Orijinalini görmek için tıklayınız : İnsan özgür müdür ?
knowledgetowisdom
20-04-2014, 23:08
Yoksa nehirde akıp giden bir tahta parçası gibi midir?
Şüpheci Dinsiz
21-04-2014, 03:36
Sevgili knowledgetowisdom,
Özgürlük, kişinin yaşamı, maddeyi, kavramları algıladığı ölçüde değerlendirebileceği bir olgudur. Bu sebeple kişiye göre tanımı değişecektir.
Karamsar bir bakışla kendi değerlendirmelerim şunlardır:
Biyolojik bir bedende yaşayan bir varlık olarak;
- Bedenimin ihtiyaçlarını karşılamak için başka canlıların (bitki, hayvan ayırt etmiyorum) yaşamına son vermek, onları sömürmek 'özgürlük' olarak nitelendirilemez.
- Tıpkı her yaşam formu gibi, bedenimin kısıtlamaları sebebiyle yapabileceklerim sınırlı. Böyle bir yaşam şekli 'özgürlük' olarak nitelendirilemez.
- Güçlü olanın hayatta kaldığı, zayıf olanın öldürüldüğü, sömürüldüğü, esir edildiği bir yaşam sisteminde yaşıyor olmak 'özgürlük' olarak nitelendirilemez.
- Madde yasalarıyla sınırlanmış, maddenin çoğu halinden, etkisinden zarar gören bir yaşam formu olmak 'özgürlük' olarak nitelendirilemez.
- Düşünmenin, muhakeme etmenin ayrıcalığına sahip bir bedende yaşayıp, tüm olanı biteni anlayıp, tüm olana bitene katlanmak zorunda olmak, görmezden gelmek zorunda olmak 'özgürlük' olarak nitelendirilemez.
İşin sosyolojik yönü daha derindir ve daha aldatıcıdır.
Kimi hukuk, adalet, eşitlik için mücadele eder, bu uğurda canını verir, kimi kişisel/feodal çıkarları için boyun eğdirir, sömürür, can alır. Zamanla tarafların mücadelesi sistematik kazanır, adına ekonomi denir, üretim denir, doktrin denir, siyaset denir, demokrasi denir, daha süslü şeyler de denir. Sözde mutabakatla, özde güçlü olanın hukuku, rejimi, sistemi kurulur, diğerleri güçlüye gönüllü veya gönülsüz şekilde hizmet eder. Güçlüden başlayan, sefilde sonlanan bir hiyerarşi içinde doğar, sahip olduğumuz seviyeden aşağı düşmemeye, yapabiliyorsak yükselmeye çalışırız. Hiyerarşide yükselmenin başkasını düşüreceğini hepimiz biliriz. Böyle bir yaşam şekli 'özgürlük' olarak nitelendirilemez.
Üstelik, bir 'cahiller, ilkeller' toplumunun parçası olma talihsizliğine uğradıysanız, ne hukuk vardır, ne adalet, ne eşitlik, ne de bunları arayanlar. Böyle bir yaşam şekli 'özgürlük' olarak nitelendirilemez.
Ben, düşünebilen biyolojik ve ego sahibi bir yaşam formu olduğumu, özgür olmadığımı biliyorum. Egolarımı yendikçe başka yaşamlara daha saygılı ve paylaşımcı oluyor, daha özgürlükçü düşünüyor, öyle yaşıyorum. Ne var ki, birlikte yaşadığım toplumun ağır cehaleti benim özgürlük algımı ve eylemlerimi çok fazla olumsuz etkiliyor.
"Doğada özgürlük var mı?" diye sorarsak, besin zincirinde nerede olduğunuza bağlı. Örneğin, aslan kaşına kaşına öğle uykusuna yatabilirken, aslanın avı olan hayvanlar sürekli tetikte olmak zorunda. Safariye çıkmış bir avcı varsa, bu sefer de aslan tetikte durmak zorunda. Gücü yeten yetene yani.
Sahip olduğu aklı, zekayı, egosunun emrine vermiş insandan daha tehlikeli bir hayvan yoktur. İnsan eğitim, empati, sevgi, saygı, hukuk, adalet, eşitlik içinde büyürse egosunu yenmesi kolaylaşır. Cahil toplumlarda eğitim, empati, sevgi, saygı, hukuk, adalet, eşitlik olmaz. Cahillik, toplumları çürüten, özgürlükleri tırpanlayan en önemli nedendir.
Hadi diyelim ki, biyolojik varlık olmanın zararlarına, kısıtlamalarına katlandık, ama insan göz göre göre kendi ırkının zararlarına, kısıtlamalarına katlanamıyor. İnsan ırkı olmak zaten bir 'lanet', diğer insanlara, diğer canlılara saygısız bir insan olmak ise, saygılı insanlara verilmiş ekstra lanet bana sorarsanız.
Sevgiler
prometheZEus
21-04-2014, 16:01
İnsan özgür değildir.Hepimiz bir şekilde,birilerinin kontrolü altında yaşıyor ve bize söylenileni yapıyoruz.Hayat karşısında çok az kişi,hayatın koyduğu kuralların dışında,kendi kurallarını yaratarak yaşıyor...Bunu basit bir kapitalizm eleştirisine çevirmeyeceğim.'Kapitalizm hepimizi köleleştirdi' gibi.Gerçekler insanın her yerde İNSAN olduğunu gösteriyor bize.Tarih bunu yazıyor,bizlere aktarıyor.Dünya da kapitalizmin olmadığı yani ezenin olmadığı bir sistem olarak sosyalist sistemi görüyoruz.İnsanın insanı sömürmediği,üzerinden geçinmediği bir sistem..Peki gerçekten öyle mi?
İnsan insanın kurdudur,ne kadar vahşi bir söz olsa da malesef doğru.Bakarmısın etrafına herkes birbirinin kuyusu kazmaya çalışıyor,ayağını kaydırmaya çalışıyor.Bunların hepsini keyfinden yapmıyor tabii,sonuçta 'çıkarları' bunun böyle olmasını istediği için böyle yapıyor.
Çıkar insanı insanlıktan çıkarıyor ve diğer insanların özgürlüğü pahasına karşısındaki insanı insanlıktan çıkarıyor.Karşısında ki insanı salt olarak yok edilmesi ve geçilmesi gereken bir yarış atı olarak değerlendiriyor.Çünkü insan özünde egoist bir hayvandır.Karşısında bir rakip olmasını onu geçecek birinin bulunmasını kabullenemiyor.
