(Alıntı Haber)
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Kuran kursları ile ilgili hazırladığı yeni yönetmelikte yaş sınırlaması, Milli Eğitim Bakanlığı denetimi yok. Eski yönetmelikteki “Kursta siyasi nitelikte etkinliklere izin verilmez” hükmü ise yeni yönetmelikte yer almıyor. (Kaynak: http://haber.sol.org.tr/devlet-ve-si...i-haberi-53538 )
---------------------------------------------------------
Bildiğim kadarıyla islam geleneğinde çocuğa dini öğretmek babanın, baba yoksa amcanın işidir. Yani din aile içinde öğretiliyor. Zaten eskiden okul mu varmış? Fakat dinciler sırf toplumda baskı kurabilmek ve başka çocukları da dindarlaştırmak için kendi dininin geleneğine ters düşüyor. Niyetleri kötü çünkü.
Herşeye karşın bir ailenin dini bilgisi yetersiz olabilir ama çocuklarının bu bilgiyi tam almasını isteyebilir. Bu özgürlükleri de elbette vardır. Ama bunun yeri okul değil camidir. Gider imamdan rica edersin, beni din konusunda aydınlat diye. Ama bunu birey kendisi yapmalıdır. Çocuğunu zorla götürmemelidir. Çocuklar istediğimizi yapabileceğimiz canlılar değildir. Çocukların da hakları vardır.
Okullarda zorunlu ya da seçmeli din dersinin gereği ve mantığı yok. Zorunlu ya da seçmeli bir din dersi olmamalı, dinini öğrenmek isteyen genç mahalle imamından öğrenmelidir. Dini öğrenmek ancak yetişkin kişilerce, istek varsa, bireysel olarak yapılmalıdır.
Keza imam hatip okulları, sadece imam ve hatip yetiştirmelidir. Adı üstünde, imam-hatip okulu. İmam-hatipte okuyan başka meslek edinememelidir. Kadınlardan imam ve hatip olamadığı için bu okullara kız öğrencilerin gönderilmesi de hatadır. Peki gençler dinlerini nereden öğrenecek? Ailesinden ya da imamdan öğrenecek. Okul dışında, kendi isteği ve olanağıyla öğrenecek. Bu yüzden Kuran kursu bir özgürlüktür, karşı çıkmıyorum.
Ama Kuran kurslarının bazı kriterleri olmalıdır. Çünkü islamın reform görmediği ve siyasallaşarak totaliter, insan haklarını ihlal eden devlet yapıları ortaya koyabildiği, keza radikal islamcı terör örgütlerinin varolduğu gözönüne alınmalıdır. Bu yüzden Kuran kurslarının denetim altında olması gerekir. Milli Eğitim Bakanlığı ya da demokratik kitle örgütleri v.s. Kuran kurslarının siyasal içeriğe kaymaması ve insan haklarıyla çelişen ya da şiddet yanlısı, baskıcı islam yorumlarının öğretilmemesi noktasında denetleme yapmalıdır. Ama işte bu gereklilik artık görmezden gelinmeye başlanıyor. Bu durum demokrasi, özgürlükler ve insan hakları bakımından çok tehlikelidir.
Önemli bir nokta da Kuran kursuna gidenlerin genç yaşta olması, yani yetişkin olması gerektiği konusudur. Çünkü çocukların doğru düzgün sorgulama ve eleştirme, ayırt etme gücü gelişmemiştir henüz. Mantık tam oturmamıştır. Çocuklar kolaylıkla istismar edilebilir., kandırılabilir. Eğer AKP ve muhafazakarlar dinlerine güveniyorlarsa, çocuğun ergin yaşta, aklı başındayken, eleştirip sorgulayarak dini değerlendirmesi gerektiğini kabul ederler. Çünkü çocuk yaştayken insan her türlü hikayeye inanır. Noel babaya bile inanır, ''öcü''den korkarsın. Kendine ve inancına güvenenler, çocukları hedef almaz. Çocuk istismarı, din kisvesi altında meşru hale gelemez.
İmam hatipte okuyanlar sadece imam ve hatip değil her mesleğe girebiliyorken, zorunlu din dersleri sürüyorken, üstüne bir de Kuran ve siyer dersleri geliyorken, bir de Kuran kurlarında yaş sınırının kalkması, siyasetin serbest bırakılması ve denetimden çıkarılması felakettir. İslam dinin ve geleneğinin özgürlükçü, demokrat ya da insan haklarından yana olmadığını biliyoruz. Denetimsiz, politikleşmiş Kuran kurslarından demokratlar, insan hakları savunucları çıkmayacağını da görebilmek gerekiyor. AKP'ye destekleyen ''demokratlar demokratlıkta samimi ise artık eleştirmeye başlamaları gerekiyor. Alevinin hala cemevi yasaklıyken, ateistlik ''tinercilikle'' bir tutuluyorken islamın bu kadar ölçüsüzce sırtının sıvanması adaletsizlik değil midir herşeyden evvel?