Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Genel Forumlar > Politika

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 12-07-2009, 19:17
Khaos Khaos isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 12 Jun 2009
Mesajlar: 5.554
Standart Burjuva ideolojisi olan kemalizm; anti-emperyalist olabilirmi.!?

Burjuva ideolojisi olan kemalizm; anti-emperyalist olabilirmi.

hayata ait tüm olgularda olduğu gibi,toplumsal değişme ve
gelişmenin de mekanizmaları vardır.
tarih; bilimsel bir metodoloji içermiyorsa toplumsal değişme ve gelişmenin egemenler tarafından
yazılmış bir kronolojisi olmaktan öteye bir anlam içermez.
o halde sözkonusu mekanizmaları açıklayacak metod ne olmalıdır.
kendi içinde paradigmal tutarlığı olan olguları açıklayabilen
doğrulanabilme ve yanlışlanabilme özelliği bulunan bir metoda ihtiyacımız var.
bu metod ''tarihin gelişmesini belirleyen nedir'' sorusunu dakik ve olgularla uyumlu olarak cevaplayabilmelidir.
marx; maddi varlıkların üretimi her toplumun varlığının ve gelişmesinin başlangıcıdır diyor.
diyalektik çelişkiyi ortaya çıkaran teknolojideki gelişmenin yeni üretim biçimlerini,
yeni üretim biçimlerinin de yeni üretici güçleri ortaya çıkarmasıdır.
tarih üretici güçlerin çelişkisi tarafından belirlenmektedir.
işte doğal bilimlere ait metodlarla bilimsel uyumluluğu olan bir tarih metodu.
tarihi; diyalektik çelişki yazar,kişiler değil.

tarım toplumu üretici sınıfı köylüler olan bir üretim biçimidir.
zamanla bu sınıfın üretimini sömürmek isteyenler tarafından toprağa bağlı yarı köleci bir sisteme dönüşmüştür.
buna feodalizm diyoruz.
feodal düzen yönetme ve sömürme haklarını tanrıdan aldıklarını iddia eden aristokratlar ile serflerden oluşur.
bu düzenin devamı açısından katolik inancının ve klisenin katkısına değinmiyorum bile.bunu zaten herkes biliyor.
14.yy da başlayıp 16.yy sonuna kadar devam eden rönesans ve takip eden aydınlanma felsefesi döneminin etkisiyle
aklın üzerindeki pranga olan skolastik düşünce gerilemiş ve bilim adamları kiliseye rağmen ve bedeller ödeyerek
doğal bilimlerin gerçekçi metodlarını oluşturmayı başarmışlardır.
bunun sonucu nerdeyse bin yıldır yerinde sayan doğal bilimler bir anda devrimsel gelişmeler göstermiş,
bilim üretim hayatına teknoloji olarak yansımıştır.
zaten şehirlerde henüz ticaretle uğraşarak zenginleşmeye başlayan ticari burjuvazi teknolojiye uyum sağlamakta
gecikmemiş ve ortaya sanayileşme denen üretim biçimi çıkmıştır.

