İslamın Çözülemeyen Mantığı?

[Jolly Jocker]

Kuran'da zina etmenin cezası yüz değnek vurulması.

Mal çalmanın cezası ise elin kesilmesi.

Yani insana karşı suçun cezası yüz sopa.

Mala karşı suçun cezası ise el kesme!

Bir adamın kol düğmesini çalarsan elin kesiliyor ama karısıyla bir yıl ilişkiye girip onu aldatırsan sadece yüz değnek vuruluyor.

Değnek cezasından sonra başka şehre gidersin, böyle bir suç işlediğini kimse anlamaz.

Ama elin kesik olunca ömür boyu taşırsın hırsızlık işaretini.

Bir insanı hangisi daha çok üzer?

Boynuzlanmak mı? Düğmesinin çalınması mı?

İslamdaki cezalar da absürt ve mantıksız.

Zaten trilyon çalanlara da önemsiz birşey çalanlara da aynı el kesme cezasının verilmesi de ilginç!

Deveye sormuşlar neren eğri diye, nerem doğru ki demiş.

İslam da böyle işte...

Zinaya bile böyle bir ceza verilirken hırsızlığa bu kadar ağır ceza verilmesi, herhalde en çok zenginleri memnun etmiştir.

Muhammed de zengindi değil mi? Tüccardı? Karısı zengindi daha doğrusu.

Sanki parçalar yerine oturuyor.

Hırsızın eli yerine bir vesileyle kendi şeyini kesse belki bambaşka bir din çıkardı ortaya.

[YasasinBilim]

Jolly Jocker´isimli üyeden Alıntı

Kuran'da zina etmenin cezası yüz değnek vurulması.

Mal çalmanın cezası ise elin kesilmesi.

...
...
Hırsızın eli yerine bir vesileyle kendi şeyini kesse belki bambaşka bir din çıkardı ortaya.

recm ayetlerini keçi yemeseydi, taşlar daha güzel otururdu.

muhammed kendi şeyini azıcık kesmiş ki sünnet diye bir uygulama var.

saygılar...

[istatistik]

Muhammed her ne kadar Hatice aracılığı ile zenginliğe kavuşmuş olsa da Mekke'den Medine'ye kaçtığı dönemde bu zenginliğin büyük bölümünü ardında bırakmak durumunda kaldı. Bu bakımdan kişisel servetin korunması ve kollanmasına yönelik kuralların, mal olarak görülen kadınların korunması ve kollanmasına yönelik olan hükümlerden daha sert olması anlaşılabilir bir durumdur.

[rastaman]

Gerçekte bu kuralların temeli Kurana yada İslama değil,çok daha öncesine;Akadın Hammurabisinden Asura,Yahudilere;kısacası Semitik geleneğe dayanıyor.

Günümüz değerleriyle düşünüldüğünde elbette birçoğu mantıksız geliyor,ama bunlar dönem şartlarında binlerce yıl toplum düzenini sağlamayı başarmış kadim yasalar.

Recm de tevrat kaynaklıdır mesela,her hırsızlık yapanı,adam öldüreni,karısını aldatanı cezalandırmak için yıllarca yatıracak bir cezaevinin varlığının pek de ''kullanışlı
'' olmadığı dönemlerden sözediyoruz.Kes kolunu,vur kırbacı yada öldür;Mezopotamyadakiler dışında çoğu aşiret beyliklerinden oluşan bu halklar için en pratik çözümler bunlar.

Mala karşı işlenen suçların cezasının ağır olması da doğal,otorite güçlüğü çekilen,kellelerin havada uçuştuğu,yağmanın talanın ve haramilerin hüküm sürdüğü bir zaman ve mekan.
Keşke bu yasalara hala inananlar olmasa,biz de bu konuları eski Mısır hukukunu işlermişçesine rahatça tartışsak.

[Jolly Jocker]

İslamdaki el kesme v.s. uygulamalarının dönemin koşullarına çok da bağlı olmadığını düşünüyorum.

Yahudilik de benzer coğrafyada ve benzer dönemde, hatta çok daha eskiden itibaren varoldu ama Tevrat'ta hırsızlık yapanın elini kesin diye birşey yok. Çaldığının biraz daha fazlasını geri ödemek zorunda bırakıyor.

