Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > İbrahimi Dinler > İslam > Önerdiğimiz Başlıklar

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #31  
Alt 27-02-2007, 00:14
sodomo-- sodomo-- isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 11 Mar 2006
Mesajlar: 1.767
Standart Re: Muhammed'in zevceleri / Ezvâc-ı Tâhirât

16- Ümmü Şerik : Guzeyye b. Cabir'in kızı olduğu islami kaynaklarda yazılıdır. Ümmü Şerik ismi ile çağrılmasının sebebi onun daha önceki evliliğinden Şerik isminde bir oğlu olması. Ahzap 50'nci ayette geçen Muhammed'e kendini hibe eden kadının bu olduğu da (İbn Sad-Tabakat vb.) kaynaklarda yazılıdır. Tabii aslında bu ayette bahsedilen kadının tek bir kadın veya özel olarak bahsedilen herhangi bir kadın olmadığı da açıktır. Bu ayette kendini Muhammed'e hibe edecek herhangi bir kadın sayı sınırlamasına tâbi olmadan bahsedilmektedir. Genel görüş bu hibe eden kadın sayısının 4 olduğu yönündedir. Bunlar Meymune, Zeynep b. Huzeyme, Ümmü Şerik ve Havle b. Hakim'dir.

Bu ismi aynı zamanda İslam'ı yayma konusunda oldukça fazla çaba göstermiş bir Mekekli kadın olarak da görürüz.
Muhammed'in onunla evliliği ile ilgili çeşitli rivayetler vardır, bunlar;

--Muhammed'in onunla evlendikten sonra zifafa girmeden boşadığı S.Ateş
--Muhammed'in onu yaşlı olmasına rağmen güzel olduğu için aldığı Vakidi'de Â
--Muhammed'in önce onunla evlendiği sonrada görmeye gittiği ve yaşlı olduğunu görünce de boşadığı Taberi'de
--Muhammed'in ona evlenme teklif ettiği ama evlenmediği İbn Sad' da
--Muhammed'in onun kendisini hibe etmesinden sonra onunla evlendiği ve zifafa girdiği Diyarbekiri'de

ve daha bir çok kaynakta geçer


17- Kuteyle b. Kays : Eş'as'ın kızkardeşi olarak bahsedilir kaynaklarda. Daha doğrusu Muhammed'in ölümünden kısa bir süre önce  Eş'as kızkardeşini önce Muhammed'e nikahlamış sonrada onu getirmek için Hadramuta gitmiş ama yolda gelirken Muhammed ölmüştür. İlginç olan şu ki, bu kadın daha sonra Ebu Cehil'in oğlu İkrime ile evlenmiş ama halife Ebu Bekir Ahzap suresi 53. ayet gereğince bu evliliğe karşı çıkmış ama Ömer b.Hattab kadının Muhammed ile zifafa girmediğini söyleyerek Ebu Bekir'i ikna etmiştir. Her zaman Muhammed'in evliliğin alâmeti olarak üç kriter tartışılmıştır halifeler döneminde. Bunlar zifaf, peçe ve  nikah dır. Bu önemli bir konu olmuştur çünkü birincisi Muhammed'in zevcelerine onun ölümünden sonra evlilik yasağı vardır (Ahzap 53) ve bunu kontrol edecek olan da halifelerdir. İkincisi Muhammed'in zevcelerine devlet bütçesinden tahsis edilen atıyye (bağış maaş) ile ilgili olarak da önem kazanmıştır bu durum.

Burada ilginç başka bir durum daha vardır. M.Ü. İlahiyat Fak. Prof. Sadrettin Gümüş'ün "Resulullah'ın Aile Hayatı ile ilgili Ayetlerin Toplu Değerlendirilmesi" isimli makalesinde (Hz. Peygamber ve Aile Hayatı-Ensar Neşriyat s.225) Mustaiza isimli bir kadından bahseder. Bu kadın Muhammed'in ölümünden sonra Kuteyle'nin abisi yani Muhammed'e kızkardeşini veren Eş'as ile evlenmiştir. Bu durum Ömer b. Hattab'ı çok öfkelendirmiş ve Ömer b. Hattab her ikisine de recm cezası uygulamak istemiştir ama daha sonra Ömer b. Hattab'a Mustaiza'ya "müminlerin annesi" denilmediği, perde (hicab) arkasına alınmadığı ve Muhammed ile cinsi münasebette bulunmadığı hatırlatılmış, o da recm cezasından vazgeçmiştir.

