Gebze'nin Tekür Çayırı'ndan ileri gidemedi ve 3 Mayıs 1481'de 51 yaşında iken öldü. Sultan Fatih'in Kürtler ve Kürdistan ile ilgili ne düşündüğünü bilemeyiz. Ancak Otlukbeli'nde 1473'de Uzun Hasan'ı yenmesi Kürtler açısından çok faydalı olmuştur. Uzun Hasan yenilmeseydi, belki de Kürtlük olmayacaktı." *(Bitlis Hükümdarı Şeref Han tarafından 1597 yazılmıştır.)


Bizim konumuz Kürtdistan değildir Burada bir ırkın tarihini destanları incelemk değildir.
Asıl amacımı Hz ibrahim'in Kürtler ile olan bağlarını incelemektir.

"Yeryüzünde hic bir insan toplulugu, biribirinden daha asagi, daha önce ve daha antik degildir. Tümü de insanin dogaya yüksek uyumunu geleneksellesmis kültürel yasamin binlerce yillik ürnünü temsil eder." Gordon Schild.
Alıntı ile Cevapla
  #28  
Alt 17-05-2007, 09:30
hoara. hoara. isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 11 Dec 2006
Mesajlar: 48
Standart Re: Kürtler ve Hz İbrahim

selam
meramı mı toparlayarak anlatayım.
bu yazıyı okuyunca , kürtlerin ulusal kimliklerine onay saglamak için ibrahim e ucundan bizde sahiplenelim tarzı bir hava sezdim. kürt kimliğinin buna ihtiyacı olmadığını düşündüğüm için, böyle ucuzluğu yadırgadığımı asla milliyetçi olmayan duygularla belirtmek istedim. ibrahimi ben tekelimde de görmüyorum. ha bu görüşümde yanıldıysam ki tewderi amacını kürtlerin ibrahim
ile baglantısını incelemektir demiş özür dilerim.

konuya dönersek ibrahim in amcası haran tekvin bab11 ayet 28 belirtildiği gibi " kildanilerin ur şehrinde doğduğu memlekette öldü " ise, kürtlerin kildaniler ile bir soy bağı varsa ibrahim kürt te olabilir.

benim için bir mahsuru yok

cımbız felan diyerek daha kafadan bana ön yargılı yaklaşmanızıda kınıyorum bu arada

syg
Alıntı ile Cevapla
  #29  
Alt 17-05-2007, 09:40
seyyah3441 seyyah3441 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 17 Oct 2006
Mesajlar: 125
Standart Re: Kürtler ve Hz İbrahim

"Bizim *konumuz *Kürtdistan *değildir *Burada *bir *ırkın *tarihini *destanları *incelemk *değildir.
Asıl *amacımı *Hz *ibrahim'in *Kürtler *ile *olan *bağlarını *incelemektir."

Sayın *tewderi yukarıdaki tırnak içindeki alıntı sizi yazınız.Her ne hikmetse *diğer yazdıklarınız ile bu söyleminiz birbiriyle *taban tabana *zıt.

Uygarlık bırakın bir ırkın diğerine olan üstünlüğünü,insanın insana olan üstünlüğünü bile red etmek esaslıdır.Ait olduğunuzu iddia ettiğiniz ve geçmişini bir temele dayandırma çabası içinde bulunduğunuz insan topluluğunu sadece insan olmaktan kaynaklanan *özellikleri ile *benimsemeniz gerekmez mi?
Alıntı ile Cevapla
  #30  
Alt 17-05-2007, 11:08
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şuanda  online konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.708

Onur Üyeliği 

Standart Re: Kürtler ve Hz İbrahim

hoara.

Doğrusu merakla bekliyorum dediğin yazılar benim yazılarım, ve merakla bekleyip, nereye bağlayacaksın göreceğiz dercesine yaklaşımına uygun bir yermi var yazdıklarımda...

