PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Vatan İçin Öldüğümüzü Düşünüyorduk fakat Banka Kasaları İçin Öldüğümüzü Farkettik


Neferkamin Anu
28-07-2009, 02:04
Konu başlıkları

1- Kolonyal Emperyalizm
2- Ulus Devlet yapılarının ve Ulusal Burjuvaların Çökertilmesi
3- Neo-Emperyalimin Kozmetik Adı . Globalleşme

Devam edicem.

Neferkamin Anu
28-07-2009, 20:01
1- Kolonyal Emperyalizm

Tarih sahnesinde Roma İmparatorluğu yönetim anlayışı üç temel özellik üzerine kurulmuştur,-Monarşi-aristokrasi –Demokrasi , aynı düzen içerisinde işlev gören karma bir anlayışa sahiptir. Bu bağlamda günümüz dünya yönetim anlayışı şekil değiştirmiş Roma yönetim biçiminden farksızdır. Sınırsız ve devletsiz bir İmparatorluğun yerini Ulusan Devletlerin yıkılması ile başlayan süreçte Global firmalar almış ve dünya yönetim şekilleri bu firmaların istekleri doğrultusunda son hızla Globalleşmektedir.
Tüm bu ilerlemelerin ışığında tarihe bilimsel yaklaştığını söyleyen Sol gelenekte Sanayi devrimi kavramlarına takılıp kalarak yeni dünya düzenindeki değişimleri algılayamayıp- anlamalayarak dolaylı yoldan Küresel bir Emperyalizme destek vermektedir.
Kapitalizm ve Burjuva sınıfının ortaya çıkmasıyla oluşan Kolonyal emperyalizm ; Roma hükümdar -larının emperyal hırslarıyla köle emeğinin öne çıktığı savaş ve fetih stratejisi uzantılarında efendi – köle sistemini doğurmuştur.Tarım ekonomisine dayanan bir imparatorlukta yeni fetihlerin açlık sorununa çözüm olacağı anlayışı uzun dönemde tam ters etki yaratarak açlık olaylarının baş göstermesine ve imparatorluğun zayıflamasına sebebiyet vererek Feodal yapıların doğmasına sebep olmuştur.
Burda dikkat edilmesi gereken en önemli nokta , Roma döneminde sınırların büyümesi ve Nüfus artışlarının bir sonucu olarak olarak oluşan Feodal yapılar baskı ve şiddetin bir ürünü olmayıp İnsan doğasının bir sonucudur.Feodal yapıların işleyiş tarzına karşın birkaç münferit olayın haricinde genele yayılmış bir tepki hareketi doğmamıştır.Bu bakımdan Bilimsel Olduğu söylenen Marksist anlayış tarihi yanlış analiz etmiş ve deterministik bir anlayışla Feodal yapıları ve sonrasında oluşacak yapıları doğal sonuçlar olarak değerlendirmeye almıştır.Fakat yaşanan olaylar doğal değil açlığın bir getirisidir ve köle kesim bu yapılara zorla değil açlığın getirdiği zor koşullar nedeniyle kendiliğinden girmiştir. Bu bağlamda marksizmin din anlayışıda sınırlı bilgiler doğrultusunda hazırlandığı için gerçeklikten oldukça uzaktır.Kaldı ki, Engels bilgilerini yazarken elinde ne Mısır dönemine ait detaylı çalışma nede Anadoluda yaşamış Hitilerin varlığından habersizdir. Hristiyanlık doğal sonuçlardan değil emperyal kült geleneğinden subjektif temellerle oluşturulmuş bir yapıdır.
Devam edicem.

Neferkamin Anu
30-07-2009, 04:13
Bu forumda denetimden çıkamayacağım ve başka bir arkadaşında bu foruma ne kattın söyleminden sonra bu başlığa yazmam kararı aldım.

Emek saygı işter.Oda tarafıma pek uğramıyor.

Şu forumda dahil olmak üzere dünya siyaset biliminin nereye geldiği ve buna alternatif olarak sürülen düşünceler üzerine tek yazı bulamazsınız. Yurdum insanı okumadığı için ne dünyayı anlayabilir nede yorumlayabilir. Bu ülkede yapılabilecek en iyi tatışma ayşenin fatmanın yaşı, kürt sorunu, dersim katliamı, anaadilde eğitim gibi abuk subuk incir kabuğunu doldurmayan tartışmalrın ötesine geçemez.

Halbuki yurdum insanı biraz dünyayı kavrayabilse diğer konularda yapılan tüm tartışmaların bu projenin ayakları olduğunu kavrayabilir. yeni dünya projesine alternatih sunan güncel marksistler yine tarihsel hatalarına düşmüş doğu ve batı kültürlerini analiz edemeden dünyayı salt batı kültürü olrak değerlendirip çözümler yazmışlardır. Bu çözüm önerileride önceki teoriler gibi işlemesi mümkün değildir. Ulus-Devlet yapılarını Fransız ihtilaline bağlayan bir düşünce siistemi henüz dünya tarihi ve sosyolojisi konusunda kat edebileceği oldkça mesafe vardır.

Bugün Mustafa Kemale yapılan sistemli saldırıların altındada bu yatar, yerel olanı küreselleştirmek için bu şarttır. İşin garibi bunu hem solun bazı fraksiyonları hemde hemde küreselciler savunur. Bundan nemalanmak isteyen ülkemiz etnisiteside her zamanki gibi içinde yaşadığı milleti arkadan vurmaya tarih sahnesinde olduğu gibi devam etmektedir.

