PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Vasiyete Bağlı Defin Hakkı


dilaver
20-08-2011, 22:46
Safa kaçmaz sitesinden aldığım bir maili paylaşmak istiyorum ve içeriğine kesinlikle katılıyorum :

İmamsız, İmansız, Papazsız,

Namazsız, Duasız, Kilisesiz, Camisiz...


Vasiyete Bağlı Defin Hakkı !


Şu ülkede, "Dinsiz yaşayıp Dinsiz defnedilen" kaç aydınımız var?

Yurtdışında ölmüş olan Nazım Hikmet ve benzeri sürgün ölümlerini dışarda tutarsak, koca memlekette Aziz Nesin dışında, bu noktada, cenaze töreninde, sözü ile eylemi tutarlı çok fazla örneğimiz ortaya çıkmamış gibi...

Hikmet Kıvılcımlı'dan Behice Boran'a kadar materyalist ve tanrı tanımaz olarak tanınan çok sayıda önder kişinin cenazesi bir Cami'de yapılan dinsel törenle sonuçlanmıştır. Burada onları suçlamıyor; bir olguyu tanımlamak istiyoruz.

Bu noktada, tekil ve ender olan örnekler, bir ateistin dinsel tören yapılmadan defnedilmesidir.

Ne yazık ki, yaygın ve genel olan uygulama, ateistler için, dinsel törenlerin yapıldığı cenaze törenleri olmaya devam ediyor.

İnsanların bütün ömürlerini ateist geçirdikten sonra, bir camide İslami veya bir kilisede İsevi törenle defnedilmesi ona karşı yapılan çok "kötü" bir davranış gibi geliyor bize. Katledilmesinden sonra, "İsa'ya inandığı" iddiasıyla Hrant Dink'in cenazesi de, kilise'de dinsel bir törenden geçerek gömülmüştü.

Bu, hayatları boyunca ateist olarak , dinsel ayrılık ve dinsel bağlılığa karşı çıkarak yaşayanların anısına karşı yapılan çok büyük bir haksızlıktır...

Kolektif bir çaba ile ateist cenaze törenleri için bir metin çıkaralım...

Bir "vasiyetname" türü belge olsun bu...

İnsan sağken, aklı yerinde iken yazılı bir metin imzalasın; ölünce de bu yazılı talebi uygulansın...

"Ölüm töreni vasiyeti"nin hukuki bir çerçevesi de olsun.

Hem "ölü sahipleri" çevreleri bakımından zor durumda kalmasın.

Ve fakat hem de, ömrü ateist geçmiş bir insana karşı haksızlık edilmemiş olsun.

Biz ateistler, bu toplumda sadece "ölene kadar ateist" kalabiliyoruz; ödüğümüzde ise, savunmasız durumda iken, toplum ve devlet tarafından cenaze töreni sırasında "dindar" kişiler kapsamına dahil olmaya zorlanıyoruz...

İsteğimiz dışında kimliklerimize "İslam" ibaresi yazan devlet tarafından; tüm ömrümüz boyunca istemediğimiz halde hergün sabahtan geceye kadar 5 vakit ezanını dinlemeye zorlandığımız Cami'de, bizler için "abdestsiz namaz"lar kıldırılmasını; din adamları önderliğinde bizler için dini tören düzenlenmesini, yokluğumuzda varlığımıza yöneltilen bir saldırı addediyoruz.

Biz ateistler, acısını daha yaşarken tatmaya başladığımız bu alçaltıcı duruma düşmeyi artık ortadan kaldırmak istiyoruz. İçimizde, öldüğümüzde başımıza geleceği düşünerek kapıldığımız bu korku ve üzüntü ile yaşamak zorunda değiliz.

Tüm ateistlere anımsatıyoruz ki, bir ateistin cenaze törenine, "Cami'de randevu" verme tutumu; verilen randevuya giderek "Cami'de abdestsiz namaz kılmak" üzere saf tutma veya bu ayini farklı biçimlerde, isteksizce de olsa, kabullenme tutumları hatalıdır.

Böyle bir durumda, cenaze töreni yapılan ateistin tüm moral değerlerine karşı bir suç işlenmektedir. Katılımcı ateistler için de, çok ciddi bir tutarsızlık oluşturan bu duruma artık son vermek istiyoruz.


Dini Törensiz Defin Vasiyeti !

