Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > İbrahimi Dinler > İslam

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 02-03-2012, 23:59
sergenci - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
sergenci sergenci isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 27 Feb 2009
Mesajlar: 269
Standart Global Kuran

Sn. istatistik'ten alıntı.( Her fırsatta Kuran'dan önceki kitapların değiştirildiğini söylemek, sonra da değiştirildi denilen kitaplarda Muhammed ismini aramak ne kadar tutarlıdır?)

Daha nicelerin de aynı senaryoyu yaşamıştık, Bazı Müslümanlar; ulemalar, İncil'in Yuhanna 16:7.nci ayetinin, el-A'RÂF suresi (7:157) ayetinde bazı kehanetler olduğunu söylerler. PARAKLET VEYA PERİKLİT isimlerini Ahmed ve Muhammed e yorarlar.

İNCİL,; Yu.16: 7 Size gerçeği söylüyorum, benim gidişim sizin yararınızadır. Gitmezsem, Yardımcı* size gelmez. Ama gidersem, O'nu size gönderirim.


Kuran ; 7/157 Onlar ki, yanlarındaki Tevrat ve İncil'de yazılmış bulacakları ümmî peygambere uyarlar; o onlara iyiliği emreder, kötü ve çirkinden onları alıkoyar. Güzel şeyleri onlara helal kılar, pis şeyleri onlara yasaklar. Sırtlarından ağırlıklarını indirir, üzerlerindeki zincirleri, bağları söküp atar. Ona inanan, onu destekleyen, ona yardım eden, onunla indirilen ışığa uyan kişiler, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.

Paraklet olmuş Ahmed, Muhammed in geleceği incil ve tevrat'ta bildirilmiştir fakat daha sonra değiştirilmiş olduğunu söyleyip ona daima sığınırlar, NEDEN peki? Çünkü Kuran yazarları ve Muhammed in koyduğu 4 veya 5 emirden bir tanesi budur.

Bütün kitaplar değiştirilmiş tir emridir, hem böyle söylenir hem de halihazırda bulunan İncil ve Tevrat tan örnekler gösterirler, sanki örnek gösterdikleri değiştirilmemiş gibi kabul edilir, ama kuranın diğer dinlerden alıntılarla dolu olduğunu fark edemezler veyahut fark ederler ama ?

Allah ın izni olmadan asla bir yaprak düşmez derler, bu Allah ın sözüyse hiçbir kitap değiştirilmemiştir, eğer kitaplar değiştirildi ise bu Allah ın sözü değildir. Müslüman yalanı bilmeyerekte söyler, kuran Muhammed ve kuran yazarları tarafından diğer semavi olan ve olmayan dinlerden derlenip, yazılıp uygulanmıştır. Bedevi yalanı sever yalansız konuşmaz valla Billa ağzında sakız olmuştur, kitap yalanlar sinsilesi olduğu ve onun Allah tarafından geldiğine inandığı için yalan sinsilesi ne bilmeyerek veya bilerek ortak olmuştur, yalanları hurafeleri örtbas etmek için kıvırtma ve yalanlarla yamamaya çalışılır. Diğer kitaplar değiştirilmedi onlarda yazıcıları tarafından yazılmıştır, örnek ve kanıtları T.D sitesinde mevcuttur.
Ama bu değiştirildi sözü Muhammed in son noktalarından birisidir.

Her şey kuranda bulunur, bulabilirsin iyice araştır mutlaka vardır. Evet gerçekten bu Tek gerçek doğrudur.

Muhammed ve kuran yazıcıları ALLAH 'ı hep GLOBAL yani her şeyi kapsayacak şekilde konuşturup yazmışlardır. Kitap oluşturmak için her türlü oluşum, olanak mevcut, Tanrı hazır, peygamberlik hazır, insancıklar hazır, kainat hazır, güneş ve ay hazır, dünya düz olarak hazır, hayvanlar hazır, doğa bitki ve meyveler hazır, putlar hazır, diğer semavi kitaplar ve içindekiler hazır, diğer semavi olmayan dinler hazır, firavun hazır, 124 bin peygamber hazır, namaz hazır, kabe hazır, cennet cehennem hazır, vs.vs. kitap yazmak için her türlü olanak mevcut. Akıl hocaları yani yazıcılar hazır ama bazı hazır olmayan birkaç olanak oluşmamış durumda. Taraftar yani ashab, ezan, son peygamberlik, servet ve korkutulup İslam a girecek toplum vs.vs. bunlarda zamanla yavaş yavaş sindire sindire sağlanacak. (Bu olanakları kısa kısa geçtim çoğaltılabilir, karısı Hatice ve amcaoğlu varaka, dihye vs.)

Evet Muhammed ve yazıcılar var olan her şeyi sahiplenerek ve şekillendirerek bir kitap hazırlamışlar ve yavaş yavaş uygulamaya geçerek ayetlerle yazılmaya devam edilmiştir, Korkutmalarla dayatmalarla, mükafatlarla cennetlerle, yalanlarla vaatlerle yavaş yavaş sahiplenmelerle yaratıcıyı Kah öfkelendirerek, kah yeminler ettirerek, kah konuşturarak, kah ona akıl vermelerle, (güya ) kah mucizelerle her şeye sahiplenmişlerdir.

Ne ararsan bulabilirsin, kuran oluşturulmaya başlandığı andan itibaren günümüze kadar geçen sürede yaşanan her şey ve teknoloji Kuran da bulunur. Dünya yuvarlak ama eğer dünya kavanoz biçiminde olsaymış kesinlikle onu da bulurlardı ve bir ayetle gösterirlerdi veya uydururlar.

Gökleri ve yeri 6 günde yarattım der onun arasındakileri ne kadar zamanda yarattığı bilinmez, Dünya yı 6 günde yarattıysa Kainatın içindekileri milyarlarca gezegeni ne kadar zamanda yaratmıştır bilinmez. Kainattan bahseden ayetlerde, aya çıkış, uzay aracı, diğer gezegenlerin keşfi ve daha nicelerini bu ayetlerden şekillendirilip ortaya çıkartılıp, bak gördün mü işte burada var yazıyor deyip her olaya sahiplenirler.

