Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > İbrahimi Dinler > İslam

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 10-04-2012, 00:30
Jolly Jocker - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Jolly Jocker Jolly Jocker isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 24 Aug 2008
Bulunduğu yer: Antalya
Mesajlar: 1.323
Standart İslama Karışık Eleştiriler

Bir insanın peygamber olduğunu nereden anlarsınız?

Gerçek peygamberlerin yüzlerce katı sahte peygamber var.

Sahtekarlara kanmayalım da sonumuz cehennem olmasın diye düşünen insanlar gerçek bir peygamberi es geçebilir mi?

Peygamber hiç değilse farklı yaratılsaydı, insanlar o alametlerden kimin gerçek kimin sahte paygember olduğunu anlayabilirdi.

Aksi halde kimi nasıl seçeceksin?

Denebilir ki, peygamberler arasındaki öğreti sürekliliği bir ipucu olabilir.

Ama yine de sorun var. Örneğin Musevilik, Hıristiyanlık ve İslam ne ibadet ne de hukuk bakımından birbirlerine benzemiyor. İslamdaki ibadet ve kültürün, kendinden öncekilerin doğrulayıcısı ve sürdürücüsü olduğunu iddia etmesine karşın, musevilik ve hıristiyanlıkla ilgisi yok.

Hatta çok daha ciddi sorunlar var. Bilindiği gibi neredeyse her dinde bir veya birkaç tanrı bulunur ve bu tanrıları diğer dinlerin tanrılarından ayıran özel isimleri vardır. Tanrının ismi konusu önemlidir. Zira hangi tanrıya ibadet ettiğiniz çok önemlidir. İslam musevilik ve hıristiyanlığın devamı olduğunu iddia ediyor. Ama musevilik ve hıristiyanlıkta tanrının adı Yahova'dır. Allah adı hiçbir metinde geçmez. İslamda ise Yahova adı hiçbir yerde geçmiyor. İslamın tanrısı bu iki dinin tanrısından başka bir tanrı. Hal böyleyken onları doğrulayan ya da sürdüren bir içerikte nasıl olabilir?

Denebilir ki, o dinler tahrif edildi. Bir din neden ve kim tarafından tahrif edilir? İktidar sahipleri tarafından, kendi çıkarları için tahrif edilir. Ama tahrif edilen dinin Tanrısı en temel figür olduğu için tüm inananları o Tanrının adını bilir. Bu yüzden o adı değiştirmenin olanağı yoktur. Zaten gereği de yoktur. O Tanrı üzerinden tahrifatını yaparsın. Seni ilgilendiren tanrının adı değil emirleridir zira. Yani o kitapların tahrif edildiği iddiası üzerinden tanrının ismindeki farklılığı açıklayabilmek mümkün değil.

---------------------------------------

Öte yandan o dinlerin kitaplarının tahrif edildiği iddiası da biraz sakat. Herşeyden evvel koca Tanrının kendi sözlerine sahip çıkamadığı iddiası sakat. Tahrif edilebiliyorsa demek ki o sözlerin bir kutsiyeti yokmuş sonucu çıkmaz mı bundan?

Madem gönderdiğin kitabın değiştirilmesini engellemeye gücün yetiyordu(Kuran'ı koruduğu iddia ediliyor malum), o halde önceki kitapları niye korumadın? Oyun mu oynuyoruz?

Kaldı ki bak İncil'de ne yazıyor: ''İsa dedi: Gök ve yer ortadan kalkacak ama benim sözlerim asla ortadan kalkmayacaktır!'' (Markos: 13-31)

-------------------------------------

Mantığı yok. Zaten İsa'nın gelir gelmez, ''Merhaba ben geldim. 12 tane de havari seçeceğim. Ama o havariler bile beni yanlış anlayacak, baştan belirteyim. Ama merak etmeyin, benden sonra Ahmed adında yeni bir tane gelip bu yanlışı düzeltecek'' dediği iddiası(ki islamın iddiası tam olarak budur!) aslında şu anlama gelmiyor mu: ''Merhaba ben geldim. Ama bir b.k beceremeyeceğim. Ya da havari olarak seçtiklerim bile söylediklerimden bir b.k anlamayacaklar. Bunun farkındayım. Buna karşın hadi beni ciddiye alın!'' Böyle saçma sapan birşey olabilir mi? Hangi mantık bunu kabul eder? Böyle diyen bir peygambere insanlar dönüp de, ''Sen git öbürü gelsin o zaman kardeşim, sıranı savmaya mı geldin sen!'' demezler mi? Müslümanlar bu saçmalığı görmüyor, sorgulamıyorlar mı?

----------------------------------

Zaten Kuran başlangıçta evrensel ölçekli değil sadece ''Mekke ve çevresindekilere'' hitap eden bir din olarak ortaya çıktığı için, hıristiyanlık ve museviliğe olan tutumu da bunun izlerini taşır. Başlangıçta bu dinlerin kitaplarının tahrif edildiği iddiası yoktur. Ne zamanki islam yayılıp güçlenir, işte o zaman tahrif edilme hikayesi ve evrensellik iddiası ortaya çıkmıştır. Oysa Kuran'daki pek çok ayet incil ve tevratın tahrif edilmediğini de savunur. Örneğin;

''İçinde Allah'ın hükmü bulunan Tevrat yanlarında iken, nasıl oluyor da senin hakemliğine başvuruyorlar? Daha sonra da verilen hükümden yüz çeviriyorlar? Bunlar inanan kişiler değillerdir!'' (Kuran 5:43)