Ateist'in Ölü Bedeni Ateist Anlayışa Uygun Defnedilsin!

saygılarımla

yucemanitu
21-08-2011, 00:21
Evet gereksiz bir yığın tuhaf ritüel saatlerce ceset ortada. Yok yıka, yok efendim kefenle. Ölünün yakınları için bunlar işkence zaten avaz avaz ağlamalar, sinir buhranları... Ulan zaten bir iki gün sonra çürüyecek bir şeyin neyini yıkayıp kefenliyorsun. Çok isteyen böyle devam etsin ama; istemeyene de merasimsiz gömülme hakkı verilsin yahu. Ben ölünce sadece Ateist olduğum için değil beni sevenlere işkence etmemek için de merasimsiz bir şeysiz hemen gömülmek isterim şahsen.

VraeL
21-08-2011, 01:16
Simgesel anlatım ve duygusallık işte nolacak.

Ölümü kabullenememe, bağlılık, gerçeklere alışamamak...

Tüm bunlar cenaze törenlerini, kurganları, mezarlara değerli eşyalar koymak gibi gelenekleri getiriyor beraberlerinde.

Geçmişte insanlar daha duygu yüklü, daha simgesel anlatıma meyilliydi. O dönemin insanları doğal olarak mezarları daha görkemli yapıyor, üstelik hala yaşayacaklarına inanarak mezarlara değerli eşyalarını koyuyorlardı.

Tüm bunlar ölümden sonra yaşama dair "umud"un birer göstergeleri.

Günümüzde insanlar dinden eskiye nazaran daha uzak, dinin kendileri üzerinde oynadığı etkiye daha az izin veren, daha özgür yapıdalar.

Doğal olarak mezarların görkemide düştü artık. Bir tane mezar taşı, ve üzerine yazılan 1-2 anlamlı söz yetiyor.

Tabi nufüsun kat kat artışıda etkiliyor...

ereninthenature
21-08-2011, 05:46
Ben oldukten cokta umrumda degil acikcasi.Isterse kumbaya oynasinlar cesedimin basinda.

Fatiha okusunlar mezarin basinda , Isa'ya dua etsinler.:D

dilaver
21-08-2011, 21:34
Bu arada Turan Dursun'un da vasiyetinde dini tören olmadığı ve cenazesinin bu şekile kaldırıldığını hatırlatalaım. Bu konudaki detaylar Milliyet Arşivinin 06/09/1990 tarihli nüshasında mevcut.

Yakın tarihli bir diğer örnek, Aziz Nesin.

saygılarımla

selanikli
21-08-2011, 21:52
Ben çocuklarıma; dini tören yapılmaksızın mümkünse toprağa gömmelerini, mezar yapılmasa da olacağını vasiyet edeceğim.
Eğer herhangi bir mezarlığa gömülmeme izin verilmiyorsa, yakıp küllerimi rüzgara savurun ya da denize dökün diyeceğim.
Herhalde zorla din adamı gönderecek değillerdir.

barristor
21-08-2011, 22:10
Bu arada Turan Dursun'un da vasiyetinde dini tören olmadığı ve cenazesinin bu şekile kaldırıldığını hatırlatalaım. Bu konudaki detaylar Milliyet Arşivinin 06/09/1990 tarihli nüshasında mevcut.

Yakın tarihli bir diğer örnek, Aziz Nesin.

saygılarımla

Bu milletin gercek Atasi Mustafa Kemal Ataturk'unde nasinin camiden kaldirilmamasi ve sozde kilinan cenaze namazinin tek bir kare goruntusunun bile olmamasi, onun da hayat gorusune onemli bir ispattir..

selanikli
21-08-2011, 22:19
Bu milletin gercek Atasi Mustafa Kemal Ataturk'unde nasinin camiden kaldirilmamasi ve sozde kilinan cenaze namazinin tek bir kare goruntusunun bile olmamasi, onun da hayat gorusune onemli bir ispattir..


Atatürk'ün dinsiz olduğu tartışılmaz bir gerçektir zaten.
Ancak yukarda belirttiğiniz bilgilerden haberim yoktu.
Teşekkürler.