bu üretim biçimi kendini üretici güçlerini sınıfsal anlamda oluşturmaya başlamıştır.
burjuva sınıfı işçi sınıfının sırtından kazandığı artı değerle hem sermaye birikimini artırmakta ve daha da zenginleşmekte ve
hemde yeni üretim biçimine uygun ve sömürüsünü devam ettirecek üstyapı kurumlarını da oluşturabilmek için
burjuva değerlerini aydınların ve bilim adamlarının desteğinde geliştirmektedir.
fransız devrimi işte böyle bir tarihsel süreç ve bakış altında tahlil edilebilir.
bu arada tezimizi destekleyecek bir ayrıntıda katolik klisesinin yeni üretim biçimine ve onun hakim sınıfının değerlerine ayak
uydurmakta zaorlandığı için sanayi devrimini gerçekleştiren ülkelerde burjuva değerlere daha uygun olan protestanlığa yerini bırakmasıdır.
fransız devrimi bir burjuva devrimidir.halkın bu değerleri paylaşan benimseyen tüm kesimlerinin (işçi,serf,kentli,aydın)desteğini almıştır.
o halde bu aşamada yapılması gereken feodal(aristokrat) değerlerin bir devrimle yerini alan burjuva değerlerinin ne olduğunun netleştirilmesidir.
özgürlük,eşitlik,adalet.....
bu üç kavram kafanızda pek çok şey canlandırabilir.
ancak gerçekte bu kavramlar 1789 da aristokrasinin egemenliği yerine burjuvanın egemenliğinde,köylü değil kentli,
serf değil ulus devletin görece hukuk karşısında eşit vatandaşlarını izah ediyordu.
bu kavramlar elbetteki aristokrasiye göre ilericiydi ancak henüz sanayi toplumunun dayandığı
temel çelişki bilimsel olarak ortaya konmamış ve sistemin emeğin sömürülmesi üzerinde yürüdüğü gösterilmemişti.
feodalizme görece çok yüksek değerler olan burjuva değerleri etkileri bakımından da gerçekten devrimdir.
üstelik bu değerler üretim biçiminin (sanayi toplumu) sonucu olduğu halde; tam tersine sanayileşme bu değerlerin
sonucuymuş gibi bir algı da oluşmuştur üçüncü dünyada.
ancak gelişen kapitalizmi nelerin beklediğini tahlile devam edelim.
önceleri kapital çok büyük değildi,görece rekabet koşulları maksimum fayda sağlayacak diye düşünülüyordu.
ancak sermaye büyüdü,ve gittikçe tekelleşti.
teknolojide gittikçe ilerledi ve çok büyük yatırımlar gerektiren sektörler oluştu.
milli ekonomiler neredeyse stratejik sektörlere bağımlıydı.bu sektörleri elinde tutan sermayedarların çıkarları devletin çıkarlarıyla aynılaşmıştı.
artık hem hammadde hem de pazar anlamında milli tekellerin birbiriyle rekabeti hukuk tanımaz bir hal aldı.
fransız devriminin kavramlarının içi tamamen boşaldı.
19.yy sonuna yaklaşırken sanayi ülkeleri kendi içlerinde karteller gibi ulusal ittifaklar yapmaya başladı.
emperyalizm hegemonya düzenine evrildi.pramid görüntüsü aldı.
artık tüm değerler ve söylemler emekçileri kandırmak uluslararası emperyalizmden sağlanan sömürüden pay vererek susturmak
örgütsüzleştirmek ve sermaye karşısında güçsüzleştirmek üzerine kuruludur.
henüz sanayileşmemiş ancak hammadde kaynaklarına sahip ülkeler ise kendilerine lazım olmayan
değerli şeyleri boş yere işgal eden işgalcilerdir.petrol kara altın sanayi için değeri anlaşılmış ve
rezerv haritaları 19.yy sonuna gelmeden çoktan çıkarılmıştır.
artık uluslarası emperyal bir hegemonya tesis edilmeli hammadde akışı pramidin egemenlerine doğru sağlanmalı ve diğer
ülkelerde ulus devletler halinde örgütlenerek bu sisteme dahil edilmelidir.
kapitalizm sermaye birikimi teknolojik gelişme stratejik ve çok büyük sektörlerin ortaya çıkması, kar arayışının tekelleri oluşturması ve
hammadde ve pazar ihtiyacı kapiatalizmden, emperyalist kapitalizme geçiş sürecini doğrurdu.
artık 1789 devrimi başka bir anlama gelmektedir.kavramlarının içi boşalmış;
demokrasi, insan hakları özgürlük eşitlik gibi kavramlar burjuva sınıfının sonu gelmmez vahşi açlığının simgesine dönüşmüştür.
bu sürecin dışında kalmak piramidin haricinde kalmak mümkün değildir.herkese düşen hammadde sağlamak,pazar sağlamak,
mukayeseli üstünlükler teorisi masallarıyla egemenlerin size uygun gördüğü emek yoğun ürünleri üreterek sermaye yoğun ürünleri tüketmek
üzerine kurulu olan bu çarkta gönüllü olarak yerinizi almaktır.
işte birinci paylaşım savaşı öncesi durumun basit bir tahlili.

Konu Khaos tarafından (12-07-2009 Saat 20:50 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 12-07-2009, 19:55
Khaos Khaos isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 12 Jun 2009
Mesajlar: 5.554
Standart

