Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Bilim > Biyoloji > Evrim

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 11-03-2009, 20:33
Ki-Adi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Ki-Adi Ki-Adi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 06 Jan 2009
Bulunduğu yer: Sakarya
Mesajlar: 717
Standart Evrimin Bilimsel Statüsü

Bilindiği gibi ülkemizde gerek Harun Yahya'nın gerekse diğer dini kurumların büyük gayretleriyle evrime karşı kampanya yürütülmektedir.Görsel ve yazılı olarak yürütülen bu kampayalarda insanlara evrimin hiç bir şekilde bilimsel dayanağı olmadığı, evrim teorisinin çöktüğü, evrimin sadece bir teori olduğu bu nedenlede bilimsel bir geçerliliği olmadığı vurgulanmaktadır. Ülkemizde ki eğitim özellikle üniversiteye kadar olan eğitim bilimsellikten çok uzak olduğu için halkımızın büyük bir çoğunluğu bu iddalara inanmaktadır. Bu konuda hiç yokundan sitemizde bulunan arkadaşlara Evrim Kuramın bilimsel statüsü hakkında bilgi vermemizi gerekli gördüm. Bu konuda kolay anlaşılır olsun vikipedia daki Evrim başlığı altındaki Evrim Kuram'ın Bilimsel Statüsü yazısını burada sizlerle paylaşacağım.

Öncelikle Teori ( Kuram ) teriminin bilimde ne ifade ettiğine bir bakalım.

Kuram veya teori, sistemli bir biçimde düzenlenmiş birçok olayı açıklayan ve bir bilime temel olan kurallar, yasalar bütünüdür.

Kuram kavramlaştırmaya yönelik olarak, değişkenler arasındaki ilişkiyi basit ve anlaşılır bir biçimde ifade etmek amacıyla birleştirilmiş tanımlar, örgütlendirilmiş gözlemler, koşullar ve ilkeler bütünüdür.

Bilimde kullanıldığı anlamıyla kuram, çok sayıda doğal gözlemi birbirine bağlayan bir gerçekler ve açıklamalar bütünüdür. Bir tahmin veya hipotez değildir. Kuantum kuramı, Görelilik kuramı, Evrim kuramı gibi birçok kuram, günümüz bilim çevrelerinde yaygın olarak kabul gören, az sayıda prensiple çok sayıda gözlemi birleştiren ve açıklayan kavramlar ve açıklamalar bütünüdür. Şu an deneme aşamasında olan, ve bir gün yeteri kadar denendiklerinde kanun konumuna yükselecek olan tahminler değildir.

Bazı önemli teoriler ;
Big Bang teorisi, Kuantum Teorisi,Evrim Teorisi, Küresel Isınma Teorisi, Hücre Teorisi, Levha Tektoniği Teorisi, Görelilik Teorisi

Evrim Teorisinin Bilimsel Statüsü

Evrim kuramı, üç hususta açıklamalar getirir:

* Evrimin olgusu (İng: fact of evolution) - canlı organizmaların ortak atalardan geldikleri ve birbirleri ile akraba oldukları bilgisi.
* Evrimsel tarih - Türlerin birbirlerinden tam olarak ne zaman ayrıldıkları ve bu ayrımların detayları.
* Evrimi gerçekleştiren mekanizma ve süreçler.

Bu basamaklardan birincisi olan evrimin olgusu, evrimin temel taşı ve son derece kesinlik arzeden bilgilere sahip olunan kısmıdır. Bu hususta Darwin'in topladığı bir çok delilin üzerine yüzyıllardır bir çok farklı biyoloji dalı tarafından toplanan deliller eklenmiştir. Günümüzde organizmaların evrimsel kökenlerine dair sahip olunan bilgiler, dünyanın yuvarlaklığı, gezegenlerin hareketleri ya da maddenin moleküler yapısı kadar "kesinlik arzeden" bilimsel çıkarımlardır. Burada kastedilen kesinlik, şüphe götürmez bir gerçekliği ifade etmektedir. Diğer iki husustaki bilimsel çalışmalar ise aralıksız devam etmekte, her geçen gün yeni bir sonuca ulaşılmaktadır. Örneğin şempanze ve gorilin insana olan yakınlığının, babun veya diğer maymunlara olan yakınlıklarından daha fazla olduğu bugün kesin olarak bilinmektedir.

