PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Ölüm sonrası hakkında bir yazı


mindar
11-12-2009, 11:52
http://www.milliyet.com.tr/Yasam/SonDakika.aspx?aType=SonDakika&KategoriID=17&ArticleID=1172535&Date=11.12.2009&b=Bilim%20Adamindan%20Sok%20Teori:%20Olum%20Yok

uyar
11-12-2009, 12:36
Dr Lanza nın kuantumla hayatı açıklaması üzerineymiş.... biocentrism denilen teoriyi ortaya atmış... altta kısa açıklama (wikipedia'dan) ayrıca uzun bir sayfa da var

http://en.wikipedia.org/wiki/Biocentrism

Biocentrism
In 2007, Lanza published a feature article, "A New Theory of the Universe" in The American Scholar.[22] Lanza's theory –called biocentrism– places biology above the other sciences in an attempt to solve one of nature’s biggest puzzles, the "theory of everything" that other disciplines have been pursuing for the last century.[23][24][25] In this view, current theories of the physical world do not work, and can never be made to work, until they fully account for life and consciousness.[26]
In biocentrism, what we call space and time are forms of animal sense perception, rather than external physical objects.[27] Lanza argues that biocentrism offers insight into several major puzzles of science, including Heisenberg’s uncertainty principle and the double-slit experiment, and into the forces, constants, and laws that shape the universe as we perceive it.[28] Above all, according an article in Discover, [29] an adaption of Lanza's book, “biocentrism offers a more promising way to bring together all of physics, as scientists have been trying to do since Einstein’s unsuccessful unified field theories of eight decades ago.”
Lanza's article and book on "biocentrism" has received a mixed reception. David Thompson, an astrophysicist at NASA’s Goddard Space Flight Center said that Lanza's “work is a wake-up call.” [30] Nobel laureate (Physiology or Medicine) E. Donnall Thomas stated that "Any short statement does not do justice to such a scholarly work. The work is a scholarly consideration of science and philosophy that brings biology into the central role in unifying the whole."[31] Arizona State University physicist Lawrence Krauss stated “It may represent interesting philosophy, but it doesn't look, at first glance, as if it will change anything about science."[32] Wake Forest University scientist Anthony Atala stated "This new theory is certain to revolutionize our concepts of the laws of nature for centuries to come."[33] In USAToday Online, astrophysicist and science writer David Lindley asserted that Lanza’s concept was a "...vague, inarticulate metaphor..." and stated that "...I certainly don't see how thinking his way would lead you into any new sort of scientific or philosophical insight. That's all very nice, I would say to Lanza, but now what?"[34] Daniel Dennett, a Tufts University philosopher, said he did not think the concept meets the standard of a philosophical theory. "It looks like an opposite of a theory, because he doesn't explain how it consciousness happens at all. He's stopping where the fun begins."[35] Richard Conn Henry, Professor of Physics and Astronomy at Johns Hopkins University pointed out that Lanza's theory is consistent with quantum mechanics, “What Lanza says in this book is not new. Then why does Robert have to say it at all? It is because we, the physicists, do NOT say it––or if we do say it, we only whisper it, and in private––furiously blushing as we mouth the words. True, yes; politically correct, hell no!” [36] Indian physician and writer[37][38] Deepak Chopra stated “Lanza's insights into the nature of consciousness [are] original and exciting” and that “his theory of biocentrism is consistent with the most ancient wisdom traditions of the world which says that consciousness conceives, governs, and becomes a physical world. It is the ground of our Being in which both subjective and objective reality come into existence."[39]

DDennett dahil birçok yorum var.... ilginç

AerA
11-12-2009, 12:46
Bu yazıyı gazetede az önce okudum.

"Lanza, bu enerjinin bizi biz yapan en önemli öğe olduğunu ve bedenin ölümünden sonra varlığını sürdürdüğünü iddia ediyor." gibi ilginç bir yoruma kaçılmış haberde ,zaten o enerji bedenin ölümünden sonra devam eder.(Enerji yoktan var edilemez ,var iken yok edilemez.Enerjinin Korunumu Kanunu.)Şahsiyetin böyle bir şeyi iddia ettiği yoktur.Zaten doğrudur.

"Zaman ve uzay kavramlarının aslında bizim bazı şeyleri tanımlayabilmek için uydurduğumuz kavramlar olduğunu da söyleyen Lanza..." ;uzayı bilebilmemiz bu noktada mümkün görülmesede zaman kavramı bizim bazı ihtiyaçlarımız için derlenmiştir.

"Lanza, ölümün insanlar için bir yok oluş değil, sınırsız sayıda Evren içerisinde bir diğerine geçiş olarak tanımlıyor." ,burasıda benim kanımca ölüm sonrasını açıklamaya yarayan binlerce "cennet" masalından biridir.Büyük olasılıkla Bay Lanza ölümün enerjinin devamı olduğunu görmüş fakat insan kütlesi için tam bir son olduğunu kabul edememiştir.Sadece "Cennet" ini 7 kat gök üzerine koymak yerine ,ölümden sonra tekrar kütleleştireceği (veya kütleleşmemiş enerji olarak kalacağı) enerjisini paralel evrendeki başka bir yere koymuştur.

İlginç bir "Cennet" senaryosu daha.Habere online yapılan yorumlar o kadar komikki ,bu teoriye beyin yetersizliğinden çamur atan insanlarımız 7 kat gök senaryosunun daha akla yattığını savunur görülüyorlar.

uyar
11-12-2009, 12:58
şöyle diyor :

In cosmology, scientists have discovered that the universe has a long list of traits that make it appear as if everything it contains -- from atoms to stars -- was tailor-made for us," he writes. "Indeed, the lack of a scientific explanation has allowed these facts to be hijacked as a defense of intelligent design.

şöyle tercüme edebiliriz:

evrenbilimde (kozmoloji) bilim adamları evrenin atomdan yıldızlara kadar herşeyin sanki bir terziden çıkmış olduğu gibi izlenimi veren uzun bir özellikler (kurallar? özel vasıflar) listesi olduğunu keşfetmişlerdir. Tabii ki buna herhangi bir bilimsel açıklama olmaması "akıllı tasarım" savunması olarak aşırılmasının unsurları olmasını sağlamıştır.


iyi bir tercüme olmadı galiba ama anlayan anlar :)

Dr Lanza nın ateist (belki de agnostik) olduğunu sanıyorum bu arada..

AerA
11-12-2009, 13:01
Uyar Dostum Biocentric Teori Linki için sağol.Az önce okudum bitirdim.

"Space, like time, is not an object or a thing. Space is another form of our animal understanding and does not have an independent reality (http://en.wikipedia.org/wiki/Reality). We carry space and time around with us like turtles (http://en.wikipedia.org/wiki/Turtles) with shells"

"Uzay ,aynı zaman gibi ,bir obje - bir şey değildir.Uzay sadece ilkel (hayvansı) zekamızın (anlayışımızın) bir diğer türüdür ve bağımsız gerçekliği yoktur.Uzayı ve zamanı sırtımızda kaplumbağa kabuğu gibi taşırız.(İşte kuantum budur..)

"According to biocentrism, life creates the universe (http://en.wikipedia.org/wiki/Universe)..." biocentrisme göre ,hayat evreni yaratır.

Bu şahıs ile tanışmak isterdim.Biocentric teoriyi okumadan gazete haberine dayalı yazdığım bir üstteki yorumumda geçen ,"ilginç bir cennet teorisi"nden vaz geçiyorum.bu kesinlikle 7 kat göğe alternatif bir "cennet" teorisi değil.

uyar
11-12-2009, 13:09
kesinlikle adam gayet değerli bir bilim adamı...

birçok görüşü var.. değerlendirmek lazım sevgili ilker..

AerA
11-12-2009, 13:17
Gazetedeki haberi ilk okuduğumda alternatif bilimsel cennet teorisi gibi geldi bana.Ama gazetelerimiz bazı şeyleri "-miş gibi göstermek" ten öteye pek gitmiyorlar.Biocentric Teoriyi okuduğumda zaten şahış ile hem fikir olduğumu gördüm.Wikipedia'da bulunan bölümün tamamını türkçeye çevireceğim ve gerek forumumuzda gerek wikipedia türkiye'de yayımlayacağım.Değerlendireceğim...

AerA
11-12-2009, 15:19
Öncelikle dile getirmekte fayda var ki ,Heidenberg Belirsizlik Prenbi hakkında bilgi sahibi olunmadan okunursa aşağıda ki teori "bu ne demek şimdi?" den öteye gitmeyecektir.Çeviri biraz zaman aldı kusura bakmayın.

Biocentrism

Biocentrism ve biocentric (Yunanca : βίος, bio, "yaşam"; ve κέντρον, kentron, "merkez") terimleri yaşam ,doğa, ve biyolojinin temel ilkelerini içerir.Biocentrisme göre ,yaşam evreni yaratır.Bu görüşe göre ,fiziksel Dünya’nın mevcut teorileri ,yaşamı ve aklı açıklayamadan işleyemez ve işletilemez.

Biocentric Teori Amerika’lı bilim adamı Robert Lanza tarafından önerilmiş ve Kuantum Fiziği üzerine inşa edilmiştir. Lanza’nın teorisi, son yüzyılda diğer bilim dallarının doğanın en büyük bulmacasını çözmek için peşinden koştuğu “Her şeyin Teorisi” ni açıklamak için, biyolojiyi tüm bilimlerden öne çıkarır. Bilimsel bir teori olarak görülebilmesi için Biocentrismin öngörü ve test edilebilirliğe sahip olması gerekir.Lanza Biocentrismin ,gelecekteki denemeler ile teoriyi kabul veya ret etmenin mümkün olmadığını iddia eder.

Teori

Biocentrismin temelinde, diğer fiziksel nesnelerden ziyade, uzay ve zamanın ilkel bir duyusal idrak olduğu yatar. Lanza, 1700 ün sonlarında yaşamış Immanuel Kant gibi uzayın hissedilebilir bir nesnelliğinin ve gerçekliğinin olmadığı sadece zihnin bir ürünü olduğu kanısındadır. Lanza Biocentrismin, Heidenberg’in Belirsizlik İlkesi, Çift Yarık Deneyi, algıladığımız evrenin kuvvetleri, sabitleri ve kanunlarının iç yüzünü aydınlatabileceğini öne sürer.

