PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Hawass kapısının arkasında ne var?


upuaut
25-08-2012, 04:27
Arkadaşlar, aslında konu çok eski. Ben bu konunun ne olduğunu ve detaylarını gayet iyi bilirim, ancak piramitin ruhsal sakinlerini rahatsız etmemek için bu konuyu hiçbir yerde açmam. Taa ki 18 Nisan 2011'de Ancient Glow (http://www.triond.com/users/Ancient+Glow)'un konu hakkında

Dr. Zahi Hawass, Fake Chamber Scandal (http://newsflavor.com/world/middle-east/dr-zahi-hawass-fake-chamber-scandal/#ixzz1K40tfozd)

makalesini yazana kadar bu konuyu nerdeyse unutmuştum.

Makalede üzerinde durulan konu şu idi: Büyük Piramit'in Kraliçe Odası'nın Güney şaftının (ki bu yapının piramitte ne işe yaradığı hala anlaşılamamıştır) sonunda Alman Mühendis Gantenbrink'in 1993'te UPUAUT 2 robotuyla yaptığı araştırmada bir kapı çıkmış ve bu kapının arkasında ne olduğu bir gizem halini aldı. Daha sonra bu kapıya keşfedenin adı yani "Gantenbrink Kapısı" adı verildi.

İzleyen yıllarda Gantenbrink, Londra ve Paris'te Ejiptologlara bulgularını anlatan birer konferans sundu ve robotun çektiği görüntüleri gösterdi. Çoğu tarihçi ve arkeolog, Upuaut 2'nin yüzyılın en büyük buluşunu yaptığını söylüyor ve o "kapı"nın ardında nelerin bulunduğunu merak ediyordu ama Mısır'dan hiç ses gelmiyordu. Gantenbrink, bu arada yeni ve çok daha gelişmiş bir robot yaptı ve izin verilmesi halinde tek bir ücret almadan, Mısırlı yetkililerin gözetimi altında çalışarak, bir fiberoptik kablo kamerayı çatlaktan içeri sokabilecegini ve muhtemel "Gizli Oda"nın görüntülerini dünyaya sunabileceğini söyledi ama Mısır Eski Eserler Müdürlüğü, gerekçe göstermeden bu öneriyi reddetti.

İşte makalede sözü edilen uydurma oda bu gizemli oda idi. Ayrıca bana göre en ilginç tahmin Alman Ejiptolog (Mısırbilimci) Reiner Stedelmann'dan geldi. Ona göre, bu kapının arkasında bir oda var ve bu odada Orion'a bakan bir Khufu heykeli vardı.

Fakat 19 Eylül 2002'de Amerikalılar IRobot adlı bir robotla bu kapının ortasını deldiklerinde, bu kapının arkasından bir kapı daha çıktı ve hiçbir tahminin tutmadığı görüldü. Bu ikinci kapıya da "Hawass Kapısı" dendi.

Şimdi aynı soru bu kapının arkası için soruluyor. Evet, sizce bu ikinci kapının arkasında ne var?

Bana bakmayın, ben bu kapının da arkasında ne olduğunu gayet iyi biliyorum. Hatta, bunun için zamanında 20 sayfalık güzel bir makale yazmış ve Güney şaftının Autocad ile çizilmiş planını bile çıkartmıştım. Yani bu şaftta olanlar benim için bir sır değil!

Siz, isterseniz bu kısa bilgilendirmeden sonra önce bir makaleye bir bakın, daha sonra burada tartışırız.

Olimpiyat
25-08-2012, 11:06
makaleyi okudum ama altındaki okuyucu yorumları daha da ilginç.
Hawass a iyi saydıranlar olmuş:)


Tarih her zaman bana çok güzel ve ilginç bir alan olarak gelmesine rağmen bu alanda kendimi yetiştiremediğim için , okuyucu ve dinleyici olarak tarihe devam:)

upuaut
26-08-2012, 02:48
makaleyi okudum ama altındaki okuyucu yorumları daha da ilginç. Hawass a iyi saydıranlar olmuş:)

Tarih her zaman bana çok güzel ve ilginç bir alan olarak gelmesine rağmen bu alanda kendimi yetiştiremediğim için , okuyucu ve dinleyici olarak tarihe devam:)

Aslında Hawass'ın bir suçu yok. Hawass'ın amacı, bu işten para kazanmaktır. Piramitteki tüm olaylar da bunun etrafında gelişiyor ya da şekilleniyor.

Bu arada, bu konudaki son gelişmeyi de bildireyim. İngilizler Djedi adlı bir robotun 25 Mayıs 2011'de şaftaki keşfini duyurdu.

Djedi’nin keşfi duyuruluyor!

Tarihler, 26 Mayıs 2011’i gösterdiğinde (Bkz. “Pyramid Hieroglyphs Likely Engineering Numbers, Thu May 26, 2011 12:15 PM ET (http://news.discovery.com/history/pyramids-hieroglyphs-robot-mystery-110526.html) by Rosella Lorenzi” makalesine. Bu keşif hakkında tüm detaylı bilgilerin olduğu tam bir makale okuyabilmek için de, “4500 years old graffiti found inside Great Pyramid tunnel, Monday, May 30, 2011 (http://www.pasthorizons.com/index.php/archives/05/2011/4500-year-old-graffiti-found-inside-great-pyramid-tunnel)”e bakınız), Leeds Üniversitesi Mühendisleri tarafından geliştirilen son teknoloji ürünü “Djedi” adlı robotun Kraliçe odasının güney şaftının sonundaki ilk kapının arkasındaki, dolayısıyla 2 kapı arasında kalan zemin üzerindeki aşağıda zoomlanmış şekilde görülen hiyeroglifi andıran ama bilinen en eski hiyeratik yazıtı keşfettiği açıklandı.

http://www.turandursun.com/forumlar/picture.php?albumid=79&pictureid=259
Piramitteki Kraliçe odasının güney şaftının sonunda, 2 kapı arasındaki zeminde bulunan bilinen en eski hiyeratik yazıt. Yazıttaki ilk değerlendirme Luca Mitello (Eski Mısır Matematiği’nde araştırmalar yapan bağımsız bir araştırmacı) tarafından yapılmıştır (Bkz. “Pyramid Hieroglyphs Likely Engineering Numbers, Tue Jun 7, 2011 12:19 PM ET (http://news.discovery.com/history/pyramid-hieroglyph-markings-archaeologist-110607.html) by Rosella Lorenzi” güncellenmiş makalesine).

Şimdi, yazıtla ilgili verilerden yola çıkar ve geçtiğimiz yıl ölen ve bu konuda uzman olan Zecharia Sitchin (http://en.wikipedia.org/wiki/Zecharia_Sitchin)’in “Gökyüzüne Merdiven (http://www.netkitap.com/kitap-gokyuzune-merdiven-zecharia-sitchin-ruh-ve-madde-yayinlari.htm) (Stairway to Heaven (http://www.amazon.com/Stairway-Heaven-First-Earth-Chronicles/dp/0380633396)), 1980” adlı kitabındaki “Bölüm 13: Firavunun Adıyla Oynamak” bölümündeki Kral odasında bulunan yazıtlarla ilgili anlatımından hareket edersem, bu yazıt şöyle oluşmuştur: “Şaft ustası daha şaft henüz tamamlanmamışken; ayakta durabiliyor, rahatlıkla hareket edebiliyor ve bu yazıttaki işaretleri zorlanmadan çizebiliyordu. Bu işaretler tam da beklendiği gibi çizilmişlerdi: Şaft ustası bu iki kapı arasında, şaftın doğu yönündeyken, ayakta rahat bir şekilde, zemine sağdan sola doğru bir işaret çizmiş (ki bu işaret, Mitello’nun iddia ettiği gibi “100” sayısını göstermez) ve hemen arkasından “20” anlamına gelen bir sayı yazmıştır. Fakat sondaki (soldaki) işaret, bir işaret değildir; bu, yine Mitello’nun iddia ettiği gibi “1” rakamını göstermiyor, düşey çizginin sağına dik çizilmiş yatay bir çizgidir. Sözkonusu bu yatay çizgiye ait kırmızı renkli boyalar döküldüğü için kalan parçası “1” rakamı gibi bir görüntü veriyor.“

Burada yazıtı daha iyi anlayabilmek için şaft ustasının kim olduğu bilmemiz gerekiyor.

Şaft Ustası: Djedi, yukarıdaki resimdeki grafitiyi 25 Mayıs 2011’de keşfettiğinde, Rowan Hooper (“First Images from Great Pyramid’s Chamber of Secrets”, New Scientist, 25.05.2011 (http://www.newscientist.com/article/mg21028144.500-first-images-from-great-pyramids-chamber-of-secrets.html)), bu yazıtın bir işçi tarafından yapıldığı ve grafitedeki sembollerin dini işaretler olabileceğine ilişkin yanlış bir çıkarım yapmış, sonradan yazılan makalelerde de aynı hata tekrar edilmiştir. Oysa bu grafitedeki semboller ne bir işçi tarafından, ne de Kral odasında çalışan ve orada işaretler bırakan taş ustaları gibi bir taş ustası tarafından yazılmıştı. Bu grafiti kesinlikle Kraliçe odasına ait güney şaftında çalışan şaft ustası tarafından yazılmıştır. Çünkü bu grafitinin aşağıda detaylı çözümünde göreceğiniz gibi, bu grafitiyi ancak bir şaft ustası çizelebilirdi.

Şaft ustası, piramit mimarın kendisine verdiği şaft planını uygulamakla yükümlü ve şaftın yapımından sorumlu tek yetkili kişidir. Şaftın ne kadarı yapıldı, ne kadar parçası kaldı, hangi blokta hangi taş kullanılmıştır, şaft yapımında hangi blokta nasıl hata yapılmıştır gibi sorularını bilen tek kişi, şaft yapımından sorumlu olan şaft ustasıdır. Diğerleri, şaftta onun verdiği emirler doğrultusunda çalışır.

Şu halde şaft ustasının görevlerine göre, bu grafitiyi yazan kişinin şaft ustasından başka birisi olmadığı sonucu çıkar.

Yazıtın Uzun Serüveni ve Tam Bir Analizi

Bu bölümde Djedi tarafından alınan genel ve yakım çekim olmak üzere 2 farklı görüntüdeki yazıtın tam bir analizini yapmadan önce, bu yazıtın elde ediliş sürecine kısaca değineceğim.

Öncelikle Djedi’nin şaftlardaki zorlukları aşması için çok amaçlı ve bu yüzden çok yetenekli bir robot olarak Leeds Üniversitesi mühendisleri tarafından tasarlandığını belirtmeliyim. Örneğin, Djedi şaft dönemeçlerinden çok ilginç tasarımıyla kolaylıkla dönebilerken, kendisinden önceki Upuaut II ve IRobot adlı robotlarda bu yetenek sınırlıydı.

http://www.turandursun.com/forumlar/picture.php?albumid=79&pictureid=260
Djedi Kraliçe odası güney şaftında ilerlerken Blok 25’in başlangıcında bir yazıt keşfediyor. Djedi’deki 3D teknolojisine ve simülasyonuna göre Dassault Systèmes tarafından grafiksel olarak tekrar düzenlenen bu görüntüdeki hiyeratik yazıt sağdan sola doğru yazılır ve okunur. Yazıtın sonundaki (soldaki) “I” karakteri diğerleriyle birlikte aynı satırda yazılmış olup “1” rakamını gösteriyor. Burada sorulması gereken soru şudur: Bu şafttan Djedi’den önce, 1993’te Upuaut II ve 2002’de IRobot geçmiş olmasına rağmen neden bu yazıtı göremedi? Eğer gördülerse biz araştırmacılara neden bildirilmedi? (Bkz. Youtube'daki "Exclusive Video: Hidden Hieroglyphs in the Great Pyramid, Djedi robot mission",

http://www.youtube.com/watch?v=CyUoF9977o0&feature=player_embedded

30.05.2011)

Fakat IRobot ile 16 Eylül 2002’de ilk kapıda bir sondaj yapıldıktan sonra 2007’de görevi devralan Djedi’nin bu kapının arkasında neyle karşılacağı tahmin edilemediği için, Djedi’ye standart olan ek cihazlar ile birlikte (şafttaki küçük boşlukları ve kenarları görmesi için) bir yılan kamera ve ilk kez 3D teknolojisi (bu son teknolojiyle Djedi şafttaki görüntüleri sanalda ve gerçek zamanda 3D’ye çeviriyor ve canlandırabiliyordu. Bu durumu eğer “Duke Nukem” adlı oyuna benzetirsek; ilk defa 1991'de 1.0 versiyonuyla yazılan bu oyun, diğer sürümleriyle 1996’ya kadar 2-boyutlu iken, 1996’da 3-boyutlu olarak Duke Nukem 3D Realms (http://www.ask.com/wiki/Duke_Nukem_3D) adıyla piyasaya sürüldü. İşte Djedi’yi önceki robotlardan ayıran en bariz fark, bu idi) konularak tam kapasiteli bir şekilde şaftta gönderildi. Yani Djedi’ye şaftta rahat çalışabilmesi için ne gerekiyorsa teknolojinin bütün imkanları seferber edilmişti (Bkz. The Djedi Team Robot (http://www.drhawass.com/blog/djedi-team-robot)). Ancak Djedi’ye çok daha iyi bir sondaj kamerası (mümkünse HD bir kamera. Tıpkı KAGUYA (SELENE)’daki gibi. Çünkü HD bir kamera normal bir kameraya göre 3 kat daha net bir görüntü verir) eklenebilir ve şimdikinden çok daha sağlıklı görüntüler elde edilebilinirdi. Çünkü 16.09.2002/Pazartesi günü saat 20:00’da ilk kapı tam ortasından IRobot ile sondaj yapılarak delindikten ve IRobot’un çektiği görüntüler başta ZDF (Alman Devlet Televizyonu) ve National Geographic kanalları olmak üzere konuyla ilgilenen tüm kanallarda gösterilirken, zeminde ilk kapının arkasından başlayan ve ikinci kapının altından devam eden belli-belirsiz koyu bir çizginin olduğuna şahit oluyordu ekran başındakiler. Fakat ne ilginçtir ki, o anda hiç kimse bu gizemli çizginin farkına varamadı! İnanmazsanız, Youtube’daki “Gantenbrink Project at last Mittschinitt der LIVE Übertragung 2002, mit Z. Hawass”

http://www.youtube.com/watch?v=nf-7NVA8Q9M&feature=player_embedded (http://www.youtube.com/watch?v=nf-7NVA8Q9M&feature=player_embedded)

videosuna bir bakın. Fakat bakarken de, oradaki komediye dikkat ediniz lütfen!

http://www.turandursun.com/forumlar/picture.php?albumid=79&pictureid=261
16.09.2002’de saat 20:00’da ZDF’de canlı olarak sunulan IRobot’un çektiği bir görüntü. Bu görüntüdeki çizgiyi ortaya çıkarabilmek için ZDF’nin görüntüsünü Photoshop’ta kontrast ayarlarını maksimuma ayarladım ve çizginin olduğu yeri ok işaretiyle gösterdim. Bu görüntünün televizyonlarda da görülebilinmesi için, televizyonun kontrast ayarlarını maksimuma çıkartmak gerekir. Aksi takdirde bu çizgiyi farketmek mümkün olmaz!

Bilindiği gibi, 22.03.1993'te üzerindeki kamerayla görüntüler yollaya yollaya şaftta ilerleyen Upuaut II, gittikçe gidiyordu: 25 metre..., 35 metre..., 45 metre... Şaft devam ediyordu. Sonunda, robot saat 11:05'te 59 M'de aniden durmak zorunda kaldı, çünkü önüne bir engel çıkmıştı. Üzeri zımparalanmış ve parlatılmış kireçtaşından yapılmış, garip bir “kapı” ile bitiyordu şaft! Robot şaftın bittiği alanı yani ilk kapının olduğu yeri bütünüyle taradı ve kapının sağ alt köşesinde minik bir çatlak olduğunu fark etti. Ancak bir kablonun girebileceği kadar geniş bir çatlak.