Görüldüğü gibi Ahzap 53. ayet adeta Muhammed'in eşlerinin başında bir kılıç gibi sallanmıştır.

Muhammed ile yakın akrabalık bağına sahip olanlara onun ölümünden sonra tahsis edilen "atıyye"ler ise "atâ hukuku" adı ile başka bir konuda incelenecektir, bu yüzden burada bu konunun detaylarına girmiyorum.

18-Havle b. Huzeyl: Â Bu kadının da Muhammed ile nikah kıydığı ama zifafa girmeden yolda gelirken vefat ettiği söylenir başta Taberi olmak üzere bütün kaynaklarda. İlginçtir Havle'nin ölümü ile birlikte onun yerine aynı ailden Şeraf b. Halife gönderilir Muhammed'e.

19-Şeraf. b. Halife : Muhammed'in ünlü elçisi Dıhye'nin kızkardeşidir. M. Hamidullah (İslam Peygamberi n. 887)'de şöyle der: Dıhyetu'l Kelbi Resulullah AS'a kızkardeşini eş olarak vermiş, ancak bu hanım henüz Medine'ye varmadan yolda vefat etmiştir. Dıhye bir başka kızkardeşini vermek istediyse de bu kez Resulullah AS onun gelişinden önce son nefesini vermiştir.

M.Hamidullah ( İslam Peygamberi no.1779)'da isim vermeden "Resulullah Dıhye'nin güzelliği ile ün yapmış kızkardeşini nikahlamak istemişti" derken  acaba bu yukarıdaki isimlerden hangisini kastetmiştir, orasını bilmiyorum.

Anlaşılan o ki; bu iki kadın ile zifaf  gerçekleşmeden evlilikler son bulmuştur. Bu anlamda bu iki kadın Muhamed'in "nikahlayıp da birleşemediği kadınlar" grubunda yer alacaktır.

20- Havle b. Hakim : Muhammed'e kendisini (nefsini) hibe eden (Ahzap 50 gereğince) kadınlardan birisi olduğu yönünde neredeyse ittifak vardır. Bu isim ile ilgili oldukça ilginç bir hadis vardır:

"Hz.Urve, Hz. Aişe'den naklediyor: Hz. Aişe buyurmuştur ki: Havle bintu Hakim Resulullah'a kendisi gelip evlenme teklif edenlerdendir. Aişe devamla dedi ki: Ben (kıskançlığın şevkiyle) "Kadın kısmı bir erkeğe evlenme teklifi yapmaktan sıkılmaz mı" diyerek bu şekilde Peygambere teklifte bulunanları kınardım. Ne zaman ki: "Onlarsan kimi dilersen geri bırakır, kimi dilersen yanına alabilrisin. Geri bıraktıklarınndan kimi istersen almakta sana güçlük yoktur... (Ahzab 51) mealindeki ayet nazil oldu kendimi tutamayarak: "Ey Allah'ın Resulü, görüyorum ki, Rabbin seni memnun kılmada gecikmiyor" dedim. [(Buhari, tefsir, Ahzab 7, Hikah 29; Müslim Rıda 49 (1464); Ebu Davud, Nikah 39 (2136); Nesai, Nikah 1, (6,54)]

Tabii burada Prof. İbrahim Canan Hadis Ansiklopedisi C.3.s 77'de "Rabbin seni memnun kılmada gecikmiyor" diye çevirerek adeta bu sözü yumuşatmıştır. Çünkü kendisi s. 79'da bu cümlenin kelime kelime tercüme edilince su-i edeb ifade eden mana çıktığını adeta itiraf etmiştir.

