Eline sağlık ahbap,ben de ilgimi çeken birkaç noktadan bahsedeyim.
AhbAp´isimli üyeden Alıntı
1. SÜMER DİNİ
Tarihi bilgiler, Sümerlilerin Orta Asya’dan bu bölgeye göç ettiklerini gösteriyor. Yani Sümerliler, bugün bölgede yaşayan Semitik ırktan değildi fakat yıkılışından sonra Semiktik ırklar arasında eriyerek yok oldu.
Sümerlilerin Orta Asya’dan göç etmesi, Atatürk’ün bile ilgisini çekmiştir, Sümerlilerin Türk olup olmadıkları, Türkçe konuşup konuşmadıkları araştırılmıştır (Güneş Dil Teorisi mevzuu. Sonradan asılsız çıkmıştır). Eldeki veriler ancak, Orta Asya’da çok eski dönemde Sümerliler ile Türklerin komşu olabilecekleri ve birbirlerini etkilemiş olabilecekleri tahminlerini yaptırıyor. Her iki dilde de ortak bazı kelimelerin ve deyişlerin olduğu biliniyor.
|
Rasladığım yabancı kaynakların çoğu-özellikle nispeten yeni olanlar- Sümer dilinin Dravid kökenli olduğunu öne sürüyor,dolayısıyla geldikleri yerin Hindistan civarı olduğu tahmin ediliyor.Zaten dravid teorisi şu an en çok kabul gören teori durumunda.Sümer-Türk teorisinden bahsetmiyorlar bile.Modası geçmiş Uralik yada Kartvel teorilerinin de pek ciddiye alınacak bir yanı yok.
Ama bence Dravid teorisinin de çıkmazları var;
-Bu teori doğru olsa bile bu Hindistandan geldiklerini göstermiyor,Orta Asyada dravid varlığı henüz ispatlanmamışsa da bir zamanlar bu halkların güneybatı Asyada yaygın halde yaşadığını biliyoruz.
-Sümer-Dravid kelime ve yapı benzerliği internette pek popüler olan Sümer-Türk benzerliği listelerinden daha inandırıcı gözükmüyor.
-Benim edindiğim izlenim Dravid dillerle ortak olarak gösterilen kelimeler bizim Türklerinkilerin yanında epey zorlama kalıyor,bana daha çok tesadüfi benzerlikler gibi geliyor.Türk dilleriyle ortak kelimelerin bir kısmı Arapça ve Süryanice yoluyla dilimize geçse de (kapkacak,rakip-ragibbu,takke-tagha)önemli bir kısmı proto-Türkçede de aynı ve diğer dillerde bulunmuyor(dingir-tengri,anu-ana,tamga-tamga,tengiz-deniz,altun-altın)
Bu ikinci tür örnekler yılllarca propagandası yapıldığı gibi her iki dilin akraba olduğunu kanıtlamıyor elbette,çok farklı yapılarda iki dil oldukları çok açık.Ama bu benzerliklerin tesadüf olamayacağı da açık,en mantıklı sonuç sizin de düşündüğünüz gibi Sümerlerin Türklerin yaşadığı coğrafyaya yakın bölgelerden gelmiş olması ve bu benzerliklerin arkaik bir dönemdeki kelime alışverişlerinin bir sonucu olması.
AhbAp´isimli üyeden Alıntı
Fenike’de Astarte, Adonis’e aşıktır. Adonis, tıpkı Tammuz gibi hem bitki hem de güneş tanrısıdır, yılın belirli zamanlarında ölür ve ölümü yine bir domuz yüzünden olur. Yani Tammuz, artık burada Adonis olmuştur.
|
Bu Fenikeli Adonisle Akhenaton'un tek tanrısı Aton arasında da bir ilişki varmış gibi geliyor bana,Hiksosların Hurri-Mitanni köklerine dair teorilerin artık geçersiz kabul edildiğini,artık Levant-Kenan göçmeni Semitikler olarak kabul edildiklerini hatırlarsak bunun bir isim benzerliğinden çok daha fazlası olduğunu anlarız.
Bir de Sümer fırtına tanrısı İshkur'un serüveni de ilginç,Akadlar ve diğer Semitik halklar ona Adad adını veriyor,bir diğer yaygın adıysa
Ramman.
Ramman,Kenanda ve Tevratta Rimmon;fırtına,yağmur ve bereket tanrısı olarak görevine devam ediyor.Kurandaki Rahman ve Rahmet kavramlarıyla çok fazla benzerlik içeriyor.
Aslında Kuranda Allah'ın isim ve sıfatlarına bir göz attığımızda birçok Mezopotamya tanrısıyla karşılaşıyoruz,bunun sebebiyse bir önceki süreçlerde yaşanılan henoteistik süreçlerde diğer tanrıların adlarının ana tanrının adı yada sıfatı haline gelmesi...
Bunun ilk örneğini Mardukda yaşıyoruz,birçok tanrı ismi Marduk'un adlarından biri haline getirilerek tek tanrıya geçiş için bir adım atılmıştır.
En net haliyleyse Asurlular zamanında yaşanmış,birçok tanrı Ashurda birleşmiştir.
Tüm Kuran tefsirleri Uzza'nın Aziz'in dişili olduğunu açıkça yazar,öyleyse yukarıdaki kural doğruysa bir zamanlar Aziz isimli bir tanrı yaşamış olmalı.
Gerçektende Palmira'nın Azizu'su,Mezopotamyada Azizo'dur ve yine yüce anlamına gelir.
Kuran'ın ''Malik''i de eski bir Levant tanrısıdır,Molek de..
Birçok din ve kültürde ay adlarının eski dinlerin tanrılarına dayandığı düşünüldüğünde İslam ayları da araştırılmalıdır;aslen Levant tanrısı olup ünü Mısır'a kadar yayılan Reshep'in Recep ayı haline dönüşmüş olabileceğini düşünüyorum,aynı şekilde Shamin-Şaban benzerliği de ilgi çekici...
İlk başta zorlama gibi duruyor ama farklı dillerdeki kaç ay isminin aslında tanrı adı olduğu düşünüldüğünde bir anlam taşıyor,Türkçeye geçen Mart,Mayıs,Temmuz,Ağustos adlarının da birer tanrı adı olduğunu unutmamak gerek.Tabi Kral Augustus'un ölümü sonrası tanrısallaştığını belirteyim.
Marduk konusundaysa Muazzez Hoca'nın ilginç bir tesbiti var;Kuranda Babil'in geçtiği tek ayette Harut ve Marut adlı yoldan çıkmış iki melekten bahsediyor,irade yoksunu varlıkların nasıl yoldan çıkabileceği çelişkisi bir yana Marduk ve Marut benzerlikleri de şaşırtıcıdır.