PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Dinlerin Şeytan Komplosu Olma İhtimali


Kozmik Perspektif
24-05-2013, 19:14
Evrenin Süper Gücü ve Ezeli Ateist olan Şeytan aslında kozmik bir şakacıydı. Ancak ne var ki espri anlayışı kötü.

Şeytan insanları ateist olarak dünyaya getirmesine rağmen birçoğuna dini dikte ettirmek için sinsi bir plan yaptı. İnsanoğlunun imajinasyon, rüya ve halüsinasyon gibi beyinsel aksiyonlarını ve yaşamı anlamlandırma içgüdüsünü sömürerek onları cadılara, cinlere ve ruhlara inandırdı. İnsanoğluna mütevazi olması gerektiğini öğütlemesine rağmen "Her şeyin insan için yaratıldığı" şeklindeki antroposantrik sanrıya inanmamızı istedi. Irkçılığı lanetleyen sözler söylemesine rağmen müminleri üstün, kafirleri aşağı görmemizi istedi. İnsanlığı yüzyıllarca Musa, İsa ve Muhammed gibi efsanevi karakterlerle aldattı. Dolayısıyla dinsel kurumlar ironiler, paradokslar ve aykırılıklar ile harmanlanmış birer Şeytan organizasyonuydu. Fakat O bu açığı "Hikmet-i İlahiye, Koşulsuz Teslimiyet, İmtihan Sırrı ve İlahî Sırlar" edebiyatıyla ustalıkla kamufle etmiştir. Dolayısıyla onun doktrini şüpheci olmayan insanları kafeslemek için ideal bir düzenektir.

Şeytan kanıtlanamaz iddialarda bulunduğu için sınav argümanını kullandı. İnsanların sınavda olduğunu bu yüzden iddialarını kesin olarak kanıtlamasının caiz olmayacağını söyledi. Bilimsel gelişmelerin temeli olan şüpheciliği ise "Şeytan Vesvesesi" olarak etiketledi. Böylece kendisine tabi olanların aklını zincirledi. Bu durum kölelikten daha kötü. Zira köleler boyunlarındaki zincirlerin farkındadır. Ancak ruhunu Şeytan'a (yani Allah'a, Yahve'ye, İsa'ya vs.) satanlar bunun farkında olamazlar ve kendilerini inançları nedeniyle diğerlerinden üstün görürler. Kendinden olmayanlara, bilhassa özgür düşünürlere kurtarılması gereken zavallılar olarak bakarlar. Şeytan "Kuran" ismini verdiği kitabında içkiyi yasaklamıştır ama onun yerine insanlığa içmeden sarhoş olmanın etkili bir yolunu armağan etmiştir.

Şeytan kurduğu sistemde bir yandan insanlara aklını kullanmasını tavsiye ederken diğer yandan öne sürdüğü kanıtsız iddialara körlemesine inanılmasını bekliyordu. Aksi takdirde insanları cehennemde ızgara köfte yapmakla tehdit ediyordu. Ergenlik sonrası dönemde insanların kolay kolay dine inanmayacaklarını bildiği için dindarlara körpe beyinlerin ırzına geçmelerini telkin etti. Gönderdiği öğretiler dinî ironilerin ve çelişkilerin güçlü bir karışımı idi. Apaçık/net anlamlar içerdiğine özellikle vurgu yapmasına rağmen kitabını her okuyan inanırın farklı yorumlayabileceği bir dille yazdı. Hadis denilen dedikodu külliyatını da dine ekleyerek işi daha da karmaşıklaştırdı. Böylece en basit konularda bile anlaşamayan dinî gruplar türedi. Sonuçta din pekçok insanın hayatının mahvolmasına neden olan bir terör aygıtına dönüştü.

Nasıl fantezi ama? :)

Şimdi inançlılara soruyorum: Eğer somut veriler yerine metafizik iddialara göre akıl yürüteceksek böyle bir senaryo neden gerçek olmasın? Şeytan insanlara kötü bir şaka yapmak için değişik çağlarda değişik dinleri insanlara kakalıyor ve sonra da bacak bacak üstüne atıp eserini seyrediyor olamaz mı? Belki de şimdi bize kıskıs gülüyordur dinleri tanrısal sanıp ciddiye aldığımız için. :)

MadScientist
24-05-2013, 20:52
Ateistforumda böyle bir başlık vardı sizin konunuzdu sanırsam.