moment
21-08-2011, 23:07
Defin töreni işlemlerinde imamın talimatları rol oynamaktadır. Defin tarzı da bana doğru bir yöntem olarak gelmemiştir. Mezarın içine cenaze yakınları indirilir, onlar mezarın kenarına konan kefenli cenazeyi tutarak mezarın içine indirirler. Acılı, üzüntülü insanlara bu işlemi yaptırmak bana insafsızlık gibi görünüyor. Hatta cenazenin yıkanması işleminde bile yakını yardıma çağrılıyor. Bunları herkes kaldıramaz. Bu konuların görevliler tarafından yerine getirilmesi gerekir. Cenaze mezara indirildikten sonra imamın talimatları doğrultusunda cenazenin başı kıbleye bakacak şekilde konumlandırılıyor, vücudu yan çevriliyor falan. Bu işlemlerin cenaze yakınlarına yaptırılmasını, uygulama şeklini yanlış buluyorum. Filmlerde gördüğümüz hıristiyan defin işlemlerinde ise cenaze tabutla ipler yardımıyla mezara indirilir ki bu daha sağlıklı ve rahatsız etmeyen bir yöntem, eğer öyle yapılıyorsa. Konuya geri dönelim, ağaçlar konduktan sonra toprak atılırken imam duaya başlar. Bir ateist ne cenaze namazında ne de bu dualarda el kaldırmaz, saygı duruşunda bulunur ki bu da onun için pek kolay bir durum sayılmaz. Ama zaten İslamın temel prensibi insana acı çektirmek üzerine kurulmuştur. Ağlamak gülmekten makbuldür. Toprak atma işlemi bittikten sonra katılımcılara mezar başında etli pide, ayran vb şeyler ikram edilir. Mezarın başında bunları yemek de bana hoş görünmemiştir. Sonra ölmek de oldukça pahalı bir iş, masrafları canlıdan daha çok. Yaşlılar ölüm parası biriktirme derdine düşer. Arkasından tebareke törenleri başlar ki inanmayan için tam bir eziyettir. Bu işleri daha sade ve teknik bir törenle yakınları üzmeden halletmenin yolları, seçenekleri olmalıdır. Aile ilişkilerinde bunlar epey bir kargaşa oluşturabiliyor. Bu konularda da alınacak yol olduğunu görüyorum. Kimisi mezarının başında şarap içilmesini isteyebilir ki bence oldukça anlamlı olur, kıymalı pide yemekten. Kimisi müzik isteyebilir falan.

milomanara
22-02-2012, 13:17
Ölümden korkmak ve ölüyü tahayyül edebilmek temelde dinlerin de varlık ve doğuş sebebidir. Tamamen ilkel ve irrasyoneldir.

Bugün obeziteyle "savaşan" her insan evladı külli miktarda kaynağı alt yapı ve teknoloji sayesinde depolayabiliyor. 1kg zayıflamak için 7000 kalorilik eksik beslenmeye ihtiyacınız var yani 10kg fazlası olan insan 70.000 kalori fazla enerjiyle ortalıkta geziniyor. 1 kalorinin bir litre suyun sıcaklığını 1 santigrat artımak için gereken enerji olduğunu düşünürseniz, bu arkadaşın 700 litrelik koca bir havuzu kaynatacak enerjiyle gezdiğini söyleyebiliriz.

Bu enerji ve yapı taşlarımız olan proteinler kıymetlidir. İnsan cesetleri de geri dönüştürülmeli ve ekolojik olarak doğaya geri döndürülebilmelidir. Yine yıkayıp gömmek isteyen gömsün de, ben kedi maması olmayı tercih ederim.

Natan
22-02-2012, 19:16
Yapılan arkeolojik araştırmalardan anlaşıldı üzere, insan türünün ölü bedeni ilkel törenlerle toprağa gömülüyordu. Bu ilkel merasimler kısa ve matemli geçmekteydi. Bugünkü Irak topraklarında, bazı eski mezarlarda neandertalara benzer yapıların keşfedildiği ve mezar içerisinde çeşitli yaprak, çiçek ve polenlerin bulunduğu, ceset gömme işlemiyle kabaca bir tören düzenlendiği anlaşılıyor. Cenazede neden özellikle çiçeklerin kullanıldığını merak ediyorum şahsen. Bilen varsa paylaşabilir.

Bunun dışında olarak inançsız birinin dinsel rituellerle gömülmesi, duaların okunması bence samimi değil ve gereksizdir. Kişi zaten inanmıyordu bilinci açıkken. Öldüğünde neden tören düzenliyorsun! Dinsel motiflerin ezici yoğunluğundan arındırılmış bir şekilde, gelenekselliğin baskın olduğu törenler, anmalar vs. düzenlenebilir belki. Bu anmalara karşı değilim.