Lanza’nın kitabından uyarlanan Discover dergisinde ki bir makale “Biocentrismin, Einstein’ın 80 yıl önceki başarısız Birleşik Alan Kuramın’da yapılmaya çalışılan, tüm fizik branşlarını bir araya getirmede daha umut verici olacağı” yazılıdır.

Lanza’nın Biocentrism teorisinde yedi ilke vardır.

1. Gerçek diye algıladıklarımız bilincimiz için bir süreçtir.Bir “Dışsal” gerçek varsa ,doğal olarak uzayda olmalıdır ki bu anlamsızdır. Çünkü zaman ve uzay mutlak gerçekler değil, hayvan ve insan zihninin yarattığı araçlardır.

2. İçsel ve dışsal sezgilerimiz içinden çıkılamayacak şekilde birbirine geçmiştir. Bunlar paranın farklı yüzleridir ve birbirinden ayrılamaz.

3. Atom altı parçacıkların, aslında tüm partikül ve nesnelerin, davranışları karışık bir şekilde gözlemcinin varlığı ile bağlantılıdır. Bilinçli (o partiküllerden haberdar) bir gözlemci olmadan sadece belirsiz olasılık noktalarında bulunabilirler.

4. Bilinç olmadan “madde” belirsiz olasılık durumunda iştirak eder. Bilinç olmadan, evren de sadece olasılık durumundadır.

5. Evrenin yapısı sadece Biocentrism ile izah edilebilir.Evren hayat için iyi ayarlanmıştır ki bu da hayatın evreni oluşturulduğuna mükemmel bir kanıdır.Evren basitçe kişinin spatio-temporal (uzay ve zamana ait) mantığıdır.

6. Zaman, hayvansal idrakin dışında ,gerçekten var değildir.Evrendeki değişiklikleri algılamak için bir işlemdir.

7. Uzay, tıpkı zaman gibi, bir obje ve nesne (şey) değildir. Uzay sadece hayvan zekasının bir ürünüdür ve bağımsız bir gerçekliği yoktur. Uzayı ve zamanı kaplumbağa kabuğu gibi beraberimizde her yere taşırız. Bu sebepten, içinde yaşamdan bağımsız fiziksel olayların gerçekleştiği doğmamış (yaratılmamış, hep var olmayan) bir matrix (olay örgüsü) yoktur.

tayyare
11-12-2009, 20:16
Olüm sonrası Tarafdar yada Akapeci olarak dönüş olduğunu düşünüyorum.

ugorur
12-12-2009, 00:36
Schrödinger'in kedisinin (http://tr.wikipedia.org/wiki/Schr%C3%B6dinger%27in_Kedisi) bir üst versiyonu gibi olmuş bu teori. Bizim medyada verildiği gibi ölümsüzlüğü söylemiyor, şu anda hem ölü hem canlı olduğumuzu söylüyor.

Güzel bir noktaya değiniyor ve atom altı dünyanın tanrıyı nasıl reddettiğini gözler önüne seriyor.

Saygılarımla
Umurcan Görür

güneşinzaptıyakın
12-12-2009, 00:40
Bende tam adını hatırlamaya çalşıyordum, teşekkürler ugorur...

AerA
12-12-2009, 01:16
Schrödinger'in kedisinin (http://tr.wikipedia.org/wiki/Schr%C3%B6dinger%27in_Kedisi) bir üst versiyonu gibi olmuş bu teori. Bizim medyada verildiği gibi ölümsüzlüğü söylemiyor, şu anda hem ölü hem canlı olduğumuzu söylüyor.

Güzel bir noktaya değiniyor ve atom altı dünyanın tanrıyı nasıl reddettiğini gözler önüne seriyor.

Saygılarımla
Umurcan Görür

Medyadaki anlamı ile bir ölümsüzlüğü söylemiyor.Şu anda hem ölü hem canlı olduğumuzu da aslında söylemiyor.Teori enerjinin yok olmadığını ,buradan yola çıkarak aslında ölüm denilen şeyinde olmadığının söylenebileceğini söylüyor.

http://upload.wikimedia.org/math/e/0/d/e0d4f9163cc852b2aee59eba2c84069a.png
Zamandan Bağımsız Shrödinger Denklemi.(Saygıyla anıyorum.)

dilaver
12-12-2009, 02:53
Şimdi temelimizi teşkil eden atomlar ve protonlar baz alındıgında bunların ölmesi söz konusu degil. Bu anlamda bir ölümsüzlük var. Sonuçta biz sadece kimyasal bir birleşigiz ama oldukça karmaşık bir birleşik.

Bizi var eden protonlar bizimle birlikte var olmadılar, bizden sonra da varlıklarını sürdürecekler. Bizdeki enerji ise muhtemelen ya farklı bir enerji biçimine ya da tekrar maddeye dönüşecek.

Temel madde yapımız olan protonlar ise degişmeden kalacak. Farklı elementlere ayrılacak. Vücudu birleştiren kimyasal baglar enerji farklılaştıgı için çözülecek ve farlı bir biçimde devam edecekler.

Öldügüm zaman bazı protonlarım bir maydanoz olarak yeşererek farklı bir canlının besini olabilir. Anne sütüne karışabilir ve buradan yeni dogmuş bir yavrunun bazı organlarında yeniden yer alabilir. Ama o madde artık ben degilimdir.

saygılarımla

evrensel-insan
12-12-2009, 02:59
Saygideger dilaver;

Ama o madde artık ben degilimdir. -dilaver-

Aman, sen olmasin! Bir dunya'ya bir dilaver yeter zaten.:sad::plane:

Saygilarimla;
evrensel-insan

tayyare
12-12-2009, 10:13
Atomlar ve protonlar dahi ölür.
Eğer evren sonsuza kadar genişlemeye devam edecekse bütün parça ve parçacıklar en küçük parçacığa kadar ufalarak saçılacaklardır.

Henüz değişmeyen/ebedi hiç bir nen bulunmamıştır. Böyle bir şey ancak tanrıdır.

e-insan,

hücreler ölür.
Tek ünite bir yaşam formu ise o yaşam sönmüştür.
Çok hücreli ise iş değişir.
Memelileri örnek alırsak, beyin faaliyetleri geri dönülmez(irreversibel) şekilde bozulacak kadar hücre ölümü gerçekleştiyse ölüm olmuş kabul edilir.
Bu canlının hücrelerini alarak laboratuvar ortamında yaşatmaya ve çoğaltmaya devam etmeniz bunu değiştirmez.


Söz konusu yazıda canlının enerjisi muhabbeti bana tuhaf geliyor. Enerji deyince sanki gizemli bir durum ortaya çıkarılmış, akan sular durmuş oluyor.
Teori bize ruh hakkında söz ediyor,
ama,
farklı bir ambalajda.

AerA
12-12-2009, 13:34
Çürüme neyin istemli tepkisi ?
O enerji ise kamulaşmış oluyor.

klavye tuşları torba değil ki büzelim
Allah cezanızı alsın emi !

İstemli tepkime ;

oluşması için dışarıdan sürekli enerji almasına ihtiyaç duymayan tepkime (oksitlenmeye bir başladın mı ,yani çürümeye ,bunun devamı gelir.Gazete kağıdını yakmak için tek bir alevin yettiği daha sonra açığa çıkan enerji ile yanmanın kendisini devam ettirdiği gibi)
Doğrudur o enerji kamulaşıyor ,kim bilir nerede ,hangi forma dönüşüyor ,bende bunu söyledim zaten.Başka başka yerde başka başka işler yapmak için kullanılıyor ve yine başka başka şekillere çevriliyor.

"klavye tuşları torba değil ki büzelim" ken allah neden cezamı almaya?
orayı biraz aydınlatırsanız sevinirim.

uyar
12-12-2009, 14:36
sevgili İlker dostum...

bakıyorum biocentrism bayağı ilgni çekti... good 4u :)

aşağıda Dr Lanza'nın Q&A ı Wired dergisinde yayınlanmış bir bak istersn...

http://www.wired.com/medtech/genetics/news/2007/03/72910



Burada da Forbes dergisinde çeşitlli düşünürlerin yorumları var... sanırım DDennett teori "dikkate değer değil" gibi bir konumda... kendisinin "materialist" görüşünden dolayı şaşırmamak gerek ama bu bana daha uyuyor ondan önemsedim.şimdilik ben konuya agnostiğim. :)

http://www.forbes.com/2007/03/09/lanza-theories-physics-biotech-oped-cx_mh_0309lanza.html

ama hepsi american scholar daki makaleye atıf yapıyr... o da burada :

http://www.theamericanscholar.org/a-new-theory-of-the-universe/

yorumlarını ilgyle bekliyorum

sevgiler saygılar


sevgiler saygılar

spartacus
12-12-2009, 15:24
Lanza’nın Biocentrism teorisinde yedi ilke vardır.

1. Gerçek diye algıladıklarımız bilincimiz için bir süreçtir.Bir “Dışsal” gerçek varsa ,doğal olarak uzayda olmalıdır ki bu anlamsızdır. Çünkü zaman ve uzay mutlak gerçekler değil, hayvan ve insan zihninin yarattığı araçlardır.

Ben bu haberi gazetede okumuştum.
Öncelikle bu maddeyi ele alalım. Bu madde benzeşim olarak bu gün için yeni bir şey değildir-en azından Berkeley teorisi var-. Öncelikle zaman dışsal değil içsel bir şeydir. Varlık açısından baktığımızda bu böyledir. -İnsan açısından da hem içimizde hem dışımızdadır.- Söyledikleri bilimsel şeylerle değil felsefi alanda ele alınabilir diye düşünüyorum.

Zaman ve uzay zihnin yarattığı bir şeydir diyor. Zamanın içsel olduğunu söyledim. Peki uzay, evet oda içseldir, yani kaba bir örnekle bir kibrit kutusunun içi uzaydır. İçerideki hareketde açığa çıkan değişimde zamandır-Yani referans noktaları arasındaki farktır, dolayısıyla burada referans noktalarını tespitleyen-belirleyen olması gerekir ki oda insan yada başka bir canlıdır. Bu iki şeyi zaman-uzay zihnin yarattığı-aslen belirlediği- bir şey olmakla, ne kibrit kutusu nede içindekiler nede onların hareketleri bir tutulamaz. Onlar başka, bambaşka şeylerdir(kelimenin anlamıyla şey-nesne Lanza'nın deyimiyle Obje dirler).

Şimdi bu iki şeye bakıpda nereye ulaşacağız?

