Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > İbrahimi Dinler > İslam

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #171  
Alt 23-01-2010, 00:44
Psiko Psiko isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 16 May 2008
Mesajlar: 2.222
Standart

evrensel-insan´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster

Buradaki savununun icerigi, avukat temelli degildir.
Sen nasil bir bahai sen, bende oyle bir evrensel insanim.

İşte budur sevgili evrensel hocam.
M.F.Ö dan "BEN neymişim be abi" şarkısına gerek yok diyorum ben de

Kendin için istemediğini,başkaları için de isteme.
Alıntı ile Cevapla
  #172  
Alt 23-01-2010, 00:52
evrensel-insan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
evrensel-insan evrensel-insan isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 08 Mar 2008
Bulunduğu yer: Londra
Mesajlar: 22.832
evrensel-insan - MSN üzeri Mesaj gönder
Standart

Saygideger psiko;

M.F.Ö dan "BEN neymişim be abi" şarkısına gerek yok diyorum ben de -psiko-

Burayi aciklarsan, algilayabilirim. Cunku neyi ima ettigin bana gore acik degil.

Ustelik insaf, her mesajimin altinda zaten ismim var.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Evrensel-Insan - Yapılandırmacı Epistemoloji/Bilişsel Bilim/Qua Felsefesi/Serbest Düşünce/Devrimci Sorgulama/Zihinsel Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
Alıntı ile Cevapla
  #173  
Alt 23-01-2010, 01:04
evrensel-insan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
evrensel-insan evrensel-insan isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 08 Mar 2008
Bulunduğu yer: Londra
Mesajlar: 22.832
evrensel-insan - MSN üzeri Mesaj gönder
Standart

Saygideger psiko;

Benim de yaptigim, herkes gibi bilgi ve birikimimi, bilincime bagli olarak ortaya koyusumdur. Bunu, sen M.F.Ö dan "BEN neymişim be abi" şarkısına gerek yok diyorum ben de -psiko- boyle algiliyorsan, vallahi bilemem.

Cunku ben kimsenin kendi bilgi ve birikimini ortaya koyusunu, senin gibi degerlendirmem. Bir bilgi alis verisi olarak degerlendiririm.

Bu ara da "Mutfak ta biri mi var?"

Saygilarimla;
evrensel-insan

Evrensel-Insan - Yapılandırmacı Epistemoloji/Bilişsel Bilim/Qua Felsefesi/Serbest Düşünce/Devrimci Sorgulama/Zihinsel Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
Alıntı ile Cevapla
  #174  
Alt 23-01-2010, 06:08
paslıçivi paslıçivi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 07 Feb 2009
Mesajlar: 3.080
Standart

Tekrar ediyorum ben tüm benliğimle Evrenleri yokluktan vareden Rabbime,
yani Efendim Allah inanıyorum.
O ki Sevginin kaynağı Vedud olandır.O Varoluştur Zaten.
Belirli aralıklarla Elçiler gönderir ve Haber verir...
O dilediğini SEÇER ve mesajını tüm insanlığa iletir.

Onun Vechi(yüzü),Sevgi/Işığın kaynağıdır ve o ZamANı yaratandır.
Ancak Onun için ZamAN yoktur,AN vardır...Bununla birlikte O AN'a da tabi değildir.
Onun dışında herşey bir Gölgeden ibarettir...Işık olmadan Gölgenin de bir anlamı yoktur.
sevgili ululelbab..

bu sizin inancınız.. yani sizin bireysel gerçekliğiniz.. yani aklınızın teslim olduğu yer.. ve benim yapabileceğim tek şey bir insan olduğunuz için sizin inancınıza saygı duymak.. ama kişisel amacım olarak da bu inanç denen kavramın bir sonraki nesillere aktarılmasını önlemek, bu konuda gayret göstermektir..