Kozmik Perspektif
24-05-2013, 21:29
Evet dostum, bana ait. ;)

ALKA
24-05-2013, 23:13
Suçu üstüne atabilecek bir şeytan veya Tanrı olsaydı.. ama yoklar.. ne çıkıyorsa yine insanların kafasından çıkıyor.. Ah ne yapmalı şu beyni :)

Bayrak
24-05-2013, 23:32
Dinler insan zihninin ürünüdür.

Şeytan, cin, melek, allah, zeus, ahura mazda, amon-ra, yahova, vb.. varlıklar da hayalidir ve insan zihninin ürünüdür.

Kozmik Perspektif
25-05-2013, 01:03
Elbette insan ürünüdür. Bu yazıdaki amaç dinî retoriklerde geçen sanal varlıkları kullanarak farklı mental akrobasiler yapmanın mümkün olduğunu anlatmak. Yani sonuçta hepsi kanıttan yoksun fantastik kurgulardan ibaret.

VraeL
25-05-2013, 12:50
Farklı bir fantazi öne süreyim bende.
şeytan, yehova (allah), azazel, astaroth, baal, cebrail, mikai ve diğerleri... Bunların hepsi aslında bir ırk. Maddeye daha az bağımlı, enerjisel yaşam formları olsun diyelim. Nasıl bizim ırkımızın ismi "İnsan" ise, bu varlıkların ki de "Dingir (tengri, tanrı)" olsun.

Bunların içinden Yehova(allah) isimli bir Dingir, kendisinin tek tanrı olduğunu iddia edip diğerlerine karşı bir taraf-cephe-kutup oluşturmuş olsun diyelim. Bir takım evren-yaşam üzerine felsefi görüşleri sunup, çevresinde ki diğer dingirleri (cebrail, mikail, israfil, azrail) kendi etrafında topladığını ve kendini lider ilan ettiğini varsayalım. Allah'ın liderliğini yaptığı bu cephenin, sömürü ve korsanlık üzerine kurulu olduğunu, kendilerinden daha alt seviyedeki ırkları, mesela insanlık, (dinler ve kutsal kitaplar ile) zihinsel olarak geride tutup cahil bırakarak onların vücut enerjilerini sömürdüğünü ve enerjisel formda güçlendiklerini düşünelim.

Tüm bu yaşananlar karşısında Say-tan (şeytan) isimli bir dingirin-tanrının tersi düşüncede olduğunu, ister insan ister dingir olsun her varlığını bireylsel olarak yükselmesi gerektiğini savunduğunu, bilimden, aydınlanmadan, ilerlemeden, hazdan ve zevkten yana olduğunu düşünelim. Say-tan'ın da kendi gibi düşünen benzer anlayıştaki dingileri (Azazel, Astaroth, Baal, Andromalius, Leviathan, Belial) kendi etrafında topladığını ve karşıt bir cephe oluşturduğunu varsayalım.

Böylece ortada sürekli savaş ve mücadele içinde olan, insanlık üzerinde sürekli hakimiyet kurmaya çalışan, biri insanlığı sömürmeye çalışırken diğeri onu içinde olduğu karanlıktan kurtarıp aydınlatmaya ve ilerletmeye çalışan 2 ayrı cephe-kutup oluşmuş olur.

Zamanında kimi uygarlıklar şeytanın tarafıyla iletişim kurmuş iken (sümerler, babiller, hindular, mayalar, inkalar, aztekler, eski mısırlılar), kimileri ise yehovanın tarafıyla iletişim kurmuş olsun (araplar, yahudiler).

neyse çok kafa karıştırmadan burada keseyim.
sonuç olarak başımıza ne geliyorsa hep bu dingiler yüzünden geliyor ahahahaha = D = P

Subat
25-05-2013, 13:34
Farklı bir fantazi öne süreyim bende.
şeytan, yehova (allah), azazel, astaroth, baal, cebrail, mikai ve diğerleri... Bunların hepsi aslında bir ırk. Maddeye daha az bağımlı, enerjisel yaşam formları olsun diyelim. Nasıl bizim ırkımızın ismi "İnsan" ise, bu varlıkların ki de "Dingir (tengri, tanrı)" olsun.

