Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Felsefe > Felsefi Tartışmalar

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #21  
Alt 05-04-2011, 07:25
paslıçivi paslıçivi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 07 Feb 2009
Mesajlar: 3.080
Standart

Felsefe Nedir


Felsefe kelimesi Yunanca´da phileo(sev-gi) ve sophia (bilgelik) kelimelerinin yan yana gelmesinden oluşuyor... fhilosophia (bilgelik sev-gisi). Yunanlı düşünürler için "Bilgiyi sevmek, bilginin peşinden koşmak" anlamını taşır...

Yani Felsefe sadece bilgiyi sevmek mi oluyor?
Bu konuyu bir örnekle anlatayım, sen hiç dünyanın neden 365 gün ve altı saatte bir tur tamamladığını yani bir yıl diye niye bu hareketi tanımladığımızı merak ettin mi?, etmişsindir mutlaka. İşte bunun gibi bilmediğin, öğrenmek istediğin bir sürü konu var. Aslında filozoflarda böyle şeyler düşünüyorlar. Bunların nasıl olabileceğini, nelerin bunlara yol açtığını öğrenmeye çalışıyorlar... Öylesine derin düşünüyorlar ki bu konuları, anlamaya, yorumlamaya ve yaşamı anlamlandırmaya çalışıyorlar... Belli anlamlar bulduklarına inandıklarında da "Felsefe Sistemleri"ni oluşturmuş oluyorlar...

O halde felsefe, yaşamı bir şekilde anlamlandırabilme çabası mı oluyor?
Evet, yaşamı ve yaşamda varolan her şeyi... Filozof, soru sorar, merak eder ve öğrenmeye çalışır... Bilgi onun için ulaşılması gereken bir şeydir ve ona ulaşmak için habire koşar... Tam ulaştığını sandığı anda da yeni sorularla karşılaşır... Bak Ünlü filozoflardan Platon´un bir sözü var: "Felsefe, doğruyu bulma yolunda, düşünsel bir çalışmadır." diyor. Yalnız, burada ortaya çıkan sadece yeni bilgiler değildir, filozofun ürünü, bir ahlak anlayışını, yaşama biçimini doğurur... Örneğin, dünyayı idealardan oluşmuş, (yani sadece düşüncelerden, ve bu düşüncelerin görünüşlerinden) bir yapı olarak algılayan bir felsefe öğretisi, yaşama ilişkin tüm yargılarını da ona göre oluşturur.



Felsefe İçin Ne Dediler


Birde filozoflara bakalım neler diyorlar felsefe için:

"Felsefe yapmak ölmeyi öğrenmektir."
Karl JASPERS
"Felsefe, neleri bilmediğini bilmektir."
SOKRATES
"Doğruyu bulma yolunda, düşünsel (İdealist) bir çalışmadır."
PLATON
"İlkeler ya da ilk nedenler bilimidir felsefe."
ARİSTOTELES
"Mutlu bir yaşam sağlamak için, tutarlı eylemsel bir sistemdir."
EPİKUROS
"Felsefe tanrıyı bilmektir ve gerçek felsefeyle, gerçek din özdeştir."
AUGUSTİNUS
"İnanılanı anlamaya çalışmaktır."
ANSELMUS
"İnanılanın inanılmaya değer olup olmadığını araştırmaktır."
ABAELARDUS
"Tanrıdır konusu, tanrının tanıtlanmasıdır."
A. THOMAS
"Eleştiridir."
CAMPENELLA
"Deney ve gözleme dayanan bilimsel veriler üzerinde düşünmektir."
F. BACON
"Felsefe yapmak doğru düşünmektir."
T. HOBBES
"Felsefe bir bilimdir ve geometrik yöntemi metafiziğe uygulamak gerekir, felsefeyi kesin bir bilim yapmak için."
DESCARTES

Sonuç olarak;
Felsefe Yaşamdır...
sevgili dostlar bir süredir felsefe nedir ne değildir üzerine düşünüyorum.. ve buna uygun bir topic bulup burdan devam etmek istiyorum..

googledan "felsefe nedir" yazıp araştırdım ve çıkan ilk linkteki yazıları yukarı alıntıladım..