Hepinize bol ayşeli fatmalı günler, nasılsa sizin yerinize düşünüp doğru bilgi budur diye önünüze koyan ve sizi yöneten dünya üzerinde insanlar var.size ezberlemek ve itaat düşer.tıpkı önceki yaptıklarınız gibi.

evrensel-insan
31-07-2009, 01:29
Saygideger Neferkamin Anu;

Bari, basladigin isi bitir. En azindan, baslik olarak belirttigin,tum yazilarini yaz. Tum yazilarin bir butun olarak ortaya ciktiktan sonra; mutlaka bir degerlendirmeye alinacak ve uzerine katki, yorum,v.s. eklenecektir.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Titan
01-08-2009, 11:47
Bu forumda denetimden çıkamayacağım ve başka bir arkadaşında bu foruma ne kattın söyleminden sonra bu başlığa yazmam kararı aldım.


N. Anu, o arkadaş kendi bakış açısına göre söylemiş olabilir, bu seni yanıltmasın. Sen ise astığın yazılarda, sana gelen eletirilere karşı parlamamalısın. Ayrıca astığın yazılara herhangi bir yorum gelmeyebilir, bu da yazma şevkini kırmasın. Üslubun derli toplu olduğu sürece takdir göreceksin. Son iki maddenin yazılmasını bekliyorum.

KızıL
01-08-2009, 16:17
başlık güzel olmuş gerçekten...

pervane
01-08-2009, 19:02
Yaw siz de hemen beni günah keçisi ilan etmeyin. Paşam akhenaton bu bizleri bırakıp gidemez bir yere. O şimdi kılıçlarını bileylemeye vermiştir. Yetişir bir iki gün sonra devam ederiz karşılıklı EDİT'leşmeye. Sıkı savunurdur kendisi kimseyi sevindirmez. Kimse boşuna heveslenmesin başlamayın hemen gözyaşı dökmeye.

Neferkamin Anu
06-08-2009, 04:48
Yaw siz de hemen beni günah keçisi ilan etmeyin. Paşam akhenaton bu bizleri bırakıp gidemez bir yere. O şimdi kılıçlarını bileylemeye vermiştir. Yetişir bir iki gün sonra devam ederiz karşılıklı EDİT'leşmeye. Sıkı savunurdur kendisi kimseyi sevindirmez. Kimse boşuna heveslenmesin başlamayın hemen gözyaşı dökmeye.


Yok hiç işim olmaz, seviye eksi olunca hiç zevk almıyorum.Millet ahmet altan okuyup forumlarda yazmıyormu kan beynime sıçrıyor işte.

Neferkamin Anu
10-08-2009, 00:30
N. Anu, o arkadaş kendi bakış açısına göre söylemiş olabilir, bu seni yanıltmasın. Sen ise astığın yazılarda, sana gelen eletirilere karşı parlamamalısın. Ayrıca astığın yazılara herhangi bir yorum gelmeyebilir, bu da yazma şevkini kırmasın. Üslubun derli toplu olduğu sürece takdir göreceksin. Son iki maddenin yazılmasını bekliyorum.

Peki biraz devam edelim.
Romada açlık ve büyümenin sonucu sebepleri sonucundan bağımsız olan feodalizm oluşumu sonrası siatem içerisinde oluşan Romalı kimliği dönemin ayrıcalıklı dünya vatandaşlarının doğması ; Romalıların uygar romalı olmayanların barbar olarak vurgulandığı bir dünya düzeni yaratıldı. romalı kimliği yurttaşlık sisteminin temel taşı, etnik, dinsel, kültürel, ekonomik anlamda üstünlük getiren bir kimlik kartı doğdu.

Siyasal olarak yaratılan bu kimlik kartı sanayi devrimi sonrasında kapitalizmin siyasallaştırılması sonucunda amerika başta olmak üzere bir çok ülke bu stratejiyi kullanmış, doğu ve batı kültürleri kavramları ortaya çıkmıştır.Bu kapitalizmin doğal sonucu değil, emperyalizme götüren siyasal sonucudur.

Roma ekonomisinin Aurelianus döneminden sonra egemen sınıfın demokrasiyi kendi çıkarları doğrultusunda kullanmaya başlamasıyla birlikte tarımın efendileri ve kölelik ve azt sistemleri sayesinde küçük toprak sahipleri caresizlikten büyük toprak sahiplerinde açlık nedeniyle çalışmaya başlar.fetihler sonrasında elde edilen maddi değerlerin paylaşımı demokrasi ilkelerinin terkedilmesiyle tamamen bozulmuş, ristokrat kesimin maddi serveti oldukça artmıştır.

Buraya kadar verdiğim ki, istenildiği taktirde istenilen bir zamanı felsefi, ekonomik ve tarihsel olarak açabilirim,

marksist tarihçilerin tarihsel gelişim konusunda , çizgisel bir süreç olduğunu konusunda önyargılarla beslenmişlerdir.pozitivist yöneteme bağlı kalarak bilimsellik iddiası insan topluluklarının toplumsal ilerleme yasasına bağlı olduğu alışkanlığı başlamıştır.Buna göre köleci sistenden , feodal sisteme , ordanda kapitalist ve sonrasına götürülür.

fakat bu yapıların değişmesinde bağımlı ve bağımsız değişkenlerden bahsedilmez ki, bunlardan en büyüğü İSLAM tehlikesidir.

Roma deneyimi ve avrupada yaşanan hristiyan ana-tanrıça kültü savaşları sonrası aristokrasinin asalaklığı, köylü sınıfının uyuşukluğu açlık karşısında üretim araçlarının kontrolünü Burjuva denen kesime bırakmıştır. zaman içerisinde latince çalışkan anlamına gelen Sanayi , feodal ilişkilerin önüne set çekerek Güney Fıransada temellerini atmıştır.