İnsanların sorumsuz olduğu konusunda sana katılmıyorum...akıl ego üstünde bir kamçıdır.. Araştırma ve BİLME şansı vardır.Başını kuma sokması onu sorumluluklarından kurtarmaz.
Sahte Dinlerde mazeret sayılamaz.Yeterince ÇELİŞKİ sunuyorlar...
Bunları görmelerine rağmen üstelik VİCDANları onları çağırmasına rağmen
harekete geçmeyen yahut ilk bulduğu limana sığınan ve diğerlerine küfreden insan sorumluluktan kurtulamaz.
sizin akıl dediğiniz şey; size yüklenen bilgilerin/öğretilerin harmanlanıp, sentezlenmesi ve analiz sonucu bir mantık kurmanızdır.. ve siz o mantığı her zaman size yüklenen datalar/zihin/hafıza içinden yapabilirsiniz ancak.. sizin dogmanız islam olduğu için varolan bu dogmayı/zihni formatlamadığınız sürece aklınızı ne kadar kullanırsanız kullanın varacağınız nihai sonuç tek bir yaratandır.. yani sizin deyiminizle allahtır.. varoluş akılla okunmaz, akılla okunursa herkes tilkinin dönüp dolaşacağı yer olan kürkçü dükkanına döner..

varoluşu okumak istiyorsan 6 yaşından önceki o safbilincine, zihinsizlik durumuna erişmen gerekiyor.. oraya erişmediğin sürece aklımı kullanıyorum dediğin şey, sadece sana yüklenenleri analiz etmekten başka bir şey değildir.. ataların iyi niyetle sana bir zihin/hafıza yüklüyorlar.. bunlar senin atomlarına elektronlarına quarklarına kadar işliyor, artık bundan kurtuluş yok.. artık sen osun.. sen atalarının bir ürünü, bir kurbanısın..

ataların sana evrenin sonradan yaratıldığını yüklemişler, yani hiçlikten varlığa geçildiğini... ve bu bir bilgi değil inançtır.. ama sen bunu bir inanç/olasılık olarak değil bir gerçeklik olarak algılarsın.. oysa evrenin kadim olduğu mu(yani zamanda bir başı bir sonu olmaması) ya da sonradanmı yaratıldığını bilmiyoruz.. senin zihnine sonradan yaratıldığı yüklendiği için sen bunu sabitlersin ve bildiğini zannedersin.. o yüzden istediğin kadar dinlerden özgürleş, aklını kullanrak ulaşacağın sonuç o evrenin sonradan yaratıldığı öğreti kırıntısı eşliğinde bir yaratıcıya varmak olacaktır.. başka bir sonuca götürmez seni aklın.. çünkü sen özgür bilincini kullanmıyorsun..

oysa sen bugün uzakdoğuda dünyaya gelmiş olsyadın sana evrenin sonradan yaratıldığı değil kadim olduğu yani ezeli olduğu öğretisi yüklenecekti ve sen yine bu öğretiye format atmadığın sürece aklını istediğin kadar zorla bir yaratıcıya ulaşman imkansız olacaktı.. yaratıcı fikrini bir türlü algılayamacaktın ve kabul edemeycektin... şu anki zihinle yaratıcısız bir evreni kabul edemediğin gibi...

başını kuma sokması onu sorumluluktan kurtarmaz diyorsun.. o kişi kendi benliğiyle başını kuma sokmuyor ki.. ataları yapıyor bu işi.. ve işin en acı tarafı kişi başının kuma gömülü olduğunun farkında bile değil.. senin şu anki durumunun farkında olmadığın gibi.. kişi başını dışarda özgür olarak algılıyor, yani benim tabirimle ayakta derin uykuda güzel bir rüya görüyor sadece..