Zaten öldüğümde, istesem de istemesem de ya kiliseden yada Cem evinden kaldırılacağım. :)

Vasiyete gerek yok.

sergenci
23-02-2012, 00:15
Öldükten sonra ceset, ölmüş olan insanları ilgilendirmez, bedenin işi bitmiş. Ama aile açısından belirli bir yere ceset veya küllerin gömülmesi manen aileyi rahatlatıyor. Bir cesetin toprağın altında ne gibi işlevi olabilir, dini ritüeller geride kalanlar tarafından uygulanıyor, müslümanların inandığı gibi nünker nekir tiplemeleri elbette masaldan ibaret. İnsan ve hayvan bir defa doğar ve ölür, insan toprak altında tekrar canlanıp ta o 2 tiplemeye cevap veremez, kabir azabı vs. İslamın elbetteki uydurması. Günümüzde haberlerini duyduğumuz olaylar, bir çok insan vahşi hayvanlar tarafından parçalanıp afiyetle yenmekte, geçmişte savaşlar olsun katliamlar olsun insanlar öldürülüp ağaçlara asılıp veya toprak üstünde cesetleri cürüyüp yok olmuşlardır. Bu şekilde ölen insanlar ne toprak gördü ne kabir azabı, hayvanların yediği insanlar belirli bir süre sonra dışkı olarak dışarı atılmakta. Bu olaylar ve benzerleri kabir azabının dışinda olan olaylar, ama bunlarada bir kolaylık bulunur elbette. Ceset kemiklerinden medet ummak benim için çok saçma, tabiki bunlar benim düşüncelerim . Ölüm sonrası bilgisine hiç bir insan sahip değildir, böyle bir bilgi imkansızdır. Esenkalın..

milomanara
23-02-2012, 00:27
Zaten öldüğümde, istesem de istemesem de ya kiliseden yada Cem evinden kaldırılacağım. :)

Vasiyete gerek yok.

Sorun da bu zaten Natan. Cesedimin ne yapılacağına ben karar vermek istiyorum çünkü hepimizin(en azından doğuştan kimliğine İslam yazılanların) cesedi kıçına pamuk tıkanıp kıble istikametinde yatmaya zorlanıyor. Bense en azından kıbleye kıçımı dönebilmeliyim. Bu dayatma dönüp dolaşıp "bir noktaya" gelmişiz izlenimi yaratıyor. Kafir yaşadım, kafir öldüm. Ne kıblesi? Ne camisi?

Dostlar toplansın, iki tek atıp samimiyetle nasıl bildiklerini anlatsınlar birbirlerine. İstemem öyle lafın gelişi bir "iyi bilirdik" falan. Kefen parası yerine de güzide scotch viski ve rakı alırım şöyle 40/50 kişilik, kuru kuruya anma olmaz(içkisiz düğün/kutlama vs.. lere de sinir oluyorum, söylemeden geçmeyeyim - sen içmezsen içme hacı ama içkisiz etkinlik olmaz!).

vartor
23-02-2012, 00:57
Sevgili Milomanara,
Dostlar toplansın, iki tek atıp samimiyetle nasıl bildiklerini anlatsınlar birbirlerine. İstemem öyle lafın gelişi bir "iyi bilirdik" falan. Kefen parası yerine de güzide scotch viski ve rakı alırım şöyle 40/50 kişilik, kuru kuruya anma olmaz(içkisiz düğün/kutlama vs.. lere de sinir oluyorum, söylemeden geçmeyeyim - sen içmezsen içme hacı ama içkisiz etkinlik olmaz!).
Bu fikrini uygulayan ateistler var batida. Bence olecek olanin da kutlamaya katilmasi en
guzeli olur. 50 kisilik bir gurup icinden her bir fert, senede bir gun, yarin olecekmiscesine toren duzenlese, haftada bir, islatarak yasamini kutlamis olur ve herkes olunce arkadaslarinin nasil davranacagini bastan gorur, ayagini denk alir:)

yucemanitu
23-02-2012, 00:58
İnsan cesetleri de geri dönüştürülmeli ve ekolojik olarak doğaya geri döndürülebilmelidir.

Aslında iyi fikir kişi isterse vücudunu değerlendirmek. Mesela kemiklerden gözlük çerçevesi ya da bıçak sapı yapılabilir. Cesedin yağı yakıt olarak kullanılabilir. İşe yaramayan ceset parçaları verimsiz topraklara atılıp buralarda gübre vazifesi görür, toprağı besler. Ölümden sonra bile insanlığa bir faydan olur.

milomanara
23-02-2012, 11:00
Bu fikrini uygulayan ateistler var batida. Bence olecek olanin da kutlamaya katilmasi en
guzeli olur. 50 kisilik bir gurup icinden her bir fert, senede bir gun, yarin olecekmiscesine toren duzenlese, haftada bir, islatarak yasamini kutlamis olur ve herkes olunce arkadaslarinin nasil davranacagini bastan gorur, ayagini denk alir:)
Biliyorsa katılsın tabi sevgili vartor :)