''İncil bağlıları Allahın onda indirdiği ile hükmetsinler. Allahın indirdiği ile hükmetmeyenler fasıkların ta kendisidir!'' (Kuran 5:47)

Ayetler açık. Anlaşılan o dönemde İncil ve Tevrat tahrif olmamış! O halde islam niye geldi? İslam sadece Arap toplumu için gelmişti. Tevrat ve İncil doğruydu ama evrensel değildi. Her kavme, sadece o kavmi ilgilendiren bir peygamber gönderilmişti. Hıristiyanlık ve musevilik doğruydu ama Arap kavmini ilgilendirmiyordu. Muhammed Arap kavmi için gönderildi. Başlangıçta islamın kurgusu buydu. Fakat islam güçlendikçe daha da yayılabileceğini gördü. Fetihçi özellik kazandı ve evrensellik iddia etti. Tabi kaçınılmaz olarak o dinlerle rekabete girdi ve onların tahrif edildiğine dair bir görüş islamda oluşmaya başladı. Oysa başlangıçta tahrif edilme iddiası yok. Her kavme bir peygamber düşüncesi var. Onlar sahip oldukları Tevrat ve İncil'e göre yönetilecekler, Araplar da Kuran'a göre. Başlangıçta kurgu böyleydi. Bakın;

''Ey Muhammed! Böylece şehirlerin anası olan Mekke'de ve çevresinde bulunanları uyarman... için sana Arapça okunan bir kitap vahyettik.'' (Şura-7)

''...Bu, babaları uyarılmadığı için gafil kalmış bir milleti uyarman için... Allah'ın indirdiği Kuran'dır...''(Yasin-56)

---------------------------------------

İsa'nın babasız doğması konusu da islam adına ayrı bir kusur. Hıristiyan inancının kurgusunda, Adem ve Havva günah işleyerek dünyaya atıldıkları için, dünyada doğan çocukları da günahlı doğarlar. Günahın cezası ölümdür. Ahiretleri yoktur. Mesih bu yüzden gönderilir. İnsan değil, insan bedeninde günahı yenmek için doğmuş Tanrıdır. Günahın meyvesi olmadığı için babasız doğar. Günah işlemeden yaşar ve Şeytan'ın zulmüne uğrayıp ölür. Günahsız birini öldürdüğü için, bu kurban sayesinde Şeytan'ın günahkar insanlık üstündeki yetkisi düşer ve insanlara ölümden sonra hayat kapısı açılır. Nitekim İsa da ölümden dirilerek bu mesajı verir. Sonra göğe, Babasının yanına çekilir ve havarilerine görev verir. Havariler bu müjdeyi(ki incilin anlamı da budur) duyururlar. İsa'nın günahsız doğduğunu(babasız doğum, çünkü o Tanrısaldır) kabul eden ve hiç günah işlemediği halde insanları kurtarmak için çarmıhta öldürüldüğünü ve üç gün sonra dirildiğini kabul eden herkesin kurtulacağı müjdesidir bu. İsa olayı yapmıştır, olayı anlatmak ve yazmak(inciller) ise havarilerin işidir. Onlar zaten o yüzden seçilmiştir. Kutsal Ruhun esiniyle olayı hatırlar ve anlatırlar. Aynı zamanda elçi ve azizdirler, sıradan insanlar değil İsa tarafından seçilmiş insanlardır.

Görüldüğü gibi babasız doğum hikayesinin içinde yer aldığı bir ana kurgu vardır. İslamın bu ana kurguyu kabul etmezken babasız doğumu kabul etmesinin mantığı nedir? Kendinden öncekiler gibi sıradan bir peygamber olan İsa neden babasız doğum gibi olağanüstü yollardan doğmuştur? Bunun cevabı, açıklaması, mantığı islama göre nedir?

------------------------------------------

Bir diğer soru da günahlı doğum konusudur. Adem ve Havva iki dine göre de işledikleri günah yüzünden cennetten kovularak dünyaya atılmıştır. Yani dünya onların günahının cezasını çektikleri bir ceza yeridir. İnsanlar burada Tanrının direkt müdahelesi ve gözetimi olmadan yaşarlar, bu yüzden dünyada kötülükler de vardır. Adem ve Havva'nın çocuları(yani insan soyu) da dünyada doğar. Bu da demektir ki Adem ve Havva'nın günahının sorumluluğunu taşımaktadırlar. O günahın meyveleridirler. Günahlı doğum doktrini bu durumu açıklar. Ama islam insanın günahsız doğduğunu iddia etmektedir! Madem günahsız doğuyoruz, o halde neden Adem ve Havva gibi cennette değil de kötülük dolu bu dünyada, Adem ve Havva'nın günah işledikten sonra atıldıkları bu ceza mekanında doğuyoruz? Bunun makul bir cevabı ve mantıklı bir açıklaması islamda yoktur.

-------------------------------------------

Her neyse, nereden hareketle geldim bu konulara? Peygamberleri sahtelerinden nasıl ayıracağız diyordum. Bunun biricik yanıtı mucize olabilir. Eğer mucizesi varsa onun peygamber olduğunu bilebilirsin. Tabi bunu bilebilecek olanlar ancak mucizelere direkt şahit olanlar ve şahit olduğu şeyi büyücülükten ayırt edebilme yeteneğinde olabilenlerdir. Yani yine insanlığın çoğunluğu çözümsüzlükle karşı karşıya kalır ama hiç değilse bir kısmı o mucizelerden kimin gerçek peygamber olduğunu anlayabilir. Aksi halde elçi kisveli bir adamın söylediklerine inanmak için hangi sebep var?