5. Evrenin yapısı sadece Biocentrism ile izah edilebilir.Evren hayat için iyi ayarlanmıştır ki bu da hayatın evreni oluşturulduğuna mükemmel bir kanıdır.Evren(*) basitçe kişinin spatio-temporal (uzay ve zamana ait) mantığıdır.

Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu. İlk paragrafda dediğimi tekrarlamak istiyorum bu konu bilim altında değil felsefe altında ele alınabilir. Zaman ve Uzay(*) Obje değildir o halde evrende obje değildir diyor. Peki öyle mi?

Khaos
12-12-2009, 18:09
İdealizmin tarihsel evrimi ruh inancından başlar, çok tanrılı süreçten tek tanrılı sürece evrilerek gelir ve nihayet tuhaf bir biçimde ateizmede bulaşır.
egemenler insanın hayatının kendisi için yegane ve tek dolayısıyla da biricik ve değerli olduğunu örtbas etmeye çalışıyorlar ki insan ve insanlık daha iyi bir dünyada yaşamak adına kendi kaderine sahip çıkma bilinç ve tavrı geliştiremesin.
gelinen süreçte; tek tanrılı dinlerinde artık inandırılıcılığını tamamen kaybetmesi ve insanın gökyüzüne çevirdiği bakışlarını kendi hayatına yöneltmesi idealizmin sadece tek tanrılı olanları değil ateistleri de içerecek yeni modifiye edilmiş versiyonlarını gerekli kılıyor.
aslında idealizmin ta en baştan beri en temel derdi insanı ölümsüz olduğuna inandırabilmekti.
bunu uzunca bir süre dinler yapageldi.
şimdi ise sahte bir bilimin bu işe soyunduğunu görüyoruz.
biocentirizm iddia ettiğiniz gibi materyalizmi değil idealizmi öneriyor.
insanda biyolojik varoluşundan öte bir ruh olmadığı gibi bedensel bütünlüğü bozulduğu için öldüğünde ondan ayrılıp yaşamaya devam eden bir 'enerji' de yok.
şimdilerde ruh yerine enerji kelimesini ikame ederek kendisini yeniden üreten idealizmin modernize edilmiş biçimleriyle karşılaşmaya başladık.
ateizmi sadece tanrıyı reddetmekten ibaret olan ve materyalizmi anlayamamış ve içselleştirememiş olanlar için iyi bir tuzak.
zeitgeist durumu.

evrensel-insan
12-12-2009, 18:40
Saygideger AerA;

Burası ilginç ;Sana ait enerji başka bir yerde devam ediyor ,sana ait atomlar başka bir yerde devam ediyor.Sen 'insanoğlu' ne olduğunu zannediyorsun ki öldüğünü düşünüyorsun?-i.d.-

Ben insanoglu turunden degil; onun en kucuk birimi olan ve mustakil var olan varligi kisiden bahsediyorum. Sonucta o kisinin canli olusumu bozuluyor.

Ayrica, "sen insanoglunu ne zannediyorsun ki" ifadeni de algilayamadim. Ne zannediyormusum da, ne olmasi gerekiyormus? aciklarsan sevinirim.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
12-12-2009, 18:43
Saygideger spartacus;

Uzayin obje olmasi gerekmez, yalniz; objeleri bunyesinde bulunduran bir mekandir. Objeler, mekan butununun bir parcalaridir. Yani mustakil var olan varliklardir.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
12-12-2009, 18:49
Saygideger AerA;

canlıların o et parçası ile iştirakları sonucu bıraktığı larvalardan oluştuğunu görürüz.-i.d.

Anladigim kadariyla, kiymanin curumesinin kurtu olusturmadigini, kurtlarin disaridan, kiymaya larva biraktiklarini soyluyorsun. Peki kurtlar, kiyma ile nasil bir iliski koruyor. Yani kurtlar, nerden kiymaya ulasip, larva birakiyorlar?

Yani kurtlanma olayi nasil olusuyor. Buna ornek olarak, bagirsakta olusan, tenyeyi de gosterebiliriz.

Saygilarimla;
evrensel-insan

AerA
12-12-2009, 18:53
Ben haberi ilk okuduğumda "Alternatif 7 Kat Gök" teorisi gibi gelmişti.Ardından Wikipedia'da ki Biocentic Teorinin çevirisini yaptım.Gördüm ki Kant felsefesi ile ,bilinen fiziklerin birleştirilebileceğinden bahsediyor ve Teoriye göre evreni (doğayı) şekillendirenin bizzat canlı türler olmasından yola çıkarak biyolojiyi ,olayları açıklayacak tüm bilimlerin önüne koyuyor.Şahıs ile zamanın kurmaca olduğu yönünde hem fikirim.

Gazetelerde anlatılan ölümsüzlük fikri nereden geliyor?
Teorinin böyle bir şeyle ilgilendiği yok.Şahıs trafik kazasında kız kardeşini kaybediyor,yazdığı bir makalede Teorisine göre zaten zaman bir yanılsama olduğundan kız kardeşinin aslında ölmediğini ,zamandan bağımsız bir yerde devam ettiğini söylüyor.
Bu olay abartıla abartıla bizim gazetelerimize bile geliyor.


İlk paragrafda dediğimi tekrarlamak istiyorum bu konu bilim altında değil felsefe altında ele alınabilir.

Zaten ilginç bir şekilde Kant felsefesinden beslenen bir Teori ,ve işin çok başında.Ölçülebilirliği yok ,olsa bile kabul veya ret edilebilecek bir şey değil.Bu sebepten pek kabul görüceğini zannetmiyorum.

Beni Teoride asıl ilgilen şey ,klasik fizik ile kuantum fiziğini ilerleyen günlerde canlı merkezli (biocentric) nasıl birleştirmeye çalışacağı.(Gerçi kitabını yazmış ama nereden bulupta okuyacağım..)Ayrıca bilinçin oluşmasına kadar fizikler arası bir birleşimi kağıt üzerinde yapmış gözüksede bilincin oluşumunu açıklayamıyor ve eleştiriler hep ("The End in the Funny Part") "en eğlenceli yerde bitmesi" üzerine.

Sahte bilimin bu işe soyunduğu ve idealisme daha sağlam temeller oluşturmaya çalıştığınada katılmıyorum ,çünkü Teori ölüm - ölümsüzlük ile ilgilenmiyor ki.Zamandan bağımsız bir Teori olduğundan ,zamanın en büyük "götürüsü" olan ölüm ile çelişiyor gözüküyor ve "Ben zaten zamanın kurgu olduğunu biliyorum ,öyleyse neden öleyim" diyor.

Ortalıkta ki tek problem benim ilk önce wikipedia makalesini çevirmiş olmam.Peşinden ölümsüzlüğe nereden girdiğini (ki girdiği aslında yoktur) de çevirmiş olsaydım ,bu derece çıkmazda kalmazdı konu.Sadece fizikler arası birlikteliği sağlama yarışında Einstein'dan yıllar sonra ortaya çıkan bir Teori.

AerA
12-12-2009, 18:56
Saygideger AerA;

Burası ilginç ;Sana ait enerji başka bir yerde devam ediyor ,sana ait atomlar başka bir yerde devam ediyor.Sen 'insanoğlu' ne olduğunu zannediyorsun ki öldüğünü düşünüyorsun?-i.d.-

Ayrica, "sen insanoglunu ne zannediyorsun ki" ifadeni de algilayamadim. Ne zannediyormusum da, ne olmasi gerekiyormus? aciklarsan sevinirim.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Bu laf benim lafım değil ,kimin olduğunu da bilmiyorum (anti-christian materyalist bir kitapta okudum) ama Lanza yaklaşık böyle bir yaklaşımda bulunuyor diyorum.Dikkatinizi çekeyim ben değil LANZA diyor.

Fizik kuralları ile enerjisel döngü ve maddesel döngü halinde doğayı açıklamaya çalışırsak "Sana ait enerji başka bir yerde devam ediyor ,sana ait atomlar başka bir yerde devam ediyor.Sen 'insanoğlu' ne olduğunu zannediyorsun ki öldüğünü düşünüyorsun" cümlesine varırız.Çünkü bu yaklaşımla zaten insanın Biokimyasal enerji ve maddeden oluştuğu ifade ediliyor.

AerA
12-12-2009, 19:04
. Peki kurtlar, kiyma ile nasil bir iliski koruyor. Yani kurtlar, nerden kiymaya ulasip, larva birakiyorlar?Yani kurtlanma olayi nasil olusuyor. Buna ornek olarak, bagirsakta olusan, tenyeyi de gosterebiliriz.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Kendine bir yaşam alanı ,ilk çıkış noktası yaratabilmek için çeşitli canlılar ,kıymayı ekosistem olarak kullanıyor.Larva bırakıyor veya yumurta.Açığa çıkan larva kıymayı yiyerek yaşam savaşına başlıyor.

Amaç sadece hayatta kalabilme gayesi ve kaynak arayışı.Sadece ölü vücuda değil bellli başlı bazı türler canlı varlıklarada larva bırakıyorlar ki tabiri caizse canlı canlı yiyorlar bizi.

Bağırsakta oluşan tenyada daha öncesinden yediğiniz bir şey içinde parçalanmamış bir tenya yumurtası yemenizden kaynaklı.

evrensel-insan
12-12-2009, 19:06
Saygideger AerA;

Burası ilginç ;Sana ait enerji başka bir yerde devam ediyor ,sana ait atomlar başka bir yerde devam ediyor.Sen 'insanoğlu' ne olduğunu zannediyorsun ki öldüğünü düşünüyorsun?

Lanza'nın diğer çalışmalarınıda çevirip burada yada farklı başlıklarda yayımlarım.Teoride ölmemenin nasıl olduğu anlatılmamış ,bu anlatım çalışmalarında vardır mutlaka.Çevirir yayımları.-i.d.-

Konunun gectigi alintilar bunlar. Ilk paragrafa bakildiginda, ifadenin kime oldugu anlasilamiyor. Ustelik, Lanza, boyle bir ifade kullanmissa; bu ifadeyi bir kisiye cevap olarak kullanmis. Yani, birisine "sen insanoglunu ne zannediyorsun ki oldugunu dusunuyorsun?" diye.

O yuzden bu paragrafi yayinlayinca, lakabima yonelik ve size ait bir ifade zannettim.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
12-12-2009, 19:09
Saygideger AerA;

Bu aciklama, hala larva birakan kurtlarin, kiymayla nasil temasa gectigini, kiymaya nasil ulastigini izah etmiyor. Yani kurt ile kiyma nasil bir araya geliyor?