Aslında iyi fikir kişi isterse vücudunu değerlendirmek. Mesela kemiklerden gözlük çerçevesi ya da bıçak sapı yapılabilir. Cesedin yağı yakıt olarak kullanılabilir. İşe yaramayan ceset parçaları verimsiz topraklara atılıp buralarda gübre vazifesi görür, toprağı besler. Ölümden sonra bile insanlığa bir faydan olur.
En azından cesedimizle doğaya zarar vermemeliyiz. İnsan vücundundaki ağır metalleri ayırmak lazım. Cesedi dondurup, kırıp, mıknatısla metalini ayırıp kalanını patates nişastasından tabutla gömen İsvaç firması var :) Böylece gerçekten gübre oluyormuşuz ve mezarın yakınına dikilecek bir ağaç besinleri alabiliyormuş.[Promessa Ekolojik Cenaze (http://www.promessa.se/facts/illustrated-description/?lang=en)]

Neva
25-02-2012, 10:15
Aslında iyi fikir kişi isterse vücudunu değerlendirmek. Mesela kemiklerden gözlük çerçevesi ya da bıçak sapı yapılabilir. Cesedin yağı yakıt olarak kullanılabilir. İşe yaramayan ceset parçaları verimsiz topraklara atılıp buralarda gübre vazifesi görür, toprağı besler. Ölümden sonra bile insanlığa bir faydan olur.

Aslinda ilk is organ nakli icin vasiyet etmek. Ne saglamsa alsinlar, ihtiyaci olan insanlara taksinlar.

sergenci
25-02-2012, 16:12
Aslinda ilk is organ nakli icin vasiyet etmek. Ne saglamsa alsinlar, ihtiyaci olan insanlara taksinlar.

Sn. Neva, çok güzel bir düşünce, keşke korkmadan herkes bağışta bulunsa, dün haberlerde izledim organları bağışlanan kişinin, kolları ve bacakları, komple yüzü ihtiyaç sahibi 2 ayrı hastaya nakledilmiş. Cok güzel bir gelişme insanlık açısından elbette, bu tip bağışların çoğalarak devam etmesini diliyorum. Bu arada allahın işide zorlaşıyor, insanın her uzvu hesap verecek diyor ya, bütün organlar karışıyor öteki taraf tam bir komedi olacak gibime geliyor. Eller 30 sene ali'de (temsilde hata olmaz) ama ali dürüst bir insandı elleri ile herhangi bir haram iş yapmadı, ama eller veli'ye geçince bir çok haram iş yaptı velinin sayesinde tabiki, ama ellerin işlevi bitmişti alinin ölümü ile ama veliye takılınca yeniden hayat buldu ve günaha daldı. Velinin elleride daha fazla günahtan kurtuldu, işini alinin ellerine devretti peki bu ellerin suçu ne? Evet allahın işi zorlaşıyor. Nelerle kandırıldık binlerce sene, 1400 senenin yorgunluğunu iki üçyüz seneyle üzerimizden atamayız. Esenkalın.

Alibey
24-05-2015, 10:36
Ölünce islami usulle gömülmek. Yapılan merasimler işlemler pek doyurucu değil. Ölen kişinin yaptıklarından kişiliğinden hiç ön plana çıkarılmaz varsa yoksa allah ve muhammet.
Geçenlerde ertuğrul özkök müslüman olmasına rağmen müslüman usulle değilde hrıstiyan usulle gömülmek istediğini anlatan bir yazı yazmıştı.
Hangi usul daha insani sizcede.

Aleph
24-05-2015, 10:54
Cenazelerde ek gelir elde eden fındık beyinli bir Diyanet imamı tarafından bedenimin yıkanmasını ve namazımın kılınmasını asla istemezdim. Ateizm derneğini desteklemek lazım arkadaşlar. Umarım ileride her şehirde ateist mezarlıkları açmayı başarabilirler.

Ölen kişi için ne şekilde gömüldüğü neden sorun olsun ki diyenler çıkabilir. Öldüğünde arzu ettiği şekilde gömüleceğinden kuşku duymayan insan belki de yaşamını daha rahat sürdürebilir. Ayrıca geride kalan kimseler için de ölen kişinin ne şekilde gömüleceği önem arz eder. Ateist bir arkadaşımı İslami usullere göre gömmek ve cenazesinde bu şekilde bulunmak beni ziyadesiyle üzer. O insanın anılarına hakaret ettiğimi düşünürüm.

Alibey
24-05-2015, 10:59
Sayın ertuğrul özkökün beyanatı:


KİLİSEDE GÖMÜLMEK İSTİYORUM

Hiç kendi cenazenizi hayal ettiniz mi? İnsanlar nasıl giyinmiş mesela? Hava nasıl bir hava?