Ki belirtmişim, önsel bir kalıp koyup ondan sonra tarihe böyle yaklaşırsanız aradığınızı bulmanız hiç zor değildir. Tarih böyle durumda sizlerin ne söylediğini söyler ama siz tarihin ne dediğini hiç bir zaman tam anlayamazsınız... O yüzden belirttim, tarihin o döneminde böyle önsel bir kalıp koyup bakmak nafiledir, yanılgıya götürür... Önce hiç bir kalıp koymadan bakmak gerekir, sonrasında ise ulaşılan donelere göre kendi önyargılarımaza bakarak beğendim beğenmedim mevzusuna giremeyiz, kabul noktası olacak ise yine bu tarihin ne dediği ile ilgilidir, bizim tarihten ne sitediğimiz değil...

Kısaca Size ilk sorduğum buydu, dönersin evet arkadaşım siz zaten böyle bir hedefle, böyle bir önsel kalıpla yola çıkmamışsınız, dolayısıyla böyle bir sonuca varmak gibi bir önsel yargınızda yok dersiniz, benim size itirazım buradaydı, anlayamadınız belkide önyargılarınızdandı.. Hani ben önyargılıyım ve sana önyargılı yaklaştımya, öyle diyorsunuzya?
-----------

Sevgili Tewderi şurası ters, ama doğru Türkiyede yaşıyoruz ve biz tarihe şu şekilde bakmayı öğrenmedik..

Geçmişe kendinizden başlayıp geriye doğru giderseniz anlamı olur, geleceğede gelecekten kendinize doğru gelebiliyorsanız yöntem doğru olur, ama biz öyle yapmıyoruz,

Tarihi önce bu günki belirli aidiyetlikerimizle başlatıyoruz, yani önce tarih amuda kalkıyor sonra geleceği ise yine bu günki aidiyetlikler ile belirliyoruz gelecekte amuda kalkıyor, ondan sonrası ise çok kolay oluyor, mesala İsa namaz kılıyor, İbrahim namaz kılıyor, tamamen Müslüman oluyorlar ama ne gam, kendileri Müslüman iken hiçde ortak olmayan başka bir dini yaymış oluyorlar... İşte basit bir örnek...

O yüzden şu sözün şöyle olabilirmiydi;
"Asıl amacımı Hz ibrahim'in Kürtler ile olan bağlarını incelemektir.-Tewderi"

"Asıl amacım Kürtler'in Hz ibrahim *ile olan bağlarını incelemektir."

Sevgili Respendial yaptığın alıntıda bir yığın yanlışlık olabilir ama konu ile örtüşmüyor, çemberin merkez noktasında İbrahim olmalı ve tüm irdelemeler bu çember etrafında dönmelidir... Eleştirel bakışın doğru olabilir ama o yazı çemberin orta yerine herhangi bir milleti koymuş, bu anlamda konu ile alakasını kuramıyorum, ısrarla başından beri ben çemberin orta merkezine İbrahim'i koymaya çalışıyorum ama nedense bunu anlayamayan arkadaşlarımız ya Kürtlere nasıl bağlayacam bunu merak ediyor yada diğeri hala tarihe kendi, bu günki güncel kalıbı ile bakmaya devam ediyor....

MÖ 2000 li yıllar insan olduğu gibi kültür göçlerinede sahne olmaktadır, ancak bir taraftan Gutiler için o dönemde Mezopotamya'da yerleşik bir merkez aramak ise biraz abartı olur. Çünkü MÖ 4000 li, 3000 li yıllarda Zagros dağlarından Sümer iline yapılan akınlar Gutiler'in Mezopotamya yerleşkesi değil aksine uzak dağ sırtlarında göçer yaşadıkları ihtimalini güçlendirir, yani Mezopotamya henüz onlar için bir yurt değildir... Yine MÖ 2000 lerde ve İbrahim'in arifesinde Asur döneminde yine o bölgelerde yerleşik olmadıkları ama dönem dönem Zagros'lardan gelerek akınlar yaptıkları, Babil'i zayıflattıkları *bilinmektedir, yine Perslerin hakimiyetine kadar bölgenin yerleşik kültürü yine el değiştirmişde olsa Sümer kültürüdür, Asurbanipal'in İştar Tapınağını boşuna yazıya koymadım...

