PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Cezalandırmanın işlevi nedir?


Sesli
01-12-2012, 22:17
Dostlar,

Cezalandırma bence iki farklı sonuca varmak için seçilmiş bir yöntemin adıdır;

a) Yapılan yanlışın yinelenmesini önlemek.

b) Kısas uygulayarak yanlış yapana yanlış yapmak.

Bunların dışında, başkaca bir neden göremiyorum.

(a) düşüncesi acaba yapılan yanlışı önleyebilir mi? Bence önleyemez.
Önlemiş olsaydı, hapisaneye düşen mahkumlar aynı suçu bir daha işlemeyeceklerdi.

(b) Kısas bence bir intikam düşüncesinden başka da bir şeye hizmet etmez.
O size yanlış yaptıysa, siz de ona yaparsınız intikamını almış olursunuz.

Pekiyi, esas yapılmasını istemediğimiz olguyu önlemek için yapılması gereken nedir? Bence, SEVECENLİK göstermekle ve yapılan yanlışın, yapan tarafından farkına varılmasını sağlamakla, bu konu çözüme ulaşabilir.

Bunun haricindeki uygulamalar ister cezalar, isterse kısas olsun, zaten bizim burada daima eleştirdiğimiz hususlardır.

İntikam hissiyle, gözü kararmış bir tanrı gibi olmak istemiyorsak eğer, ona benzemememiz gerekmez mi?

Sevecenlikle,

Olimpiyat
02-12-2012, 12:24
Bir adamın kız kardeşine tecavüz edildi diyelim..
Ne yapsın adam, tecavüzcünün başını mı şefkatle okşasın.

Sesli
05-12-2012, 23:38
Bir adamın kız kardeşine tecavüz edildi diyelim..
Ne yapsın adam, tecavüzcünün başını mı şefkatle okşasın.

Sizce burada önem taşıyan BİR ADAMIN kızkardeşine tecavüz edilmesi. Yani önemli olan bir kıza tecavüz edilmesi değil! Ben mi yanlış anladım? Yoksa siz mi yanlışa imza attınız?

Jingo
05-12-2012, 23:45
Sizce burada önem taşıyan BİR ADAMIN kızkardeşine tecavüz edilmesi. Yani önemli olan bir kıza tecavüz edilmesi değil! Ben mi yanlış anladım? Yoksa siz mi yanlışa imza attınız?

Hayır efendim yanlış anlamışsınız.

Tecavüz edilen kız;

- Birisinin kız kardeşi
- Başka birisinin kızı

vs. olabilir.

Yani bu kişi bir abi ya da baba olabilir.

Bu durumda, adamın ne yapacağı soruluyor. Tecavüze uğrayan herhangi bir kız olabilir. Bu kızın "kardeşi" yahut "babası" vs. ne yapacak? Kızın kendisinin ne yapacağı sorulmuyor ki "bir adamın kız kardeşi" diye tek bir tip belirleyesiniz.

Sesli
06-12-2012, 00:24
Hayır efendim yanlış anlamışsınız.

Tecavüz edilen kız;

- Birisinin kız kardeşi
- Başka birisinin kızı

vs. olabilir.

Yani bu kişi bir abi ya da baba olabilir.

Bu durumda, adamın ne yapacağı soruluyor. Tecavüze uğrayan herhangi bir kız olabilir. Bu kızın "kardeşi" yahut "babası" vs. ne yapacak? Kızın kendisinin ne yapacağı sorulmuyor ki "bir adamın kız kardeşi" diye tek bir tip belirleyesiniz.

Sayın Jingo,

Ortada bir suç varsa, mesela bir kıza bir tecavüz olmuşsa, kızın hiç kimsesi olmasa, o tecavüz havada mı kalacak ki ille de kızın ağasından, babasından söz edilmekte?

Tecavüzcüye bu durumda ceza verecek olan kızın tarafından biri mi olmalı?

Yani mahkemeleri filan hesaba katmadan cezayı kızın bir yakını varsa, o kişi bizzat verecek, yoksa kız havada mı kalmış sayılacak? Soruyu siz bu taraftan irdelerseniz daha aydınlatıcı olur kanısındayım.

thenedos
06-12-2012, 00:35
Pekiyi, esas yapılmasını istemediğimiz olguyu önlemek için yapılması gereken nedir? Bence, SEVECENLİK göstermekle ve yapılan yanlışın, yapan tarafından farkına varılmasını sağlamakla, bu konu çözüme ulaşabilir.

Sevgili Sesli
Bazı durumlarda yukarıda bahsettiğiniz süreç işlemez. Örneğin antisosyal kişilik bozukluğu olan bireyler (hapisanedeki suçluların büyük bir kısmını oluşturur) tedavi edilemezler, vicdanları yoktur. Onları kontrol eden tek şey (korkutan, davranışlarını yapmaktan alıkoyan) ceza mekanizmasıdır.

Saygılar

bakkalmahmud
06-12-2012, 01:26
Sevgili Sesli
Bazı durumlarda yukarıda bahsettiğiniz süreç işlemez. Örneğin antisosyal kişilik bozukluğu olan bireyler (hapisanedeki suçluların büyük bir kısmını oluşturur) tedavi edilemezler, vicdanları yoktur. Onları kontrol eden tek şey (korkutan, davranışlarını yapmaktan alıkoyan) ceza mekanizmasıdır.

Saygılar
Sayin thenedos,hic hapis yatdinizmi?.

eksi
06-12-2012, 01:53
Cezalandırmada maksat yapılan yanlışın yenilenmesini önlemektir. Ama suç işleyenin suçu tekrar etmesini önlemek değildir. İktidar suç işleyeni çoktan gözden çıkartmıştır. Topluma tekrar monte edilmesi bile düşünülmez ki bununda en büyük delili hapishanelerin hali, ve suç sicilidir.
Maksat suç işlemeyenin suç işlemesine engel olmaktır.
Kısas ta intikam düşüncesinden ortaya çıkmaz. Maksat maduru tatmin etmektir. Çünkü madur tatmin olmazsa kendini güvende hissetmeyeceği için düzeni bozacaktır. Topluma uyum göstermeyecektir. Yoksa cezalandıran suçluya kin duymaz, suçlu suçu iktidara karşı işlememiştir.
Yani cezalandırmanın hedefi suçlu değil, tersi suç işlemeyen kişilerdir.

Cezayı da birey vermez. İktidar verir. İktidar madurun ceza vermesine izin vermez. Hatta ceza aynı olsa bile. Mesela ölüm cezası verilmişse ve suçlu öldürülmek üzere bekliyorsa, gidip o adamı öldürdüğünüzde cinayet işlemiş sayılırsınız.

(Çok biliyormuş gibi yazdım da bilmiyorum aslında)

Shawstein
06-12-2012, 02:46
Sevgili Sesli,

Bana göre bugün bilinen cezalandırmanın ne bir mantığı ne de işlevi vardır, bu sadece işin kolayına kaçmaktır.

Eğer çözüm aransaydı suç işlemeyi ortadan kaldırmaya yönelik önlemler alınırdı, elbette bu önlemler şıp şak yazılamaz, ancak bir girişim olmadığına göre önlemeye yönelik bir istekte yok demektir.

Sesli
06-12-2012, 02:56
Cezalandırmada maksat yapılan yanlışın yenilenmesini önlemektir. Ama suç işleyenin suçu tekrar etmesini önlemek değildir. İktidar suç işleyeni çoktan gözden çıkartmıştır. Topluma tekrar monte edilmesi bile düşünülmez ki bununda en büyük delili hapishanelerin hali, ve suç sicilidir.
Maksat suç işlemeyenin suç işlemesine engel olmaktır.
Kısas ta intikam düşüncesinden ortaya çıkmaz. Maksat maduru tatmin etmektir. Çünkü madur tatmin olmazsa kendini güvende hissetmeyeceği için düzeni bozacaktır. Topluma uyum göstermeyecektir. Yoksa cezalandıran suçluya kin duymaz, suçlu suçu iktidara karşı işlememiştir.
Yani cezalandırmanın hedefi suçlu değil, tersi suç işlemeyen kişilerdir.

Cezayı da birey vermez. İktidar verir. İktidar madurun ceza vermesine izin vermez. Hatta ceza aynı olsa bile. Mesela ölüm cezası verilmişse ve suçlu öldürülmek üzere bekliyorsa, gidip o adamı öldürdüğünüzde cinayet işlemiş sayılırsınız.

(Çok biliyormuş gibi yazdım da bilmiyorum aslında)

Sayın Eksi,

Ceza vermekten maksat yapılan yanlışın yinelenmesini önlemekse, o zaman, suçlu bir araç olarak kullanılmış olmuyor mu? Eğer dediğiniz doğru olsaydı başka suçlular da ortaya çıkmayacaktı. Yani yapılan yanlış defalarca yinelendiğine göre bu maksat hiç de gerçekçi olamıyor.

Bütün iktidarları bizdeki gibi sanmak ve hepsi hakkında genelleme yapmak, Avrupanın kuzey ülkelerini hesaba alınca oldukça yanıltıcı olur. bu ülkelerin bazılarında öyle hapisaneler vardır ki, bizdeki otelleri ve okulları dahi aratmaz...

Kısas maduru nasıl tatmin ediyor acaba, öldürülen adamın yakını verilen ölüm cezası nedeniyle tatmin oluyorsa, o kişi de pek sağlıklı sayılabilir mi?
Madur tatmin olmazsa düşüncesiyle mi iktidarlar yasaları yapmaktadırlar?

Hukukda böyle bir ilke varsa onu da burada belirtseniz derim...

Ceza hiç bir zaman suçun işlenmesine, ya da yinelenmesine mani olamamıştır. Çünkü her suçun cezası önceden belli olmasına karşın her toplumda suç yinelenmektedir.

Kısacası ceza ancak öğretici bir nitelik taşıyorsa, yani bir kişi bir eylemi yapmadan önce bilinçli olabiliyorsa, ne yaptığının farkındaysa o zaman o suçu işlemekten kendini durdurabilir. Bu suçlunun bir daha suç işlememesine yönelik bir eğitimin olduğu ülkelerdeki hapisanelerde uygulanmaktadır.

