*Yazacaklarım Türkler ve Bilim ile ilgilidir, gerisine karışmam!
** Yazdıklarım siliniyor - bu forum da bilgi paylaşımı adı altında Türkler mi aşağılanıyor!!!
Muhterem! Hakiki bilgi ile vuslat gaye ise, aç kulağını ve gözlerini(tercihen kalp) iyi dinle..
Önce izin buyurursan, ileride yaşabileceğin mahçubiyetlerden sakınman için, sana nacizane bir tavsiye de bulunmak isterim. Önemli ve kökü derinlerde ki konular hakkında fikir ve bilgi sahibi olmak istiyorsan, araştırmalarını sadece kitap, gazete, dergi ve internet gibi basit kaynaklarla sınırlandırma. Gerek ülkemizde, gerekse de yurt dışında faliyet gösteren, araştırma yaptığın konuyla ilgili çalışması olan birçok kurum ve kuruluşa, ve de onların eserlerine de bir göz atman, seni, ileride içine düşebileceğin nahoş durumlardan koruyacaktır. Hazır söz araştırma kaynaklarından açılmışken, kütüphaneleri de (ayaklı ve de sabit) hatırlatmakta fayda görüyorum. Yani birazcık etrafına bakacak olursan, sana ulaşan ve senin ulaşabildiklerinden ÇOK daha fazlasının var olduğu, koskocaman br dünya göreceksin.
Bu araştırma kaynakları hakkında konuyu daha fazla uzatmadan asıl konuya gelelim;
Kişi, Türk kaviminin kültürü, bilgisi, birikimi veya dünyaya katkılarından yola çıkarak, bir iki kelam dahi edecek olsa, önce şöyle bir geri durup, okkalı bir DESTUR çekmeli!
Muhterem, portakalın vucuda faydalarından bahsetmiyorsun!! Sen koskoca Türklerden bahsediyorsun, kendine gel!! Senin küçümsediğin öyle bir kavim ki, uzaydan görünen ilk insan yapısı duvarın yapılma sebebi, ataları Asyadan Avrupaya mağaralarda ve dağlarda bulunan 39,000 den fazla damgayı kazıyan soylu bir ırktır. M.Ö. 500'lü yıllarda, Hakkari'ye dedelerinin Bal Ballarını (soylular için yapılan mezar taşı) diken tarih kadar eski bir kavimdir. Genleri, Avrupanın kimi bölgelerinde %98 lere varan oranda benzeşecek kadar yaygın ve baskındır. Sen, yaşadığı onca katliama, entrikaya, talihsizliklere ve doğal afete rağmen, hali hazırda dünyanın 4 bir yanında, 400 küsür milyon insanın, bugün bile bilim adamlarının çözemediği onca sırra haiz olmuş Sümerlerin dilinde bulunan 1000 lerce söz ile benzeşen dili gurur ile kullanan bır ırkın ahvadına laf etmeye kalkıyorsun. Böyle bir kültür, böyle bir ırk, böyle bir tarih hiçbir kavimde yok, SEN NE DİYORSUN? Batılıların, Arapların ve onların yardakçısı tarihçilerin yazdıklarından yola çıkarak, sen bizim Anadoluya 1071 de geldiğimizi mi sanıyorsun, uyan muhterem uyan dünyaya Türkçe bakanların gözünden bakmasını öğren! Bu yakışıksız tavırlarını da, kilimlerimizdeki motiflerin, Asyadan, Amerika kıtasına kadar uzanan geniş bir yelpazede tespit edilip, üzerindekilerin de motif değil, Ön Türklerin damga yazıları olduğunun ispatlandığı bir çağda yapmaya kalkıyorsun ya, en çok da ona yanarım!!!