-Ettim! Bir tek şey istiyorum, karıma da söyledim. Birincisi kilisede yapılmasını istiyorum. Camideki cenaze geleneğini beğenmiyorum. Hiç estetik gelmiyor bana. Allah'a inanıyorum. Müslümanım ama müslümanlığın kendi içinde diğer dinleri de barındırdığını biliyorum. Müslümanlar gidip kilisede namaz da kılabiliyor neticede. Dolayısıyla benim cenazem de bir kiliseden kaldırılabilir diye düşünüyorum. Güzel bir kilisede ve oturma düzeni içinde, arkadaşlarımın da kravatlarını takarak, şık bir şekilde yer almalarını ve hakkımda güzel şeyler söylemelerini umuyorum.

Müzik?

-Elbette. Mahler'in 5. senfonisinin adagietto bölümünün çalınmasını istiyorum. Venedik'te Ölüm filminin bir kasesinde vardır. Çok etkilemiştir beni o sahne. Tabi orada bulunanlar için biraz sıkıcı olabilir ama; çok kısadır zaten. O kadarına da katlanırlar sanırım. Ve bir müslümanın cenazesini kiliseden kaldırabilecek medeniyete, o hoşgörüye sahip bir kilise ve bir papaz vardır herhalde diye düşünüyorum. Geride kalanların ne düşüneceğiyse hiç umrumda değil!

Sizin en belirgin özelliklerinizden biri de bu. En azından benim fikrim. 'Mahalle baskısı' denilen o şeyin sizi yönetmesinin önüne nasıl geçiyorsunuz?

- Nasıl geçiyorum biliyor musun? Ben bunu bir meydan okuma olarak görmüyorum. Yaptıklarım sorumluluklarını yüklendiğim şeylerdir nihayetinde. Hiç bir zaman sorumluluktan kaçmadım. Darbeler komisyonuna gittiğimde kayıtlara geçti orada. 22 Mart 1990'la 02 Ocak 2010 yılları arasında Hürriyet gazetesinde yapılan haberlere atılan manşetleri ben attım. Ne soracaksanız bana sorun dedim. Ama benim kendi hayat tarzım var; kendime ait bir yaşam adabım var. Çırılçıplak sokağa çıkmıyorum ben. Kamusal düzeni bozacak şeyler yapmıyorum. Kendi ahlak anlayışımı da kimsenin yazdığı kitapların içine sokmam.

"Kendi ahlak kitabımı kendim yazdım ben. Başkaları yaptığım çoğu şeyi ahlaksızlık olarak değerlendirebilir ama; ben de oların yaptığı çok şeyi ahlaksızlık olarak değerlendiriyorum. Neticede bu da önemli değil ama misal ayakkabı kutularına parayı sıkıştırıp sıfırlayamayan adamlar bana ahlak dersi vermeye kalkmasın bu durumda. Ne benim onlardan öğreneceğim bir şey var ne onların benden.

Herkes ahlak kitabını kendimi yazmalı yoksa dini ahlak öğretileri normalmi

http://oyalamaca.blogspot.nl/2015/05/ertugrul-ozkok-kilisede-gomulmek.html

İlahimasal
24-05-2015, 11:03
ali bey şahsen kıble tarafına çevrilmek istemem.taşa yatırılıp başka bir erkeğin ( gassa) tarafın dan ölü bedenimin mıncıklanmasını istemem,eline pamuk alıp orama'burama tıkılmasını istemem.tepemde brisin halaa allah tekdir,.muhammedde onun elçiidir saçmalığını tekrar etmesini istemem,

gel görki benim etrafımda ,ölüsünü kıbleye çevirip diğer uygulamaları tatbik ediyorlar,öldüğüm zaman ,notta bıraksam aynı şeyleri bana uygulayacaklar gibime geliyor..

Vefik Sami
24-05-2015, 11:40
Müslümanlarla bir alıp-veremediğim yok.
Sâdece İslâmı beğenmiyorum.
Cenâzemin de müslümanlara yük olmasını istemiyorum gerçekten.

Hayâtım boyunca nefret ettim riyâdan.
Öldüğüm zaman da sağ olduğum zamanki gibi gitmek isterim.

Ama görünen o ki; bu biraz zor.
Vaftiz olmadığım için hiç bir kilise beni kabul etmez.
Müslümanlar tarafından defnedilmek istemediğimi de söylemiştim.
Sonum pek iç açıcı görünmüyor ma'alesef.