Bilimsel camianın büyük bölümü, biyoloji, paleontoloji, antropoloji ve diger disiplinlerdeki görüngüleri açıklayan yagane kuramın Evrim Kuramı olduğunda hemfikirdir. 1987 de yapılan bir araştırmanın sonuçlarına gore Amerika'daki doğa bilimleri alanında 500,000 bilim insanından yaklaşık %99.85'lik bir bolümünün evrim teorisini desteklediği ortaya konulmuştur. Evrim-yaratılış tartışmalarında uzman konumunda olan Brian Alters, doğa bilimleri alanlarında çalışan tüm bilim insanlarının %99.9'unun Evrim Kuramı'nı desteklediğini belirtmiştir. Benzer şekilde, dünyanın değişik ülkelerindeki bilimsel çevreler defalarca Evrim Kuramı'nın bilimsel olduğuna ilişkin bildiriler yayınlamıştır. 1987 yılında Amerika'daki biliminsanları arasında yapılan bir araştırma, 480.000 bilim insanından sadece 700 bilim insanının yaratılışçı ve benzeri açıklamalara itibar ettigini, ya da Evrim Kuramı'na karşı şüphe duyduğunu göstermiştir. Ve bu 700 (%0.158) bilim insanından sadece küçük bir bölümü doğa bilimleri alanında akademik çalışma yapmaktadır . Son yıllarda yapılan benzeri karşılaştırmalar, Evrim Kuramı'nı bütünü ile reddeden ya da ona karşı şüphe duyan bilim insanlarının oranının yaklaşık olarak %0.054 civarında olduğunu göstermiştir. Karşı çıkanların %75.1'i biyoloji dışındaki bilim dallarında çalışmaktadır.

...sonuç olarak, şu ya da bu, bir zamanlar yoktan varolmuş zorundaydı...
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 11-03-2009, 22:22
azınlık azınlık isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Feb 2009
Mesajlar: 2.142
Standart

Selamlar,

Ben ırkçı ve milliyetçi bir "Türk" olarak diyorum ki biz Türklerin atası maymun olamaz. Benim teorime göre biz DİNGİL'den gelmeyiz. Evet, yanlış duymadınız ... dingil!

Ki-Adi´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
1987 yılında Amerika'daki biliminsanları arasında yapılan bir araştırma, 480.000 bilim insanından sadece 700 bilim insanının yaratılışçı ve benzeri açıklamalara itibar ettigini, ya da Evrim Kuramı'na karşı şüphe duyduğunu göstermiştir.
Şimdi sen git 70.000.000 adet Türk'e sor bakalım kaç tanesi "evet bizim atalarımız 'maymun'dur" der.

Bi kere maymun baştan kaybetmiş, Kur'an'ın tanrısı demiyor mu "biz onları maymuna çevirdik"? İş burada bitmiş. Biz boşuna uğraşıyoruz. Benim gelecek nesiller için tek ümidim bikaç yüzyıl sonra bu mesajların kaydedildiği hard-disklerin toprak altından çıkartılıp çözümlemesi yapıldığında "ulan bu ön-Asya denilen yerde birileri harbiden mantıklı şeyler söylemiş ama anlaşılan kimse onları anlamamış" demesidir.

Durum umutsuz arkadaşlar. İnsanlar resim yapmayı günah sayıp sabahtan akşama "yemekteyiz" programı seyrediyor. Buradan ilerleyecek olan evrim dünyanın başına neler getirir siz düşünün.

A.

The meek shall inherit nothing! - FZ
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 16-03-2009, 00:07
cyctec cyctec isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 15 Mar 2009
Mesajlar: 63
Standart

azınlık´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Selamlar,

Ben ırkçı ve milliyetçi bir "Türk" olarak diyorum ki biz Türklerin atası maymun olamaz. Benim teorime göre biz DİNGİL'den gelmeyiz. Evet, yanlış duymadınız ... dingil!



Şimdi sen git 70.000.000 adet Türk'e sor bakalım kaç tanesi "evet bizim atalarımız 'maymun'dur" der.

