PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Bilim Evrim Teorisini Reddetti mi?


exclusive
02-02-2006, 02:13
Yaradılış fikrini savunanlar evrim teorisin 100 yıl önce çökmüş bir teori olduğunu, modern bilimin evrimi çoktan reddedip yaradılış gerçeğini(!) benimsediğini ve günümüz bilimadamlarının da evrim iddiasına sadece gülüp geçmekte olduğunu söylüyor.

Bence bu adamlar, uluorta olmasa da, bilim adamlarının cinler üzerine araştırmalar yaptığını hatta Amerikalı bilimadamı Dongley'in morötesi ışınımlar sayesinde bir cinin yaydığı EKG dalgalarını gözlemlemeyi başardığını bile söylüyorlardır...

Tabiki bu yalan lafları bu kadar çok kaynaktan duyan pek çok cahil, her duyduğuna inandığı gibi bunlara da inanmakta ve evrim teorisinin çoktan çöktüğünü zannetmektedir.

Aralık 2005 tarihinde, pekçok bilim örgütü tarafından ödüller almış ve 38 kez "dünyanın en iyi bilim dergisi" seçilmiş Science Dergisi tarafından "2005 sona ererken en başarılı bilimsel çalışmalar" değerlendirmesi yapılmış ve dünyanın çeşitli üniversitelerden katılan bilim adamlarının jürliği sonucu "şempanzenin gen haritasının çıkarılması", "ilk nano robot projesinin gerçekleştirilmesi", "Nasa'nın kuyruklu yıldıza sonda yollayarak elde ettiği şaşırtıcı bulgular", "Satürn'un ayı Titan'a iniş yapan Huygens aracı" gibi pek çok bilimsel çalışma arasından sıyrılarak gelmiş geçmiş en başarılı bilimsel çalışma seçilen ve 1. sıraya layık görülen çalışma "EVRİM TEORİSİ" olmuştur.

Neticede evrim teorisi halen bilmin gözdelerindendir ve bu konuda bilimsel çalışmalar devam etmektedir.

Bu konuda yanlış bilgiler aktaran kişilerin başında da harun yahya gelmektedir. Aktardığı yanılgılara "gerçek" süsü verme gayretiyle çabalayan bu .. şahsiyet, adı "bilim araştırma vakfı" olan ancak şimdiye değin hiçbir bilimsel araştırma yapmamış olan ve bünyesinde akademik ünvan sahibi tek bir bilim adamı bile barındırmayan bir vakıf dahi kurmuştur.

aldostu
02-02-2006, 02:29
(Yaradılış fikrini savunanlar evrim teorisin 100 yıl önce çökmüş bir teori olduğunu, modern bilimin evrimi çoktan reddedip yaradılış gerçeğini(!) benimsediğini ve günümüz bilimadamlarının da evrim iddiasına sadece gülüp geçmekte olduğunu söylüyor. )......Exclusive

Sevgili Ex. ;

Bizi Harun Yahya Hoca Efendimizle ( !!! ) aynı kefeye koyarak , bize biraz ayıp etmişsin..

İnkar edenler dinci tayfası..

Ben yaradılışa inanan bir insan olarak , evrimin inkar edilemez bir gerçek olduğunu kabul ediyorum..
Bilimsel iddianın dışında , bilimsel tesbitler var..nasıl inkar edersin kii..

Ama Ateistler tahtıravallinin bir ucunda...dindarlar da öbür ucunda..

Evrim tabi ki gerçektir..
Yaratılmış varlıklar , yartılışın gereği olarak evrime uğramışlardır..
Ve evrim halen devam etmektedir..

exclusive
02-02-2006, 04:30
Aldostu, seni harun yahya gibi birisi ile aynı kefeye koymayacağımı iyi bilirsin. "Yaratılış fikrini savunanlar" biraz geniş bir ifade olmuş, bunun içine deistler bile girebilir ama benim kasdettiğim harun yahya tayfasıydı, yani "akıllı tasarımı" savunan ve yaymaya çalışanlar...

sodomo
02-02-2006, 08:02
exclusive, evrim teorisi senin varlığını açıklamaz yani sen evrimsel süreçlere bağlı olmadın hiç bir zaman, evrim ancak senin biyolojik formasyonunu tanımlayabilir ki o da sen değilsin.

exclusive
02-02-2006, 08:31
Sana katılmıyorum sodomo. Senin kasdettiğin "ben" kavramı yani benlik bilinci anlamındaki "ben" geçirdiği evrimi ve değişimi-gelişimi birebir gözlemlediğim birşeydir.

10 sene önceki "ben" ile 5 sene önceki ve şimdiki gerçekten ciddi ölçüde farklıdır. Bence bu da bir evrimsel süreçtir.