Fakat Muhammed'in Hiçbir mucizesi yoktur! Bunu bizzat Kuran-ı Kerim söylüyor. Fakat Muhammed'in mucizeyle imtihanı belli bir süreci kapsıyor. Şöyle ki;

''Eğer onların yüz çevirmesi sana ağır geldiyse, haydi yapabilirsen yerin içine girebileceğin bir delik, ya da göğe çıkabileceğin bir merdiven ara ki onlara bir mucize getiresin! Allah dileseydi elbette onları hidayet üzerinde toplardı. O halde cahillerden olma!'' (En'am-35)

Bu ayette iki şey dikkat çekiyor:
1- Muhammed, yerde ve gökte hiçbir eksiğin olmamasını mucizenin olanaksızlığına ve yapılamazlığına bağlıyor. Böylece hem kendisinin mucize yapamayacağını kabul etmiş oluyor hem de mucizelerle doğanın yaratılış düzeni arasında bir çelişki görüyor. Oysa kendinden öncekilerin mucizeler yapabildiğini de yine Kuran yapıyor. Bu ayet açık bir çelişki ortaya çıkarıyor.

2- Muhammede mucize verilmesinin Allah'ın onları ''hidayet üzerinde toplamak istediğinin'' göstergesi olacağı ama Allah'ın bunu istemediği anlamı çıkıyor. O halde elçi neden gönderilmiştir. Diğer kavimlere mucize yapıp ''hidayet üzerinde topladın'' da Muhammed'in kavmine niye yapmıyorsun sorusunun yanıtı yok Allah açısından.

Bir diğer ayete geçelim;
'' 'Muhammed'ı Rabbinden bir mucize gönderilmeli değil miydi?' diyorlar. De ki: 'Görünmeyen ancak Allah'a aittir, bekleyin, doğrusu ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim.'' (Yunus-20)

Bu ayette ise mucize göstermesi yönündeki baskıya dayanamayan Muhammed'in ''mucize göstereceğim bekleyin'' vaadi söz konusu. Oysa aşağıdaki ayette hiçbir mucize göstermeyeceğini itiraf etmek zorunda kalıyor. Böylece bu ayette Allah'ın ''bekle'' vaadi de boş çıkmış oluyor!

''Mucizeler göndermekten bizi alıkoyan husus, öncekilerin onları yalanlamış olmasıdır. Semudlulara gözle görülen bir dişi deve vermiştik de ona zulmetmişlerdi. Oysa biz mucizeleri yalnız korkutmak için gödeririz.'' (İsra-59)

Dişi deveyi de korkutmak için mi göndermiştiniz ey Allah? İsa'nın ve Musa'nın mucizeleri insanları korktmaktan çok iyileştirdi ama. Bizzat Kuran'da İsa'nın mucizelerinden bahsediyorsunuz. Hangisi korkutucu? Kuş yapması mı korkutucu, babasız doğması mı, hastaları iyileştirmesi mi? Musa'nın denizi yarıp halkını geçirmesi mi korkutucu yoksa? Kendinle çelişmişsin Allah'çığım! Anlattığın masalların arasında süreklilik ve uyum yok. Ayrıca ayetteki ilk cümlen de tam bir saçmalık. Ne yani, mucize gönderirsen inanmayabilirler diye göndermemeyi mi seçtin? Böylece hiç inanmadılar! Aferin, süper bir mantık. (Allah derken Muhammed'i kastettim. Ayette ''insan tükürdüğünü nasıl yalar, nasıl kıvırır''ın güzel bir örneğini veriyor.)

Muhammed'in mucizesi yok! Onun hakiki bir peygamber olduğunu nereden bilebilir o zaman? Kuran'daki ayetler çelişkili. İslamın, devamcısı olduğunu iddia ettiği dinlerle ilgisi yok. Kusur üzerine kusur!

----------------------------------------

Ama islamdaki mantıksızlık bunlarla sınırlı değil. Yıllardır din eleştirisi yapan forumlarda yazarım. Müslümanlarla girdiğim tartışmalarda şu mantıksızlık döngüsünü(kısır döngü!) aşabilen müslüman görmedim;
- İslamın doğruluğunun kanıtı nedir?
- İslam doğrudur çünkü onu Allah gönderdi. Şahit olarak Allah yeter! (Ayette de böyle diyor)
- Peki Allahın varlığının kanıtı nedir?
- Vardır çünkü Kuran'da varolduğu yazıyor!

Bozacının şahidi şıracı! İki şüpheli 'şeyi' birbirine kanıt diye sunuyorlar! Şimdi ben çıkıp bir metin yazsam ve bana bu metni cinlerin yazdırdığını, bir takım güçlere sahip olduğumu iddia etsem, bunu kanıtlamamı, örneğin olağanüstü birşey yapmamı isteyene de ''Benden öncekiler de yapmışlardı, o yüzden bana o gücü vermedi cinlerim'' desem olur mu? O metine şahid olarak cinlerimi, cinlerime şahid olarak da o metni göstersem olur mu? Aldanmaya daha ne kadar devam edeceksiniz sevgili müslümanlar?

Aklıma geldikçe ve zaman buldukça devam edeceğim...

Konu Jolly Jocker tarafından (10-04-2012 Saat 00:44 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 10-04-2012, 09:23
AhbAp - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
AhbAp AhbAp isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 19 Sep 2008
Mesajlar: 2.804
Standart

Sevgili Jolly,

İslam'ın önceki dinlerle, özellikle de Musevilikle benzeşmediği söylemine katılmıyorum. Uygulamada ve söylemlerde farklılıklara ve zıtlıklara rağmen Kuran, Tevrat'tan bir hayli etkilenmiş ve kopyala/yapıştır yapmış bir kitaptır.

