Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > İbrahimi Dinler > Hristiyanlık

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 21-07-2007, 00:27
sargon - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
sargon sargon isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Onur Üyesi
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 01 Aug 2005
Bulunduğu yer: Isvicre
Mesajlar: 6.665

Onur Üyeliği Başarı Ödülü Başarı Ödülü 

Standart Manastır ve Keşişlik

Hıristiyanlığın gelişiminde en derin dinsel, kültürel ve toplumsal sonuçlara yol açan şey ne papalık ne de konsüllerdir. Dünyadan el etek çekme ve katı bir çilecilikle ayırt edilen manastır yaşantısı ve keşişlik kurumudur. Aslında çok eski zamanlara kadar giden bir geçmişi vardır keşişliğin. Hinduizm ve Budizm'deki keşişlik bildiğimiz en ünlü keşişlik. Bu keşişler dua ederek, mediatsyon yaparak, oruç tutarak dünyadan uzak bir yaşam sürer, karınlarını doyurmak için köylerde dilenir ve sonra yine dualarına, meditasyonlarına ve oruçlarına dönüp, ormanlarda, dağlarda gezip dururlardı. Bu kişiler paradan, dünyevi zevklerden, hırslardan kendilerini korumaya çalışır ve halk tarafından da kutsal kabul edilip, uğradıkları yerlerde saygı görür, para ve yiyecek verilirdi.

Bütün bir doğu dünyasında yaygın olan bu keşişliği ilk Hıristiyanlar da da görürüz. İsa'nın kendisi de bir tür keşiş olarak karşımıza çıkar. Matta İncil'inde şöyle karşımıza çıkar keşişlik:

Annesini ya da babasını beni sevdiğinden çok seven bana layık değildir. Oğlunu ya da kızını beni sevdiğinden çok seven bana layık değildir. Çarmıhını yüklenip ardımdan gelmeyen bana layık değildir. Canını kurtaran onu yitirecek. Canını benim uğruma yitiren ise onu kurtaracaktır.
(Matta 10:37-39)


Luka'da ise şöyle der İsa

Kalabalık halk toplulukları İsa`yla birlikte yol alıyordu. İsa dönüp onlara şöyle dedi: “Biri bana gelip de babasını, annesini, karısını, çocuklarını, kardeşlerini, hatta kendi canını bile gözden çıkarmazsa, öğrencim olamaz. Çarmıhını yüklenip ardımdan gelmeyen, öğrencim olamaz.
(Luka 14:25-27)


İsa'nın havarilerinin de sürekli gezip çeşitli yerlerde insanları dinlerine katmaya çalıştıklarını görürüz. Luka'nın yazdığı düşünülen ve Pavlus'un gezilerini anlatan Elçilerin İşleri metni tamamen bir keşişlik öyküsüdür.

"Daha önce ben televizyona bakıyordum, şimdi televizyon bana bakıyor
Mısırlı bir gösterici
http://sargon.blogcu.com/
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 21-07-2007, 00:37
sargon - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
sargon sargon isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Onur Üyesi
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 01 Aug 2005
Bulunduğu yer: Isvicre
Mesajlar: 6.665

Onur Üyeliği Başarı Ödülü Başarı Ödülü 

Standart Re: Manastır ve Keşişlik

Başlangıçta dünyadan elini eteğini çekmek, münzevi bir hayat sürmek biçiminde ortaya çıkan keşişliğin ilerki yüzyıllarda yolaçacağı şiddet dalgası Hıristiyanlığın ilk 4 yüzyılında kesinlikle tahmin edilebilecek birşey değildir. Tersine ilk üç yada dört yüzyıl boyunca tamamen kardeşçe bir dayanışma, acılar çekme, eziyetler katlanma ve katliamlar maruz kalma biçiminde oluşan ve biraz da bu yüzden şehirlerin uzağında dağlarda, çöllerde ortaya çıkan manastır olgusu nasıl oldu da bütün Avrupa'ya yayılan bir şiddet ve karanlık dalgasına dönüştü.

Bu yazıda keşişliğin ve manastırın gelişimini aktarmaya çalışacağım. Her zaman olduğu gibi bir taraftan kendim öğrenip, derleyip toplayıp sizlere sunmaya ve tartışmaya çalışacağım. Katkıda bulunacak olan herkese şimdiden teşekkür ederim. Türkçe kaynaklara ulaşmakta zorlandığım için internetten bulabileceğim kaynaklarla yetinmek zorundayım. Bunların dışında ise asıl olarak iki kaynaktan yararlanacağım. Birisi Franz Metzger ve Karin Feuerstein-Prasse'in "Die Geschichte des OrdenLebens" (Manastır'ın -yada tarikat yaşamının- Tarihi) adlı kitabı. Okuduğum ilk birkaç bölüm bana oldukça aydınlatıcı geldi. Bunun dışında Juan Maria Laboa'nın "Mönchtum in Ost und West" (Doğu ve Batı'da Keşişlik) adlı tarihsel atlası.