Bunların içinden Yehova(allah) isimli bir Dingir, kendisinin tek tanrı olduğunu iddia edip diğerlerine karşı bir taraf-cephe-kutup oluşturmuş olsun diyelim. Bir takım evren-yaşam üzerine felsefi görüşleri sunup, çevresinde ki diğer dingirleri (cebrail, mikail, israfil, azrail) kendi etrafında topladığını ve kendini lider ilan ettiğini varsayalım. Allah'ın liderliğini yaptığı bu cephenin, sömürü ve korsanlık üzerine kurulu olduğunu, kendilerinden daha alt seviyedeki ırkları, mesela insanlık, (dinler ve kutsal kitaplar ile) zihinsel olarak geride tutup cahil bırakarak onların vücut enerjilerini sömürdüğünü ve enerjisel formda güçlendiklerini düşünelim.

Tüm bu yaşananlar karşısında Say-tan (şeytan) isimli bir dingirin-tanrının tersi düşüncede olduğunu, ister insan ister dingir olsun her varlığını bireylsel olarak yükselmesi gerektiğini savunduğunu, bilimden, aydınlanmadan, ilerlemeden, hazdan ve zevkten yana olduğunu düşünelim. Say-tan'ın da kendi gibi düşünen benzer anlayıştaki dingileri (Azazel, Astaroth, Baal, Andromalius, Leviathan, Belial) kendi etrafında topladığını ve karşıt bir cephe oluşturduğunu varsayalım.

Böylece ortada sürekli savaş ve mücadele içinde olan, insanlık üzerinde sürekli hakimiyet kurmaya çalışan, biri insanlığı sömürmeye çalışırken diğeri onu içinde olduğu karanlıktan kurtarıp aydınlatmaya ve ilerletmeye çalışan 2 ayrı cephe-kutup oluşmuş olur.

Zamanında kimi uygarlıklar şeytanın tarafıyla iletişim kurmuş iken (sümerler, babiller, hindular, mayalar, inkalar, aztekler, eski mısırlılar), kimileri ise yehovanın tarafıyla iletişim kurmuş olsun (araplar, yahudiler).

neyse çok kafa karıştırmadan burada keseyim.
sonuç olarak başımıza ne geliyorsa hep bu dingiler yüzünden geliyor ahahahaha = D = P

Sonra iki sevimli insanımız olsun. Birinin adı sam olsun, diğerinin dean olsun. Bir de meleğimiz olsun castiel adında. Şuraya da mutlu bir kaç ağaç çizdik mi tamamdır :D

balyapan
25-05-2013, 19:33
Evrenin Süper Gücü ve Ezeli Ateist olan Şeytan aslında kozmik bir şakacıydı. Ancak ne var ki espri anlayışı kötü.

Şeytan insanları ateist olarak dünyaya getirmesine rağmen birçoğuna dini dikte ettirmek için sinsi bir plan yaptı. İnsanoğlunun imajinasyon, rüya ve halüsinasyon gibi beyinsel aksiyonlarını ve yaşamı anlamlandırma içgüdüsünü sömürerek onları cadılara, cinlere ve ruhlara inandırdı. İnsanoğluna mütevazi olması gerektiğini öğütlemesine rağmen "Her şeyin insan için yaratıldığı" şeklindeki antroposantrik sanrıya inanmamızı istedi. Irkçılığı lanetleyen sözler söylemesine rağmen müminleri üstün, kafirleri aşağı görmemizi istedi. İnsanlığı yüzyıllarca Musa, İsa ve Muhammed gibi efsanevi karakterlerle aldattı. Dolayısıyla dinsel kurumlar ironiler, paradokslar ve aykırılıklar ile harmanlanmış birer Şeytan organizasyonuydu. Fakat O bu açığı "Hikmet-i İlahiye, Koşulsuz Teslimiyet, İmtihan Sırrı ve İlahî Sırlar" edebiyatıyla ustalıkla kamufle etmiştir. Dolayısıyla onun doktrini şüpheci olmayan insanları kafeslemek için ideal bir düzenektir.