Tüm bunlar insanların ama her bir insanın bir güç kazanma ihtiyacı hissetmesine sebep oluyor.Gidin bakın,köyde yaşayan bir baba.Ne kadar munis bir görünüşü olsa dahi,hep daha fazla toprak,daha fazla çocuk,daha fazla kadın,ve daha fazla tarla arzuluyor.Yani güç arzuluyor.Bu en alt tabakadaki bir örnek bile olsa durum malesef böyledir.
Köylü bile böyle güç arzusunda,istencinde olursa,elin burjuvası ne yapsın:)o köylünün güç istencinden bin misli güç arzuluyor doğal olarak...
İnsanların karakterinde,bilincaltında hep bu vardır;birileri kölem olsun,güç bende olsun,diğerlerine hükmedeyim vb..Bu kadar güç ve iktidar arzusuna sahip birisi de tabi ki diğer insanları ezmeye çalışacak,onları kölesi yapmaya,üzerinde baskı oluşturmaya çalışacak, tek tek tüm insanlar bir diğerinin özgürlüğünü kısıtladığı için,hiçbir insan özgür değildir,olamayacaktır.
Suni özgürlükler ise ayrı bir konu.
RainFall
21-04-2014, 18:01
yaşam seni nereye götürüyorsa oraya gidebilirsin.
knowledgetowisdom
22-04-2014, 10:01
Özgürlük derken "insanın seçim yapabildiği" doğru mudur? Yoksa evrende her şey bir etki-tepki prensibinde determinist bir mantıkta mı yürümektedir?
Yeni dişleri çıkmakta olan bir bebeğin önüne bir cisim koyarsanız onu alır ağzına götürür. Çünkü dişleri kaşınıyordur. Bebeğin önüne o cismi koyarken bu hareketi yapacağından eminsinizdir. Burada bebek bilinçli tercihi ile , özgür iradesi ile o nesneyi aldı ağzına götürdü diyebilir miyiz?
Peki ya biz büyükler? Yaptığımız her hareket ya böyle bir belirlenmişliğin sonucu ise? ya bizler aslında hiç seçim yapmıyor isek?
Vefik Sami
22-04-2014, 11:06
Özgür olup-olmama husûsunu insanın zekâ ve yeteneklerine, içinde bulunulan şartlarla sınırlamak doğru olmayabilir. Bence özgürlük; bütün bu koşullarla birlikte, yine insan tarafından oluşturulan kişilik ile ilgilidir.
Vefik Sami
22-04-2014, 11:46
#6 no'lu mesajdaki ilk cümlem "Özgür olup-olmama husûsunu insanın zekâsı, yetenekleri ve içinde bulunulan şartlarla sınırlamak doğru olmayabilir." şeklinde olmalıydı. Cümle düşüklüğü; anlam kaymasına ve hattâ cümlenin bütünüyle anlamsızlaşmasına yol açmış.
Benim gibi avâm-ı âdiye'den, yazım özürlü üye olabileceği de hesâba katılarak, mesaj düzenleme için verilen 15 dk. sürenin 60 dk. ya çıkarılmasını arz ve talep ederim.
knowledgetowisdom
22-04-2014, 11:54
Özgür olup-olmama husûsunu insanın zekâ ve yeteneklerine, içinde bulunulan şartlarla sınırlamak doğru olmayabilir. Bence özgürlük; bütün bu koşullarla birlikte, yine insan tarafından oluşturulan kişilik ile ilgilidir.
İnsan bir kişilik oluşturabilir mi?
Vefik Sami
22-04-2014, 12:15
İnsan bir kişilik oluşturabilir mi?
Sizin "rivâyet" diyerek burun kıvrıp görmezden geldiğiniz alandan "ibert-i âlem"lik bir hikâye aktarayım.
Anlatılır ki; İbrahim ateşe atılırken sıcağın harâretinden tüm canlılar kaçışır olmuşlar. Fakat bir karınca, damla olarak dahi nitelenemeyecek ağzındaki 'su' ile ateşe doğru seğirtmekteymiş. Kaçanlardan bir grup karıncanın bu hâlina bakıp gülmüşler; "Senin cürmün ne... Ağzında taşıdığın suyun İbrahim'e ne faydası olacak ?" demişler.
Karınca; "Ben de bilirim ağzımdaki su ateşe zarar, İbrahim'e fayda vermez. Lâkin; safım belli olsun istedim"
Sanırım bu hikâye "kişilik"le ilgili temel ölçüyü ortaya koymakta.
knowledgetowisdom
22-04-2014, 14:48
Sizin "rivâyet" diyerek burun kıvrıp görmezden geldiğiniz alandan "ibert-i âlem"lik bir hikâye aktarayım.
Anlatılır ki; İbrahim ateşe atılırken sıcağın harâretinden tüm canlılar kaçışır olmuşlar. Fakat bir karınca, damla olarak dahi nitelenemeyecek ağzındaki 'su' ile ateşe doğru seğirtmekteymiş. Kaçanlardan bir grup karıncanın bu hâlina bakıp gülmüşler; "Senin cürmün ne... Ağzında taşıdığın suyun İbrahim'e ne faydası olacak ?" demişler.
Karınca; "Ben de bilirim ağzımdaki su ateşe zarar, İbrahim'e fayda vermez. Lâkin; safım belli olsun istedim"
Sanırım bu hikâye "kişilik"le ilgili temel ölçüyü ortaya koymakta.
"Hikayat" - mesel güzeldir insana fikir verir..
Fakat sorgulamamıza cevap olmamış bu.
mrdragon
22-04-2014, 18:47
Özgürlüğün sınırları olmayınca değerlendirmesi de zor oluyor.
Düşünce üzerine odaklanalım.
Doğduğumuz andan itibaren, sürekli çevremizdeki insanların bize aşılamaya çalıştığı bilgiler eşliğinde çekirdek inançlarımız ve davranışlarımız açığa çıkabiliyor. Toplumsal baskıların altında, okulda aldığımız eğitimlerin etkisi ile uzun süre durmadan, düşsel baskı altında özgür düşüncelerimize müdahale ediyorlar.