Nedir bu sözün Arapçası ona bakalım: "Mâ erâ (urâ) rabbeke illâ yüsâriu hevâke"

Dikkat ederseniz burada "hevâ" kelimesi geçiyor. Nedir hevâ ? Nefsin arzu ve istekleri
Nefsin arzû ve isteklerine hevâ denmesi, kimde bulunursa onu Cehennem'e düşürdüğü içindir. Hevâ sâhiblerine de ehl-i hevâ denmesi, bunlar Cehennem'e düşeceği içindir. (İmâm-ı Şa'bi)


İşte İbrahim Canan'ın "kelime kelime çevirirsek su-i edep ifade eder" dediği durum bu.

"Hevâ" kelimesi öncelikle "nefsani" arzu ve istekleri idafe eder ve söz konusu konu kendisini Muhammed'e  hibe eden bir kadın ile ilgili ise o zaman bu nefsani isteğin ne olduğu çok rahatlıkla anlaşılabilir. İlginç olan şu ki Ahzap 52 ile Muhammed'İn evlillik sayısına sınır getirilmiştir. Bu ayet indiğinde Muhammed'in 9 eşinin hayatta olduğu söyleniyor..

- "Ey Muhammedi Bundan sonra, sana hiçbir kadın, cariyelerin bir yana, güzelliklerini ne kadar hoşuna giderse gitsin; hiçbirini başka bir eşle değiştirmen helâl değildir. Allah herşeyİ gözetmektedir." (Ahzap 52)


Bu ayetin bir "sınır" koyduğu, bu sınırlama nedeniyle. MuhamÂ*med'in artık o zamanki zevcelerinden başka bir eş alamayacağını hükme bağladığı belirtilir.


Fakat Muhammed'in eş sayısına konan bu sınır Ahzap suresinin 50. ayeti ile kaldırılıyor. Peki nasıl olur ? 52. ayetin hükmü 50. ayet ile kaldırılır derseniz orada da kanıtlarımız şunlar.

Bu ayetteki "sınırlamanın, 50. ayette kaldırıldığı, 52. ayetin, asÂ*lında 50. ayetten önce olduğu da savunulur. (Bkz. Tefsirler, örneğin Râzi, 25/223.)

Kuran'da bir çok böyle ayet vardır. Mushaf sıralamasında sonraki olan bir çok ayet ayet nüzul sıralamasında öncekidir. Yeri gelince bu tip ayetlerden örnekler vereceğim.

Bir diğer kanıtmız ise şu :

Aişe şöyle bir açıklaÂ*ma yapıyor:

- "Peygamber, kendisine kadınlar (sınırsız olarak) helâl kılınmaÂ*dan ölmedi." [(Bkz. Tırmizi, Tefsir, Ahzap (3214); Nesâi, Nikah 2 (6,56)]

İlave olarak :

Prof. İbrahim Canan (Hadis Ansk. Â C.3. s. 83)'de şu açıklamayı yapar: İbnu Ebi Hatim'in, Ümmü Seleme'den yaptığı bir rivayet de bunu teyid eder. Der ki: Resulullah ölmezden önce mahremi olanlar hariç, dilediği kadınla evlenmek kednisine helal kılındı. Bu husus şu ayette açıklandı: "Onlardan dilediğini geriye bırakır, dilediğini de yanına alırsın. Boşadığın hanımlarından arzu ettiğini tekrar yanına almanda, senin üzerine bir günah yoktur..." (Ahzap 51)


İbn Kesir bu ayeti zikrettikten sonra der ki: Bu sonuncu ayet tilavet itibarıyla hemen arkasından gelen ayeti neshetmiştir. Bu mensuh ayet mealen şöyledir: Bundan sonra artık başka kadınlarla evlenmen, elinin altında bulunan cariyeler hariç, güzellikleri hoşuna gitse bile, bunların yerine başka hanımlar alman sana helal değildir. Allah her şeyi gözetler (Ahzap 52)

Bunun bir benzeri de Bakara suresinde geçmiştir. Oradaki iki ayetten önce okunan nesheder ki bu ayetlerden birincisi yani nasih olan şudur :

Bakara 234. Sizden ölenlerin, geride bıraktıkları eşleri, kendi başlarına (evlenmeden) dört ay on gün beklerler. Bekleme müddetlerini bitirdikleri vakit, kendileri hakkında yaptıkları meşru işlerde size bir günah yoktur. Allah yapmakta olduklarınızı bilir.