Şeriatın uygulandığı ülkelerdeyse, KISAS yani İNTİKAM duygusu kendini
açık bir şekilde göstermiş oluyor. Suudi Arabistan ve İranda olduğu gibi.

KISAS, İNTİKAM ile yanyana gezer. Aralarında hiç bir fark yoktur.

Bu da naçizane benim görüşüm.

Sesli
06-12-2012, 03:09
Sevgili Sesli,

Bana göre bugün bilinen cezalandırmanın ne bir mantığı ne de işlevi vardır, bu sadece işin kolayına kaçmaktır.

Eğer çözüm aransaydı suç işlemeyi ortadan kaldırmaya yönelik önlemler alınırdı, elbette bu önlemler şıp şak yazılamaz, ancak bir girişim olmadığına göre önlemeye yönelik bir istekte yok demektir.

Sevgili Dostum,

Tabii söyledikleriniz gerçeğin kendisi, ancak bazı kuzey Avrupa ülkelerindeki durum bizdekinden çok farklı.

Tabii burada sorun, toplumun genel düzeyi ile ilgilidir. Daha sizin ne dediğinizi anlayamayan ve daima sizi işaret edenlerin önde geldiği bizimki gibi toplumlarda iktidarlar olsun ya da devletin herhangi bir kurumu olsun,
toplumun düzeyinin üstünde bir değerde olamayacağı için, iktidar da muhalefet de aynı düzeyde olup, kendilerinden daha uygar düşüncede olanları bir şekilde yaşatmamaya çalışır dururlar.

Bu gerçeği ülkemizdeki hemen her yerde görmekteyiz.

En basit örneği YÜKSEK SEÇİM kurumu adayların seçime girmesine izin veriyor ve seçilenleri bu defa devletin mahkemeleri dışarıya salmıyor.
Ve muhalefet bu durumu ANAYASA MAHKEMESİNE dahi götürmeyince
durumumuzun ne denli acınası olduğunu iyice görmüş oluyoruz.

Sevgi ve saygılarımla,

thenedos
06-12-2012, 10:43
Sayin thenedos,hic hapis yatdinizmi?.
Sayın anti-ka
sorunuzu (alıntı yaptığınız için söylüyorum) benim söylediklerimle ilgisiz buluyorum.

eksi
06-12-2012, 16:47
Ceza vermekten maksat yapılan yanlışın yinelenmesini önlemekse, o zaman, suçlu bir araç olarak kullanılmış olmuyor mu? Eğer dediğiniz doğru olsaydı başka suçlular da ortaya çıkmayacaktı. Yani yapılan yanlış defalarca yinelendiğine göre bu maksat hiç de gerçekçi olamıyor.
Sayın sesli,
Maksat suç işlemeyenin suç işlemesine engel olmaktır. Amaç budur. Her hafta yüzlerce banka soygunu denemesi olmuyorsa, hergün yüzlerce ciayet işlenmiyorsa, siz marketten alışveriş yaptıktan sonra para ödemeden çıkmayı düşünmüyorsanız büyük oranda işe yarıyor demektir.
"Amaç suçun işlenmesini önlemektir o halde hiç suç kalmamalıdır" gibi mantık yürütmelerle nasıl oldu da bugüne kadar hayatta kaldınız siz. Hiç gerçekçi olmayan durum işte bu durum :)
Siz hırsızlığın suç olduğunu bildiğiniz için mi hırsızlık yapmazsınız yoksa hırsızlık yaptığınızda hapse gireceğiniz için mi.
Size göre anladığım kadarı ile suç olduğunu bildiğiniz için yapmazsınız.
Çok gerçekçi.

Bütün iktidarları bizdeki gibi sanmak ve hepsi hakkında genelleme yapmak, Avrupanın kuzey ülkelerini hesaba alınca oldukça yanıltıcı olur. bu ülkelerin bazılarında öyle hapisaneler vardır ki, bizdeki otelleri ve okulları dahi aratmaz...İki avrupa ülkesinin hapishanesine bakılıp genellenmez. Genelleme yapılacaksa genele bakılır.
Bazı avrupa ülkelerinde güzeldir hapishaneler. Ama türkiyede berbattır. Suudi arabistana giderseniz hapishaneler sucks. Genel olarak da berbattır.
İyi olanların yada sürekli hapishane şartlarının iyileşmesinin de çok basit bir sebebi var. Hapishanelerin durumu ve cezalar, suçlu olmayanların vicdanını da tolere edebilmelidir. Mesajımda özellikle suç sicilini örnek göstermiştim. Hapishaneden çıkan birisini sicili yüzünden iş bulması zordur, hayata katılması zordur. Onları hayata kazandırmak mevzu bahis olsa suç sicil olmazdı. Zamanı gelir iş gücü gerekir, sicil ortadan kalkabilir. Bunun dışında suçlu gözden çıkartılmıştır. Hapisanenin keyifli olması onun gözden çıkartılmadığı anlamına gelmez.


Kısas maduru nasıl tatmin ediyor acaba, öldürülen adamın yakını verilen ölüm cezası nedeniyle tatmin oluyorsa, o kişi de pek sağlıklı sayılabilir mi?
Madur tatmin olmazsa düşüncesiyle mi iktidarlar yasaları yapmaktadırlar?

Hukukda böyle bir ilke varsa onu da burada belirtseniz derim...
Ne kadar absürd sorular bunlar.
"Suçlu öldürüldüğü için madur tatmin oluyorsa, bu kişi sağlıklımıdır."
Banane.
Psikolojinin konusudur. İlgilenen incelesin. Gerekirse psikoloğa gitsin. ben o kişinin tedavisi ile ilgilenmiyorum.
Kalpsiz de bir soru. Adamın karısı tecavüz edilip öldürülsün, kısas istediği zaman bu kişi normal insan psikolojisi içinde olduğunu düşünerek, sağlıksız diye suçlansın. Bu adam tabiki sağlıksız olur, adamın karısına tecavüz edip öldürülmüş. Hiçbir kararı sağlıklı değildir. Suçlunun ağır bir ceza alması onu biraz olsun tatmin eder. Eder de, etsin de.
ve ben bundan da bahsetmedim. Ben dedim ki bu durumu atlattıktan sonra suçlu 2 yıl yatıp çıkıyorsa, madur olan adamın içinde sürekli güvensizlik olur. Bu olaydan haberdar olan herkeste olur bu güvensizlik. Hayata katılamazlar. Karısını kızını dışarı gönderemz, saplantılı olur. Sürekli başına birşey geleceğini düşünür. Çünkü suçlunun ceza bile almayacağını biliyor.

Hukukta var mı. Evet var. Suç ve ceza arasında denge gözetme ilkesi var. Tam nasıl ifade edildiğini bilmiyorum. Şöyle : banka soyan 30 yıl yatıyorsa, simit çalan diyelim ki 2 gün yatıp çıkar. Simit çalan 30 yıl, banka soyan 2 yıl yatmaz. Bu tip dengesizlik varsa toplum içinde tepkiler hemen yükselir. Yukarıda söylediğim gibi ayrıca hapishane koşulları da toplum vicdanını tatmin etmeliyken bu durumda tatmin edebilmeli. Bunun için genel olarak ceza miktarı suçun niteliğine göre olacaktır. Niteliği kim belirliyor: Toplum. Haliyle toplumu tatmin etmelidir. Neresi anlaşılmadı bu durumun.


Ceza hiç bir zaman suçun işlenmesine, ya da yinelenmesine mani olamamıştır. Çünkü her suçun cezası önceden belli olmasına karşın her toplumda suç yinelenmektedir.
Yukarıda bahsetttim ne kadar absürd bir görüş olduğundan. Suçun ortaya çıkmasını önler. Tüm suçu ortadan kaldırır gibi bir çıkarım gülünçtür :)


Kısacası ceza ancak öğretici bir nitelik taşıyorsa, yani bir kişi bir eylemi yapmadan önce bilinçli olabiliyorsa, ne yaptığının farkındaysa o zaman o suçu işlemekten kendini durdurabilir. Bu suçlunun bir daha suç işlememesine yönelik bir eğitimin olduğu ülkelerdeki hapisanelerde uygulanmaktadır.
Mesela Amerikadaki zenciler tecavüzcülere bunun ne kadar kötü bir eylem olduğu konusunda eğitim veriyorlar. Uygulamalı hemde. :)

Yazdıklarınızdan "Hırsızlık yapan kişi bunun suç olduğunu bilmez, o yüzden hırsızlık yapar" gibi bir çıkarım yapıyorum rahatlıkla. Hırsızların gece hırsızık yapılması da hep tesadüftür. Yakalanınca da "Niye yakaladınız ki beni hırsızlık suç muydu, tüh ya bilmiyorum" gibi savunmalar yaparlar. Eğitirsek artık hırsızlık yapmazlar.

Neyini eğiteceksiniz. ceza nasıl öğretici nitelik taşır.
bir örnek verirmisiniz sayın sesli. Bana tecavüzün yanlış olduğu hakkında bilinç oluşturabilecek bir ceza söyleyin.
Kısastan örnek vermek dışında tabi.
Cevabınız olmadığını bildiğim için devam edeyim.
Siz merak etmeyin tecavüzcüler, hırsızlar gayet bilinçlidir. Kimse tecavüz ederken tecavüz etmenin doğru olduğunu zannederek, hırsızlar hırsızlığı ahlaklı zannettiği için yapmıyorlar bu eylemleri. Yaptıklarının yanlış olduğunu zaten son derece iyi biliyorlar.
Ayrıca o kadar bilinçli tecavüz ediyorlar ki. kolay kolay eğitimli kadınlara tecavüz edilmez. Madure ya cahildir, ya turisttir, ya çocuk yada yeni ergendir. tecavüz edecekleri kişileri iyi seçtikleri için çoğuda ortaya çıkmaz yada yıllar sonra ortaya çıkar.