Belki, belli bir zaman diliminden sonra, daha öznel fikirler üretip, kendimize has bir yol sergileyebiliyoruz ama, genel olarak çevremizdeki bilgilere inanmak ve kabullenmek üzerinden hayat buluyoruz.
Salt zeka ve düşünce sistematiği altında özgürlüğü tanımlayamayız elbette
Daha özgür düşünce üretebilmek adına, karakterimize, belli dozajda çocukluğumuzdan beri yüklenmeye çalışan tabulardan kurtulacak kadar sistematik düşünebilme seviyesine ulaşmadıkça, aslında birer taklit olmaktan öteye geçemeyeceğimizi düşünüyorum.
Bu işe tüm adımların önceden belirlenmiş evrensel kanunların içinde yerini almış yazılımsal veriler olması üzerinden bakmanın sadece bir zan olmaktan öteye şu aşamadaki bilgiler eşliğinde geçemeyeceğini düşünüyorum. Bu nedenle farazi bilgiler üzerinden çok fazla fikir üretmenin sağlıklı olmayacağı düşüncesi bana daha uygun geliyor.
evrensel-insan
22-04-2014, 20:21
Ozgur kavrami anlam ve icerik olarak turkce dilinde iki farkli anlamdadir. Ayrica hem fiziki bedeni hem de zihniyeti icerir.
Birinci anlami- her istedigini yapabilme ve soyleyebilme.
Ikinci anlami-Adi gecen kavrama olumlu ya da olumsuz bagimlilik beslememe.
Fiziksel olan bedeni serbestliktir. Yani bir bedenin istedigi yone ve yere hareketi.
Yalniz nihayi algida ve bu yapilandirilmislik bunyesinde her seyin hersey ile bir baglantisi ve ilintisi vardir.
Yani SEYLER ARASI BAGIMLILIK ILISKISI VARDIR.
Ozgurlukte kavramina verilen anlam ve icerige bagimlidir.
knowledgetowisdom
24-04-2014, 11:23
ya siz neyi sorguladınız da ateist oldunuz anlamadım!!!
özgürlük sorgulamanızı böyle mi yaptınız?
ben insanın her istediğini yapabilmesinden vs. mi bahsediyorum?
insan da tıpkı diğerleri gibi bir madde ise, madde özgür değil iken insan nasıl özgür olur?
100 basamaklı bir merdiven düşünelim. bu merdivenden bir poşet bilyeyi aşağıya salıyoruz. Bu bilyeler rastgele hareketler göstererek mi düşer aşağıya?
yoksa ilk verilen hareket ölçüsünde belirlenmiş bir yol mu izlerler..?
bir torba misket ile insanın farkı nedir?
insan "seçiyorum" sanan bir misket midir?
mrdragon
25-04-2014, 00:05
ya siz neyi sorguladınız da ateist oldunuz anlamadım!!!
özgürlük sorgulamanızı böyle mi yaptınız?
ben insanın her istediğini yapabilmesinden vs. mi bahsediyorum?
insan da tıpkı diğerleri gibi bir madde ise, madde özgür değil iken insan nasıl özgür olur?
100 basamaklı bir merdiven düşünelim. bu merdivenden bir poşet bilyeyi aşağıya salıyoruz. Bu bilyeler rastgele hareketler göstererek mi düşer aşağıya?
yoksa ilk verilen hareket ölçüsünde belirlenmiş bir yol mu izlerler..?
bir torba misket ile insanın farkı nedir?
insan "seçiyorum" sanan bir misket midir?
Açıkçası anlayamadım.
Maddesel yaklaşımlarda seçim ilkesi işlemez. Evrensel kanunlar merdivenden düşen bilye ile insan için farklı da işlemez.
Asıl kritik sorun, insanların aynı eylem karşısında oldukça farklı tepkiler verebilmesidir. Hatta bu deneyimi kendi içinde farklı zaman dilimlerinde yaşadığında da gösterebiliyor.
Yoksa, totalde herşeyi yapmak ve maddeden bağımsız özgürlüğe ulaşmak demek tanrısallıktır.
Tam olarak neyi sorgulamak istiyorsunuz?
Felsefi olarak, kimilerinin, evrenin işleyişi içine insan davranışlarını da katması üzerinden mi yola çıkalım?
Yani, Einstein içinde aslında üzerinde kafa yorulan durumlardan birine mi değinelim?
Özgür irade altında yaptığımızı düşündüğümüz davranışlar aslında önceden programlanmış bir sahnenin ürünü müdür? Bu kalıp üzerinden mi hareket edeceğiz.
Belki de, kimbilir. Biz dünya perdesinde sergilenen bir tiyatroyuz. Böyle bir durum mümkün müdür?
Yine olasılık üzerinden hareket edersek elbette. İyi ama kafa patlatarak bu sonuca ulaşamayacağımıza göre arkasına neden inanç katalım ki?
Biz var olanı en doğru şekilde yorumlamayı deneyerek hayatımıza anlam katar ve geliştirirsek, bu dünyanın insanlık adına daha yaşanılası bir hal alacağını düşünüyorum.
Seçimler yaptığımızı düşünüyoruz. Mesela bu sitede yazı yazmakta o seçimlerden biri. Bu isteğimiz ve coşkumuz da zaman içinde sönümleniyor ve yeni bir alanda yoğunlaşabiliyoruz.
Öyle ki, insan dünya üzerinde deneyimledikçe belli oranda bir tatminsizliğe bürünüyor. Sayısız varyasyonun içinde yer aldığı bu sahnede, düşüncelerinizi esaretten kurtardıkça, hayatı yorumlayışınız ve hayattan aldığınız tad başkalaşıyor.
Aynı olaylar farklı davranışlar ve farklı yorumlar hayatı güzel kılandır. En azından bunun altında kısmi de olsa özgür iradenin etkisi olmalı.
evrensel-insan
25-04-2014, 00:15
ya siz neyi sorguladınız da ateist oldunuz anlamadım!!!
Sen her beyninin farkina varanin ve kendisine verileni sorgulayanin sadece ateist oldugunu mu zannediyorsun?
özgürlük sorgulamanızı böyle mi yaptınız?
Sence nedir, ozgurluk?
ben insanın her istediğini yapabilmesinden vs. mi bahsediyorum?
insan da tıpkı diğerleri gibi bir madde ise, madde özgür değil iken insan nasıl özgür olur?