Neshedilmiş olan mütaakip ayet de şudur :

Bakara 240. Sizden ölüp de (dul) eşler bırakan kimseler, zevcelerinin, evlerinden çıkarılmadan, bir yıla kadar bıraktıkları maldan faydalanmaları hususunda (sağlıklarında) vasiyet etsinler. Eğer o kadınlar, (kendiliklerinden) çıkıp giderlerse, kendileri hakkında yaptıkları meşru şeylerden size bir günah yoktur. Allah azizdir, hakimdir.

Bu sonuncu ayet islamın bidâyetindeki durumu açıklamaktadır. O zaman kocası ölen kadın miras alamaz, yalnız bir yıl kocasının evinde kalırdı ve bu esnada kendisine bakılırdı. Bu durumda iddet de bir yıldı. Kadın bu esnada çeker giderse bakılma hakkını kaybederdi. Bilahire yukarıda bahsettiğimiz Bakara 234. ayet bunu neshetti.

(İbrahim Canan-Hadis Ansiklopedisi C.3 s. 84)

Görüldüğü gibi birbiri ile çelişkili iki ayet mevcut ve bunlardan mushaf sıralamasına göre önce gelen 234. ayetin mushaf sıralamasına göre sonra gelen 240. ayetin hükmünü ortadan kaldırdığı söylenmekte ve bu durumun benzerinin de Ahzap 50-51-52. ayetlerle benzerlik arzettiğini açıklamaktadır İslam uleması.

Devamı gelecek...
Alıntı ile Cevapla
  #32  
Alt 27-02-2007, 00:23
sodomo-- sodomo-- isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 11 Mar 2006
Mesajlar: 1.767
Standart Re: Muhammed'in zevceleri / Ezvâc-ı Tâhirât

----
Alıntı ile Cevapla
  #33  
Alt 27-02-2007, 17:27
vacsmt - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
vacsmt vacsmt isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 16 Feb 2006
Bulunduğu yer: ANKARA
Mesajlar: 341
Standart Re: Muhammed'in zevceleri / Ezvâc-ı Tâhirât

Ya ben ne zaman Muhammed'in eşlerinin çokluğuyla ilgili bir yazı okusam aklıma hemen
bir hadisi gelir.Hadise göre Cebrail tarafından Muhammed'e 40 erkeğin cinsel güçüne
denk bir cinsel güç bahşedilmiştir !Eee tabii şimdi diyorum ki bana da 40 erkeğinkine
denk cinsel kudret verilseydi ben de 15-20 eş bir o kadar da cariye edinirdim kendime !
Burada Muhammed peygambere hakkını teslim etmek gerek !
Alıntı ile Cevapla
  #34  
Alt 02-04-2007, 19:44
commandante commandante isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 28 Nov 2006
Mesajlar: 305
commandante - MSN üzeri Mesaj gönder
Standart muhammedin karıları ve cariyeleri

Muhammed’in birden fazla kadınla evlenmesi Medine dönemine ve yaşlılık günlerine rastlar. Hatice’den sonra, Hicret’e kadar yalnız Zem’a kızı Sevde ile evli kalmıştır. Hatice ile evlendiği sırada kendisi 25 yaşında, o ise 40 yaşında iki kocadan dul kalmış bir kadındı. 15 yıl birlikte yaşadılar. Hatice, Hicret’ten 3 yıl önce 65 yaşında öldü. Peygamberin hayatını evlilikler açısından birkaç dönemde görmek gerekir:

25 yaşına kadar bekâr
25-50 yaş arasında tek evlilik hayatı
50-60 yaş arasında çok evlilik hayatı
60 yaşından sonra hiç evlenmedi

Diğer yapıtlarda ileri sürüldüğüne göre, Muhammed aynı anda 9 kadınla evli olmuş. Taberi gibi bazı tarihçiler, 15 kadınla evli olduğunu söylerler. Bu doğrulanmış değildir. Rivayetlerden şu bilgiler çıkarılabiliyor: Zifaf olduğu 11, olmadığı 2 karısı olmuştur. Bunlara 2 cariyeyi eklersek 15 eder. Prof. Uman’a göre, doğrusunu “Allah bilir”.