Her insan ölümü tadacaktır, elbette ölecektir ölmeyen insan varmı. Uzay aracı, Uçak, bilgisayar, telefon, elektrik, her türlü teknoloji, hatta araba ve 4 vitesli olacağı bile kuranda mevcuttur. Global ayetler her şeyi kapsar. Kuran mantık hatalarını görmez, arap mantığı 2000 sene ilerisini elbette göremez ve bilemez.

Rızık ve hak adaletsizlik örneğidir, hırsızlık, dolandırıcılık, yolsuzluk vs.ler ile zengin olunur Allah ın rızkı derler, fakirlik Allah ın adaletsizliğinin örneğidir ama hemen Allah ın imtihanı sınavı olur.

Cehennemle korkutulup cennetle mükafatlandırırlar, yolsuzluk, hırsızlık vs. her türlü haksızlık en sonunda hac ritüeli ile haramlardan ve günahlardan arındırılıp helalleştirilir.


Başka bir Şık, ben son peygamberim ve benden sonra başka peygamber gelmeyecek diyerek gelen 124.bin peygamberin sonunu getirip son noktayı koymuştur. BEN SON PEYGAMBERİM.

Narsist duygular daha da ağır basarak kendisini bütün peygamberlerin üstünde göstererek kendisini Allah ın nuru ve gözbebeği yapmış. İncil yazarları İsa yı nasıl ki Allah ın oğlu ve tebliğcisi olduğunu insanlara empoze ettiyse Kuran yazarları Muhammed'i de kendisini İsa dan daha üstün bir peygamber olarak empoze etmek için, Sen olmasaydın hiçbir şeyi yaratmazdım, seni alemlere rahmet olasın diye yolladım argümanı ile en yüksek kerteye oturtmuştur.

İsa nın Tanrı lığı zaten muamma , Bir görünmez tanrı var, birde oğlu var ve tanrının annesi de var, ama
anne oğlunun annesi. Anne tanrının karısı değil, oğul hem insan hem
Tanrıydı. Özleri aynıydı, Tanrı ruh olarak bir kadının karnına cenin olarak
giriyor ve 9 ay sonra taşıyıcısı tarafından dünyaya getiriliyor,
tanrı insanlaşıyor ve bizi kurtarmak için. Vazifesini
bitirip kendisini carmıha gerdirtip çiviletip yarattığı kullarına
öldürtüyor, dünyadan ayrılıp tekrar tanrı ulviyetine bürünüyor.
jupiter tanrıların Tanrısı, istediği zaman kuğu kılığına girip dünyaya
geliyor. Belkide bu sefer insan olarak yani isa tiplemesi ile bizi
aydınlatmaya mı geldi acaba?

AHZAB SURESİ 39. O peygamberler ki Allah'ın gönderdiği emirleri duyururlar,
Allah'tan korkarlar ve O'ndan başka kimseden korkmazlar. Hesap görücü olarak Allah (herkese) yeter.

AHZAB SURESİ 40. Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir.
Fakat o, Allah'ın Resûlü ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah her şeyi hakkıyla bilendir.

burada da böyle konuşan bir tanrı. Daha önce kendisini dünyaya getirtip insanları
doğru yola sokamayıp ve daha sonra bu işi ilkel bir şekilde yaptırtmak
için en son olarak nurunu yani Muhammed ini yollamak zorunda kalıyor.
Tanrı zaten kendisini kitaplarında daima insanlaştırıyor, her
şeklimizle kendisi ni bize benzetiyor. Birde ben her şeyi hakkıyla
bilenim diyerek bu çok bilmişliğini daima bizlere empoze ediyor.
Aslında kendi kendisini kitaplarında yok ediyor, birbirlerinden bir farkları yok
ama farkında değiller.

İleriki yıllarda uzayda yaşayan canlı bulunursa onları dahi kapsayacak şekilde Globaldir kuran, onlara dahi peygamber olacaktır.

Başka bir şık Levh-i mahfuz, hiçbir şey yokken yazılan ana kitap ve bu kitaba göre işlem yapan Allah, her şeyi bu kitaba yazmış ve asla değişmez kuralını koymuş. Fakat mantıklı olarak düşünüp taşları yerine koyarsak çelişkiler daha çok ortaya çıkacaktır. Mesela şeytan ayetleri Sendrom u, bu şeytan daha var olmadan ana kitaba girmiş ve Muhammed in aklını karıştırmış,

Daha ortada hiçlik varken. Biz bir ayetin hükmünü ortadan kaldırırsak onun yerine daha iyisini getiririz, ki Allah neyi getireceğini çok iyi bilendir. Buda kendi içinde başka bir çelişki, Allah hem yolladığı bir ayetinde yanılmış ve yanıldığını anladıktan sonra yenisini yollamış ve Allah neyi yollayacağını çok iyi bilendir demiş, demek ki çok iyi bilmiyor ve yolladığı bir ayeti kaldırıp yenisini yolluyor ve bunu belirtip kuranına koyuyor, Ve ben her şeyi bilenim diyor. Evet bu ayetin kendi içindeki çelişkiyi dahi ana kitaba yazıyor.

Bu ana kitap Levh-i Mahfuzu daha da açalım.

Allah ana kitabına 124.000 peygamber yollayacağını yazıyor ve zamanı gelince yollayacak, ilk kitap zebur, ikincisi tevrat, üçüncüsü incil ve son kitap kuran. Bunları getirecek olan peygamberler de yazılıyor elbette, ve ilk kitap zebur ve peygamberi davut, yollanan kitap zebur-mu yoksa Kuran mı, 2. Kitap Tevrat ve peygamberi musa yollanan kitap Tevrat-mı Kuran-mı, 3. Kitap incil peygamberi isa yollanan kitap incil-mi kuran-mı. 4. Kitap kuran ve peygamberi Muhammed, ve Muhammed in sığındığı meşhur iddia bütün kitaplar değiştirilmiştir. Acaba bu kitaplar ana kitaba yazılırken nasıl yazıldı, kuran olarak mı yazıldı ve dünyada insanlar tarafından değiştirildiği şekli ile mi yazıldı, kuran olarak yazıldıysa insanlar tarafından değiştirildiyse o zaman ana kitap hükmünü kaybeder ana kitap olmaktan çıkar, yok eğer sadece kuran olarak yazıldı ve insanlar onu değiştirdi denilirse o zaman Muhammed in bu argümanı Allah ı ve levh-i mahfuzu yok eder.