Alibey
24-05-2015, 12:40
Vefik sami bey

Haklısın.
En iyisi bence hintlilerin usulü. Yakılmak. Kurda kuşa mikroba mantarlara virüslere yem ve gıda olmaktan iyidir.
İslam meresiminde ölenle ilgili hiç bir söz edilmiyor. Sadece halka hakkını helal ediyormuşunı diye bir soru var. O kadar. Kişnin kimliği yaptıkları Hiç birl şey yok. Fakat yeni yeni bazı imamlar hırıstiyan özentisi ile yapmaya başlıyorlar. Adam ölmüş gidiyor hala allah ve muhammet reklamı var camide ve mezar başında.

bakkalmahmud
24-05-2015, 12:53
Bazi insanlara cok kiziyorum,Hayatdayken islamin i siyle dahi muhattab olmamis ama öldügünde arapca yazili tabutun icinde islami ritüellerle gömülüyor,,bari ölmeden önce bir vasiyet yazda bu gericiliyin gücüne güc katma,normal defnedil.saygilar

Vefik Sami
24-05-2015, 12:56
Vefik sami bey

Haklısın.
En iyisi bence hintlilerin usulü. Yakılmak. Kurda kuşa mikroba mantarlara virüslere yem ve gıda olmaktan iyidir.
İslam meresiminde ölenle ilgili hiç bir söz edilmiyor. Sadece halka hakkını helal ediyormuşunı diye bir soru var. O kadar. Kişnin kimliği yaptıkları Hiç birl şey yok. Fakat yeni yeni bazı imamlar hırıstiyan özentisi ile yapmaya başlıyorlar. Adam ölmüş gidiyor hala allah ve muhammet reklamı var camide ve mezar başında.

Her ikisi de ürkütücü aslında. Neden bu kadar korktuğumu merâk edip durmuşumdur. Ölüm hayâtın bir gerçeği ve kaçmak mümkün değil. Kimi insanlar, bunu gâyet rahat karşılayabiliyorlar. Ama ben bu kadar 'rahat' olamıyorum. Sanırım korkularımın cevâbını sn. Felâsife'nin bir mesajındaki cümleden aldım.

Sâhiplenmek !...

Eş-dost'u sahipleniyoruz, evlâtlarımızı sahipleniyoruz ve nihâyet kendi bedenimizi sahipleniyoruz.
Sahiplenileni bırakmak da kolay olmuyor.
Halbuki MESİH bu mevzûya noktayı koymuş.

"Yaşam veren Ruh'tur. Beden bir yarar sağlamaz. Sizlere söylediğim sözler ruhtur, yaşamdır." (Yuhanna: 6/63)

kalemerre
24-05-2015, 14:33
Her ikisi de ürkütücü aslında. Neden bu kadar korktuğumu merâk edip durmuşumdur. Ölüm hayâtın bir gerçeği ve kaçmak mümkün değil. Kimi insanlar, bunu gâyet rahat karşılayabiliyorlar. Ama ben bu kadar 'rahat' olamıyorum. Sanırım korkularımın cevâbını sn. Felâsife'nin bir mesajındaki cümleden aldım.

Sn. Vefik Sami; Korkma korkutulursun, korkmazsan korkutamazlar. Yukarıda Sn. Sergenci nin dediği gibi nelerle kandırıldık binlerce sene, bu korkuları elbette kısa sürede atamayız. Seni çok iyi anlıyorum, ölümü ve ötesini kendi haline bırak, eğer inandığın yaratıcı varsa, ki sizin inancınıza göre söylüyorum, elbette size bir çıkış yolu ve güzellik sunacaktır. Fakat asla ve asla korkulara yer yok.

Geberdikten sonra cesedimin ne olacağını ve kısa bir anımı paylaşayım.

İnançsız bir arkadaşımın cenazesindeydim, klasiktir cami avlusunda 5-6 kişilik bir grup söyleşiyorduk. İçlerinde bir ben ve bir arkadaşım inançsızdık ve diğerleri de biliyorlardı. İçlerinden bir tane klasik nurcu sözü dolaştırdı getirdi ölüm ve ötesine. Adamın biri yeşili ve İslam ı hiç sevmezmiş ama ölünce yeşile ve İslam a muhtaç olmuş vs.vs. Bu arkadaşımız da sevmezdi ama bakın nasıl orada muhtaç bir şekilde yatıyor dedi. Yüzüme baktı siz neler düşünürsünüz bu konuda Mr. .... dedi.

Aldım sazı elime, Ulan beyinsiz mahlukat anlatayım dinle gerçi sen dinlemesini dahi bilmezsin ama diğer arkadaşlar anlayacaktır. Hüsnü kardeşim öldü gitti, cesedi orada yatıyor şimdi bu arkadaşımın sağlığında hep konuşurduk, öldükten sonra cami olayını hiç sevmiyorum ama imkansızlık yüzünden mecburen öyle olacak. Eğer maddi imkanım olsaydı İtalya da krematoryum da kül olmak isterdim, neyse başka sefere olur diyerek gülüşürdük.