Yaşadığınız yer neresi bilmiyorum ama dünya değildir sayın sesli. :)

Sesli
06-12-2012, 18:17
Sayın Eksi,

Mantıklı yanıtlar bize bilmediklerimizi de öğretebilir. Ancak konuya sen ve ben açısından bakılınca mantık da pek hesaba alınmamış oluyor. Mesela diyorsunuz ki:

''Siz hırsızlığın suç olduğunu bildiğiniz için mi hırsızlık yapmazsınız yoksa hırsızlık yaptığınızda hapse gireceğiniz için mi.
Size göre anladığım kadarı ile suç olduğunu bildiğiniz için yapmazsınız.
Çok gerçekçi.''

Yanlış anlamış olamaz mısınız? Karşınızdaki hakkında bilgi sahibi olmadan, o kişinin bir edimde bulunmamasını suç olduğunu bilmesine bağlamak oldukça mantık dışı olmuyor mu?

Konu ben ise, yapacağım eylemin nasıl bir eylem olduğunu düşünerek ve kimseye bir zararı var mı, yok mu diye sorgulayarak yaparım. Tabii mümkün olduğu kadar çevremden kazandığım şartlanmaları aşmaya çalışarak.

Ayrıca bilemediğiniz için olsa gerek, soruyorsunuz;

''Neyini eğiteceksiniz. ceza nasıl öğretici nitelik taşır.
bir örnek verirmisiniz sayın sesli. ''


Örnek çok, size en basitini sunayım da siz de öğrenmiş olun lütfen; ABD ve diğer bazı Avrupa ülkelerinde trafik suçu işleyen kişilere verilen ceza, bu kişilerin haftanın belirli günlerinde trafik dersleri verilen bir dershaneye devam etmeleri ve orada çiğnedikleri trafik kuralları yanında, diğer tüm trafik kurallarını da öğrenmeleridir.

Yine bazı ülkelerdeki hapisanelerde, suçluların suça eğilim nedenleri saptandıktan sonra bu nedenleri ortadan kaldırıcı nitelikte derslere devam etmelerini, hem de uygulamalı olarak sağlamış olmalarıdır.

Ceza suç işlenmesine engel olsaydı, ortalıkta suçtan eser kalmazdı. Maksat suçun ortadan kaldırılması ise, suça yönelten nedenlerin ortadan kaldırılması en mantıklı olanıdır. Bunun da yolu, yordamı, kısasa yönelik ceza vermek değil de, cezanın suçluyu eğitmesini sağlamak olmalıdır. Bunu yapan ülkeler var. Ben de bu yöndeki düşünceye sahibim.

Eğer suçlunun yakını suçluya verilen ceza nedeniyle tatmin oluyorsa ve siz de onu haklı buluyorsanız, bu da sizin bu konularla pek ilgilenmediğinizden başka bir şey gösteremez. Zaten bu konu hakkında kesin konuşmuşsunuz;''BANA NE'' diyerek,

Sağlıkla kalınız,

Cumayagittimgelicem
06-12-2012, 21:40
İlk defa hafif suç işleyenlerde hükmün açıklanması geriye bırakılır bizde. Yanında birde bazı ülkelerdeki gibi eğitimde verilebilse ne güzel olurdu.

Peki asıl konu nedir? Cezası olduğu halde suçun eninde sonunda işlenmiş olması. Yani suçu işleyen kişi suç olduğunu bildiği halde yani bir cezası olduğunu bildiği halde bunu yapıyor.

Sayın sesli "Ceza suç işlenmesine engel olsaydı, ortalıkta suçtan eser kalmazdı. Maksat suçun ortadan kaldırılması ise, suça yönelten nedenlerin ortadan kaldırılması en mantıklı olanıdır." demişsiniz. Bana bunu %100 efektik bir şekilde, şekli ne olursa olsun yapabilecek bir yöntem verebilir misiniz? Minority report filmindeki durum haricinde :) Yani eğitim düzeyi, maddi durum artsa bile gene de birisi çıkıp daha fazlasını istiyorum diyip suç işleyecektir. Siz her erkeğe kadın vermeyi mi planlıyorsunuz? Hadi bunu başardınız diyelim, tecavüz etmeyi fantazi olarak gören, ve dışardan son derece normal gözüken birisini nasıl durduracaksınız suçu işlemeden önce. Nasıl bir sistem ile bunu ortadan kaldırmayı planlıyorsunuz? İsterseniz herkeze çip takalım, bütün hormonları, beyni vs.. kontrol etsin. Ceza yada gerek kalmaz, çünki çip sayesinde kafanızdakip insan yapısına uygun bir toplum oluşturursunuz.

Peki bunların üstüne birde "Ceza suç işlenmesine engel olsaydı, ortalıkta suçtan eser kalmazdı." gibi bir sözün üzerinden yola çıkarak cezaları kaldıralım ortadan. Bakalım sokağa çıkmaya korkmadan markete gidebilecek miyiz? Suçu işleyen kişiye hapis cezası verip yaptıklarını düşünmesini sağlamaktan, ve orada hatasını öğretebilecek bir eğitim vermekten başka bir seçenek var mı sizce? Malesef bu çok az sayıda ülkede olabiliyor. Suçun ortadan kaldırılması için suça yöneltilen nedenlerin ortadan kaldırılması demişsiniz. Bu bana masal gibi geliyor. Ülke ne kadar gelişse ve uğraşsada bireyler arasındaki sonsuz olasılıktan çıkabilecek herhangi bir husumeti bilemezsiniz/engelleyemesziniz. Bunu yapabilmek herkezi kelimenin düz anlamıyla robotlaştırarak mümkün olabilir ancak.

Sizin bazı durumlarda neden suç işmeyip nasıl davranıcağınızın ilgisi yoktur. Siz suç işlemiyorsunuz ve suç işlememeyi size öğretmişler diye bunu başkasıda başarabilecek diye bir kaide yoktur.

eksi
06-12-2012, 21:44
Sayın Eksi,

Mantıklı yanıtlar bize bilmediklerimizi de öğretebilir. Ancak konuya sen ve ben açısından bakılınca mantık da pek hesaba alınmamış oluyor. Mesela diyorsunuz ki:

''Siz hırsızlığın suç olduğunu bildiğiniz için mi hırsızlık yapmazsınız yoksa hırsızlık yaptığınızda hapse gireceğiniz için mi.
Size göre anladığım kadarı ile suç olduğunu bildiğiniz için yapmazsınız.
Çok gerçekçi.''

Yanlış anlamış olamaz mısınız? Karşınızdaki hakkında bilgi sahibi olmadan, o kişinin bir edimde bulunmamasını suç olduğunu bilmesine bağlamak oldukça mantık dışı olmuyor mu?

Konu ben ise, yapacağım eylemin nasıl bir eylem olduğunu düşünerek ve kimseye bir zararı var mı, yok mu diye sorgulayarak yaparım. Tabii mümkün olduğu kadar çevremden kazandığım şartlanmaları aşmaya çalışarak.

Ayrıca bilemediğiniz için olsa gerek, soruyorsunuz;


Çok gerçekçi olduğu söylemişmiydim...


''Neyini eğiteceksiniz. ceza nasıl öğretici nitelik taşır.
bir örnek verirmisiniz sayın sesli. ''


Örnek çok, size en basitini sunayım da siz de öğrenmiş olun lütfen; ABD ve diğer bazı Avrupa ülkelerinde trafik suçu işleyen kişilere verilen ceza, bu kişilerin haftanın belirli günlerinde trafik dersleri verilen bir dershaneye devam etmeleri ve orada çiğnedikleri trafik kuralları yanında, diğer tüm trafik kurallarını da öğrenmeleridir.

Yine bazı ülkelerdeki hapisanelerde, suçluların suça eğilim nedenleri saptandıktan sonra bu nedenleri ortadan kaldırıcı nitelikte derslere devam etmelerini, hem de uygulamalı olarak sağlamış olmalarıdır.

Ceza suç işlenmesine engel olsaydı, ortalıkta suçtan eser kalmazdı. Maksat suçun ortadan kaldırılması ise, suça yönelten nedenlerin ortadan kaldırılması en mantıklı olanıdır. Bunun da yolu, yordamı, kısasa yönelik ceza vermek değil de, cezanın suçluyu eğitmesini sağlamak olmalıdır. Bunu yapan ülkeler var. Ben de bu yöndeki düşünceye sahibim.

Eğer suçlunun yakını suçluya verilen ceza nedeniyle tatmin oluyorsa ve siz de onu haklı buluyorsanız, bu da sizin bu konularla pek ilgilenmediğinizden başka bir şey gösteremez. Zaten bu konu hakkında kesin konuşmuşsunuz;''BANA NE'' diyerek,

Sağlıkla kalınız,

sayın sesli,

Haftanın belirli günlerinde dersaneye gitmek ve tüm trafik kulallarını öğreten yer. Hımmmm. Bu ehliyet kursunun tarifi olmasın sakın. :)

Tüm trafik kurallarını öğrenmeden ehliyet alamayacakları için trafik suçluları son derece eğitimli suçlulardır. Verdiğiniz örnekle eğitimle suçun azalacağı önerinizi de yıkmışsınız. Ayrıca işlenen en yüksek şuç oranı da trafk suçlarıdır.

Bu insanlar trafiği gayet iyi biliyorlar. Emniyet şeridine girilmemesi gerektiğini, kırmızı ışıkta geçilmemesi gerektiğini bilmeseler ehliyet alamazlar. Bilmelerine rağmen yinede en çok suç trafik konusunda işleniyor. Ve benim söylediğim yine geçerli

Bu insanlar trafik kurallarını çiğnemiyorlar çünkü yakalanırsalar, ehliyetlerine el konulur. yüklü miktarda para cezası öderler. bu kişi artık trafikte gözden çıkartılmıştır. Ehliyeti alınır tekrar trafiğe çıkamaz.

Sonra ehliyeti tekrar almak için sınavlara girmeleri gerekir, ki aylarca araç kullanamayabilirsiniz bu durumda. Yani söylediğiniz durum cezanın kendisi değil sonucudur. Ehliyeti yoktur artık. ehliyet kursuna gitmesi gerekir. Farklı bir şekilde yorumlamak istemişsiniz ama olmamış. :)

Sesli
06-12-2012, 22:30
Sayın Eksi,

Siz her zaman haklısınız.