Şeytan kanıtlanamaz iddialarda bulunduğu için sınav argümanını kullandı. İnsanların sınavda olduğunu bu yüzden iddialarını kesin olarak kanıtlamasının caiz olmayacağını söyledi. Bilimsel gelişmelerin temeli olan şüpheciliği ise "Şeytan Vesvesesi" olarak etiketledi. Böylece kendisine tabi olanların aklını zincirledi. Bu durum kölelikten daha kötü. Zira köleler boyunlarındaki zincirlerin farkındadır. Ancak ruhunu Şeytan'a (yani Allah'a, Yahve'ye, İsa'ya vs.) satanlar bunun farkında olamazlar ve kendilerini inançları nedeniyle diğerlerinden üstün görürler. Kendinden olmayanlara, bilhassa özgür düşünürlere kurtarılması gereken zavallılar olarak bakarlar. Şeytan "Kuran" ismini verdiği kitabında içkiyi yasaklamıştır ama onun yerine insanlığa içmeden sarhoş olmanın etkili bir yolunu armağan etmiştir.

Şeytan kurduğu sistemde bir yandan insanlara aklını kullanmasını tavsiye ederken diğer yandan öne sürdüğü kanıtsız iddialara körlemesine inanılmasını bekliyordu. Aksi takdirde insanları cehennemde ızgara köfte yapmakla tehdit ediyordu. Ergenlik sonrası dönemde insanların kolay kolay dine inanmayacaklarını bildiği için dindarlara körpe beyinlerin ırzına geçmelerini telkin etti. Gönderdiği öğretiler dinî ironilerin ve çelişkilerin güçlü bir karışımı idi. Apaçık/net anlamlar içerdiğine özellikle vurgu yapmasına rağmen kitabını her okuyan inanırın farklı yorumlayabileceği bir dille yazdı. Hadis denilen dedikodu külliyatını da dine ekleyerek işi daha da karmaşıklaştırdı. Böylece en basit konularda bile anlaşamayan dinî gruplar türedi. Sonuçta din pekçok insanın hayatının mahvolmasına neden olan bir terör aygıtına dönüştü.

Nasıl fantezi ama? :)

Şimdi inançlılara soruyorum: Eğer somut veriler yerine metafizik iddialara göre akıl yürüteceksek böyle bir senaryo neden gerçek olmasın? Şeytan insanlara kötü bir şaka yapmak için değişik çağlarda değişik dinleri insanlara kakalıyor ve sonra da bacak bacak üstüne atıp eserini seyrediyor olamaz mı? Belki de şimdi bize kıskıs gülüyordur dinleri tanrısal sanıp ciddiye aldığımız için. :)

bence temelleri sağlam olmayan bir fantazi.
bahsettiğiniz konu şeytanın tanrılaştırılmış hali.
oysa şeytan kötülük sembolü.neden mütevaziliği istesin ki,tanrı olsa bile.
yani,insanlarla dalga geçen bir tanrı imajıyla şeytan neden mütevaziliği istesin.
hem bu tür düşünen bir tanrının kötü şakaları sonucu dünyada ve kainatta düzen kalmazdı ki...

Kozmik Perspektif
25-05-2013, 21:13
Bence fantezide mantıksızlık yok. Mütevaziliğin bir erdem sayıldığı insan aleminde direkt büyüklenmeyi ve küstahlığı emretmek tepki çeker ve plan kısa sürede akamete uğrardı. Ama bunu sinsice yaparsa kimse narsisist bireyler olduklarının farkına varmadan yaşayıp gider. Tevazu; egosu normal işleyen olgun insanlarda bulunan bir haslettir. Dinî önderler ise genelde aşırı tevazu gösterirler ki bu da onların gizli kibrine işarettir. Bu yüzden alçakgönüllülük bu tür müesseselerde büyüklenme arzusundaki insanların bir tarzı haline gelmiştir. Muhammed'i soracak olursan onda da tevazudan eser yoktu. Din; erdem ve ahlak adına ne varsa insan doğasından hırsızlayarak kendine mal eder. İnsanmerkezcilliği, dinsel üstünlüğü ve ebedi yaşam vaadini onlara aşılayarak aslında narsisistik bir düzen kurar. İnsan zaten kendisinde görmek istediği üstün vasıfları tanrıya yüklemiştir. Yani tanrı fikri bir anlamda insanın güçlenme arzusunun bir dışavurumudur. Tanrısallaşamayacağına inanan insanlar Tanrı'nın el üstünde tuttuğu bir kişi olarak Onun iktidarına iştirak etmek ister. Bu yüzden sürekli ona kölelik etmesi gerektiğine inanır. Tevazu da bu aşamanın adımlarından biri sadece.