Evrimin adaptasyon ve seleksiyon mekanizmaları nasıl canlıyı daha güçlü ve dayanıklı kılacak şekilde işliyorsa ve yeni organlar-sistemler geliştirerek hayatta kalma becerisini arttırıyorsa, "ben"in geçirdiği evrimde de bunun aynısı düşünce-bilinç düzeyinde gerçekleşiyor, fikirler olgunlaşıyor, çocuksu düşünceler seleksiyona uğruyor ve yerlerini ciddi-rasyonel düşünceler alıyor. Halk arasındaki tabirle insanın ayakları yere basmaya başlıyor...

Bu değişimde yaşın ilerlemesiyle zekanın gelişmesinin de büyük payı vardır ancak bana göre tıpkı evrimde olduğu gibi bir adaptasyon-ortama uyum sağlama sürecinin de varlığı yadsınmamalıdır. Bir çocuk çok ileri zekalı bir zeka küpü bile olsa ve yaşıtlarına nazaran çok hızlı öğrenip tonlarca bilgiyi kavramış bile olsa sorumluluk bilincine ancak düşünsel bir evrim sonucu sahip olabilir. Zira böyle bir bilincin yaşamsal zorunluluğu kavranmadıkça ya da çocuğun içinde bulunduğu ortam onu sorumluluk almaya mecbur bırakmadıkça sorumluluk bilinci de gelişmez. Hani hep denir ya "şımarık zengin çocuğu" diye, işte o hesap. Gerçekten de insanın içinde bulunduğu şartlara göre insanın kişiliği şekillenir ve ona hayatta kalması için uygun davranışları sergiletecek şekilde değişir. Bu evrim değildir de nedir?

sodomo
02-02-2006, 08:35
exclusive, farklı bir şeyden bahsediyorsun. Bu anlattıkların ""ben" in varoluşu ile değil onun varolduktan sonraki süreçleri ile ilgili. Ben "sen" in varoluşunun evrimsel bir dayanağının olamayacığını söyledim.

sodomo
02-02-2006, 08:43
veya şöyle bir örnek vereyim ; bir otistik veya ileri derece zeka özürlü bir çocuk düşün. Bu çocuğun senin bahsettiğin gelişme veya ruhani olgunlaşma süreçlerini yaşmayacağı aşikar ama o da aynı senin gibi "Ben" ile yaşayacaktır ve kendini algılamaya devam edecektir.

sodomo
02-02-2006, 08:46
buradaki ilginç durum şudur ki ; bütün kendisini oluşturan her parçada bütünüyle mevcut. İşte bu bizim klasik mantığımız ile taban tabana zıt çünkü biz bütünü parçaların toplamı olarak biliriz.

exclusive
02-02-2006, 09:20
Peki sence bunu açıklayan şey "ruh" mudur?

Bence evrim teorisi ilkel tek hücrelinin nasıl oluşabileceğini açıklıyorsa ve bu canlının nasıl evrim geçirip çeşitlenerek geliştiğini açıklıyorsa ve de akılsız canlılardan nasıl akıllı canlılar türediğini açıklıyorsa (ki evrim teorisinin yaprığı açıklamalar tam da bu konular üzerinedir) Bu durumda "ben"in nasıl varolduğunu da zaten açıklamıştır...

Senin bütünün kendisini oluşturan her parçada olması diye ifade ettiğin şey sanırım canlının her hücresinde varolan ve bütüne ilişkin veriler içeren DNA zinciridir. Bunda şaşılacak bir durum yok çünkü bütünü oluşturan her bir parça zaten aynı kökten gelmekte. Nasıl ki dünyada yaşayan tüm canlıların kromozom yapısı(sayısı değil) aynı ise(hatta tam anlamıyla bir canlı sayılmayan virüsler için bile durum aynıdır) ya da tüm insanların kromozom sayısı aynı ise, senin milyarlarca hücrenin herbirinde bulunan DNA'nın da aynı olması ve sana has olması normaldir çünkü seni oluşturan bu milyarlarca hücrenin herbiri aynı yumurtadan ortaya çıkmış ve çoğalmıştır.

sodomo
02-02-2006, 18:48
buna "ruh" demeyelim ama "can" veya "irade" sözcükleri daha uygun düşüyor çünkü "ruh" dediğimiz zaman bizde var olan ama bizden ayrı bir ontolojik varlıktan bahsederiz ki bence bu gerçek dışı bu yüzden "can" kavramı ile ifade etmek daha doğru çünkü "can" veya "irade" sözcükleri seni hem biyolojik varlığın ile hem bunu aşan "benlik" duygun ile kavrıyor.