Sağlığınıza dikkat edin.

Sesli
06-12-2012, 22:53
Sn. Cumayagittimgelicem,


Gaye eğer suç işlenmemesi ise ( tabii en düşük düzeyden söz ediyorum) en akılcı yol, suçun işlenmesine neden olan sebeplerin ortadan kaldırılmasıdır.

Bunu başaran ülkeler olduğuna göre, ceza dahi eğitici olmadıkça, bir işe yaramaz kanısındayım. Siz bu görüşe katılmayabilirsiniz.

Aşağıdaki harita çok ilginç, en az suç işlenen ülkeleri göstermekte. Ne yazık ki oralarda, yabancı güçler bugünlerde, ''BAHAR'' adını verdikleri karışıklıklarla oraları da bozmaya çalışmaktadırlar.


http://www.mapsofworld.com/world-top-ten/countries-with-lowest-reported-crime.html

Cumayagittimgelicem
06-12-2012, 23:57
Sn. Cumayagittimgelicem,


Gaye eğer suç işlenmemesi ise ( tabii en düşük düzeyden söz ediyorum) en akılcı yol, suçun işlenmesine neden olan sebeplerin ortadan kaldırılmasıdır.

Bunu başaran ülkeler olduğuna göre, ceza dahi eğitici olmadıkça, bir işe yaramaz kanısındayım. Siz bu görüşe katılmayabilirsiniz.

Aşağıdaki harita çok ilginç, en az suç işlenen ülkeleri göstermekte. Ne yazık ki oralarda, yabancı güçler bugünlerde, ''BAHAR'' adını verdikleri karışıklıklarla oraları da bozmaya çalışmaktadırlar.


http://www.mapsofworld.com/world-top-ten/countries-with-lowest-reported-crime.html

Reported crime rates ile ilgili araştırma yaptığımızda ilk sorun suçların rapor edilip edilmemesi. Bu gelişmemiş ülkelerde ki polise gidip gidememe durumu. Üzücü olan bu ilk ondaki bazı ülkelerde uyuşturucu üretimi ve kaçakçılığı liderlik için yarışıyor.

Yani aslında bu resim pek birşey ifade etmiyor. Diğer sorun ve Üzücü olan bu ülkelerin suçluları, kartelleri vs.. çekmemesinin en büyük nedenlerinden biriside hiç gelişmemiş olmaları. Yani öyle gelişmemiş yeterince suç alanı yaratamıyorlar :) Yaşayan yerel suçlularda eminim polisle içli dışlı olmuştur zaten.

Cezanın eğitici olması gerektiğinden bende bahsettim. Ama cezayı kaldırıp insanları düzene sokabileceğinizi düşünmek bir masaldır. En azından insanları zorla istediğiniz şekilde yaşatabilecek bir teknoloji geliştirmedikçe.

Sesli
07-12-2012, 01:45
Reported crime rates ile ilgili araştırma yaptığımızda ilk sorun suçların rapor edilip edilmemesi. Bu gelişmemiş ülkelerde ki polise gidip gidememe durumu. Üzücü olan bu ilk ondaki bazı ülkelerde uyuşturucu üretimi ve kaçakçılığı liderlik için yarışıyor.

Yani aslında bu resim pek birşey ifade etmiyor. Diğer sorun ve Üzücü olan bu ülkelerin suçluları, kartelleri vs.. çekmemesinin en büyük nedenlerinden biriside hiç gelişmemiş olmaları. Yani öyle gelişmemiş yeterince suç alanı yaratamıyorlar :) Yaşayan yerel suçlularda eminim polisle içli dışlı olmuştur zaten.

Cezanın eğitici olması gerektiğinden bende bahsettim. Ama cezayı kaldırıp insanları düzene sokabileceğinizi düşünmek bir masaldır. En azından insanları zorla istediğiniz şekilde yaşatabilecek bir teknoloji geliştirmedikçe.

Bu resim bir şey ifade etmese de Singapur ,İsviçre gibi ülkelerde suç oranları oldukça düşük.

Zaten cezanın kaldırılmasını söylemedim. cezaların eğitici ve insanın bilincini geliştirmesinde yardımcı olacak niteleikte seçilmesinden yanayım.

Tabii istatistikleri de sizin de işaret ettiğiniz gibi dikkatle ele almak gerekiyor.

istatistik
07-12-2012, 01:49
Mesaj tarafımdan silinmiştir...

mücerred
09-12-2012, 02:29
Mahkeme, Norveç'i kana bulayan Breivik ile ilgili kararını verdi: 77 kişinin katiline 21 yıl

Norveç'in başkenti Oslo'da bombalı saldırı düzenleyen, ardından Ütoya adasında gençleri katleden Anders Behring Breivik sadece 21 yıl ceza aldı. 77 kişiyi öldüren Breivik, bu süre sonunda topluma zararlı görülmezse serbest kalacak. Kızı öldürülen Unni Espeland Marcussen, "Aslında öldürdüğü her bir kişi için 21 yıl hapis yatmalı." diyerek karara tepki gösterdi.


Böyle birine idam cezasını layık görmemek en hafifinden ahlaksızlıktır.
İnsanlık için yüz kızartıcı bir durumdur.
Özellikle ateistlerin yaşam hakkı konusunda daha hassas olması gerektigine inanıyorum .İnsanın canına yapılan her saldırıyı sert cezalandırması yaşam hakkına verdigi önemi gösterir.
Ceza magdurun ,toplumun vicdanını rahatllatır.toplumsal barışı saglar.

Shawstein
09-12-2012, 03:42
Mahkeme, Norveç'i kana bulayan Breivik ile ilgili kararını verdi: 77 kişinin katiline 21 yıl

Norveç'in başkenti Oslo'da bombalı saldırı düzenleyen, ardından Ütoya adasında gençleri katleden Anders Behring Breivik sadece 21 yıl ceza aldı. 77 kişiyi öldüren Breivik, bu süre sonunda topluma zararlı görülmezse serbest kalacak. Kızı öldürülen Unni Espeland Marcussen, "Aslında öldürdüğü her bir kişi için 21 yıl hapis yatmalı." diyerek karara tepki gösterdi.

Böyle birine idam cezasını layık görmemek en hafifinden ahlaksızlıktır.
İnsanlık için yüz kızartıcı bir durumdur.
Özellikle ateistlerin yaşam hakkı konusunda daha hassas olması gerektigine inanıyorum .İnsanın canına yapılan her saldırıyı sert cezalandırması yaşam hakkına verdigi önemi gösterir.
Ceza magdurun ,toplumun vicdanını rahatllatır.toplumsal barışı saglar.

Sayın mücerred,

Bu başlık altında bir katile ne ceza verilir-i değil, cezanın bir işlevselliği var mıdır-ı tartışıyoruz. Ben bu olaydan yine cezanın bir işlevinin olmadığı çıkarımını yapıyorum.

Norveç'te benim bildiğim kadarıyla 15 yıl bile rekor bir cezadır, bu açıdan 21 yıl ceza verilmesi süpriz olmuş. Norveç'te polis silah bile taşımaz, çünkü suç oranı en düşük ülkedir.

Cezaların bu denli az olduğu bir ülkede suç oranının beklenenin aksine düşük olması cezanın bir çözüm olmadığını gösterir.

Ceza kimsenin mağduriyetini hafifletmez, vicdanlarıda rahatlatmaz, çünkü ne ölen geri gelir, nede ölenin yakınına bir telkin verir.

Gerçek bir çözüm aranıyorsa suçu önleyici önlemlerin alınması gerekir.

Asıl soru: katil bombayı nereden buldu?
Asıl sorumlu: bombayı ona sağlayan ve buna göz yuman kimseler.

Ceza sadece birileri için kendini kandırmak, birileri için göz boyamaktır.

Cumayagittimgelicem
09-12-2012, 15:59
Ceza kimsenin mağduriyetini hafifletmez, vicdanlarıda rahatlatmaz, çünkü ne ölen geri gelir, nede ölenin yakınına bir telkin verir.


Asıl soru: katil bombayı nereden buldu?
Asıl sorumlu: bombayı ona sağlayan ve buna göz yuman kimseler.



Sayın Rieb, nasıl bu kadar emin konuşabiliyoruz? Açıkçası ben daha iyi hissederdim yakınıma veya bana zarar vermiş birisi ceza alırsa. Taşlansın, öldürülsün yada kolu kesilsin vs. demiyorum. Ama özgürlükleri kısıtlansın eyleminin karşılığı olarak. Ben dürüst oluyorum sadece. Belki siz anlayamayacaksınız benim neden böyle hissettiğimi. Ama yakınımı öldüren kişi ceza almaz ise ben rahat uyuyamam. Benim merak ettiğim nasıl bu kadar emin konuşabiliyorsunuz bana telkin vermeyeceğini söylerken?

Cezalar az olduğu için mi suç oranı düşük yoksa suç oranı düşük olduğu için mi cezalar az? Bunun cevabını daha iyi verebilirsek Norveç gibi ülkelerdeki durumu anlayabiliriz. Suça verilen cezalar bu kadar az olduğu halde neden misal birleşik krallık/fransa/almanya gibi suç oranının çok yüsek olduğu ülkelerden buralara yönelmezler? Hapishaneleri otel konforunda olduğu halde neden buraya akın etmezler? Hem coğrafi konum hemde insanlarının ekonomik olarak iyi durumda olmasının üstüne birde 5 milyonluk ülkelerde yapacak pek birşey olmadığnı eklersek sanırım cevabı alabiliriz. Hani belkçikada hayat 10 dan sonra duruyor derler ya. E burada yapacak pek birşey çıkmıyor değil mi kıç kadar yüz ölçümü ve nüfusu olan ülkeden? :) İnsanlarının birçok sebep ile suç işlemeye yatkın olmayışı, verilen özgürlükler elbette en önemli sebep bu ufak ülkelerdeki suç oranının düşük olmasının. Ama neden suçluları ve örgütlerini minimal düzeyde barındırdıklarını düşünmeden de edemeyiz. Bu kadar kuzeyde olmaları ve bu kadar ufak yüzölçüm ve bu kadar az nüfus ortak noktaları.