İnsan başlangıçta Onu somut şeylerde aradı. Ancak maddenin içyüzünü öğrendikçe onu soyutladı. Şeytan'ın sistemine katılanlar kendilerini ayrıcalıklı hissederler. Hayvanlarla aynı kategoride yer almayı içlerine sindiremedikleri halde çamur soylu olmaya ve Ademoğullarının ensestle türediklerine inanıverdiler. Tanrıyı her gün anıp yüceltirler ama Onu kadının saç teliyle, bacak arasıyla uğraşacak ve peygamberinin nikah memurluğunu yapacak kadar basitleştirirler. Burada ince ve gizli bir alay seziyorum. Daha önce de dediğim gibi sistem çelişkiler ve ironiler üzerine bina edilmiştir. Zaten birçok din bugüne kadar geldiğine göre Şeytan oldukça kurnaz hareket etmiş. Ne dersin? :) :cool:

VraeL
25-05-2013, 21:42
Sonra iki sevimli insanımız olsun. Birinin adı sam olsun, diğerinin dean olsun. Bir de meleğimiz olsun castiel adında. Şuraya da mutlu bir kaç ağaç çizdik mi tamamdır :D

yahu azizim melekler zaten var, gabriel, mikail ne güne duruyor bahsettim hatta yazımda :D daha atlantise, mu kıtasına falan bağlayacağım fantazimi. :bounce:

balyapan
28-05-2013, 18:25
@cosmic,
şeytanı tanrılaştırma senaryosu tutmadı galiba ,ordan islama geçiş yaptınız.
bir çok cümleniz de kusura bakmayın ama öfke kokuyor.
'Tanrısallaşamayacağına inanan insanlar Tanrının el üstünde tuttuğu bir kişi olarak onun iktidarına iştirak etmek isterler' demişsiniz:)bu ne demek ya,merak ettim.
Tanrısallaşmak isteyen bir Peygamber veya bir alim ismi verinde bilelim bari:)
hangi cümlenizi düzelteyim bilmem ki...

Kozmik Perspektif
28-05-2013, 22:07
@cosmic,
şeytanı tanrılaştırma senaryosu tutmadı galiba ,ordan islama geçiş yaptınız.
bir çok cümleniz de kusura bakmayın ama öfke kokuyor.

Hayır, bilakis, İslam'dan yapıtığım örneklemeler tam da bu senaryo ile bağlantılıdır.

Cümlelerim neden size öfkeli geldi bilmiyorum, oysa gayet soğukkanlıydım. İnsanın tanrıyı yaratma sürecinde güç istencinin rolünü anlatmaya çalışıyorum.

Tanrısallaşamayacağına inanan insanlar Tanrının el üstünde tuttuğu bir kişi olarak onun iktidarına iştirak etmek isterler' demişsinizbu ne demek ya,merak ettim.

İnsanlığın bilinçaltındaki sonsuz güç talebinden bahsediyorum. İdealizm ve insanmerkezli evren anlayışları da bu eğilimin bir sonucudur.

Nietzsche konuyla ilgili şu tespitte bulunuyor:

"İnsandaki güçlü ve ulu olan herşey insanüstü ve dışsal olarak düşünüldü. İnsan kendini çok küçümsedi.Kendindeki iki yanı birbirinden ayrı iki alana böldü insan; Değersiz ve güçsüz yanı ile güçlü ve şaşırtıcı yanını.. İlkine insan dedi, ikincisine ise Tanrı!"

Bana göre insanın hiçliğe karışacağını itiraf edememesi onun türcü mentalitesine dayanıyor. Cennet inancı, yani ölümsüzlük, melekleşmek, zevkin ve mutluluğun dibine vurmak filan hep türcü anlayışın bir yansıması değil mi?*Üstelik Cennet'in bedeli oldukça onur kırıcıdır da. Dinin bir sürü saçma ve aşırı kurallarına uymak zorundasın. Kutsal kitaplardaki insanlık dışı ve yüz kızartıcı öğretilere inanmanız gerek. Ve Cennet vaadleri tamamen maddi hazlara hitap ediyor.

Oysa insan tanrısallaşmak için hiç de böyle şizofrenik dünya görüşlerini benimsemek zorunda değil. Tanrılaşmanın yolu dinî hezeyanlardan arınmak, kendi hayatının sorumluluğunu üzerine almak, kendi geminin kaptanı olmak, kısacası "birey" olmaktan geçer.

