futbol klübü nedir?,din nedir?,inanç nedir?

futbol klübü nedir?.....

ortada bir top vardır peşinde de koşan her takım için 11 kişi.büyük bir saha da yüzlerce seyirci önünde oynanır. yetmez tv lerden de naklen verilir.iş güç bırakılır,ağızlar açık,nefesler tutulmuş top takip edilir.bunun bir spor dalı olduğu söylenir ama sporla pek alakası yoktur,ticari bir düzendir.oyunu alkışlayan seyirciler taraflardan birine inanır,sever,onu destekler,üstelik bazen ölümüne.niye diye sorsan yanıtını kendide mantıklı biçimde veremez.topun fileli kaleye girmesi taraftarı çoşturur ona ne faydası varsa.bu arada her takımın taraftarı diğerinin hasımıdır. mantıklı bir şekilde yine açıklanamaz çünkü öyledir,öyle olması istenmektedir ve bundan onların dışında başkalarının çok büyük çıkarı vardır..birbirlerine hakaret ederler,maçın sonunda birbirleriyle kavga ederler.daha da bitmez akşam televizyonda o topun kaleye neden girmediği saatlerce tartışılır.gazeteler de köşe yazılarını işgal ederler.o top neden kaleye girmedi diye yolda yürürken aklı başında görünen bir sürü adam yorum yazar.

takımlarının yüzüncü yıl formasını 110 tlye satın alırlar.gerçek değeri 5 tlyi geçmez,olsun o bir simgedir ve simgelerin değeri ödenen parayla orantılı olarak artar.ne kadar pahalı o kadar önemli ve değerli demektir.ucuz olması saygıyı azaltır.

bu arada oyuncular ne yapar,bu çılgınlıktan inanılmaz bir gelir sahibi olurlar,sadece onlar mı bu düzeni yürüten diğerleri de.top kaleye girdiğinde alacakları primin peşindedirler aslında,seneye de daha çok para veren karşı takıma bile geçebilirler.bunun adı da spordur.11 kişiden başka hiçkimsenin aktif katılımı olmamasına rağmen. 11 kişiyi aldıkları para sahada tazı gibi koşturur.her biri o takımın bir kahramanıdır.imzaları,terli formaları bile para eder.(püüf).saçmalık sınır tanımaz.

din nedir?
hereşeye gücü yeten,herşeyi yaratan,mutlak güç sahibinin buyrukları,cezaları ve ödülleri ve vaatlerinden oluşan kanun,nizam ve tüzüklerdir.

kaç din vardır.pekçok.ama en büyük üçü :yahudi idman yurdu,hristiyan gücü ve islamspordur.uygulanış düzenleri ve taraftar kimlikleri futbola çok benzer.ama burada iş daha cididir ve büyük boyutdadır.arkalarında siyasi ve askeri güçler barındırırlar.burada da takım değiştirmek mümkündür,taraftarını kaybeden takım ihanete uğradığını düşünüp sinirlenirken yeni kazanılan taraftar diğer takımda alkışlarla karşılanır.islamgücünden,hristiyan spora geçeni hemen bir kazan suyla vaftiz ederek hoşgeldin derler ama diğer takımlardan islamspora geçenin işi zordur,küçük bir parçasıyla da vedalaşmak zorundadır.eskilerden gazetelerde kocaman adamların sünnet kıyafetli resimlerini hatırlıyorum.

peki bu iç dinin tanrıları aynımıdır yoksa farklımıdır.aynıysa neden birbirlerini öldürürler tanrıları adına yoksa tanrılar farklıdır ve tanrıları adına bir savaşları mı vardır.

herşeyi bilen,herşeye gücü yeten tenrı üç ayrı dinde ayrı şey mi şöylemiştir.yoksa bir kitabında söylediğini bir diğer kitabında gözden geçirip yeni bir baskı daha mı yapmıştır.ya da her birinin tanrısı ayrı mıdır da bu kadar kavga gürültü çıkmaktadır.yapılan tanrılar savaşımıdır.

yoksa bu işin tanrılarla hiç ilgisi yoktur da futbol klübünün yöneticileri mi bu işten köşeyi dönmektedir.filler tepişirken olan çimlere mi olmaktadır.ya da cennet de nufüs sayısını mı azaltıp kendilerine daha çok yer açmaya mı çalışmaktadırlar.rant buradan oraya da uzanıyor.

belki de dinlerin en son ilşgilendiği konu tanrıdır.sıra tanrıya gelene kadar siyasi,askeri,ekonomik çıkar ilişkileri mi vardır.klüp başkanları tanrıyla bir şekilde görüşüp konuşmuş,emirleri birinci elden alır gibi görünmektedirler.taraftarlar da tanrıyı bırakıp yüzlerini klup başkanına çoktan çevirmişlerdir.sorular ona sorulur bir bilen olarak.oda cevaplar bir bilen olarak,ya da tanrının sesi olarak.bu arada çoktan dünyevi tanrılığa ulaşmıştır bile.okula giderken türbanımı ne yapayım.el cevap ''çıkar peruk tak''.dört kere evlendim yine evlenmek istiyorum mümkün mü ? el cevap ''ilkini boşa sayıyı üçe indir,dördüncüyü al''.abdest alırken önce sağ el mi yoksa sol elmi yıkanmalı kollarım takmaysa ne yapmalı ,el cevap '' takma kollarını çıkar bulaşık makinesine at''

tüm sorulara verilecek yanıtı bulur ve bilir klüp yöneticisi ne büyük adamdır,o olmazsa ne yapardık kim bize cennet tapusunu garantilerdi.bu tanrı yamağı iyi adam peki bu arada tanrıma ne oldu.onu unuttum mu neyse boşver bizim yamak işi götürüyor hem her şeyi de biliyor.