Bütün düşük suç yüzdesine sahip avrupa şehirleri çok az nüfusa sahip. Ama bunun yanında ingiltere/fransa/almanya'ya bakalım birde.

Bomba yapmak çok zor değil. Norveç gibi denetimlerin az olduğu bir ülkede bu denli etkili bomba yapmak için gerekli ekipmanları getirtmesi sorun olmamış. Misal Breivik ebaydan kimyasal gübre satın aldığında ve ismi de 4 ay öncesinde ismi gözlemlenen kişiler listesine girdiği halde araştırmamış Norveç teşkilatı. Ne kadar gelişmiş olunursa olunsun, her zaman suç işlemeye yatkın kişiler olacaktır. Denetimleri makul seviyede tutmalı ne olursa olsun. Aşırı özgüvende iyi değil :)

Shawstein
09-12-2012, 18:46
Sevgili Cumayagittimgelicem,

Senin yakınına zarar veren birisine verilen göstermelik bir ceza nasıl bir telkin olabilir? Somut bir örnek vereyim; bir makine arızası bir insanın ölümüne yol açar, o makineyi parçalamak sana ne gibi bir telkin verir? Makinenin böyle bir ölüme neden olmasını engellemek mi doğru, makineye ceza vermek mi? sence suçlu olan makine midir?

Ayrıca, Norveç'te yaşayanları "yapacak bir işi olmayan insanlar" olarak tanımlaman büyük talihsizlik olmuş.

Cumayagittimgelicem
09-12-2012, 19:35
Sevgili Cumayagittimgelicem,

Senin yakınına zarar veren birisine verilen göstermelik bir ceza nasıl bir telkin olabilir? Somut bir örnek vereyim; bir makine arızası bir insanın ölümüne yol açar, o makineyi parçalamak sana ne gibi bir telkin verir? Makinenin böyle bir ölüme neden olmasını engellemek mi doğru, makineye ceza vermek mi? sence suçlu olan makine midir?

Ayrıca, Norveç'te yaşayanları "yapacak bir işi olmayan insanlar" olarak tanımlaman büyük talihsizlik olmuş.

Sevgili shawstein sizinde o kadar yazdıklarımdan "Norveç'te yaşayanları "yapacak bir işi olmayan insanlar" olarak tanımlaman büyük talihsizlik olmuş" bu kısma takılmanız bence yanlış olmuş. Çünki benim o paragrafta uzunca anlatmak istediğim o ülkede nüfus az ve suç açısından potansiyel çok az ve gene bu açıdan yapacak birşey olmayışı. Yani insanlarına işe yaramaz demek gibi bir amacım yoktur.

Tabi örnek olarak cansız bir varlık verilebilir. İnaçlı birisi yukardan kafasına düşen taş için kimi suçlar o değişir. Ama ben o makinenin neden bu ölüme yol açtığını, gerekli önlemleri alması gerekenler acaba bunu aldı mı, bunları sorgularım. Eğer almadılar ise tekrarlanmasını engellemek için dava açarak ceza almalarını ve bu cezanın insanları bu önlemleri alması için teşvik edici olarak kullanılması gerektiğini düşünüyorum. Makineyi parçalasınlar ama benim telkinim için değil, eğer ki makine bozuk ise parçalasınlar. Cezayı iseönlemi almayanlar için veya makineyi hatalı üreten firma için uygulattırırız.

Yakınımı öldüren birisinin birçok temel özgürlük haklarından maruz kalması ve evet eğer bu suç kaza nefsi müdafaa vs.. gibi değil, yani beni o ölen kişinin son anlarını ve çektiklerini her düşündüğümde çok yaralayacak türde ise, hapishanede özgürlüklerinden mahzur kaldığını düşündükçe rahatlama yaşarım. Kimse bunu yaşamayan birisinin halinden anlayamaz bende anladığımı söylemiyorum ama eğer olursa şu an için tek bildiğim ceza almasını isteyeceğimdir. Ve gene belirtiyorum birisi çıkıp da hayır o kişiye ne olursa olsun benim için fark etmez, ölen ölmüş geri gelmez der ise de anlarım ama benim için ve birçok insan için de verilen ceza bir rahatlama getirecktir. Malesef bu rahatlama ile bağdaştırabilecek toplu ayaklanmalar, cadı yakma vs.. gibi konular başka bir tartışma konusudur.

Konu sanki ben önceden önlem almak gereksiz, hapishane de eğitim olmamalı gibi bir önerme yapıyormuşum şeklinde bir duruma kaymasın. Amacım ceza ve amacını ve mağdur olanların bakış açılarını yapabildiğim kadar göstermeye çalışmak. Her ne kadar suç ve tanımı yıllar içinde değişkenlik gösterecek olsa da, birgün suç işlenmeyen bir dünya olacağına inanmanın hatalı olduğunu anlatma gayretindeyim.

Shawstein
09-12-2012, 21:24
Sayın Cumayagittimgelicem,

Elbette yazdıklarınızı okudum, yorum yapmadım çünkü "kıç kadar yüz ölçümü", "işsiz güçsüz insanlar" gibi bir yaklaşımı yanlış buldum ve sadece bu yanlışı vurgulamak istedim.

Suç oranı nüfusun az ya da çok olması ile değişmez, eskiden uçakla yolculuk popüler değildi, şimdi hat sayısı ve uçak sayısı oldukça arttı ancak kaza oranı aynı yönde artmadı. Bu nedenle nüfusun az ya da çok olması bir kriter olamaz.

Norveç'te ceza az olduğu için suç oranı düşük değil, ancak tersi de doğru değil.

Norveç'te insanlar daha sağlıklı yetiştiriliyor; yani örneğime göre makineler daha sağlam yapılıyor ve kolay kolay arıza yapmıyor.

Cumayagittimgelicem
09-12-2012, 22:33
Sayın shawstein, evet suç oranı nüfusun az veya çok olması ve buna bağlı ekonomik durum, çeşitlilik, kültür, nereden ne şekilde göç alındığı, coğrafi konum ve birçok sebepler ile doğru orantılıdır. Eğer o sitedeki rapor edilen suç oranına yani 10bin-11milyon farkına bakarsanız, nüfus ve gelişmişlik büyük önem kazanıyor.

ülkelerin ufak ve suç açısından neden rağbet görmediğinin birçok sebebi var. Bunları anlatırken kelimelerimde biraz alaycı yaklaşmış olmam gerçeği değiştirmez. Ve "işsiz güçsüz insanlar" sözünü sarf etmediğimi belirtmek isterim. Basit bir şekilde suça eğilimin az olmasının suç için yapacak fazla birşey olmayışı ile bağlantısından bahsetmiştim.Tabi kıç kadar yüz ölçümü derken aslında suç açısından şanslı bir coğrafi konum deseydim daha doğru olurmuş. Yalnız bu saydıklarımız hiç biri tek tek başına veya 2-3 tanesi birleşerek açıklayıcı bir sebep değil. Çok daha fazla sebep sayılabilir daha fazla suç işlenen gelişmiş ülkeler ile kıyaslandığında.

Birleşik krallık, fransa, almanya, abd gibi yüksek suç oranı olan ülkelerdeki suçun sebebini ve verilen cezayı basit bir şekilde açıklamaya çalışırsanız hiçbir yere varamazsınız. Sonuç da alamazsınız.

Bende katıldığımdan bahsettim. Norveçte insanlar daha sağlıklı yetişiyor, suçla karşı karşıya kalmıyorlar ve buna bağlı travmaları çok daha az yaşıyorlar, suçlular topraklarına uğramıyor. Orada yaşayanlarında suça fazla yönelmeme sebepleride aşikar. Ama konudan sapmamak adına, ceza gereksiz birşeymiş gibi lanse edilmesine karşıyım. Yani ceza vermek yerine suçun sebepleri araştırılıp çözülse suçtan eser kalmazmış gibi bahsetmek. Her yeni doğan bebeğin suç işlemeyeceğine dair garanti verebilmek ancak bir tür çip ile gerçekleşebilir.

Shawstein
09-12-2012, 23:37
ceza gereksiz birşeymiş gibi lanse edilmesine karşıyım

Ceza gereksiz demiyorum, cezanın işlevselliği yok diyorum.

Yani bana göre "ceza" sistemin kendisini kurtarmak için uydurduğu bir tür havuç, bu sayede sistemi sorgulamıyorsun, olayı kişilere indirgiyorsun.

Turan Dursun'u öldürmenin cezası ne olmalıydı? kime ne ceza verildi?

Benim öngördüğüm çözüme göre; bu olaya neden olan tüm unsurlar tespit edilmeli ve ortadan kaldırılmalıydı.

Mevcut "ceza" kavramına göre; sadece öldüren kişi ya da kişiler cezalandırılmalıydı, o da yapılmadı/yapılamadı.

Gördüğün gibi "ceza" çözüm olmuyor hatta çoğu zaman işlemiyor bile.

Oysa benim öngördüğüm çözüm her durumda işleyebilir ve suç unsurları ortadan kalktıkça unsurlar, dolayısıyla suç azalır.

Cumayagittimgelicem
10-12-2012, 00:33
Sayın shawstein, tek bir örnek vererek bir sonuca varamazsınız. Ne olursa olsun çok saçma bir yere kayıyoruz. Siz nasıl bütün suç eylemlerine neden olan sebepleri ortadan kaldırabilir siniz? var mı böyle birşey?

Neden mi alakasız saçma bir yere kayıyoruz? çünki Turan dursunun durumunda cezanın değil hukukun işlememe durumu vardır.

