Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Genel Forumlar > Politika

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 13-09-2008, 10:48
Fuzûlî - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Fuzûlî Fuzûlî isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 12 Jul 2008
Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 35
Standart Ekonomi bozuluyor, Yolsuzluklar patlıyor. Bozguncu AKP'nin suyu ısınıyor mu?


AKP'nin tescilli bozgunculuğu


Türkiye'nin kurucu paradigmasının içinde yer alan bağımsızlık ögesini tımar ve hatta yok ederek, Türkiye'yi dünya piyasalarının/uluslararası sermayenin tahakkümü altına sokmak için iktidara getirilmiş olan AKP, seleflerinden olan Adnan Menderes gibi bugüne kadar dini siyasete alet etmekten de çekinmedi.

Ve bugün hala, Anayasa Mahkemesinin kapatma davasında verdiği karara göre laiklik karşıtı fiillerin odağı olan, yani yasadışı sayılması gereken bir partinin kurduğu hükümet tarafından yönetilmeye devam ediyoruz.

AKP, yaptığı tüm bozgunculuğa, türk toplumunu kamplara bölme çabalarına, Türkiye'yi yabancı tekellerin cirit attığı açık bir pazara dönüştürme gayretine rağmen oylarını kaybetmemekte hatta artırmaktadır. Toplumun cehaletinin geldiği noktayı gösteren önemli bir unsur bu...
Türk milleti adeta efsunlanmış gibi olan biteni alık bir biçimde izlemektedir.

Ekonomik Göstergeler Bozuluyor

Gel gelelim, bugün dünya piyasalarındaki dolar bolluğunun yarattığı suni refah ve ekonomik büyüme durma noktasına gelmiş görünüyor.
Amerikan piyasalarında başlayan kriz ilk önce Avrupa'yı vurdu ve giderek Asya'ya doğru yayılmaya başladı. Türkiye'de borsa oldukça düşük bir seviyeye indi ve doların fiyatı artmaya başladı. Doların 1,40 seviyelerini görebileceği söyleniyor.
Bu, enflasyonu ucuz kur yoluyla düşürmeye çalışan Merkez Bankası politikalarının çuvallaması anlamına gelir. Zaten iki defa enflasyon tahminini revize eden ve güvenilirliğini kaybeden Merkez Bankası, bu defa pek müdahale etme şansının olmadığı bir dış kriz ile karşı karşıya.
Döviz fiyatlarının düşüklüğüne endekslenen enflasyonla mücadele politikaları dövizin fiyatının artmasıyla birlikte hayli zedelenecektir.

Yolsuzluklar bir bir ortaya çıkıyor


AKP'ye bağlı medya (Sabah-ATV-Zaman-Samanyolu TV-Yeni Şafak-Kanal7- Star Gazetesi-Bugün-Taraf) ergenekon meselesinde, ortada daha iddianame yokken “nefis” gazetecilik örnekleri sergileyerek yalan yanlış haberlere boğmuştu ortalığı.
İddianame açıklandığnda yaptıkları haberin %70'inin yalan olduğu ortaya çıktı. Mesela Darbelerle ilgili tek bir ifade yoktu iddianamede.

Bugün Deniz Feneri Derneği üzerinden yapıldığı iddia edilen ve mahkeme tutanakları, polis ifadeleriyle delillendirilen inanılmaz bir vurgunun izini sürme konusunda her nedense hiç hevesli değil AKP medyası. Ucunun nerelere dokunacağını biliyorlar haliyle. Olan biteni büyük bir pişkinlikle ve yalakaca bir tavırla karşılıyorlar.

Birkaç gün önce büyüme rakamları açıklandı. Rakamlar göstermeteydi ki büyüme durma noktasına gelmiştir. Bu gazetelerden yanlızca Zaman bu verileri birinci sayfadan haber yaptı. O da ekonomik durgunluğu kapatma davasına bağladı. Bu denli komik bir yorum iktisatçıları güldürmüştür. Ancak AKP medyasını ekonomik verilerin kötüleşmesi konusunda yine bir suskunluk ve durgunluk içinde görüyoruz.

Bakın Arınç Efendi ne diyor:

“Türkiye'de 100 YTL'ye hayatını pazarlayan bayanlar var. Bunun eline 10 bin YTL verseniz, ‘Ben toplumun en itibarlı saydığı kişiyle her gün bir arada oluyorum’ dese ne düşünürsünüz? Başbakan'ı sevmeyebilirsiniz, siyasi görüşlerine muhalif olabilirsiniz, ama iki serseri böyle laf etti diye Türkiye'de Başbakan'ı suçlayacak delil olması mümkün mü?"