Gantenbrink, izleyen yıllarda Upuaut II’den çok daha gelişmiş yeni bir robot yaptı ve izin verilmesi halinde tek bir ücret almadan, Mısırlı yetkililerin gözetimi altında çalışarak, şimdilerde internet bağlatısında kullandığımız bir fiber optik kablo kamerayı bu çatlaktan içeri sokabileceğini ve muhtemel “gizli oda”nın görüntülerini dünyaya sunabileceğini söyledi ama, Mısır Eski Eserler Müdürlüğü, gerekçe göstermeden bu öneriyi reddetti. Eğer Gantenbrink, Hawass’a söylediği gibi, 1992’de ilk kapının sağ alt köşesindeki çatlaktan bir fiber optik kablo sokup bir görüntü alabilseydi, bu çizgiyi farkedecek ve piramitte şimdiye kadar yapılan en önemli keşiflerden birine imzasını atacaktı!

Tamam, kabul edelim ki orada sunucu Laura Greene, o çizginin farkında olmayabilir, çünkü ne de olsa kendine işine odaklandığı için bu çizgiyi farkedememiş olabilir. Fakat “Bütün hayatım piramitlerde geçti” diyen Greene’nin yanındaki Mısır Antik Eserler Baş Müfettişi Zahi Hawass’ın bunu atlaması, doğru olmamakla birlikte, tam bir zafiyeti gösterir. Demek ki IRobot görüntüleri ekranlara canlı canlı yollarken o da uyuyormuş. Ama bütün bu olup bitenlere ne derseniz deyin, bütün mesele, “dikkat” meselesidir. Olaya bu pencereden baktığınızda, aslında kimse suçlu sayılmaz.

Hatırlarsanız; 1992’nin Şubat’ında Gantenbrink’in çeyrek milyon dolarlık robotu Upuaut II adlı robotunun kamerası şaftın bittiği alanı yani ilk kapının olduğu yeri bütünüyle taramış ve kapının sağ alt köşesinde minik bir çatlak olduğunu fark etmişti. Ancak bir kablonun girebileceği kadar geniş bir çatlak. Durum hemen Hawass’a ve diğer Mısır uzmanlarına bildirildi. Heyecan dalga dalga büyüyordu. Basına açıklama yapmakta oldukça isteksiz davranan Hawass ve diğer yetkililer, Gantenbrink’in bunu London Times ve The Independent gazetelerine duyurmasına çok sinirlendiler. Alman mühendisin iş izni derhal iptal edildi ve piramitler çevresinden uzaklaştırıldı. Büyük bir buluş gerçekleştirilmişti ama, bunu yapan adam ödüllendirileceği yerde cezalandırılıyordu.

Sonraki yıllarda Gantenbrink, Londra ve Paris’te Ejiptologlar’a bulgularını anlatan birer konferans sundu ve robotun çektiği görüntüleri gösterdi. Çoğu tarihçi ve arkeolog, Upuaut II’nin yüzyılın en büyük buluşunu yaptığını söylüyor ve o “kapı”nın ardında nelerin bulunduğunu merak ediyordu, ama Mısır’dan hiç ses gelmiyordu. Gantenbrink, bu arada yeni ve çok daha gelişmiş bir robot yaptı ve izin verilmesi halinde tek bir ücret almadan, Mısırlı yetkililerin gözetimi altında çalışarak, bir fiber optik kablo kamerayı çatlaktan içeri sokabileceğini ve muhtemel “gizli oda”nın görüntülerini dünyaya sunabileceğini söyledi ama Mısır Eski Eserler Müdürlüğü, gerekçe göstermeden bu öneriyi reddetti. Aradan 6 yıl geçtikten sonra Gantenbrink’in bulduğu kapı açılmış değildi. Bu durum, Ejiptoloji çevrelerinde iyice kızışan tartışmalar yaratıyordu. Baskılardan bunalan Hawass, 2000 yılına girilen yılbaşı gecesinde bu kapının canlı yayın eşliğinde açılacağı ve görüntülerin tüm dünyaya yollanacağını söylemişti ama Mayıs ayında bunun mümkün olamayacağını, açılışın ertelendiğini duyurdu. Fakat Hawass bu, verdiği sözü tutamadı ve kapı bir akşam ansızın açıldı. 16.09.2002/Pazartesi günü saat 20:00’da Amerikalılar’ın geliştirmiş olduğu IRobot ile ilk kapı ortasından delinmek suretiyle açıldı. IRobot ile yapılan bu sondaj çalışmasında (ki sondaj çubuğunun ucunda bir lamba vardı) kapının arkası aydınlatıldığında bir ikinci kapıyla karşılaşıldı. Bu kapılardan ilkine keşfedenin adı, yani “Gantenbrink Kapısı”, ikincisine de “Hawass Kapısı” adı verildi.

Ancak asıl komedi bundan sonra başladı. Çünkü 1992’de Gantenbrink’in teklifini reddeden ve 2002’de ilk kapı arkasındaki çizgiyi (ki bu çizgiyi orada çalışan bir şaft ustası bırakmıştı. Ama bu çizgiden daha önemlisi, şaft ustası bu çizgiyle birlikte orada Ejiptologlar için son derece önemli olan bir yazıt bırakmıştı) farkedemeyen Hawass’ın içine düştüğü acizlikleri saymanın imkanı yoktu. Acizlikler ve tuhaflıklar birbirini izliyor ama, Hawass hiçbir şey yapamıyordu. O, yalnızca bu komediyi baştan sona izlemekle yetiniyordu!

Peki Hawass bu komedinin oynanmasına neden izin verdi?

Yanıtı çok basit. Aslında Hawass çok akıllı bir adamdır; yalnızca piramitte Khufu aleyhinde bir şeylerin ortaya çıkmasından korkuyor ve bütün mücadelesi bunun örtbas edilmesi üzerine idi. Saygın hiçbir arkeolog bu piramiti Khufu’nun yaptırmış olduğuna inanmaz. Örneğin, Sitchin, yaklaşık 40 sayfa tutan “Gökyüzüne Evren/Bölüm 13: Firavunun Adıyla Oynamak” çalışmasında bu piramiti Khufu’nun yaptırmış olduğuna inanmamakla birlikte, Tanrıların yaptırdığına inanır. O, bu ve diğer 2 piramit için bir önceki bölümün sonunda şunu söyler: “Önerdiğimiz şey şudur: Firavunlar, birbiri ardınca Zoser’in piramitini değil, Tanrıların Piramitlerini yani Giza Piramitleri’ni taklit etmeye kalkışmışlardı”

Bu konuda Sitchin’e şu noktada katılıyorum: Bu piramitler Mısır’da Krallıklar öncesinde hüküm süren "Tanrılar" adına yapılmıştır. Siz, bunu “M.Ö: 10,000 (http://en.wikipedia.org/wiki/10,000_BC_(film))” filmindeki gibi de düşünebilirsiniz ya da, Tanrılar adına Mısır’da yapılan bir “Milli Proje” olarak da. Fakat durum ne olursa olsun, bu piramitlerin Mısır’daki Krallık öncesinde bir milli proje altında Tanrılar adına yapıldığı açıktır. Tıpkı Stonehenge’teki gibi. Stonehenge’te hiç kimse, herbiri 45 ton ağırlığında olan ve en yakın 40 KM uzaklıkta bulunan taşları taşımam demedi. Bu devasa taşları taşımak onlar için atalara bir saygı gibi görünse de, arka planda tam anlamıyla bir ibadet idi. Ve, bu, herkesin anlayabileceği bir şey değil!

Özetle, 22.03.1993’te Upuaut 2 ile başlayan bu yazıtın yolculuğu, 25.05.2011’de Djedi’nin yılan kamerasıyla keşfetmesiyle son buldu. Burada bu yazıtın tam bir analizini yapabilmek için Photoshop programını kullanmanın yeterli olduğunu düşünüyorum. Çünkü elimizde, Da Vinci’nin 1490-1505 yılları arasında yazdığı sanılan “Kuşların Uçuşu Hakkında” adlı elyazmasının bir sayfasında gizlenmiş yüzünü ortaya çıkarabilmasındaki gibi ne kaynak (ki burada kaynak, yazıtın olduğu zemindir), ne de özel bir bilgisayar yazılımı vardır! (Bkz. Hidden self-portrait of Da Vinci is discovered in a manuscript (http://www.dailymail.co.uk/news/article-1158453/Hidden-self-portrait-Da-Vinci-discovered-manuscript.html)).

Not: Yukarıdaki metin "Bir Yılbaşı Sürprizi: Sitchin, Ahiret'ten bildiriyor!, UPUAUT, 29.10.2011, 23:40" başlıklı makaleden alınmadır.

Sitchin kimdir? (http://en.wikipedia.org/wiki/Zecharia_Sitchin)

Zecharia Sitchin, (11 Temmuz 1920, Bakü/Azerbeycan - 9 Ekim 2010, New York/Amerika) 10 kitaplık "Dünya Tarihçesi" adlı kitap serisiyle büyük sansasyon yaratmış, Azeri asıllı bilimadamı, sümerologtur. Çiviyazısı dışında hiç bilinmeyen "Ölü Diller" konusundaki çalışmalarıyla da akademi düzeyinde kendine önemli bir yer edinmiştir.

Pre-Astronotik Teori

Sitchin pre-astronotiğin tanınmış bir temsilcisidir. Kitaplarında, hıristiyanlık öncesi antik sümer çivi yazılı metinlerin çevirisine dayanan teorisinde, tarih öncesi çağlardaki varsayımsal bir 12. Gezegen olan Nibiru (http://tr.wikipedia.org/wiki/Nibiru) tarafından Anunaki adındaki uzaylılar dünyamız topraklarını kolonize edip madenlerde çalıştırmak için köle işgücü olarak insanı yaratmıştı. Uzaylılar kendi gezegenlerini çevre problemleri yüzünden 432 000 yıl önce terk etmişlerdi ve mısır piramitleri uzay gemilerine iniş yardımcıları olarak hizmet etmişti.

Zamanla uzaylılar insan kadınları ile çiftleşip karışmışlardı. 13.000 yıl önce nihayet büyük bir sel oldu, çok sayıda kişi öldü ve bunun üzerine insanlar ve uzaylılar arasında savaş çıktı.

Sitchin'in bu teorileri dönemin bilim adamları tarafından eleştirilsede günümüz arkeleologlarına ilham kaynağı olmuş ve eski uygarlıklara bakış açısını değiştirmiştir.

upuaut
26-08-2012, 03:05
Bana bakmayın, ben bu kapının da arkasında ne olduğunu gayet iyi biliyorum. Hatta, bunun için zamanında 20 sayfalık güzel bir makale yazmış ve Güney şaftının Autocad ile çizilmiş planını bile çıkartmıştım. Yani bu şaftta olanlar benim için bir sır değil!

Arkadaşlar, ilk mesajımda böyle bir ifadede bulunmuşum ama, bu, makaleme bakmadan önce, yani makaleye başlarken ilk oturumdaki durum imiş!

Şimdi makaleme baktım ve 52. sayfada olduğumu gördüm. İşin kötüsü, çalışma halen devam ediyormuş ama ben bırakmışım. Tabii ki bu makaleyle birlikte bir de şaftın Autocad 2009 ile çizimi var.

Fırsat olursa, bunlara da bakarız.

upuaut
28-08-2012, 04:24
Arkadaşlar, piramitte 3. mesajımdaki gelişmeden sonra yeni bir girişim yapılmaya (ki muhtemelen 2. kapının açılmasıyla ilgili) çalışıldı ama, piramitten bir ses çıkmadığına göre, bu girişim akil kalmış bir girişim olarak kaldı.

Bu konuda yalnızca NTVMSNBC yayın yapıyor ve onun yayınları da şunlar olmak üzere, suya sabuna dokunmayan yani gerçekten uzak tamamen magazin haberleridir:

1. Piramitin sırrını robot çözecek (http://www.ntvmsnbc.com/id/25240689/), NTVMSNBC, 17:46 TSİ 11 Ağustos. 2011 Perşembe.
2. Keops'un sırrı adım adım çözülüyor (http://arsiv.ntvmsnbc.com/news/176319.asp), NTVMSNBC, 17 Eylül 2011.

Fakat her ne kadar NTVMSNBC bir Amerikan kanalı da olsa, 9/11 olayında yayıncılığıyla öne çıkan bir kanal olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim. 9/11'de İkiz Kuleler'deki olayları detaylarıyla birlikte sıcağı sıcağına vererek CNN'i bile solladı.

Neyse, en iyisi ben konuma döneyim.

Başta söylediğim gibi, piramitte Djedi robotuyla yapılmaya çalışılan girişim hakkında en ciddi yayınlar şunlar idi; NTVMSNBC'kiler değil:

3. Last secret door of Great Pyramid 'to be opened in 2012', says British company (http://www.dailymail.co.uk/sciencetech/article-2073544/Secret-gates-Great-Pyramid-opened-2012-predicts-British-company.html), mailonline, 08:27 GMT, 14 December 2011.
4. Big Question for 2012: The Great Pyramid's Secret Doors (http://news.discovery.com/history/great-pyramid-secret-door-mystery-111209.html), DiscoveryNews, Dec 9, 2011 02:26 PM ET.

Sözkonusu bu haberlere göre, keşiften sonra 2012'nin başında Djedi robotuyla yeni bir girişim yapılacaktı ama piramitten bu girişim hakkında hiç ses çıkmadı.

Piramitte "gizem" var mı?

25 Mayıs 2011'de Djedi robotunun 2 kapı arasındaki zemin üzerindeki yazıtı keşfetmesinden sonra yukarıdaki haberlerden de göreceğiniz gibi, herkes bir "gizem" lafını tutturdu ve ortalık gizemden geçilmez oldu. Aslında "gizem" lafı ilk kapı açılmadan (ortasından delinmeden) önce de vardı ve herkes bu kapının arkasında gizemli bir oda olduğunu sanıyordu. Fakat 2. mesajımda detaylı bir şekilde gördüğünüz gibi böyle bir şey sözkonusu bile değildi.

Şimdi, "gizem" lafı 2. kapı için söyleniyor ve bu kapının arkasında bir "gizemli oda" ya da adlandırılamayan bir "gizem" olduğu dillendiriliyor. Ancak onların gizem olarak baktıkları şey, artık her neyse, 2. mesajımdaki ilk resimdeki yazıttadır.

Eğer o yazıtı çözerseniz, 2. kapının arkasında ne olduğunu, kapıyı açmadan, bilirsiniz. Araştırmacı Luca Mitello bu yazıtın bir kısmını (yalnızca ortadaki sembolü) çözdü ve bu kapının arkasında ne olduğunu biraz anlaşılmaya başlandı.

Eğer bu kapının arkasında ne olduğunu merak eden varsa, şaftın AUTOCAD çizimini verebilirim. Ki bu çizim, Gantenbrink'in Cheops-Shafts (http://www.cheops.org/startpage/cyberdrawings/cheopsshafts.html) çalışmasının tamamlanmış şeklidir.

upuaut
01-09-2012, 08:59
Arkadaşlar, şu videonun,

http://www.youtube.com/watch?v=90AII-nbNdo


1:22-1:39 bölümünde son derece can sıkan şöyle bir bilgi geçer:

"12 yüzyıl boyunca eski Mısır uygarlığının öyküsü ortadan kaybolacaktı. M.S. 640'ta İslami dini ve Hz. Muhammed'in Öğretisi yurt çapında yayıldı."

Anlıyorum; belgeselin Türkçe dublaja çevirilmesi sırasında Türkçe anlatan kişi, Eski Mısır Putperest Dini ve arkasından gelen Hristiyanlığı ve İslamiyeti anlatırken, kendisini bir dini karmaşa içinde buluyor ama "Hz. Muhammed'in Öğretisi" diyerek bu kadar da ileri gidilmez ki! Ne o öyle, "Hz. Muhammed'in Öğretisi" ?!*

Siz sıkılmadınız mı, arkadaşlar?

Şahsen, ben çok rahatsız oldum!

Deep
24-05-2014, 22:35
Bu konularda bilgili olduğunuz belli.

Bilgilerinizi bizden esirgemeyin :)

upuaut
25-05-2014, 01:52
Bu konularda bilgili olduğunuz belli.

Bilgilerinizi bizden esirgemeyin :)

Öncelikle sana yanıt vermeden önce şunu belirtmeliyim ki, ben hep Eski Mısır ile iç içeyim. Misal, Gökçeada açıklarında deprem olmadan önce Google'ın "Görseller" bölümünde Seti I ve Ramses II'nin mumyalarına bakıyor ve aralarındaki farklara dikkat etmeye çalışıyordum. Örneğin, Ramses II'nin mumyasında Ramses II'nin kafasının yanlarında saç birikintileri varken Seti I'in mumyasındaki kafasında ise hiç saç yoktu. İnanılır gibi değil; ya Seti I, kafasını kazıtmış ya da öldükten sonra Rahipler kafasını kazımışlardı. Bana ilk şık doğru geldi. İçimden bir ara acaba ben de onun gibi kafamı mı kazıtayım sorusu geçti.

