Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > İbrahimi Dinler > İslam

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #21  
Alt 20-04-2010, 01:34
UlulElbab UlulElbab isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 21 Dec 2009
Bulunduğu yer: Micronesia
Mesajlar: 1.406
Standart

frodo´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Sevgili UlulEbsar eğer "eymanu-kum" 'hem Yetimler hemde düşkünler ve zayıflar' ı işaret ediyorsa Nisa 25'i nasıl anlayacağız ?

Sizden özgür kadınlarla evlenmeye güç yetiremiyenler, inanmış yeminlerinizin/anlaşmalarınızın hak sahibi oldukları ile evlensinler. İnancınızı en iyi bilen ALLAH'tır. Birbirinize eşitsiniz. Sahiplerinin izniyle ve uygun şekilde mehirlerini ödeyerek onlarla nikahlanın. İffetli yaşasınlar, zina etmesinler ve gizli dostlar edinmesinler. Evlilik yoluyla özgürlüklerine kavuştuktan sonra zina yaparlarsa, kendilerine özgür kadınlara verilen cezanın yarısı uygulanmalı. Bu, günaha girmekten korkanlarınız içindir. Sabrederseniz sizin için daha iyi. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir

Yani bu yetimler, düşkünler ve zayıflar özgür değiller mi ? E o zaman "sağ elin sahip oldukları" nı cariye olarak çevirenler niye hata yapmışlar ki ?
Saygıdeğer frodo,
Eymanukum kelime anlamı olarak sizinde değindiğiniz gibi sadece İŞARET eder.
Bununla ne demek istiyorum?

Eyman, Yemin kelimesinde gelir,YEMİNLİLER veya SAĞ Elin altındakiler,
derin anlamlar ifade eder...Emanet kelimesi de aynı kökten gelir...
Herşeyden önce bir Sorumluluk ve Saygı gerektirir.
Cümlenin gelişine,Siyak ve Sibak karşılaştırmasına göre yerine göre Yetimleri..
Yerine göre düşkünleri ve yerine görede doğrudan Aile bireylerin tanımlar.
Bu ve daha bir çok anlam ancak cümlenin gelişine bakılarak verilir.

Ayrıca bugünün Arabcası ile 600 lü yılların arabcası aynı anlamlandırmaları taşımayabilir.
Tıpkı türkcede ki y.yıllar içinde ki anlam kaymaları gibi.

Orada sözü edilenin genel manzarasına bakmak zorundayız.

İki ve daha fazla sınıflı toplum mevzu bahis.

Ekonomik Statu olarak özgürlük olduğu gibi Yetimlerin Karar verme özgürlük yaşı(yıl olarak değil yetkinlik olarak) değerlendirilir.

Cariyelik ve kölelik terkedilmesi doğrudan bir emirle değilde Bilinçlendirme ve Zenginlerin ikna edilmesi ile istenen bir meseledir.

Ancak karşı devrimle birlikte mantalite olarak bu anlamlar yüklenmiş ve Kast yapısı sürdürülmüştür.

Köle azad etmenin bir ceza olarak sunulması buna işaret eder.

Allahın Darb-ı mesel olarak iki köle örenekleri vermesi ise Empati uyandırmak içindir.
Alıntı ile Cevapla
  #22  
Alt 20-04-2010, 01:39
UlulElbab UlulElbab isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 21 Dec 2009
Bulunduğu yer: Micronesia
Mesajlar: 1.406
Standart

ulpian´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
sevgili Ulul,

Sizin söylediğiniz doğruysa, şu ayetlerde geçenleri nasıl açıklayacağız?

Eğer ''yalancı Arapların'' cariye olarak çevirdiği sözcükler aslında yetimler anlamına geliyorsa, demek ki Kuran erkeklere kendi himayelerinde bulunan yetimlerle cinsel ilişkiye izim vermiş.



saygılarımla
Sevgili Ulpian,

Sayınfrodoya yazdığım cevapta umarım senin soruna karşılık bazı cümlelerde vardır.
Bu kadar çok ayet üzerinde değilde tek bir ayet üzerinden tartışabiliriz.
Sende benim kadar kuran uzmanısın nasıl olsa..ama nedense sünni bakış açısı ile
seninle tartışmaktan gözüm korktu,beni sindirdin...O nedenle çekinerek görüşlerimi yazdığımı fark ettim...
Seninle tartışmak yol,su ,elektrikli ceza puanı olarak geri dönüyor