Arınç'ın serseri dediği ve fahişeye benzettiği isimler Mehmet Gürhan ve Firdevsi Ermiş. Tayyip Erdoğan “Ben bu isimleri tanımıyorum” demişti. Ancak yanyana çekilmiş fotoğrafları ortaya çıktı. Daha evvel de Erdoğan böyle şeyler yapmıştı. Mesela yahudi iş adamı Ofer ile Tüpraş ve Galataport ihalaleri hakkında görüştüğünü reddeden ve “Ofer'i tanımam” diyen Erdoğan'ın tam 4 defa Ofer ile görüştüğü ortaya çıkmıştı. Biz bu tür yalanlara alıştık.

Mehmet Gürhan kimdir?
Deniz feneri davasında, Erdoğan ve diğer isimlerle ilgili iddiaları dile getirenlerden biri olan Mehmet Gürhan isimli şahıs, Deniz Feneri'nin gizli muhasebe kayıtlarını tutuyor ve paraların nereye aktarılacağı konusunda Türkiye'den emir alıyor. 1992 yılında Almanya'da basit bir taksi şöförü olan ve ayda 2000 euro gelire sahip olan Mehmet Gürhan, milli görüş saflarına katıldıktan sonra milyonlarca euroluk bir servete kavşuyor. Ne kadar ilginç değil mi!

Zahid Akman kimdir?

Erdoğan'ın bir dönem sağ kolu olan ve şu an RTÜK başkanlığını yürüten Zahid Akman'ın da ismi deniz feneri iddianamesinde geçiyor. Üstelik iddialara göre Zahid Akman bu organizasyonun tepesinde yer alan isimlerden biri. Alman makamları bir sene evvel bu isimleri/bilgileri soruşturma açılması için türk makamlarına iletmiş. Ancak Gül-Tayyip Corporation, tıpkı Gül'ün kayıp trilyon davasının dosyasını yok ettiği gibi bu belgeleri de yok etmeyi becermiş.

Zekeriya KAraman kimdir?

Yine Deniz Feneri iddianamesinde adı geçen Zekeriya Karaman'ın da hangi yollardan servetine servet kattığı anlaşılıyor. Beyaz Holding ismili bir şirket kuran Karaman, farklı şirket isimleriyle belediye (ISMEK) ihalalerine girip kazanmasını bilmiş. Ancak belediyenin o ihaleyi verebilmek için şirketlerde aradığı şartlara bakın şaşıracaksınız.
“Son olarak 2008-2009 eğitim yılıyla ilgili açılan ihaleyi, holding bünyesindeki Etkin Eğitim ve Organizasyon adlı şirket 67 milyon 327 bin YTL'lik teklifle kazandı.
Beyaz Holding ve İSMEK isimleri daha önce 2006 yılında düzenlenen ilginç bir ihaleyle manşetlere taşınmıştı. İSMEK'in açtığı ihalede, şartnameye, ihaleye girecek şirketin 2 bin 421 personeli, demirbaşında 11 binek oto, bir kamyonet, 100 bilgisayar, 50 ütü, 50 ütü masası, 4 bin 400 masa ve sandalye, 50 saç kurutma makinesi, 2 bin metre tül perde bulunması gibi ilginç detaylar yer almış ve bu şartlara sadece Beyaz Holding bünyesindeki Atlas Pazarlama adlı şirketin sahip olduğu belirtilmişti. Beyaz Holding'in bu tartışmalı ihale dışında da son üç yılda birçok ihaleyi, farklı isimli firmalarla girerek kazandığı ortaya çıktı.”

Daha fazla ayrıntı için tıklayın.

Milliyet Gazetesi


İnanabiliyor musunuz! Belediyenin açtığı ihaleyi kazanabilmek için şirketinizde 50 ütü veya 50 ütü masası olması gerekiyor. İhaleyi istediğiniz firmaya verebilmek için daha ucuz bir yol bulunamazdı herhalde. Artık soygun aleni bir hal almıştır. Millet, din-iman adı altında soyulmaktadır.

Kabeyse Maksudun Rahman Sendedir!
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Başlık Düzenleme Araçları
Stil

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 11:10 .