"Daha önce ben televizyona bakıyordum, şimdi televizyon bana bakıyor
Mısırlı bir gösterici
http://sargon.blogcu.com/
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 21-07-2007, 02:12
sargon - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
sargon sargon isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Onur Üyesi
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 01 Aug 2005
Bulunduğu yer: Isvicre
Mesajlar: 6.665

Onur Üyeliği Başarı Ödülü Başarı Ödülü 

Standart Re: Manastır ve Keşişlik

Keşişliğin Babası: Norcia'lı Benedict

480 yılında İtalya'nın Perugia bölgesinde Nocia adında küçük bir şehirde doğdu. Benedikt İtalyanca'da "ziyade oldun" anlamına gelir. 500 yılında ailesi tarafından eğitimi için Roma'ya gönderilir. Bölgenin Vandallat ve Gotlar tarafından istila edilip talan edilmesi üzerine eğitimini yarım bırakıp şehirden uzaklaşmaya karar verir. Kendisine ait eserler günümüze ulaşmasa da Papa Büyük Gregor'un hakkında yazdığı biyografiden dolayı hakkında oldukça detaylı bilgimiz var. Benedict Roma'nın 50 km doğusundaki dağlık bir bölgede kurulu Enfide (bugünkü Afile) bölgesinde bir Zühdi (asket) topluluğunun içine girer. Bu topluluk bir manastıra bağlı olmaksızın, dinsel bir aile topluluğu biçiminde yaşamaktadır. Günlerini dua ederek, kutsal metinleri okuyup dini sohbetler yaparak geçirmektedir ancak evlilik ve servet edinme yasağı diye birşey yoktur. Bu hayat Benedict'e zevk vermez ve ordan da ayrılır.

Benedikt dünyadan tamamen el etek çekmek için ordan da ayrılır. Mısır çöllerinde 4. yüzyılda bir manastır kurmuş olan Antonius'un daha önce düşündüğü gibi dünyevi hayata tamamen sırtını dönmek, kıt kanaat yaşamak ve sıkı bir disiplinle kendisini yetiştirmek istemektedir. Gregor'un belirttiğine göre Romanus adlı bir keşişle tanışır ve keşiş olmaya karar verip dünyadan iyice uzakta kayalıklarda bir mağarada yaşamaya başlar. Benediktist tarihte "Kutsal Mağara" olarak anılacak olan bu yerde kimseleri görmeden, etrafta bulduğu otlar ve yemişlerle beslenir ve gün boyu dua edip ve meditasyon yapar. Arada bir Romanus kaldığı mağaraya bir iple içinde ekmek olan bir sepet sarkıtır. Bir defasında ordan geçen çobanlar Benedikti görürler: Saçları sakalı darmadağınık, birbirine karışmış vahşi bir hayvana benzemekte olduğunu söylerler.


http://www.benediktiner.de/

Üç yıl bu mağarada yaşar ve hem kendisiyle hem arada bir gelen Romanus'la tartışmalar yapar. Üç yıllık mağara keşişliği bir başka keşiş sayesinde sona erer. Papa Gregor'a göre bu tanrının ona gönderdiği işaretlerden biridir. Olay şudur: Yakın bir manastırdan Vicovaro adında bir keşiş gelip kendisine tabii olmak ister. Uzlaşma, iltifat etme gibi huyları olmayan Benedict keşişi rahatını bozduğu için kızıp tersler. Keşiş bunun üzerine Benedikti zehirlemeye karar verir. Ancak Benedikt zehirli şarabı ağzına götürür götürmez bardak paramparça olur. İşte bu "ilahi" işaretle Benedict işe koyulacaktır. Teorilerini artık hayata geçirmeye karar verir.

Mağarasından çıktıktan sonra önce Subiaco'ya gider ve kısa bir süre sonra etrafında bir keşiş topluluğu oluşur. Bunlarla birlikte Monte Casino adlı bölgeye gider ve burda ilk manastırını kurar. Benedict çeşitli yaşam biçimlerini denemiş ve deneyimler kaznmıştır. Manastır'daki deneyimlerini de birleştirerek 50 *yaşındayken 529 yılında "Benedict Kuralları"nı yazar. Garip bir tesadüf olarak tam da aynı yılda Platon'un kurduğu meşhur Atina felsefe okulunun kapısına imparator Justinian tarafından kilit vurulur. Batı dünyasında yeni bir döneme girilmektedir. İlkçağın aydınlık felsefe okulu ilkçağın bütün görkemiyle birlikte tarihe gömülmüş ve karanlık bir dönemin, Avrupa Ortaçağının kapısı açılmıştır.

