Kant'ın Agnostizmi...

antik yunanda sofistlerle başlayan (protagoras), ımmanuel kant, david hume ve thomas huxley'le devam eden agnostisizm şüpheciliğe dayanır.
materyalizm ve idealizmden sonra bir 3. felsefe olarak ortaya çıkar agnostisizm.
saf aklın eleştirisi adlı eserinde kant:''bilgi duyular yoluyla elde edilir ve herkes için geçerli bilgi olamaz.''der.ona göre duyular yoluyla cisimlerin görünüşleri hakkında fikir sahibi olabiliriz ama gerçeklik bilinemez.
kant'a göre gerçek çok uzaklarda ıssız bir adadır.o adayla aramızda sayısız uçurumlar, okyanuslar, dehlizler vardır.ne yapsak da o adaya yani gerçeğe ulaşamayız.
mesela 1+1=2 bir görünüştür ama bir gerçek değildir.elma bir görünüştür ama gerçek değildir.kant'a göre duyu organlarımız bizi yanıltır.
kant yaşadığından bile kuşku duyar.ona göre biz hayali bir alemde yaşadığını sanan varlıklar olabiliriz.
kant, tanrı konusunda da bilinmezci ve şüphecidir.ona göre insanoğlunun maalesef tanrı hakkında hiç bir bilgisi yoktur.bu yüzden bilgisiz olduğumuz bir konu hakkında hüküm vermemiz yanlıştır.tanrı var veya tanrı yok gibi kesin argümanlar ileri sürmemeliyiz.tanrı olabilir de olmayabilir de biz bilemeyiz.nitekim uzay hakkında bilimin çaresiz kalması, uzayın sonunun ne olduğunun bilinememesi bunu bilen insandan büyük bir aklın yada gücün var olması anlamına gelebilir.yine insanın ve dünyanın nasıl birdenbire oluştuğu sorusu da şüphelere sevkeder insanı.o yüzden tanrı hakkında tarafsız kalmak en doğrusudur ki bilim adamlarının yaklaşımı da genel de agnostiktir.
arkadaşlar şimdi bana şunu sorabilirsiniz:kant gerçekliğin bilinemeyeceğini nerden biliyordu?
cevap şudur:kant gerçek bilinemez demişti ama duyular yoluyla cisimlerin görünüşleri hakkında fikir sahibi olunabilir demişti.dolayısıyla kant'ın gerçekliğin bilinemeyeceğini bilmesi elde ettiği görünüş bilgisi sayesindedir.

saygılar...