demirefe
03-06-2009, 23:48
Ne zaman bir katliam haberi duysak yafta hazırdır: "İnançsızlıktan oluyor bunlar. Allah korkusu olan insan, insan öldüremez."
En derin yanılgılar, en uzun sürenlermiş. Gerçekten dogmalar binlerce yıl sürmüş olunca, izleri de öyle kolay kolay zihinlerden silinmiyor. Acaba gerçekten böyle mi? Allah korkusu psikopatları durdurabilir mi? Ya da psikopatları Allah korkusu ile durdurabilir misiniz? Bu soruya "hayır" yanıtı verileceğini, mantıklı düşünen herkes anlar. Çünkü psikopat katillerin başkalarına olduğu kadar, kendilerine de zarar verme eğilimleri olduğu bilinir. Polisin kendisini vurması için tahrik eden çok psikopat görülmüştür. Zaten intihar eğilimleri yüksektir. Psikopatları durdurmanın bir yolu yoktur. Artık doğru düşünme melekelerini yitirmişlerdir.
Peki, acaba onlar henüz normal birer insanlarken, dini eğitimle, Allah korkusu aşılayarak birer psikopat olmalarının önüne geçilebilir miydi?
Benim açıklayacağım da bu; hayır. Çünkü psikopati tanrı inancının yokluğundan değil, tam tersine tanrı inancından beslenir. Nasıl mı?
Yaşam acımasızdır. Günü gelir üzerine titrediğin, ayağına batacak çöpten sakındığın yavrun, saçma bir şekilde yoldan karşıya geçerken sarhoş bir sürücünün kurbanı olur. Ya da saçma sapan bir şekilde, beslenemeyip ölüp gitse de doğada bir şeyin değişmeyeceği bir kenenin ya da sivrisineğin ya da çeçe sineğinin ya da pirenin ısırması ile mikrop kapıp ölebilir. Tarihte hiç bir psikopatın yapamayacağı kadar büyük katliamları doğa gerçekleştirmiştir. Ya da masumca, insanca büyük bir aşkla birini sevmiştir. Bundan tanrının da hoşlanacağını, tanrının sevgiyi emrettiğini empoze etmişlerdir. Fakat bu hata!? ona yaşamı boyunca karşılaştığı en büyük acıyı yaşatmıştır.
İşte bütün bu acımasızca işleyen doğa yasalarının, bir güçler dengesi içinde, doğal bir seçilimi işleterek yürüdüğünün bilincinde olan bir insan, her an her şeyin olabileceğini, hiç bir gelişmenin kendisine garezi olmadığını bilir. İkramiye nasıl çıkıyorsa, şans senin kapına kötü bir haber de getirebilir. Suçlanabilecek biri yoktur bu konuda.
Fakat tanrı inancı olan için durum böyle değil. O, her şeyi idare eden bir tanrıya inanıyor. O tanrının izni olmadan yaprak düşmez. O halde keneyi gönderen, çocuğunu ısırtan, kenenin ağzına ölüm mikrobunu koyan da tanrı! Bir de her yıl kan akıtmazsa tanrının öfkeleneceği, tanrının illa kan görmeden rahat edemediği gibi empozelere maruz bırakılıyor.
Bu insan büyük travmaları kaldıramayacaktır. Ne suçu günahı vardı da tanrı bu kötülüğü ona layık gördü? Zavallı günahsız, masum bakışlarından başka bir suçu olmayan yavrusunun başına ölümü vermek, önce yüreğine tuzak kurar gibi sevgisini verip, sonra zalimce bir anda alıvermek nasıl bir tanrılığa sığar?
İşte beynini kemirecek ve psikolojik dengesini bozacak olan, bu amansız sorudur. Sonunda ruhsal dengesini yitirir ve tanrıdan öç almak ister. Tanrı en büyük günah olarak neyi tanımlamış? Cinayeti. Öyle empoze ediliyor, akıl sıra cinayeti önlemek için. Halbuki beklenenin tam tersi etki yapıyor. Cinayetlerin en lanetlisi hangisidir? Anne babasını katletmek! İşte psikopat da tanrıdan intikamını tam alabilmek için onun en çok lanetlediği empoze edilen suça yöneliyor. Bir de bu kötü dünyanın pisliklerine henüz bulaşmadan onları kurtarmak için çocuklara... Kendi yaşadıklarını onların da yaşayacağına kesin gözüyle bakıyor. Hem de tanrıdan intikamını katmerli almış oluyor. Sanıyorum intihara yönelirken de tanrının bu yaptıklarına ne kadar bozulmuş olduğunu görmek istiyor! "Sen benim sevgilimi, çocuğumu alırken iyi miydi?" diye haykırmanın hayalini kuruyor!