Kozmik Perspektif
24-12-2013, 15:06
Dinler esrarengiz bir medeniyetin insanlığa attığı kazık da olabilir.

http://i.imgur.com/ozTvpzA.jpg

RainFall
24-12-2013, 20:51
Dinler doğal seçilim tetikleyicisidir.
Müslümanlar zeka özürlü bir çocuğun doğma ihtimali daha fazla ateist ailelerde daha az olabilir.Çünkü dindar olduğu için.

Natan
09-01-2014, 04:06
Dinler esrarengiz bir medeniyetin insanlığa attığı kazık da olabilir.

http://i.imgur.com/ozTvpzA.jpg

Bence uzaylıların dinleri kurduklarından çok, yaşamın başlangıcına müdahale ve tetikleyicisi olması iddiası daha akla yakın görünüyor. -Belki-

Engse Hohol
17-12-2017, 13:08
✔ (http://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-42352200) Papa'dan şeytan açıklaması; Şeytan kötülüktür. Milano'daki sis gibi değildir. Yayılan bir şey değildir, bir kişidir. Şeytan gerçek bir kişidir. Adı ve soyadı vardır. Şeytanın nazik davranarak, insanların aklına girdiğini söyleyerek, ne olup bittiğini vaktinde fark etmezseniz sonu kötü olur. Yeni nesiller, şeytanın bir mit, bir figür olduğuna, bir fikir olduğuna, kötülük fikri olduğuna inandırıldı. Ama şeytan vardır ve onunla mücadele etmeliyiz. Şeytan bir mit veya bir fikir veya bir sis değil, şeytan gerçek bir kişilik. Şeytan ile diyaloğa girilemez. Şeytan ile diyaloğa girerseniz kaybolursunuz. O bizden daha akıllıdır. Sizi altüst eder, başınızı döndürür ve kaybolursunuz. Bizi günaha yönlendiren şeytandır. (Papa Francesco (https://odatv.com/papadan-cok-tuhaf-seytan-cikisi-1412171200.html))

Gerçekte ise Şeytan ile Tanrı aynı kişinin farklı eylemleridir. Hinduizm'de Brahma, Şiva, Vişnu gibi tek tanrının üçlemesine benzerler islamda Şeytan, Allah ve Melekler. Şeytan ile Allah özellikle müttefik, bağlaşık kararları olan soyut, tek bir varlıktır. Haşr 16 ve Mücadele 10 ayetlerini hiç peşpeşe okudunuz mu? Sanırım Muhammed de hiç okumamış. Tüm kötülüklerin arkasında Allah - Şeytan ortaklığı vardır diyor ayetler çünkü. Veya Allah, Şeytan'ın tâ kendisidir.

https://1.bp.blogspot.com/-TIrt7MS2YgI/WJR4RNa-36I/AAAAAAAAKRU/JZ_eq0PjXHgVghCTRQjB4oOgqJM8VjzNQCLcB/s1600/syt1.jpg

Tanrı ve Şeytan, birebir aynıdır demiş Andre Gide; Bu dünyada Tanrı'nın daima sessiz kaldığını fark ettiniz mi? Az konuşan ama öz konuşan her zaman Şeytan'dır. Şeytan'ın sesi Tanrı'nın sesini hep boğar. Tanrı ve Şeytan birebir aynıdır. Tanrı bizimle, kedinin fareyle oynadığı gibi oynar. Daha sonra da ona minnettar kalmamızı ister. Acımasızlık. Ta en baştan bu yana Tanrı'ya atfedilecek tek özellik budur. Tanrı, Şeytan'ın kendisidir en başından beri.

https://4.bp.blogspot.com/-U8DykiZvxOA/WJVJ8mLp33I/AAAAAAAAKR4/hrtRbf0q1CcLsxpx0HrUP0O5imY6HO9QACLcB/s1600/pu23.jpg

Referandumda Evet diyenler Melek, Hayır diyenler Şeytan biçimiyle çizilmiş misvak dergisi tarafından. Misvak dergisinin bütçesi, açıkca AKP tarafından fonlandığını biliyoruz biz. Allah'ın Cennet'den kovdum dediği Şeytan'ı tekrar Cennete nasıl soktuğunu, Allah'ın Cennet'den kovdum dediği Şeytan'ı tekrar içeri alıp Cennette meyvayı nasıl yedirdiğini de biliyoruz. Şeytan, kendine veliler edinen insanlardan daha erdemli fakat gerçekte olmayan soyut ve kurgu bir karakterdir.