bir isevinin isa'yı rab olarak görmesi, bir budistin yaratıcı tanrı kavramını algılayamayıp buddha'nın bu dünyaya gelmiş en kutsal kişi olarak görmesi, bir müslümanın muhammed'i tanrının son elçisi olarak görmesi veya bir hindunun çoklu tanrı sistemi ve karma yaşama inanması onun bir suçu/hatası/kusuru değildir.. çünkü uyuyan bir insanın rüya görmesine kızamazsın, eleştiremezsin veya uykuda oraya buraya dönüp arada bir yellenmesine herhangibir lafın olamaz.. çünkü kişinin bilinci kapalı.. bilinci kapalı bir insanı hiçbir şeyden sorumlu tutamazsın..

senin için nasıl herşeyi yoktan vareden allah bir gerçeklik ise, bir isevi için de isa'nın tanrı olması, bir budist için budha'nın en kutsal tanrısal kişi olduğu, bir musevi için musa'nın tanrının tek elçisi olduğu bir gerçekliktir..

inanç işte bu kadar derin bir uyku hali, bilinç düşüklüğü verir insanoğluna.. inanç demek aklının teslim olması demektir.. ulaştığın sonucu bir olasılık olarak değil bir gerçeklikmiş gibi algılarsın.. bu uykuda rüya görürken gördüğün şeyin bir rüya oluğunu farkedememenle birebir aynıdır.. ancak sabah uyandığında gece gördüğün şeyin bir rüya olduğunun farkındalığına erişirsin.. işte sana tüm bunları yaptıran egodur.. seni uyutan o sahtebenliğindir.. çünkü senin mutlu olman gerekiyor, bilmediğin şeyleri bildiğini zannetmen gerekiyor.. aksi halde aklı/düşünceyi sabitlemediğin için duyguyu dengeleyemeyip mutsuzluğa düşer, büyük bir kaosun içinde bulursun kendini.. ya aklını yitirip deli olursun ya da duygulanmadaki mutluluğu yitirip depresyona girerek yaşamına kendi ellerinle son verirsin..

varoluş tüm bunlara izin vermemek için seni bir rüyada yaşatmak zorundadır.. sana bir uyuşturucu/inanç vermek zorundadır.. bu uyuşturucunun ne olduğunun hiç bir önemi yoktur..ister allaha inan, ister budhaya ister ineği kutsal say, ister cennet cehenneme inan ister yeniden doğuma istaer karma yaşamlara.. yeterki bir şeye inan..

önemli olduğu tek ortak nokta; senin varoluşu bilmediğin halde bildiğini zannetme yanılgısıyla seni mutlu edip yaşamda kalarak soyunu devam ettirmek üzere kurgulanmıştır herşey..

Çıplak gerçeği tüm insanların görmesi gerektiğini böylece BİLİMSEL olacağını aksi takdirde Subjektif olacağını söylüyorsunuz...
Ama diğerlerinin Aklını kullanmaması sizin veya benim suçum değil ki?
Böyle bir beklenti içine girmek büyük bir yanılgı.
Ayrıca BİLİMSELLİK konusunda da bir sorun var...
Bilimin -şimdilik-açıklayamamış olması sizin veya benim suçum değil ki?
Siz Bugünün BİLİM seviyesine bakarak karar veriyorsunuz.
Yarın Bilimin geleceği seviyeyi bilmiyorsunuz.
siz yarın bilimin geleceği seviyeyi biliyor musunuz.. ya bilim evrenin sonradan yaratılmadığını kanıtlarsa ne olacak.. ya gerçekten hindular haklı da çoklu bir tanrı sistemi varsa ne olacak.. ya da gerçekten isa tanrının yeryüzünde şekil almış hali ise ne olacak.. ya da gerçekten budistlerin inandığı gibi bir yaratıcı olmayıp ölümden sonra yeniden doğumlar varsa ne olacak... evet sevgili ululelbab, bunlardan hangisi sizce doğru veya mutlak gerçek.. bunu bilebilirmiyiz ya da sizin kişisel aklınızın teslim olduğu nokta gibi herkes kendi kişisel aklının sonlandığı noktayı gerçeklik olarak görmeye devam ederse insanlık nasıl huzur ve barış içinde yaşayabilecek..

mutlak gerçeği bilebilir miyiz, tabii ki hayır.. ama bilememek günümüz insanoğlunun kabuledebileceği bir bilinç aşaması değil henüz.. inanç dediğimiz arageçiş formunu kullanmak zorunda gerçek insan ortaya çıkana kadar.. burda bir süspansiyon gibi kullandığın inancının ne olduğu da hiç önemli değil.. çünkü bilmediğin bir şeyi ildiğin zannetme yanılgısında derin uykuda bir rüya görüyorsun sadece o kadar.. diğer tüm dünya inanırları gibi..