Öldükten sonra beden ile alakası kalmayan insanın islam ritüellerine göre toprak altında cezası başlıyor. Peki toprak görmeyen insanlara kabir azabı yok mu. Mesela yangınlarda yanarak ölenler, (Allah ın özel krematoryumu) binlerce sene evvel yaşayan ve savaşlar da ölen insanların cesetleri toprak üstünde çürüyor, hayvanlar tarafından yenilen insanlar, bunların suçları ne. Klasik nurcuyu susturabilir misin çok zor, şimdi iyi dinle dedim.

Ben geberdikten sonra cesedimi İ.Ü. Çapa Tıp. Fak. Has. Anatomi Anabilim Dalı bölümü ne bağışladım. Cesedim, T.C. de Krematoryum açılana kadar kullanılabilir diye 2 şahit ile imzalayarak evrakımı aldım.

Hiç olmazsa gencecik talebeler bilgilerini daha fazla geliştirecekler, insanlığa daha çok katkıları olacak, cesetler birçok işe yarayacaklar, toprak altında çürümeleri ve yakılmaları en son çare.


Ölümden asla ve asla korkmuyorum, hatta heyecan duyuyorum. Ölüm sonrasını sürpriz olarak düşünüyorum ve korkuya asla yer yok. Cesetlerin acı çekmesi benim mantığımın dışında, örnek olarak bir koyunu ateşte çevirme yapılırken düşünün acımı çekiyorlar, daha sonra afiyle yeniyor. Hiç bir canlının cesedi acı çekmez çekemez, narkozu yiyip bayıldıktan sonra kesip biçiyorlar acı hissediyor mu insan, hayır. Ancak ayıldıktan sonra başlıyor ağrı ve sancı, öldükten sonra canlanamayacağımız için cesetlerin hiç bir özelliği yoktur.


http://istanbultip.istanbul.edu.tr/anatomi/

Vefik Sami
24-05-2015, 21:36
Sn. Vefik Sami; Korkma korkutulursun, korkmazsan korkutamazlar. Yukarıda Sn. Sergenci nin dediği gibi nelerle kandırıldık binlerce sene, bu korkuları elbette kısa sürede atamayız. Seni çok iyi anlıyorum, ölümü ve ötesini kendi haline bırak, eğer inandığın yaratıcı varsa, ki sizin inancınıza göre söylüyorum, elbette size bir çıkış yolu ve güzellik sunacaktır. Fakat asla ve asla korkulara yer yok.


Teşekkür ederim.
Her insanın hayata bakışı ve psikolojisi farklı.
"Düşen uçakta ateist olmaz" derler.
Bu ne kadar doğru; bilemem.
Ama; insan ölüme yaklaştığını hissettikçe psikoloji bozuluyor.
Sağlıklı olduğumuz devredeki düşünceler birer birer uçup gidiyor.

Bu herkeste böyle midir; bilinmez.
Tanrı'ya inanıp-inanmamak da herkesin kendi tercihi.
Saygıyla.

turin
24-05-2015, 21:51
Hayâtım boyunca nefret ettim riyâdan.
Öldüğüm zaman da sağ olduğum zamanki gibi gitmek isterim.

Ama görünen o ki; bu biraz zor.
Vaftiz olmadığım için hiç bir kilise beni kabul etmez.
Müslümanlar tarafından defnedilmek istemediğimi de söylemiştim.
Sonum pek iç açıcı görünmüyor ma'alesef.


Bilemiyorum, bu tarz meseleler için kurulmuş vakıflar/dernekler var mı, lakin Vefik Beyin yazısını okuduktan sonra bunun ciddi bir boşluk olduğunu farkettim..

İnsanların nasıl defnedilmek isterlerse o şekilde defnedilmelerini, ya da bugün için olmuyorsa da gelecekte bunun yolunun açılmasını sağlayacak,bunun olması için mücadele eden hiç bir kurum/vakıf/dernek yok mu?

Şahsen ben müslüman(!) olarak dahi insanların etrafıma toplanıp yalandan "helal" diye bağırmalarını istemeyen biriydim!!

Dinime(!) ters bile olsa yakılmak daha cazip gelmekteydi...

Bir insanın hayattayken, insan? olan insanın, mutlu/huzurlu olabilmesi için diğerleri canla başla mücadele etmeli bana göre.. Neye inanırsak inanalım!!