Peygamberlik alametleri, mucizeler ve azap konusunda ise söylediklerine katılıyorum; bir farkla ki, gerçek-sahte peygamber gibi bir ayrımı reddederek.

Mucize ve azap konusunda peygamberlik kıstası nedir gibi bir konuyu daha önce ben de düşünmüş ve konuya benzer ya da ilgili sayılabilecek bir başlık açmıştım. Aşağıda bununla ilgili kısımları paylaşarak katkıda bulunmaya çalışacağım.

Selamlar

When You Kill A Man, You're A Murderer
Kill Many And You're A Conqueror
Kill Them All And You're A God!

----------------

war is over
(if you want it)
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 10-04-2012, 09:25
AhbAp - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
AhbAp AhbAp isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 19 Sep 2008
Mesajlar: 2.804
Standart

AhbAp´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Kuran'da çeşitli kavimlerin iman etmeleri için gönderilen peygamberlerden, bu peygamberlerin gerçekleştirdiği mucizelerden ve inanmayanların başına gelen helaklardan söz edilmektedir.. Muhammed de bunu kendi kavmine duyurmaktaydı. Ancak bazı ayetlerden anlaşılmaktadır ki, kavminden bazı kimseler onunla alay etmekteler ve bazıları da inanmak için Muhammed'den de mucizeler beklemekteler:

Araf 203: (Ey Muhammed!) Onlara (istedikleri) bir ayet getirmediğin zaman (alay ederek) derler ki: "Onu (da) bir yerlerden derleyip toplasaydın ya." De ki: "Ben ancak Rabbimden bana vahyedilene uymaktayım. Bu (Kuran ayetleri), Rabbinizden gelen basiretlerdir (gönül gözlerini aydınlatan nurlardır). İman edecek bir topluluk için bir hidayet kaynağı ve bir rahmettir."

Nahl 101: Biz bir ayeti değiştirip başka bir ayet getirdiğimiz zaman –ki Allah, neyi indireceğini gayet iyi bilir- onlar Peygamber'e, "Sen ancak uyduruyorsun" derler. Hayır, onların çoğu bilmezler.

Furkan 32: İnkâr edenler, "Kuran ona bir defada toptan indirilseydi ya!" dediler. Biz, Kuranla senin kalbini pekiştirmek için onu böyle kısım kısım indirdik ve ağır ağır okuduk.

Ta Ha 133: İnanmayanlar, "Doğru söylediğine dair bize Rabbinden açık bir delil (bir mucize) getirse ya!" dediler. Önceki kitaplarda olanların apaçık delili (olan Kuran) onlara gelmedi mi?

Enbiya 5-6: Onlar, "Hayır, bunlar karma karışık yalancı düşlerdir. Hayır, onu kendisi uydurdu; hayır, o bir şairdir. Eğer böyle değilse, önceki peygamberlerin (mucizelerle) gönderildikleri gibi o da bize bir mucize getirsin" dediler. Onlardan önce helak ettiğimiz hiçbir memleket halkı iman etmedi de şimdi bunlar mı iman edecekler?

Saffat 36-37: "Biz, deli bir şair için ilahlarımızı mı terk edeceğiz?" diyorlardı. Hayır, öyle değil. O, hakkı getirmiş, (önceki) peygamberleri de tasdik etmiştir.

İsra 90-93: Dediler ki: "Yerden bize pınar fışkırtmadıkça; yahut senin hurmalardan, üzümlerden oluşan bir bahçen olup, aralarından şarıl şarıl ırmaklar akmadıkça; yahut iddia ettiğin gibi, gökyüzünü üzerimize parça parça düşürmedikçe; yahut Allah'ı ve melekleri karşımıza getirmedikçe; yahut altından bir evin olmadıkça; ya da göğe çıkmadıkça sana inanmayacağız. Bize gökten okuyacağımız bir kitap indirmedikçe göğe çıktığına da inanacak değiliz." De ki: "Rabbimi tenzih ederim. Ben ancak resul olarak gönderilen bir beşerim."

Furkan 7-8: Dediler ki: "Bu ne biçim peygamber ki yemek yer, çarşıda pazarda dolaşır. Ona bir melek indirilseydi de, bu onunla beraber uyarıcı olsaydı ya!" "Yahut kendisine bir hazine verilseydi veya ürününden yiyeceği bir bahçesi olsaydı ya!" Zalimler, (inananlara): "Siz ancak büyülenmiş bir adama uyuyorsunuz" dediler.

Enfal 32-33: Onlara karşı ayetlerimiz okunduğu zaman, "Duyduk, istesek biz de bunun benzerini elbette söyleriz. Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değildir" dediler. Hani onlar, "Ey Allah'ım, eğer şu (Kuran) senin katından inmiş hak (kitap) ise hemen üzerimize gökten taş yağdır veya bize elem dolu bir azap getir" demişlerdi. Oysa sen onların içinde iken, Allah onlara azap edecek değildi. Bağışlanma dilerken de Allah onlara azap edecek değildir.

.............

When You Kill A Man, You're A Murderer
Kill Many And You're A Conqueror
Kill Them All And You're A God!

----------------

war is over
(if you want it)
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 10-04-2012, 09:25
AhbAp - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
AhbAp AhbAp isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 19 Sep 2008
Mesajlar: 2.804
Standart

AhbAp´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
II.