Depremde yaşadıklarım

Çok değil; bütün bu olanlar 3 dakika içinde olmuştu ve sonra oturduğum koltukta kollarım masa ve koltuğa yaslı ve vücudum da sıkı sıkıya koltuğa yapışık olduğundan, sallandığımı hissettim. Çünkü vücudum sanki bir sensör gibi tüm sarsıntıyı hissediyordu. Sonradan haberlerden öğrendiğime göre, deprem 12:25:01'de olmuş ve deprem dalgalarının İstanbul'daki evime ulaşması 12:28'in hemen başında oldu. Nerden anladın dersen, ilk sarsıntıdan sonra evdekilere baktıktan sonra hemen bilgisayarımdaki saatime baktım, oradan çözdüm.

Neyse, ben daha sonra http://udim.koeri.boun.edu.tr sitesindeki deprem merkezinin koordinatlarını alıp Google Earth'te evimin olduğu yerle birlikte işaretledim. Bu noktalar arasındaki uzaklık, 319.93 KM ve deprem dalgalarının bana ulaşması 3 Dakika olduğuna göre, deprem dalgalarının oturduğum yerden geçerken hızı ne kadar biliyor musunuz?

Çok basit. Basit bir hesapla,

319.93 KM/180 S=16/7=1.777... KM/S

dir.

Demek ki deprem dalgalarının oturduğum yerden geçerken hızı saniyede 1.78 KM imiş. Çok delice bir hız. Ben ilk başta koltukta sarsılırken bu deprem dalgalarının Adalar'dan geldiğini zannetmiştim ama sarsıntı hafif olunca korkmama gerek olmadığını anladım. Çünkü deprem dalgalarının nereden gelip nereye gittiğini oturduğum koltuktan gayet iyi anlamıştım.

Dedim ya, vücudum o sırada adeta bir sensör gibi idi. Deprem dalgaları (güneyden hafif bir açıyla batıya kırık bir şekilde) güneybatıdan geliyor ve o istikamette arkamdan geçip gidiyordu. Televizyonlardaki depremin merkezüssü ile ilgili yayınlanan haritalarda da Gökçeada tam da deprem dalgalarını hissettiğim yönde, güneybatıda olarak gösteriliyordu.

İstanbullular dikkat!

Bostancı, Ataşehir ve Kadıköy'de oturanlar, hele hele yüksek katlı apartmanlarda oturanlar boşuna kendilerini kandırmasınlar. Çünkü bu deprem sonrasında basında "Büyük İstanbul Depremi" şeklinde lanse edilen deprem teri için de Google Earth'ten bir araştırma yaptım. 7.2-7.5 şiddetinde deprem üretmesi beklenen Çınarcık Çukuru'nun batısında yeterince uzak bir yer seçtim ve buranın evime 92 KM civarında uzaklıkta olduğunu gördüm. Eğer burada 7.5 şiddetinde bir deprem olursa, deprem dalgalarının evime ulaşması 40 Saniye alır. Ama diyelim ki böyle bir deprem oldu, o zaman bana kim haber verecek? En kötüsü, diyelim ki biri orada deprem olduğunu haber verse bile, ben 40 saniyede (ki bu süre ölçümü yukarıdaki gözlem ve bilgilere olmuştur) 3. kattan aşağıya nasıl ineceğim? Bundan daha kötüsü, bu süre depremin merkezüssünün yakın olması ve deprem dalgalarının daha şiddetli, dolayısıyla hızlı olduğu gözönüne alınırsa, 30 saniyenin altına iner ve siz, çok katlı bir apartmanın 5. ya da daha yukarıdaki bir kattan inerken bu süre içinde apartmanın kapısından çıkamazsınız.

Kimse kendisini kandırmasın; kimse böyle bir deprem karşısında size haber verecek değil ve deprem dalgaları size ulaştığında yalnızca ama yalnızca dua etmeye başlasanız iyi olur. Çünkü kaçma şansınız hiç yok!

Fakat benim kafamı asıl meşgul eden şey bunlar değildi; Seti I'in NATGEO'da izlediğim bir belgeselinde ahiret düşüncesi içinde ölüm sonrası yolculuğa çıkması ve kendisini mumyalatıp dirilmeyi bekliyor olması ve bütün bunların gözlerimiz önünde 3300 yıldır gerçekleşmemiş olması, beni ve tabii ki herkesi hayrete düşürmez de, ne düşürür?

Bu soruma acilen yanıt bekliyorum. Çünkü bu soru acilen yanıtlanmayı bekler!

Deep
25-05-2014, 17:14
Öncelikle sana yanıt vermeden önce şunu belirtmeliyim ki, ben hep Eski Mısır ile iç içeyim. Misal, Gökçeada açıklarında deprem olmadan önce Google'ın "Görseller" bölümünde Seti I ve Ramses II'nin mumyalarına bakıyor ve aralarındaki farklara dikkat etmeye çalışıyordum. Örneğin, Ramses II'nin mumyasında Ramses II'nin kafasının yanlarında saç birikintileri varken Seti I'in mumyasındaki kafasında ise hiç saç yoktu. İnanılır gibi değil; ya Seti I, kafasını kazıtmış ya da öldükten sonra Rahipler kafasını kazımışlardı. Bana ilk şık doğru geldi. İçimden bir ara acaba ben de onun gibi kafamı mı kazıtayım sorusu geçti.

Depremde yaşadıklarım

Çok değil; bütün bu olanlar 3 dakika içinde olmuştu ve sonra oturduğum koltukta kollarım masa ve koltuğa yaslı ve vücudum da sıkı sıkıya koltuğa yapışık olduğundan, sallandığımı hissettim. Çünkü vücudum sanki bir sensör gibi tüm sarsıntıyı hissediyordu. Sonradan haberlerden öğrendiğime göre, deprem 12:25:01'de olmuş ve deprem dalgalarının İstanbul'daki evime ulaşması 12:28'in hemen başında oldu. Nerden anladın dersen, ilk sarsıntıdan sonra evdekilere baktıktan sonra hemen bilgisayarımdaki saatime baktım, oradan çözdüm.

Neyse, ben daha sonra http://udim.koeri.boun.edu.tr sitesindeki deprem merkezinin koordinatlarını alıp Google Earth'te evimin olduğu yerle birlikte işaretledim. Bu noktalar arasındaki uzaklık, 319.93 KM ve deprem dalgalarının bana ulaşması 3 Dakika olduğuna göre, deprem dalgalarının oturduğum yerden geçerken hızı ne kadar biliyor musunuz?

Çok basit. Basit bir hesapla,

319.93 KM/180 S=16/7=1.777... KM/S

dir.

Demek ki deprem dalgalarının oturduğum yerden geçerken hızı saniyede 1.78 KM imiş. Çok delice bir hız. Ben ilk başta koltukta sarsılırken bu deprem dalgalarının Adalar'dan geldiğini zannetmiştim ama sarsıntı hafif olunca korkmama gerek olmadığını anladım. Çünkü deprem dalgalarının nereden gelip nereye gittiğini oturduğum koltuktan gayet iyi anlamıştım.

Dedim ya, vücudum o sırada adeta bir sensör gibi idi. Deprem dalgaları (güneyden hafif bir açıyla batıya kırık bir şekilde) güneybatıdan geliyor ve o istikamette arkamdan geçip gidiyordu. Televizyonlardaki depremin merkezüssü ile ilgili yayınlanan haritalarda da Gökçeada tam da deprem dalgalarını hissettiğim yönde, güneybatıda olarak gösteriliyordu.

İstanbullular dikkat!

Bostancı, Ataşehir ve Kadıköy'de oturanlar, hele hele yüksek katlı apartmanlarda oturanlar boşuna kendilerini kandırmasınlar. Çünkü bu deprem sonrasında basında "Büyük İstanbul Depremi" şeklinde lanse edilen deprem teri için de Google Earth'ten bir araştırma yaptım. 7.2-7.5 şiddetinde deprem üretmesi beklenen Çınarcık Çukuru'nun batısında yeterince uzak bir yer seçtim ve buranın evime 92 KM civarında uzaklıkta olduğunu gördüm. Eğer burada 7.5 şiddetinde bir deprem olursa, deprem dalgalarının evime ulaşması 40 Saniye alır. Ama diyelim ki böyle bir deprem oldu, o zaman bana kim haber verecek? En kötüsü, diyelim ki biri orada deprem olduğunu haber verse bile, ben 40 saniyede (ki bu süre ölçümü yukarıdaki gözlem ve bilgilere olmuştur) 3. kattan aşağıya nasıl ineceğim? Bundan daha kötüsü, bu süre depremin merkezüssünün yakın olması ve deprem dalgalarının daha şiddetli, dolayısıyla hızlı olduğu gözönüne alınırsa, 30 saniyenin altına iner ve siz, çok katlı bir apartmanın 5. ya da daha yukarıdaki bir kattan inerken bu süre içinde apartmanın kapısından çıkamazsınız.

Kimse kendisini kandırmasın; kimse böyle bir deprem karşısında size haber verecek değil ve deprem dalgaları size ulaştığında yalnızca ama yalnızca dua etmeye başlasanız iyi olur. Çünkü kaçma şansınız hiç yok!

Fakat benim kafamı asıl meşgul eden şey bunlar değildi; Seti I'in NATGEO'da izlediğim bir belgeselinde ahiret düşüncesi içinde ölüm sonrası yolculuğa çıkması ve kendisini mumyalatıp dirilmeyi bekliyor olması ve bütün bunların gözlerimiz önünde 3300 yıldır gerçekleşmemiş olması, beni ve tabii ki herkesi hayrete düşürmez de, ne düşürür?

Bu soruma acilen yanıt bekliyorum. Çünkü bu soru acilen yanıtlanmayı bekler!

Antik Mısır konusunda yazılarınız olursa okurum.

upuaut
23-04-2015, 03:07
Konuya önce bir hatırlatmayla başlayayım!

Hatırla (Remember)!

Hatırlarsanız; 1992’nin Şubat’ında Gantenbrink Kraliçe Odası güney şaftı (Alt güney şaftı) için UPUAUT'tan çok daha gelişmiş bir robot tasarlamış ve çeyrek milyon dolar harcayarak Upuaut II adlı bir robot yapmıştı.

http://www.cheops.org/startpage/theupuautstory/thesecond1992campaign/search.JPG
Rudolf Gantenbrink: "Alt güney şaftının muhtemel bir çıkışı için aramaya gidiyorum (I go searching for a possible outlet of the lower southern shaft)", The 2'nd 1992 Campaing (http://www.cheops.org/startpage/theupuautstory/thesecond1992campaign/second92.htm).

İşte bu robot NATGEO belgeseli yapımcılarının heyecanlı bakışları içinde 22 Mart 1993'te alt güney şaftının içine yollandı ve robot üzerindeki kamerayla görüntüler yollaya yollaya şaftta ilerleyen Upuaut II, gittikçe gidiyordu: 25 metre..., 35 metre..., 45 metre... Şaft devam ediyordu. Sonunda, robot saat 11:05'te 59 M'de aniden durmak zorunda kaldı (ki şaftın ağızdan kapıya kadar uzaklığı 59.45 M'dir), çünkü önüne bir engel çıkmıştı.

http://emhotep.net/wp-content/uploads/2012/01/upu10-Mohammed-Sheeha-Rudolf-Gantenbrink-and-Ulrich-Kapp-watch-the-monitor-as-Upuaut-2-makes-history.png
Mohammed Sheeha, Rudolf Gantenbrink ve Ulrich Kapp, UPUAUT 2 monitöründen tarihi anı izlerken, The UPUAUT Project-The 1993 Campaing (http://emhotep.net/2012/01/11/locations/lower-egypt/giza-plateau-lower-egypt/the-pyramid-shafts-from-dixon-to-pyramid-rover/).

Üzeri zımparalanmış ve parlatılmış kireçtaşından yapılmış, garip bir “kapı” ile bitiyordu şaft! Robot şaftın bittiği alanı yani ilk kapının olduğu yeri bütünüyle taradı ve kapının sağ alt köşesinde minik bir çatlak olduğunu fark etti. Ancak bir kablonun girebileceği kadar geniş bir çatlak.


http://www.turandursun.com/forumlar/picture.php?albumid=79&pictureid=261
16.09.2002’de saat 20:00’da ZDF’de canlı olarak sunulan IRobot’un çektiği bir görüntü. Bu görüntüdeki çizgiyi ortaya çıkarabilmek için ZDF’nin görüntüsünü Photoshop’ta kontrast ayarlarını maksimuma ayarladım ve çizginin olduğu yeri ok işaretiyle gösterdim. Bu görüntünün televizyonlarda da görülebilinmesi için, televizyonun kontrast ayarlarını maksimuma çıkartmak gerekir. Aksi takdirde bu çizgiyi farketmek mümkün olmaz!

Piramitteki bu yeni gelişme hemen Hawass’a ve diğer Mısır uzmanlarına bildirildi. Heyecan dalga dalga büyüyordu. Basına açıklama yapmakta oldukça isteksiz davranan Hawass ve diğer yetkililer, Gantenbrink’in bunu London Times ve The Independent gazetelerine duyurmasına çok sinirlendiler. Alman mühendisin iş izni derhal iptal edildi ve piramitler çevresinden uzaklaştırıldı. Büyük bir buluş gerçekleştirilmişti ama, bunu yapan adam ödüllendirileceği yerde cezalandırılıyordu!

Gantenbrink, izleyen yıllarda UPUAUT 2’den çok daha gelişmiş yeni bir robot yaptı ve izin verilmesi halinde tek bir ücret almadan, Mısırlı yetkililerin gözetimi altında çalışarak, şimdilerde yüksek hızlar için internet bağlantısında kullandığımız bir fiber optik kablolu kamerayı bu çatlaktan içeri sokabileceğini ve muhtemel “Gizli Oda (Secret Chamber)”nın görüntülerini dünyaya sunabileceğini söyledi ama, Mısır Eski Eserler Müdürlüğü, gerekçe göstermeden bu öneriyi reddetti!

Peki Gantenbrink,

http://emhotep.net/wp-content/uploads/2012/03/dje32-The-chip-in-the-first-blocking-stone-showing-the-2-3-mm-ledge.png
Kapının sağ alt tarafındaki 2-3 mm'lik çatlak. Djedi-2011 (http://emhotep.net/2012/03/07/locations/lower-egypt/giza-plateau-lower-egypt/the-djedi-project-the-next-generation-in-robotic-archaeology/).

neden kapının sağ alt tarafındaki çatlaktan bir fiber optik kabloyu içeriye sokup görüntü almak istedi?

Şunun için (For this, MATRIX filminden): Şüphesiz, eğer Gantenbrink, Hawass’a söylediği gibi, 1992’de ilk kapının sağ alt köşesindeki çatlaktan bir fiber optik kablo sokup bir görüntü alabilseydi, bir önceki resimde görülen "Çizgi (The Line)"yi farkedecek ve piramitte şimdiye kadar yapılan en önemli keşiflerden birine imzasını atacaktı! Fakat o, içine mi doğdu artık bilinmez, kapının arkasında bir şeyler olabileceğini tahmin ediyordu.

İşte Hawass, Gantenbrink'ten bunu esirgemişti ve onu ödüllendireceği yerde cezalandırmıştı!

Şimdi bu kısa hatırlatmadan sonra bulguma geçebilirim.

Hawass kapısının arkasındaki yeni bulgu!

Öncelikle bu bulguyu çok geç bir zaman sonra (bu mesajın yazımından tam 1 gün önce) farketmem affedilir gibi değil. En azından, kendi adıma...

Demek ki odaklanamamışım, ama "Geç olsun ama güç olmasın!" atasözü gereğince şimdi bu bulgunun ne olduğunu anlatayım size.

Aşağıda Djedi adlı robot tarafından kapı arkasından alınan bir görüntü vardır (ki bu kapıya "Gantenbrink Kapısı" ya da "İlk Kapı (The First Door)" denilmektedir).

http://emhotep.net/wp-content/uploads/2012/03/dje43-Detail-of-the-glyps-and-masons-line-on-the-floor.png (http://emhotep.net/2012/03/07/locations/lower-egypt/giza-plateau-lower-egypt/the-djedi-project-the-next-generation-in-robotic-archaeology/)
Detaylı bilgi almak için resmin üzerine tıklayınız!