öncelikle kelime anlamı olarak "bilgelik sevgisi" bir anlamla karşılaştım..

ama..

"bilgelik" nedir,
"bilgili insan" nedir
"bilge insan" nedir
ve en önemlisi "bilgi nedir" gibi sorular üzerinde durmamız gerekiyor..

sanırım bu kavramlar biribirine karışmış..

ben felsefe konusunda eğitim almadım, bu konuda çok fazla kitap da okumadım.. yani felsefe terminolojisini pek bilmem, bir çoğunu bu sitede tecrübeli arkadaşlardan öğrendim..

bugün Turan Duran sitesinde yapılan konuşmalar tartışmalar, bir felsefik platform mudur, bunu çok merak ediyorum..

ilgili arkadaşlarla bu konuda konuşmak isterim..


Alıntı ile Cevapla
  #22  
Alt 27-04-2011, 11:50
astral astral isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 19 Apr 2011
Mesajlar: 19
Standart

Başlığa katkıda bulunmayacağım çünkü bu çok derin bir konu ve farklı bir başlıkta ele alınması gerekir. Ama bu alt forum neden felsefe-psikoloji şeklinde adlandırılmış çok merak ettim doğrusu. felsefe-psikoloji???
Alıntı ile Cevapla
  #23  
Alt 07-05-2011, 20:03
Vandenys Vandenys isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Apr 2010
Mesajlar: 31
Standart

insanlar mantıklı cümle kurmaya başladığından beri felsefe var, bilim felsefeden sonra gelir, bilim ilerledikçe insanın karmaşık soyut düşünce sistemi de gelişmiştir, felsefenin her zaman bilimsel gelişmelere (teknoloji, teknik) ihtiyacı var ancak bilimin felsefeye ihtiyacı olduğu söylenemez, bilimi nasıl kullanacağı konusunda felsefe devreye girebilir sadece...
Alıntı ile Cevapla
  #24  
Alt 10-05-2011, 18:15
Faith Faith isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 17 Jun 2009
Mesajlar: 52
Standart

Yalın haliyle düşünce uğraşı olan felsefenin bilim olarak tanımlanamayacağını düşünüyorum.

Felsefe insanlık için önemli bir uğraş, felsefenin önemine inanan ben, felsefeyi bilimden öncelerim ama bilim olduğu iddiasına da katılmam.

Saygılarımla
Alıntı ile Cevapla
  #25  
Alt 11-05-2011, 10:30
westergaard westergaard isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Yasaklandı
 
Üyelik tarihi: 14 Mar 2011
Mesajlar: 391
Standart

simply a good person´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Merahaba;

bu aksam raki masamizda baslayan hos sohbeti ve tartismayi buraya tasimak istedim

Her ne kadar felsefenin kelime anlami icinde bilim gecse de, bana felsefe ve bilim farkli seyler cagrisimi yapiyor. Sanki felsefe soyut somut ayrimi yapmadan herseyle ilgilenirken ve yorumlamaya calisirken, bilim salt somuta ulasmayi hedefliyor.

Kendimce felsefenin bilim olamayacagina dair bir yargiya vardim. Siz degerli forumdaslarimin görüslerini okumak isterim.