Insanin bir madde oldugunu da kim soyledi? Insani illa ya bir madde ya da bir baska bir seyle ozdeslestirmek gibi bir zorunluluk mu var?
100 basamaklı bir merdiven düşünelim. bu merdivenden bir poşet bilyeyi aşağıya salıyoruz. Bu bilyeler rastgele hareketler göstererek mi düşer aşağıya?
Rastgele derken neyi kast ediyorsun, her birinin dususune bagli olarak ortada olan ve aciklanabilen ve aciklanamayan sartlar, durumlar ve ortam vardir.
yoksa ilk verilen hareket ölçüsünde belirlenmiş bir yol mu izlerler..?
Ayni sekilde "belirlenmis bir yol" dan kastin nedir? Ne/kim bu yolu belirliyor?
bir torba misket ile insanın farkı nedir?
Bu soruya yanit olarak ciltlerle kitaplar yazilabilir. Tabi farki algilayan ve bilincinde olan acisindan.
insan "seçiyorum" sanan bir misket midir?
Hayir degildir.
Ayrica "secmek" derken neyi kast ediyorsun?
Felâsife
25-04-2014, 02:06
İnsan çevresiyle "etkileşimde" olduğu sürece, özgürlük mü?
Ben almayayım, alanada mani olmayayım.
Ruhum böyle bir kelimeyi reddediyor.
Beynim buna bir cevap vermiyor.
Gönlüm sükut etmeyi seçiyor
Gözlerim dalıp gidiyor.
Özgürlük kuşunu omuzlarıma konduramıyorum.
Acının içinden nefeslerken, oh be diyemiyorum.
Her hücrem biliyorum ki diğeriyle etkileşimde.
Yansımama bakınca, ben kendimi yaşamıyorum.
İnsan kendini bildikçe, kendini nasıl kandırabilir.
Gerçeği gözünü kapayıp, ham hayalle kapılabilir.
Onun hayali bile, yansıtılan acıdan başka değildir.
Oysa hayaller tatlıdır, tatlı şey nasıl acı olabilir.?
Olmaz ama "etkileşim" devreye girince oluyor işte. :)
evrensel-insan
25-04-2014, 02:46
İnsan çevresiyle "etkileşimde" olduğu sürece, özgürlük mü?
Ben almayayım, alanada mani olmayayım.
Ruhum böyle bir kelimeyi reddediyor.
Beynim buna bir cevap vermiyor.
Gönlüm sükut etmeyi seçiyor
Gözlerim dalıp gidiyor.
Özgürlük kuşunu omuzlarıma konduramıyorum.
Acının içinden nefeslerken, oh be diyemiyorum.
Her hücrem biliyorum ki diğeriyle etkileşimde.
Yansımama bakınca, ben kendimi yaşamıyorum.
İnsan kendini bildikçe, kendini nasıl kandırabilir.
Gerçeği gözünü kapayıp, ham hayalle kapılabilir.
Onun hayali bile, yansıtılan acıdan başka değildir.
Oysa hayaller tatlıdır, tatlı şey nasıl acı olabilir.?
Olmaz ama "etkileşim" devreye girince oluyor işte. :)
Bence ozgurlukten ne algilandigi ile ilgili bir durum. Buradaki ozgurluk, BIR KISININ ISTEDIGINI SOYLEYEBILME VE YAPABILMESIDIR. Yani demokratik olarak hak ve ozgurlugudur.
Yalniz bu ozgurluk, baskasinin ozgurlugunun basladigi yerde biter. Yani hak ve ozgurlukler biri birlerini sinirlarlar.
Bunun disinda her bir birey sadece yasam surmez, sosyal olarak iliskidedir. Iste bu iliski de, BASKALARINA HUKMETME OZGURLUGUNE SAHIP DEGILDIR.
Felâsife
25-04-2014, 13:53
Buradaki ozgurluk, BIR KISININ ISTEDIGINI SOYLEYEBILME VE YAPABILMESIDIR.
Bu eksik bir tanımdır, daha doğrusu özgürlük tanımın en alt boyutudur ki karşılığı çocukluğa denk gelir.
Yani bir çocuk anca böyle yaşamak ister, istediğide olmayınca ortalığı velveleye verir.
Tasavvufun Hamlık, halkında şımarıklık dediği şey, aslında özgürce/çocukça yaşayabilme güdüsünü ısrar etme çabasıdır.
Özgürlük, sevgi gibi, merhamet gibi, acıma gibi insani bir duygu olup onun içinde çocukluktan beri gelişen, gelişmesi gereken bir duygudur.
Yani siz sevginizi paylaşmadıkça onu nasıl güdük bir yapıya sokarsanız, özgürlüğü de paylaşmadıkça bu onu güdük bir yapı yapacaktır.
Özgürlük paylaştıkça bir anlamı olan, anlam kazanan bir şeydir.
Başka değişle karşınızdakini ne kadar özgür bırakabiliyorsunuz 'u yaşamaktır.
Yaşanmadığı sürece özgürlük denen şey, çocukluktan kurtulamamak anlamına da gelir ki, bu hamlık devam ediyor demektir.
Velhasıl, Özgürlük bireysellikle aynı kefeye konduğunda buna ben pek özgürlük diyemiyorum.
Özgürlük karşındakine duyduğun saygının adeta imzası gibidir, lafı değildir.
Tabii karşımızdaki bize ne kadar saygı duyuyor da denilebilir.
Problemde bu ya;
Duyguların karşılığı olmaz, onlar "verdikçe" "paylaştıkça" büyüyen/gelişen bir şeydir.
evrensel-insan
25-04-2014, 16:48
Özgürlük paylaştıkça bir anlamı olan, anlam kazanan bir şeydir.
Başka değişle karşınızdakini ne kadar özgür bırakabiliyorsunuz 'u yaşamaktır.
Okunanin algilanamadigi gayet net gozlemleniyor. Gerisi ise zaten bu algilayamamanin sonucu.
Bak ne yaziyor;
Yalniz bu ozgurluk, baskasinin ozgurlugunun basladigi yerde biter. Yani hak ve ozgurlukler biri birlerini sinirlarlar.
Bunun disinda her bir birey sadece yasam surmez, sosyal olarak iliskidedir. Iste bu iliski de, BASKALARINA HUKMETME OZGURLUGUNE SAHIP DEGILDIR.