Şimdi bütün dikkatiniz bu kapı arkasındaki çizgide olsun. Çünkü eğer bu çizgiyi başlangıcından bitimine kadar dikkatli bir şekilde izlerseniz, bir bulguyla karşılaşırsınız. Ama ne?

Öncelikle bu resimdeki 4 no'lu yer, hemen kapı arkasındaki çizginin başladığı noktadır. Bu, yukarıdaki resimde açıkça ifade edilmiştir. Bu çizgiyi 4'ten itibaren ileriye doğru takip etmeye başladığımız zaman, karşımıza 1 ve 3 no'lu yerler çıkar. Bunlardan, 1 no'lu yerde şaft ustasının hiyeratik formatta yazdığı bir yazıtı vardır ve bu, şaftla ilgili bir mühendislik hesabı gösterir. 3 no'lu yerde ise 24 çizgisine dik bir çizgi vardır. Bu çizgi 1 no'lu yazıttakiyle ilgilidir.

3 no'lu çizginin anlamını mı merak ediyorsunuz? Eğer bu çizginin anlamını size söylersem ne mi olur? Bu durumda 4 (http://www.turandursun.com/forumlar/showpost.php?p=452429&postcount=4). mesajımda bildirdiğim üzere 52 sayfalık makalemi çöpe atmam gerekir. İsterseniz, bu şıkkı geçelim ve bir sonrakine bakalım. Ama bu bulgu önem arzederse burada bir cümleyle daha sonra açıklarım. Tamam mı?

Son olarak, 2 no'lu olan yere bir bakalım. Burası zeminin kırmızı aşı boyasıyla boyanmış hattın 2. kapıda son bulduğu yerdir. Fakat o da ne? 2. Kapının tam altında kırmızı aşı boyasının üzerinde bir miktar siyah renkli boya var. Peki bu siyah renkli boyanın anlamı ne?

Bu bayağı bir kafa karıştırıcı gibi görünüyor ama Djedi'nin şaftta bulduğu ilk yazıta bakarsak, ama çok dikkat bir şekilde, o zaman bu siyah renkli boya sır olmaktan çıkar.

Şafttaki ilk yazıt

Çok ilginçtir; alt güney şaftına o kadar robot yollandı ve şimdiye kadar şu yazıt bir türlü farkedilemedi:

http://emhotep.net/wp-content/uploads/2012/03/dje52-Computer-rendering-of-Djedi-approaching-the-glyphs-in-QCS-before-the-first-blocking-stone.png
Djedi'nin şaftta bulduğu ilk yazıt, Other Marks Insside QCS (http://emhotep.net/2012/03/07/locations/lower-egypt/giza-plateau-lower-egypt/the-djedi-project-the-next-generation-in-robotic-archaeology/).

Djedi tarafından 24 Mayıs 2011'de alınan bu görüntüde ilk kapıya 3.5 M kala şaftın batı duvarında bir hiyeratik yazıt var ve bu, şimdiye kadar bu yazıtı neden görüntülemediğini bize açıkça gösterir.

Çünkü Djedi'nin yılan kamerası bile bu yazıtı zar zor şu şekilde görüntüledi:

http://emhotep.net/wp-content/uploads/2012/03/dje53-Marks-on-the-right-hand-shaft-wall-three-and-a-half-meters-from-first-blocking-stone.png
Djedi'nin yılan kamerasıyla ilk yazıta yapılan zoom.

Şimdi Djedi'nin yakından bir bakış attığı bu yazıt hakkında iyi-kötü bir fikir sahibiz. Bana göre, yazıta yapılan bu zoom bakıştan yukarıdaki resimdeki karakterler çıkmaz. Yani yukarıdaki yazıt tamamen doğru değil; özellikle ortadaki karakter doğru değildir. Çünkü ortadaki karakterin 1 no'lu yazıttaki gibi 2 ayağı ve bir başı (ki bu dökülmüş ama izi duruyor orada!) görünüyor. Bu karakterin tepesinde yanyana 2 nokta mı var, yoksa bu dökülen bir karaktere ait; belli değil. İşte tüm bunlar yazıtın hangi amaçla oraya yazıldığı çözüldükten sonra ortaya çıkacaktır.

Fakat ben, size bu son yazıtla ilgili sırrı KHNUM KHUFU adına,

http://upuaut.t15.org/Pics/Khufu.jpg
M.Ö. 2000'li yıllara ait bir papirüs, Khufu'nun, yaşlılığında (40'lı yaşlarda) bilge bir adamı yanına getirip Ahiret Tanrısı Thot'un gizli tapınağının yolunu öğrenmek için nasıl uğraştığını anlatıyor. Bilge O'na yardım edemiyor. Hikaye hem bu dünyaya, hem de sonrakine hükmetmekte kararlı bir Firavun'un yaptıklarıyla devam ediyor (Bkz. 9 (http://www.turandursun.com/forumlar/showpost.php?p=544988&postcount=9)).

vereyim.

Şimdi, yukarıdaki yazıt görünürde şaft ustası tarafından ilk kapıya 3.5 M kala konur ama, bu yazıtın Blok 27'nin batı duvarında konulduğu yerin Kraliçe Odası'nın zeminden seviyesi tam olarak 69 RC (69x11/21=36+1/7=36.14 M) ve ilk kapının şaft ağzından seviyesi ise tam tamına 70 RC (=70x11/21=30+2/3=36.67 M)'dir. Burada şaft ağızlarının (ki her ikisi de kapının tavanı ile aynı seviyededir) Kraliçe Odası zemininden seviyesi 3+3/11 RC ve şaftın eğimi ArcSin(7/11) olduğundan, ilk yazıtın ilk kapıya uzaklığı,

[1+(3+3/11)]x(11/7) = 6+5/7 RC = (6+5/7)x(11/21)= 3.517 M

olarak görünür.

İşte Blok 27'nin batı duvarına ilk yazıtı (sondan 3. resim) koyan şaft ustasının yaptığı şey budur ve Djedi de 24 Mayıs 2011'de hiç kimsenin farketmediği bu yazıtı yılan kamerasıyla görüntülemiştir. Olay budur yani!

Tabii ki şaftta bu çalışmalar yapılırken piramit sahibi Khufu arasıra piramite gelip inşaatın ne aşamada olduğunu kontrol eder ama şafttaki bu tür ayrıntılardan haberdar olması mümkün değildir.

Şimdi gelelim esas bulguma...

Bana göre ikinci kapının altındaki kırmızı aşı boyasına karışmış siyah renkli aşı boyası sıradan bir bulgu değil; tam tersine, şafttaki ilk yazıttaki ilk karakterin siyah renkli aşı boyasıyla yazılmış olduğu gözönüne alınırsa (ki diğer karakterler yukarıdaki resimdeki gibi Djedi ekibinin gösterdiği şekilde kavuniçi renkle değil, kırmızı renkli aşı boyasıyla yazılmıştır), bu siyah renkli aşı boyası 2. kapının arkasında kullanılmış demektir. Yani şaft ustası siyah renkli boyayla ya 2. kapının arkasına yeni bir yazıt bıraktı ya da kazayla boyayı oraya döktü ve bu 2. kapının altına sızdı. İşte burada da iki kapı arasında zemin üzerine yazılan 2. yazıt devreye girer. Ama sonuçta ne olursa olsun, siyah renkli boya oraya bir şekilde dökülmüş ve bu zeminde olmuş olmalı. Yani şaft ustası 4 no'lu yerden başlattığı çizgiyi kırmızı aşı boyasıyla zeminde sürdürürken 2. kapının altından devam ettirir. Ama 2. kapının altında kırmızı boyanın üzerinde bir de siyah boya var ve işin içine bu boya da karışmış.

http://www.youtube.com/watch?v=soiRVBakMUk (http://www.youtube.com/watch?v=soiRVBakMUk)

Bu konuda öncelikle şunun bilinmesi gerekir: Piramitte masonların (taş ustaları) yapıların inşaatı esnasında bazı bloklar üzerine çalışma işaretlerini bıraktıklarını ve bu işaretleri yalnızca "Kırmızı" ve "Siyah" renkli aşı boylarını kullandıklarını biliyoruz. Öyle, Djedi ekibinin çeşitli resimlerde gösterdikleri "Yeşil, Sarı, Kavuniçi" renkler yok. Bunlar boya filan değil, piramitte oluşmuş anomalilerdir. Yani piramitin masonları piramitte bir işaret bırakmak istedikleri zaman "Rouge et noir (Kırmızı ve Siyah)"den başka bir renk kullanmıyorlar. Bildiğim kadarıyla, siyah renk kesin olan ifadelerde ve kırmızı renk de dikkat çekilmek istenilen ifadelerde kullanılıyor.

Şu halde 2. kapının altındaki kırmızı rengin üzerindeki siyah boya en az ilk kapının arkasında başta dikkatleri çekmeyen ama sonra bunun ne kadar önemli olduğu gösteren çizgi (hat) kadar önemlidir. Bu nedenle 2. kapının da açılması ve bu siyah boyanın orada ne işe yaradığının ortaya çıkarılması gerekiyor. Yani "Hawass Kapısı" olarak bilinen 2. kapının da ilk kapıda olduğu gibi açılması ve arkasında ne/ler olduğunun görüntülenmesi gerekiyor. Eğer orada şaftla ilgili bir mühendislik çalışmasına ilişkin bir yazıt yoksa, o zaman "KHUFU"nun kartuşu olabilir. Kimbilir!

Evet, bulgumuz net ve açık. Hawass amcaya yol göründü yani!



http://emhotep.net/wp-content/uploads/2012/03/dje05-Zahi-Hawass.png
Zahi Hawass (http://tr.wikipedia.org/wiki/Zahi_Havas): Mısır arkeolojisi uzmanı, akademisyen, yazar ve araştırmacıdır. 2011 yılında Mısır'da baş gösteren halk ayaklanması ve takiben Hüsnü Mübarek (http://tr.wikipedia.org/wiki/H%C3%BCsn%C3%BC_M%C3%BCbarek) rejiminin devrilmesinin ardından Askeri Konsey tarafından Kültür İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı olarak kurulan yeni kabinede Bakanlık görevine getirilmiştir. Fakat 3 Temmuz 2013'te Ordu'nun müdahelesi sonucu Abdel Fatah el-Sisi'nin başa geçmesiyle şu sözü söylemiştir (Bkz. "Oradaydım!!! (http://www.turandursun.com/forumlar/showpost.php?p=488744&postcount=61)"): "Fikrimce, Sisi gerçekten Mentuhotep II (http://tr.wikipedia.org/wiki/II._Mentuhotep)'dir. Şimdi ne olduğunu anlamak için 4000 yıl önce ne olduğunu anlamaya ihtiyacımız var"

Boolean
18-07-2015, 05:49
Bence bu kapının arkasında bir şey yok. Bunu Zahi Hawass da biliyor. Fakat Mısır'a turist gelsin diye, "Khufu'nun mezarı, hala Piramidin içinde" diye demeçler veriyor. İnsanlar da gizem oluşturuyor sırf bu yüzden.

Ayrıca;

Zahi Hawass'ı pek sevmiyorlar yabancı arkeologlar gördüğüm kadarıyla. Karakter itibariyle de egoist, Mısır benden sorulur diyen. Yabancı arkeologların çalışmalarının üzerine yatan bir adam olarak konuşuluyor.

Zaten Gantenbrink olayında da görüldü ki; Gantenbrink kapıyı keşfettikten sonra onu Mısır'dan yolladı hemen ki; kapının arkasında bir şey çıkarsa, keşif kendi üzerine yazılsın.

Ve bence ikinci kapıyı da açtı baktı. Arkasından bir şey çıkmayınca tekrar kapattı.

Sn. upuaut'un şaft olarak adlandırdığı, 20cmx20cm boyutlarinda havalandırma delikleri veya ruhun yıldızlara ulaşması için açılmış delikler.

Muhtemelen,

Firavun Kuhufu'nun, Queen's Chamber denilen alana değil de, üst taraftaki Kings Chamber denilen alana gömüleceği belli olunca, Piramiti inşa eden ustalar o bölmeleri kapattılar ve mühürlediler.

Firavun Kuhufu, piramit tamamlanmadan ölmeyince, "ben daha üste gömülmek istiyorum" dedi muhtemelen.

Çünkü en aşağıda eğer firavun piramit tamamlanmadan önce ölürse diye açılmış ve ölmeyince yarım bırakılmış bir alan daha var.

Olay bence bundan ibaret yani.

Yoksa o kapının arkasında bir şey olsaydı, Hawass çoktaaaan üzerine yatmıştı "ben buldum" diye.

upuaut
11-11-2015, 20:01
Mucize..
Keops piramidinin dogusundaki taşlarda ısı farklılıkları tespit edilmiş.

Piramitlerin doğusunda KABE vardı değilmi.

Kur-anda bunun sebebi yazıyordur..o ayeti bulmak ulemanın işi

MUCİZEEEEE.
http://onedio.com/haber/keops-piramidi-nin-termal-taramasinda-sasirtici-anormallik-622182

İlahi Komedya, Ejiptologlar ve ilgili bilimadamları, Büyük Piramit'teki bu olayı daha yeni farkediyorlar.

Oysa Büyük Piramit'in doğu tabanında ve 1. taş sırasının üzerindeki ısı anomalisi, Fransız Mimar Jean Pierre Houdin'in 1 Nisan 2007'de açıkladığı piramitin içten spiral rampayla örüldüğüne ilişkin teorisini doğrulayan bir bulgudur.

Evet, Jean Pierre Houdin'in bu teorisi doğrudur ve doğru olduğunu açıkladığı tarihten beri ciddiye almışımdır ve bunun üzerine zamanında piramitte bazı bilimsel çalışmalarda bulunmuşumdur. İşte bu bilimsel araştırmalar sırasında Kraliçe Odası'nın güney şaftının piramit içinde nereye kadar yapıldığını ve nerede durduğunu robotların çalışmalarından keşfetmiştim (Bkz. "Hawass kapısının arkasında ne var? (https://www.turandursun.com/forumlar/showthread.php?t=29070)"). Bununla birlikte, kuzey şaftının yapımı hakkında da kesin bilimsel bilgilere sahibim.

Sözkonusu bu tartışmada şunları söylemişim:

Bana bakmayın, ben bu kapının da arkasında ne olduğunu gayet iyi biliyorum. Hatta, bunun için zamanında 20 sayfalık güzel bir makale yazmış ve Güney şaftının Autocad ile çizilmiş planını bile çıkartmıştım. Yani bu şaftta olanlar benim için bir sır değil!

İşte onların daha yeni keşfettikleri anomali piramitteki spiral rampadan kaynaklanmaktadır ve onlar bunu daha yeni öğreniyorlar. Yani onların yeni öğrendikleri bu gelişmeler bizim için bir sır değildir!

İlahimasal
11-11-2015, 20:16
İlahi Komedya, Ejiptologlar ve ilgili bilimadamları, Büyük Piramit'teki bu olayı daha yeni farkediyorlar.

Oysa Büyük Piramit'in doğu tabanında ve 1. taş sırasının üzerindeki ısı anomalisi, Fransız Mimar Jean Pierre Houdin'in 1 Nisan 2007'de açıkladığı piramitin içten spiral rampayla örüldüğüne ilişkin teorisini doğrulayan bir bulgudur.

Evet, Jean Pierre Houdin'in bu teorisi doğrudur ve doğru olduğunu açıkladığı tarihten beri ciddiye almışımdır ve bunun üzerine zamanında piramitte bazı bilimsel çalışmalarda bulunmuşumdur. İşte bu bilimsel araştırmalar sırasında Kraliçe Odası'nın güney şaftının piramit içinde nereye kadar yapıldığını ve nerede durduğunu robotların çalışmalarından keşfetmiştim (Bkz. "Hawass kapısının arkasında ne var? (https://www.turandursun.com/forumlar/showthread.php?t=29070)"). Bununla birlikte, kuzey şaftının yapımı hakkında da kesin bilimsel bilgilere sahibim.

Sözkonusu bu tartışmada şunları söylemişim:



İşte onların daha yeni keşfettikleri anomali piramitteki spiral rampadan kaynaklanmaktadır ve onlar bunu daha yeni öğreniyorlar. Yani onların yeni öğrendikleri bu gelişmeler bizim için bir sır değildir!