Saygilarimla,
bilimin metodu vardır
bilimsel metot denir buna
gözlemler yapılır ve ve gözlemlenen olguları açıklayacak teoriler üretilir
bir teorinin bilimsel olması için de bir kıstas vardır
buna göre teori deneyle yanlışlanabilir olmalıdır
yanlışlanması mümkün olmayan teoriler bilimsel değildir

felsefe ise metafizik ve etik gibi gözlem yapılamaz alanlarda kürek çeker
teorileri de deneyle yanlışlanamaz
Alıntı ile Cevapla
  #26  
Alt 11-05-2011, 19:25
Khaos Khaos isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 12 Jun 2009
Mesajlar: 5.552
Standart

bütün bilimler felsefeden türemiştir.
gelinen süreçte felsefenin de bilim olmaktan başka çaresi yoktur.

bilgi üretmek iddiasındaki her disiplin bilimleşmek zorundadır.
felsefe bunu başarmıştır.

bilimlerin, bilimsel metodolojiye kavuşmalarının tarihi de aslında oldukça yenidir.
felsefe gözlemlenemeyen alanlarda kürek çekmek falan değildir.
bilimsel felsefe, felsefenin bu ilkel dönemine metafizik dönemini çoktan aşmıştır.

bu işleri 200 yıl geriden takip edenler var sanırım.
Alıntı ile Cevapla
  #27  
Alt 11-05-2011, 20:22
westergaard westergaard isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Yasaklandı
 
Üyelik tarihi: 14 Mar 2011
Mesajlar: 391
Standart

kerberos´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
bütün bilimler felsefeden türemiştir.
gelinen süreçte felsefenin de bilim olmaktan başka çaresi yoktur.

bilgi üretmek iddiasındaki her disiplin bilimleşmek zorundadır.
felsefe bunu başarmıştır.

bilimlerin, bilimsel metodolojiye kavuşmalarının tarihi de aslında oldukça yenidir.
felsefe gözlemlenemeyen alanlarda kürek çekmek falan değildir.
bilimsel felsefe, felsefenin bu ilkel dönemine metafizik dönemini çoktan aşmıştır.

bu işleri 200 yıl geriden takip edenler var sanırım.
ewet haklısın Quine gibi analitik felsefeciler yaptıkları epistemoloji ve bilim felsefesini bilimin bir uzantısı görürler

aslında bu 1930ların mantıkçı pozitivizminin yapmaya çalıştığı birşeydi, dediğin gibi felsefenin metafizik dönemini geride bırakıp metafizik ve etik konularına girmeyi reddetmişlerdi, sadece dil analizi yaparak felsefenin sorunlarının aslında gerçek sorunlar olmadığını göstermek gibi bir programları vardı

velhasıl mantıkçı pozitivizm 1950lerde miadını doldurdu, artık analitik felsefe geleneğinde etik de metafizik de tartışılmaya devam ediyor

avrupa felsefesinde de varoluşçuluk ve postmodernist felsefelerin de "bilim" olmak gibi bir özellikleri olamaz.. bunların hepsi kişisel yorum olmaktan öteye gidemez

senin dediğin gibi "bilimsel felsefe" diye birşey yoktur, bu cahilce bir laf
Alıntı ile Cevapla
  #28  
Alt 12-05-2011, 08:19
paslıçivi paslıçivi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 07 Feb 2009
Mesajlar: 3.080
Standart

bilincimize yansıyan varlık/evren bir bütündür, tamdır yani rakamsal olarak "1" dir..

ama biz insanoğlu olarak henüz bu evrenin/varlığın sınırlarını zamansal/mekansal/nitelik/nicelik olarak ortaya koyamadığımız için evren/varlık "sonsuzdur" diyebiliyoruz..

bu "sonsuz" dediğimiz evren/varlık "1" dir..

peki bu evren/varlık hakkında insanoğlunun elinde "bilgi/kanun/yasa" düzeyinde ne vardır?

sadece 5 duyumuza/bilincimize yansıyan yani bilimin sundukları vardır..

işte insanoğlu buna "epistemoloji, epistemolojik gerçeklik" demiştir..

bu epistemeolojik gerçekliğin özelliği nedir?

*gözlemlenebilir
*sınanabilinir
*tekrarlanabilinir
*yani tüm dünya insanlığının hemfikir olduğu "evrensel onay"ı olan verilerdir..

işte bu evrensel onay almış verileri öğrenmiş insan "bilen"dir, bu eylemin adı "bilmek"tir..


peki bir verinin "evrensel onay" almasının yani "bilmek" eyleminin içinde ve farkında olan bir insanın "önemi" nedir?