ATALARI uyarılmamış bir Toplum sorumsuz olabilir...ama uyarılmış olan ve Akıl
sahibi her insan sorumludur.
tüm kainatı/evreni yoktan varetmeye ve herşeyi gücü yeten bir irade/güç/tanrı niçin bazı insanların atalarını uyarmamış olabilir sence.. doğuya peygamber göndermeyi unutmuşmudur yoksa zaten onlar adam olmaz deyip ayrımcılık/bölücülük mü yapmıştır.. ya da üşenmiş midir, amaan yeterince gönderdim işte, bilenler bilmeyenlere anlatsın kardeşim mi demiştir.. nasıl bir tanrıdır ki bu bir satandardı tutturamayıp zamana ve mekana sıkışmış olarak kalmıştır..

şayet insanoğlunun algıladığı tarzda tanrı/tanrılar varsa ben onları bizim horoz dövüştürücülerine benzetiyorum.. her tanrı bir grup insana bir uyarıcı/öğretici göndermiş ve bu uyarıcıların hiçbiri birbirini sevmiyor ve karalıyor.. o yüzden insanlık arasında büyük bir kaos/bölücülük yaratarak birbiriyle savaştırıyor dövüştürüyor.. ve aynı horoz dövüştürücüleri gibi yarattığı bu vahşice ortamdan büyük keyif alıyor.. gariban horozlar da sahiplerine yaranmak için arena da birbirleriyle öldüresiye dövüşüyorlar.. bugünkü dünyamız tablosu birebir bu horoz döğüşü gibidir.. sanırım tanrı ya da tanrılar da bu horoz grupları üzerinden bahis oynuyorlardır..

paslıçivi o tanrı/tanrıları gagalayıp tetanoz yapıp yoketmek için burda.. artık bıraksınlar şu horozları da, horoz gibi yaşayıp keyfimizi sürelim.. değil mi ama...



Konu paslıçivi tarafından (23-01-2010 Saat 06:18 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #175  
Alt 23-01-2010, 06:32
paslıçivi paslıçivi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 07 Feb 2009
Mesajlar: 3.080
Standart

son olarak;
insan denen canlı; varoluş(Allah) karşısında çok ama çok çaresiz ama bir o kadar da bunun farkında olmayan bir canlı türüdür sadece..
Bir o kadar nankör ve küstahtır insan.
bakın inancın insanlar arasında nasıl bir bölücülük düşmanlık yaptığını kendi ağzınızla dile getiriyorsunuz.. sizin inacınızı/rüyanızı/gerçekliğinizi kabul etmeyenler nankör ve küstah oldular.. oysa onlar sadece senin gibi kendi rüyalarında yaşayan insanlar, onların tek farkı farklı bir rüya görüyor olmaları.. herkesin rüyası kendisine gerçektir sevgili ululelbab..

senin inancına inanmayan insanlara nankör ve küstah diyemezsin.. sen farkındalık agnostizm düzeylerini yaşamamışsın, sadece yaşadığını zannediyorsun.. farkındalık deiğim şey yerçekiminden kurtulup uzaydaki boşluğa geçemk gibi birşeydir.. sen gerisin geriye dibe çakılmışsın.. ama yine söylüyorum bu senin kusurun/hatan değil.. uyanmadığın sürece de hiçbir şeyden sorumlu değilsin.. gerçekten uyandığında da sorumlu/yükümlü olacağın hiçbir şey yapamayacağını farkedeceksin..