Görüleceği üzere, Muhammed’i çevresinden fazlaca sıkıştıran var. Yüzyıllar boyunca ve hâlâ günümüzde de geçerli olmak üzere, İslam çevresince en çok bu adamlar kınanmıştır. Önemli olanın, mucize olmadan kalpten inanmak olduğu vurgulanmış, mucize karşısında herkes inanacağı için bunun anlamının kalmayacağı savunulmuştur. Oysa bazı ayetlerde (Al-i İmran 176, Enam 25, Enam 110-111, Enam 125, Araf 186, Yunus 99-100, Nahl 37, Secde 13 gibi) Allah tarafından kendisi istemedikçe, ölüler bile konuşsa, melekler bile inse, inanmayanların gene de inanmayacakları söylenmiştir. Bunun ötesinde Muhammed, çevresindekilere önceki peygamberleri hatırlatıyor, onların nasıl mucizeler gerçekleştirdiğini söylüyordu. Onların kitaplarında, kendisinin geleceğinin yazıldığını bildiriyor, sürecin bir parçası olduğunu vurgulamaya çalışıyordu. Ve onca mucizeye rağmen, öncekilerin de kendi peygamberlerine inanmadığını anlatıyordu.

İslam dünyasının kınamasına ve lanetlemesine rağmen, bu inanmayan kişilere kızılabilir mi? Veya haksız oldukları söylenebilir mi? Önceki dönemlerde yapılan mucizelere bakıldığında (mucizelerin ne kadar akıl ve bilim içerisinde gerçek kabul edilebileceklerinden de ilginç olarak), bunlardan bazılarının çok ilginç şartlarda yapıldığı görülüyor: İbrahim’in “Allah’ım, ben sana inandım ama kalbimde inansın” demesi gibi, İsrailoğullarının her aşamada inkâr ve aşırı gitmelerine rağmen gözleri önünde yapılan birçok mucize gibi, İsa’nın beşikte iken konuşup “Bana İncil geldi” demesi gibi… Bir peygamber bile inanmak için bir mucize istiyorsa, çevredekilerin mucize istemesi aşırı mıdır? İsrailoğullarının asla kabul edilmeyecek günahları karşısında sürekli affedilmelerinin ve yeni mucizelerle donatılmalarının karşısında, Muhammed’in çevresindekilerin bunlardan en az birini talep etmeleri aşırı mıdır? İsa’nın henüz bebekken konuşması, kendisine beşikte İncil indiğini söylemesi, herkesin gözü önünde çamurdan kuşlar yapıp uçurması, ölüleri diriltmesi, körleri iyileştirmesi karşısında, kendisi 40 yaşında iken peygamber olmuş bir kimseye “Sana neden tek seferde Kuran inmiyor, neden sen de bunları yapmıyorsun” denmesi aşırı mıdır? Bu mucizeleri Muhammed anlatmaktadır; bir nevi çevresinin kafasında peygamber profilini böyle çizmiştir. O halde kendisinden beklenmesi mantıksız mıdır? Hangi iddianın delilsiz kabulü mümkündür, hele ki peygamberlik gibi bir konuda? Üstelik çevresindekiler sadece mucize beklememiş, azabı da delil olarak kabul edeceklerini beyan etmişlerdir. Bu sonuncusu, bu insanların kendilerine ne kadar güvendiklerini göstermektedir ki, “önceki efsanelerden alıntılar”, “onu da bir yerlerden derleyip toparlasaydın ya”, “bu adam ancak hayal gören bir şairdir” gibi ifadelerle meydan okudukları görülmektedir. Çünkü önceki peygamberler mucizeler yapmış, halkları inanmayınca da başlarına çeşitli azaplar gelmiştir. Demek ki, bu insanlar inanmak için veya iddialarını kanıtlamak için bunu bile talep etmişlerdir. Onlara göre çarşıda pazarda dolaşıp günlük işlerini yapan bir adamın peygamberlik ilan etmesi ilginç gelmişse, bunun yadırganması aşırı mıdır?
.............

When You Kill A Man, You're A Murderer
Kill Many And You're A Conqueror
Kill Them All And You're A God!

----------------

war is over
(if you want it)
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 10-04-2012, 09:26
AhbAp - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
AhbAp AhbAp isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 19 Sep 2008
Mesajlar: 2.804
Standart

AhbAp´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
III.

Tüm bunlar karşısında tekrar Kuran’a göz atıldığında, çevresinin bu baskısı nedeniyle Muhammed’in çok sıkıntılı anlar çektiğini, moralinin çok bozulduğunu gösteren ayetler de görüyoruz. Bunlardan bazıları:

Kasas 49: De ki: “Eğer doğru söyleyenler iseniz, Allah katından, doğruya bu ikisinden (Tevrat ve Kuran’dan) daha çok ulaştıran bir kitap getirin de, ben ona uyayım.”

Şuara 4: Biz dilesek, onlara gökten bir mucize indiririz de, ona boyun eğmek zorunda kalırlar.

Enbiya 41: Andolsun, senden önce de birçok peygamberle alay edildi de içlerinden alay edenleri, o alaya aldıkları şey kuşatıverdi.

Ta Ha 2-3: (Ey Muhammed!) Biz, Kuran’ı sana sıkıntı çekesin diye değil, ancak (Allah’ın azabından) korkacaklara bir öğüt (bir uyarı) olsun diye indirdik.

Enam 33: Ey Muhammed! Biz çok iyi biliyoruz ki, söyledikleri elbette seni incitiyor. Onlar gerçekte seni yalanlamıyorlar; fakat o zalimler Allah’ın ayetlerini inadına inkar ediyorlar.

Hicr 97: Andolsun, onların söyledikleri şeylerden dolayı göğsünün daraldığını biliyoruz.