Saygilarimla;
evrensel-insan

AerA
12-12-2009, 19:13
Saygideger AerA;

Bu aciklama, hala larva birakan kurtlarin, kiymayla nasil temasa gectigini, kiymaya nasil ulastigini izah etmiyor. Yani kurt ile kiyma nasil bir araya geliyor?

Saygilarimla;
evrensel-insan

Sevgili evrensel-insan

Çok basit olacak belki ama ,ilgili ana canlı (böcek ,sinek ,araknit) kıymaya yaklaşıyor ve yumurtayı bırakıyor.Tamamen kapalı bir kapta ,izole bir ortamda ,hijyene sahip ,havası alınmış bir sistemde kıyma kurtlanmıyor.

Ayrıca durduk yere bir yanlış anlaşılmaya sebebiyet verdiğim için (ki tekrar okuyumca gördüm haklısınız) özür dilerim.Lakin Lanza'da söylememiştir onu.Lanza yaklaşık felsefededir.

evrensel-insan
12-12-2009, 19:20
Saygideger AerA;

Simdi daha net anlasildi. Demekki kurtlar, kendi basina bir canli degil; kiymayla temasa gecen, sinek, orumcek, bocek v.s. nin kurtlari.

Peki kiyma dis etkenlerden, sogutucu yoluyla degil de; kapatilarak korunursa, gene curume olmuyor mu?

Peki insanoglunun "olumsuzlugu" kimin felsefesi? Ayrica konuyu aydinliga kavusturdugun icin, tesekkur ederim.

Saygilarimla;
evrensel-insan

AerA
12-12-2009, 19:32
Saygideger AerA;

Simdi daha net anlasildi. Demekki kurtlar, kendi basina bir canli degil; kiymayla temasa gecen, sinek, orumcek, bocek v.s. nin kurtlari.

Peki kiyma dis etkenlerden, sogutucu yoluyla degil de; kapatilarak korunursa, gene curume olmuyor mu?

Saygilarimla;
evrensel-insan

Benim asıl söylediğim o idi.Yani kıymayı (hijyenik kıyma - hiçbir yabancı yaşam formu olmamalı ,bakteriler ,farklı tek hücreliler ,önceden bırakılan yumurta veya larva gibi) kapalı ,vakumlu (havasız) ,hijyen bir tüp içine koyarsak (havada olmamalı) çürüme olmaz.Lakin güneş görecek olursa ,artık kıyma kendini koruyacak tepkimeler gerçekleştiremediği için (öldüğü için) yine moleküler bozunmaya uğrar.Kadavralar kapalı ,"güneş görmeyen" kaplarda ,kloroform içinde bekletilirler ki kloroform içinde canlı yaşamaz.Mumyaların katranlanıp ,bezlerle sarılması gibi.Ancak doğa bir yolunu bulup hammadde kaynağını kendine kazandırmakta ısrarcı.

İnsanoğlunun ölümsüzlüğü yine insanoğlunun ölümden korkması üzerine ürettiği ,yine insanoğlunun felsefesi.

DİP NOT : Ayrıca "ey insanoğlu sen kendini ne zannediyorsun ki" kitabı yanılmıyorsam Paul H.D. d’Holbach, “System of Nature” (1770).Zaten Jean Meslierin Sağduyu' sunun da aslında d'Holbach tarafından yazılan kitabın bir özeti olduğuna dair bir spekülasyon vardır.Meslier'in yorumları hep "ey insanoğlu sen kendini ne zannediyorsun ki" uslubundadır.

tayyare
12-12-2009, 19:41
Hijyenik kıyma içinden camelbird yumurtası bile çıkabilir değerli mümin kardeşlerim.
Supermarketlerde teorik olarak hijyenik kıyma satılır.

Geyik bir yana
sevgili AerA arkadaşımız steril demek istemiştir mutlaka.
(100% sterilite teoride var, pratikde yok)

evrensel-insan
12-12-2009, 19:42
Saygideger AerA;

Verdigin bilgiler icin, tesekkurler.

ey insanoğlu sen kendini ne zannediyorsun ki" uslubundadır. -i.d.

Bence bu ifade idealizme "goz kirpiyor" yani "insanoglu neki, onun da ustu var" icerikli bir anlam tasiyor. Ustelik bunu soyleyenin kendisi bir insanoglu turu oldugu halde.

Saygilarimla;
evrensel-insan

tayyare
12-12-2009, 19:56
Devekuşu yada insan fark etmez her canlı her yerinde bol micro organizma taşır. Ölünce, üzerine turistik amaçla gelenler olmaz ise bile, çürütmeye yeteceklerdir.

Tam hakkın rahmetine kavuştuğu anda, e-insanın deyimi ile ''müstakil'' yaşam formunu attınız sterilizatöre diyelim. Peki, sterilizatörlerden hangisi yerli ve yersiz hücreleri ayırt edebiliyor ?

AerA
12-12-2009, 19:57
Sevgili Tayyare Dostum ;

Haklısın "steril" demek istedim.Lanza'nın diğer yazılarını okumaya çalışırken cidden "beynim sulandı".

Sevgili evrensel-insan ;

"Bence bu ifade idealizme "goz kirpiyor" yani "insanoglu neki, onun da ustu var" icerikli bir anlam tasiyor. Ustelik bunu soyleyenin kendisi bir insanoglu turu oldugu halde."

Bence bu ifade ;ruh kavramını reddetmiş yazarın ,insanoğlu enerji ve madde yumağıdır ,onlarında yok olmadığı bilindiğine göre düşünebilen madde olan insan ,ölebileceğini nasıl düşünür ki sonrası için cennet teoremlerine gider ,şeklinde yorumlanabilir.Zaten yanlış hatırlamıyorsam ve bu d'Holbach lafı ise tam böyle demiştir.

Saygılar ,ben biraz daha "beynimi sulandırıyım".

AerA
12-12-2009, 20:02
Devekuşu yada insan fark etmez her canlı her yerinde bol micro organizma taşır. Ölünce, üzerine turistik amaçla gelenler olmaz ise bile, çürütmeye yeteceklerdir.

Tam hakkın rahmetine kavuştuğu anda, e-insanın deyimi ile ''müstakil'' yaşam formunu attınız sterilizatöre diyelim. Peki, sterilizatörlerden hangisi yerli ve yersiz hücreleri ayırt edebiliyor ?

Turistlik amaçlar deyiminiz çok hoşuma gitti.

Doğrudur teoride sterillik elde edilir.Gerçekte ancak tüm yapıyı kloroforma batırır çıkarırız ,yerli ve yersiz hücreler içinde halen yaşayanlarda ölür ,bir süre doğaya karşı çıkarız ama yinede hammadde onun ,ancak bir firavun mumyası kadar korunabiliriz.gerçi yarının ne getireceğini bilemem ama..

spartacus
12-12-2009, 20:35
Lanza’nın Biocentrism teorisinde yedi ilke vardır.

1. Gerçek diye algıladıklarımız bilincimiz için bir süreçtir.Bir “Dışsal” gerçek varsa ,doğal olarak uzayda olmalıdır ki bu anlamsızdır. Çünkü zaman ve uzay mutlak gerçekler değil, hayvan ve insan zihninin yarattığı araçlardır.

Zaman ve uzay zihnin yarattığı bir şeydir diyor. Zamanın içsel olduğunu söyledim. Peki uzay, evet oda içseldir, yani kaba bir örnekle bir kibrit kutusunun içi uzaydır. İçerideki hareketde açığa çıkan değişimde zamandır-Yani referans noktaları arasındaki farktır, dolayısıyla burada referans noktalarını tespitleyen-belirleyen olması gerekir ki oda insan yada başka bir canlıdır. Bu iki şeyi zaman-uzay zihnin yarattığı-aslen belirlediği- bir şey olmakla, ne kibrit kutusu nede içindekiler nede onların hareketleri bir tutulamaz. Onlar başka, bambaşka şeylerdir(kelimenin anlamıyla şey-nesne Lanza'nın deyimiyle Obje dirler).

Şimdi bu iki şeye bakıpda nereye ulaşacağız?

5. Evrenin yapısı sadece Biocentrism ile izah edilebilir.Evren hayat için iyi ayarlanmıştır ki bu da hayatın evreni oluşturulduğuna mükemmel bir kanıdır.Evren(*) basitçe kişinin spatio-temporal (uzay ve zamana ait) mantığıdır.

Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu. İlk paragrafda dediğimi tekrarlamak istiyorum bu konu bilim altında değil felsefe altında ele alınabilir. Zaman ve Uzay(*) Obje değildir o halde evrende obje değildir diyor. Peki öyle mi?

Saygideger spartacus;

Uzayin obje olmasi gerekmez, yalniz; objeleri bunyesinde bulunduran bir mekandir. Objeler, mekan butununun bir parcalaridir. Yani mustakil var olan varliklardir.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Ah sevgili Evrensel, sanırım okumadan yorum yaptın : ) zaten ben farklı bir şey demedim ki :)

Neyse benim o 7 maddeden anladığım bir iki doğru şey varsa diğerleride pekala doğrudur denmekte olduğudur. 5 Nolu madde ise tamda burada; .Evren(*) basitçe kişinin spatio-temporal (uzay ve zamana ait) mantığıdır.

peki önceki maddelerde uzay-zaman için ne demişti, insan zihninin yarattığı şeylerdir demişti, peki 5 nolu madde de evren için ne demiş, evren de demiş aynen insanın uzay-zaman gibi yarattığı bir şeydir demiş. Aradaki fark birisinin ön kapıdan diğerininde arka kapıdan(çaktırmadan-mantığı) girmiş olmasıdır. Sanki 18 Yüzyıl öznelci-benci idealizminin etkileri hissediliyor.

evrensel-insan
12-12-2009, 20:40
Saygideger spartacus;

Evren(*) basitçe kişinin spatio-temporal (uzay ve zamana ait) mantığıdır.-spartacus-

Evet dogal dusunce mantigiyla, oyledir. Buradaki temporalin bir anlami da gecici demektir. Spa da space, bosluktan, yerden gelmektedir. Ve de bir dortlemdir.

Saygilarimla;
evrensel-insan

spartacus
12-12-2009, 21:26
1 Nolu madde ile düşünüldüğünde 5 Nolu maddede evren için ne denmek istenmiş peki ?