Yok eğer ana kitap asla değiştirilemez ise yazılan kitaplar zebur, tevrat, incil ve kuran hepsi aynı şekilde yazıldıysa o zaman Muhammed in yalanı ortaya çıkıyor kendisini yok eder.

Kuran diyelim ki ana kitaba yazıldı ve bütün kitaplar kuran olarak yollandı ve zamanla değiştirildi. Ana kitabı Levh-i Mahfuz'u unutalım şimdilik. Peygamber Davud'uda geçelim Musa ve Tevrat yani Musa ya gelen kurandan bahsedelim, Musa ya gelen kuran hiç değiştirilmemiş olan şimdi Kuran diyelim, onların zamanına gidelim ve ayetlere bakalım.

ALAK SURESİ

Rahman ve Rahim Allah'ın adıyla...
1 Yaratan Rabbinin adıyla oku/çağır!
2 İnsanı, embriyodan/ilişip yapışan bir sudan/sevgi ve ilgiden/husûmetten yarattı.
3 Oku! Rabbin Ekrem'dir/en büyük cömertliğin sahibidir.
4 O'dur kalemle öğreten!
5 İnsana bilmediğini öğretti.
6 İş, sanıldığı gibi değil! İnsan gerçekten azar:
7 Kendisini her türlü ihtiyacın üstünde görmüştür.
8 Oysaki, dönüş yalnız Rabbinedir!
9 Gördün mü o yasaklayanı,
10 Bir kulu namaz kılarken/dua ederken;
11 Gördün mü! Ya o iyilik ve doğruluk üzere ise?!
12 Ya o, takvayı emrediyorsa!
13 Gördün mü! Ya şu yalanlamış, sırt dönmüşse!
14 Bilmedi mi ki Allah gerçekten görür!
15 İş, sandığı gibi değil! Eğer vazgeçmezse yemin olsun, o alnı mutlaka tutup sürteceğiz!
16 O yalancı, o günahkâr alnı.
17 Hadi çağırsın derneğini/kurultayını!
18 Biz de çağıracağız zebanileri!
19 Sakın, sakın! Ona boyun eğme; secde et ve yaklaş!

Bu ilk sure yani Cebrail in mağarada Muhammed e oku diyerek ona tebliğ ettiği bu sure kime geldi, daha ne Muhammed ve ashabı ortada yok, Davut ve Musa kavimleri bu sure den ne anlayacaklar.

devamı var.
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 03-03-2012, 00:03
sergenci - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
sergenci sergenci isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 27 Feb 2009
Mesajlar: 269
Standart

Ayrıca dikkatinizi çekerim, kuran Muhammed e parça parça geldiğini söylüyor Enam suresinde, yani kuran Muhammed zamanında parça parça Cebrail aracılığı ile indiğini söyleyen Allah diyor ki komple bir kitap olarak yollasaydık büyüden başka bir şey değildi derdiniz diyor ama kuranı komple Musa ya indiriyor. Kuran değiştirildi deniyor ya değiştirildiyse o zaman musaya inen aynı kuran. Eğer değilse aşağıdaki ayet yalan.

Enam. 6/7. Eğer sana kâğıt üzerine yazılmış bir kitap indirseydik de onlar elleriyle onu tutmuş olsalardı, yine de inkâr ediciler: Bu, apaçık büyüden başka bir şey değildir, derlerdi.

Alttaki ayet ve sıralayacağım diğer ayetler Musa ve İsa Peygamber ve kavimleri tarafından nasıl anlaşılıp nasıl değerlendirilip inanılacaktı, çünkü daha yaşanmamış ve yaşanacak olan zamanlar daha gelmemiş ama kitap gelmiş,

Enam. 6/ 10. Senden önceki peygamberlerle de alay edilmiş, bu yüzden onlarla alay edenleri alay ettikleri şey (azap) kuşatıvermişti.

Bu ayet Muhammed e hitaben gelmiş Davud ve Musa zamanında bu ayetten neler anlayacaklar acaba, Ve hangi kafirler kime gidecekler ve kiminle tartışacaklar, hangi eskilerin masallarından başka bir şey değil diyecekler.

Enam. 6/ 25. Onlardan seni (okuduğun Kur'an'ı) dinleyenler de vardır. Fakat onu anlamalarına engel olmak için kalplerinin üstüne perdeler, kulaklarına da ağırlık verdik. Onlar her türlü mucizeyi görseler bile yine de ona inanmazlar. Hatta o kâfirler sana geldiklerinde: "Bu Kur'an eskilerin masallarından başka bir şey değildir" diyerek seninle tartışırlar.

Evet Global bir ayet işte bu ayet her şeyi kapsıyor, bunun gibi global ayetlere sığınıp konuşuyorlar ama bu ayet ve diğerlerinden musa ve kavmi ne anlayacak, daha aşağıya yazacağım ayetler levh-i mahfuz a enteresanlık katacak.

Enam. 6/ 90. İşte o peygamberler Allah'ın hidayet ettiği kimselerdir. Sen de onların yoluna uy. De ki: Ben buna (peygamberlik görevime) karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Bu (Kur'an) âlemler için ancak bir öğüttür.


İşte bu ayetten Musa ve kavmi ne anlayacak ve Musa ya hidayet olarak indirilen hangi kitap, bu kuran mı yoksa Tevrat mı, ? Eğer Kuran ise Tevrat ın tamamı uydurulmuştur, eğer Tevrat ise Kuran ın tamamı Musa ya neden indirilsin fakat Tevrat ve İncil den bir çok ayet ve benzerleri Kuran da mevcut olanlar değiştirilmeyip mevcut olmayanlar mı değiştirildi,

Enam. 6/ 91. (Yahudiler) Allah'ı gereği gibi tanımadılar. Çünkü "Allah hiçbir beşere bir şey indirmedi" dediler. De ki: Öyle ise Musa'nın insanlara bir nûr ve hidayet olarak getirdiği Kitab'ı kim indirdi? Siz onu kâğıtlara yazıp (istediğinizi) açıklıyor, çoğunu da gizliyorsunuz. Sizin de atalarınızın da bilemediği şeyler (Kur'an'da) size öğretilmiştir. (Resûlüm) sen "Allah" de, sonra onları bırak, daldıkları bataklıkta oynayadursunlar!