Sonuç: Psikopatinin nedeni tanrıya inanmamak değil, tersine inanmaktır...
En derin yanılgılar, en uzun sürenlermiş. Gerçekten dogmalar binlerce yıl sürmüş olunca, izleri de öyle kolay kolay zihinlerden silinmiyor. Acaba gerçekten böyle mi? Allah korkusu psikopatları durdurabilir mi? Ya da psikopatları Allah korkusu ile durdurabilir misiniz? Bu soruya "hayır" yanıtı verileceğini, mantıklı düşünen herkes anlar. Çünkü psikopat katillerin başkalarına olduğu kadar, kendilerine de zarar verme eğilimleri olduğu bilinir. Polisin kendisini vurması için tahrik eden çok psikopat görülmüştür. Zaten intihar eğilimleri yüksektir. Psikopatları durdurmanın bir yolu yoktur. Artık doğru düşünme melekelerini yitirmişlerdir.
Peki, acaba onlar henüz normal birer insanlarken, dini eğitimle, Allah korkusu aşılayarak birer psikopat olmalarının önüne geçilebilir miydi?
Benim açıklayacağım da bu; hayır. Çünkü psikopati tanrı inancının yokluğundan değil, tam tersine tanrı inancından beslenir. Nasıl mı?
Yaşam acımasızdır. Günü gelir üzerine titrediğin, ayağına batacak çöpten sakındığın yavrun, saçma bir şekilde yoldan karşıya geçerken sarhoş bir sürücünün kurbanı olur. Ya da saçma sapan bir şekilde, beslenemeyip ölüp gitse de doğada bir şeyin değişmeyeceği bir kenenin ya da sivrisineğin ya da çeçe sineğinin ya da pirenin ısırması ile mikrop kapıp ölebilir. Tarihte hiç bir psikopatın yapamayacağı kadar büyük katliamları doğa gerçekleştirmiştir. Ya da masumca, insanca büyük bir aşkla birini sevmiştir. Bundan tanrının da hoşlanacağını, tanrının sevgiyi emrettiğini empoze etmişlerdir. Fakat bu hata!? ona yaşamı boyunca karşılaştığı en büyük acıyı yaşatmıştır.
İşte bütün bu acımasızca işleyen doğa yasalarının, bir güçler dengesi içinde, doğal bir seçilimi işleterek yürüdüğünün bilincinde olan bir insan, her an her şeyin olabileceğini, hiç bir gelişmenin kendisine garezi olmadığını bilir. İkramiye nasıl çıkıyorsa, şans senin kapına kötü bir haber de getirebilir. Suçlanabilecek biri yoktur bu konuda.
Fakat tanrı inancı olan için durum böyle değil. O, her şeyi idare eden bir tanrıya inanıyor. O tanrının izni olmadan yaprak düşmez. O halde keneyi gönderen, çocuğunu ısırtan, kenenin ağzına ölüm mikrobunu koyan da tanrı! Bir de her yıl kan akıtmazsa tanrının öfkeleneceği, tanrının illa kan görmeden rahat edemediği gibi empozelere maruz bırakılıyor.
Bu insan büyük travmaları kaldıramayacaktır. Ne suçu günahı vardı da tanrı bu kötülüğü ona layık gördü? Zavallı günahsız, masum bakışlarından başka bir suçu olmayan yavrusunun başına ölümü vermek, önce yüreğine tuzak kurar gibi sevgisini verip, sonra zalimce bir anda alıvermek nasıl bir tanrılığa sığar?
İşte beynini kemirecek ve psikolojik dengesini bozacak olan, bu amansız sorudur. Sonunda ruhsal dengesini yitirir ve tanrıdan öç almak ister. Tanrı en büyük günah olarak neyi tanımlamış? Cinayeti. Öyle empoze ediliyor, akıl sıra cinayeti önlemek için. Halbuki beklenenin tam tersi etki yapıyor. Cinayetlerin en lanetlisi hangisidir? Anne babasını katletmek! İşte psikopat da tanrıdan intikamını tam alabilmek için onun en çok lanetlediği empoze edilen suça yöneliyor. Bir de bu kötü dünyanın pisliklerine henüz bulaşmadan onları kurtarmak için çocuklara... Kendi yaşadıklarını onların da yaşayacağına kesin gözüyle bakıyor. Hem de tanrıdan intikamını katmerli almış oluyor. Sanıyorum intihara yönelirken de tanrının bu yaptıklarına ne kadar bozulmuş olduğunu görmek istiyor! "Sen benim sevgilimi, çocuğumu alırken iyi miydi?" diye haykırmanın hayalini kuruyor!
Sonuç: Psikopatinin nedeni tanrıya inanmamak değil, tersine inanmaktır...