Velhasıl, Özgürlük bireysellikle aynı kefeye konduğunda buna ben pek özgürlük diyemiyorum.
Özgürlük karşındakine duyduğun saygının adeta imzası gibidir, lafı değildir.
Tabii karşımızdaki bize ne kadar saygı duyuyor da denilebilir.
Problemde bu ya;
Duyguların karşılığı olmaz, onlar "verdikçe" "paylaştıkça" büyüyen/gelişen bir şeydir.
Dolayisi ile yazilanlar dile gelenlerin aynisini dile getirdigi halde algilanamamis.
Bunun da nedeni birey ozgurlugu ile bireysel ozgurluk farkinin bilincinde yatiyor.
Demekki okunanlar sadece sabitlenmis beyin ile okunuyor. Bu da zaten yazilanlarin algilanamamasi demektir.
Felâsife
25-04-2014, 17:30
Okunanin algilanamadigi gayet net gozlemleniyor. Gerisi ise zaten bu algilayamamanin sonucu.
Bak ne yaziyor;
Yalniz bu ozgurluk, baskasinin ozgurlugunun basladigi yerde biter. Yani hak ve ozgurlukler biri birlerini sinirlarlar.
:)
Bu eksik bir tanımdır diye cümleme başlamışsam, bir bildiğim vardır elbette, devamı cümleninde eksik olacağını illa belirtmek mi lazımdır?
Temel yanlış olunca, fikri inşâ yanlış olmaz mı?
Bir özgürlük bir diğerinin sınırında niye bitsin ki? özgürlük sınırları olan bir şey mi?
Çocuksu özgürlük anlayışında, "sınır" vardır çünkü kıskançlık vardır, kıskançlıkta bir başkasına tahammülsüzlüktür ki bunun öncesini sonrasını özgürlük kavramıyla nasıl bağdaştıracağız, ben bağdaştıramıyorum.
Sınırları olan bir şey zaten paylaşılan değildir, sahiplenen bir şeydir ki kişiler özgürlüğü anca kendileriyle özdeşleştirirlerse bu eksiktir.!
Bu özgürlük değil "sahiplenmedir", oysa özgürlük evrenseldir, kimsenin malı değildir, o yüzden bunu herkes başkasına verdiği sürece buna gerçek özgürlük diyebiliriz.
Dolayısıyla ben özgürüm istediğimi yapabilirim 'i, sen özgürsün istediğini yapabilirsin 'le değiştirebiliyor muyuz? ...
Var mı böyle düşünen, yaşayan, meselem budur, fikr-i sabitem budur.
evrensel-insan
25-04-2014, 18:27
:)
Bu eksik bir tanımdır diye cümleme başlamışsam, bir bildiğim vardır elbette, devamı cümleninde eksik olacağını illa belirtmek mi lazımdır?
Temel yanlış olunca, fikri inşâ yanlış olmaz mı?
Butun mesele de bu. Temeller farkli oldugunda gerisi de farklilasir.
Benim temelim insanoglu seninki nedir?
Bir özgürlük bir diğerinin sınırında niye bitsin ki? özgürlük sınırları olan bir şey mi?
Tabi ki sinirlari vardir. Cunku sosyal yasam ortak paylasim yasamidir. Kimse "ben ozgurum" diyerek baskasinin ozgurlugune mudahele edemez. O zaman tam da "ormak kanunu" olur. Evrensel hukuk ve insan haklari da bunun icin var.
Çocuksu özgürlük anlayışında, "sınır" vardır çünkü kıskançlık vardır, kıskançlıkta bir başkasına tahammülsüzlüktür ki bunun öncesini sonrasını özgürlük kavramıyla nasıl bağdaştıracağız, ben bağdaştıramıyorum.
O benim ozgurluk algim degil. Farkindaysan SOSYAL OLARAK VERILEN BIR TANIM.
Sınırları olan bir şey zaten paylaşılan değildir, sahiplenen bir şeydir ki kişiler özgürlüğü anca kendileriyle özdeşleştirirlerse bu eksiktir.!
Burada da kavram kargasasi var. Ozgurlugun siniri, ozgur olandan degil; baskasinin ozgurlugunden sinirlanir. Yani herkesin kendine ait ozgurluyk alani vardir vebu alan sosyal temelde de karsilikli paylasim ve birliktelik adinadir. Yani ortada KENDI OZGURLUGUNU SAHIPLENIRKEN, BASKALARININ OZGURLUGUNE TANIMA VE SAYGI soz konusudur.
Bu özgürlük değil "sahiplenmedir", oysa özgürlük evrenseldir, kimsenin malı değildir, o yüzden bunu herkes başkasına verdiği sürece buna gerçek özgürlük diyebiliriz.
Burada sorun ozgurlugu sadece ben merkezli algilamaktan kaynaklaniyor.
Dolayısıyla ben özgürüm istediğimi yapabilirim 'i, sen özgürsün istediğini yapabilirsin 'le değiştirebiliyor muyuz? ...
Var mı böyle düşünen, yaşayan, meselem budur, fikr-i sabitem budur.
Degistirmeye gerek yok. Ikisi sosyal olarak bir birlikteliktir ve biribirini tamamlar.
Ozgurluk BEN MERKEZLI DEGILDIR, SOSYAL BIR ALGIDIR.
Iste bu sosyallikta de "ben ve de ben olmayan herkes" vardir.
Felâsife
25-04-2014, 19:50
Butun mesele de bu. Temeller farkli oldugunda gerisi de farklilasir.
Benim temelim insanoglu seninki nedir?
Yani öyle bir şey demişsin ki bende şimdi insanoğlu desem olmayacak, dememde zaten :)
Neyse bende bildiğimden yani "İnsan-ı Kâmil" den bahsedeyim o zaman.
İman ve inkarı bünyesinde cem etmiş kişiye İnsan-ı Kâmil denir.
Bu insan ne imandan nede inkardan korkar, zira her ikisinide bizzat "deneyimlediği" için, korkularını aşana böyle denir.
Olgun insanda derler ama bu genelde dinciler saflıklarından dolayı derler, sanırlar ki bu kavram sadece dini bir şeydir.
Gerçekte hiçte öyle değildir, "İman ve inkar" bir bünyede ne ise "İnsan-ı Kâmil" o demektir.