Saygılarımla...
Alıntı ile Cevapla
  #23  
Alt 20-04-2010, 01:42
ulpian - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
ulpian ulpian isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 22 Jul 2009
Mesajlar: 4.880

Başarı Ödülü 

Standart

UlulEbsar´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Sevgili Ulpian,

Sayınfrodoya yazdığım cevapta umarım senin soruna karşılık bazı cümlelerde vardır.
Bu kadar çok ayet üzerinde değilde tek bir ayet üzerinden tartışabiliriz.
Sende benim kadar kuran uzmanısın nasıl olsa..ama nedense sünni bakış açısı ile
seninle tartışmaktan gözüm korktu,beni sindirdin...O nedenle çekinerek görüşlerimi yazdığımı fark ettim...
Seninle tartışmak yol,su ,elektrikli ceza puanı olarak geri dönüyor

Saygılarımla...

Son dediğine açıklık getirirsen sevinirim Ulul.

Benimle tartışırken, bana yadığın tez, yorum, itiraz, karşı-argüman, gerekçelerden vs. dolayı ceza gönderdiğimi veya bunlara müdahale ettiğimi ima etmiyorsundur umarım...

Bunu ima etmek istemiş olmasan bile, bu yazdığını o şekilde yorumlayan üyeler olabilir. Açıklık getirirsen sevinirim.

saygılarımla

Konu ulpian tarafından (20-04-2010 Saat 01:50 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #24  
Alt 20-04-2010, 01:57
UlulElbab UlulElbab isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 21 Dec 2009
Bulunduğu yer: Micronesia
Mesajlar: 1.406
Standart

Hayır sevgili ulpian adil bir Mod olduğun ve asla kendi şahsi düşüncelerinle site kurallarını kötüye kullanmadığını söyleyebilirim.

Ben arada böyle Latife yapmak sureti ile seni psikolojik baskıya tabi tutuyorum

Böylece sırf öyle zannetmesinler diye vereceğin cezadan bile vazgeçiyordun.

Tam bir Şark kurnazlığı değil mi?
Alıntı ile Cevapla
  #25  
Alt 20-04-2010, 10:21
Khaos Khaos isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 12 Jun 2009
Mesajlar: 5.554
Standart

sevgili ululelbab
ben istesem de sünni bakış açısına sahip olamam.
fıtratıma aykırı.müslüman iken de mutezili idim.

sanırım sosyalizm ve islam bağlamında kökten söylenmesi gerekenler var.
ekonomik sömürünn engellenmesinden bahseden müslümanlar ne hikmetese zekat ve sadaka bağlamının dışına çıkamıyor.
bakara 219 ve nahl 71 bağlamında zekatı 1/40 olmaktan kurtarabilirsiniz belki.
ancak işaret ettiğim başka bir şey.
kapitalizmin sonuçlarını düzeltebilecek bir iki pansuman tedbirden bahsetmiyorum ki ben.
müslümanlar kapitalist sömürünün mekanizmasını bilmiyor.
çünkü bu mekanizmayı çözümleyen adam marks ve müslümanlar, o adamın bilimsel kimliğine müracaat edemiyor.
edisonun icadı ampulu kullanan müslümanlar, sosyal bilimlerde de bilgiyi öncelelemyi başaramıyor.
kapitalizm das kapital ile çözümlendi.ancak bir tek müslüman ne o çözümden haberdar ne de o çözüme katkıda bulundu.
o çözüm sömürünün mekanizmalarını ortaya koyuyor.o mekanizmaların nasıl ortadan kaldırılabileceğini de ortaya koyuyor.
ancak siz, sadece kapitalizmin kötü sonuçlarını kısmen tolore edebilecek bazı tedbirleri çözüm zannediyorsunuz.
bence başlık burası değil.
önce kapitalizmin ne olduğunu müslümanlar anlamalı.
ondan sonra çözüm üzerinde konuşmalı.
tarım ve ticaretle uğraşan kapitalizme görece son derece geri mekke toplumu üzerinden kapitalizmi çözümleyemezsiniz.zekat yada sadaka sömürüyü ortadan kaldırmıyor ki.
yüzdesi de önemli değil.
üretim araçları üzerindeki mülkiyet nedir ve sonuçları nelerdir.
mesela bu konuda fikriniz nedir.
bunu tartışalım ki, islamın bir çözümü olabilir mi daha açık ortaya çıksın.
siz ululelbab olarak üretim araçları üzerindeki mülkiyet dendiğinde ne anlıyorsunuz.

ihtiyaç sahiplerine sadaka vermek yerine ihtiyaç sahibi olmayan insanlardan oluşan bir toplumun nasıl kurulabileceğine dair bir teziniz var mı.