Alıntı ile Cevapla
  #176  
Alt 23-01-2010, 16:18
UlulElbab UlulElbab isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 21 Dec 2009
Bulunduğu yer: Micronesia
Mesajlar: 1.406
Standart

paslıçivi´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
bakın inancın insanlar arasında nasıl bir bölücülük düşmanlık yaptığını kendi ağzınızla dile getiriyorsunuz.. sizin inacınızı/rüyanızı/gerçekliğinizi kabul etmeyenler nankör ve küstah oldular.. oysa onlar sadece senin gibi kendi rüyalarında yaşayan insanlar, onların tek farkı farklı bir rüya görüyor olmaları.. herkesin rüyası kendisine gerçektir sevgili ululelbab..

senin inancına inanmayan insanlara nankör ve küstah diyemezsin.. sen farkındalık agnostizm düzeylerini yaşamamışsın, sadece yaşadığını zannediyorsun.. farkındalık deiğim şey yerçekiminden kurtulup uzaydaki boşluğa geçemk gibi birşeydir.. sen gerisin geriye dibe çakılmışsın.. ama yine söylüyorum bu senin kusurun/hatan değil.. uyanmadığın sürece de hiçbir şeyden sorumlu değilsin.. gerçekten uyandığında da sorumlu/yükümlü olacağın hiçbir şey yapamayacağını farkedeceksin..

Sevgili Paslıçivi,

Aslında bu saatte cevap yazmamın bir anlamı yok,zira sen sabah meditasyonundan sonra PC başına geçiyorsun...
Ama içimden geldi yazayım dedim,

Ben Allah dedim diye nasılda hemen yanlış anlıyorsun?

Sende biliyorsun ki ;nankör ve küstah olan nefsdir/egodur

İnsanın özü güzeldir sevgili paslıçivi...Biz insanı severiz Varoluştan ötürü...

Değerli paslıçivi,senin paslı kısmın Buzdağının görünen kısmı...biz senin paslı olmayan ışıl ışıl kısmınıda görüyoruz...
paslıçivi´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster

paslıçivi o tanrı/tanrıları gagalayıp tetanoz yapıp yoketmek için burda.. artık bıraksınlar şu horozları da, horoz gibi yaşayıp keyfimizi sürelim.. değil mi ama...

Sevgili dostum paslıçivi ;sen bir kez çıkarken yumurtayı gagladın,o zaman civcivdin...Daha fazla gagalayacağın birşey yok...


Kuran-ı Kerim » 31 / LOKMÂN 16-18
'Sevgili oğlum, hardal tanesi ağırlığınca bir şey, ister bir kayanın içinde bulunsun, ister göklerde veya yerde olsun, ALLAH onu getirir. ALLAH Latiftir, Haberdardır.
Büyüklük taslayarak halkı küçümseme, yeryüzünde de böbürlenerek dolaşma. ALLAH kendini beğenip övüneni sevmez.

Kuran-ı Kerim » 41 / FUSSİLET 33- 34
ALLAH'a çağıran, erdemli davranan ve 'Ben teslim olanlardanım,' diyenden daha güzel sözlü kim olabilir?
İyilik ile kötülük bir olmaz. Sen en iyi bir biçimde karşılık ver. O zaman, aranızda düşmanlık bulunan kişi belki en iyi dostun oluverir.
paslıçivi´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
bir isevinin isa'yı rab olarak görmesi, bir budistin yaratıcı tanrı kavramını algılayamayıp buddha'nın bu dünyaya gelmiş en kutsal kişi olarak görmesi, bir müslümanın muhammed'i tanrının son elçisi olarak görmesi veya bir hindunun çoklu tanrı sistemi ve karma yaşama inanması onun bir suçu/hatası/kusuru değildir.. çünkü uyuyan bir insanın rüya görmesine kızamazsın, eleştiremezsin veya uykuda oraya buraya dönüp arada bir yellenmesine herhangibir lafın olamaz.. çünkü kişinin bilinci kapalı.. bilinci kapalı bir insanı hiçbir şeyden sorumlu tutamazsın..