İSRÂ -73. Müşrikler, sana vahyettiğimizden başka bir şeyi yalan yere bize isnat etmen için seni, nerdeyse, sana vahyettiğimizden saptıracaklar ve ancak o takdirde seni candan dost kabul edeceklerdi.

İSRÂ -74. Eğer seni sebatkâr kılmasaydık, gerçekten, nerdeyse onlara birazcık meyledecektin.

İSRÂ -75. O zaman, hiç şüphesiz sana hayatın ve ölümün sıkıntılarını kat kat tattırırdık; sonra bize karşı kendin için bir yardımcı da bulamazdın.


Alttaki ayet daha da ilginç, Muhammed zamanına göre normal ama Davud , Musa ve kavmi zamanına göre çok anormal gelmez mi,

Enam. 6/ 92. Bu (Kur'an), Ümmü'l-kurâ (Mekke) ve çevresindekileri uyarman için sana indirdiğimiz ve kendinden öncekileri doğrulayıcı mübarek bir kitaptır. Âhirete inananlar buna da inanırlar ve onlar namazlarını hakkıyla kılmaya devam ederler.

Muhammed zamanındaki putperestler ile ilgili gelen bir ayet.

Enam. 6/ 106. Rabbinden sana vahyolunana uy. O'ndan başka tanrı yoktur. Müşriklerden yüz çevir.

Enam. 6/ 147. Eğer seni yalanlarlarsa de ki: Rabbiniz geniş bir rahmet sahibidir. Bununla beraber O'nun azabı, suçlular topluluğundan uzaklaştırılamaz.

HACC -52. (Ey Muhammed!) Biz, senden önce hiçbir resûl ve nebî göndermedik ki, o, bir temennide bulunduğunda, şeytan onun dileğine ille de (beşerî arzular) katmaya kalkışmasın. Ne var ki Allah, şeytanın katacağı şeyi iptal eder. Sonra Allah, kendi âyetlerini (lafız ve mana bakımından) sağlam olarak yerleştirir. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

HACC -54. Bir de, kendilerine ilim verilenler., onun (Kur'an'ın) hakikaten Rabbin tarafından gelmiş bir gerçek olduğunu bilsinler de ona inansınlar, bu sayede kalpleri huzur ve tatmine kavuşsun. Şüphesiz ki Allah, iman edenleri, kesinlikle dosdoğru bir yola yöneltir.

Daha ortada azap edilecek kavim yok,

Enam. 6/ 148. Putperestler diyecekler ki: "Allah dileseydi ne biz ortak koşardık ne de atalarımız. Hiçbir şeyi de haram kılmazdık." Onlardan öncekiler de aynı şekilde (peygamberleri) yalanladılar ve sonunda azabımızı tattılar. De ki: Yanınızda bize açıklayacağınız bir bilgi var mı? Siz zandan başka bir şeye uymuyorsunuz ve siz sadece yalan söylüyorsunuz.

Sureler ve ayetler kime vahiy olunuyor, daha gelmemiş olan Muhammed emi yoksa Musa yamı,

Enam. 6/ 145. De ki: Bana vahyolunanda, leş veya akıtılmış kan yahut domuz eti -ki pisliğin kendisidir- ya da günah işlenerek Allah'tan başkası adına kesilmiş bir hayvandan başka, yiyecek kimseye haram kılınmış birşey bulamıyorum. Başkasına zarar vermemek ve sınırı aşmamak üzere kim (bunlardan) yemek zorunda kalırsa bilsin ki Rabbin bağışlayan ve esirgeyendir.

Enam. 6/ 146. Yahudilere bütün tırnaklı hayvanları haram kıldık. Sırtlarında yahut bağırsaklarında taşıdıkları ya da kemiğe karışan yağlar hariç olmak üzere sığır ve koyunun iç yağlarını da onlara haram kıldık. Bu, zulümleri yüzünden onlara verdiğimiz cezâdır. Biz elbette doğru söyleyeniz.

Yine belirtiyor Musa ya kuran olarak bizim indirdiğimiz mübarek bir kitaptır diyor.

Enam. 6/ 155. İşte bu (Kur'an), bizim indirdiğimiz mübarek bir kitaptır. Buna uyun ve Allah'tan korkun ki size merhamet edilsin.

Daha Muhammed gönderilmedi ve Davud, Musa ve kavmi ne anlayacak bu ayetlerden,

HÛD 11/1. Elif. Lâm. Râ. (Bu sana indirilen), hikmet sahibi (ve) her şeyden haberdar olan (Allah) tarafından âyetleri sağlamlaştırılmış, sonra da açıklanmış bir kitaptır.

HÛD 11/2. (De ki: Bu Kitap) "Allah'tan başkasına ibadet etmemeniz için (indirildi). Şüphesiz ki ben, onun tarafından size (gönderilmiş) bir uyarıcı ve müjdeleyiciyim.


Bu sure ve ayetler Medine de nazil olmuş, ve Diyanet in açıklaması.
Musa ile Muhammed in arasında daha İsa var ve binlerce yıl var, Davud, Musa ve kavmi bu sure ve ayetlerden ne anlayacaklar ve

Medine'de nâzil olmuştur. 73 (yetmişüç) âyettir. "Ahzâb", "hizb"in çoğuludur. Topluluk, gurup, bölük, parti gibi manalara gelir. Her gün mutad olarak devam edilen dua demetine, Kur'an cüzünün dörtte birine de hizip denir. Bu sûrede, müslümanlara karşı savaşmak üzere birleşen Arap kabilelerinden bahsedildiği için, bu isim verilmiştir. (Rivayete göre, bir takım ileri gelen müşrikler "Uhud" savaşından sonra Medine'ye gelmişler, münafıkların lideri Abdullah b. Übeyy'in evine misafir olmuşlardı. Hz. Peygamber bunlara, kendisiyle görüşmek üzere emân vermişti. Bu görüşme esnasında Resûlullah'a: Sen bizim taptıklarımızı diline dolamaktan vazgeç, "onlar menfaat sağlayabilir, şefâat edebilir" de, biz de seni Rabbinle başbaşa bırakalım, dediler. Orada bulunan müslümanların canları sıkıldı, onları öldürmek istediler. Bunun üzerine, verilmiş olan emânın bozulması konusunda Allah'tan korkmalarını ve kâfirler ile münafıkların sözlerine boyun eğmemelerini, Resûlullah'ın şahsında müminlerden isteyen 1. âyet nâzil oldu.