Benedict'in hayatı için:
http://en.wikipedia.org/wiki/Benedict_of_Nursia

"Daha önce ben televizyona bakıyordum, şimdi televizyon bana bakıyor
Mısırlı bir gösterici
http://sargon.blogcu.com/
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 21-07-2007, 04:25
sargon - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
sargon sargon isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Onur Üyesi
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 01 Aug 2005
Bulunduğu yer: Isvicre
Mesajlar: 6.665

Onur Üyeliği Başarı Ödülü Başarı Ödülü 

Standart Re: Manastır ve Keşişlik

Karanlığa Giriş: Benedict Kuralları

Benedict 529 yılında 73 kısa bölümden oluşan meşhur Kurallar kitabını yazdı: Ordo (Kural) Bu kurallar zamanla belli değişiklikler gösterse de sonraki 1500 yıl boyunca Ortodoks, Katolik, Anglikan ve Protestan mezheplerinin hepsinde manastır yaşamının oluşturulmasında öncülük etti. Bu yüzden de 1964 yılında Benedikt'e "Manastırın babası" ünvanı verildi. Papa VI. Paul ise Benedict'i Avrupa'nın koruyucusu ilan etti.

Benedict'in kanunu manastırı "Tanrıya hizmet eden okul" olarak tanımlar. Tamamen ideale bağlılıklar üzerine kurulmuştur ve insani zayıflıkları gözardı eder. Keşiş topluluğunun en üstünde "Abba"(Baba) yer alır. Bu manastırın basit bir yöneticisi değil, temsilcisi, ruhani babası, öğretmeni, geleneksel ataerkil ailelerdeki babası, kısaca herşeyidir. Benedikt kanunu Baba'ya tartışmasız tam yetki verir, sadece Baba'yı adil olması ve eşit davranması için uyarmakla yetinir.

Baba, diğer keşişler tarafından seçilir ve önemli durumlarda topluluğun fikrine danışır. Ancak kararları Baba verir ve keşişler onun *kararlarına ititrazsız uymakla sorumludur. Manastır anayasası tam bir monarşidir. Eğer manastır büyükse Baba bazı memurlar atayabilir. Bu durumda her onluk keşiş grubuna bir "Dekan" atar. Bunların dışında manastırda mutfak şefi, müritlerin(acemilerin) şefi, konuk şefi ve dış dünyayla bütün ilişkiyi sağlayan kapıcı vardır.

Manastıra keşiş olmak için her başvurana bir deneme süresi veya müritlik uygulaması yapılması gerekiyordu. Bunun için keşiş adaylarının yaşamı boyunca her tür yoksulluğa katlanacağı, iffetli kalacağı ve Baba'ya mutlak itaat edeceği üzerine yazılı bir belge imzalaması zorunlu idi. Kuşkusuz en önemlisi itaatti. Baba'ya itaat etmek, Tanrıya itaat etmek demekti..

Hiçbir keşiş Baba'nın iznini almadan manastırı terkedemezdi. (Stabilas loci) Keşişler hayatları boyunca diğer keşişlerle birlikte Dormitorium denen yatak odası ve Refektorium denen yemek odasında yaşarlardı. Yatak odasında bütün gece bir lamba yanar ve keşişler İncil'in emrine uygun şekilde giyinik vaziyette her an Tanrıyı izlemeye hazır olurlardı.

Keşişin hiçbir malvarlığı olamazdı. Kişisel olarak yoksulluk kutsal olarak zenginlik demekti. Benedikt manastırlarında keşişlerin herşeyi ortakdı. Ne bir kitap, ne bir tahta, ne bir iğne sahibi olunamazdı, tek varlıkları üzerlerindeki keşiş giysisi idi.