1. Gerçek diye algıladıklarımız bilincimiz için bir süreçtir.Bir “Dışsal” gerçek varsa ,doğal olarak uzayda olmalıdır ki bu anlamsızdır. Çünkü zaman ve uzay mutlak gerçekler değil, hayvan ve insan zihninin yarattığı araçlardır.

Yani burada, aşağıdaki 5 Nolu maddede dile getirdiği mantıkda çözümlenmiş olmuyor mu? .

Evren basitçe kişinin spatio-temporal (uzay ve zamana ait) mantığıdır.

evrensel-insan
12-12-2009, 21:57
Saygideger spartacus;

1. Gerçek diye algıladıklarımız bilincimiz için bir süreçtir.Bir “Dışsal” gerçek varsa ,doğal olarak uzayda olmalıdır ki bu anlamsızdır. Çünkü zaman ve uzay mutlak gerçekler değil, hayvan ve insan zihninin yarattığı araçlardır.-spartacus-

Aslinda burda, bir yerde nietzche'nin dedigine ve evrensel-insan dusuncesine ait bir paralellik var. Nietzche'nin "hic" i karsilik, evrensel-insan dusuncesi

"Varlik; vari yansiyanin, algisinin kavramlastirilarak yansitilmasidir. Bir turevdir ve bilgidir", diyor. Iste bu temelde de eger ortada insanoglu yoksa, varin yansisini; algilayacak, kavramlastiracak ve "varlik" diye yansitacak ta yok demektir. Bu temelde de, varin yansisini, ortaya koyan insanogludur ve bu bir bilgidir.

Hayvanlara gelince, dinazorlara da var yansimistir. Ama; onlarin bunu nasil algiladigi ve yansittigi, insanoglu turu tarafindan bilinemez. Cunku ortak bir dialog yoktur.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Khaos
12-12-2009, 22:02
biosentirizmin atıfta bulunduğu enerji kavramının ruh kavramından bir farkı varmı, yoksa ruh kavramının evrimleşip gelişerek modifiye edilmiş bolca bilimsel sosla modern insanın ağız tadına uygun hale gelmiş versiyonu mu?

evrensel-insan
12-12-2009, 22:05
Saygideger anarchist;

Biocentrizmden ziyade, konuyu kavramsal/bilgisel/turevsel olarak antropocentrism olarak algilamak daha mantiklidir. Sonucta, hem kendi turu adina hemde tum canli turleri adina bilgiyi ortaya atan insanogludur. Ustelik, diger canlilarla ortak bir dialogu yoktur ve onlarida kendi algisi temelinde degerlendirir, her sey gibi.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
12-12-2009, 22:19
Saygideger anarchist;

Nietzche, antropomorphism' den, yani insanoglumerkezcilikten yola cikarak, insandisi merkezci maddesel ve tanrisal yanasimi oldurerek; bireyin bireyci akilciligini "overman" mentalitesiyle one surmus ve tanrisi olen insanoglu hem tanrisalliga, hem de guc ve egoizme soyunarak; 20. yuzyilda dunyayi kan golu haline getirmistir ve hala da getirmektedir. Nihilizm felsefesi tum gunumuzdeki izmlerinde temelini atmistir.

Komunizmin celiskisi de, madde den mi, yoksa bireyden mi yola cikilacagi ve sistemleri madde mi, yoksa dusunce mi olusturur? sorularini dogurmustur.

Evrensel insan dusuncesi bu temelde insandisindan yani madde ve tanridan degil; insanoglunun insansal/evrensel/kavramsal yapisindan birey olarak yola cikar ve bireyci akilciligin insanlikdisi icerigini ve metafizigin materyalist ve idealist icerigini, epistemolojinin bilimsel/bilgisel/bilissel turevi ile ortaya koyar.

Saygilarimla;
evrensel-insan

AerA
12-12-2009, 22:23
biosentirizmin atıfta bulunduğu enerji kavramının ruh kavramından bir farkı varmı, yoksa ruh kavramının evrimleşip gelişerek modifiye edilmiş bolca bilimsel sosla modern insanın ağız tadına uygun hale gelmiş versiyonu mu?

Teori kuantum fiziği üzerine kurulu olduğundan anlatılan enerji aklına gelebilecek her tür enerji.potansiyel ,kinetik ,ısı ,kimyasal v.b.Ruh ile uzaktan yakından bir alakası yok.Sadece Kuantum Fiziği ile Klasik Fiziği birleştirmek için ortaya atılan (Einstein'ın Birleşik Alan Kuramı gibi) bir teori ,ama bu kez biyoloji temelli.Yani kesinlikle ruh kavramının evrimleşip gelişerek modifiye edilmiş bolca bilimsel sosla modern insanın ağız tadına uygun hale gelmiş versiyonu değil.

spartacus
12-12-2009, 22:26
sevgili Evrensel o maddeyi ben demiyorum. Lanza diyor.
1 Nolu maddede 5 nolu maddede Lanza'ya ait ve ben aksine eleştiriyorum. kaldı ki her konuyu şu insan yoksa noktasına getirmeyelim lütfen, sizin dışınızda sizden bağımsız nesneler var, varlık var. Biz varlık diye tanımlamışız amenna ama işaret ettiği bir şey var. Lütfen kavramlarda heleki tartışma konularında kastı kavrayıp anlayıp öyle yazalım. Biz varız ve kendimizi yok saymadan bir konuyu ele alıyoruz. Elma bir kelimedir dolayısıyla elma dediğimizde belirttiğimiz bir yansıdır, aslında biz elmaya elma demezsek gibi her forum konusuyla hatta bir çoğunun özü ile bağdaşmaz yaklaşımları bir kenara bıraksanızda elmanın kelime olduğumu tartışılıyor yoksa işaret etmek istediğimi ele alınmaya çalışıyor bir çözebilseniz.

Elma severmisin Evrensel? Yok elma sevilemez, çünkü bu bir kelimedir, insana aittir dolayısıylada bir bilgidir. peki elma yermisiniz sevgili Evrensel, elma yiyemem çünkü elma bir kelimedir, yemekde bir kelimedir dolayısıyla bu insana aittir, bir bilgidir yiyemem. Ama yiyemem de bir kelimedir- Tüh ben kendimi nasıl ifade edeceğim her şey kelime hatta İnsan bile, der gibi olmaya başladınız? iyide zaten kelimeler kavramlar ne için var değil mi ama? Bırakalım kelime kelimediri; konuda işaret edilen nedir biz ona bakalım.

"Varlik; vari yansiyanin, algisinin kavramlastirilarak yansitilmasidir. Bir turevdir ve bilgidir", diyor. Iste bu temelde de eger ortada insanoglu yoksa, varin yansisini; algilayacak, kavramlastiracak ve "varlik" diye yansitacak ta yok demektir. Bu temelde de, varin yansisini, ortaya koyan insanogludur ve bu bir bilgidir.

İşte konu bu değil. Bu dediklerin çok hemde çok basit şeyler. Iste bu temelde de eger ortada insanoglu yoksa, varin yansisini; algilayacak, kavramlastiracak ve "varlik" diye yansitacak ta yok demektir. Ama bu kavramlaştırma-insan yoksa hiç bir şeyde yoktur demek değildir değil mi?

Khaos
12-12-2009, 22:31
sayın evrensel
siz bir düşünce olarak eleştirisini yapıyorsunuz.
ben ise bir komployla ilgili şüphemi dile getiriyorum.
tüm idealizm türevlerinin son tahlilde egemenlerin egemenliklerini devam ettirebilmeleri adına üretilip desteklendiğini hatırlatmak istiyorum.
birilerinin ateist olması ürettikleri fikirlerin idealizmin türevi olmasını engellemiyor.buna niçe de dahil.
artık modern insan için tanrı fazla geleneksel ve kullanışlı da değil.
ateist görünümlü yeni bir animizmin işlevsel anlamda
tek tanrılı inançların yanına-karşısına değil- monte edilmesidir bu.elbetteki jargon bilimselleştirilmiş olmalıdır.
modern insan bilimsel zokaları daha çok sever.

evrensel-insan
12-12-2009, 22:40
Saygideger spartacus;

Var kavrami; insanoglunun algisinin, kavramlastirarak yansittigidir, neye? yansi verene, iste bu yansi verenin, ilk algisi vardir. Varlik ise turevdir.

Magaradan cikan adam, disariya baktiginda, beynin de ? ve ! isareti belirir. Iste var unlem ve sorunun ISARETIDIR.

Bunu buraya getirmemin onemi de, baslangic noktasinin insanoglu oldugudur, insandisi olan madde ve tanri degil. Nitekim madde kavrami m.o. 4000 yilinda verilmistir. Onden once varmiydi?

Tabi ki bir ? ve ! ISARETSIZ OLARAK, ISARETLEMEDEN hayvanda da vardir. Ama, onun isaretlemesinin ne oldugunu insanoglu algilayamaz. Cunku dialogu yoktur.

Kisaca, insanoglu; kendinden once olan herseyi, kendi yarattigi kavramiyla bilgi ve bilmeye tasimistir. Bu bilgi ve bilme de sadece kendi turu icindir. Baska bir varligi da ve de butunu kapsamaz. Ustelik kavramlastirmasini da, zamansal olarak uygulamistir. yani, isaret ettigi zaman. Zaman, insanoglunun her seyi kavramlayabilmesini saglayan en onemli soyut kavramidir.

Bu farkin onemi o kadar buyuktur ki, insanoglunu bilinc olarak metafizikten ve onun varlik teorileri ve ideolojilerinden, epistemolojiye ve onun bilgisel/bilimsel/bilissel gercekligine tasir. Hem tanriya olumlu veya olumsuz ihtiyac birakmaz, hem de insanoglunu maddeye mahkum edip kendi varligini unutturmaz.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
12-12-2009, 22:48
Saygideger anarchist;

siz bir düşünce olarak eleştirisini yapıyorsunuz.
ben ise bir komployla ilgili şüphemi dile getiriyorum.-anarchist-

Iste dogal dusuncenin bu komplosunu disaridan ancak evrensel-insan dusuncesi gorebilir ve resmini verebilir. Dogal dusunce kendi bunyesinde, bu komplonun ancak bir parcasini yerine getirir. Ideolojik farkliliklar gibi, ama kendisini goremez.