20.yy işte böyle bir dünyaya geldi.
emperyalist efendiler dünyanın geri kalanını emperyalist hegemonya olarak biçimlendirme arefesindedir.ancak emperyallerin kendi içlerindeki rekabet ve çelişki diğer gelişmemiş ülkelerin emperyallerle çelişkisine göre daha ölümcüldür.
ortada iki pakt vardır.her iki pakt aslında en gelişmiş ülkelerdir.başka ifadeyle gelişmiş ülkeler kendi arasında kurulacak hegemonyanın liderliği için mevzilenmişlerdir.
kazanan öncelikle petrolü ve diğer kaynakları alacak diğerlerini hegemonyanın altına itekleyecektir.
ingiltere en bi sanayileşmiş ülke olarak hegemonyanın tepesine taliptir.fransa almanya ile alsasloren macerasından sonra kanlı bıçaklıdır.ve gelecek çağın ingiltereye ait olacağını da görmektedir.safı bellidir.asyadan da bu maceraya katılımlar olur.osmanlı olan bitenin aslında farkındadır ancak çaresizdir.ya ingiliz hegemonyasını hiç direnmeden kabul edecek bölünüp paramparça olacak, yada almanyanın yanında şansını deneyecek bütünlüğünü koruyacak ve alman teknolojisi ve kendi insan, kaynak ve hammadde gücünü birleştirerek yeni hegemonyanın tepesinde yer alacaktır.
zaten osmanlı orduları 1.dünya savaşından çok önce alman subaylarınca eğitilmeye başlanmış (sadece ordu değil diğer pek çok kurumda alman eğitim ve işbirliği çok açıktır),gizli ittifak kurulmuştur.pakt,enverin bir günde zar atıp karar verdiği bir süreç gibi sunulur ya ,inanmayın.1914'ten çok önce perşembenin gelişi bellidir.
50 milyon ölüm ve 100 milyon yaralıdan bahsediyoruz.
paylaşılmaya çalışılan ne olabilirdi diye düşünün.
paylaşılmaya çalışılan dünyada değer ifade eden ne varsa odur.
ve en çok değer ifade eden şey petroldur.
o halde kimse uğrunda bu kadar kayıp vermenin göze alındığı gayeyi görmezden gelerek osmanlı savaşa girmeyebilirdi diyemez.osmanlı toprakları savaşın uğrunda çıktığı en değerli hammaddelere sahip akdeniz havzasını çepeçevre saran en değerli topraklardır.ruslar da osmanlı dan kendilerine kalacak parçanın peşindeki sırtlan gibi ingiltere yanında yerini almıştır.

Konu Khaos tarafından (12-07-2009 Saat 20:10 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 12-07-2009, 20:06
Khaos Khaos isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 12 Jun 2009
Mesajlar: 5.554
Standart

ve perşembe gelir; savaşın başından beri savaşa katılabilmek için seferberlik halinde olan osmanlı goben-breslav zırhlıları hikayesiyle savaşa girdi.
bunun üzerine ingilizler ilk olarak hangi osmanlı bölgesine saldırdı dersiniz.hadi tahmin edin.bu kadar şeyi boşuna mı yazdık.tabi ki ırak basraya(7 kasım 1914).petrolun göbeğine.peki çanakkaleye ne zaman saldırdılar(18 mart 1915).yani beş ay sonra.hatta ingiliz genelkurmayı bu karar yüzünden ikiye bölündü.savaşın alman cephesinde yoğunlaşması ve petrol bölgesinin güvenliğinin sağlanması asıl strateji olmalıdır.rusların güvenliği için mi boğazlara saldıracağız diyenler çok fazladır.ve çanakkale de ki kayıpları politik malzeme yapmaktan da geri kalmamışlardır.
ve savaşı ingiliz emperyalist bloğu kazanır.
almanlar kaybetti bizde kaybetmiş sayıldık hesabı.
savaşın başlamasının sebepleri açıktır.savaşı kimin nasıl kazanıp kimin nasıl kaybettiği de çok açıktır.bu savaşta kimin hangi amacına ne kadar ulaştığı da açıktır.
ingiliz emperyalizmi kesin ve tartışılmaz bir zafer elde etmiş,osmanlıyı parçalamış,dünyanın tüm hammadde kaynaklarına el koymuştur.
emperyalizmin nerede yenilgiye uğradığını hala göremedik.zaten bunun neden mümkün olamayacağını da birazdan göreceğiz.
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 12-07-2009, 20:27
Khaos Khaos isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 12 Jun 2009
Mesajlar: 5.554
Standart

osmanlı emperyalist paylaşıma kendi dinamikleriyle karşı koyabilmenin koşullarına sahip değildir.om yüzden yoketmeye kararlı ingiliz emperyalizmine karşı osmanlının bütünlüğünden yana daha ılımlı tavır koyan alman emperyalizmine yanaşmıştır.zaten ingiliz emperyalizmi osmanlıyı yanından iteklemeuye başladığını arap topraklarındaki açık tavrıyla göstermektedir.
bu ikili ayrışmanın kaçınılmazlığı üzerine lafı daha fazla uzatmaya gerek görmüyorum.açık bir tarihsel gerçek olarak anlaşıldığını umuyorum.