senin için nasıl herşeyi yoktan vareden allah bir gerçeklik ise, bir isevi için de isa'nın tanrı olması, bir budist için budha'nın en kutsal tanrısal kişi olduğu, bir musevi için musa'nın tanrının tek elçisi olduğu bir gerçekliktir.
Ben aynı anda hem iseviyim hem museviyim hemde budistim sevgili dost.

Ve yine ben Hanifim Yüzümü dosdoğru alemlerin Rabbine çevirdim...

Ben Bahaiyim.

Ve işte tekrar ediyorum VAROLUŞ Allahtır.

ve ben varoluşla bütünleştiğiim an ne Hanifim,ne isevi...ne musevi nede bahai

ne yerdeyim ne gökteyim...

Evrenle bütünleşmekten bahsediyorum.


Anlatamıyorum ki..Sen hergün önünden geçtiğin Adresi arıyorsun...

Bazı şeylerde açıktan konuşulmuyor...

Sevgi ile...
Alıntı ile Cevapla
  #177  
Alt 24-01-2010, 06:17
paslıçivi paslıçivi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 07 Feb 2009
Mesajlar: 3.080
Standart

Aslında bu saatte cevap yazmamın bir anlamı yok,zira sen sabah meditasyonundan sonra PC başına geçiyorsun...
Ama içimden geldi yazayım dedim,
sevgili ululelbab.. ben meditayonla cevizin kabuğunu kırıp içindeki meyveye ulaşmışım.. bırakmırmıyım artık o meyveyi lezzeti.. farkındalık bu dünyada bir insanın yaşayabileceği en büyük haz.. buna ulaşmadan da ben nekadar anlatsam bir insan bunu kişisel deneyimlemediği sürece kavraması imkansızdır zaten.. tüm bilinç evrelerinden geçtiğimi söylemiştim size.. şu anki yakaladığım tatmini bırakmak zaten benim elimde olan bir şey değil.. sonuç itibariyle ben de bir insanım, ben de varoluş karşısında sadece kimyama hükmedebildiğim kadar özgürüm.. nörofizyolojik kimyama hükmetmenin bittiği yerde ben de varoluşun aciz bir kölesi, robotuyum sadece..

Sevgili dostum paslıçivi ;sen bir kez çıkarken yumurtayı gagladın,o zaman civcivdin...Daha fazla gagalayacağın birşey yok...


Kuran-ı Kerim » 31 / LOKMÂN 16-18
'Sevgili oğlum, hardal tanesi ağırlığınca bir şey, ister bir kayanın içinde bulunsun, ister göklerde veya yerde olsun, ALLAH onu getirir. ALLAH Latiftir, Haberdardır.
Büyüklük taslayarak halkı küçümseme, yeryüzünde de böbürlenerek dolaşma. ALLAH kendini beğenip övüneni sevmez.

Kuran-ı Kerim » 41 / FUSSİLET 33- 34
ALLAH'a çağıran, erdemli davranan ve 'Ben teslim olanlardanım,' diyenden daha güzel sözlü kim olabilir?
İyilik ile kötülük bir olmaz. Sen en iyi bir biçimde karşılık ver. O zaman, aranızda düşmanlık bulunan kişi belki en iyi dostun oluverir.
muhammed özüne inip aydınlanmış bir insandır.. çok güzel öğretileri vardır her batının peygamberi/doğunun mistiği gibi.. zaten tüm yol göstericilerde temelde iyiyi/doğruyu/güzeli emretmişlerdir.. ama her insan ayrı bir dünyadır, her insanın yaşadıkları farklıdır, her insanın özüne inerken biraz atalarının öğreti kırıntıları varıdr..