Bir odanin, tamamini iceriden goremezsiniz. Ancak odanin disina cikarak, tum odayi gorebilirsiniz. Disari cikan da evrensel-insan dusuncesidir. O da da dogal dusunce. Oyuzden de diyalektik dogal dusuncenin disina cikamaz.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
12-12-2009, 22:55
Saygideger spartacus;

kavramlaştırma-insan yoksa hiç bir şeyde yoktur demek değildir değil mi?-spartacus-

Var bir isaretleme, yok ise ifadedir. Yani var ile isaretlenmisin, bir cesit olumsuz veya negatif ifadesidir. Once varlik; yansitilmis ve bu varligin, ya kendisi, ya da karsiti ifadelendirilmistir. Iste bu dogal dusuncenin diyalektik tartismasi ve cikmazidir ve karakteristigidir, yani tabiati.

Bir seyin kendisi, ya kendini verir, ya da karsitini. Kendisi her zaman pozitiftir, kendini vermeside bu pozitifi kabul/onaylama anlamini tasir, karsiti ise negatifi, olumsuzu, reddi verir.

Ama kendisi olan bir seyin, karsilikli ifade edilisinin tek ifadesinin de mantiksal bir anlami yoktur. Yani, KARSITLARI TEKLEME TARTISMASIDIR.

Saygilarimla;
evrensel-insan

spartacus
12-12-2009, 22:59
İşte sevgili Evrensel konuda en azından benim işaret ettiğimde ? ve !. İzin verirsen şimdi mağarada yaşamıyorum ve ben kelimenin işaret ettiği ile ilgiliyim.

4000 Yıl önce kelime olarak madde yoktu, kelime olarak yoktu ama işaret ettiği her daim vardı. Bırak artık ? ! yerine bir isim vermişim, artık bu kelime hem bir kelimedir ama hemde bir işareti, bir karşılığı vardır. şu konuda beni ilgilendiren kelimenin kelime olması değil, işaret ettiğidir-salt anlamıdır-. Elma yemek istersem gider elmayı alır yerim. Elma da kelimedir, yemekde kelimedir, almakda kelimedir ama ben, gidip yiyorum. Neden işaret ettiği bir nesnel karşılık var ve bunu anlayabiliyorum. Ben elmaya elma demezkende elmayı yiyebilirim, dolayısıyla sen elmaya elma demezden evvel elma varmıydı dersen evet vardı, ama ben ona elma dememiştim, tanımlamamıştım hepsi bu. Yine gider yerdim. Ağaçdaki yaprak, zürafa yediği için değil, ağacın yaprağı olduğu içindir, doğrusu zürafa bir tanım yapmasada yiyebilir.

Şu konu itibariyle beni, kelimelerde salt anlamları ilgilendiriyor, işaret ettikleri ilgilendiriyor. Farzetki ben bir zürafayım.

evrensel-insan
12-12-2009, 23:02
Saygideger spartacus;

Ilk nedir ve neye/kime goredir?

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
12-12-2009, 23:19
Saygideger spartacus;

İşte sevgili Evrensel konuda en azından benim işaret ettiğimde ? ve !. İzin verirsen şimdi mağarada yaşamıyorum ve ben kelimenin işaret ettiği ile ilgiliyim. -spartacus-

Iste sorun da tam burda, sen isaret edilenle ilgilisin, halbuki onu isaret edenle ilgili olman lazim. Olunmadigi icindir ki, tanrisal yanasim ortaya cikmistir. Olunmadigi icindir ki maddesel yanasim ortaya cikmistir. Bunlari da ortaya atan gene isaret eden, yani insanogludur.

Saygilarimla;
evrensel-insan

AerA
12-12-2009, 23:39
Sevgili Uyar arkadaşım teori hakkında ki yorumlarımı istemiş ,

Bu teori evrim sürecindeki raslantısallığa çözüm olabileceğini ve bunu aydınlatabileceğini öne sürüyor ,"Evrim hükmediyor ama Darwin'in modası geçti" diyor Lanzanın ana sayfası.Evrenin hayatı değil ,hayatın evreni yarattığı söylüyor.Uzay ve zamanın biyolojik anlamlarının bilinen fiziğe integre edilmesi gerektiğini ,bu arada zaman ve uzayın obje veya şey olmadığı için ölçülemeyecek olmasından bahsediyor.Tüm izahat için biyolojiye ihtiyaç vardır diyor.

Benim fikrim ,yarın bir gün "Akıllı Tasarımcı" lara çok güzel malzeme olacağı yönünde.Çünkü teori öyle bir duruş sergiliyor ki tam olarak niyetini anlamıyorsunuz."Çift Yarık Deneyi" nden yola çıkarak ölen kız kardeşinin zamanın dışında ,aslında hem ölü hem yaşıyor olduğundan bahsediyor."Halen fizik big-bang in neden oluştuğunu ,niye olmaya ihtiyaç duyduğunu açıklayamadı" diyor.İşin içerisine biyolojiyide koyarak açıklayabiiriz diyor.Din kokusu yok ancak ulemanın dikkatini çok çabuk çeker ve kimbilir kimler kullanmaya kalkar.Ancak benim kanımca kullanmaya kalkanın elinde patlayacak bir teoridir.Çünkü rastlantısallığı ortadan kaldırayım derken bu sefer akıl nasıl oluşura takılacak ki Dennett "tam bu noktada ,en heyecanlı yerinde kesildi" diyor.

Klasik mekanik ve kuantum mekaniğinin bir şeyleri izahatı için biyolojik fotoğraflara ihtiyaç duyduğunuda zannetmiyorum.

Zaman teorinin ilerleyişini gösterecektir ,o zamana kadar bir şey diyemem ve ölüm varmı yokmu gibi basit gazete haberlerine konu olması üzücü.Fakat şahısın yazdığı kitaplara bakınca tıp ,eczacılık ve biyolojiye çok hizmetinin dokunduğu su götürmez bir gerçek.

evrensel-insan
12-12-2009, 23:48
Saygideger AerA ;

Benim fikrim ,yarın bir gün "Akıllı Tasarımcı" lara çok güzel malzeme olacağı yönünde-i.d.

Aynen; bu tip pozitivist, yani mustakil var olan varligi yok sayan dusuncelerin sonu; ya akilli tasarimcilik, ya da bireyci akilciliktir. Ikisi de, insanoglunun insanlasmasinin onundeki engeldir. Biri insandisi, digeri insanlikdisidir.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
13-12-2009, 00:31
Saygideger arkadaslar;

Insanoglunun, dusunce ve davranis olarak insan olma ve insanlik sunmasinin onundeki engeller, "hiclik/yokluk" temelinde uc tanedir.

Mustakil var olan varligi yok sayan pozitivizm
Gercek varligi/evrenselleri yok sayan nominalizm (isimcilik) ve
Yukumlulugu yok sayan nihilizm.

Iste akilli tasarimcilik ve bireysel akilcilik, kendi cikarina ve amacina uyarladigi olcude bu uc "hic/yok" ideolojilerini isine geldigi gibi kullanmaktadir.

Mustakil varligi dissal/gorunussel degerlendiren materyalizm ile
Mustakil var olan varligi; icsel/ozsel degerlendiren idealizm de insandisi yanasimlardir.

Gercek varligi; sadece nesnel/somut degerlendiren realizm ile;
Gercek varligi sadece oznel/soyut degerlendiren kavramcilik ta (kavramsallikla karistirilmamalidir) Gercegi, dogru ile karistirmakta ve diyalektik tartisma acmaktadir.

Tum bu metafizigin varliga yanasim ideolojilerinin tek benzer yani; insanoglunu goz ardi etmesi ve onu yasam ve iliskiyleriyle birlikte, baska bir inanca baglamasidir.

Halbuki epistemolojinin varlik turevi ve bilgisi, bilissel olarak; kavrami ortaya atarken; hem insanoglu maddesini, hem de onun beyin maddesini one cikarirken bunun fonksiyonu dusuncenin de kavrami yaratmasini ortaya koymaktadir. Bu temelde; mustakil var olan varlik, ortaya kondugu sekliyle bir uclemdir, yani; dusunce/madde/kavram bunlardan biri olmadan digeri ortaya atilamaz.

Zaten bu temelde de kavram intermediate gorevi gorurken, ayni zaman da kavramlastirarak belirleyici gorevi de gorur. Sonucta var yansir ve isaret verir. Iste bu isaretin algisi ve kavramlastirilarak yansitilmasi, bilgi/turev ve kavramdir. Madde de bir somut kavramdir, dusunce de bir soyut kavramdir.

Iste kavramin bir ozelligi de, diyalektigin tartistigi karsit uclari, birlestiren ve ucuncuyu veren unsur olmasidir. Cunku diyalektik tartismanin, indirgedigi nesnel/dissal lik ile; oznel/ozsel lik tartismasinin ne bir sonu vardir, ne de bir sonucsal cikari. Bu cikmazin devam etmesi de; insandisi ve insanlikdisi; bilimin, felsefenin, dilin sistem ve duzeni veren her turlu deger/tabu/verinin devam etmesi, insanoglunun kendi dogal dusuncesinin, kendi insanoz aleyhine surmesi demektir.

Bu belki ayrimci/cikarci/bencil/ v.s. bir insan ve insanlik kabullenen insanoglu icin tabidir, dogaldir, yapisaldir ve degismezdir. Ama; insanin ve onun insanligi icin ise, hayvan ile insan arasindaki bir gecis formudur. Ama, maalesef evrimle degil; birey bilincinin evrensel/insansal devrimiyle dusunceden silinmesi ancak mumkundur.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Khaos
13-12-2009, 00:36
madde mi dünceyi düşünce mi maddeyi,
madde mi ruhu,ruh mu maddeyi
maddemi tanrıyı, tanrı mı maddeyi
madde mi hayatı,hayat mı maddeyi

idealist şarlatanlık çok sık isim değiştirsede hep aynı

ugorur
13-12-2009, 01:10
Tartışmaları okuyunca aslında http://en.wikipedia.org/wiki/Gaia_hypothesis sini hatırlattı bu teori. Onuda göz önünde bulundurmak gerekir bence.

Saygılarımla
Umurcan Görür

spartacus
13-12-2009, 02:08
Aslında yeni bir şey yok. Akıllı tasarımcılar için yeterince malzeme mevcut. Malzemeden çok propaganda malzemesi olacağı görüşündeyim. Aslında tüm söylediklerimi şu 7 Lanza maddesine istinaden söylüyorum ama 5 nolu madde 18. Yüzyıl idealizminin farklı biçimde tezahürü olmuş.


Iste sorun da tam burda, sen isaret edilenle ilgilisin, halbuki onu isaret edenle ilgili olman lazim. Olunmadigi icindir ki, tanrisal yanasim ortaya cikmistir. Olunmadigi icindir ki maddesel yanasim ortaya cikmistir. Bunlari da ortaya atan gene isaret eden, yani insanogludur.