Öteki türlü korkular, sınırlar normal insanlara has'dır zaten ama normal insanda eğer doğruyu arıyorsa, bu iş bütünlüktedir, ayrılıkta değildir.
Tabi ki sinirlari vardir.
:)
Burada da kavram kargasasi var. Ozgurlugun siniri, ozgur olandan degil; baskasinin ozgurlugunden sinirlanir.
İman ve inkarı birleştirirsen (bunu bir hayal et istersen) zaten otomatikman sınır diye bir şey, başkası diye bir kavram kalmaz..
Başkasının olmadığı bir yerde de sınır olmaz.
Ama kendini Ateist veya Dindar görürsen otomatikman karşına "başkası" kavramı gelir ki zaten senin dediğinde budur, Ateistin sınırı dindarlığa..dindarın sınırı Ateistliğe gelir dayanır.
Benim dediğimde hiç bu cendereye düşmeme durumudur..yani istenirse bu gerçekleşebilir.
Degistirmeye gerek yok. Ikisi sosyal olarak bir birlikteliktir ve biribirini tamamlar.
İzin verilirse tamamlanır ama izin verilmiyor ki? aksine bana izin verinde tıkanmış olay.
Ben izin veriyorum demek başka yapmak başka..
Bana izin verin demek başka yapmak başka.
Bunlar başka başka şeyler.
Ozgurluk BEN MERKEZLI DEGILDIR, SOSYAL BIR ALGIDIR.
:hail:
evrensel-insan
25-04-2014, 20:13
Yani öyle bir şey demişsin ki bende şimdi insanoğlu desem olmayacak, dememde zaten :)
Neyse bende bildiğimden yani "İnsan-ı Kâmil" den bahsedeyim o zaman.
İman ve inkarı bünyesinde cem etmiş kişiye İnsan-ı Kâmil denir.
Benim temelimdeki insanoglunun hedefinde de zihinsel ve davranissal insanlasma yatar.
Senin hedefinde ne var?
Bu insan ne imandan nede inkardan korkar, zira her ikisinide bizzat "deneyimlediği" için, korkularını aşana böyle denir.
Olgun insanda derler ama bu genelde dinciler saflıklarından dolayı derler, sanırlar ki bu kavram sadece dini bir şeydir.
Gerçekte hiçte öyle değildir, "İman ve inkar" bir bünyede ne ise "İnsan-ı Kâmil" o demektir.
Her ikisi de teslimiyetin birer ucudur. Yani iman ve inkar. Ben burada sadece kendi ozgurlugum temelinde, boyle dusunenlere de BANA MUDAHELE ETMEMELERI SARTI ILE OZGURLUK TANIRIM.
Öteki türlü korkular, sınırlar normal insanlara has'dır zaten ama normal insanda eğer doğruyu arıyorsa, bu iş bütünlüktedir, ayrılıkta değildir.
Senin iman ve inkar ikilemin de sadece dogal zihniyetin bir urunu. Ben de ikisi de yok. :)
İman ve inkarı birleştirirsen (bunu bir hayal et istersen) zaten otomatikman sınır diye bir şey, başkası diye bir kavram kalmaz..
Başkasının olmadığı bir yerde de sınır olmaz.
Tabi beyin ufku burada biten icin, oyle olabilir. Yalniz beyin ufku bunun cok cok disinda; ustelik bilim gibi farkli bir kulvarda.
Ama kendini Ateist veya Dindar görürsen otomatikman karşına "başkası" kavramı gelir ki zaten senin dediğinde budur, Ateistin sınırı dindarlığa..dindarın sınırı Ateistliğe gelir dayanır.
Ben yine bunlarin disindayim.
Benim dediğimde hiç bu cendereye düşmeme durumudur..yani istenirse bu gerçekleşebilir.
Bu cendereye dusenler, dusunsun. Tabi once fark edecekler.
İzin verilirse tamamlanır ama izin verilmiyor ki? aksine bana izin verinde tıkanmış olay.
Ben izin veriyorum demek başka yapmak başka..
Bana izin verin demek başka yapmak başka.
Bunlar başka başka şeyler.
:hail:
Bu izin ile degil, farkindalik bilinclilik ve bilissellik ile olur. Burada "baskalik" tan ziyade, yine ayni bilissellik temelinde bireysel ozgurlugunu talep edenin, ayni zamanda baskasinin bireysel ozgurlugunu de savunmasi ve destek gostermesi vardir.
Her bu temelde olanlarin da ortak olarak ozgurluk ihlaline karsi cikislari vardir.
Felâsife
25-04-2014, 21:38
Senin hedefinde ne var?
Hedefimde bir şey olmasını gerektirecek bir durum yok.
Sonuçta insanlar hallerinden memnunlar.
Her iki tarafın insanları her türlü faaliyetlerini yapabiliyorlar, aralarında didişmeleride bir memnuniyetsizlik gibi görünsede, gerçekte herkes halinden memnun.
Yoksa konu başlığında ki gibi ÖZGÜRLÜK denen şey (hiç) olmasa, ne bileyim ortada gerçekten ÖZGÜRLÜK İHLALİ olsa...topluca intiharlar da olurdu ki toplu intiharların pek çoğu ÖZGÜRLÜKLERİNİN tam kısıtlanması veya kalmaması durumunda gerçekleşmiştir. (http://www.haberself.com/h/4126/)
Tarihin bize söylediği özgürlük budur, ÖZGÜRLÜĞÜN olmadığı yerde intiharlar olur.
Çünkü Özgürlük yoksa, YAŞAMANIN BİR ANLAMI KALMAZ.
Velhasıl söylediğim ölçü absürt gelsede, işin hakikati budur.
Neticede ben insanların söylediğine değil, hallerine bakıyorum.
O halleride hayattan memnun olduklarını söylüyor ki onlar hallerinden memnunsa ben haydi haydi memnunum. :)
Herkes halinden memnunsa, ne gibi bir hedefim olabilir ki?
Halinden memnun olanlar, daha fazla nasıl memnun edilebilir ki?
evrensel-insan
25-04-2014, 21:45
Hedefimde bir şey olmasını gerektirecek bir durum yok.
Sonuçta insanlar hallerinden memnunlar.
Her iki tarafın insanları her türlü faaliyetlerini yapabiliyorlar, aralarında didişmeleride bir memnuniyetsizlik gibi görünsede, gerçekte herkes halinden memnun.