AHZÂB/1. Ey Peygamber! Allah'tan kork, kâfirlere ve münafıklara boyun eğme. Elbette Allah her şeyi bilmekte ve yerli yerince yapmaktadır.

AHZÂB/2. Rabbinden sana vahyedilene uy. Şüphesiz Allah, bütün yaptıklarınızdan haberdardır.

Buradan daha gelmemiş olan İsa dan söz aldığını söylüyor nasıl olur ki daha doğmamış olan bir insandan ve bu ayetten Musa nın kavmi ve kendisi ne anlayacak.

AHZÂB/7. Hani biz peygamberlerden söz almıştık; senden, Nuh'tan, İbrahim'den, Musa'dan ve Meryem oğlu İsa'dan da. (Evet) biz onlardan pek sağlam bir söz aldık.


Daha bu zamana gelinmesi için binlerce yıl gerekli ki gelinsin hangi görünen ve görünmeyen ordular. Daha gelmemiş kavimleri nasıl imtihan ediyor, Muhammed zamanındaki savaştan bahsediyor.

AHZÂB/9. Ey iman edenler! Allah'ın size olan nimetini hatırlayın; hani size ordular saldırmıştı da, biz onlara karşı bir rüzgâr ve sizin görmediğiniz ordular göndermiştik. Allah ne yaptığınızı çok iyi görmekteydi.

AHZÂB/10. Onlar hem yukarınızdan hem aşağı tarafınızdan (vâdinin üstünden ve alt yanından) üzerinize yürüdükleri zaman; gözler yıldığı, yürekler gırtlağa geldiği ve siz Allah hakkında türlü türlü şeyler düşündüğünüz zaman;

AHZÂB/11. İşte orada iman sahipleri imtihandan geçirilmiş ve şiddetli bir sarsıntıya uğratılmışlardı.

AHZÂB/22. Müminler ise, düşman birliklerini gördüklerinde: İşte Allah ve Resûlü'nün bize vâdettiği! Allah ve Resûlü doğru söylemiştir, dediler. Bu (orduların gelişi), onların ancak imanlarını ve Allah'a bağlılıklarını arttırdı.

AHZÂB/26. Allah, ehl-i kitaptan, onlara (müşrik ordularına) yardım edenleri kalelerinden indirdi ve kalplerine korku düşürdü; bir kısmını öldürüyor, bir kısmını da esir alıyordunuz.

AHZÂB/27. Allah, onların yerlerine, yurtlarına, mallarına ve ayak basmadığınız topraklara sizi mirasçı yaptı. Allah'ın her şeye gücü yeter.

Buraya kadar savaş ve inandırma ile gelmiş ve bundan sonraları daha da ilginç gelecektir Musa ve kavmine.

Ahzab suresi 28. ayetten sonra Muhammed in hanımlarından bahseder. Bu ayetlerden Davut, Musa ve kavmi ne anlayacaklar ve nasıl bir öğüt alacaklar.

AHZÂB/28. Ey Peygamber! Eşlerine şöyle söyle: Eğer dünya dirliğini ve süsünü (refahını) istiyorsanız, gelin size boşanma bedellerinizi vereyim de, sizi güzellikle salıvereyim.

AHZÂB/29. Eğer Allah'ı, Peygamberini ve ahiret yurdunu diliyorsanız, bilin ki, Allah, içinizden güzel davrananlar için büyük bir mükâfat hazırlamıştır.

AHZÂB/30. Ey peygamber hanımları! Sizden kim açık bir hayâsızlık yaparsa, onun azabı iki katına çıkarılır. Bu, Allah'a göre kolaydır.
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 03-03-2012, 00:05
sergenci - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
sergenci sergenci isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 27 Feb 2009
Mesajlar: 269
Standart

AHZÂB/31. Sizden kim, Allah'a ve Resûlüne itaat eder ve yararlı iş yaparsa ona mükâfatını iki kat veririz. Ve ona (cennette) bol rızık hazırlamışızdır.

AHZÂB/32. Ey Peygamber hanımları! Siz, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer (Allah'tan) korkuyorsanız, (yabancı erkeklere karşı) çekici bir eda ile konuşmayın; sonra kalbinde hastalık bulunan kimse ümide kapılır. Güzel söz söyleyin.

AHZÂB/33. Evlerinizde oturun, eski cahiliye âdetinde olduğu gibi açılıp saçılmayın. Namazı kılın, zekâtı verin, Allah'a ve Resûlüne itaat edin. Ey Ehl-i Beyt! Allah sizden, sadece günahı gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.

AHZÂB/35. Müslüman erkekler ve müslüman kadınlar, mümin erkekler ve mümin kadınlar, taata devam eden erkekler ve taata devam eden kadınlar, doğru erkekler ve doğru kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, mütevazi erkekler ve mütevazi kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve (ırzlarını) koruyan kadınlar, Allah'ı çok zikreden erkekler ve zikreden kadınlar var ya; işte Allah, bunlar için bir mağfiret ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır.

Daha ortada Zeyd yok, Musa zamanında daha iyilik ettiği kimsede yok.

37. (Resûlüm!) Hani Allah'ın nimet verdiği, senin de kendisine iyilik ettiğin kimseye: Eşini yanında tut, Allah'tan kork! diyordun. Allah'ın açığa vuracağı şeyi, insanlardan çekinerek içinde gizliyordun. Oysa asıl korkmana lâyık olan Allah'tır. Zeyd, o kadından ilişiğini kesince biz onu sana nikâhladık ki evlâtlıkları, karılarıyla ilişkilerini kestiklerinde (o kadınlarla evlenmek isterlerse) müminlere bir güçlük olmasın. Allah'ın emri yerine getirilmiştir.

Bu Allah ın kaderlerimizi yazdığının kesin kanıtıdır derler. Yani her şey yazılmış ve biz insancıklar onun robotlarıyız. Bizleri de daha doğmadan cehennemlik yaratmış ve kaderimizi baştan yazmış. Böyle bir mantık Yüce ve adil olarak kendisini lanse eden bir yaratıcıya ne kadar yakışır bilinmez.