Sevgili Evrensel senle anlaşmak için zürafa olmam yetmiyor. Ben konudan bahsediyorum, konuda İŞARET EDİLENLE sen ki anlamsız yerlere çekiyorsun, genellemeci bir mantıkla kendine göre bir yerlere beni yerleştirip çıkıyorsun. Böyle kişiselleştirmeleri özellikle mi yapıyorsunuz, özellikle yapmıyorsanız şöyle bir iki gün kendinizi dinlendirin. Arasıra acıkın, yemek yiyin, ne bileyim kurtulun şu kavram karmaşanızdan. Ben konunun kelimelerden ibaretliğinden değil, İŞARET ettiğinden bahsediyorum siz haksızlık etmek için diretiyorsunuz. hala kavrayamadınız mı, şurada yazdığımız her şey kelimelerden ibaret.

Şimdi her kelime bir türetimdir, işaret edileninde türevidir değil mi ? E şimdi bunu bir kez bilmemiz yetmiyor mu ki, ben elmadan bahsederken nesnelliğine girmek istiyorum siz pat elma bir kelimedir, kavramdır, elma yoktur, yok şudur budur. Elma kelimesi boşlukda salınan bir şey değil, bir etkileşimin, bir yansımanın en önemlisi bir algının ürünü. Sonra ben nesnel bir şeyden bahsediyorum yani nesnel olanı işaret ediyorum diyorum bana dönüp somut bir karşılığı olmayan bir soru soruyorsunuz. her yazınızda önce başlığa bakın sonra yazın. işte soru ELMA yermisiniz? Ekmek yermisiniz, yemek yermisiniz siz ?! Cidden bu sorularıma cevap verebilecekmisiniz merak ediyorum! Öyleya şimdi hepside kelime, kelimeler yenmez ki deyip çıkıyorsunuz!!!!!!!!. İşte sizle anlaşamıyor olmamızın en temel sebebi, siz DİL in iletişim aracı olduğunu kavramış olmaktan çok uzaksınız. Dil ile oynuyorsunuz oysa bırakın biz anlaşabilmek, düşüncelerimizi ifade edebilmek için kelimelere başvuralım, aksi düşüncelerini ifade etme çabasında olan birine neyi ifade etmeye çalıştığına bakmaksızın kelimeleri ile oynamak hem ağır, hem haksızlık hemde üzücüdür.
Yemek yermisiniz Sevgili Evrensel?

Dedimya ben bir zürafayım, ağaçdaki yaprağa uzanıyorum, tanımlamıyorum, isim vermiyorum, afiyetle yiyorum. Ben ona yaprak demesemde onu algılayabiliyorum, kokluyorum, hissediyorum, görüyorum, onun varlığı(algılanması açısından ifade) benim onu tanımlamama bağlı değil, hatta yemem için dahi bir isim vermeme gerek yok. isim vermiş olsam dahi ben isim vermezden evvelde o vardı ve zürafalar-yani ben- yine yiyordu. Hatta kamera ile çekilebiliyor benim yaprağa olan açlığım! Söze ne hacet. Bu arada yaprağın varlığı zürafaya bağlı değildir. Bir ağacın yaprağının olması için illa bir zürafanın onu yemek istemesi şart değildir, gidip bir insanında ona yaprak demesinede bağlı değildir. isimsizdir ama boşlukda bir yer kaplar, rüzgarda salınır, sonbaharda solar dökülür, ışığı kırar yeşile çalar bir rengi olur... Hiç bir isim hiç bir tanım vermesekde algılayabiliriz. Algı isimlendirmeden sonra gelmez. Bir kez isimlendirildimi yine algılanan aynı şeydir, isimlendirilmeden öncesi içinde artık bu isimle ifade edilebilir. Ne yazık ki! düşüncelerimizi kelimelerden başka bir şeyle ifade edemiyoruz. O halde;

parmak ay'ı gösterdiğinde parmağa değil ay'a bakmalı. Yeterki ifade edilenin neler yardımı ile yapıldığı değil ne olduğu kavransın. Siz kavramaktan çok uzaksınız çünkü ifadenin kendisi ile değil araçları ile özellikle uğraşıyorsunuz.

evrensel-insan
13-12-2009, 02:16
Saygideger spartacus;

Dedimya ben bir zürafayım-spartacus-

Senin zurafa olman bir seyi degistirmiyorki, sonucta sana "zurafa" adini veren de yine insanoglu. Ustelik zurafa olman, insandisiligin ve insanlikdisiligin da kaniti.

Saygilarimla;
evrensel-insan

vartor
13-12-2009, 02:29
sevgili spartacus, basindaki o sislik masaya carpmandan dolayi mi?:)

evrensel-insan
13-12-2009, 02:37
Saygideger spartacus;

Yansiyan var ile, algisinin kavramlastirilarak yansitilmis varlik'in farkini gorebiliyor musunuz?

Saygilarimla;
evrensel-insan

spartacus
13-12-2009, 02:47
Soruya sorular ile cevap vermeyiniz. Sorumu yanıtlamazsanız bana yazmanızın anlamı yoktur. istirahat ediniz.

Soru: Siz Yemek yermisiniz ?

Sevgili Vartor yok yaprağa uzanırken rüzgar aşırı esmiş olmalı, kafama dal çarptı :)

evrensel-insan
13-12-2009, 02:57
Saygideger spartacus;

Siz Yemek yermisiniz ?-spartacus-

Yemek zorundayim. Yemeden yasanmiyor.

Saygilarimla;
evrensel-insan

AerA
13-12-2009, 13:57
teoriye göre doğadaki enerjinin ,allanıp pullanıp "bak işte ruh" denmediğini söyledim.ruh zaten zihnimizde var ettiğimiz metafizik bir kavram ,dolaplarda saklanan canavalar gibi.ruha küçükken inandırmışlar insanları ,alışkanlık olmuş.40 yaşında hiç teolojik bilgi görmemiş birine ruhtan bahsederseniz ,"evet ,evet..küçükken yatağımın altındaydıylar ve çok korkardım" der.

Khaos
13-12-2009, 14:22
enerji fiziksel gerçekliği tespit edilen ölçülen bir şey değilmidir.
oysa ruh bu şanstan tamamen yoksun bir inanış olmaktan başka anlamı olmayan bişeydir.
ruh ve enerji tamamen farklı şeylerdir.
insan mekanizmi bir türlü kabullenemez.
çünkü ölümlü olduğunu kabullenemez de ondan.
kendinden bir şeyin sonsuza kadar yaşamasını ister.
bu yalana kendini inandırabilmek içindir bütün bunlar.
gereğinde bu yalanı tutarlı bir paradigmaya dönüştürebilmek için tanrıyı yaratır , ruhu yaratır.
modern biçimiyle de fizikteki enrjinin çarpıtılmış biçimini yaratır.
madde hayatı değil hayat maddeyi yarattı önermesindeki hayat inananların kafasındaki tanrı düşüncesinin versiyonudur.

nogada
13-12-2009, 14:33
enerji fiziksel gerçekliği tespit edilen ölçülen bir şey değilmidir.
oysa ruh bu şanstan tamamen yoksun bir inanış olmaktan başka anlamı olmayan bişeydir.
ruh ve enerji tamamen farklı şeylerdir.
insan mekanizmi bir türlü kabullenemez.
çünkü ölümlü olduğunu kabullenemez de ondan.
kendinden bir şeyin sonsuza kadar yaşamasını ister.
bu yalana kendini inandırabilmek içindir bütün bunlar.
gereğinde bu yalanı tutarlı bir paradigmaya dönüştürebilmek için tanrıyı yaratır , ruhu yaratır.
modern biçimiyle de fizikteki enrjinin çarpıtılmış biçimini yaratır.
madde hayatı değil hayat maddeyi yarattı önermesindeki hayat inananların kafasındaki tanrı düşüncesinin versiyonudur.

Sayın anarchist;

Söyledikleriniz şeyler içinde insanların kendini bir şekilde mutlu etmelerine yarıyorsa ve kimseye zararı dokunmayan bir şekilde yoluna devam ediyorsa,baskıcı yada tutucu bir kimliğe bürünmüyorsa bunda sizi rahatsı eden herhangi bir şey bulunurmu.

Bizim istediğimi inanç şekli insanların özgür iradelerine bağlı olan ve istediklerine inanarak mutlu bir hayat geçirmeye bağlı bir inanç şeklidir.Ben demiyorumki her kez müslüman olsun yada değişik bir külte gruba dahil olsun.Benim istediğim inançsal sistem şudur.Kimsenin kimseye karışmadığı,kendi gerçekliğini zorla kabul ettirmediği,isteyenin istediğine inandığı ama toplum içinde herkein sosyal yaşantısında birbiri ile iyi ilişkilerde bulunduğu bir dünya var etmek.

İmzanızdaki sosyalizme dair vurguladıkalrınız mesela.Buda insanların bir başka arayışından ve düzen kurmasından ibaret geliştirilmiş ve uygulanmaya konulmuş bir düşünce ve ideolojidir.Bu güne kadar sosyalizm ile yönetilen devletlerin haline bir bakarmısınız neler vermiş sosyaliz insanlara.Şimdi diyeceksiniki oralarda yanlış uygulanmış yada amacından saptırılmış olduğu için düzen yürümedi yada insanlara birşeyler getirmedi.

İşte sorunda burda bir düşüncenin yanlış uygulanması yada baskıcı olması o inanç yada ideolojinin değil onu uygulayan insanların düştüğü yanlışlıklardan bu hale gelmektedir.İnsan tamahkardır ve eninde sonunda en güzel düşücneyi bile kendi bencil azru ve egoalrına göre düzenleyerek adeta bir silah olarak kullanır.

Bırakın herkez istediğine inansın,biz tüm bireyler olarak zorlamalar yada baskıalra, veya düzen içinden düzensizlik çıkaranklara karşı olmalıyız.Yoksa şu düyada kimsenin kimseye bir zararı olmaz.Yeterki içimizdeki ego canavarını ve bencilliklerimizi dizginlemeyi bilelim.

Saygılarımla...