Bi kere maymun baştan kaybetmiş, Kur'an'ın tanrısı demiyor mu "biz onları maymuna çevirdik"? İş burada bitmiş. Biz boşuna uğraşıyoruz. Benim gelecek nesiller için tek ümidim bikaç yüzyıl sonra bu mesajların kaydedildiği hard-disklerin toprak altından çıkartılıp çözümlemesi yapıldığında "ulan bu ön-Asya denilen yerde birileri harbiden mantıklı şeyler söylemiş ama anlaşılan kimse onları anlamamış" demesidir.

Durum umutsuz arkadaşlar. İnsanlar resim yapmayı günah sayıp sabahtan akşama "yemekteyiz" programı seyrediyor. Buradan ilerleyecek olan evrim dünyanın başına neler getirir siz düşünün.

A.
http://www.bilimhaber.net/index.php?mode=1&haber=3308



her neyse dingil meselesi süper))

ama evrim ile adaptasyonu birbirine karıştıryor olmayalım? dna mız fareye daha yakın neredeyse hormonal yapımızda benzer, belki fareden evrimleştik?

binlerce şebek türü var! neden binlerce evrimleşmiş insan türü yok?

evrim hala bir teori unutmamak lazım!
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 16-03-2009, 00:43
elcihanaferin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
elcihanaferin elcihanaferin isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 26 Nov 2007
Mesajlar: 629
Standart

Ki-Adi'nin bilim hakkındaki ciddi açıklamasında yeterli bulmadığım bir husus var. Teoriler delillerle ispatlanır. O zaman da bilimsel bilgi, gerçek haline gelirler. Herhangi bir teori, önermelerle ortaya atılır, incelenir ve delilleri sunulur. Bu haliyle teori ciddi bilimsel dergilerde yayınlanır. Bu dergilerin başında yine çok ciddi akademik kariyeri olan bilim adamları ve yine bilim adamı danışmanlar vardır. Kendilerine gelen tezleri inceleyerek yayınlanmaya değer bulunanları yayınlarlar. Daha sonra bunlar bütün akademik ortamda didik didik edilir, sorgulanır. Tezin yanlışlığı bulunamazsa o zaman bunlar evrensel gerçek, bilgil haline gelirler. Bilimin ve tekniğin gelişmesi ile pek çok eski, hatta çok önemli teorilerin yanlışlığı ortaya çıkarılmıştır ve çıkarılmaktadır. Bilgimizin gelişmesi bu yolla olur.

Evrim teorisi de ortaya çıkışından bu yana pek çok gelişmeye uğramıştır. Pek çok yeni teoriler sürülmüş ve yanlışlıkları bulunmuştur. Evrim teorisi denilince akla bir tek teorem gelmemelidir. Bu, bir dizi teoremden meydana gelen ispatlanmış ve yanlışlanamamış bir gerçekler ve bilgi topluluğudur.


Bilimle peri masallarının ilgisi yoktur. Bilim ispatı mümkün olmayan şeylerle uğraşmaz. Peri masalları bilim dışı, metafizikte kalır. İsterse 700 milyon Türk "biz maymundan gelmedik" desin, hiçbir önemi yoktur. Bu lafın da bilimsel bir teori olması için onların hangi cins kurbağadan geldiklerini ispat etmeleri gerekir.

Dingilden gelme ve benzeri latife için de "cafe"nin uygun olacağı düşüncesindeyim.

Açıklık gerçeğin vazgeçilmez koşuludur.
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 16-03-2009, 02:05
Ki-Adi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Ki-Adi Ki-Adi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 06 Jan 2009
Bulunduğu yer: Sakarya
Mesajlar: 717
Standart

Elbetteki 150 yıl önce ortaya atılan evrim teorisi ile bugün kü evrim teorisi arasında fark vardır. Bugün evrim çok kapsamlı bir olaydır nedense insanlar evrim deyince sadece insanın evrimini aklına getiriyor halbuki evrim her canlının evrim sürecini kapsamaktadır. Artık evrim teoriden daha çok bilimsel bir gerçektir. Eğer ortaya atıldığı günden buyana bukadar çok karşı çıkan olmasaydı bugün kimse teori bile demiyecekti. Dünyanın yuvarlaklığı kadar doğru kabul edilecekti.