-insanoğlunun bu veri için hemfikir olması demektir,
-diğer bir ifadeyle birbirine düş-me-mesi, dalaş-ma-ması, insanca, kardeşçe, dostça yaşaması demektir..


peki bu yukarda saydığım
*gözlemlenebilir
*sınanabilinir
*tekrarlanabilinir
*yani tüm dünya insanlığının hemfikir olduğu "evrensel onay"ı olan verilerdir..
özellikleri taşımayan yani

*gözlemlene-me-yen
*sınana-ma-yan
*tekrarlana-ma-yan
*tüm dünya insanlığının hemfikir ol-ma-dığı yani "evrensel onaysız" verileri

öğrenmiş ve deklare eden insan nedir/kimdir?

"inanan"dır, bu eylemin adı da "inanmak"tır..


peki bir verinin "evrensel onaysız" olduğu halde insanoğlu tarafından inanılması yani inanmak eyleminin içinde olmasının "önemi" nedir



-insanoğlunun bu veri için hemfikir olma-ma-sı demektir,
-diğer bir ifadeyle birbirine düşmesi, dalaşması, insani olmayan düşmanca yaşaması demektir..


işte bilmek ve inanmak arasındaki farkın farkındalığı bu kadar önemlidir..

bilmek ve inanmak arasındaki farkın farkındalığa henüz ulaşamamış insanoğlu kendi türünün neslini kendi eliyle sonlandırmak için elinden geleni yaparken

bu farkındalığa önümüzdeki yüzyıllarda ulaşacak olan insanoğlu kendi türünün neslini kendi eliyle sonlandırma tehlikesini farkedip gerekeni yapacaktır..

aksi takdirde insanoğlu dediğimiz canlı türü de "nesli tükenmiş" sınıfına girmekten kurtulamaycaktır..


evren/varlık "1" dir dedik..

elimizde sadece "epistemolojik gerçeklik/bilgi/kanun/yasa" var dedik.. buna "A" diyelim..

1-A=X tir..

yani evreni/varlığı bir bütün olarak ortaya koyabilmemiz(bilmek) için daha ulaşamamız gerekn X kadar veri var demektir..

elimizdeki A acaba bu 1 in yüzde kaçıdır?

yani A/1= in değerini biliyor muyuz?

tabii ki hayır..

elimizdeki A;

acaba bu 1 in "% 999999999999999999999999" u mudur?

yoksa "% 0,00000000000000000000000000000000000000000001" midir?

biliyor musunuz? bilmiyorsunuz değil mi...

peki insanoğlu bu gerçekle yaşayabilir mi?

-sahtebenlikte hayır..

bilincine yansıyan varlığı/evreni "bildiğini zannetmek yanılgısı/inançlı" yaşamak zorundadır..

çünkü sahtebenlik/ego "bilmiyorum" diyemez..

ne zaman ki bu sahtebenlikten/egodan kurtulur ancak o zaman bu derin uyku ve uyku mahmurluğundan uyanıp tam uyanıklığa/aydınlığa erişir ve bilincine yansıyan evreni/varlığı "bilmediğinin" farkına varır..

evet "1-A=X" dedik..

işte burdaki "X" bilmediklerimizdir..

ama insanoğlu sahtebenlik/ego yüzünden bunu bilmediğini deklare edemediği için

"felsefe" dediği insanlık "bilinçyetmezliği sendromu"nun etkisi altında, bildiğini zanneden insanların birbirileriyle anlamsız, kördöğüşü, insandan öte, insani olmayan bir tutum ve davranış içinde yaşamak zorundadır şimdilik..

bu bilinçyetmezliği sendromu bir insanlık hastalığıdır,

bu hastalığa yakalanmak ve kurtulmak insanoğlunu iradesinin dışında bir olgudur..