Upuaut piramitlerin spiral bir şekildeki rampa ile dizayn edilmekden başka bir ihtimal o günün şartlarında vinç yok ise zaten mümkün deil.
Bunu inşaat tekniklerini bilen herkes bilir.en üstteki taşı koymaları ( 20 ) ton imkansız .

Burdaki konu aynı yapıdaki taş blokların yan yana olmasına rağmen ısı farlılıkları 6 ° Kadar bir fark gerçekdende çok anormal.

Senin dediğin sipral rampa yapım tekniği ile bu ısı farklılığı arasindaki bağlantı nedir. Ben birşeymi kaçırıyorum.

Bu aralar havası ekranlarda göremiyorum .mısırdaki gelişmeler onuda muteledi.

En son o kanallara roboot kamera gönderip karşılarına çıkan engele matkapla delik delindiğini takip etmişdim.

Sonra dan bir gelişme olmadı sanırım.

upuaut
11-11-2015, 21:36
Upuaut piramitlerin spiral bir şekildeki rampa ile dizayn edilmekden başka bir ihtimal o günün şartlarında vinç yok ise zaten mümkün deil.
Bunu inşaat tekniklerini bilen herkes bilir.en üstteki taşı koymaları ( 20 ) ton imkansız .

Burdaki konu aynı yapıdaki taş blokların yan yana olmasına rağmen ısı farlılıkları 6° Kadar bir fark gerçekdende çok anormal.

Senin dediğin sipral rampa yapım tekniği ile bu ısı farklılığı arasindaki bağlantı nedir. Ben birşeymi kaçırıyorum.

Bu aralar havası ekranlarda göremiyorum .mısırdaki gelişmeler onuda muteledi.

En son o kanallara roboot kamera gönderip karşılarına çıkan engele matkapla delik delindiğini takip etmişdim.

Sonra dan bir gelişme olmadı sanırım.

Mısır Hükümeti ve şimdiki Kültür Bakanı Büyük Piramit'te infrared (kızılötesi) (https://tr.wikipedia.org/wiki/K%C4%B1z%C4%B1l%C3%B6tesi) ışınla yapılan araştırmaya çok önem veriyorlar ve bu yüzden uzmanlardan başkasını piramite sokmuyorlar. Yani Zahii Hawass'ın bu araştırmanın dışında kalması bu nedendendir. Bu, bir!

İkincisi, piramitin doğu tabanındaki anomali şu şekilde görüntülenmiştir:

http://img.huffingtonpost.com/asset/scalefit_630_noupscale/5641b3aa14000069023ca538.jpeg (http://www.huffingtonpost.com/entry/pyramid-scan-anomaly_56417a19e4b0b24aee4ba9ad)

Bu anomali resimde kırmızı renkle gösterilen yerlerdedir ve buralarda ısı dediğin gibi 6° kadar fark yapar. Eğer bu resmin üzerine tıklarsan gelen sayfada bu resmin üzerinde tayf alınmadan önceki hali şöyle gösterilir:

http://img.huffingtonpost.com/asset/crop_32_472_4256_1896,scalefit_630_noupscale/5641b413290000d7004dc92a.jpeg

Dikkat edersen, bu fotoğrafta kırmızı renkle gösterilen yerlerdeki bloklar diğerleri gibi değil, bazıları düşey şekilde konulmuştur. Bu da, oradaki anomaliyi gösterir. Ama burası doğu tabanındaki ilk taş sırasının üzerindeki blokların olduğu yerdir ve spiral rampa bu kadar alçaktan geçmez. Öyleyse orada piramitin güneydoğu köşesinde başlayan ve doğu tabanı boyunca yükselen spiral değil ama onunla ilgili bir diğer çalışmayı yani piramit yapımcıları tarafından bırakılan küçük bir boşluk olmalı. Yani oradaki bilimadamlarını ve Ejiptologları heyecanlandıran şey, bu küçük boşluktan başka bir şey değildir. Fakat onlar bu boşluğun spiral, tünel, gizli odadan biri olduğunu zannederler, dolayısıyla ne olduğunu bilmezler!

upuaut
11-11-2015, 22:27
Upuaut piramitlerin spiral bir şekildeki rampa ile dizayn edilmekden başka bir ihtimal o günün şartlarında vinç yok ise zaten mümkün deil.
Bunu inşaat tekniklerini bilen herkes bilir.en üstteki taşı koymaları ( 20 ) ton imkansız .

Burdaki konu aynı yapıdaki taş blokların yan yana olmasına rağmen ısı farlılıkları 6 ° Kadar bir fark gerçekdende çok anormal.

Senin dediğin sipral rampa yapım tekniği ile bu ısı farklılığı arasindaki bağlantı nedir. Ben birşeymi kaçırıyorum.

Bu aralar havası ekranlarda göremiyorum .mısırdaki gelişmeler onuda muteledi.

En son o kanallara roboot kamera gönderip karşılarına çıkan engele matkapla delik delindiğini takip etmişdim.

Sonra dan bir gelişme olmadı sanırım.

İlahi Komedya, sen bu piramiti yapımı hakkında hiçbir şey bilmiyorsun. Çünkü eğer bilseydin, bu basit soruları bana sormazdın!

Peki nereden anladım?

Çünkü sen, Fransız Mimar Jean Pierre Houdin ve meslektaşı Mehdi Tayyoubi'nin 1 Nisan 2007'deki şu çalışmasından habersizsin: [PPT]Pyramide de Kheops.pps (http://www.google.co.uk/url?sa=t&rct=j&q=&esrc=s&source=web&cd=1&cad=rja&uact=8&ved=0CCIQFjAAahUKEwiSpefzg4nJAhWBbxQKHUulAmk&url=http%3A%2F%2Fjfbradu.free.fr%2Fegypte%2FLES%25 20TOMBEAUX%2FLES%2520PYRAMIDES%2FCHEOPS%2FKheops3. pps&usg=AFQjCNG1hTidUKFbDFjGz41QUFu-L8f-cQ&bvm=bv.107406026,bs.2,d.ZWU).

Bak bakalım, orada Kral Odası'na 70 TON'luk granit taşlar (ki toplamda 400 TON) nasıl taşınmış. Yani orada bırak vinç olmasını, inanılmaz makineler kullanılmıştır. Allah bilir, sen, Büyük Galeri'de bir yük asansörünün kullanılmış olduğunu bilmiyorsundur herhalde (Bkz. aynı makalenin 15. sayfasına). 14. sayfada bu granitlerin yük asansörüne dışarıdan nasıl getirildiği gösteriliyor. Ama oradaki yük asansörü bundan daha büyüktür.

İnanılır gibi değil. Ben bunları ilk gördüğümde, benim için Arşimet'in bulduğu Kaldıraç Kanunu tamamen fasa fiso oldu. Çünkü burada çok daha karmaşık makineler vardı ve bunların çalışması için büyük bir mekanik bilgisi birikimi gerektiriyordu.

İkincisi, anomalinin olduğu yerde şöyle bir şey olmuş: Piramitin doğusundan geçen ilk spiral rampa kesiti yapılırken, piramit yapımcıları orada bir çalışma hatası yapmış olabilirler, dolayısıyla bu hata o yüzden çıkmış olabilir.

Senin anlamadığı ya da kaçırdığın şey budur!

Ama bana kalırsa, sen bu anomalinin nasıl oluştuğunu bilmiyorsun. Oradaki bilimadamları kızılötesi ışın yayan cihazla tüm gün boyunca çalışırlar. Bunun için Güneş'ten yararlanırlar. Çünkü anomali ancak bu yolla çıkarılabilinmektedir.

Buna göre, ilkin sabah Güneş piramitin doğusunda yükselirken, ışınları piramitin doğu yüzüne vurur ve burada bir miktar ısı depolanır. Tabii ki ısı ölçümü yapan bilimadamları da cihazla piramitin tüm doğu yüzünü tararlar. Sonra Güneş piramitin sırasıyla güney yüzüne ve batı yüzüne gider. Bilimadamları tüm bu süreçte taramadadırlar ve en son akşamleyin son bir tarama yaparlar. İşte sabah ile akşamleyin yapılan taramalar arasındaki piramitin doğu yüzündeki 6° kadar ısı farkı bu şekilde saptanır. yani senin bir önceki resimde kırmızı renkle gördüğün yerler Güneş ısısının depolandığı yerleri ve bu depolama da bir boşluğun olmasını gerektirir. İşte onlar buna "Anomali (Yapısal Bozukluk)" diyor. Kapiş!!!

Bir önceki mesajımda söyledim Zahii Hawass bu araştırmanın içinde değil. Çünkü Mısır Kültür Bakanı'nın açıklamasına göre, bu araştırmada sadece işin uzmanları bakacakmış. Ben onun yalancısıyım.

Evet, en son 25 Mayıs 2011'de DJEDI (http://emhotep.net/2012/03/07/locations/lower-egypt/giza-plateau-lower-egypt/the-djedi-project-the-next-generation-in-robotic-archaeology/) adlı robotla Kraliçe Odası'nın güney şaftında bir araştırma yapıldı ve ondan sonra da bir başka robot çalışması yapılmadı. Yani sen gelişmeleri biraz geriden takip ediyorsun. Senin sözüne ettiğin olay, başta NATGEO olmak üzere tüm televizyonların canlı yayınla açtıkları 23 Eylül 2002'deki IRobot (http://news.nationalgeographic.com/news/2002/09/0923_020923_egypt.html)'tur. Bu robot güney şaftındaki ilk kapının ortasını delerek sondaj yapmıştır ve akabinde bir diğer kapıyla karşılaşılmıştır.

Başka bir sorun var mı?

İlahimasal
11-11-2015, 23:10
İlahi Komedya, sen bu piramiti yapımı hakkında hiçbir şey bilmiyorsun. Çünkü eğer bilseydin, bu basit soruları bana sormazdın!

Peki nereden anladım?

Çünkü sen, Fransız Mimar Jean Pierre Houdin ve meslektaşı Mehdi Tayyoubi'nin 1 Nisan 2007'deki şu çalışmasından habersizsin: [PPT]Pyramide de Kheops.pps (http://www.google.co.uk/url?sa=t&rct=j&q=&esrc=s&source=web&cd=1&cad=rja&uact=8&ved=0CCIQFjAAahUKEwiSpefzg4nJAhWBbxQKHUulAmk&url=http%3A%2F%2Fjfbradu.free.fr%2Fegypte%2FLES%25 20TOMBEAUX%2FLES%2520PYRAMIDES%2FCHEOPS%2FKheops3. pps&usg=AFQjCNG1hTidUKFbDFjGz41QUFu-L8f-cQ&bvm=bv.107406026,bs.2,d.ZWU).

Bak bakalım, orada Kral Odası'na 70 TON'luk granit taşlar (ki toplamda 400 TON) nasıl taşınmış. Yani orada bırak vinç olmasını, inanılmaz makineler kullanılmıştır. Allah bilir, sen, Büyük Galeri'de bir yük asansörünün kullanılmış olduğunu bilmiyorsundur herhalde (Bkz. aynı makalenin 15. sayfasına). 14. sayfada bu granitlerin yük asansörüne dışarıdan nasıl getirildiği gösteriliyor. Ama oradaki yük asansörü bundan daha büyüktür.

İnanılır gibi değil. Ben bunları ilk gördüğümde, benim için Arşimet'in bulduğu Kaldıraç Kanunu tamamen fasa fiso oldu. Çünkü burada çok daha karmaşık makineler vardı ve bunların çalışması için büyük bir mekanik bilgisi birikimi gerektiriyordu.

İkincisi, anomalinin olduğu yerde şöyle bir şey olmuş: Piramitin doğusundan geçen ilk spiral rampa kesiti yapılırken, piramit yapımcıları orada bir çalışma hatası yapmış olabilirler, dolayısıyla bu hata o yüzden çıkmış olabilir.

Senin anlamadığı ya da kaçırdığın şey budur!

Ama bana kalırsa, sen bu anomalinin nasıl oluştuğunu bilmiyorsun. Oradaki bilimadamları kızılötesi ışın yayan cihazla tüm gün boyunca çalışırlar. Bunun için Güneş'ten yararlanırlar. Çünkü anomali ancak bu yolla çıkarılabilinmektedir.

Buna göre, ilkin sabah Güneş piramitin doğusunda yükselirken, ışınları piramitin doğu yüzüne vurur ve burada bir miktar ısı depolanır. Tabii ki ısı ölçümü yapan bilimadamları da cihazla piramitin tüm doğu yüzünü tararlar. Sonra Güneş piramitin sırasıyla güney yüzüne ve batı yüzüne gider. Bilimadamları tüm bu süreçte taramadadırlar ve en son akşamleyin son bir tarama yaparlar. İşte sabah ile akşamleyin yapılan taramalar arasındaki piramitin doğu yüzündeki 6° kadar ısı farkı bu şekilde saptanır. yani senin bir önceki resimde kırmızı renkle gördüğün yerler Güneş ısısının depolandığı yerleri ve bu depolama da bir boşluğun olmasını gerektirir. İşte onlar buna "Anomali (Yapısal Bozukluk)" diyor. Kapiş!!!

Bir önceki mesajımda söyledim Zahii Hawass bu araştırmanın içinde değil. Çünkü Mısır Kültür Bakanı'nın açıklamasına göre, bu araştırmada sadece işin uzmanları bakacakmış. Ben onun yalancısıyım.

Evet, en son 25 Mayıs 2011'de DJEDI (http://emhotep.net/2012/03/07/locations/lower-egypt/giza-plateau-lower-egypt/the-djedi-project-the-next-generation-in-robotic-archaeology/) adlı robotla Kraliçe Odası'nın güney şaftında bir araştırma yapıldı ve ondan sonra da bir başka robot çalışması yapılmadı. Yani sen gelişmeleri biraz geriden takip ediyorsun. Senin sözüne ettiğin olay, başta NATGEO olmak üzere tüm televizyonların canlı yayınla açtıkları 23 Eylül 2002'deki IRobot (http://news.nationalgeographic.com/news/2002/09/0923_020923_egypt.html)'tur. Bu robot güney şaftındaki ilk kapının ortasını delerek sondaj yapmıştır ve akabinde bir diğer kapıyla karşılaşılmıştır.

Başka bir sorun var mı?
---------------------.----------------------------------

Üstad upuat kızma bana hemen.

Piramitlerin nasıl inşaa edildiğini beni bırak halen tüm dünyanın merak konusu.

Ben böyle bir yapının vinç olmadan bırak alttaki blokları en üste yerleştirilen 20 tonluk taşların vinç olmadan yerleştirilmesinin spiral şeklinde bir platform olmadan inşâa edilmesin mümkün olmayacağını söyledim.

Piramitlerin inşaası ile alakalı ortaya konan fikirleri belgesel olarak izledim.o kadar.

Türkiyede mermer blokların dağdan nasıl kesildiğı nasıl hareket ettirildiğini ,nasıl nakliye edildiğini ve bu memer blokların ortalama olarak piramittekilerle aynı ağırlıkda olduğunu bilen birisi olarak .piramitteki blokların üst üste mükemmel bir proje ile konmasına hayran olan birisiyim.

O dönemde müthiş makinalar vardı diyorsunda bunun kanıtı gerekmezmi?

O büyüklukdeki taşlar bina spral şekilde inşâ edilmediği sürece yukarıya vinçsiz çıkarılması tanrının olduğu ida sı kadar imkansızdır.

Türkiyede pamukkale ören yeri vardır bilirsin.
Pamukkaledeki traverten havuzlarının arkasındaki mezarlık alanında oyulmuş devasa mermer lahitle var.o lahitler denizlinin malı deildir.marmara adasının mermer bloklarıdır.
Denizli neree......marmara adası nereeee roma imparatorluğu zamanında bu taşlar marmara denizinin ortaindaki marmara ( marble) adasından denizlideki pamukkale yerleşimine nasıl getirildi kimse bu konuda akıllıca bir şey söyleyemiyor.......

Piramitler hayranlık uyandırıcı yapilar ama türkiyedede taş ile alakalı piramitler kadar hayranlik uyandırıcı mimari,kesim,işleme gibi faaliyetler olmuş.

Vakdin olursa marmara adasını gez gor.ben orada şahit olduğum bir şeyide söyleyeyim üstad upuaut.

Mermer ocağının dibinde toprak altinda kalmış bir lahit işlendikden sonra kalmış iş makinaları harfiyat alır iken bu lahite rast gelmişler ve lahiti devletin gerekli birimlerine bildirmişler. Bak sen işin rastlantısal tarfına ki bende o esnada adadaydım....gittim ve lahite bakdım. Ne görebilirim bir düşün lahitin içinde.