38. Allah'ın, kendisine helâl kıldığı şeyde Peygamber'e herhangi bir vebâl yoktur. Önce gelip geçenler arasında da Allah'ın âdeti böyle idi. Allah'ın emri mutlaka yerine gelecek, yazılmış bir kaderdir.

AHZÂB/50. Ey Peygamber! Mehirlerini verdiğin hanımlarını, Allah'ın sana ganimet olarak verdiği ve elinin altında bulunan cariyeleri, amcanın, halanın, dayının ve teyzenin seninle beraber göç eden kızlarını sana helâl kıldık. Bir de Peygamber kendisiyle evlenmek istediği takdirde, kendisini peygambere hibe eden mümin kadını, diğer müminlere değil, sırf sana mahsus olmak üzere (helâl kıldık). Kuşkusuz biz, hanımları ve ellerinin altında bulunan cariyeleri hakkında müminlere neyi farz kıldığımızı biliriz. (Bu hususta ne yapmaları lâzım geldiğini onlara açıkladık) ki, sana bir zorluk olmasın. Allah bağışlayandır, merhamet edendir.

AHZÂB/51. Onlardan dilediğini geriye bırakır, dilediğini de yanına alırsın. Boşadığın hanımlarından arzu ettiğini tekrar yanına almanda, senin üzerine bir günah yoktur. Böyle yapman onların mutlu olmalarına, üzülmemelerine ve hepsinin, senin verdiklerine razı olmalarına daha uygundur. Allah, kalplerinizde olanı bilir. Allah hakkıyle bilendir, halîmdir.

AHZÂB/52. Bundan sonra artık başka kadınlarla evlenmen, elinin altında bulunan cariyeler hariç, güzellikleri hoşuna gitse bile, bunların yerine başka hanımlar alman sana helâl değildir. Allah her şeyi gözetler.

Ahzab 50-51-52-53 direk olarak Allah Muhammed e hitap ediyor, Musa ve ondan sonraki gelecek nesiller bu ayetlerden neyi örnek alıp yaşayacaklar. Allah Muhammed in hanımları ile direk olarak ilgilenmiş. Diğer ayetleri yazmama gerek yok zaten herkes biliyor neler olduklarını.

Bu Ahzab 53 daha da ilginç, bunların yani kuranın tamamının komple geldiğini düşünün ve mantığız ile kıyaslama yapın, Allah Muhammed in yemeği ve sohbeti ile ilgileniyor ve onun üzülmemesini sağlıyor vede bu olayı kendi katında çok büyük bir günah olarak Evrensel olan Global kitabına sure ve ayetler olarak yazıyor,

AHZÂB/53. Ey iman edenler! Siz zamanını gözetlemeksizin, bir yemeğe davet edilmedikçe, Peygamber'in evlerine girmeyin. Ancak davet edildiğiniz vakit girin. Yemeği yediğinizde hemen dağılın, sohbete dalmayın. Çünkü bu hareketiniz Peygamber'i üzmekte, fakat o (size bunu söylemekten) utanmaktadır. Ama Allah, hakkı söylemekten çekinmez. Peygamber'in hanımlarından bir şey istediğiniz zaman perde arkasından isteyin. Bu, hem sizin kalpleriniz, hem de onların kalpleri için daha temiz bir davranıştır. Sizin Allah'ın Resûlünü üzmeniz ve kendisinden sonra onun hanımlarını nikâhlamanız asla caiz olamaz. Çünkü bu, Allah katında büyük (bir günah) tır.
Bu sure TEBBET suresi Allah ın kaderlerimizi daha doğmadan yazdığının gerçek kanıtıdır derler, böyle bir yaratıcıyı düşünmek bile mantıksızlıktır. Nasıl ki bir CD.ye hatalı bir programı yazdırıp bunu bilgisayara kurarsan hatalı bir program olur, bu yaptığın hata kendi hatandır hırsını alamayıp ta bu cd. Ve programı vede bilgisayarı kırmaya benzer.
Her ayet ve sure elbetteki Musa ve daha sonra gelecek olanlara neler ifade edecek Ebu leheb daha doğmadan cehenneme yollanmış Allah tarafından mı yoksa kuran yazarları ve Muhammed tarafından mı?

Diyanetin açıklaması. Bu sure Ebu Leheb hakkında inmiştir diye açıklama yapıyor Mekkede inmiştir diye.

TEBBET
Tebbet, "kurusun" manasına bedduadır. Ebu Leheb hakkında inmiştir. Zira o, eziyet etmek kasdıyla Resûlullah'ın yoluna gizlice diken koymuş, bu işte kendisine karısı da yardım etmişti. Sûre, "Mesed sûresi" diye de anılır. Fâtiha sûresinden sonra Mekke'de inmiştir, 5 (beş) âyettir. (Bir rivayete göre Şuarâ sûresinin 124. âyeti gereğince Efendimiz yakın akrabasını çağırarak, onları İslâm'a dâvet etmişti. Amcası Ebû Leheb galiz sözler sarfederek, "Bizi bunun için mi çağırdın?" demişti. Bunun üzerine bu sûre indi.)

Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla.
1. Ebu Leheb'in iki eli kurusun! Kurudu da.
2. Malı ve kazandıkları ona fayda vermedi.
3. O, alevli bir ateşte yanacak.
4. Odun taşıyıcı olarak karısı da (ateşe girecek).
5.Ve boynunda hurma lifinden bükülmüş bir ip olduğu halde.

Bu ayet Allah ın kendisinin insan olmadığını kanıtlama arzusu, ne doğmuş ne doğurmuş nede doğurulmuştur. Ama Adem ve Havva da doğmamış ve doğurulmamıştır. Ondan sonra gelenler doğmuş ve doğurulmuşlardır. Demekki yalnız kendisi değil doğmayan ve doğurulmayan.

el-İHLÂS
İhlâs, samimi olmak, dine içtenlikle bağlanmak, esaslarını sırf Allah rızası için uygulamak anlamınadır. Mekke'de inmiştir, 4 (dört) âyettir. İslâm'ın tevhid akîdesinin en özlü ve anlamlı ifadesidir.

Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla.
1. De ki: O, Allah birdir.
2. Allah sameddir.
3. O, doğurmamış ve doğmamıştır.
4. Onun hiçbir dengi yoktur.