Suçu azaltabilecek alt yapınız, paranız gücünüz yok ise bunu nasıl dengeleyeceksiniz? Sizin öngördüğünüz çözümler zaten hepimizin beklediği çözümler ama ceza ve işlevselliği konusu ile alakası olmayan bir konu. Bir toplumu ne kadar eğitirseniz, ekonomik durumu ne kadar düzeltirseniz vs suç azalacaktır. Tamam güzel buna kimse karşı çıkmadı zaten. Ama ceza mağdura ve yakınlarına telkin vermez, veremez, eğer ceza önleyici bir unsur değildir derseniz yalnış tespitlerde bulunursunuz. Ceza ve verilen cezanın içeriğini tartışmalıyız derseniz o zaman ancak olabilir. Misal eğer cezası olmasaydı insanlar vergi kaçırmaya devam ederdi. Ekonomik durumu ne kadar iyi olsa da içlerindne kaçıran çıkardı. Bu verdiğim basit bir örnek. Onbinlercesi ve çok daha vahim olan örnekler verilebilir. Ne kadar uğraşırsanız uğraşın birisi çıkacaktır. Bu kişi çıktıktan sonra ise o kişinin topluma daha fazla zarar vermesini engellemek ilk amaç olacaktır.

Shawstein
10-12-2012, 00:46
Misal eğer cezası olmasaydı insanlar vergi kaçırmaya devam ederdi.

Şuan vergi kaçıran yok mu? insanlar vergi kaçıramasın diye kredi kartı, banka kartı gibi çözümler geliştirildi, çünkü ceza işe yaramadı, kayıt dışılık yani suç unsuru ortadan kaldırılmaya çalışıldı.

Tek bir örnek vererek bir sonuca varamazsınız.

Gördüğünüz gibi her örnekte aynı sonuca varıyoruz.

Cumayagittimgelicem
10-12-2012, 01:15
Sayın Shawstein, Amacınız suçun sebeplerini yok etmek ise, ne yaparsanız yapın bunu başaramazsınız. Bunu daha öncede belirttiğim gibi her türlü insan üzerinde işe yarayacak inanılmaz bir teknoloji ürünü çip ile her bebeğe takarak yapmak isterseniz, sizce bu kabul edilebilir mi? Bilim kurgu kısmınından bahsetmiyorum bile.

Benim verdiğim vergi örneği sizin mükkemmel dünyanız ile ilgili. Vergi kaçırmak için yeni bir yok bulunmak istenirse bulunur. Ceza ise bunun cezbediciliğini azaltmak içindir. Böylece madur sayısını azaltmak.

Hukuk sisteminin işlemeyişini cezanın işlemeyişi ile karıştırıyor olmanız burada bir anlam kargaşası yaşadığınızı düşünmeme sebep veriyor. Ceza suçun işlenmesini her zaman engellemiyor olabilir. Ama siz ceza suçun işlenmesini hiçbir şekilde engellemiyor derseniz, gene hayal dünyasında yaşıyor olursunuz. Ceza hem sorunlu kişiyi diğer insanlara zarar vermekten alıkoyar, hem ceza süresince yaptıklarını düşünmesine yardımcı olabilir (ne kadar uğraşsanızda olmayadabilir) hemde mağdura veya yakınlarına biraz huvur verebilir (vermeyedebilir) hemde ceza suçun işlenme şansını azaltır.

Siz bütün sebepleri ortadan kaldırdınız, artık bunu nasıl başaracaksınız çok merak ediyorum ama her bireye o bahsettiğim çipi takmadan ilerde suç işlenmesini engelleyemezsiniz. Her yeni birey, her yeni bebek yeni bir olasılık yada yeni bir suç işleme saplantısına sahip olma ihtimali olan birey demektir.

Cezanın engelleyeci olmadığını sırf suç devam ettiği için düşünmek hatadır. Gerçekçi bir örnek verelim, meksika kartelini engellemek için, verdikleri zararı azaltabilmek için ne yapılmalıdır? Bu kartellere fabrika mı hibe edilmeli? üyelerine nasıl yaklaşılmalı? Gerçekci cevaplar bekliyorum. Yani dünyanın şu andaki durumuna göre. Ve lütfen ceza onların uyuşturucu kaçakçılığı yapmasına engel olmuyor demeyin. Amaç engel olabildiğine engel olmak. Ve konumuz cezanın işlevselliği. Ceza sisteminin işlevselliğine dair gerçekci fikirleriniz var ise söyleyin. Yoksa konumuz suçu engellemek için şöyle böyle yapmalıyız değil. Eğer ceza sistemi olmasaydı acaba dünyanın birçok büyük şehrinde bakkala sigara almaya gidebilecek miydiniz?

Shawstein
10-12-2012, 01:47
Sevgili Cuma,

Daha öncede söylediğim gibi ben "ceza" olmasın demiyorum, ancak "ceza" suçu önlemez diyorum, çünkü bunun yeterli işlevselliği yoktur.

Meksika narkotik devlet olarak anılır, yani bu uyuşturucu kaçakçılığı devlet eliyle yapılmaktadır, nedeni gayet basit ABD ve Kanada gibi ülkelerden akan para. Eğer önlenmek istense:

- Meksika devleti ABD ve Kanada ile olan para akışını durdurabilir
- Meksika devleti resmi olarak uyuşturucu maddeleri kendisi üretebilir (çünkü ABD ve Kanada'nın tıbbi ihtiyaçlarıda var)

Ben o bölge hakkında sınırlı bilgilere sahipken bir iki çözüm ön görebiliyorsam, çözüm için detaylı bilgi edinip onlarca çözüm üretilebilir.

Cumayagittimgelicem
10-12-2012, 02:03
Meksika karteli dememin sebebi bilindik ama geniş çaplı bir örnek verebilmekti. Haklısınız kartellin bazıları devlet eliyle yönetilirken bazılarıda raydan çıktıktan sonra baskına uğrarlar.

Kartelin önlenmesi için verdiğiniz teklifler sizce ne kadar gerçekçi? Kokain, eroin, metamfetamin vs gibi uyuşturucalar ne büyük pazara sahip iken sizce meksika bunları devlet olarak mı üretecek, uyuşturucu kullananlara satacak. Bunu yasal olarak çıkaracağı sorunları düşünüp kenara koymaya karar verirsek, ne yaparlarsa yapsınlar önüne geçemezler. Arz ve talep var. Sadece cezalar ile mümkün olduğunca engellemeye çalışırlar. Devletlerin yozlaşması konumuz değil.
Cezanın yeterli işlevselliği yoktur sözüne katılmama sebebim, cezanın amacının yanlış anlaşılması. Cezanın amacı tam olarak kendisinden beklenendir. Cezanın düzeyi ve etkinliği her ülkede değişiklik gösterir. Ama işlevselliği kesinlikle vardır. Suç oranı en yüksek eyalet/ şehirlerde bile tam bir kaos hakim değil ise bu cezanın sonucudur.

Shawstein
10-12-2012, 02:47
verdiğiniz teklifler sizce ne kadar gerçekçi?

Her ikiside gerçekçi;

- Para akışını engelleyebilir, bu denli büyük para akışı ancak bankalar aracılığıyla olur.
- Kendisi üretim yapabilir, ihtiyacın büyük payı ABD ve Kanada'nın sağlık sektörü içindir.

Zaten bildiğim kadarıyla önlem olarak Kanada yasal üretime izin vermiş, bu sayede pazar küçülmüş ve Meksika kartelleri birbirine girmiştir.

Peki ya "ceza"? ne işe yaramıştır? savcıları bile öldürebilen bir güçten bahsediyoruz.

Cumayagittimgelicem
10-12-2012, 03:16
Her ikiside gerçekçi;

- Para akışını engelleyebilir, bu denli büyük para akışı ancak bankalar aracılığıyla olur.
- Kendisi üretim yapabilir, ihtiyacın büyük payı ABD ve Kanada'nın sağlık sektörü içindir.

Zaten bildiğim kadarıyla önlem olarak Kanada yasal üretime izin vermiş, bu sayede pazar küçülmüş ve Meksika kartelleri birbirine girmiştir.

Peki ya "ceza"? ne işe yaramıştır? savcıları bile öldürebilen bir güçten bahsediyoruz.

Gerçekten para akışını bankalar aracılığını sadece bankalar aracılığı ile mi yaptıldığını düşünüyorsunuz?

Yasal üretim sorun değil çünki bahsettiğim uyuşturucunun pazarlanması kısmı.

Aslında cezanın ne yaptığı çok basit, ceza o kartellerin sınırın her 2 tarafınıda tam bir kaos ortamına çevrilmesini engellemiştir. Ve unutmayın benim verdiğim bu örnek belkide en uç noktadaki örneklerden birisi, yani daha önce belirttiğim bölgelere göre cezanın düzeyi ve işlevselliğinin farkı. Burada çok daha az işe yarıyan bir örnekten bahsetmemize rağmen, dene de sınırın iki tarafında da yaşanabiliyor. Eğer ceza olmasaydı tam bir kaos süregelicekti. Kulağa hoş gelebilir bazıları için ama o an geldiğinde ben sokakta olmak istemem. Denetim ve engelleme arttıkça, yakalanma riski arttıkça ve cezası arttıkça kaçakçılık belli bir düzeyde korunuyor. Şimdi hayır gene yapacaklar diyebilirsiniz. Bende diyorum ki cezalar sayesinde her istedikleri haltı yemekten korkar suçu işlemeyi düşünen "bazı" kişiler. Ama siz gene ceza ne işe yarar derseniz o zaman ne derim bilmiyorum Yani sırf savunmak için söylediklerinizi sürekli sanki ceza hiçbir işe yaramazmış gibi bir tavır takınıyorsunuz. Bunu anlamakta zorlanıyorum.

Siz ne kadar versenizde daha fazlasını isteyecek, çalmak, öldürmek, tecavüz etmek isteyecek çıkacaktır. Geride kalanları korumak için ceza verip kapatmayalım mı bir süre? Yoksa buyur devam et mi diyelim? Lütfen suç işlemeyi sağlayacak sebepleri kaldırırsak demiyelim. Bu sebepler her yerden çıkacaktır.

Shawstein
10-12-2012, 19:38
Gerçekten para akışını bankalar aracılığını sadece bankalar aracılığı ile mi yaptıldığını düşünüyorsunuz?