bazı yamaklar çok da duygusaldır masa altından para sayarken kamera karşısında da salya sümük ağlar.neden ağlar acaba '' bu kadar kerizin tüylerini yolduk,öbür tarafa gidince bizim unutulmuş tanrı da önce benim tüylerimi yolacak '' korkusumudur.yoksa gerçekten bir tanrı deliryumuna *sahip olunduğu için *psikolojik bir duygu boşalımımıdır.

bu sadece islamspora ait bir durum değildir.hristiyan gücünde ve yahudi idman yurdunda cüppeli sarıklı,asalı asık yüzlü tanrı yamakları vardır.hristiyangücündeki bazı yamaklar tanrıyı hoşnut etmek için kadınlardan uzak durur,tanrıya ne yararı varsa,kilise korosundaki çocukları şefkatle kucaklar.hem tanrı yamağı hem de pedofilidirler.

bunlar din adamıdır,tanrı şefkatinin yeryüzündeki uzantılarıdırlar.dünya da inanan sayısı inanmayanlardan çoktur.bu çoğunluk tanrı inancıyla ve doğru yoldan ayrılmama adına mı bu kadar kan dökmekte ve zıvanadan çıkmaktadır.20 .yy ın göbeğinde insanları gaz odalarına tanrı adına mı gönderdiler.bosna hersekte iki ayrı dinin mensupları yanyana iki evde otururken bir savaş anında durumu dinler savaşına çevirip dün selam verdiği islamsporlu komşusunun karısına tecavüz etti.tüm hristiyangücü de durumu sessizce seyretti.ne olsa taraftar kavgası mı dedi.belki de tüm klüplerin başkanları sıkı dostlar,ortada oynanan bu futbol oyunu kasalarını doldurmanın bir yolu.akşam beraber içip sabahleyin herkes kendi klübüne mi gidiyor.

inanç nedir?

neye inanırız,neye inanmayız.somut olarak görünen her şey gerçek tanımlamasına girer.varlıkları gerçektir,çünkü görüp dokunabiliyoruzdur.ama yaratan *konusu farklıdır.ortada elle tutulan görülen bir şey yoktur.dini kurumların çıkar sağlayıcıları burada devreye girer,soyut olan tanrı kavramını yarattıkları kurallar dizisiyle somutlaştırıp kendi elleriyle yeni bir tanrı yaratırlar.onun adına kurallar koyup,kuralları bildiklerine inandırdıkları üzerinde de güç elde ederler.

inanmak ispatsız delilsiz olduğunda aldanıştır.o zaman inanılanın gerçekliğini destekleyecek kurallar yaratmak gerekir,bir bilenin yanıtlarında gerçekliğini doğrulamak gerekir.öğretiler yeniden şekillenir amaçlarından uzaklaşır.anlamlarını kaybedip kültürel değerler gibi öğrenilmiş ve nesilden nesile aktarılan uygulamacı değerler dizisi haline gelirler.içlerine pek çok yerden, çok farklı amaçlarla sızmalar olur.bir süre sonra tüm bu sızıntılarda oluşmuş yığına saplanır kalır.

ama tanrı nerededir bu arada oluşan yığıntının içinde midir.dini öğretilerin ibadetolarak adlandırılan uygulamaları ne için yapılır.oruç, namaz gibi ibadetler aslında içe dönme egsersizleri iken sosyal etkinlikler haline gelir.yapmayan ve uymayan o sosyal klubun üyesi olamayacağı için bir de yaptırım zoru çıkar.

tanrıyı yaratanı yada benim tercihimle enerji kaynağını bulmak için içeriye dönmek iç sesimizi dinlemek gerekir.ibadetin anlamıda budur sessizleşmektir.bir şeyi dinlerken duyabilmek için sessiz olmak gerekir.

evrim teorisi,kuantum teorisi,sicim teorisi aslında öyle olduğu düşünülen kimimizin katıldığı kimimizin katılmadığı teorilerdir. bir kalemde katılıyorum yada katılmıyorum demek de güçtür.çünkü anlaşılabilmeleri için konumuzun dışındaki fizik biyoloji gibi alanlarda yapılmış kimi zman anlaşılması güç çalışmaları takip etmek okumak gerekir.doğrudan cevap vermek ezbere olur.yine de konunun uzmanları kadar bu karmaşık teorileri anlayıp değerlendirmemiz zordur.paralel evrenlere inanıyorum desem *gözlemlemem mümkün değildir.anacak yapılan çalışmalara değer verip okuyabilirim.

her makine kapasitesi kadar çalışır.ayarlandığı kadar hassas ölçer.insan zihninin de sonsuz kapasitede olduğunu düşünmek zordur.her şeyi anlayıp kavrayabileceğini de söyleyemeyiz.dolayısıyla pek çok şey gibi evreni yaratan bir enerjinin varlığı kesin olarak yokturda denemez vardır da denemez.eğer böyle bir enerji varsa varolan herşey onun yaşam enerjisinin bir parçasını da üzerinde taşıyor demektir.zaman içinde evrende hiçbirşeyin yok olmadığını ama dönüştüğünü biliyoruz.belki bunu ancak bir sonraki dönüşümümüzde net olarak göreceğiz.