Khaos
13-12-2009, 14:38
sayın nogada
ben felsefede başlayıp bilimde devam eden , ettirilen bir tartışmada düşüncemi ifade ettim.
kimin neye nasıl inanacağını kararlaştırmaya kalkmadım.
elbetteki dileyen dilediğine inanacaktır.bu engellenebilir değildir zaten ve benim derdim de bu değildir.
sadece gerçek nedir ile ilgiliyim ben.
ve bu tarz akılın belli paradigmaları kendi içinde tutarlı hale getirebilmek gayesiyle ortaya koyduğu kavramların gerçekleri ifade etmediğini söylemek kimsenin inancına müdahale değildir olamaz.

spartacus
13-12-2009, 14:44
Saygideger spartacus;

Siz Yemek yermisiniz ?-spartacus-

Yemek zorundayim. Yemeden yasanmiyor.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Demekki neymiş Evrensel

Kelimelerle oynamak kimseye yarar sağlamazmış. Anlaşacaksak anlamlar üzerinden olacak. İşte sizin her konuda yaptığınız (bu yaklaşımınız her konuda yapabileceğiniz bir şey değil, ne zaman ki konu kelimeleri tartışmak olur, ne zaman ki konu kelimemi türetür yoksa kendinde şey mi kelimeleri türetmemiz için algı oluşturur gibi bir tartışma konusu olur o zamandır. Ama her konuya bu şekilde dalga geçer gibi yazılar asmak bence hiç bir şeyi anlayamamak ve anlatamamakdan başka bir şey değildir), işte sizin ne yaptığınıza örnek, şimdi yeri anlamı nedir bunların hiç, bir saygınlığı olabilir mi olamaz;

Yemek bir kelimedir. var olan müstakil varlığın bir türevidir. Dolayısıyla insanoğlu tarafından türetilmiştir. Yemekte bir kelimedir. İnsanın yemesinin türevidir. Dolayısıyla insanoğlu tarafından türetilmiştir, yaşamakda öyledir ve kelimeler yenemeyeceğine göre sizde yemek yiyemezsiniz. Ama yemek yerim dediğiniz içindir ki, hem bencil hemde idealistsiniz. Oysa kaşarolojik bakış böyle yaklaşmaz. Bu yüzden kaşaroloji, kompostoloji den indirgemeciliği çıkartır, tostolojiden de tekciliği ayıklayarak ikisinden de bir kaşaroloji ortaya çıkartır. Bunun yanında ayranaoloji ve sucukolojiden tost yapılamayacağını bilir. varolan müstakil varlığın yansısının algısının yansısının türevinin türetimi nedir? (budur sizin yaptığınız)

İnsanlar konuşarak heleki böylesi alanlarda yazışarak anlaşır. Bu sebeple insanların söylediklerinin kelime olduğunu söylemekden önce ne demek istediği, anlamları, işaret edileni kavrama önemlidir. Ne denmek istediğine bakarsınız sizde anlayabilme kaabiliyetine sahip olduğunuzu keşfedeceksiniz. İşte örnek Yemek yermisiniz ? dedim Yerim dediniz. Demek ki neymiş anlamaya çalışacağız, aksi insanlarla dalga geçmekden öte tek bir şey yapmıyorsunuz.

nogada
13-12-2009, 14:49
Anlıyorum sayın Anarchist.Ben sizi yanlış anlamış olmalıyım demekki.Bu yüzden özür dilerim.Fakt burda çoğu insan kendi fikrini karşısındakine empoze etmekte ısrarcı olduğu için genel kanı ile böyle bir tepki verdim(bilinç altısal bir durum olabilir).

Saygılarımla...

Khaos
13-12-2009, 15:01
sayın nogada
gerek politika ve gerekte islam başlığındaki tartışmalar hepimizin bilinçaltında böyle bir genel bir kanı ne yazık ki oluşturdu.
ben de zaten bu nedenle ordan kaçıp o yüzden buraya ve bu tartışmaya biraz da balıklama atladım.
bir düşünce olarak idealizmle mücadele halindeyim ve bunu materyalizm adına yapıyorum.
ancak özelde dinlerle yada dindarla onları baskı altına almaya yönelik bir tarzım yok.
bunlar insanlığın ortak aklının üretimidir.
geçmişte peygamberler de insanlığın ortak aklının temsilcisiydiler.
her biri hem devrimci hem de filozoftu.ve toplumlarının evrimi adına ortaya koyup gerçekleştirdikleri şey yaşadıkları toplumun ortak aklının evrimi ve ihtiyacının ürünüydü.
bu bağlamda bu iki düşünce insan varoldukça varolacaktır.

tayyare
13-12-2009, 17:44
Çok hücreli canlıların yaşamı boyunca, sürekli ve her an, çok sayıda hücresi ölür, yenileri oluşur.
Diyelim ki bu canlının adı anarchist olsun.
e-insandan ödünç aldığım terimle kendisi (anarchist) bir müstakil yaşam formudur. Hücresi öldü diye kendisini öldü ilan etmiyoruz. Ama sözkonusu hücresi/leri ölmüştür ve müteveffa hücre/lerine hakkın rahmetini diliyor kendisine sabır temenni ederiz o durumda. Buraya kadar tamammı ?
Yüce gök gecinden versin, bir gün anarchistin bütün hücreleri öldüğünde kendisini cennette kabul edeceğiz. Ama bir müstakil göçtü diye bütün dünya öldü demiyeceğiz.
Yani her ünite bir üst ünitenin üyesidir. Dünyayı müstakil bir yaşam formu olarak algılayamazmıyız ?

evrensel-insan
13-12-2009, 17:50
Saygideger spartacus;

Bakin sizin daha iyi algiliyacaginizi umarak sondan baslayip cikarsama metodu uygulayacagim.

Yemek bir sondur ve bilgidir, turevdir ve kavramdir. Yemek kavrami, ya bir is, olus hareket bildiren bir yuklemdir, ye de yeme yukleminin ismidir. simdi kavramdan geriye cikariyoruz. Yemek kavraminin olabilmesi icin, yemekle KAVRAMI OZDESLESTIRMEK GEREKIR. Yani, yemek=kavram. Demekki ortada bir KAVRAMLASTIRMA vardir. Bu kavramlastirmanin olabilmesi icin, yemek ile kavramlasacak olanin algisi gerekir, bu algiyi veren yemek olarak kavramlasacak olanin yansisi gerekir ve bu yansiyi verecek vari gerekir.

Iste vari yansiyanin, algisinin kavramlastirilarak yansitilmasi yemektir ve bir bilgidir ve turevdir. Burada varinyansisi; algilanarak KAVRAMLASTIRILARAK YANSITILMISTIR. Yani, YANSITMA, YANSIMANIN TUREVIDIR.

Simdi bu temelde de ben sana soruyorum. Vari yansiyan ile algilananin kavramlasarak yansitilmasi arasindaki farki gorebiliyormusun.

Algisi kavramlastirilarak yansitilan varin yansisi nedir?
Algisi kavramlastirilarak yansitilan, yansiyan var nedir?

Soyle diyelim; Eger algisinin kavramlastirilarak yansitilmasi, yemek ise; var veya vari yansiyan ve de varin yansisi nedir?

Eger bu farki gorebilirsen, seninle ayni kulvarda yazisabilecegiz.

Saygilarimla;
evrensel-insan

vartor
13-12-2009, 17:51
NogadaBizim istediğimi inanç şekli insanların özgür iradelerine bağlı olan ve istediklerine inanarak mutlu bir hayat geçirmeye bağlı bir inanç şeklidir.Ben demiyorumki her kez müslüman olsun yada değişik bir külte gruba dahil olsun.Benim istediğim inançsal sistem şudur.Kimsenin kimseye karışmadığı,kendi gerçekliğini zorla kabul ettirmediği,isteyenin istediğine inandığı ama toplum içinde herkein sosyal yaşantısında birbiri ile iyi ilişkilerde bulunduğu bir dünya var etmek.
Sonuc olarak, bizim istedigimizden farkli bir sey degil istediginiz. Ancak dinlerin baskici tutumu ve bu isi meslek haline getirmis bazilarinin ekmek parasi geregi, pek de basarili olamadigi ve olamiyacagi da ortada degil mi? Cogu imanlilarin, din uzerine yapilan elestirileri cevaplarken, sahsiyete doktugunu, her seye kadir inandiklari allahi bile korumaya calisarak, hatta adina cinayetler isledigini gormezden gelemezsiniz. Taraftarlarini tutmak icin, cennete gidisin tek yolu kendi dinleri oldugunu, inanirlarina baski ve cehennem korkusuyla diretip, yine fikir ozgurlugune mani olan dinler degil midir? Bizler, ateist olursaniz siz e mukaafat veririz mi diyoruz, veya ebediyen yakariz mi diyoruz?
Biyolojik olarak buyuk farkliliktan ziyade, benzerlikler gosterdigimiz diger canlilardan en buyuk farkimiz beynimiz; hayal gucumuzu gerceklestirecek dusunme ve iletebilme mekanizmasi; Ihtiyaca gore tanri yaratmadigimizi da, su an allaha inanlar bile, biraz tarih okumus, duymussa, soyleyemez...

sergenci
18-06-2012, 21:32
Nogada
Sonuc olarak, bizim istedigimizden farkli bir sey degil istediginiz. Ancak dinlerin baskici tutumu ve bu isi meslek haline getirmis bazilarinin ekmek parasi geregi, pek de basarili olamadigi ve olamiyacagi da ortada degil mi? Cogu imanlilarin, din uzerine yapilan elestirileri cevaplarken, sahsiyete doktugunu, her seye kadir inandiklari allahi bile korumaya calisarak, hatta adina cinayetler isledigini gormezden gelemezsiniz. Taraftarlarini tutmak icin, cennete gidisin tek yolu kendi dinleri oldugunu, inanirlarina baski ve cehennem korkusuyla diretip, yine fikir ozgurlugune mani olan dinler degil midir? Bizler, ateist olursaniz siz e mukaafat veririz mi diyoruz, veya ebediyen yakariz mi diyoruz?
Biyolojik olarak buyuk farkliliktan ziyade, benzerlikler gosterdigimiz diger canlilardan en buyuk farkimiz beynimiz; hayal gucumuzu gerceklestirecek dusunme ve iletebilme mekanizmasi; Ihtiyaca gore tanri yaratmadigimizi da, su an allaha inanlar bile, biraz tarih okumus, duymussa, soyleyemez...



İlgi çekici güzel bir konu, müslüman arkadaşlara iletileri bıkmadan okumalarını tavsiye ederim. Sn. vartor hocamın son iletiside çok sey ifade ediyor. Esenkalın.