Göçlerde ise gözümüze daha çok toplum değil aile, soy göçleri olduğu gözlemlenebilir, bunun arka planında ise hala atılamayan paleolitik çağ gelenekleri olabilir, yani avcı, toplayıcı miras.. Neolotik çağ ise nehir kenarlarında ilk yerleşimlerin ve ilk yerleşke uygarlıkların başladığı çağdır ve uygarlık denen şey bir yerde bu gelişim temelinde ilerlemiştir. Mısır Nil'in armağanı ise Sümer'de Fırat ve Dicle'nin armağanıdır... Yerleşik olan kültür ise o dönemlerde Sümer kültürüdür ve bölgeye göçler ile egemen olan kültür ise Hindistan kültürü olmaya başlamıştır, Hindistan'da Ganjın önemi Msır'da Nil nehrinin önemidir... Kısaca insanlığın gelişimi ile doğru orantılı olarak bakmak gerekir...

Paleolotik çağ ile neolotik çağ arasındaki en temel fark belirli bir aile yada soy grupları değil, bir çok aile ve soy gruplarının aynı coğrafya üzerinde yerleşik olduğu için kaynaşması sürecidir. Ve ilk ırksal oluşumlar bu soy ağaçlarına dayanır, yani gökten zembille inmemiştir, coğrafik yapı ve birleşke kaynaşım ortal dil, ortak din noktasına doğru evrimleşmiştir, eninde yada sonunda temel olan insandır, ne milli aidiyetlikler nede dini aidiyetlikler değildir ve ismini andığımız dönemde aidiyetliğin temeli millet yada ırk değildir, dindir, çünkü egemen yapı, mülkiyetin kullanımı ve toprağa çitlerin çekimi dahilinde insanın insana, hayvanların inana köle yapıldığı dönemdir ve bu köleliğin temel önermesi temel birleştirici yapay unsur olan din ile sağlanmıştır... Sorun budur, ve herhangi bir dini aidiyetliğe mensup ama başka dini aidiyetliğe mensup insanları egemenlik altına aldıklarında, artık kendileri A diğerleri B dir ve köle bir yaşam diğerlerini beklemektedir. Çünkü onlar başkadırlar, çünkü onlar B dirler ve B ler A ların kölesi ve egemenliği altında olmalıdırlar, insanlığın kurtuluş ümitleri için önce insanlığın esir olması gerekirdi, MÖ 3000-2000 li yıllar ise kurtuluş umudunda bir dönüm noktasıdır, başka yörelerden krutuluş umudu ile göçen insanlar, yerleşkelerdekilerin umudu için bir kurtuluş arzusu oluşturmuş ve böyle bir çok kültürde kurtarıcılar olarak bazı isimler efsaneleşmiştir, bu insanın o devirlerde beklediği süpermenlerden başka bir şey değildir ve her toplum bir şekilde bu mitosları sahiplenmiştir, hatta kendi köklerini bile oralara dayanarak sağlam tutma yolunada gitmiştir.... Burada asıl önemli olan kurtuluş umudunun sadece B ler için olduğu onlar kurtulduğunda ise busefer A ların köle yapıldığıdır, yani aidiyetliklerin egemen olması mücadelesi ile karşı karşıyayızdır ve asıl altında yatan gerçek o çitlerle çevrilen toprağa ve üzerinde yaşayna tüm canlılara ben hakim olacam, sen hakim oldun kavgasıdır.... Çok uzağa gitmeye gerek yok, bakın iran hapisanelerine, kaç bin tane başka mezhepten insan var, 400.00 olabilir mi?

Her neyse, tarihi bu günki aidiyetlikelrden başlatmak yerine O bize ne anlatıyor diye gidersek sanıyorum ki ulaşacağımız tek din, tek ırk, İnsan olacaktır...

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 00:55 .