Kurallarda yazılı olmasa da bugüne kadar kural olarak korunmuş olan bir başka şey ise Maxime tarafından formüle edildiği gibi "Ora et labora" (Dua et ve çalış) idi. Manastırda yaşam bedensel olarak çalışmak ve eğitim almaktan oluşuyordu. 1500 yıldır uygulanan çalışma planı şöyleydi:

Keşişler gece/sabah 2'de uyanırlardı; bu kışın biraz daha geç, yazın biraz daha erken olurdu. (Gece saati ölçmek için belli bir süre yanan mumlar kullanılıyordu) Zaten elbiseleriyle yatan keşişler hızla kalkıp birlikte ibadet etmek için tam bir ciddiyet ve itina ile hazırlanırlardı. Birbuçuk saat süren gece ayininde okuma parçaları, dualar ve ilahiler okunursu. Günün ışıması dua ile karşılanmalıydı. Gün ışığı ise bedensel çalışma ve kutsal metinlerin hatmedilmesine ayrılmıştı. Çalışma aralarında kısa molalar verilirdi. Saat sabah 6'da, 9'da, 12'de ve öğleden sonra 3'de olmak üzere. Güneşin batma saatinde ve yatağa gitmeden önce de dua turları yapılırdı. Benedikt kurallarına göre keşişin hava karardıktan yarım saat sonra uyuması zorunluydu. Bu kışın saat 5 oluyordu.

Baba keşiş, oğullarına yemek konusunda da tasarruflu davranmayı öğütlemişti. Öğlen saatine kadar (Oruç zamanları güneş batana kadar) hiçbirşey yenmezdi. Eylül ortasından Paskalya'ya kadar günde sadece bir öğün, yazın uzun günlerinde ise iki öğün yenirdi. Ekmek ana yiyecekti, bunu baklagiller ve yumurta ile peynir, balık, meye ve sebze tamamlardı. Dört ayaklı hayvanların eti yasaktı. Keşiş başına çeyrek litre şarap verilirdi. Ve yemek boyunca İncil'e uygun olarak derin bir sessizlik olurdu.

Her keşiş günde 3 ile 8 saat arası bedensel olarak çalışmak zorundaydı. Tarlada, manastıra ait atelyede, mutfakta, ev işlerinde yada el yazılarının kopyalarının çıkartılması işinde. Bir zanaatı olan keşiş bu bilgisini ortaklığa sunmak zorundaydı. Çalışmanın iki gerekçesi vardı. Birincisi tembellik ruhun düşmanıydı, ikincisi de keşiş bağış paralarıyla değil bedensel çalışmasıyla yaşamalıydı. Benedict'e göre manastır dünyadan ekonomik olarak da bağımsız olmalıydı.

Benedikt manastırının bir günü böyleydi ve her gün aynı şekilde tekrarlanıyordu. Son derece zor dayanılır bir yaşam gibi görünmesine karşın Monte Casino'da kurulan bu manastır kuralları Roma tarafından ( Papa Büyük Gregor tarafından) genelleştirilip bütün Batı dünyasına önerildi.

"Daha önce ben televizyona bakıyordum, şimdi televizyon bana bakıyor
Mısırlı bir gösterici
http://sargon.blogcu.com/
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 21-07-2007, 10:45
ozgur_beyin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
ozgur_beyin ozgur_beyin isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 07 Sep 2006
Mesajlar: 5.929
Standart Re: Manastır ve Keşişlik

Yazın için, teşekkürler sargon. Ama keşişlik hiç hoşuma gitmedi. Ben olmam *
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 21-07-2007, 13:00
sargon - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
sargon sargon isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Onur Üyesi
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 01 Aug 2005
Bulunduğu yer: Isvicre
Mesajlar: 6.665

Onur Üyeliği Başarı Ödülü Başarı Ödülü 

Standart Re: Manastır ve Keşişlik

ozgur beyin, ben bu manastır kültürünü artık kimse bu şekilde sürdrümez diye düşünüyordum. Ama galiba yanılıyorum. İnanılmaz sayıda site var internette Benedikt için. Bunların birinde detaylı listeler bile verilmiş. Hangi gün hangi dualar okunacak falan hepsi listelenmiş. Ben alaycı birileri tiye alıyor sandım önce, ama galiba ciddi ciddi bu yaşamı sürdürmeye çalışanlar var, bayağı da propagandasını yapıyorlar. İşte bir gün gün dua ve ilahi listesi:

http://www.bluecloud.org/psalms.html

"Daha önce ben televizyona bakıyordum, şimdi televizyon bana bakıyor
Mısırlı bir gösterici
http://sargon.blogcu.com/
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 21-07-2007, 13:15
habilis habilis isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 20 Jan 2007
Mesajlar: 765
Standart Re: Manastır ve Keşişlik

insanlar *neden dua eder ?

sargon bi baktımda şu linke yuh be !! dedim nekadar çok dua !!kim niye etsin bukadar ... otur bi sübaneke oku yada fatiha olsun bitsin

NO GOD
NO RELIGION

"İnsanların varlığını belirleyen şey,
onların bilinçleri değildir; tam tersine,
onların bilincini belirleyen, toplumsal varlıklarıdır."