Yasal üretim sorun değil çünki bahsettiğim uyuşturucunun pazarlanması kısmı.

Aslında cezanın ne yaptığı çok basit, ceza o kartellerin sınırın her 2 tarafınıda tam bir kaos ortamına çevrilmesini engellemiştir. Ve unutmayın benim verdiğim bu örnek belkide en uç noktadaki örneklerden birisi, yani daha önce belirttiğim bölgelere göre cezanın düzeyi ve işlevselliğinin farkı. Burada çok daha az işe yarıyan bir örnekten bahsetmemize rağmen, dene de sınırın iki tarafında da yaşanabiliyor. Eğer ceza olmasaydı tam bir kaos süregelicekti. Kulağa hoş gelebilir bazıları için ama o an geldiğinde ben sokakta olmak istemem. Denetim ve engelleme arttıkça, yakalanma riski arttıkça ve cezası arttıkça kaçakçılık belli bir düzeyde korunuyor. Şimdi hayır gene yapacaklar diyebilirsiniz. Bende diyorum ki cezalar sayesinde her istedikleri haltı yemekten korkar suçu işlemeyi düşünen "bazı" kişiler. Ama siz gene ceza ne işe yarar derseniz o zaman ne derim bilmiyorum Yani sırf savunmak için söylediklerinizi sürekli sanki ceza hiçbir işe yaramazmış gibi bir tavır takınıyorsunuz. Bunu anlamakta zorlanıyorum.

Siz ne kadar versenizde daha fazlasını isteyecek, çalmak, öldürmek, tecavüz etmek isteyecek çıkacaktır. Geride kalanları korumak için ceza verip kapatmayalım mı bir süre? Yoksa buyur devam et mi diyelim? Lütfen suç işlemeyi sağlayacak sebepleri kaldırırsak demiyelim. Bu sebepler her yerden çıkacaktır.

Sevgili Cuma,

Gerçek parametreleri kabul etmiyorsun ki, biraz araştırsan yasal üretimin bu olayı nasıl etkilediğini/etkileyeceğini göreceksin.

Özetle ben cezayı "havuç" olarak görüyorum, bu sistemin kendini kurtarmak için icat ettiği bir "plasebo", kesinlikle yeterli değil.

Cumayagittimgelicem
10-12-2012, 20:49
Sevgili Cuma,

Gerçek parametreleri kabul etmiyorsun ki, biraz araştırsan yasal üretimin bu olayı nasıl etkilediğini/etkileyeceğini göreceksin.

Özetle ben cezayı "havuç" olarak görüyorum, bu sistemin kendini kurtarmak için icat ettiği bir "plasebo", kesinlikle yeterli değil.

Sevili Shawstein, zaten natgeo saolsun çok izlediğim için bu örneği verdim ve gerçekçi yaklaşırsak ne yaparsanız yapın (eroin,kokain, metamfetamin devlet tarafından dağıtılması harici, ki gene daha ucuza satacak olanlar çıkacaktır:) ) bu piyasayı öldüremezsiniz. Ha eğer hiçbirşeyi suç saymaz isek o zaman cezaya gerek kalmayacaktır.

Cezanın yeterli olmadığını inkar edemeyiz ama başlık altında, mesajlardan cezanın gereksiz olduğu gibi bir izlenime kapıldığım için bahsediyorum. Suçun her zaman olacağını düşünürsek cezanında olması gerektiği kaçınılmazdır. Gerçekten sistem öyle bir hal alabilir ki ceza ya gerek kalmaz, çünki suç işlenmez mi diyorsunuz? yoksa ceza gereklidir ama yanında sistemde kendini düzeltmelidir mi?

Hukuk sisteminden, hükümetlerden, hapishanelerden bahsetmemezin bu başlık ile çok ilgisi yok aslında. Konu daha fazla sapmadan cezanın işlevi, amacı, gerekliliğinden bahsetmek istiyorum başlık altında. Cezanın tehlikeli bir bireyi toplumdan, üzerinde düzeltme çalışma yapılması için uzak tutulması için uygulanması, suçlunun yaptıklarını ve sonuçlarını fark etmesi için zaman tanıması, mağdur (ister 1. kiş iister yakınları, isterse toplumsal huzur için diyin) için teselli sağlıyor olabilmesi, kendi çapında suçun cezasız kalmayacağını gösterip, işlenmesine engel olabilme ihtimali size cezanın işlevleri açısından gerçekçi gelmiyor mu?

Shawstein
11-12-2012, 00:36
Suç işlenmez mi diyorsunuz? yoksa ceza gereklidir ama yanında sistemde kendini düzeltmelidir mi?

Sevgili Cuma,

"ceza" nedir? ben bugün bilinen ve uygulanan "ceza" dan bahsediyorum, kelime anlamını değil başlıktaki işlevselliği değerlendiriyorum, bkz:ilk mesajım (http://www.turandursun.com/forumlar/showpost.php?p=469413&postcount=9)

Uzaklara gitmeye gerek yok, ülkemizde sıkça yaşanan olaylardır; bir erkek (adam demiyorum) kadına şiddet uygular, kadın şikayetçi olursa hapse girer. Birkaç ay sonra çıkar, suçlu şahıs kadına daha da öfkelenir ya bıçaklar ya hastanelik eder ya da öldürür.

Şimdi, bu yaratığa ceza mı verdiniz, daha büyük bir suça zemin mi hazırladınız?

Sorun nedir diye sormak gerekmiyor mu?
- Kişinin akli dengesi yerinde olmayabilir (deli olması gerekmez, nedeni yemek hazırlamadı vb. olması yeterli)
- Kadının akli dengesi yerinde olmayabilir
- Evlilikte sorun olabilir ve kadın kendisini çaresiz görüp ya da korkup ayrılmıyor olabilir
- Kişi bu kadına saplantılı olabilir (en güncel örnek)

Detaylı olarak incelemek gerekmiyor mu? sorun ne ise onu çözmek doğru değil mi?

Son olarak Van'da görev yapan bir bayan öğretmen, saplantılı bir erkek tarafından öldürüldü, oysa kadın şikayetçi olmuştu ancak "ceza" için suç işlenmiş olması gerekir ya işte bir şey yapılmadı.

Gencecik bir bayan öldü, saplantılı hasta adam şimdi hapse gönderilecek.

Hadi gidip ailesine "yaptığı yanına kalmayacak, ceza alacak, bu ceza caydırıcıydı ancak yemedi, neyse ki bir daha yapmayacak" diyelim.

Cumayagittimgelicem
11-12-2012, 00:50
Sevgili Cuma,

"ceza" nedir? ben bugün bilinen ve uygulanan "ceza" dan bahsediyorum, kelime anlamını değil başlıktaki işlevselliği değerlendiriyorum, bkz:ilk mesajım (http://www.turandursun.com/forumlar/showpost.php?p=469413&postcount=9)

Uzaklara gitmeye gerek yok, ülkemizde sıkça yaşanan olaylardır; bir erkek (adam demiyorum) kadına şiddet uygular, kadın şikayetçi olursa hapse girer. Birkaç ay sonra çıkar, suçlu şahıs kadına daha da öfkelenir ya bıçaklar ya hastanelik eder ya da öldürür.

Şimdi, bu yaratığa ceza mı verdiniz, daha büyük bir suça zemin mi hazırladınız?

Sorun nedir diye sormak gerekmiyor mu?
- Kişinin akli dengesi yerinde olmayabilir (deli olması gerekmez, nedeni yemek hazırlamadı vb. olması yeterli)
- Kadının akli dengesi yerinde olmayabilir
- Evlilikte sorun olabilir ve kadın kendisini çaresiz görüp ya da korkup ayrılmıyor olabilir
- Kişi bu kadına saplantılı olabilir (en güncel örnek)

Detaylı olarak incelemek gerekmiyor mu? sorun ne ise onu çözmek doğru değil mi?

Son olarak Van'da görev yapan bir bayan öğretmen, saplantılı bir erkek tarafından öldürüldü, oysa kadın şikayetçi olmuştu ancak "ceza" için suç işlenmiş olması gerekir ya işte bir şey yapılmadı.

Gencecik bir bayan öldü, saplantılı hasta adam şimdi hapse gönderilecek.

Hadi gidip ailesine "yaptığı yanına kalmayacak, ceza alacak, bu ceza caydırıcıydı ancak yemedi, neyse ki bir daha yapmayacak" diyelim.

Sevgili shastein hukuk ve ceza sistemimizin göreli olarak işlememesinden bahsediyoruz. Malesef öldürülen kadın öğretmenin korunması gerekiyordu. Aslında suçu işlemeye teşebbüs edene ceza verilir. Ama hukuk sistemimiz daha doğrusu hakimlerimiz pek bu işi beceremediği için doğru olarak çalışmıyor. Ne adam için bir işlem nede kadın için bir koruma alabiliyorsunuz çoğu durumda. Kafa yapısı değişmeden zor.

Cezanın işlevi yani fonksiyonu görevi nedir. Benim bahsettiğim cezanın diğer ıslah çalışmaları ile birlikte yürümesi gerektiğidir. Sadece suçlu için değil geri kalanların hem mağduriyeti hemde güvenliği açısından. Suçu işleyen insan çoğu zaman gözünü karartıp ne olursa olsun bu fiili gerçekleştiriyor. Ceza ise gözünü karartmayanlar, anlık karar verip suç işlemeyenlerin önünde bir engelleyici güç olabilir diğer sağladıkları yanında.

Shawstein
11-12-2012, 01:10
Kafa yapısı değişmeden zor.

Ceza ise gözünü karartmayanlar, anlık karar verip suç işlemeyenlerin önünde bir engelleyici güç olabilir diğer sağladıkları yanında.

Kafa yapısının değişmesine hiç gerek yok, sen kuralları koyarsın kafa yapısı ona göre değişir;
- Roma imparatorluğunda gladyatör oyunları vardı, halk mı istedi?
- Şimdi futbol var halk mı istedi? öyleyse ABD'de neden yok?