Aşağıdaki sure Muhammed den evvel yaşayanlar için ne ifade edecek, kendi ashabı ile konuşup onlara seçtiği dini söylemekte ve Allah ı konuşturmakta ve ayrıca dedesi Abdülmuttalip (asıl adı şeybe dir) Muhammed in babası Abdullah ı el ilahına kurban etmekten kurtarmak için başvurduğu fal okları ile deve bağışlanma olayını bu ayete koymuştur. Bunlar ve diğerleri kuran ın bütünü ondan evvelkiler için ne ifade edebilir ki.


Ayetin içindeki bu açıklama diğer kavimler ve peygamberler için ne ifade edebilir.
Bu sözü kim söylüyor, Allah mı Muhammed mi yoksa Allah Muhammed emi söyle diyor. Bu kitap nasıl bütün insanlığa Adem den itibaren bu zamana kadar Muhammed efsanesi olarak gelebilir. Her ayet Muhammed in yaşadığı zamanların ve o anların içinde Allah tarafından geldiği söylenir, yani Muhammed in yaşadığı olaylar vasıtasıyla Allah tarafından ayetlerle kuran oluşturulmuştur derler, bu böyle ise öyleyse bu kitap nasıl diğer peygamberlere gelmiştir ve bu kitap içindekilerle insanlar nasıl yönetilmişlerdir. Böyle bir mantık hatası olabilirmi. Binlerce yıl sonra yazılmış bir kitap binlerce yıl evvel nasıl yazılmış olupta insanlığa gelebilir.

Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm'ı beğendim



MAİDE SURESİ 5/ 3. Leş, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına boğazlanan, boğulmuş, (taş, ağaç vb. ile) vurulup öldürülmüş, yukarıdan yuvarlanıp ölmüş, boynuzlanıp ölmüş (hayvanlar ile) canavarların yediği hayvanlar -ölmeden yetişip kestikleriniz müstesna- dikili taşlar (putlar) üzerine boğazlanmış hayvanlar ve fal oklarıyle kısmet aramanız size haram kılındı. Bunlar yoldan çıkmaktır. Bugün kâfirler, sizin dininizden (onu yok etmekten) ümit kesmişlerdir. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm'ı beğendim. Kim, gönülden günaha yönelmiş olmamak üzere açlık halinde dara düşerse (haram etlerden yiyebilir). Çünkü Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir.


Allah çok sevdiği nuruna onun için her şeyi yarattığı Muhammed e bir erkek evlat nasip etmediği için(erkek çocuklar vermiş ama küçük yaşlarda ölmüşler) ona cennetten Kevser cenneti ve havuzu hediye ediyor ve sure olarak ta müdahale etme ihtiyacı hissediyor. Bu ayet geçmiş kavimler için ne ifade edebilir,

el-KEVSER

Kevser, çok nimet demektir; ayrıca cennette bir havuzun da adıdır. Âdiyât sûresinden sonra Mekke'de inen bu sûre 3 (üç) âyettir. Erkek çocukları yaşamadığı için Peygamberimize müşrikler, nesli kesik manasına "ebter" dediler. Sûrede buna cevap verilmiştir.

Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla.
1. (Resûlum!) Kuşkusuz biz sana Kevser'i verdik.
2. Şimdi sen Rabbine kulluk et ve kurban kes.
3. Asıl sonu kesik olan, şüphesiz sana hınç besleyendir.

Sure ve ayetleri buraya sıralamanın hiçbir anlamı yok, daha yüzlercesi var,

Eğer diğer kitaplar değiştirildi ise gelen kitap kuran ise diğer semavi dinlerin peygamberleri ne işe yarayacak ve gelmiş olan kuran ile kendilerini Allah tan gelmiş bir peygamber olarak kavimlerine nasıl ispat edecekler, onlarla ilgili sadece işaret edilen birkaç surede birkaç ayet mevcut.

Azrail, konusu çok cazip şekillerde süslenmiş, sonucu da daima takdiri ilahi ve kadere bağlanır. Allah nedense Azrail e, yaşlanınca, yatakta ölümler ve hastalıklarla ölümlerle canların alınmasını emretmiş ve öldürmüş. Ama insanların birbirlerini öldürmeleri Azrail e yakıştırılmamış. Toplu yapılan katliamlar vahşet ile adlandırılmış ama depremler, sel felaketleri ile Allah tarafından feci şekillerde ölen insanlar Azrail tarafından süslenmiş ve hep takdiri ilahiye bağlanmıştır. İnsan, insanları öldürürse katil, cani diye adlandırılır ama Allah öldürürse hem de topluca ölümler Allah ın bir cezası olarak adlandırılmış, kader ve yüce olarak adlandırılan Allah ın helakine mahzar olmuştur.

Bir insanı da öldürsen cehenneme gidersin 5 milyon insanı da, peki o ölen insanlara o ölümleri kim takdir ediyor elbette Allah, bir sebep verip Azrail devreye giriyor. Bir kişiyi de öldürsen cehennemliksin hele Müslüman değilsen cehennemden asla çıkamayacaksın milyonlarca insanı da öldürsen cehennemliksin, ve oradan çıkamayacaksın. Yani bir kişi ile milyonlarca ölümde aynı kefede, o zaman ben canım istediği kadar insanı öldürürüm biride bir binide bir.

Bu insanlar milyonlarca insanın ölümlerinin cezalarını nasıl verecekler, bir insan öldürürsen cehennemliksin argümanı nasıl açıklanabilir , bir kişi öldüren daimi cehennemlik ise milyonlarca insanı öldüren de daimi cehennemlik o zaman tanrının adiliyeti burada fesh olur.

Hitler ve sadist dikta rejimlerini icat eden diktatörler, saymakla bitmez ve bu insanlar milyonlarca insanı yok yere kendi narsist ve paranoyak hırsları için katletmişlerdir. Hepside aynı kefedeler o zaman, bu sadist insanlar tarafından öldürülen milyonlarca insan, yapılan bütün katliamlar Allah ın takdirinin dışındamı değerlendirilecek kader bunlara işlemiyor mu bunlar ve 1400 senedir sadistçe ölenler kaderlerinin dışında Allah ın emrinin dışındamı öldüler.