ya kurtuluş savaşı nedir.kurtuluş savaşı aslan payını alan ingilterenin artık kendi payını rahat rahat yiyebilmek için köşeye çekilmesi ve arta kalanları sırtlanlara bırakmasıyla ortaya çıkar.zaten uzun sürmüş kayıplara sebep olmuş savaş emperyalistleri de yormuşdur.yorgun emperyalist anadolunun paylaşılmasını taşeronlarına havale edip ortadan kaybolur.anadolunun paylaşılması projesini yürütmeye istekli yunandan başka kimse kalmamıştır.
ancak;anadolu hükümeti son derece ilerici mesajlar vermektedir.fransız devriminden ne kadar da etkilendiği açıkça ortadadır.cumhuriyetin,uluslararası hegemonya düzeninde yer almaya teşne olduğu gayet açıktır.buna birde ekim devriminin emperyalizm üzerinde oluşturduğu kafa karışıklığını ekleyin.
ingizlizlerin anadolu üzerinde bir emellerinin kalmadığını anlarsınız.bir tek ufak pürüz kalmıştır.musul-kerkük.anadoluda bir kaç operasyonla cumhuriyet iyice köşeye sıkıştırılır ve misakı milli sınırları yeniden tanımlanır.ve uzlaşma lozanda imzaya bağlanır.
zaten ingilizlerin hammadde uğrunda ödeyeceği kan azalmış,anadoluda da kapitalizmin iştahını kabartacak hammadde olmadığı düşünülmektedir.italyanlar zaten ne istediğini kendi de tam bilmeden dolaşmaktan bıkıp giderler.gizli amaçlarını yutkunmak zorunda kalan sadece fransızlardır.çünkü koparılacak bir iki but preşindedirler ancak ingilizler tarafından yarı yolda bırakılmışlardır.anadoluda bataklığa saplanmak yerine suriyede neler yapabilecekleriyle ilgilidirler.işte anti-emperyalsit savaş bu.kala kala yunanlılarla yapılan savaş.
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 12-07-2009, 20:30
theatre theatre isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 27 Jun 2009
Mesajlar: 956
Standart



Tarihi Marksist bakış açısı ile yorumlamak harika..

Da..

Yukarıdaki haritayı nasıl açıklıyor acaba Marks baba hazretleri?

İngiliz yapınca emperyalizm oluyor..

İyi..

De..

Yukarıdaki harita nasıl açıklanır acaba Marksizm'le?
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 12-07-2009, 20:38
Khaos Khaos isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 12 Jun 2009
Mesajlar: 5.554
Standart

cumhuriyet emperyallerle savaşmamıştır.yunanlılarla savaşmıştır.savaşın başlangıç amaçlarından biri değildir anadolunun parçalanması.en azından gelinen süreçte ekonomik değildir.ortada ele geçirilmesi gereken bir hammadde kalmamıştır.kalsada çok pahalıya malolması da ihtimal dahilindedir.

zaten açıkça burjuva değerlerden yana tavır koyan aydınlanmacı yeni cumhuriyetin özü gereği de anti emperyalist olamayacağını şimdi metodolojik olarak da ispat edeceğiz.şu ana kadar sadece emperyalistlerin koşullar gereği anadoluyla çelişkiyi büyütmediğini anlatmıştık.

izmir iktisat kongresinde kapitalizmden yana tavır koyan cumhuriyet kadroları her ne kadar kendileri burjuva değerlerine sahip olsalarda ortada burjuva sınıfının kendisi yoktu.
açıkça burjuva sınıfı yaratmanın yöntemleri konuşuluyordu.
kapitalizmi gerçekleştiren bir toplum emek-sermaye çelişkisinde sermayeden yana tavır koymuş ve varoluşunu artıdeğerin sömürülmesine bağlamıştır.
böyle bir ülke kapitalizmini büyütüp uluslararası hegemonya içerisinde piramidin üstüne tırmanmanın mücadelesini verebilir ancak.
cumhuriyet ekim devriminin hemen peşinden sosyalist bir üretim biçimine girmiş olsaydı anti-emperyalizmden belki bahsedebilirdir.
ancak açıkça devlet eliyle demokratik burjuva cumhuriyetinin kuruluşu ve burjuva sınıfının oluşturulması gayretlerinden sonra açıkça yenildiği ingilterenin yanında yer almış olmamışmıdır.elbetteki öyle.
zaten devlet eliyle kurduğu kapitalizm geliştikçe doğası gereği yeni paktına dahil olmuştur.nato ya.
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 12-07-2009, 20:43
Khaos Khaos isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 12 Jun 2009
Mesajlar: 5.554
Standart