K. Marx
Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 21-07-2007, 13:20
habilis habilis isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 20 Jan 2007
Mesajlar: 765
Standart Re: Manastır ve Keşişlik

ancak tabi azizler arasından en popüleri bana göre aziz antuan dır. yani benim favori azizim ..






Azizlerin türkçe olarak hayatlarını okumak için şu katolik web adresini vermek istiyorum :

http://www.meryemana.net/merye/tr/mi...p?f=1170363792

NO GOD
NO RELIGION

"İnsanların varlığını belirleyen şey,
onların bilinçleri değildir; tam tersine,
onların bilincini belirleyen, toplumsal varlıklarıdır."


K. Marx
Alıntı ile Cevapla
  #9  
Alt 21-07-2007, 13:50
ozgur_beyin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
ozgur_beyin ozgur_beyin isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 07 Sep 2006
Mesajlar: 5.929
Standart Re: Manastır ve Keşişlik

Verdiğin linke baktım. Aynı islamdaki gibi * ,normal günlerde, kandil gecelerindeki gibi sınıflandırmışlar.
Oku oku bitmez.
* Sevgili sargon ''keşişlik'' geleneği islamda da vardır. Bilirsin , HALVETİLİK *denen tarikattada benzer uygulamalar
yapılmaktadır. Halvet, arapçada , tenha, tenhaya çekilme, yalnızlık, yanlız kalma gibi anlamlara gelmektedir.
Mantık aynıdır. Yine islamda aynı mantığa hizmet eden kelbiyyuncular (köpekçiler, yahut köpek gibi yaşayanlar)
vardır.
* * Yahut inzivaya çekilme veya *çile doldurma (çile ,frasça ''çihil '' kelimesinden gelmedir, 40 demektir türkçeye çile olarak aktarılmıştır) *şeklindede yapılmaktadır. Dinlerde veya tarikatlarda bu kabil davranışlar kendi nefsine zulum ederek tanrıya
yakınlaşma amacını taşımaktadır.
*Kelbiyyundan söz açılmışken bir anekdotu daha aktarayım .Yunanlı DEMOKRİTOS (460-370) EPİKUROS (341-270) * un başını çektiği ateist akımı kötülemek için, Yunan halkı onlara KINIKÇİLER (köpekleşenler veya köpek gibi yaşayanlar) demişlerdir. KINIKÇİLİK, daha sonraları *antik Yunan'da felsefi bir akım haline gelmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #10  
Alt 21-07-2007, 22:51
sargon - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
sargon sargon isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Onur Üyesi
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 01 Aug 2005
Bulunduğu yer: Isvicre
Mesajlar: 6.665

Onur Üyeliği Başarı Ödülü Başarı Ödülü 

Standart Re: Manastır ve Keşişlik

Hermann Hesse'nin Sidharta'sı bir keşişi anlatıyordu. Aslında Budha'yı anlatıyor, hikayesi aynı ama olay sanki başka bir kişi tarafından yaşanmış gibi aktarılıyordu ve Budha ile de karşılaşıyordu kahraman. O zamanlar ormanlarda, dağlarda böyle dolaşıp duran binlerce insan varmış.

Bizdeki dervişliğe karşılık geliyor aslında. İslamiyet'ten önce de Türklerde yaygın bir dervişlik olsa gerek. Abdal da diyorlar bu kişilere ve son derece saygın insanlar. Hatta ilk Babai isyanlarında çengellere asılan Abdal'ların resimlerini hatırlıyorum. Bu adamlar aynı Hindu keşişler gibi dağ bayır dolaşıyorlarmış. Kafalarını kazıtmış, sadece üst kısımda bir tutam saç bırakıp onu uzatmış bu Abdal'ları *sevmiştim gerçekten. İslami anlayışa uymadığı batıni olduklarını biliyoruz. Bana en acı gelenlerden biri de Barak Baba'nın öldürülüşü olmuştu. Barak Baba'nın giyimi, kuşamı, davranışları sünni İslam anlayışına uymadığı için Geylan emiri tarafından öldürtülüyor.

Bahsettiğin Halvetiliğin en çok Türkler arasında yayılmış olması, gizli zikir ayinleri bana ortak kökeni işaret ediyor gibi geldi. Dervişlik aynı hıristiyanlıktaki keşişlik olayında olduğu gibi batıni geleneğin İslam'la kaynaşması gibi görünüyor.

"Daha önce ben televizyona bakıyordum, şimdi televizyon bana bakıyor
Mısırlı bir gösterici
http://sargon.blogcu.com/
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Başlık Düzenleme Araçları
Stil

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 07:52 .