Meraklanma hemen söyleyeyim..lahitin içı bir insanın omuz hizasına gelecek kadar derin .lahit harfiyat alınma esnasinda yan yatmış girdim içine ve lahitin ön duvarında kafasında astronot başlığı ve o başlıkdan iki tane kıvrımlı anten çıkıyordu adamı bildiğin uzaylı gibi yontmuşlar oraya .ben şaşkınlikla bakarken ocak sahiplerinin dertleri başkaydı onlar harikuladenin deil paralarının derdinde idi....eğer orası sit alanı ilan edilir ise o bölgede bir daha blok taş çıkarmaycaklardı.

O lahit ne oldu ne yapildı bilemiyorum.belkide taş parçası bundan pamukkalede çok var diyip kenara attılar.Bilemiyorum.sene 1998 de idi bu olay sonradan oraya defalarca gittim oraya ama ocak alanı açılmış ve oranın yerinde sular birikmiş malum mermer ocakları dibine kadar eşilir.

Bu olayı bile bu piramitlerden sonra anımsadım ...niye anımsadiysam sanki.


......o ısı konusuna gelirsek aynen dediğin gibi taşlar farklı konmuş ve arkada bir boşluk var ısıyı tutan.sabah güneşi sağlam vurup o hazneyi ısıtıyor.


Anladık kızma upuaut...... o boşlukda orayı özel kılacak ne olabilirki?

upuaut
12-11-2015, 00:14
Anladık kızma upuaut...... o boşlukta orayı özel kılacak ne olabilir ki?

Kızmadım; sadece zor bir konu olduğunu belirtmeye çalıştım, o kadar. Bu arada, esprilerimi hoş gör!

Şimdi senin bu soruna çok hoş bir karşılık vereyim.

1. https://www.flickr.com/photos/62445171@N00/3649291403/
2. https://www.flickr.com/photos/mrdavidson/14535644941/
3. https://www.flickr.com/photos/travelingmipo/5766934735/
4. https://www.flickr.com/photos/zirano/6566052361/

Dikkat edersen, bu resimlerde Khafre Piramiti'nin tepesinden ama mevcut kaplamasının hemen altından alınma görüntüler vardır. Ancak bazı blok taşlar yatay değil, düşey şekilde döşenmiştir.

İşte bu görüntülerdeki düşeyde döşenmiş blok taşlar ile,

http://img.huffingtonpost.com/asset/crop_32_472_4256_1896,scalefit_630_noupscale/5641b413290000d7004dc92a.jpeg

resminde anomalinin olduğu yerdeki düşeyde döşenmiş blok taşlar aynı şekilde yerleştirilmiştir. Yani yukarıdaki resimler bu anomali hakkında bir fikir verir.

KHAFRE'yı düşümde gördüm!

Çok ilginçtir; bir gün KHAFRE piramitinin tepesindeki blok taşları o kadar çok incelemişim ki (buna yukarıdakiler de dahildir), yorgun düşmüş uyumuşum.

İşte ne olduysa bundan sonra oldu. Ben düşümde piramitin tepesindeki bu düşey bloklardan birinde bir boşluk gördüm ve oradan içeriye girerek piramitin içindeki merkezi boşlukta KHAFRE'nın mumyasını gördüm. Fakat ne yaptımsa KHAFRE'nın yanına bir türlü gidemedim; sadece uzaktan seyredebildim. Sanki bir güç beni engelliyordu!

İşte Büyük Piramit'tin doğu tabanında yeni keşfedilen o anomaliyi yani boşluğu görünce aklıma bu olay geldi. Belki de KHUFU da, piramitinde böyle bir boşluk içinde yatıyor olabilir!

İlahimasal
12-11-2015, 00:37
Kızmadım; sadece zor bir konu olduğunu belirtmeye çalıştım, o kadar. Bu arada, esprilerimi hoş gör!

Şimdi senin bu soruna çok hoş bir karşılık vereyim.

1. https://www.flickr.com/photos/62445171@N00/3649291403/
2. https://www.flickr.com/photos/mrdavidson/14535644941/
3. https://www.flickr.com/photos/travelingmipo/5766934735/
4. https://www.flickr.com/photos/zirano/6566052361/

Dikkat edersen, bu resimlerde Khafre Piramiti'nin tepesinden ama mevcut kaplamasının hemen altından alınma görüntüler vardır. Ancak bazı blok taşlar yatay değil, düşey şekilde döşenmiştir.

İşte bu görüntülerdeki düşeyde döşenmiş blok taşlar ile,

http://img.huffingtonpost.com/asset/crop_32_472_4256_1896,scalefit_630_noupscale/5641b413290000d7004dc92a.jpeg

resminde anomalinin olduğu yerdeki düşeyde döşenmiş blok taşlar aynı şekilde yerleştirilmiştir. Yani yukarıdaki resimler bu anomali hakkında bir fikir verir.

KHAFRE'yı düşümde gördüm!

Çok ilginçtir; bir gün KHAFRE piramitinin tepesindeki blok taşları o kadar çok incelemişim ki (buna yukarıdakiler de dahildir), yorgun düşmüş uyumuşum.

İşte ne olduysa bundan sonra oldu. Ben düşümde piramitin tepesindeki bu düşey bloklardan birinde bir boşluk gördüm ve oradan içeriye girerek piramitin içindeki merkezi boşlukta KHAFRE'nın mumyasını gördüm. Fakat ne yaptımsa KHAFRE'nın yanına bir türlü gidemedim; sadece uzaktan seyredebildim. Sanki bir güç beni engelliyordu!

İşte Büyük Piramit'tin doğu tabanında yeni keşfedilen o anomaliyi yani boşluğu görünce aklıma bu olay geldi. Belki de KHUFU da, piramitinde böyle bir boşluk içinde yatıyor olabilir!

Gerçekdende taşlar farklı konulmuş belirgin peki ısıdan başka yöntemler var.
Mesala sonar yöntemi orada boşluk olup olmadığı hatta o boşlukda lahit benzeri bir şeyin olup olmadığı tespit edilebilir.

Heycanmı yapıyor bunlar .yavaş yavaşmı veriyorlar bilgiyi.

İçerideki ceset deil içerideki yazılı kaynaklar bence daha önemli.
O yazılı kaynaklarda yusuf bizim buralara geldi allahdan falan bahsetti bizde ona allah yok din yalan didik diye bir belge çıkarsa diye hayal kurdum.

KAHFRE kelimesi ne kadarda KAFİR kelimesini andırıyor.

Piramitlere ömür yeterse gidiceğim......işitci lerle rabiacılar temizlenir o vakde kadar.

İlahimasal
12-11-2015, 00:43
Dikkat et o dikine duran taşlardan bir tanesi üstteki iki bloğun tam birleşme noktasında.diğeri yanda.
Adamlar bobi tuzağı gibi koymuşlar.

Yanlış taşı çekersen giris kapanir.

Bu firavunlar tanrı olmasada tanrı kıvamında......öyle basit küp şeklinde binalar yapıpda aha bura tanrının Evi dememiş.
Zeki insanlar vesselam.

upuaut
13-11-2015, 04:31
Gerçekdende taşlar farklı konulmuş belirgin peki ısıdan başka yöntemler var.
Mesala sonar yöntemi orada boşluk olup olmadığı hatta o boşlukda lahit benzeri bir şeyin olup olmadığı tespit edilebilir.

Heyecan mı yapıyor bunlar .yavaş yavaşmı veriyorlar bilgiyi.

İçerideki ceset deil içerideki yazılı kaynaklar bence daha önemli.
O yazılı kaynaklarda yusuf bizim buralara geldi allahdan falan bahsetti bizde ona allah yok din yalan didik diye bir belge çıkarsa diye hayal kurdum.

KHAFRE kelimesi ne kadarda KAFİR kelimesini andırıyor.

Piramitlere ömür yeterse gidiceğim......işitci lerle rabiacılar temizlenir o vakde kadar.

O taşların düşey şekilde konulması, içerde bir boşluğun (tünel, oda, rampa vs.) olduğunu gösterir. Örneğin, KHAFRE piramitinin doğu yüzündeki kuzeydoğu köşesinde kaplamanın hemen altında 3 M'den biraz uzunlukta düşey olarak konulmuş büyük bir blok taş vardır. Bu taşı oraya koymak pek akıl karı olmasa gerekir. Çünkü bu taş açığa çıktığında düşme tehlikesi vardır.

Şimdi buna bağlı olan soruna gelince, bu piramitlerde sonar (ses sonarı) çalışması tahmin ettiğinden çok daha önceden yapıldı. Örneğin, 1968 Nobel Fizik ödüllü Luis W. ALVEREZ başkanlığında KHAFRE piramitinde x-ışınlarıyla bir çalışma yapılmıştı (Bkz. "LUIS ALVAREZ AND THE PYRAMID BURIAL CHAMBERS (http://www.6911norfolk.com/d0lbln/105f06/105f06-wohl-alvarez.pdf)"). Fakat bu çalışmadan piramitin altında 2 büyük bolşluktan başka kayda değer bir şey bulunamadı. Bu tür çalışmalar 1980'lerden günümüze kadar da mikrogravimetre (yoğunlukölçer) ile devam etti ama yine aynı sonuçlara ulaşıldı. Örneğin, 1986'da Fransızlar tarafından yapılan araştırmadan Büyük Piramit'te Kral ile Kraliçe Odaları arasında bir boşluktan başka bir şey bulunamadı. Fransız Mimar Jean Pierre HOUDIN, bu çalışmayı bir takıntı haline getirdi ve 8 yıllık araştırma ve çalışma sonucunda kaydadeğer sonuçlara ulaştı. Buna göre, Büyük Piramit dışarıdan Büyük Rampa (ki bu rampa en son Kral Odası yüksekliğine erişmişti) ve içerinden bir spiral rampa ile örülmüştü (Bkz. "Great Pyramid (http://hdbui.blogspot.de/)"). Ona göre, yine bu araştırmadan elde ettiği sonuçlara göre, Kral ve Kraliçe Odaları'nın kuzey duvarlarının ötesinde gizli pasajlar mevcuttur.

Evet, bütün bunlar piramitologlar ve Ejiptologlar için heyecan yapıyor; ama inanılmaz heyecan. Bunu ancak yaşayanlar bilir!

Yukarıda sözüne ettiğim piramitler içindeki boşluklardan mumya değil de, yazılı belgelerin olması en başta gelen beklentidir. Kahin Edgar Cayse'ye göre Sfenks'in altındaki büyük bir gizli oda ve Büyük Piramit'teki gizli odalarda Kayıp Atlantis'e dair belgeler varmış!

Adamım benim. ABD'deki 2016 Başkanlık Seçimi'nde Cumhuriyetçilerin adayı ve favorisi gözüken Ben CARSON, bağlı olduğu Yedinci Gün Adventist Kilisesi (https://tr.wikipedia.org/wiki/Yedinci_G%C3%BCn_Adventist_Kilisesi)'ndeyken Orta Çağ'da uydurulan YUSUF'un piramitlerini bir tahıl ambarı olarak kullandığına ilişkin söylemini "Egypt to Ben Carson: No, the pyramids were not for storing grain (http://www.theguardian.com/us-news/2015/nov/10/egypt-to-ben-carson-no-the-pyramids-were-not-for-storing-grain)" haberinden görüldüğü üzere şimdi değiştirdi.

Kendisi bir Afro-Amerikalı ve en önemlisi, eğitimli birisidir. Yani eski Mısır'a, dolayısıyla Afrika'ya bu gibi insanlar sahip çıkmaktadır. Oysa Amerika'da başta NBA'da olmak üzere bir çok Afro-Amerikalı insan var ama Afrika'nın geçmişi sözkonusu olduğunda eğitim geçerli oluyor ve eğitimsiz insanlar burada ayrılıyor. İşte bu yüzden Ben CARSON'a "Adamım benim" dedim. Ama eğitimli Afro-Amerikalılar'ın yanında Michael Jackson gibi kendisini bu işe adamış insanlar da yok değil!

upuaut
14-11-2015, 01:26
Arkadaşlar, #71 (http://5.189.153.174/forumlar/showpost.php?p=571660&postcount=71) no'lu mesajımda Büyük Piramit'in doğu tabanındaki anomali tam olarak nerede, biliyor musunuz?

Şurada (Anomalideki ısı renklendirmesi, sağ alt köşede, ADOBE PHOTOSHOP CS6 ile yapılmıştır):

http://upuaut.t15.org/Pics/BP_Anomali_750.jpg (http://upuaut.t15.org/Pics/BP_Anomali.jpg)
Fotoğrafı tam boyutta görmek için resmin üzerine, orijinal adresi (https://c1.staticflickr.com/1/78/196571109_2ebd1fe54d_b.jpg) ve yeri (https://www.flickr.com/photos/matatabby/196571109/) için linkleri tıklayınız.

upuaut
15-01-2016, 04:36
Evet arkadaşlar. "Robot tries to unlock Giza pyramid’s secrets, 23/07/15 10:16 CET (http://www.euronews.com/2015/07/23/robot-tries-to-unlock-giza-pyramid-s-secrets/)" haberine göre Hawass kapısının arkasında ne olduğuna ilişkin 3D yazıcıyla dizayn edilen DJEDI adlı robotla yeni bir girişimde bulunulacakmış!

Fakat ilk mesajımda Kraliçe Odası güney şaftından edindiğim bilgilere göre Hawass kapısının arkasında beklenildiği gibi bir sır (Gizli Oda vs.) olmadığını belirtmiştim. Benim oradan tek beklentim; Hawass kapısının altından geçen kırmızı aşı boyasıyla çizilmiş bir hat nedeniyle kapının arkasında şaft mühendisinin oradaki şaft parçası hakkında bırakmış olduğu muhtemel mühendislik hesaplarının, işaretlerin ve varsa, piramitin hangi Mısır Kralı adına yapılmış olduğuna ilişkin bir kartuşun mevcut olmasıdır. Oradan çıkabilecek bir kartuş piramit tarihini değiştirebilir ve bu, çok büyük bir heyecana yol açar.

İşte bunların dışında Hawass kapısının arkasında başka hiçbir beklentim yoktur. Zaten şaft ustasının iki kapı arasındaki zemine bıraktığı yazıt bundan fazla bir beklenti içinde olmamamızı engelliyor.

Hawass kapısının arkasında ne mi var?

Koca bir boşluk var ve şaft piramit çıkışını göremeden belli bir uzunlukta kesiliyor. Ama oradan çıkacak herhangi bir yazıt, özellikle kartuş, piramit tarihinde yeni bir çığır açacaktır. Bana öyle geliyor ki, onların Hawass kapısı için gizli gizli araştırmaları, bir gerçeği örtbas etmekten başka bir işe yaramaz!

İsterseniz, bu bilgileri nereden edindiğime ilişkin makaleme geçebiliriz ve siz de bu makaleden Hawass kapısının arkasında ne olabileceğini tahmin edebilirsiniz!

İlahimasal
17-01-2016, 17:45
Upuaut hocam bu konuyu bilse bilse bir tek sen bilirsin.

3301 cicada
Bu adamlar ZEKİ diye ilan ettikleri ülkelerde direklere bu şifrenin cevabını sormuşlar.
Turkiye yi kaale bile almamışlar.Türkiyede direk çok ama asmamışlar
http://t3.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcR7TkeExF-1MtTtkNgFZmbEUnBi57f7XB17l767-IPqH7n-6G3A

upuaut
24-01-2016, 04:50
Upuaut hocam bu konuyu bilse bilse bir tek sen bilirsin.

3301 cicada
Bu adamlar ZEKİ diye ilan ettikleri ülkelerde direklere bu şifrenin cevabını sormuşlar.
Turkiye yi kaale bile almamışlar.Türkiyede direk çok ama asmamışlar
http://t3.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcR7TkeExF-1MtTtkNgFZmbEUnBi57f7XB17l767-IPqH7n-6G3A

Sevgili ilahi komedya, piramitlerde, ki o da Giza Piramitleri'nde ve daha çok, Büyük Piramit'te, uzmanız dediysek ya da öyle görünüyorsa, bu, her konuda uzmanız anlamına gelmez. Fakat bilinen gerçek şu ki: Bu piramitlerde hiç kimse uzman değildir ve olamaz; sadece, araştırma yapan çocuklarız diyebiliriz!