Konu Khaos tarafından (20-04-2010 Saat 10:30 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #26  
Alt 20-04-2010, 14:15
UlulElbab UlulElbab isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 21 Dec 2009
Bulunduğu yer: Micronesia
Mesajlar: 1.406
Standart

Sevgili Anarchist,

Mutezile akımı akılcılığı ön plana almıştır ve İslam ile Bilimin çelişmediğini ispatlamıştır.Ne kadar müslüman icadı varsa o dönemde ortaya çıkmış ve Batını ilimlerde ilerleme kaydedilmiştir.
Şimdi islam Özel mülküyeti yasaklamaz.
Bu demek ddeğil ki vahşi kapitalizmi hoş görür.Bakınız şimdi ki uygulamalara bakarak yargılarsak,elbette boş sözler etmiş oluruz..
İslamda Kenz kavramı vardır.
Hazine olarak algılansada asıl anlamı Kapitaldir.
İslam Kapitalin tek elde toplanmasını veya Tröstleşmeye gidilmesini engeller ama aynı zamanda Altının atıl kalmasını istemez.
Yastık altında biriktirmeye karşıdır.
Bu konuda biraz daha detaya inmek için süre isteyeceğim.
Das Kapitali yıllar önce Almancasından okumuştum...Ancak günümüz şartlarında Kapitalizm metamorfoza uğramış ve bir Beta bakterisi gibi mevcud Antibiotiklere karşı direnç geliştirmiştir.
Sosyalizmin uygulanabilirliği konusunda ciddi handikaplar var.
Örneğin insanların tenbelleşmesi ve ne diye kendimi yorayım mantığı hakim olmakta buda otoritenin sert önlemler almasını gerektirmektedir.
Sonuş olarak baskıcı bir yönetim kaçınılmaz olmakta.
Ama daha ayrıntılı bir tartışmadan mutlaka çıkaracağı dersler vardır.
Sevgili Sarozda konuya dahil olursa memnun olurum.
Çünkü bu konuda bir başlık açmayı istiyorduk.
Alıntı ile Cevapla
  #27  
Alt 20-04-2010, 15:05
Khaos Khaos isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 12 Jun 2009
Mesajlar: 5.554
Standart

sevgili ululelbab
bu konunun kendi adına bir başlık altında tartışılması teklifiniz çok makul.
bir başlık oluşturalım ve orda devam edelim.
sadece küçük bir saptama ile bu başlık altında bu tartışmaya nokta koyuyorum.
özel mülkiyet ile üretim araçları üzerindeki mülkiyet karıştırılmalarına karşın farklı şeyler.
bunu dikkate alarak konuyu incelerseniz daha doğru bir hazırlık yapmış olursunuz sevgili dostum.
Alıntı ile Cevapla
  #28  
Alt 24-09-2011, 20:54
alpan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
alpan alpan isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 08 Sep 2011
Mesajlar: 334
Standart

ulpian´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
sevgili Ulul,

Sizin söylediğiniz doğruysa, şu ayetlerde geçenleri nasıl açıklayacağız?

Ahzab/50:
Ey Peygamber! Biz sana mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah’ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunan kadınları; seninle beraber hicret eden, amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helâl kıldık.

Ahzab/52:
Bundan sonra, güzellikleri hoşuna gitse bile başka kadınlarla evlenmek, eşlerini boşayıp başka eşler almak sana helâl değildir. Ancak sahip olduğun cariyeler başka. Şüphesiz Allah, her şeyi gözetleyendir.

Nur/58:
Ey iman edenler! Ellerinizin altında bulunanlar (köleleriniz) ve sizden henüz bulûğ çağına ermemiş olanlar, günde üç defa; sabah namazından önce, öğleyin elbiselerinizi çıkardığınız vakit ve yatsı namazından sonra (yanınıza girecekleri zaman) sizden izin istesinler. Bu üç vakit sizin soyunup dökündüğünüz vakitlerdir. Bu vakitlerin dışında (izinsiz girme konusunda) ne size, ne onlara bir günah vardır. Birbirinizin yanına girip çıkabilirsiniz. Allah, âyetlerini size işte böylece açıklar. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.


Mearic/30:
Ancak eşleri, yahut sahip oldukları cariyeleri başka. Çünkü onlar (eşleri ve cariyeleri ile olan ilişkileri konusunda) kınanmazlar.