benim gözümde bu dünyada özüne en fazla yaklaşmış iki kişi vardır.. biri İsa diğeri Buddha'dır.. bu kişiler aydınlanmanın farkındalığın etkisiyle vicdanları zirve yapıp sevgiyi taşımışlar, öğretmişlerdir insanlığa.. ama sonuçta her ikisi de coğrafyalarındaki kendinden önce aydınlanan insanların öğretileri etkisinde kalmışlardır ama bunları farklı dile getirmişlerdir.. İsa'nın ikili yaşamdaki cennet cehennemi ve tanrısıyla kendi dogması museviliği arasında dağlar kadar fark vardır.. İsa ölürken bile hala bir museviydi.. Buddha da çoklu yaşam içinden kendine ait yeniden doğumlara ulaşmıştır.. eski dünyanın batılı aydınları tanrıyı ve ikili yaşama ulaşırken doğulu aydınları tanrısızlığa çok tanrıya ve çoklu yaşamlara ulaşamışlardır.. ve binlerce yıldır milyarlarca alt bilinç insana klavuz olup yön verip öğretici olmuşlardır..

insan denen canlı türü dünyaya geldiği zaman ve coğrafyanın öğreticilerinin öğretileriyle yetiştirilir yoğurulur.. o yüzden insan biyolojik bir robottan başka bir şey değildir.. o biyolojik robotluktan çıkman için senin anne karnından doğduğun andaki saflığa temizliğe ulaşman gerekiyor.. oraya ulaşmadığın sürece yani saf/arı/birey/evrensel bir canlı olmadığı sürece daha önceki atalarının basit bir ürünü altbilinç olarak yaşamak zorundasın zaten.. sana hangi program yüklendiyse artık senin gerçekliğin odur.. bu söylediklerime peygamber/mistik dediğimiz kişiler de dahildir.. Buddha hindistanda değilde batıda dünyaya gelseydi bir İsa olacaktı, İsa batı da değil de hindistanda dünyaya gelseydi bir Buddha olacaktı..

Ben aynı anda hem iseviyim hem museviyim hemde budistim sevgili dost.

Ve yine ben Hanifim Yüzümü dosdoğru alemlerin Rabbine çevirdim...

Ben Bahaiyim.

Ve işte tekrar ediyorum VAROLUŞ Allahtır.

ve ben varoluşla bütünleştiğiim an ne Hanifim,ne isevi...ne musevi nede bahai

ne yerdeyim ne gökteyim...

Evrenle bütünleşmekten bahsediyorum.
bu güzel..

bunlara ilaveten ben de hem ateistim hem deistim hem de panteistim.. çünkü hepsi insan ve hepsinin bir aklı yüreği var.. ve bu akıl yürek onların sahtebenliklerinin köleliği altında, onların yapabileceği bir şey yok.. onlar merkezinde değil çeperinde yaşıyorlar.. ve bu kesinlikle onların bir suçu/kusuru/hatası değil.. insan özüne inmediği sürece bir şeye inanmak zorundadır zaten.. ve inanacağı şeyi o çağırmaz, o şey öteden dışardan gelir ona.. herşey insandır ve insanda başlayıp insanda biter.. insanlık inanç(hangisi olduğu hiç önemli değil) kavramından kurtulup aydınlandığı/uyandığı gün ancak kurtuluşa erip bu dünyaya cenneti getirecektir.. günümüz dünyasında şimdiye kadar yaşanılanlar bir cehennemden başka bir şey değildir..


Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Aslinda Kimse Calismiyormus! evrensel-insan Konu-dışı 15 18-08-2010 19:04
Kimse var mi? Imza kampanyamiza davetlisiniz AZKOB Politika 0 19-02-2009 18:34
Hiç kimse duymak istemeyen kadar sağır değildir karadenizli Konu-dışı 58 24-11-2008 20:02
Kimse vermediyse bu Akp'ye oyu kim verdi volkantr Politika 7 07-09-2008 14:14

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 09:34 .