...sonuç olarak, şu ya da bu, bir zamanlar yoktan varolmuş zorundaydı...
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 07-04-2009, 20:18
aydoe - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
aydoe aydoe isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Oct 2007
Mesajlar: 3.982
Standart

Cumhuriyet 07.04.2009

Sonsuz Evrim Süreci...


Tarihin hiçbir döneminde bilim ve sanatı dışlayan bir toplumun uygarlık yönünden yüceldiği görülmemiştir. Sadece kaba güç ve yok etme üstünlüğüne dayanan yönetimler kalıcı olamazlar, uygarlık kanıtı eserler bırakamazlar.
Prof. Dr. Abidin KUMBASAR

Günümüzdeki bilim düzeyi ve teknolojik olanakların elverdiğince yapılan saptamalara göre Evren’de yüz milyardan fazla gökada (galaxi) bulunmaktadır. Yerküremizin de bulunduğu Samanyolu gökadasında ise gene yüz milyardan fazla yıldızın varlığı saptanmıştır. Gözlemevlerinde yapılan incelemelerde, uzayda yeni yeni bulutsuların (Nebula) oluştuğu görülmekte, yıldız patlamaları (Süpernova), kara delikler saptanmakta, kozmik boyutta birEvrimsomut olarak gözlenmektedir.
Bütün bu gerçekleri bilmemizi sağlayan astronomi bilimi, insan zekâsının en eski uğraşlarından birisi olduğu gibi, çağdaş bilimsel araştırmaların da en coşku veren ve en hızlı gelişen dallarından birisidir.
Sadece son yüzyıl içinde edinilen bilgiler, madde, enerji, evrenin oluşumu ve yaradılış konusundaki düşüncelerin büyük değişimlere uğramasına neden olmuş, dogmalarla koşullanmışların dışında kalan herkesin benimsediğiKozmik Evrimin varlığını gözler önüne sermiştir.
Ülkemizde bugünlerde anlamsız tartışmalara neden olan Charles Darwin’in Evrim Kuramını, kısaca değindiğimiz çağdaş bilgilerin ışığında tartışmak bilimsel zorunluluktur. Kuramın öne sürüldüğü iki yüz yıl öncesinde gerek Makrokosmos (Makro Evren), gerekse Mikrokosmos (Mikroskopik Evren)konusundaki bilgiler bugüne kıyasla önemsenmeyecek boyutlardaydı. Özellikle yerkabuğu derinliklerinde bulunan fosillerin incelenerek yaşlarının belirlenmesinde zorluklar çekilmekteydi. Daha sonraki dönemlerdeArkeoloji”, “Paleontoloji ve Antropolojibilimlerindeki gelişmelerin yanında, özellikle radyoaktivitenin bulunması ve bu yolla fosillerin yaşlarının belirlenmesi, verilerin değerlendirilmesini kusursuz denilebilecek duruma getirmiştir.
Fosil ve diğer kalıntıların yaşlarının belirlenmesi günümüzde en sık olarak radyoaktif karbon ya da daha duyarlı bulunan radyoaktif potasyum ile yapılmaktadır. Dört buçuk milyar yıl önce oluştuğu düşünülen yerküremizin en derin katmanlarında bulunan ilk canlı türlerinin kalıntıları deniz alglerine ait olup, yaşları üç milyar yıl kadar geriye uzanmaktadır. Giderek daha üst katmanlarda daha yakın döneme ait kalıntılar saptanmaktadır.
Örneğin dinozor kalıntılarının yaşı yüz, yüz elli milyon yıl kadar eski dönemleri göstermektedir.
İlk insanımsıların (hominid) kalıntıları ise ancak iki milyon yıl ya da biraz daha fazlasına kadar uzanabilmekte, bugünkü insan soyu olanHomo Sapiense ait ilk bulgular ancak elli bin yıl öncesine dayanmaktadır. Bu verilerin ışığında yapılan değerlendirmelere göre tüm canlıların, evrime inanmayanlarca belirtildiği gibi, tümünün hep birlikte aynı zamanda oluştuğu düşüncesi, saptanan gerçeklerle bağdaşmamaktadır.
Eğer türler hep birden oluşsaydı, yerkürenin bütün katmanlarında bütün türlere ait fosil ve kalıntıların saptanabilmesi gerekirdi.