varoluşun kendi içdinamikleri içerisinde gelişen bir olaydır..

o yüzden insanoğlunun herhangibir suçu/kusuru/hatası olmadığı için sorumlu değildir, yargılanamaz, suçlanamaz..


yani insanoğlu şimdilik bu kaos içinde insani olmayan tutum ve davranış içinde olmak zorundadır, bu bir dayatmadır..

bu insanoğlunun şimdilik önüne geçemediği yazgısı, kaderidir..

gönlünüzü yüreğinizi hoş ve ferah tutun, yegane sahip olduğunuz yaşamın ölüm gelmeden önce kıymetini bilin ve ıskalamayın, sevgili dostlar..


Alıntı ile Cevapla
  #29  
Alt 11-06-2011, 14:49
saYRam saYRam isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Aday Üye
 
Üyelik tarihi: 18 Feb 2011
Mesajlar: 9
Standart

Evrim kuramı ile ilgilenmek, bunun bilimini yapmak, moleküler biyoloji araştırmaları yapmak bilimdir, bilim yapmaktır.

Evrimin bize öğrettiklerine bakarak ortalıkta bir yaratıcının olmadığı yorumunu yapmak felsefe yapmaktır.

Felsefe tabii ki bir bilim değildir. Felsefe bir düşünce disiplinidir. Düşünmenin, fikir üretmenin, beyin fırtınası yapmanın ana yasasıdır.

Felsefe dinlerin iddialarını red etmez ki. Felsefeye göre dinlerin iddiaları da doğru olabilir. Sadece akla ve bilme uygun veriler ile sorgulamak ister.

Felsefe ile bilim ilişkisi tabii ki vardır çünkü felsefe (diğer birçok şeyde olduğu gibi.) bilimi temel ve referans alır, dogmaları değil. Felsefenin "diğer birçok şey"den farkı felsefenin özellikle bilime vurgu yapmasıdır.

Konu saYRam tarafından (11-06-2011 Saat 15:01 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #30  
Alt 05-10-2011, 19:48
moment - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
moment moment isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 05 Aug 2011
Mesajlar: 82
Standart

Felsefe varlık-bilinç, madde-akıl ilişkilerini araştıran bir bilim dalıdır. Pragmatik, pozitivist felsefe, felsefe yapmanın gereksizliği iddiasını ileri sürmüştür. Ona göre amprik bilgi dışındaki bilgiler bilinemez. Dünya yasaları mutlak bir gücün edimidir. Maddeci felsefe bu idealist felsefe iddialarını çürütmüş felsefeyi bilimsel temele oturtmuştur. Yöntem ve metodolojisiyle de sosyal bilimlerle fen bilimleri arasındaki farkı azaltmıştır. Dünyadaki emperyal sınıf çıkarları bilimi de yaratıcı güce bağlama hevesinde olduğundan maddeci felsefenin antitezi olarak düalist tavırlar koymuştur. Dikkat edilirse Türkiye gibi ülkelerde sosyal bilimler zayıf olduğu kadar fen bilimleri de yeteri kadar bir gelişme gösterememektedir. Bu gelişme ancak maddeci felsefe biliminin işlerlik kazanmasına bağlı bir şeydir.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Başlık Düzenleme Araçları
Stil

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Türklük Toplumsal/Kişisel Bir Kimlik midir, Yoksa Milli Bir Köken midir? evrensel-insan Politika 21 21-04-2017 21:09
Bilim ve felsefe qw19 Klasik Mekanik 30 04-09-2016 22:33
Reenkarnasyon bilimsel midir , dinsel midir? multima İslam 15 25-10-2012 06:34
Marksizm Bilim midir ? dilaver Politika 21 19-11-2011 21:08
Felsefe Sözlüğü -Felsefe Kavramları habilis Felsefi Tartışmalar 3 27-07-2008 10:19

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 08:42 .