ben bilimsel bir metoda sadık kalmaya çalıştım.anlatmak istediğimi anlattım sanırım.gereğinde muğlak kalan kısımlara açıklık da getiririm.
yukarıdaki harita işgalci osmanlı devletinin haritasıdır.
emperyalist demiyorum; çünkü emperyalizmi kapitalizmin özel bir aşaması olarak yerli yerinde kullanma kaygısından dolayı.
yoksa model aynıdır.güçlüysen işgal et öldür boyun eğdir sömür ihtiyacın olup da onlarda olanı al.bir farkı yok.sadece osmanlı feodal dönemde kaldı,bu kapitalist dönem.

Yani kemalizm bir burjuva ideolojidir.özü gereği emperyalizmle uyumludur.1.dünya savaşındaki almanya ne kadar anti-emperyalistse kemalizm o kadar anti-emperyalisttir.cumhuriyetin şu an geldiği süreç aslında bunun kanıtıdır.elma tohumu eken elma biçer armut değil.
Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 12-07-2009, 20:51
brakisefalp - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
brakisefalp brakisefalp isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 28 Oct 2006
Bulunduğu yer: İzmir
Mesajlar: 71
Standart

Afferin. Güzel yazmışsın. Tatmin oldun mu bari ? Yıktın mı burjuva ideolojisini?

O değil de bu başlığın islam forumunda ne işi var ? Daha başlığın hangi konuyla ilgili olduğunu bilmiyorsun, düşük cümleler bilimum imla hatası ve tarihin karanlığına gömülmüş bir ideolojinin gölgesinde tarih yorumlamaya çalışıyorsun.

Her neyse. Yazacak gibisin daha. Bitirmeni bekliyorum.
Alıntı ile Cevapla
  #9  
Alt 12-07-2009, 20:56
theatre theatre isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 27 Jun 2009
Mesajlar: 956
Standart

anarchist´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
yukarıdaki harita işgalci osmanlı devletinin haritasıdır.
emperyalist demiyorum; çünkü emperyalizmi kapitalizmin özel bir aşaması olarak yerli yerinde kullanma kaygısından dolayı.
yoksa model aynıdır.güçlüysen işgal et öldür boyun eğdir sömür ihtiyacın olup da onlarda olanı al.bir farkı yok.sadece osmanlı feodal dönemde kaldı,bu kapitalist dönem.
Model aynı ..

İse ..

İngilizlere kızmanın hiç bir anlamı yok..
Alıntı ile Cevapla
  #10  
Alt 12-07-2009, 21:47
Khaos Khaos isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 12 Jun 2009
Mesajlar: 5.554
Standart

BRACHYCEPHAL´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Afferin. Güzel yazmışsın. Tatmin oldun mu bari ? Yıktın mı burjuva ideolojisini?

O değil de bu başlığın islam forumunda ne işi var ? Daha başlığın hangi konuyla ilgili olduğunu bilmiyorsun, düşük cümleler bilimum imla hatası ve tarihin karanlığına gömülmüş bir ideolojinin gölgesinde tarih yorumlamaya çalışıyorsun.

Her neyse. Yazacak gibisin daha. Bitirmeni bekliyorum.
mesele şu ki; sen ve ben farklıyız.ben tatmin olmak derdinde değilim.sen herkezi kendin gibi algılama yanılgısındasın hepsi bu.

amacım burjuva ideolojisini yıkmak değil.kişiler tarih yazamaz.ben sadece maskesinin düşürülmesine katkıda bulunuyorum.koşulları oluştuğunda zaten yıkılacaktır.tarih koşulların sonucudur.

gelelim başlıkla alakasına,yazıda protestanlıktan da bahsettim.feodalizmin sanayi toplumuna evrilmesi aşamasında ortaya çıkışının mekanizmasını gösterdim.bugün akp ve fetullahçılık denen olguyla paralelliğini göstermeyi düşünüyorum.

imla hatası ise doğal değilmi.uzun ve hızlı yazıyorum.bak sen kısa ve anlamsız yazarken de aynı hatayı yapmışsın.
bilimum değil bilumum olacaktı,mesela.

bu duruma galile çelişkisi deniyor.insanlar gerçekleri görmek istemeyebilirler
AMA DÜNYA GERÇEKTEN GÜNEŞİN ETRAFINDA DÖNÜYOR.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 23:29 .