Yoksa konu başlığında ki gibi ÖZGÜRLÜK denen şey (hiç) olmasa, ne bileyim ortada gerçekten ÖZGÜRLÜK İHLALİ olsa...topluca intiharlar da olurdu ki toplu intiharların pek çoğu ÖZGÜRLÜKLERİNİN tam kısıtlanması veya kalmaması durumunda gerçekleşmiştir. (http://www.haberself.com/h/4126/)
Tarihin bize söylediği özgürlük budur, ÖZGÜRLÜĞÜN olmadığı yerde intiharlar olur.
Çünkü Özgürlük yoksa, YAŞAMANIN BİR ANLAMI KALMAZ.
Velhasıl söylediğim ölçü absürt gelsede, işin hakikati budur.
Neticede ben insanların söylediğine değil, hallerine bakıyorum.
O halleride hayattan memnun olduklarını söylüyor ki onlar hallerinden memnunsa ben haydi haydi memnunum. :)
Herkes halinden memnunsa, ne gibi bir hedefim olabilir ki?
Halinden memnun olanlar, daha fazla nasıl memnun edilebilir ki?
Guzel anlasildi. Benimse bir hedefim var. Hem kendim hem de turumun her bir biri icin. O da zihin devrimi.
Ayrica memnuniyetin sebebi de, bilincsizliktir.
Bunu bir ornek ile soyle aciklayayim.
Nehir kenarinda camasir yikayan bir teyze, hayatindan memnun gozukebilir, taki camasir makinesinin oldugunu ogrenene kadar.
Yani mutluluk, bilincsizlik/bilgisizlik ile paraleldir.
Cunku bir seyin bilinci demek, o seyin sorgulanmasi bilinmesi demektir.
Bunu ben "evrimci ve devrimci sorgulama" basliginda acikladim.
Tabi burada onemli olan, KIMSEYE DISARIDAN SIRINGA ILE BILINC VERILEMEZ. Bilinc sadece kisinin kendi iradesi ile kazanacagi bir seydir.
Mesela, bir kan davasi sanigi yaptigindan memnun ise, onun bilincinde degildir ve sen ona kan davasinin insanlikdisi bir dusunce ve davranis oldugunu anlatamazsin.
Ne zaman kendi kendini bu konuda sorgulamaya baslar, iste o zaman bilinclenmeye baslamis ve algisi acilmis demektir.
Felâsife
25-04-2014, 22:04
Guzel anlasildi. Benimse bir hedefim var. Hem kendim hem de turumun her bir biri icin. O da zihin devrimi.
Dediğim gibi halinden memnun insanlara neyi sunarsan sun, hoşnut edemezsin.
Karnı tok insana ekmek ver, çöpe atar..hayat böyle maalesef.
Bu yüzden; Olacak olan olur, kul boşa yorulur denmiştir. :)
Ayrica memnuniyetin sebebi de, bilincsizliktir.
Eyvallah teşekkür ederim..teşekkürümde ciddiyim.
Normal öğretilerle oluşmuş bir bilince ben zaten bilinç demem, bu taklittir..bilinç odur ki insan onu kendi bilişiyle inşâ ede..diğerlerine uymaya..
Zaten herkes gibi bakınca hayata herkes gibi görülür ki bu ortak bilinci ben pek hazmedemiyorum.
Herkesin görmediğini görebilmeliyim ki senin bilinçsizlik dediğinde budur ama buda kendi içinde zaten özel bir bilinçtir.
evrensel-insan
25-04-2014, 22:12
Dediğim gibi halinden memnun insanlara neyi sunarsan sun, hoşnut edemezsin.
Karnı tok insana ekmek ver, çöpe atar..hayat böyle maalesef.
Bu yüzden; Olacak olan olur, kul boşa yorulur denmiştir. :)
Eyvallah teşekkür ederim..teşekkürümde ciddiyim.
Normal öğretilerle oluşmuş bir bilince ben zaten bilinç demem, bu taklittir..bilinç odur ki insan onu kendi bilişiyle inşâ ede..diğerlerine uymaya..
Zaten herkes gibi bakınca hayata herkes gibi görülür ki bu ortak bilinci ben pek hazmedemiyorum.
Herkesin görmediğini görebilmeliyim ki senin bilinçsizlik dediğinde budur ama buda kendi içinde zaten özel bir bilinçtir.
Bilincsizlik ile ilgili cumlem, sen dahil; hic bir kisiye yonelik degildir.
Sadece bir analitik ve diagnostik saptamadir.
O yuzden bilinc, disiseldir; yani daimi virgul koyar gelisir, yenilenir, ilerler, cagdaslasir, bilgilenir, bilissellesir v.s. ve bu daimi kesintisiz bir surectir.
Zaten kesinti ve nokta ya da durak; mutluluk razilik teslimiyet caresizlik v.s. temelli ozunde sorunlu gorunuste sorunsuz bir yansi verir.
Yalniz dedigim gibi kimse kimseye bir seyi dayatamaz. Burada onemli olan kapiyi gostermek ve fark ettirmektir.
O kapi ile ne yapilacagini da her beyin kendisi karar verir.
Felâsife
25-04-2014, 22:34
Bilincsizlik ile ilgili cumlem, sen dahil; hic bir kisiye yonelik degildir.
Tamam.
Ama üzerime almamda bir sakınca olmasa gerektir, ben o cümleni sevdim :)
Neticede Herkes halinden memnundur gibi bir kavramı anca ben gibi biri sahiplenebilir ki sözün benim açımdan bir tabanı vardır. :)
Yalniz dedigim gibi kimse kimseye bir seyi dayatamaz.
Aynen.
Burada onemli olan kapiyi gostermek ve fark ettirmektir.
O kapi ile ne yapilacagini da her beyin kendisi karar verir.
Katılırım.
evrensel-insan
25-04-2014, 22:49
Tamam.
Ama üzerime almamda bir sakınca olmasa gerektir, ben o cümleni sevdim :)
Neticede Herkes halinden memnundur gibi bir kavramı anca ben gibi biri sahiplenebilir ki sözün benim açımdan bir tabanı vardır. :)
Aynen.
Katılırım.
Rica ederim. Genelde bu tip alinganliklar, yani uste almalar; negatif yansir.
Senin bundan kendine pozitif bir algi cikartman ise; en azindan kendi adina bir olgunluktur.