Kanun varsa uygulanmak zorundadır, uygulanmazsa dava açıp hesap sorabilirsin, bence kanun yok, kadın şikayetçi olduğunda kişi psikolojik açıdan incelenmeliydi, gözlem altına alınmalıydı.

Medya ne kadar doğru söylüyor bilmiyorum ancak, savcı "sende bu tür insanlarla muhatap olmasaydın" deyip göndermiş.

Zaten kadın Van'dan yanlış hatırlamıyorsam Konya'ya gelmiş.

Pek çok önlem alınabilir; gerekirse tüm topluma ceza keseceksin; örneğin ceza olarak TV yayınlarını keseceksin, psikolojik içerikli programlar yayımlayacaksın, bakalım o zaman toplum kadına yönelik şiddete bu kadar duyarsız kalabilecek mi? sorunun ciddiyetinin farkına varıp çözüm arama yoluna gidecek mi?

Hiçbir şey denemeden bilemezsin, benim eleştirdiğim bu aslında, suçu önleyici hiç bir girişim yok.

Cumayagittimgelicem
11-12-2012, 02:30
Sevgili shawstein hukuk ve ceza sistemimizin işlememesinden bahsediyoruz. Malesef öldürülen kadın öğretmenin korunması gerekiyordu. Aslında suçu işlemeye teşebbüs edene ceza verilir. Ama hukuk sistemimiz daha doğrusu hakimlerimiz istediği gibi sorumluluk almadan karar verebildiği için doğru olarak çalışmıyor. Ne adam için bir işlem nede kadın için bir koruma alabiliyorsunuz çoğu durumda. Kafa yapısı değişmeden zor.

"Hadi gidip ailesine "yaptığı yanına kalmayacak, ceza alacak, bu ceza caydırıcıydı ancak yemedi, neyse ki bir daha yapmayacak" diyelim."

Burada gene cezanın caydırıcılığı yokmuş ve işe yaramazmış gibi bir söz çıkıyor. Burada bir yanlış var ama bu yanlış cezanın işlevi değil cezanın işlevlerinin hukuk sistemi ve hükümetler tarafından nasıl kullanıldığı ile ilgili. Gözü dönen birisi veya ruhsal sağlığı (deli olmasına gerek yok, rahatlıkla öldüren biriside olabilir) yerinde olmayan birisi için ceza caydırıcı olmayabilir. Ama bu sefer cezanın diğer fonksiyonları ortaya çıkar. Suçu işleyeni içeri atarsınız başkasına zarar vermesini engellersiniz. Mağdurun yakınlarına bir nebze olsun suçlunun cezalandırıldığını gösterip rahatlama verebilirsiniz. Ülkemde bazı zamanlar kusurlu hukuk sistemimiz adaletli cezalar veremiyor olabilir ama gene de hiç verilmeyen cezadan iyidir birçok durumda. Eğer ki ceza ortadan kalktığında bu suçun işlenme sayısı çok daha fazla artacak ise ceza bir nevi caydırıcı olacaktır. Ceza sistemimiz daha iyi işlese idi daha da caydırıcı olabilirdi.

Kadına şiddet ugulayıp veya başka bir suçtan içeri girip bir süre çıkan erkeğe keşke içerde geçirdiği zamanda yaptıklarının ne kadar aşşağılık hareketler olduğunu anlatabilecek bir sistemimiz olsa hapishanelerin içinde. Bazı ülkelerde var bu. Tabi önce cezayı kesiyoruz sonra eğitmeye çalışıyoruz. Bizim gibi gibi ülkerlerde içeri girip aklı başına gelende olabilir ama önemli olan bu sayıyı arttırabilmek elbette. E içeri girip çıkan için dışarda suç hayatından başka hayat ihtimal düşük ise içerde geçirdiği vakitte boşa geçebilir. Eğer bütün suçları olasıkları nasıl düzeltileceğini tartışırsak bu konu bitmez. Asıl cezanın işlevine dönelim.

Cezanın işlevi yani fonksiyonu görevi nedir. Benim bahsetmek istediğim cezanın diğer ıslah çalışmaları ile birlikte yürümesi gerektiğidir. Sadece suçlu için değil geri kalanların hem mağduriyeti hemde güvenliği açısından. Suçu işleyen insan çoğu zaman gözünü karartıp ne olursa olsun bu fiili gerçekleştiriyor. Diğer özelliklerinin yanında ceza ise gözünü karartmayanlar, anlık karar verip suç işlemeyenlerin önünde bir engelleyici güç olarak görülebilir.

Cumayagittimgelicem
11-12-2012, 02:41
Kafa yapısının değişmesine hiç gerek yok, sen kuralları koyarsın kafa yapısı ona göre değişir;
- Roma imparatorluğunda gladyatör oyunları vardı, halk mı istedi?
- Şimdi futbol var halk mı istedi? öyleyse ABD'de neden yok?

Kanun varsa uygulanmak zorundadır, uygulanmazsa dava açıp hesap sorabilirsin, bence kanun yok, kadın şikayetçi olduğunda kişi psikolojik açıdan incelenmeliydi, gözlem altına alınmalıydı.

Medya ne kadar doğru söylüyor bilmiyorum ancak, savcı "sende bu tür insanlarla muhatap olmasaydın" deyip göndermiş.

Zaten kadın Van'dan yanlış hatırlamıyorsam Konya'ya gelmiş.

Pek çok önlem alınabilir; gerekirse tüm topluma ceza keseceksin; örneğin ceza olarak TV yayınlarını keseceksin, psikolojik içerikli programlar yayımlayacaksın, bakalım o zaman toplum kadına yönelik şiddete bu kadar duyarsız kalabilecek mi? sorunun ciddiyetinin farkına varıp çözüm arama yoluna gidecek mi?

Hiçbir şey denemeden bilemezsin, benim eleştirdiğim bu aslında, suçu önleyici hiç bir girişim yok.

Malesef ülkemizdeki hukuk sistemimiz ile biraz içli dışlı olanlar hakimlerin ne kadar söz sahibi olduğunu fark ediyor. Bunu değiştirmeleri lazım ama şu anda 2023 e göre ayarlarsam takvimimi hiç öyle olacak gibi durmuyor.

Türk ceza kanununu yazanda bir grup insan evladı. Yani kafa yapısını değiştirmeden daha etkin yeni kanunları ve cezaları nasıl oluşturabiliriz?

Ben konudan fazla sapmadan cezalandırma ve işlevselliğinin işe yaramaz olmadığını belirtmek istediğimden bahsediyor ve iyi geceler diliyorum.

mücerred
11-12-2012, 19:23
Peki ya "ceza"? ne işe yaramıştır? .
Cezanın işlevi sadece suçu önlemek degil.
Ceza aynı zamanda toplumsal barışı saglar.

Aksi taktirde yapılan bir yanlışa gücü yeten cezayı kendi kesmek ister.
Suçun önlenmesinde cezanın çok önemli bir işlevi oldugunu düşünüyorum.
Cezanın ise tek başına yeterli olmadıgını ise hepimiz biliyoruz.
Gücü elinde bulunduran iktidar cezayı kendisi vermektedir.

İnsanlar zengin olmak için fırsat kolluyor.
Devlet için meşru sayılan hırsızlıklar vardır çok paralar kazanabilirsiniz.
Meşru olmayan hırsıklarda ise cezaevine gitme ihtimali vardır.
Kimileri bunu göze alır kimileri bunu göze almaz.

Ben cezayı göze almadıgım için hırsızlık yapmıyorum.Başkası göze alıyor hırsızlık yapıyor.
Demek ki ce za bazıları için işlevi var bazılarında işlevi yoktur.
Bazı şeyler vardırki hiçbir ceza sizin onu yapmanıza engel olamaz.

sandox
21-12-2012, 15:34
Dostlar,

Cezalandırma bence iki farklı sonuca varmak için seçilmiş bir yöntemin adıdır;

a) Yapılan yanlışın yinelenmesini önlemek.

b) Kısas uygulayarak yanlış yapana yanlış yapmak.

Bunların dışında, başkaca bir neden göremiyorum.

(a) düşüncesi acaba yapılan yanlışı önleyebilir mi? Bence önleyemez.
Önlemiş olsaydı, hapisaneye düşen mahkumlar aynı suçu bir daha işlemeyeceklerdi.

(b) Kısas bence bir intikam düşüncesinden başka da bir şeye hizmet etmez.
O size yanlış yaptıysa, siz de ona yaparsınız intikamını almış olursunuz.

Pekiyi, esas yapılmasını istemediğimiz olguyu önlemek için yapılması gereken nedir? Bence, SEVECENLİK göstermekle ve yapılan yanlışın, yapan tarafından farkına varılmasını sağlamakla, bu konu çözüme ulaşabilir.

Bunun haricindeki uygulamalar ister cezalar, isterse kısas olsun, zaten bizim burada daima eleştirdiğimiz hususlardır.

İntikam hissiyle, gözü kararmış bir tanrı gibi olmak istemiyorsak eğer, ona benzemememiz gerekmez mi?

Sevecenlikle,


insanların hatalarını yüzlerine söylemezseniz, zamanla yaptıkları hataları hüner zannederler. Mark twain

Evet şiddet kesinlikle yanlış bir yaklaşım şeklidir ve şiddet sonrası iş inat boyutunu alabiliyor, her insan hata yapabilir ama yaptığı hatalardan ders alabilmesini öğretmek ve yaptığı hataları rencide etmek yerine hatayı düzeltmek istediğinizi hissettirerek yapmak ceza vermek yerine gerçek bir çözüme varır.

4DUVAR
21-12-2012, 17:53
"(a) düşüncesi acaba yapılan yanlışı önleyebilir mi? Bence önleyemez.
Önlemiş olsaydı, hapisaneye düşen mahkumlar aynı suçu bir daha işlemeyeceklerdi."

Az veya çok cezaların caydırıcılığı vardır. Tekrarların olması bazı kişiler veya bazı suçlar için sadece caydırıcılığın yeterli olmadığını düşündürüyor. Bu kişilerin ilaveten tedavi edilmeleri de (psikolojik olarak) gerekiyor olabilir.