Shutur Nahundi
17-12-2017, 14:08
Ninova'da yaşayan Ezidiler, islamdaki Şeytan'ın, aşağılık ve sapkın bir varlık olarak gösterilmesinin aksine, Şeytan'ı asil olarak nitelendirirler ve saygı ile anarlar. Adem'e secde etmeyerek Şeytan'ın sınavı geçtiğine inanırlar. Sınav asil olmanın ispatı niteliğinde bir sınavdı ve Şeytan, Adem'e secde etmeyerek bu sınavı geçmiştir. Şeytan, Adem'e secde etseydi, Tanrı Azda nazarında o zaman, asil yaratılan Şeytan, kendinden daha az asil birine secde ettiği için suçlu olacaktı. Çünkü Tanrı Azda Şeytan'ı birinci derece asil, Adem'i ikinci derece asil yarattı. Şeytan'ın Adem'e secde etmesi, Azda'nın yaratma liyakatinin çiğnenmesi demek olacaktı ama Şeytan aldanmayarak sınavı geçtiği için Tanrı Azda, ödül olarak dünya hayatını başlatmıştır. İnsanın dünya hayatına kavuşması, sınavı geçen Şeytan sayesinde kazanılmış bir ödüldür. İslam bunun tersini söyler ama. Yani şeytan, adem'e secde etmediği için insanlık cezalandırılmıştır ve ceza olarak Tanrı Allah, dünya hayatını başlatmıştır der. Yorumsuz perspektif üzerinden bakacak olursak, Ezidi inancındaki şeytan tasviri, daha mantıklı geliyor bana.

Felâsife
17-12-2017, 14:34
Ninova'da yaşayan Ezidiler, islamdaki Şeytan'ın, aşağılık ve sapkın bir varlık olarak gösterilmesinin aksine, Şeytan'ı asil olarak nitelendirirler ve saygı ile anarlar. Adem'e secde etmeyerek Şeytan'ın sınavı geçtiğine inanırlar. Sınav asil olmanın ispatı niteliğinde bir sınavdı ve Şeytan, Adem'e secde etmeyerek bu sınavı geçmiştir. Şeytan, Adem'e secde etseydi, Tanrı Azda nazarında o zaman, asil yaratılan Şeytan, kendinden daha az asil birine secde ettiği için suçlu olacaktı. Çünkü Tanrı Azda Şeytan'ı birinci derece asil, Adem'i ikinci derece asil yarattı. Şeytan'ın Adem'e secde etmesi, Azda'nın yaratma liyakatinin çiğnenmesi demek olacaktı ama Şeytan aldanmayarak sınavı geçtiği için Tanrı Azda, ödül olarak dünya hayatını başlatmıştır. İnsanın dünya hayatına kavuşması, sınavı geçen Şeytan sayesinde kazanılmış bir ödüldür. İslam bunun tersini söyler ama. Yani şeytan, adem'e secde etmediği için insanlık cezalandırılmıştır ve ceza olarak Tanrı Allah, dünya hayatını başlatmıştır der. Yorumsuz perspektif üzerinden bakacak olursak, Ezidi inancındaki şeytan tasviri, daha mantıklı geliyor bana.

Çok teşekkürler sevgili Shutur Nahundi, ben bilmiyordum Ezidilerin düşüncelerini.
Aynen bu bir ödüldür. Şeytan açısından da bir ödüldür, hiç kopmayacak bir kıyamete kadar müsaade almak, sonsuz bir müsaade demektir.
Yani sınavı geçtin demektir.

Tabi Tanrısallık bu hikayenin örtülmesini de gerektiriyordu bir yandan, kimseler anlamasın bilmesin meselesi mesele.
Neden denirsede şurada (http://turandursun.com/forumlar/showpost.php?p=615765&postcount=31) bahsettiğim, Bilerek iman/inkar 'a gelir mesele.
Tanrısallık bile bile kendi inkarını kaldırmaz, bilmeden olursa onda sıkıntı yoktur.

Birinci ve ikinci derece asillik kısmına pek katılamayacağım, neticede üçüncü dereceden de olsa, benzeri bir şey olacaktı, olması gerekliydi.

Sevgiler