Eğer ''yalancı Arapların'' cariye olarak çevirdiği sözcükler aslında yetimler anlamına geliyorsa, demek ki Kuran erkeklere kendi himayelerinde bulunan yetimlerle cinsel ilişkiye izim vermiş.

saygılarımla
"Bu da mı gol değil?" ancak bu kadar yakışır bu açıklama ve bilgilendirmeye.
Alıntı ile Cevapla
  #29  
Alt 18-11-2012, 20:54
Jingo Jingo isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Oct 2012
Bulunduğu yer: cehennemin dibi
Mesajlar: 733
Standart

UlulElbab´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster

Sevgili Anarchist,

Mutezile akımı akılcılığı ön plana almıştır ve İslam ile Bilimin çelişmediğini ispatlamıştır.
En iyisi ben konuşmayayım, ayetler konuşsun:

Bakara 259 = Yahut görmedin mi o kimseyi ki, evlerinin duvarları çatıları üzerine çökmüş (alt üst olmuş) bir kasabaya uğradı; "Ölümünden sonra Allah bunları nasıl diriltir acaba!" dedi. Bunun üzerine Allah onu ÖLDÜRÜP YÜZ SENE BIRAKTI; sonra tekrar DİRİLTTİ. Ne kadar kaldın? dedi. "Bir gün yahut daha az" dedi. Allah ona: Hayır, YÜZ SENE KALDIN. Yiyeceğine ve içeceğine bak, henüz BOZULMAMIŞTIR. Eşeğine de bak. Seni insanlara bir ibret kılalım diye (yüz sene ÖLÜ TUTTUK, sonra tekrar DİRİLTTİK). Şimdi sen kemiklere bak, onları nasıl düzenliyor, sonra ona nasıl et giydiriyoruz, dedi. Durum kendisince anlaşılınca: Şimdi iyice biliyorum ki, Allah her şeye kadirdir, dedi.

Kehf 25 = Onlar,mağaralarında ÜÇ YÜZ YIL kadar kaldılar ve DOKUZ YIL da buna ilave etmişlerdir.

Al-i İmran 49 = İsrailoğullarına bir elçi olacak (ve onlara şöyle diyecek: ) Size Rabbinizden bir mucize getirdim: Size ÇAMURDAN BİR KUŞ sureti yapar, ona ÜFLERİM ve Allah’ın izni ile o KUŞ OLUVERİR. Yine Allah’ın izni ile körü ve alacalıyı iyileştirir, ÖLÜLERİ DİRİLTİRİM. Ayrıca evlerinizde ne yeyip ne biriktirdiğinizi size haber veririm. Eğer inanan kimseler iseniz, bunda sizin için bir ibret vardır.

Sonuç: İslam ve Bilim çelişmez...

Sevgiler.
Alıntı ile Cevapla
  #30  
Alt 18-11-2012, 23:33
Neva - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Neva Neva isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 03 Aug 2010
Mesajlar: 14.706