Evrimin sürekliliğinin bir diğer kanıtı da tıp biliminde sıkça rastlanan antibiyotiklere dirençli mikroorganizma türlerinin ortaya çıkması olayıdır.
Özellikle bulaşıcı hastalık etkeni mikroorganizmalara karşı kullanılan antibiyotik türü ilaçların bir süre sonra etkinliklerinin azaldığı sıkça gözlenmektedir.
Bu olayın nedeninin kullanılan ilaca karşı dirençli yeni türlerin oluşmasıyla gerçekleştiği kesin olarak saptanmıştır.
Bu gerçek evrim olgusunun yaşanan günler içinde de sürgit devamlılığının bilimsel olarak saptanmış kanıtıdır.
Zamam zaman ortaya çıkarak salgınlar yapan virus hastalıkları da elverişli ortamlarda bugüne kadar var olmayan virüs türünde mikroorganizmaların evrildiğinin diğer bir kanıtıdır.
Örneğin daha önce varlığı saptanmamış olan AIDS hastalığını oluşturan HIV virüsü ve kuş gribi hastalığının etkeni olarak bilinen virüs, bu türden mikroorganizmaların evrilmiş yeni ürünleridir.
Çağdaş yöntemlere dayanarak yapılan tüm bilimsel araştırmalar doğada evrimin, sadece yerküremizde değil, tüm uzayda Kozmik Evrimboyutlarında var olduğunu, madde ve enerjinin etkileşim ve dönüşümleri yoluyla gerçekleştiğini göstermektedir. Bilimsel veriler bu kadar güçlü olduğu halde gerçekleri saptırmakta direnmek ancak bu sapkınlıktan özel çıkar umanların tutumu olabilir.
Tüm yerkürede olduğu gibi ülkemizde de halk kitlelerini yoz eğitim ve dogmalarla koşullandırarak ümmet ve kul düzeyinde tutmayı kolay yönetim için gerekli bulanlar hep bilim ve sanata karşı çıkanlardır.
Bu tür düşüncelerin geçerli olduğu ülkelerde yönetimleri tedirgin edenler de her zaman zorbalığa karşı direnen bilim adamları ve sanatçılar olmuşlardır. En zorba yönetimlerin bile bilgi ve yeteneği kaba güçle ele geçirememeleri bu tür düşmanlıkların altında yatan nedendir.
Tarihin hiçbir döneminde bilim ve sanatı dışlayan bir toplumun uygarlık yönünden yüceldiği görülmemiştir. Sadece kaba güç ve yok etme üstünlüğüne dayanan yönetimler kalıcı olamazlar, uygarlık kanıtı eserler bırakamazlar. Günümüz müze, galeri ve kitaplıklarını dolduran eserler hep bilim ve sanata değer veren, bilim ve sanatın özgürlüğüne saygı duyan yönetimlerin geçerli olduğu uygarlıklardan kalmadır. Unutulmamalı ki: Toplumlarda bilim ve sanat ya özgür olarak vardır ya da yoktur.


Kaynaklar:
Darwin, C., Türlerin Kökeni. Onur Yayınları. 1984.
Kaufmann, W.,J., Evrenin Evrimi ve Yıldızların Oluşumu. Arkadaş Yayınları. 1979.
Silk, J., Evrenin Kısa Tarihi. TÜBİTAK Yayınları. 1997.
Hoagland, M.B., Hayatın Kökleri. TÜBİTAK Yayınları. 2003.
Ditfurth, Hoimar Von., Dinozorların Sessiz Gecesi. Alan Yayıncılık. 1990

''asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek,aklın ve ilmin gelişimini inkar etmek olur''
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 03-11-2019, 17:34
Engse Hohol - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Engse Hohol Engse Hohol isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 27 Feb 2010
Mesajlar: 1.879
Standart


evrim ağacı; evrimi neden çürütemiyorlar? Çünkü Yalan Söylüyorlar

islamın yıkıma uğraması karşısında müslümanların, el-lah'ı ayakta tutundurabilmek için yalanlar söylemeleri kaçınılmazdır. hohol : aesir
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Başlık Düzenleme Araçları
Stil

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 08:26 .