Taberi ve başkaları Aişe’den rivayet ederler: “Peygamber evde ne yapardı?” diye sorulmuş. “Sizin yaptığınız gibi” demiş”; “Şunu indirir, bunu kaldırır, ailelerinin işlerini görür, etlerini doğrar, evi süpürür, uşağa yardım eder.” Şöyle bir sözü vardır karılarını döven erkekler için: “Hem karılarını köle gibi döverler, hem de utanmadan onlara sarılır yatarlar.” (Kaynak: Ibni Sa’d, c.8, s.148)

Arkadaşlarından Enes anlatır: “Peygamber 9 ya da 11 karısı varken, günün belirli saatlerinde bütün karılarını dolaşır, hepsi ile cinsel ilişkide bulunurdu”

Enes’e sordular: “Peki, Peygamber buna nasıl güç yetiştiriyordu?”

Enes şöyle dedi: “Biz aramızda, Peygamber’in otuz erkek gücünde olduğunu konuşurduk.” (Kaynak: Buhari, Tecrid/192)

Muhammed, karılarına eşit süre ayırır, aynı gece hepsini dolaşır, sıra kimdeyse onun yanında kalırdı. (Kaynak: Müsned, c.6, s.108)

Yolculuğa çıkmak istediğinde aralarında kura çeker, hangisi çıkmışsa onunla giderdi. Hac için hepsini yanında götürdü. (Kaynak: Ibnü Sa’d, Tabakat)

işte muhammedin karıları

hatice,sevde,aişezeynep,hafsa,ümmü habibe,ümmü seleme,cüveyriye,safiye,Haris’in kızı Meymune Huzeyme kızı Zeynep,marya,reyhane,esma,amre bu kadarcık
http://www.islamiyetgercekleri.org/m...ariyeleri.html

dinlerin olmadığı beyinlerin zehirlenmediği bir dünya için....


http://commandantembaran.blogcu.com
Alıntı ile Cevapla
  #35  
Alt 02-04-2007, 20:03
commandante commandante isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 28 Nov 2006
Mesajlar: 305
commandante - MSN üzeri Mesaj gönder
Standart Re: Muhammed'in zevceleri / Ezvâc-ı Tâhirât

mesajım neden buraya eklendi merak ettim

dinlerin olmadığı beyinlerin zehirlenmediği bir dünya için....


http://commandantembaran.blogcu.com
Alıntı ile Cevapla
  #36  
Alt 13-04-2007, 03:30
InVitatio
Üye Değil
 
Mesajlar: n/a
Standart Re: Muhammed'in zevceleri / Ezvâc-ı Tâhirât

Soru 1: Peygamberimizin Hz. Aişe ile evliliğini diline dolayanlar en çok onun yaşına takılıyorlar. Gerçekten Hz. Aişe annemiz çocuk denecek yaşta mı evlenmişti? Bununla ilgili bizleri bilgilendirirseniz memnun oluruz.


Cevap 1: Hz. Aişe Validemizin doğum tarihiyle ilgili bir takım görüşler ileri sürülmüştür. Bunun sebebi ise o dönemde çocukların doğum tarihine önem verilmez ve tespit edilmezdi. Bilahare çocuk meşhur biri olursa insanlar onun doğum tarihiyle ilgilenir ve tespite çalışırlardı. İşte Hz. Aişe validemiz (r.a) için de böyle olmuştur. O’nun peygamberliğin dördüncü yılında doğduğunu söyleyenler, Mekke döneminin sonunda da Hz. Muhammed (s.a) ile evlendiğini iddia ederek; bu evliliği dokuz yaşında yapılmış gibi göstermeye çalışmışlardır. Bunun doğru olmadığını Hz. Aişe validemizden yapılan bir rivayet ortaya koymaktadır: "Hz. Muhammed henüz Mekke de iken ve bende oynayan bir çocuk iken "onların vadeleri kıyamettir. Kıyamet ne dehşetli ve ne acıdır!" mealindeki (kamer s. 46) ayet inmişti... (Buhari 1.cilt Telifil Kur’an bahsi)" Bu sure Mekke devrinin birinci döneminde(4. yıl) inmiştir. Hz.Aişe validemiz bu sure ve ayetleri net olarak hatırladığına göre yukarıdaki iddianın doğru olması mümkün değildir. Olayları ayrıntılarıyla hatırlayabilmek ve sokakta oynayan bir çocuk olması için en az beş veya altı yaşında(veya daha büyük) olması gerekir. Kamer suresi Mekke devrinin dördüncü yılında indiğine göre dördüncü yılda beş-altı yaşında olunca Hz. Peygamberle evlendiği zaman en az ondört – onbeş yaşında olması gerekir. Bunu doğrulayan bir başka delil ise kız kardeşi Esma’nın durumudur. Kardeşi Esma Abdullah bin Zübeyir’in annesidir. Esma yüz yaşına kadar yaşamış ve Hicretin 73. yılında vefat etmiştir.