Enam 114: “Size Kitab’ı (Kuran’ı) hak olarak indiren O iken ben Allah’tan başka bir hakem mi arayacağım?” (de). Kendilerine kitap verdiklerimiz de onun, Rabbin katından hak olarak indirilmiş olduğunu bilirler. O halde, sakın şüphecilerden olma.

Bu ayetlerden Muhammed’in sıkıntıya düştüğü anlaşılıyor. Yukarıda aktarılan ayetlerden Enam 114 için Diyanet İşleri bir dipnot koymuş. Bu dipnotta: “Kureyş müşrikleri peygamberimize, “Aramızda Yahudi veya Hıristiyan âlimlerinden bir hakem seçelim. Senin getirdiğin din hakkında onların kitaplarında bulunanı bize haber versinler” demeleri üzerine bu ayetle onlara cevap verilmiştir” diyor Diyanet İşleri. Yani anlaşılan, o dönemin insanları, Muhammed’den sadece mucize ve azap beklemiyorlar, diyorlar ki, “Madem senin gelecek olduğun önceki kitaplarda yazılı, madem senin kitabın önceki kitapları onaylayan bir kitap, o halde gel o kitapların âlimleriyle bir karşılaştırma yapalım” şeklinde, aslında gerçekten güzel bir teklif getiriyorlar. Ama ayetten anlaşıldığına göre, Muhammed buna da yanaşmıyor.
...............

When You Kill A Man, You're A Murderer
Kill Many And You're A Conqueror
Kill Them All And You're A God!

----------------

war is over
(if you want it)
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 10-04-2012, 09:26
AhbAp - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
AhbAp AhbAp isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 19 Sep 2008
Mesajlar: 2.804
Standart

AhbAp´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
IV.

Geçtiğimiz satırlarda vurgulandığı gibi, Muhammed öncesi peygamberlere mucizeler verilmiş ve inanmayan topluluklar helak edilmiştir. Şimdi aynı sorun (mucize olmaması hariç) Muhammed’in başında bulunmaktadır. Mucize olmamaktadır ama Allah’ın yaklaşan azabı hakkında bilgiler gelmeye başlar:

Enam 158: (Ey Muhammed!) Onlar (iman etmek için) ancak kendilerine meleklerin gelmesini veya Rabbinin gelmesini ya da Rabbinin bazı ayetlerinin gelmesini mi gözlüyorlar? Rabbinin ayetlerinden bazısı geldiği gün, daha önce iman etmemiş veya imanında bir hayır kazanmamış olan bir kimseye (o günkü) imanı fayda vermez. De ki: “Siz bekleyin. Şüphesiz biz de bekliyoruz.”

Saffat 176-179: Yoksa onlar azabımızı acele mi istiyorlar? Fakat azabımız onların yurtlarına indiğinde, o uyarılmış olanların sabahı ne kötü olur! Ey Muhammed! Bir süreye kadar onlardan yüz çevir. (Bekle ve) gör. Onlar da yakında görecekler.

Zümer 39-40: De ki: “Ey kavmim! Elinizden geleni yapın. Ben de yapacağım. Kişiyi rezil edici azabın kime geleceğini ve sürekli azabın kimin başına ineceğini yakında bileceksiniz!”

Duhan 59: Artık sen (onların başına gelecekleri) bekle; onlar da beklemektedirler.

Necm 56-58: Bu da önceki uyarıcılardan bir uyarıcıdır. Yaklaşmakta olan (Kıyamet iyice) yaklaştı. Onu Allah’tan başka açacak kimse yoktur.

Rahman 31: Yakında sizi de hesaba çekeceğiz, ey cinler ve insanlar!

Kalem 5-6: Hanginizin deli olduğunu yakında sen de göreceksin, onlar da görecekler.

Bu ayetlerden anlaşıldığı üzere, Allah alay eden kimseleri işaret ederek, Muhammed’e yakında azabın geleceği haberini veriyor. Burada kıyametin zamanı verilmemiş iddiası geçerli olamaz, çünkü Muhammed’e “deli” diyenler kastedilerek “yakında kimin deli olduğunu sen de göreceksin, onlar da görecekler” deniyor. Yani bu kıyamete Muhammed’in ve ona deli diyenlerin şahitlik edeceği anlaşılıyor. Yine yukarıda Duhan süresine ait ayette “Onların başına gelecekleri bekle artık, zaten onlar da bekliyorlar” deniyor. Herhalde, bir anlamda eski peygamberlerin intikamı olan azapların, kendi kavminin de başına gelmesini isteyen Muhammed, artık bu durumu ummakta veya çevresindekilerden bu eski durumlara bakarak bir an önce kendisine inanmalarını istemektedir. Tarihi sürece baktığımızda, bu ikisinin de gerçekleşmediği görülüyor. Tabi okuyucu kendini, geçmişte olan bazı olayları “azap” şeklinde yorumlamak ihtiyacı içerisinde hissederse, yorum kendisine aittir.
..............

When You Kill A Man, You're A Murderer
Kill Many And You're A Conqueror
Kill Them All And You're A God!