Hadi bunları bilmiyorsun, hadi kendi kültürünü araştırmıyorsun. Sen ne demeye karşımıza gelip Arap bilim adamlarından, sayılarının çokluğundan ve yaptıkları işlerden dem vurmaya kalkıyorsun. Kendi kültürünü değil, Arabın kültürünü araştırıyorsun. Bari doğru kaynaklardan yola çıksaydın da, bizim bir Farabimizin Arapların onca bilim adamının tozunu attıracağını öğrenmen çok da vaktini almazdı. Aslında bilim dediğin, öyle toz attırmayla olmaz, ben senin kıyaslama yöntemin ile konuştum, bu işin aslı, hocanın yetiştirdiği öğrenciler ve onların yaptıkları ile değerlendirilir. İslam dünyasını yüzyıllar boyunca Avrupa'ya ve dünyanın geri kalan kesmine üstün kılan, Farabi' nin, İslam felsefesini ve batılı felsefeyi hazmettikten sonra sentezlemesi sonucu, bugün için bile geçerli evrensel bir vizyonla hazmı kolay hale getirmesine dayanır. Eskiden ilim insanları, felsefe olmadan ve bilmeden bilim yapmayacak kadar akıllı ve erdemli kişilermiş. Mamafi o dönemin bilim dili Arapça olduğu için, birçok Türk bilim adamı çalışmalarını Arapça yapmış ve öyle yayınlamış. Günümüzün İngilizcesi gibi yani. Ümmet olarak yaşandığı için de, kimse özellikle çıkıp ben Türküm vs. deme ihtiyacı duymamış (eserlerini dikkat incelediğimizde kimlerin Türk olduğunu anlayabiliyoruz). Yaygaracılar ve asalaklar o şundan dı, bu bundan dı diye hönkürmeselerdi, ecdadımızdan şüphemiz olmadığı için bu konu hakkında Osmanlının sonlarına kadar fazla bir araştırma da yapılmamıştır. Gel gelelim senin savunduğun kavmin asalakları, lakabı bile et Türki olan bir bilim adamını dahi kendilerinden bilmeye kalkınca, bizim araştırmacılarımızda devreye girip, gerçekleri bir bir ortaya çıkarmışlardır. Bu durumu daha iyi anlayabilmek için şöyle bir örnek düşünelim; Şimdi AB'ye girsek, hepimiz AB vatandaşıyız birimiz hepimiz, hepimiz birimiz içindir gibi propagandalara kanıp İngilizce yaptığımız yayınlarda Türk olduğumuzu belirten bir ibare kullanmasak, birkaç sene sonra AB dağılıp bundan 1000 sene sonra da İngilizlerin çıkıp bunlar bizim bilim insanımızdı, bizim eserimiz di, bizim katkılarımızdı demesi ile bugün Arapların, Batılıların ve onların yardakçılarının yaptığı şey aynıdır. Yok öyle yağma!! Gerçi hilafete bile altın uğruna ihanet edebilecek kadar kalleş bir kavimden, ne bekliyoruz ki? Biz kendi değerlerimize sahip çıkalım.. Sen de şunu bilesin muhterem, bizleri küçümseyerek savunmaya çalıştığın ırk ne bilim, ne kültür ne de insanlık açısından benim soylu ırkımın tırnağı olamaz, tırnağı!!
Aranızda gerçekten Türkler ve Bilim konusunu merak edenler varsa, Ankara da bir üniversitede tam da bu başlıkta konuşmalar dizisi yürütülmekte, katılmanızı tavsiye ederim. Bu çalışmalar kapsamında, sizlerin burada bahsettiğinden çok daha fazla bilimadamımızın ismi zikrediliyor. Hem sadece isimleri değil, bilim dünyasına katkıları, ürünlerinin kalitesi, içeriği, getirdiği yenilikler ve açtıkları yollar hakkında da kapsamlı bilgi paylaşımı gerçekleşiyor. Taktir edersiniz ki, bilime katkı dediğimiz şey, sadece nicelik hesabıyla değerlendirilemez!!
Bu Çarşamba saat 16:00 da, bizleri Prof. Dr. Yavuz Unat hocamız Mavi Amfide bilgilendirecek
http://117.etu.edu.tr/tvb/
Bu sadece bir üniversitenin bünyesindeki yarı-amatör, gönüllü ve gönülle yürütülen bir çalışmadır. Unutmayın ki, ülkemizin 94 tanesi devlete ait olmak üzere, yukarıdaki dışında 44 tane daha vakıf üniversitesi vardır. Bunların yanısıra, üniversite seviyesinde eğitim veren, 5 tane askeri, 1 tane polis ve 2 tane de özel statülü yüksek öğretim kurumu mevcuttur. Şimdi düşünün bakalım, bu kurumlarda vatanını, milletini seven, ecdadını sayan başka hocalar, başka öğrenciler yok mudur? Eğer varsa, onları kendi özel hayatlarından ayırdıkları bu vakitleri, bu çabaları, bu emekleri karşılıksız ve çoğu zaman laıki ile taktir görmedikleri halde bıkmadan usanmadan vermelerini sağlayan güç nedir? Gazi'nin bahsettiği asil kan olmasın sakın! Zannediyorum ki bu değerli ve fedakar insanlar, hocalarımız, sizin gibi düşünen ve davrananları görüp duysa, o emektar dudaklarından; 'Sen şehit oğlusun, incitme yazıktır atanı!' dizesi dökülürdü!
Yapmayın arkadaşlar, İslamiyet gelene kadar putlara tapan, kız çocuklarını canlı canlı gömen, dünyanın sayılı geri kalmış ırklarından birini, baş tacı yapmayın!! Hem kendinize yazık edersiniz hem de böyle komik durumlara düşersiniz!
Neyse.. daha fazla söz söylemeye gerek yok. Durumumuz çok acıklı ve bir o kadar da açık, kim böyle yüce bir ırkın mirasçısı olup, ırkını hor görüp, gerek kültürel, gerek bilimsel gerekse de insani açıdan çok daha aşağı bir ırkı baş tacı etmek ister ki... bunun sebebi, hepimizin öyle veya böyle kandığı dış kaynaklı/ destekli propandalardır.
Hepinizi araştırmaya davet ediyorum,
Saygılarımla,
Not: Türkiye de Türk insanı, bunca engellemelere ve imkansızlıklara rağmen, askeri techizat, askeri ve sivil yazılım, inşaat sektörü, nanobiyoloji ve kriptoloji alanlarında dünya liderleri ile yarışabilecek duruma gelmiştir.. yarınları düşünün ve bu sizi gururlandırmıyorsa bile ecdadının yolundan gidenlere gölge etmeyin!