Hz. Aişe validemizden on yaş daha büyüktür. Hz. Ebu Bekir (r.a) kızı Esma ve oğlu Abdullah Abdul Uzza’nın kızı Kayleden, Hz. Aişe ile Abdurrahman ise Ümm-i Rümandan doğmuşlardır. Hz. Esma yüz yaşında ve hicri 73. yılda öldüğüne göre hicret esnasında 27 yaşında olması gerekir. Bundan on yaş küçük olan kardeşi Hz. Aişe validemizin de 17 yaşında olması gerekir ki bu da aşağı yukarı Buhari de Hz. Aişe’nin kendi hadisindeki ifadeye uygun düşmektedir. Bu dönemde inen Kur’an sure ve ayetlerini teferruatıyla hatırlayan bir çocuğun en az bu yaşlarda olması gerekir. Buna göre ise peygamberlikten dört yıl önce doğmuş olduğu kesinlik kazanmaktadır. Böyle olmasını gerektiren bir başka sebep ise Hz. Muhammed (a.s) ın eşinin vefatıyla çocuklarının bakıma ihtiyacının olmasıdır. Kızı Fatıma henüz çocuk yaşta ve bu işin üstesinden gelecek durumda değildir. Bu nedenle evini idare edip çocuklarına sahip çıkacak bir eşe ihtiyacı vardır. Dokuz yaşında bir çocuğun bunları yapması mümkün değildir. Ayrıca peygamberimizin kızı Fatıma (r.a) nın peygamberlikten bir yıl önce doğduğu ve hicretin ikinci yılında da Hz. Ali ile evlendirildiği bilinmektedir.

Evlendiklerinde Hz. Ali 21 yaşından biraz büyük Fatıma’nın ise 15 yaşından biraz fazla olduğu bilinmektedir. Hz. Fatımayı Hz. Ali ile evlendirmeden önce Ebu Bekir ve Ömer(R.A) onunla evlenmek için peygamberimizden istemişler, ancak peygamberimiz onlara cevap vermemiş ve Hz. Ali ile evlendirmiştir.
Buradan hareketle şunu söylemek istiyoruz: Bu bölgede ve bu zamanda kız çocukları dokuz yaşında evlenecek çağa geliyor ise niçin peygamberimiz evinde büyüttüğü Ali ile Fatımayı evlendirmek için 15-16 yaşına kadar beklemiştir? Yine dava arkadaşları onunla evlenmek istediklerine göre bu kadar süre (6-7 yıl) niçin beklemiş olsunlar? Hz. Muhammed (a.s) ile kendi kızını dokuz yaşında evlendirmiş olan Hz. Ebu Bekir niçin aynı yaşa gelince bu teklifi Hz. Muhammed (a.s) a yapmadı da yedi yıl bekledi?
Bu noktadan bakıldığında da bu iddianın doğru olması mümkün görünmemektedir. Hz. Aişe validemiz peygamberimizle dokuz yıl beraber yaşamıştır. Onun Kur’an, hadis ve fıkıh ilimlerindeki yerini bütün islam alimleri teslim etmektedir. O devrinin en büyük alimlerini tenkit etmiş, çeşitli konularda fetvalar vermiş, Kur’an’ın ve sünnetin doğru anlaşılması konusunda insanlara önderlik etmiştir. Sünneti Kur’an’la test etmenin ilk örneklerini vermiştir. Bu birikimi henüz çocuk denecek yaşta bir insanın elde etmiş olmasını kabullenmek oldukça zordur. Bu konuyu aydınlatan bir başka rivayette şöyledir:

Hz. Aişe validemiz henüz peygamberimizle evlenmeden önce Cübeyir bin Mut’im ile nişanlanmıştı. Mut’im Hz. Aişeyi oğluna almakla evine müslümanlığı sokacağını düşünerek bu nikahı feshetmişti. Hz. Ebu Bekir (r.a) islamı ilk kabul edenlerden biri olduğuna göre; bu olayın vukuu, islamın alenen duyurulmasından veya şuyu bulmasından önce olması gerekir. İslam alenen açıklanıp müslümanlar Kabe yürüyüşü veya Safa tepesi toplantısından sonra topluma deşifre olduktan sonra Ebu Bekir (r.a) ın müslüman olduğu bilinince kızını almaktan vazgeçmiş olması daha doğru görünmektedir. Bu olayda yine Hz. Aişe’nin peygamberimizle evlenmeden önce evlilik çağına geldiğini ve nişanlandığını göstermektedir. Hz. Aişe validemiz peygamberimizle dokuz yıl evli kalmışlardı. Peygamberimizin vefatı esnasında İse 27 yaşında idi. Peygamberimizden sonra da 48 yıl yaşamış ve hicri 58. yılda ve 74 yaşında vefat etmiştir. Sondan başa doğru gidersek 74 ten 48 i çıkartıp kalandan da evli olduğu yılı çıkartınca evlendiği yaşı bulmuş oluruz. 74 – 48 = 26; 26 – 9 = 17 kalır ki yaklaşık 17 veya 18 yaşında evlendiği gerçeği ortaya çıkar. Bu olayda birkaç yıllık bir yanılma payının olması aklen mümkün iken dokuz yıllık bir yanılmayı akıl asla kabul etmez. Bir insanın yaşının bu kadar önemli olmasının nedeni malum olduğu üzere bir dinin peygamberine uygun olmayan bir işin isnad edilmesidir. Müslümanlar inanırlar ki peygamberler meşruiyetin örneğidir. Onlar bir hata yaparsa Allah onların hatasını düzeltir. Böylece bir dini ilk yaşayan insanın kusursuz olmasını sağlayarak insanlara doğru bir örneklik sunar.

Peygamberimizin gerek ailevi ilişkilerinde, gerekse toplumsal olaylarla ilgili düzeltilmesinin Kur’an da örneklerini de görmekteyiz. (Tahrim 1-5, Abese 1-4 ) gibi. Ancak bu konuyla ilgili hiçbir uyarı söz konusu değildir. Bu bizim için en temel meşruiyet sebebidir. Eğer böyle bir yanlış yapılmış olsa idi Allah asla ihmal etmez elçisini düzeltirdi. Allah'ın doğru bulduğunu kimse yanlış göremez ve diline dolayamaz. Müslümanlar "işittik ve itaat ettik, işittik ve iman ettik" derler ve teslim olurlar. Biz de bu minval üzere teslim olup inanıyoruz ki Allah'ın Rasulü en doğru olanı yapmıştır. Bu ve benzeri olayları diline dolayanlar hep olmuş, kıyamete kadar da olacaktır. Önemli olan inananların bunlara pirim vermemesidir. Siz bunların yanlışlığını yüz defa ispat etseniz, onlar yüz bir defa itiraz ederler. Çünkü onlar sizin inandıklarınıza sizin inandığınız gibi inanmayan insanlardır.



www.iktibas.info/dergi/2004/temmuz/mektup.htm

ben takmiyorum zaten bu hadislere, ama hadis zirvalarina dayanrak peygamberin dokuz yasinda biri ile evlendigini idaa edenlere de hadislere dayali bir cevap vermek gerekir düsüncesi ile iletiyi astim....
muhtemelen bu yukardaki bahsi gecen hadislerin sahih olmadigi söylencektir simdi, ama kime göre hangi hadis sahih veya degil ? .