Kusura bakma, şimdi o soruya harcayacağım zamanım yok. Bir önceki mesajda geçen Büyük Piramit'teki gelişmenin üzerinde çalışıyorum. Aslında bu çalışmayı yıllardır sürdürüyordum ama bu son gelişmeyi görünce birden panik oldum, daha doğrusu, acele etmek zorunda kaldım.

Sözkonusu bu çalışma, GANTENBRINK'in 1992'de CAD'te yapmış olduğu "CHEOPS SHAFTS (http://www.cheops.org/startpage/cyberdrawings/cyberdrawing.htm)" adlı çizim çalışmasıdır. Aradan 24 yıl geçse de onun çalışmasını piramitteki robot çalışmalarıyla devamlı güncelledim ve şimdi bitirmek üzereyim.

Peki bu yeni çalışma neleri vaat ediyor?

KRALİÇE ODASI'nın güney şaftı olarak bilinen alt güney şaftı (Lower Southern Shaft)'nın tüm mevcut durumunu gösteriyor. Kaldı ki bu şaftta henüz "Hawass Kapısı" olarak bilinen ikinci kapı açılmış değil. Bir önceki mesajda bu kapının DJEDI adlı robotla açılacağı duyuruluyor. Ama bu kapıyı açsalar bile, kapının ötesinde karanlıklar içinde şaftın devam ettiğine dair bir şaft parçası görecekler, dolayısıyla ne olduğunu anlamayacaklar bile. Ancak bu yeni çalışmada bu parçanın da ne olduğu açıklanmaktadır. Yani bir tahmin yapılıyor ama piramitteki bilimsel verilere göre çok kuvvetli bir tahmin yapılıyor. Sanki gerçeği elinizle oraya koymuşunuz gibi çok kuvvetli bir tahmin yapılıyor.

Bir Alman-Türk Dayanışması

Şurada (#39 (https://www.turandursun.com/forumlar/showpost.php?p=572635&postcount=39)) Yavuz (Goeben) zırhlısına verilen Yandım Ali'nin, Odesa'yı bombaladıklarını söylediğinde, buna cevaben Alman Komutan'ın,

"Bugün bir zafer kazandık. Biz aynı taraftan; eğleneceksin!"

sözüne istinaden "biz hala aynı taraftayız!" diyoruz; Pazar'a kadar değil, mezara kadar!

upuaut
25-01-2016, 08:58
Arkadaşlar, hazır araştırmalarıma devam ederken size başlangıçta kolay görünen ama gerçekte çok zor olan bir soru sormak istiyorum. Yani siz buna bir oyun gözüyle bakabilirsiniz ama sonuçta her halükarda bu iş eğlenceye çıkıyor.

Bob'un Odası'nın zemini piramitin kaçıncı taşıdır?

Büyük Piramit'in kuzeydoğu köşesinde aşağıda resimde görülen bir gedik vardır ve buna "Bob'un Odası (http://archive.archaeology.org/0907/etc/khufu_pyramid.html)" deniliyor.

http://archive.archaeology.org/0907/etc/jpegs/khufu_pyramid6.jpg

Soru şu: Bu odanın zeminindeki taş piramitin tabanından itibaren kaçıncı taştır?

Fakat bu soruyu yanıtlarken piramite tırmanmak yasaktır. Yani piramitin tabanlarındaki kevhaların üzerlerinde "No Climbing (https://www.flickr.com/photos/124923309@N02/14341452581/)" yazdığı gibi piramite tırmanmadan her türlü medya aygıtını kullanabilirsiniz.

Bu konuda fotoğraflardan yararlanabilirsiniz ve akla ilk gelen site, www.flickr.com (http://www.flickr.com) sitesidir. Örneğin, #21 (https://www.turandursun.com/forumlar/showpost.php?p=571819&postcount=21) no'lu mesajımdaki ve,

1. https://www.flickr.com/photos/dannynordentoft/14713674953/sizes/k/ (https://www.flickr.com/photos/dannynordentoft/14713674953/sizes/k/)

fotoğrafları çok işinize yarayacaktır. Tabii ki daha iyi sayım demek, daha fazla fotoğraf demek (özellikle piramitin kuzeydoğu köşesine doğru zoomlanmış fotoğraflar) olduğundan, www.flickr.com (http://www.flickr.com/) sitesindeki adres çubuğuna "Great Pyramid", "Pyramid of Khufu", "Pyramid of Cheops" yazarak çözünürlüğü çok yüksek olan istediğiniz kadar fotoğraf elde edebilirsiniz.

Size burada istediğiniz kadar yardımcı olabilirim. Kaldı ki bu iş piramitin yanında bile olsanız, kolay gibi görünmesine karşın çok zordur.

Ne demişler?... Evet, eğlence başlasın!

upuaut
23-08-2017, 12:30
5 Ocak 2005’te Firavun Tutankhamun’un mezarı açılıyor. Çünkü Tutankhamun’un nasıl öldüğü mumyasına yapılacak tomografi sonucunda belli olacaktı ve böylece 1922’den beri sürdürülen spekülasyonların tamamına bir son verilecekti. İşte bu yüzden Dr. Zahi Hawass ve ekibi oldukça gergin. Hawass, ekibindeki işçilerden sorumlu şef ile konuşurken “Mumyayı taşıyabilmek için 4 kişi gerekiyor!” diyor ve ekliyor: “Yalnız halkımıza güveniriz!”. Sonra “başlayalım!” diyerek Tutankhamun’un altın maskesini çıkarmaya başlıyorlar. Fakat Hawass oldukça sinirli gözüküyor ve “yavaş, yavaş!” diyerek Tutankhamun’un altın maskesine hep birlikte el atıyorlar. Ama o da ne? Hawass tüm bu olanları lahtin başında seyrederken “Bismillahirrahmanirrahim!” diyerek korkusunu gidermeye çalışıyor.

Bkz. “King TUT Unwrapped Ep. 1-Part 1”, 0:45:

https://www.youtube.com/watch?v=S-Jjb94G5ls

Hawass, Hawass, Hawass… sen ne yaptığının farkında mısın? Bu, Tutankhamun’un zamanında küfür demekti! Yani Tutankhamun’un anısına saygısızlık ettin. Hemen Tutankhamun’dan özür dile bakalım!

Bilindiği üzere Tutankhamun’un, babası Akhenaton’un ölümü üzerine tahta geçer geçmez ilk yaptığı iş, babasının başlattığı “Aton Dini”ni kaldırıp “Amon Dini”ni kurmak ve Aton diniyle ilgili Mısır’da, özellikle Tel el-Amarna’da, ne var ne yoksa ortadan kaldırmak (kazıma, silme, tahrip etme vs.) oldu. Öyle ki babasının sağlığındayken ülkenin her yerindeki “Tutankhaton” adını bile sildirdi. Ama Hawass bir tane buldu. Amarna’nın 17 KM kuzeybatısındaki Ashmuneim (Eski Hermopolis)’daki bir tapınak harabesi. Hawass küçük bir taşta Kral Tutankhamun’un babası Akhenaton’un adını okumuştu bir kez (Y.N. Herhalde Hawass’ın “Akhenaton” adını okuduğu küçük taştan geriye kalan parça “Kemp, B. J. 2013. Akhenaten and the people of Amarna (R. Lemos interviewer) (https://www.academia.edu/3159032/Kemp_B._J._2013._Akhenaten_and_the_people_of_Amarn a_R._Lemos_interviewer_?auto=download)” makalesinin 174. sayfasındaki Şekil 1’deki küçük taş parçası idi). Hawass ve beraberindeki Alman arkeologlar blok taşları incelemek için depoya gidiyorlar ve 1939’dan beri günyüzüne hiç çıkmamış bu blok taşların yer aldığı deponun anahtarı yalnızca Hawass’ın elinde. Eğer Hawass izin vermeseydi, şimdiye kadar hiç günyüzüne çıkmamış bu blok taşlar üzerindeki Tutankhamun'a ait kartuşu görmemiz mümkün olmayacaktı. Ve inanılmaz bir şey oluyor, Hawass okumaya başlıyor: “Kral’ın oğlu, IN-HD-F- F-TUT-ANKH-ATUN”. Anlamı, “Kral’ın oğlunun vücudu TUT-ANKH-ATUN’a candır”,

Bkz. “King TUT Unwrapped Ep. 1-Part 2”, 2:59:

https://www.youtube.com/watch?v=jr-HR-ckKX8

Sözkonusu bu kartuş Tutankhamun tarafından bir daha kullanılmamak üzere ortadan kaldırılmıştı. İyi ama, Hawass önce Tutankhamun’un yüzüne karşı besmele çekerek hakaret etti ve şimdi de bu. Hawass ne yapmak istiyor: Tutankhamun’un aslında babasına sadık kaldığını, dolayısıyla Aton dinine mensup olduğunu ama Amon Rahipleri’nin kendisini kandırdığına mı inanıyor ya da bunların sonucunda Tutankhamun’u İslam’a mı davet ediyor? Anlatsa da öğrensek!

Çok ilginçtir, Hawass’ın Wikipedia’daki özgeçmişinde “Religion: Islam (https://es.wikipedia.org/wiki/Zahi_Hawass)” olduğu yazıyor. Ama Hawass’ın aslında kim olduğunu Smithsonian Magazin’den Joshua Hammer’ın “The Rise and Fall and Rise of Zahi Hawass (http://www.smithsonianmag.com/history/the-rise-and-fall-and-rise-of-zahi-hawass-72874123/)” başlıklı makalesinden kısaca öğrenebilirsiniz. Bana göre, güç kimdeyse Hawass orada diyebilirim. Yani Hawass paraya ve güce tapar. Neden? Çünkü Hawass ancak devrimden sonra kendisine gelebilmişti!

#61 (http://www.turandursun.com/forumlar/showpost.php?p=488744&postcount=61). mesajımdan göreceğiniz gibi Devrim Günü ben de oradaydım. Tahrir Meydanı'ndaki Mısırlı kardeşlerimi görünce, "Hah işte, tıpkı Zahi Hawass gibi, 'Büyük Mısır'" dedim. Hatta Mısır Gen. Kur. Bşk. El-Sisi'nin Mısır'da devrim olduğuna ilişkin açıklama yapmasına birkaç saat kala "Diren Mısırlı kardeşlerim! (http://www.turandursun.com/forumlar/showpost.php?p=488585&postcount=3)" mesajımla Mısır kardeşlerimden özür bile dilemiştim. Hawass'ın özrü ise şöyle oldu: “Kanımca, Sisi gerçekten Mentuhotep II’dir. Şimdi ne olduğunu anlayabilmek için 4000 yıl önce ne olduğunu anlamamız gerekiyor”, Former minister Zahi Hawass compares Egypt’s Abdel Fatah al-Sisi to Pharaoah (https://www.theguardian.com/world/2014/jan/02/zahi-hawass-egypt-abdel-fatah-al-sisi-pharaoh).

Bu arada, Mısırlı kardeşlerimden neden özür dilediğime gelince, onları hep atalarına sahip çıkmamakla yani Firavunlar'ın mirasına sahip çıkmamakla eleştirir ve üzülürdüm (ki Firavunlar hakkında okuduğum hemen hemen tüm kaynaklar Avrupalılar'a aitti. Sözkonusu bu kaynaklar Napoelon'un 1798 Mısır Seferi sonrası "Mısır Salgını (Egyptomania)" ile başlayan Avrupa'daki 200 yıllık büyük bir birikimdir); ama devrim günü ülkelerine sahip çıktıklarını görünce özür diledim. Yani beni Hawass ile karıştırmayınız!

world
23-08-2017, 13:03
5 Ocak 2005'te Firavun Tutankhamun'un mezarı açılıyor. Çünkü Tutankhamun'un nasıl öldüğü mumyasına yapılacak tomografi sonucunda belli olacaktı ve böylece 1922'den beri sürdürülen spekülasyonların tamamına bir son verilecekti. İşte bu yüzden Dr. Zahi Hawass ve ekibi oldukça gergin. Hawass, ekibindeki işçilerden sorumlu şef ile konuşurken "Mumyayı taşıyabilmek için 4 kişi gerekiyor!" diyor ve ekliyor: "Yalnız halkımıza güveniriz!". Sonra "başlayalım!" diyerek Tutankhamun'un altın maskesini çıkarmaya başlıyorlar. Fakat Hawass oldukça sinirli gözüküyor ve "yavaş, yavaş!" diyerek Tutankhamun'un altın maskesine hep birlikte el atıyorlar. Ama o da ne? Hawass tüm bu olanları lahtin başında seyrederken "Bismillahirrahmanirrahim!" diyerek korkusunu gidermeye çalışıyor.

Bkz. "King TUT Unwrapped Ep. 1-Part 1", 0:45:

https://www.youtube.com/watch?v=S-Jjb94G5ls

Hawass, Hawass, Hawass… sen ne yaptığının farkında mısın? Bu, Tutankhamun'un zamanında küfür demekti! Yani Tutankhamun'un anısına saygısızlık ettin. Hemen Tutankhamun'dan özür dile bakalım!

Bilindiği üzere Tutankhamun'un, babası Akhenaton'un ölümü üzerine tahta geçer geçmez ilk yaptığı iş, babasının başlattığı "Aton Dini"ni kaldırıp "Amon Dini"ni kurmak ve Aton diniyle ilgili Mısır'da, özellikle Tel el-Amarna'da, ne var ne yoksa ortadan kaldırmak (kazıma, silme, tahrip etme vs.) oldu. Öyle ki babasının sağlığındayken ülkenin her yerindeki "Tutankhaton" adını bile sildirdi. Ama Hawass bir tane buldu. Amarna'nın 17 KM kuzeybatısındaki Ashmuneim (Eski Hermopolis)'daki bir tapınak harabesi. Hawass küçük bir taşta Kral Tutankhamun'un babası Akhenaton'un adını okumuştu bir kez (Y.N. Herhalde Hawass'ın "Akhenaton" adını okuduğu küçük taştan geriye kalan parça "Kemp, B. J. 2013. Akhenaten and the people of Amarna (R. Lemos interviewer) (https://www.academia.edu/3159032/Kemp_B._J._2013._Akhenaten_and_the_people_of_Amarn a_R._Lemos_interviewer_?auto=download)" makalesinin 174. sayfasındaki Şekil 1'deki küçük taş parçası idi). Hawass ve beraberindeki Alman arkeologlar blok taşları incelemek için depoya gidiyorlar ve 1939'dan beri günyüzüne hiç çıkmamış bu blok taşların yer aldığı deponun anahtarı yalnızca Hawass'ın elinde. Eğer Hawass izin vermeseydi, şimdiye kadar hiç günyüzüne çıkmamış bu blok taşlar üzerindeki Tutankhamun'a ait kartuşu görmemiz mümkün olmayacaktı. Ve inanılmaz bir şey oluyor, Hawass okumaya başlıyor: "Kral'ın oğlu, IN-HD-F- F-TUT-ANKH-ATUN". Anlamı, "Kral'ın oğlunun vücudu TUT-ANKH-ATUN'a candır",

Bkz. "King TUT Unwrapped Ep. 1-Part 2", 2:59:

https://www.youtube.com/watch?v=jr-HR-ckKX8

Sözkonusu bu kartuş Tutankhamun tarafından bir daha kullanılmamak üzere ortadan kaldırılmıştı. İyi ama, Hawass önce Tutankhamun'un yüzüne karşı besmele çekerek hakaret etti ve şimdi de bu. Hawass ne yapmak istiyor: Tutankhamun'un aslında babasına sadık kaldığını, dolayısıyla Aton dinine mensup olduğunu ama Amon Rahipleri'nin kendisini kandırdığına mı inanıyor ya da bunların sonucunda Tutankhamun'u İslam'a mı davet ediyor? Anlatsa da öğrensek!

Çok ilginçtir, Hawass'ın Wikipedia'daki özgeçmişinde "Religion: Islam (https://es.wikipedia.org/wiki/Zahi_Hawass)" olduğu yazıyor. Ama Hawass'ın aslında kim olduğunu Smithsonian Magazin'den Joshua Hammer'ın "The Rise and Fall and Rise of Zahi Hawass (http://www.smithsonianmag.com/history/the-rise-and-fall-and-rise-of-zahi-hawass-72874123/)" başlıklı makalesinden kısaca öğrenebilirsiniz. Bana göre, güç kimdeyse Hawass orada diyebilirim. Yani Hawass paraya ve güce tapar. Neden? Çünkü Hawass ancak devrimden sonra kendisine gelebilmişti!