----------------

war is over
(if you want it)
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 10-04-2012, 09:27
AhbAp - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
AhbAp AhbAp isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 19 Sep 2008
Mesajlar: 2.804
Standart

AhbAp´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Önceki dinlerin kutsal kitaplarında ve peygamber hikâyelerinde mucizeler doludur. Nitekim bunlar sadece o kitaplarla sınırlı kalmamış, bunların doğruluğunu Kuran da kabul etmiştir. Bunlarla ilgili bazı ayetlere aşağıda yer verilmiştir:

MUSA’NIN MUCİZELERİ

Ta Ha 65-73: Sihirbazlar: “Ey Musa! Ya önce atmayı tercih edersin, ya da ilk atan biz oluruz” dediler. Musa: “Yok, (önce) siz atın” dedi. Bir de ne görsün, onların ipleri ve değnekleri yaptıkları sihirden dolayı hızla sürünür gibi görünüyor. Bunun üzerine Musa, içinde bir korku hissetti. Şöyle dedik: “Korkma (ey Musa!). Çünkü, sensin en üstün olan.” “Sağ elindekini (değneğini) at ki, onların yaptıklarını yutsun. Şüphesiz yaptıkları bir sihirbaz hilesidir. Sihirbaz ise nereye varsa kurtuluşa eremez.” (Musa’nın değneği, sihirbazların ipleriyle değneklerini yutunca) sihirbazlar hemen secdeye kapandılar ve, “Harun ve Musa’nın Rabbine inandık” dediler. Firavun, “Demek, ben size izin vermeden önce ona (Musa’ya) inandınız ha! Şüphe yok, o size sihri öğreten büyüğünüzdür. Şimdi andolsun, sizin ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve mutlaka sizi hurma dallarına asacağım. Hangimizin azabı daha şiddetli ve daha kalıcıymış, mutlaka göreceksiniz.” Sihirbazlar şöyle dediler: “Bize gelen apaçık delillere ve bizi yaratana seni asla tercih etmeyeceğiz. Artık sen vereceğin hükmü ver. Sen ancak bu dünya hayatında hüküm verirsin.” “Şüphesiz ki biz; günahlarımızı ve bize zorla yaptırdığın sihri affetmesi için, Rabbimize inandık. Allah’ın vereceği mükâfat daha hayırlı ve daha kalıcıdır.”

Araf 107-108: Bunun üzerine Musa, asasını yere attı. Bir de ne görsünler, apaçık bir ejderha. Elini (koynundan) çıkardı. Bir de ne görsünler o, bakanlar için, bembeyaz olmuş.

Araf 160: Biz onları on iki kabile halinde topluluklara ayırdık. (Tih sahrasında susuzluktan sıkılan) kavmi Musa’dan su istediğinde biz ona, “Asanı taşa vur” diye vahyettik. (Vurunca) taştan on iki pınar fışkırdı. Herkes (kendi) su içeceği yeri bildi. Üzerlerine bulutu da gölgelik yaptık ve onlara kudret helvası ve bıldırcın indirdik. “Size rızık olarak verdiğimiz şeylerin iyi ve temiz olanlarından yiyin” (dedik). Onlar bize zulmetmediler, fakat kendi nefislerine zulmediyorlardı.
..............

When You Kill A Man, You're A Murderer
Kill Many And You're A Conqueror
Kill Them All And You're A God!

----------------

war is over
(if you want it)
Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 10-04-2012, 09:27
AhbAp - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
AhbAp AhbAp isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 19 Sep 2008
Mesajlar: 2.804
Standart

AhbAp´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
İSA’NIN MUCİZELERİ


Meryem 20-21: Meryem, “Bana hiçbir insan dokunmadığı ve iffetsiz bir kadın olmadığım halde, benim nasıl çocuğum olabilir?” dedi. Cebrail, “Evet, öyle. Rabbin diyor ki: O benim için çok kolaydır. Onu insanlara bir mucize, katımızdan bir rahmet kılmak için böyle takdir ettik. Bu, zaten (ezelde) hükme bağlanmış bir iştir” dedi.

Meryem 27-34 : Kucağında çocuğu ile halkının yanına geldi. Onlar şöyle dediler: “Ey Meryem! Çok çirkin bir şey yaptın!” “Ey Harun’un kız kardeşi! Senin baban kötü bir kimse değildi. Annen de iffetsiz değildi.” Bunun üzerine (Meryem, çocukla konuşun diye) ona işaret etti. “Beşikteki bir bebekle nasıl konuşuruz?” dediler. Bebek şöyle konuştu: “Şüphesiz ben Allah’ın kuluyum. Bana kitabı (İncil’i) verdi ve beni bir peygamber yaptı.” “Nerede olursa olayım beni mutlu ve erdemli kıldı ve bana yaşadığım sürece namazı ve zekâtı emretti.” “Beni anama saygılı kıldı. Beni azgın bir zorba kılmadı.” “Doğduğum gün, öleceğim gün ve diriltileceğim gün bana selam (esenlik verilmiştir).” Hakkında şüpheye düştükleri hak söze göre Meryem oğlu İsa işte budur.