Kuran'daki anlayışa kıyasla melek gibi.

Ama Tevrat'ta da sebt günü çalı çırpı topladı diye taşlanıp öldürülen insanlar var.

Yahve de Allah da biraz şey...

Psikolojileri bozuk sanki.

Tanrının, varolmamasına ilaveten, karakter sorunu da var bence.

İyi kalpli ve sevecen bir karakter değil. Faşist bir karakter.

[upuaut]

Sayın Jolly Jocker, açılış mesajında söyledikleriniz maalesef o bölgeye özgü bir durum. Dolayısıyla yereldir, evrenselleştirilemez. Çünkü Sümer ve Babil'den beri o bölgede (Arap Yarımadası) çıkartılan kanunlar "Kısasa Kısas" ilkesine göre düzenlenmiştir. Bu nedenle, o bölgede gözetilecek tek şey, "adalet"tir. Eğer siz, orada adaleti gözetebilmişseniz, Kuran'dan saydığınız ağır yaptırımlara bakılmaz bile.

Örneğin, M.Ö. 2500 yıllarında ölen Sümer kralı Urukagina, mezar taşına, büyük bir gururla, "Karabaşlara (Sümer halkına) adalet getirdim" diye yazdırmış. Aynı şey, 6. Babil Kralı Hammurabi için de geçerlidir. O da ülkesini adaletle yönetti ve adalet onun zamanında Babil'de zirve yaptı. Bir başka örnek: Büyük Sargon (Sargon The Great). Akadça adı "Şarru-kin"dir. Akadça bu kelime "hükümdar meşru", "adil kral" gibi birçok anlama sahiptir. Ama hangi anlamda kullanılırsa kullanılsın, her seferinde Sargon'un adil bir kral olduğu anlamı çıkar.

Hasdal'dan mektup var!

Evet, bu örneklerde gördüğünüz gibi Sümer ve Babil kralları ülkelerini şimdi bile hasreti çekilen tam bir adaletle yönetmeye çalıştılar. 4000-4500 yıl önce Sümer-Babil'deki bu durumu gören Hasdal Cezaevi’nde bulunan Balyoz Davası’nın tutuklusu muvazzaf sanıkları, 3 sayfalık mektuplarında şöyle demişler: "M.Ö. 2500 yıllarında ölen Sümer kralı Urukagina, mezar taşına, büyük bir gururla, ’Sümer halkına adalet getirdim’ diye yazdırmış. M.S. 2000’li yıllarda, M.Ö. 2000’li yıllardaki kadar adalet istiyoruz. Çok mu?"

[Neva]

Firavun'un ceza sistemi degismeden uygulanmis.

[Mutezile]

istatistik:

Muhammed her ne kadar Hatice aracılığı ile zenginliğe kavuşmuş olsa da Mekke'den Medine'ye kaçtığı dönemde bu zenginliğin büyük bölümünü ardında bırakmak durumunda kaldı. Bu bakımdan kişisel servetin korunması ve kollanmasına yönelik kuralların, mal olarak görülen kadınların korunması ve kollanmasına yönelik olan hükümlerden daha sert olması anlaşılabilir bir durumdur.

Bu yorum Tüm Siyer kaynakları ve Kuranın kendisi ile kökten çelişir haldedir.

Ne kadar çeliştiğini uzan uzadıya anlatmaya hacet yok. Bazı başlıklar vereceğim.

- Ganaim ayetleri (Enfal 1, Enfal 41, Haşr 6, Haşr 7, Fetih 20/21)

- Fedek Hurmalıkları

- Hevazin, Huneyn savaşından gelen sonsuz miktarda dünya malı

- Humus

- Ayetnip

- Rukye

Liste daha uzar, sıkmayalım milleti

[SeBaT]

Her zamanki gibi cevabımız silinmiş
Eh kişi sindiremeyeceği cevabı imha eder burda tabi. Ama bu imha aynı zamanda kendi korkaklığının da tescilidir. Konu sahibi silinen yazımdaki soruların muhattabıdır

[taylan]

Tekrar sorunuzu sorun sayın sebat. Eğer kişisel hakaret içermiyorsa mesajınızın silinmemesi gerekir.