#61 (http://www.turandursun.com/forumlar/showpost.php?p=488744&postcount=61). mesajımdan göreceğiniz gibi Devrim Günü ben de oradaydım. Tahrir Meydanı'ndaki Mısırlı kardeşlerimi görünce, "Hah işte, tıpkı Zahi Hawass gibi, 'Büyük Mısır'" dedim. Hatta Mısır Gen. Kur. Bşk. El-Sisi'nin Mısır'da devrim olduğuna ilişkin açıklama yapmasına birkaç saat kala "Diren Mısırlı kardeşlerim! (http://www.turandursun.com/forumlar/showpost.php?p=488585&postcount=3)" mesajımla Mısır kardeşlerimden özür bile dilemiştim. Hawass'ın özrü ise şöyle oldu: "Kanımca, Sisi gerçekten Mentuhotep II'dir. Şimdi ne olduğunu anlayabilmek için 4000 yıl önce ne olduğunu anlamamız gerekiyor", Former minister Zahi Hawass compares Egypt’s Abdel Fatah al-Sisi to Pharaoah (https://www.theguardian.com/world/2014/jan/02/zahi-hawass-egypt-abdel-fatah-al-sisi-pharaoh).

Bu arada, Mısırlı kardeşlerimden neden özür dilediğime gelince, onları hep atalarına sahip çıkmamakla yani Firavunlar'ın mirasına sahip çıkmamakla eleştirir ve üzülürdüm (ki Firavunlar hakkında okuduğum hemen hemen tüm kaynaklar Avrupalılar'a aitti. Sözkonusu bu kaynaklar Napoelon'un 1798 Mısır Seferi sonrası "Mısır Salgını (Egyptomania)" ile başlayan Avrupa'daki 200 yıllık büyük bir birikimdir); ama devrim günü ülkelerine sahip çıktıklarını görünce özür diledim. Yani beni Hawass ile karıştırmayınız!

Ashmuneim (Eski Hermopolis)'daki bir tapınak harabesi. ile İsrailoğulları'ndaki Haşmonayimler arasında bir etimolojik kardeşlik veya köken benzerliği var mı?

world
24-08-2017, 18:12
Ashmuneim (Eski Hermopolis)'daki bir tapınak harabesi. ile İsrailoğulları'ndaki Haşmonayimler arasında bir etimolojik kardeşlik veya köken benzerliği var mı?

upuaut cevabınız nedir?

upuaut
24-08-2017, 18:30
upuaut cevabınız nedir?

O belgesli izlerken zorlandığım yer burası idi, World. Çünkü "Ashmuneim" kelimesi yerel dile (Arapça) aitti ve telafuzdan bu kelimeyi sökebilmek için biraz Ejiptologluk yapmam gerekti.

Sorunuza gelince, Ashmuneim Eski Hermopolis'in yeni adıdır, dolayısıyla bunu İsrailoğulları'ndaki Haşmonayimler ile ilişkilendirmek bana doğru gelmiyor. Ama yine bir araştırmak gerekiyor!

manas
24-08-2017, 23:06
yahu piramitte ne olabilir, mumyalar yazılar resimler kozmik işaretler vs.. olay niye bu kadar karmaşık ve sır kapısı yapıldı ki, nedir bu heyecan? ne olması bekleniyor ? tünelin sonunda tanrı 'ra' mı görülecek ya da bazı gerzeklerin iddia ettiği mısırlılarla irtibat kurmuş uzaylılar mı ya da dünya tarihini sil baştan yazdıracak müthiş bilgiler mi? iphone yeni bir model çıkarmadan önce bir sürü tantana kopartılır sahte bir heyecan yaratılır sonuçta ortaya çıkan bir öncekinin laciverti olur. piramit hikayelerinde de durum bu olur.

upuaut
26-08-2017, 04:31
Zarar görmeden günümüze kadar gelebilen mumyaların çoğu Deir El-Bahri'de gizli bir bölümde bulundu. Günümüzde burası eskiden de olduğu gibi sessiz ve terkedilmiş haldedir. Burdaki asil mumyaların yaklaşık 200 yıl öncesine kadar keşfedilmemiş olmasının nedeni bu.

Köylüler 1870'lerin sonlarına doğru asil mumyaların bulunduğu bu gizli bölmeye rastladılar.

Bob Brier: "Burayı bulmuş olmaları bile bir mucize. Çukur bariz bir biçimde doldurulmuş. Herhalde tepeden akan suların bu deliğe girdiğini görüp içerde bir mezar olduğunu düşündüler."

Sayım Yılı Gecesi'nden, 1969

https://www.youtube.com/watch?v=WcZrEdFRvh8#t=2303.2206458


Kahire'deki Eski Eserler Merkezi'ne öyle 1-2 değil, 40 mumya içeren bir mezar bulunduğu bildirildi. Tabutların üzerindeki yazıtlar ve bandajlar okunduğunda, Mısır Firavunları'nı bulduklarını anladılar: Büyük Ramses (Ramses II), Seti I, Büyük Savaşçı Kral Tuthmose III,... Ellerinde ne olduklarını farkettiler. Eski Mısır'ın en büyük krallarını bulmuşlardı.

6 gün içinde tabutlar bu delikten çıkartıldı. Nil'i batı sahiline getirilip, oradan doğu sahilinde Eski Eserler Merkezi'nin gemisine yüklendiler. Ve kuzeye, Kahire'ye götürüldüler. Nil kıyısındaki yolculuk boyunca çevre köylerdeki kadınlar kıyılara kadar gelip, tıpkı Eski Mısırlı kadınlar gibi ağıt yaktılar. Kralları gidiyordu. Kahire'ye giden ve bir daha göremeyecekleri bir miras için ağıt yakıyorlardı (Bkz. Yukarıdaki videodaki 44:00-46:30'a).

Şunu bir türlü anlayamıyorum: Bu mumyalardan en eskisi Seti I'in mumyası 3311 yaşındadır ve 3311 yıldır hiçbir Kral mumyasının Mısır dininde iddia edildiği gibi canlandığını göremedik. Bu, Nasrettin Hoca'nın, "Ya tutarsa!" dediği gibi bir tıbbi deney idi. Ayrıca İslam, mumyalama olayını dışlar. Peki o günkü Mısır kadınları, İslam dairesi içinde kalıp da Eski Mısır Kadınları gibi (ki onlar Amon dinine mensup idiler) nasıl ağıt yakmış olabilirler?

Bunu izah edebilecek bir babayiğit var mı? Hawass, bunu başarabildi mi ki o kadınlar başarmış olsun?

Ben galiba bir çözüm buldum: AMON (:amen:) ya Rab! :hail:

Ortaya böyle karışık bir komedi çıkıyor yani!

İşin komedisini bir kenara bırakırsak, Napoleon Laplace'a şunu sorar: "Çalışmalarınızda neden tanrıya hiç atıf yapmadınız?"

Laplace bu soruyu bilim tarihinin unutulmaz bir cümlesi ile yanıtlamıştır: "Je n’ai pas besoin cette hypothese (Böyle bir hipoteze gerek duymadım)"

Yani mumyalamada olduğu gibi Tanrı da bir hipotezdir!!!

Bu arada, Eski Mısırlı kadınları örnek aldıklarını iddia eden o kadınlara değil tabii ki şimdiki Mısırlı kadınlara şunu göstersek acaba utanırlar mı?

http://thetorah.com/wp-content/uploads/2016/04/Ancient-Egyptian-Clothing.jpg
Eski Mısır kadınları giysili ama başları daima açıktır.

Yıllardır Eski Mısır ile ilgili çalışmalarda bulundum ama daha başı kapalı bir Mısırlı kadına denk gelmedim. Avatar'ımda da görüldüğü üzere böyle bir hadise Eski Mısır'da hiç olmamıştır!!!

upuaut
13-11-2017, 15:48
saygideger upuaut;

Abi bana pramitlerin icindeki o gizemden, ekstra teknolojiden bahset. Cunkiu bu konuda Turkce konusan belli basli kisilerden birisin. Bahset ki ogrenelim.

Bir de bir sey daha ricam etmek istiyorum henuz seni yakalamizken..Mormon kilisesinin bazi iddialari var. Joseph Smith'in eski Misir dilinden cevirdigi papirusler. O konuda bir dusuncen var mi? Eger gerekli gorursen papirusleri burada yayinlayayim. Ilave olarak, Peygamber Joseph bazi papirusler bulmus ve bunlari paylasmis. O resim ve yaziyi biz anlayamiyoruz. Nedir olay?

Senin istediğin çalışma 1 yıl önce Scan Pyramids ekibi tarafından yapıldı ve sonuçları daha yeni açıklandı, ama bu çalışmayı www.scanpyramids.com sitelerinde henüz yayımlamış değiller. Haber gelirse söylerim burada!

Natan
13-11-2017, 16:22
Senin istediğin çalışma 1 yıl önce Scan Pyramids ekibi tarafından yapıldı ve sonuçları daha yeni açıklandı, ama bu çalışmayı www.scanpyramids.com sitelerinde henüz yayımlamış değiller. Haber gelirse söylerim burada!

Videoyu izledim, guzeldi. Bir yildir bekletiyor demekki insanlar.

Merak konusu..

upuaut
13-11-2017, 19:02
Videoyu izledim, guzeldi. Bir yildir bekletiyor demekki insanlar.

Merak konusu..

1 yıldır bekletikleri şey şu: Scan Pyramids ekibi 2015'ten beri başya Büyük Piramit olmak üzere bazı Mısır Piramitleri'nde Muon araştırması yapıyor. Bu araştırmaya göre, bir piramit içinde eğer boşluk/lar varsa bu boşluk/ları hedefleyen plakalar yerleştiriliyor ve uzaydan gelen kozmik ışınlar (Muonlar) bu plakalarda toplanıyor.

İşte 2 Kasım 2017'de Büyük Piramit'teki Muon sonuçları Scan Pyramids ekibi tarafından şu videoyla birlikte tüm dünyaya duyuruldu:

0.

https://www.youtube.com/watch?v=8rW1dLxtUVc

Fakat bu sonuçlara ilişkin şu anda www.scanpyramids.com sitelerinde herhangi bir açıklama yapılmış değil!

Fakat durum bu iken sözkonusu bu yeni bulgulara ilişkin piramit araştırmacılarının görüşleri şöyledir:

1.

https://www.youtube.com/watch?v=hSad3TeuaR4

2.

https://www.youtube.com/watch?v=s_604sMy0Rs

3.

https://www.youtube.com/watch?v=MfW9DpdCvXk

4.

https://www.youtube.com/watch?v=zsU1jR4F6DI

5.

https://www.youtube.com/watch?v=rDX333zfkJQ

6.

https://www.youtube.com/watch?v=gSNraaU33Iw

7.

https://www.youtube.com/watch?v=MzA9X7SdenU

Şüphesiz, araştırıldığı takdirde bu araştırma videoları sayısı daha da artırabilinir. Ben bunlardan 7 tanesini yukarıda verdim.

Fakat herkesin balıklama atladığı bu bulgular 1 yıl önce "ScanPyramids first discoveries October 2016-Official Video Report (http://www.hip.institute/#videos)" çalışmasından görülüyormuş. Ben 2 Kasım 2017'de medyada yer alan haberlere göre 0'daki videoyu izlemiştim ama sonra bu son linkteki videoyu izleyince şaşkınlığım yerini hayal kırıklığına bıraktı. Çünkü bu bulgular geçen yıl Muon taraması sonucu elde edilmişti ve Büyük Piramit'in Giriş Kapısı'nın arkasında bir boşlukla birlikte, piramitin kuzeydoğu köşesinde N1 ve N2 adı verilen boşlukların mevcut olduğunu biliyorduk. Örneğin, son linkteki videonun 04:04'ünde Windows'un Komut İstemi olan MS-DOS görülmekte ve burada 13.09.2016 tarihli 21:02-23:27 saatleri arasında kaydedilmiş bazı dosyalar görülüyor. Bunlardan bazıları Komut İstemi ile birlikte pencereler olarak Windows'a açılmış durumdadır. Açılan pencerelerin hepsinde piramitin kapısının üzerinde "Chevron" adı verilen ters V şeklinde üst üste konulmuş yapının arkasındaki boşlukla ilgili Muon taraması sonuçlarıdır. Dikkat ederseniz, bunlardan Komut İstemi'nin (siyah ekranlı pencere) sağındaki pencerede 4 parçalı Muon taraması sonuçları ve bu sonuçlardan da sol üst parçada Chevron'un hemen arkasındaki boşluklar kırmızı renkle gösterilmektedir. Orada biraz dikkatli bir şekilde baktığınızda aşağıya doğru uzanan parmak şeklinde kırmızı bir bölge görülecektir. Bu, yukarıdaki vieolarda gösterilen Koridoru göstermektedir. Ama bu Koridor 13.09.2016'da tespit edilmiştir.

Peki Scan Pyramids ekibi, neden bu Koridoru tüm dünyaya açıklayabilmek için 1 yıldan fazla bir süredir bekledi?

Bana göre, hem bu bulguların uzmanlarca değerlendirilmesi yani kesin sonuçların elde edilmesi için beklediler, hem de kırmızı renkte görülen boşluklarla ilgili ölçümlemeler için. Yoksa, Scan Pyramids ekibi bu sonuçları 13.09.2016'da rahat rahat açıklardılar...

UPUAUT'un çalışmasını yap(a)madılar!

Nazım Hikmet'in dediği gibi, bilgisayarımın başında "bağır bağır, bağırıyorum!" Scan Pyramid ekibi, şu plakaları Kraliçe Odası şaftlarının içlerine robot yardımıyla koyup şaftların nasıl sonlandırılmış ilişkin merakımı giderecek herhangi bir çalışma yapmadı. Bunun yerine, Piramit Kapısı'nın arkasında ve Büyük Galeri'nin üzerinde boşlukların olduğuna dair muon taramasını yaptılar. Bu, esas hayal kırıklığım idi!

Bakalım, belki de Scan Pyramids ekibi sesimi duyar ve bu araştırmayı yapabilir. Kim bilir!

upuaut
18-11-2017, 17:17
1 yıldır bekletikleri şey şu: Scan Pyramids ekibi 2015'ten beri başya Büyük Piramit olmak üzere bazı Mısır Piramitleri'nde Muon araştırması yapıyor. Bu araştırmaya göre, bir piramit içinde eğer boşluk/lar varsa bu boşluk/ları hedefleyen plakalar yerleştiriliyor ve uzaydan gelen kozmik ışınlar (Muonlar) bu plakalarda toplanıyor.

İşte 2 Kasım 2017'de Büyük Piramit'teki Muon sonuçları Scan Pyramids ekibi tarafından şu videoyla birlikte tüm dünyaya duyuruldu:

0.

https://www.youtube.com/watch?v=8rW1dLxtUVc

Fakat bu sonuçlara ilişkin şu anda www.scanpyramids.com sitelerinde herhangi bir açıklama yapılmış değil!

Arkadaşlar, Scan Pyramids ekibi sonunda yukarıdaki videoya ait çalışmayı sitesine koymuş:

10.Nature Publication: Discovery of a big void in Khufu’s Pyramid by observation of cosmic-ray muons, November 2nd, 2017 (http://www.hip.institute/#press)

Fakat bu linki tıkladığınızda sizi hayal kırıklığı bekler. Çünkü bu çalışmadan önceki her çalışma video+pdf olarak bedava sunulurken, bu çalışma artık paralı olarak sunuluyor.

Bu son çalışmanın videosu yine aynı sayfada şu şekilde geçer:

ScanPyramids 2017 Video Report
ScanPyramids Big Void and ScanPyramids North Face Corridor

Leonardo
07-01-2018, 12:40
- Napolyon kafayı piramitlere takmıştı çünkü bunların içinde evrene ait tüm bilgilerin bulunduğu bir çeşit kütüphane olduğuna inanıyordu. Tarihte bir çok insan bunları kırarak / yıkarak filan araştırmıştır.
İçlerindeki altın zaten Batı medeniyetinin başlangıcından önce çalınmıştır.
Mumyalar yine o dönemde çalınmıştır.
- Bulunan bazı "boşluklar" %90 ihtimalle boştur
- %5 ,ihtimalle küçük mezarlardır
- %5 , ihtimalle başka bir şey, mesela arşiv filan olabilir.


O kadar.


bunlar da nasıl para kazanacaklarını şaşırıp web sitesini paralı yapmışlar zaten :)


/ Tüm bu olaylar da emperyalizmin bu hale getirdiği orta-doğu bölgesinin geçmişteki görkemini hatırlatıcı özelliktedir.