Maide 110-115 : O gün Allah, şöyle diyecek: “Ey Meryem oğlu İsa! Senin üzerindeki ve annen üzerindeki nimetimi düşün. Hani, seni Ruhu’l-Kudüs (Cebrail) ile desteklemiştim. Beşikte iken de, yetişkin iken de insanlara konuşuyordun. Hani, sana kitabı, hikmeti, Tevrat’ı, İncil’i de öğretmiştim. Hani iznimle çamurdan kuş şekline benzer bir şey yapıyordun da içine üflüyordun, benim iznimle hemen bir kuş oluyordu. Yine benim iznimle doğuştan körü ve alacalıyı iyileştiriyordun. Hani benim iznimle ölüleri de (hayata) çıkarıyordun. Hani sen, İsrailoğullarına açık mucizeler getirdiğin zaman, ben seni onlardan kurtarmıştım da onlardan inkâr edenler, “Bu, ancak açık bir büyüdür” demişlerdi. Hani bir de, “Bana ve Peygamberime iman edin” diye havarilere ilham etmiştim. Onlar da “İman ettik. Bizim Müslüman olduğumuza sen de şahit ol” demişlerdi. Hani havariler de, “Ey Meryem oğlu İsa! Rabbin bize gökten bir sofra indirebilir mi?” demişlerdi. İsa da, “Eğer mü’minler iseniz, Allah’a karşı gelmekten sakının” demişti. Onlar, “İstiyoruz ki ondan yiyelim, kalplerimiz yatışsın. Senin bize doğru söylediğini bilelim ve ona, (gözü ile) görmüş şahitlerden olalım” demişlerdi. Meryem oğlu İsa, “Ey Allah’ım! Ey Rabbimiz! Bize gökten bir sofra indir ki; önce gelenlerimize (zamanımızdaki dindaşlarımıza) ve sonradan geleceklerimize bir bayram ve senden (gelen) bir mucize olsun. Bizi rızıklandır. Sen rızıklandıranların en hayırlısısın” dedi. Allah da, “Ben onu size indireceğim. Ama ondan sonra sizden her kim inkar ederse, artık ben ona kainatta hiçbir kimseye etmeyeceğim azabı ederim” demişti.
................

When You Kill A Man, You're A Murderer
Kill Many And You're A Conqueror
Kill Them All And You're A God!

----------------

war is over
(if you want it)
Alıntı ile Cevapla
  #9  
Alt 10-04-2012, 09:28
AhbAp - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
AhbAp AhbAp isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 19 Sep 2008
Mesajlar: 2.804
Standart

AhbAp´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
DİĞER PEYGAMBERLERİN MUCİZELERİ

Diğer peygamberlere ait mucizeler, Kuran’da farklı yerlerde birçok kere tekrarlanmıştır. Enbiya 80-91 arası ayetlerde bunlar hakkında bir bilgi veriliyor. Bu ayetlere göre, Davud’a zırh yapma sanatı; Süleyman’a güçlü esen rüzgârlar, dalgıçlık ve başka işler yapan şeytanlar; Eyyub’a dertlerden kurtulma ve ailesini iki misline çıkarma; İsmail, İdris ve Zülkifl’e rahmet; Zünnun’a (Yunus’a) balık karnından kurtarılma; Zekeriya’ya kendisi ve karısı çocuk yapamayacak kadar yaşlıyken Yahya’nın doğumu gibi üstünlükler ve mucizeler verilmiştir. Nuh’un bilindik hikayesine ek olarak 950 sene yaşadığı söylenebilir.

KURAN’DA GEÇEN DİĞER MUCİZELER

Muhammed öncesi yapılan mucizelerden diğer bazıları da şunlardır:Öldürülmüş bir adamın ölü bir sığır parçasıyla kendisine vurulmasından sonra dirilmesi (Bakara 72-73); binlerce kişinin öldürülüp diriltilmesi (Bakara 243); bir adamın 100 yıl ölü kalıp diriltilmesi (Bakara 259); Bazı gençlerin (yedi uyurlar olsa gerek) bir mağarada 300+9 sene (Kurandaki ifade böyle) uykuda kalıp uyandırılmaları (Kehf 10-12/19-26) gibi…

İNANMAYANIN SONU

Her türlü mucize ve uyarılara karşın bunlardan ders almayan kavimlerin sonlarının ne olduğunu anlatan ayetlere de kısaca bakılırsa: Nuh’a inanmayanların suda boğulması ve tufan (Şuara 119-120); Hûd’a inanmayan kavminin helak edilmesi (Şuara 139); Salih’e inanmayan Semûd kavmini azabın yakalaması (Şuara 158); Lût’a inanmayan kavminin helak edilmesi ve başlarına taş yağdırılması (Şuara 172-173); Şu’ayb’e inanmayan Eyke halkına azap edilmesi (Şuara 189) gibi…

.....................

When You Kill A Man, You're A Murderer
Kill Many And You're A Conqueror
Kill Them All And You're A God!

----------------

war is over
(if you want it)
Alıntı ile Cevapla
  #10  
Alt 10-04-2012, 11:10
Mutezile - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Mutezile Mutezile isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 19 May 2005
Mesajlar: 2.806
Standart

jolly:

Muhammed'in mucizesi yok! Onun hakiki bir peygamber olduğunu nereden bilebilir o zaman? Kuran'daki ayetler çelişkili. İslamın, devamcısı olduğunu iddia ettiği dinlerle ilgisi yok. Kusur üzerine kusur!
Mucizesi var.

‘Barışı sabote etmek için Türklerle savaştık. Öldük ve öldürdük… Sevr Antlaşması ve ‘büyük Ermenistan’ hayali gözlerimizi kör etti. Kandırıldık ve Rusya’ya bağlandık… Tehcir doğruydu ve gerekliydi…’

''Askerî operasyonlara katıldık. Kandırıldık ve Rusya’ya bağlandık. Tehcir doğruydu ve gerekliydi. Gerçekleri göremedik, olayların sebebi biziz. Türklerin millî mücadelesi haklıydı. Barışı reddetmemiz ve silahlanmamız büyük bir hataydı. ''
Ovanes Kaçaznuni (Ermenistan'ın 1. Başbakanı)
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Dünyadan ortaya karışık ... azınlık Konu-dışı 1 29-04-2009 00:16
Eleştiriler, İstekler frodo İslam 43 23-01-2008 16:34
Kafam karışık... TdBartol Yeni Üyeler 40 08-08-2005 12:03

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 13:26 .