DNA konusuna gelince, bu da senin biyolojinin kristalize edilmiş veya özetlenmiş bilgisini oluşturuyor . Tabii buradaki espiri şu; "ben" in biyolojik varoluşunun veya madde alanına girişinin bilgisi olan DNA "ben"i oluşturmuyor yalnıca onun madde alanına geçişinin ne şekilde olacağını belirliyor

korelmis
02-02-2006, 21:00
Evrim Teorisi, canlı bedenlerindeki karmaşık ve hayranlık uyandıran tasarımların varlığını açıklamaktan çok uzaktır ve canlı bedenlerinin nasıl ortaya çıktığı konusunda evrimsel mekanizmalarla getirilen açıklamalar, canlılardaki komplekslik karşısında insanı bi tarafıyla güldürecek derecede basit kalır. Ancak dine inanmayan insanların evrimden başkaca inanacakları birşey de olmadığından bu inanç sistemi hala sürdürülmektedir.

Mantıklı düşünen ve gözlerini yummayan ve doğrulardan inatla yüz çevirmeyen her insan, evrimsel mekanizmalarla canlıların oluşumunun mantıksızlığını görecektir.

Bir örnek vereyim:

-Bir insan spermi yumurta hücresini dölledikten sonra, yumurta hücresi başka spermlerin içeri girmesini önleyecek mekanizmalara sahiptir. Bu mekanizmalar eğer evrimle -yani sonradan- ortaya çıktıysa bu mekanizmaya sahip olmayan önceki canlılar nasıl hayatlarını devam ettirebilmiştir? Çünkü birkaç spermle döllenmiş bir yumurtanın canlıyı oluşturması mümkün değildir. Buradaki soru insan vücudundaki tüm hayati ve neslin devamını sağlayan özellikler için de geçerlidir.

exclusive
02-02-2006, 22:15
Evrim Teorisi, canlı bedenlerindeki karmaşık ve hayranlık uyandıran tasarımların varlığını açıklamaktan çok uzaktır... ...evrimsel mekanizmalarla getirilen açıklamalar, canlılardaki komplekslik karşısında insanı bi tarafıyla güldürecek derecede basit kalır..
allah "ol" dedi, oldu. Bu açıklama hiç basit kalmıyor değil mi...

Tabi "allah insanı çamurdan yarattı" dediğimizde insan doğasındaki karmaşıklık ve hayranlık uyandıran unsurlar son derece net bir açıklama buluyor.

korelmis
02-02-2006, 22:41
Exclusive kardeşim,

Dedemin dedelerinden birinin, bir toz zerresi büyüklüğünde tek hücreli bir canlı iken zamanla doğal şartlarda kendiliğinden evrimleştiğine inanmam.

Ama bedenlerin tasarımında gördüğüm muhteşem sanatın sahibinin "ol" demesiyle olacağına, insanı topraktan(topraktaki maddelerden) inşa edeceğine inanırım.

İnşallah sen de inanırsın. Ciğerlerine çektiğin her nefes Eyvah demeden Allah deyip iman etmek için sana verilen bir fırsattır.

deli_cevat
02-02-2006, 23:05
sevgili körelmiş ; sana cevap yazmak istiyorum ilk olarak verdiğin örnek mantıksızlık sınırlarını zorluyor çünkü hem günümüzün gelişmiş üreme sistemlerinde bulunan seçici geçirgenlik olgusundan bahsediyorsun hemde bundan daha basit bu olgunun bulunmadığı sistemlerden bahsediyorsun evrim süreci içerisinde eğer orda seçici geçirgenlik yoksa başka bir üreme olgusu vardır
ikinci olarak yazından anladığım kadarıyla sen evrimi tamamen reddediyorsun yani tüm canlıların yaradıldıkları gibi olduğunu idda ediyorsun madem öyle YARASALARIN NEDEN GÖZÜ VAR bu soruya evrim cephesinden gelecek yanıt nettir kullanılmayarak körelmiş bir organ ve yarasaların ilerki evrim süreçlerinde muhtemelen yok olacak

korelmis
02-02-2006, 23:10
Kardeşim,

İnsan vücudundaki körelmiş organlarla ilgili sorulara cevap vermeye çalıştığım bir sitem var:

http://korelmisorganlarmeselesi.sitemynet.com

Diğer canlılardaki köreldikleri iddia edilen organlar konusunda yeterince bilgi sahibi değilim. Ancak yarasaların kör olmadığını ve bir dereceye kadar gördüklerini biliyorum. Bence, sistemler her canlıda ihtiyaca göre yaratılmıştır, yarasaların gözleri de olmaları gerektiği derecededir. Ne eksik ne fazla...