Milyarlarca vahşi şekillerde ölen insanlara Allah neyi gösterdi ve neyi bildiler, hani derler ya Allah biliyordu da sınav ile sizinde bilmenizi sağlıyor,

Roma dönemlerindeki insan katliamları, mesela Komutan Flavius, efendisi CONSTANTİNUS öldüğünde mezarı başında söylediği sözlerinin bir kısmı., 303 te Roma yı bölen İmparator Diocletianus un buyruğuyla
Hıristyan ların Nikomedia daki (İzmit) mabedlerini yaktığımız günü anımsıyorum. Mabetle birlikte diri diri yanan insanların çığlıkları en şehvetli kadının verebileceği hazdan daha fazlasını vermişti bana, Cıplak bedenlerine dikenli tel sararak, yokuş aşağı yuvarladığımız zavallıların, kan ve toprağa bulanmış görüntüleri, arenalarda vahşi hayvanların parçaladığı insanların feryatları; çifte su verilmiş çelik kılıcımın oluğundan akan insan kanı çıldırtıyordu beni. (Sayın, pisko nun Kostantinopolis öykülerinden aldım)

Milyarlarca insan, bu narsist ve paranoyak düşüncedeki insanların yazdıkları kitaplara inananlar tarafından feci şekillerde katledilerek öldürüldü, ve Allah yukarıda tahtında kurulmuş bizleri seyretmekte, yazdığı yazgılarımızın nasıl işlediğini seyretmekte.

İşte böyle bir Allah zihniyeti inançsız üretir, bu hurafelere cesaretle karşı gelen insanlar da daima inançsızlıklarla suçlanmışlardır. Beklide gerçekten bir yaratıcı var düşüncesi, aklımızın daima bir köşesinde vardır. Daha sonra o düşüncede mantıksızlaşır. Gerçek ve adil adaletli bir yaratıcı olmuş olsa yani insanlara müdahalesi olabilecek bir yaratıcı, inanıyorum ki her türlü kötülüğün ve sadistliğin ortaya çıkmasına ve bu kötülüklerin zihinlerde düşünülmesine bile müsaade etmezdi, ettiğine GÖRE. ?

Doğarız kulağımıza ezan okunur, ezan ölene kadar kulağımızdan asla eksik olmaz, sabah kalkarız ezan yatarız ezan, sünnet oluruz dua ve hatimlerle, kuran kurslarına gideriz kuran öğrenmeye, okula başlarız din dersleri, evleniriz dini nikah, her sene çeşitli kandillerle akıllarımız süslenir, ramazanlar oruçlar, kurban bayramı, ölürüz imamın kayığı ile toprağa girene kadar din ritüeller peşimizi bırakmaz. Toprağa gireriz bu sefer nünker ve nekir musallat olur sorgu sual biter bu sefer kabir azabı ritüeli başlar taaaaaki Allah kıyameti kopartana kadar. Bu insanlığın nedir bu Allah tan çektiği.

Şimdi Ana kitap hakkındaki kendi mantığım, görüşlerim ve düşüncelerim bunlar, elbette sert eleştiriler, olacaktır, ama bunlar benim düşüncelerim . Müslüman olduğum ve bunları düşündüğüm zaman 17 veya 18 yaşlarındaydım, kuran ı mealini okuduğum zamanlar bir çok çelişkiyi Yüce ve adaletli bir Allah a hiç yakıştıramazdım. Düşüncelerimize dahi gem vuran, kitap haricinde düşünmemizi engelleyen bir yaratıcının adil olduğuna inanmamaya başladığım andan itibaren çelişkiler daha da çığ gibi büyümeye başladı.

Gerçekler çok acıdır ancak tadan bilir, hiçbir şeyi yaşamadan anlayamazsın.
Yada biat et rahat et.

Esenkalın.
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 03-03-2012, 00:13
Neva - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Neva Neva isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 03 Aug 2010
Mesajlar: 14.706

Başarı Ödülü 

Standart

sergenci´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Sn. istatistik'ten alıntı.( Her fırsatta Kuran'dan önceki kitapların değiştirildiğini söylemek, sonra da değiştirildi denilen kitaplarda Muhammed ismini aramak ne kadar tutarlıdır?)

Daha nicelerin de aynı senaryoyu yaşamıştık, Bazı Müslümanlar; ulemalar, İncil'in Yuhanna 16:7.nci ayetinin, el-A'RÂF suresi (7:157) ayetinde bazı kehanetler olduğunu söylerler. PARAKLET VEYA PERİKLİT isimlerini Ahmed ve Muhammed e yorarlar.

.
Dogru soylemis istatistik. Madem tahrif olduguna inaniyorsun, ne diye ariyorsun kendi peygamberinin adini?

Paraklet modasi gecti, simdi sira Suryaniler ve Muhammed'in yetimleri formulunde...
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 03-03-2012, 00:24
sergenci - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
sergenci sergenci isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 27 Feb 2009
Mesajlar: 269
Standart

Sevgili Neva, onuda bulurlar en kısa zamanda, biz göremiyoruz onlar muhakkak görürler,

Esenkalın
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 14-11-2015, 19:54
Engse Hohol - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Engse Hohol Engse Hohol isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 27 Feb 2010
Mesajlar: 1.879
Standart

Yahudilerde veya hristiyanlarda Işid, Hamas, Bokoharam, Taliban, Elkaide, Hizbullah benzeri terör örgürleri yoktur. Yanlış anlaşılan ayetlerden, yanlış anlaşılan hadisler dek, ilahi dinler arasında yanlış anlaşılan tek din islamdır. Maksadını doğru anlatmayı beceremeyen, yanlış anlatan allah'ın yanlış bir tanrı olduğuna enbüyük kanıt budur.


islamın yıkıma uğraması karşısında müslümanların, el-lah'ı ayakta tutundurabilmek için yalanlar söylemeleri kaçınılmazdır. hohol : aesir
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Yeni Global Değerler; Liberal Ekonomik Düzen (3) Sangre Politika 10 03-04-2017 19:15
Kutsal Kitapların geleceğe dair global tahmin oranları okinono İslam 33 18-12-2012 01:10
Yeni Global Değerler; Demokrasi (2) Sangre Politika 9 19-01-2010 19:31
Yeni Global Değerler; Özgürlük (1) Sangre Politika 6 19-01-2010 02:03
Global Kriz dilaver Politika 2 06-04-2008 00:22

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 02:51 .