Başarı Ödülü 

Standart

frodo´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Fasil:KUR`AN`IN TERTİBİ BÖLÜMÜKonu:Kur`an`ın Tertibi Ve Cem`iRavi:Zeyd İbnu SabitHadis:Hz. Ebu Bekir (ra), (irtidad edenlere karşı yapılan) Yemame Savaşı sırasında beni çağırttı. Gittim. Yanında Hz. Ömer (ra) oturuyordu. Ebu Bekir bana: "Bak! Ömer bana gelip: "Kurra`nın da katılmış bulunduğu Yemame savaşları şiddetlendi. Ben her yerde kurraları tüketeceğinden, onlarla birlikte Kur`an`nın da çokça zayi olacağından korkuyorum. Bu sebeple Kur`an`ın cemedilmesini emretmeni uygun görüyorum!" dedi. Ben kendisine: "Resulullah`ın yapmadığı bir şeyi nasıl yaparım?" diye cevap verdim. Ancak Ömer (ra): "Bunda hayır var!" diye ısrar etti. Ben her ne kadar bu meseleye yanaşmak istemedi isem de Ömer, taleb ve müracaatlarının peşini bırakmadı. Sonunda Allah, Ömer`de aklını yatırdığı şeye benim de aklımı yatırdı. Ben de meselenin gereğine aynen Ömer gibi inanmaya başladım." Zeyd devamla der ki: "Ebu Bekir (ra) bana yönelerek şunu söyledi: "Sen genç, akıllı bir kimsesin, hiç bir hususta sana karşı bir itimadsızlığımız yok. Üstelik sen Resulullah (sav)`ın vahiy katipliği yaptın, nazil olan vahiyleri yazdın. Şimdi Kur`an`ın peşine düş ve onu cemet!" Zeyd (ra) der ki: "Allah`a yemin olsun, Ebu Bekir bana dağlardan birini taşıma vazifesi verse bu teklif ettiği işten daha ağır gelmezdi. Kendisine itiraz ettim: "Siz, Resulullah (sav)`ın yapmadığı bir şeyi nasıl yaparsınız?" dedim. Ebu Bekir (ra) beni ikna için: "Vallahi bu, hayırlı bir iştir!" dedi, taleb ve müracaatlarının peşini bırakmadı, öyle ki, sonunda Allah, Hz. Ebu Bekr`in aklını yatırdığı gibi bu işe benim aklımı da yatırdı. Artık Kur`an`ın peşine düştüm. Onu kumaş parçaları, hurma yaprakları, düz taş parçaları ve ezberlemiş olanların hafızalarından toplamaya başladım. Tevbe süresinin son kısmını Huzeyme -veya Ebu Huzeyme el-Ensari`nin yanında buldum. Bu kısmı ondan başkasının yanında bulamamıştım. (Cem ettiğim) sahifeler Hz. Ebu Bekir (ra)`in yanında idi. Vefat edinceye kadar da orada kaldı. Sonra Hz. Ömer (ra)`e intikal etti. Allah ruhunu kabzedinceye kadar onun yanında kaldı. Sonra Resulullah`ın zevce-i pakleri Hafsa Bintu Ömer İbni`l-Hattab (ra)`a intikal etti ve onun yanında kaldı."HadisNo:944


Zeyd'in bahsettiği surenin son kısımdan ne anlaşılması gerektiği açık olmasa da tartışma konusu yapılan son iki ayet şunlar :



İlk olarak Reşat Halife tarafından dile getirilen ve Edip Yüksel'in sürdürdüğü iddiaya göre bu iki ayet aslında hadisten başka bir şey değildir. İddia sahipleri Zeyd ibnu Sabit'ten aktarılan hadise dikkat çekmekte ve Kur'anda sadece Allah'ın isimleri arasında kullanılan "rahîm" ve "ra'uf" un bu ayette (128) Muhammed Mustafa için kullanılmış olmasını Kur'an mantığına ters bulmaktadır.

Kur'ana ekleme yapılmış olmasını kesinlikle mümkün görmeyen ehl-i sünnet ekolünün yıldırımlarını üzerine çeken bu iddia oldukça ilginç. Edip Yüksel mealinde bu iki ayete yer vermek istememiş ancak gelen baskılara boyun eğmek zorunda kalarak tartıştığı iki ayeti de meallendirmiş. Ancak zehir-zemberek bir tefsirden de geri durmamış:
Edip Yuksel'in hakli oldugu nokta ayet-hadis, hadis-ayet, ekleme- cikarma-degistirme karisikligi dogrudur. Hadis kulliyatindaki, bazi hadisler vs. aslinda ayet, Kuran'daki bazi ayetler de hadistir.

Ancak soz konusu bu iki ayete iliskin, Edip Yuksel'in bakis acisi sorunludur.

Zira ayette gecen Aziz adi da tanri isimlerinden biridir eger sorun tanrinin isimleri ise.

9/128: Lekad câekum resûlun min enfusikum azîz aleyhi mâ anittum harîsun aleykum bil mu’minîne raûfun rahîm.

Andolsun ki, size kendinizden gayet izzetli bir peygamber geldi; zorlanmanız ona ağır geliyor, üstünüze çokça titriyor; mü'minlere karşı çok şefkatli, çok merhametlidir.



Ve fakat Edip Yuksel ne hikmetse, sadece Rahim ve Rauf'a takilmistir bu ayetlere iliskin.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Başlık Düzenleme Araçları
Stil

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
“Yahudiler Müslümandı” — Edip Yüksel İle Bir Söyleşi... istavrit İslam 6 15-12-2017 14:18
Edip Yüksel : Sahte Ayetler jayjay İslam 24 25-06-2017 10:46
İslami Reform İçin MANİFESTO [Edip YÜKSEL] mehmetsalih İslam 3 21-05-2009 13:39
Ashab-ı kehf ve uydurulmuş mucizeler! ozgur_beyin İslam 9 24-06-2008 16:38
Tevbe edip kurtulabilirsiniz!!! ... SarapTanrisi İslam 38 04-09-2007 22:43

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 04:47 .