Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Genel Forumlar > Politika

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #21  
Alt 04-08-2011, 07:57
Cem - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Cem Cem isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Onur Üyesi
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 23 Sep 2004
Mesajlar: 2.478

Başarı Ödülü Başarı Ödülü Başarı Ödülü Onur Üyeliği 

Standart

Stalin ve Troçki'nin özde aynı düşüncede olduklarını yani diyalektik materyalizm, tarihi mateyalizm, proleterya dikatatörlüğü, devrim, demokrasi ve özgürlükler gibi konularda benzer düşüncelerde olduklarını biliyoruz.

Farklılıkları Troçki'nin SSCB dışındaki devrimleri teşvik etmeye yönelik, dış politikada daha agresif bir çizgide olmasında kendini gösteriyor. Stalin ve ondan sonra gelen SSCB yöneticilerine göre dünya devrimlerini kışkırtan, iç savaşlara yol açan, bu savaşların uluslararası savaşlara yol açabileceği politika izlemeye gerek yok çünkü kapitalizm zaten son evresinde ve can çekişiyor. Kendi iç çelişkileriyle dağılmak üzere. Bu nedenle bırakalım kendi kendine dağılsın deniyor. Ağırlık tek ülkede yani SSCB'de "sosyalizm"in yaşatılmasına yönelik.

Bu sebeple genel dünya politikası olarak barışı öne çıkarıyor SSCB ve ona yakın dünyadaki komünist partiler. Örneğin 1960-70'li yıllarda Türkiye'de TİP'e yakınlığıyla bilinen Barış Derneği böyle bir dernek. Barış kavramının evrensel bir savunusundan ziyade SSCB'nin yaşayabilmesi için bir 3. dünya savaşının çıkmasını engellemek asıl amacı.

Troçkistler bu politikalara karşı çıkıyor, bunları dünya devrimci hareketini pasifize etmek olarak yorumluyor. Barış değil gerektiğinde iç savaş riskini de içeren sert bir mücadele hattını savunuyorlar.

Konuyla ilgili yorumuma gelirsem:

Stalin-Troçki polemiğinin günümüz açısından nostaljiden öte bir anlamı yok düşüncesindeyim. Tartışmanın nesnel zemininden çok farklı bir dünya var artık.

Kanımca asıl önemlisi Stalin-Troçki polemiğinin demokrasinin olmadığı SSCB'de gerek yapılış şeklinin sağlıksızlığı gerekse taraflardan güçsüz olanın önce dramatik şekilde yurtdışına kaçmak zorunda kalışı ardında trajedik şekilde cinayete kurban gidişinde.

Günümüz açısından önemli bulduğum tek yönü de budur konunun. Gerçek bir demokratik sosyalizmin olduğu bir SSCB'de Stalin ve Troçki kendi görüşleri doğrultusunda birer parti kurarlar ve halkın önüne çıkarlardı. Doğruyu halk seçerdi. Barışçıl ve özgürlükçü bir sistem bunu yapmalıydı. Ancak taraflardan güçsüz olan canını kurtarmak için yurtdışına kaçtı. Eğer Troçki daha güçlü olsaydı muhtemelen Stalin kaçacaktı veya kaçmayıp öldürülecekti. Bu sebeple Troçki'yi mazlum gibi görürken özünde onun farklı bir demokrasi ve özgürlük ortamını savunmadığını hatırlamak gerekli.

Stalin-Troçki polemiği ve Troçki'nin Meksika'daki trajik sonu, insanlığa sömürüsüz bir dünya umudu veren sosyalizmin demokrasi ve özgürlükler olmaksızın otokrasi ve totalitarizmden başka fazla bir şey veremeyeceğinin pek çok örneğinden birini verdi. Bize sosyalizmin nasıl olmasını değil nasıl olmamasının gösterdiği için her şeye rağmen bir tecrübe olarak hafızalarımızda yer alacaktır.
Alıntı ile Cevapla
  #22  
Alt 19-03-2013, 08:12
Neva - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Neva Neva isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 03 Aug 2010
Mesajlar: 14.706

Başarı Ödülü 

Standart

Guncelleme.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 20:38 .