Konu qw19 tarafından (27-10-2008 Saat 03:47 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #37  
Alt 13-04-2007, 04:26
InVitatio
Üye Değil
 
Mesajlar: n/a
Standart Re: Muhammed'in zevceleri / Ezvâc-ı Tâhirât

ne yazik ki bu hz ayse konusunda vikipedia'da bir makale var ama almanca.......

almanca bilenlere ve ilgilenlere sunulur......


http://de.wikipedia.org/wiki/Aischa_bint_Abi-Bakr
Alıntı ile Cevapla
  #38  
Alt 13-04-2007, 09:07
commandante commandante isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 28 Nov 2006
Mesajlar: 305
commandante - MSN üzeri Mesaj gönder
Standart Re: Muhammed'in zevceleri / Ezvâc-ı Tâhirât

(Yaşı *kesin *olarak *9 *'dur) *Ebu *Bekr'in *kızıdır. *Muhammed *kendisi *ile *nikahlandığında *henüz *6 *yaşındaydı, *zifafa *girdiğinde *ise *9. *Aişe *başlı *başına *ayrı *bir *başlık *konusudur, *bu *liste *içinde *detay *bilgi *vermeyeceğim *ama *bilahire *ayrı *olarak *inceleyeceğim. *Şimdilik *Martin *Kings *(Ebubekir *Siraceddin)'in *Hz. *Muhammed'in *Hayatı *kitabı *s.142'den *bir *ufak *bir *aktarım *yapıyorum *:
*
"Aişe *(r.a.) *şöyle *anlatıyor *: *Ben *arkadaşlarımla *beraber *bebeklerimle *oynardım. *O *sırada *Peyganber *(s.a.v) *gelirdi. *Onu *görünce *arkadaşlarım *kaçışırlardı. *Fakat *Peygamber *(s.a.v) *onları *ben *onlarla *beraber *olmak *istediğim *için *geri *getirirdi. *Bazen *onlar *kaçmaya *fırsat *bulamadan: *"Olduğunuz *yerde *kalın" *derdi. *Çocukları *sevdiği *ve *kızlarıyla *oynamaya *alışık *olduğu *için *bazen *onlara *katılıp *oyun *oynardı. *Oyuncakların *ve *bebeklerin *bir *çok *rolleri *vardı. *Aişe *(r.a.) *şöyle *diyor: *Bir *gün *ben *oyuncaklarımla *oynarken *Peygamber *(s.a.v) *içeri *girdi *ve *: *"Ey *Aişe *bu *hangi *oyun *?" *dedi. *Ben *"Süleyman'ın *atları" *dedim. *O *da *bana *güldü. *Fakat *bazen *geldiğinde *onları *rahatsız *etmemek *için *cübbesine *bürünür *beklerdi."

dinlerin olmadığı beyinlerin zehirlenmediği bir dünya için....


http://commandantembaran.blogcu.com
Alıntı ile Cevapla
  #39  
Alt 13-04-2007, 10:26
NEbukadnezzar NEbukadnezzar isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 19 Feb 2007
Bulunduğu yer: Karadeniz
Mesajlar: 28
Standart Re: Muhammed'in zevceleri / Ezvâc-ı Tâhirât

(Yaşı *kesin *olarak *9 *'dur) * * *abi ne saçma *bir düşünce 9 ya da 6 yaşında *bır *çoçukla evlenen bır *ınsanın anlattıklarına *kım *ınanır ?
Alıntı ile Cevapla
  #40  
Alt 13-04-2007, 11:14
InVitatio
Üye Değil
 
Mesajlar: n/a
Standart Re: Muhammed'in zevceleri / Ezvâc-ı Tâhirât


arkdaslar neye göre kesin olarak 9dur ?
türkleri öldürün diyen buhariye göre mi ?
hani kendi ön yargilarinizi manifesto etmek icin mi siz bu hadislere takiyorsunuz?

bakin yukardaki ileti'de dokuz yasinda olamayacagi yaziyor,
yani oradaki bilgilerden de sonucta bir hadis'den
ama hangi gerekce ile yok o sahih degil bu hadis sahih denilebiliyor ?
gerekce kendi "egolarinizi tatmin" etmek olmasin ?
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 23:49 .