Felâsife
26-04-2014, 01:47
Rica ederim. Genelde bu tip alinganliklar, yani uste almalar; negatif yansir.
Senin bundan kendine pozitif bir algi cikartman ise; en azindan kendi adina bir olgunluktur.
Teşekkür ederim bu konularda rahat olabilirsin, biraz ters mantık düşünebilirim bu tip konularda.
Çok uzun yıllar önce çocuklukta Asteriks maceralarını okurdum, onlardan birinde bizim kahramanlar bir lejyona düşüyorlar, koca yemek sofrası seriliyor masaya..
Herkes yemek ne biçim, iyyy.. derken 1 kişi de hımmm.. enfesmiş bu deyip yiyordu ki kare çok hoştu.. :D
Sanırım benimkisi de onun gibi oldu biraz ama kendimi de kandıramam, ben buyum. :)
NuhunGemisi
26-04-2014, 15:55
İnsan Özgür değildir Allah Özgürdür. İnsan iki yere esirdir. Ya hakka esirdir yada nefsine Esirdir
Ya Hak peresttir yahut hodperesttir.
ya nefsine tapar Ya hakka tapar.
Eğer İnsan Hakka esir olur Taparsa, Hak Onun vicdanına bir hürriyet bahşeder. tam Hür ve müstakil olur. istediği zaman güler, istediği zaman ağlar, istediği zaman yer, istediği zaman coşar istediği zaman celallenir, istediği zaman istediğini yapar Hakka esir olur taparsa.
Eğer Nefsine tapar esir olursa, nefsinin verdiği esirlik hazlarını hürriyet zanneder halbuki hür değildir Kainatın eğlencesi olur Kainat onu güldürür sevindirir ağlatır kızdırır. anlatabildim mi ?
spartacus
27-04-2014, 00:01
Allah özgür mü?
Allah kaderimde yazanı değiştirebilir mi? (inancınıza göre)
kamilistforvendetta
27-04-2014, 00:55
İnsan Özgür değildir Allah Özgürdür. İnsan iki yere esirdir. Ya hakka esirdir yada nefsine Esirdir
Ya Hak peresttir yahut hodperesttir.
ya nefsine tapar Ya hakka tapar.
Eğer İnsan Hakka esir olur Taparsa, Hak Onun vicdanına bir hürriyet bahşeder. tam Hür ve müstakil olur. istediği zaman güler, istediği zaman ağlar, istediği zaman yer, istediği zaman coşar istediği zaman celallenir, istediği zaman istediğini yapar Hakka esir olur taparsa.
Eğer Nefsine tapar esir olursa, nefsinin verdiği esirlik hazlarını hürriyet zanneder halbuki hür değildir Kainatın eğlencesi olur Kainat onu güldürür sevindirir ağlatır kızdırır. anlatabildim mi ?
anlamamışsın ki anlatasın.
hakka tapar sa istediğini yapar ölemi?
hiç bi halt yapamaz.
şimdi sen idda et yapar diye ben neden yapamayacağınısana sonra yazacam, sonradan eğip bükeme diye şimdiden ısrar et bakalım yapabiliyormusunuz allahın ve sen.
knowledgetowisdom
06-05-2014, 09:37
Sen her beyninin farkina varanin ve kendisine verileni sorgulayanin sadece ateist oldugunu mu zannediyorsun?
Sence nedir, ozgurluk?
Insanin bir madde oldugunu da kim soyledi? Insani illa ya bir madde ya da bir baska bir seyle ozdeslestirmek gibi bir zorunluluk mu var?
Rastgele derken neyi kast ediyorsun, her birinin dususune bagli olarak ortada olan ve aciklanabilen ve aciklanamayan sartlar, durumlar ve ortam vardir.
Ayni sekilde "belirlenmis bir yol" dan kastin nedir? Ne/kim bu yolu belirliyor?
Bu soruya yanit olarak ciltlerle kitaplar yazilabilir. Tabi farki algilayan ve bilincinde olan acisindan.
Hayir degildir.
Ayrica "secmek" derken neyi kast ediyorsun?
bak bunlar güzel nokta evrensel insan...
insannedir
21-05-2014, 19:51
Yoksa nehirde akıp giden bir tahta parçası gibi midir?
elbette hiç bir insan özür değildir
Yıldıztozu
28-09-2014, 14:49
Önümde duran aynı özelliklere sahip iki bardak kahveden hangisini istersem onu seçebildiğime göre özgürümdür.
Bu soru şuna benziyor, evren gerçek midir yanılsama mıdır
yanılsama da olsa gerçek de olsa onu algılayan biz de aynı derecede gerçeğiz veya yanılsamayız.
Aynı şekilde özgür irade yanılsama da olsa gerçek de olsa onu algılayan biz de gerçeğiz veya yanılsamayız.
Dolayısıyla iki durumdan hangisi olduğu fark etmeyecek. Çünkü biz de aynı durumda olacağız ve o bizim gerçekliğimiz olacak.
Thelogical Facts
28-09-2014, 17:13
Önümde duran aynı özelliklere sahip iki bardak kahveden hangisini istersem onu seçebildiğime göre özgürümdür.
Bu soru şuna benziyor, evren gerçek midir yanılsama mıdır
yanılsama da olsa gerçek de olsa onu algılayan biz de aynı derecede gerçeğiz veya yanılsamayız.
Aynı şekilde özgür irade yanılsama da olsa gerçek de olsa onu algılayan biz de gerçeğiz veya yanılsamayız.
Dolayısıyla iki durumdan hangisi olduğu fark etmeyecek. Çünkü biz de aynı durumda olacağız ve o bizim gerçekliğimiz olacak.
Sen seçmiyorsun anıların birisini diğerinden farklı görmeni sağlıyor ya da kafadan sallıyorsun ve ilk aklında yer edinmiş olani seçiyosun ua da ilk eline geleni.
evrensel-insan
28-09-2014, 20:32
Önümde duran aynı özelliklere sahip iki bardak kahveden hangisini istersem onu seçebildiğime göre özgürümdür.
Bu ozgurluk degil, sunulan secim hakkidir.
Bu soru şuna benziyor, evren gerçek midir yanılsama mıdır
yanılsama da olsa gerçek de olsa onu algılayan biz de aynı derecede gerçeğiz veya yanılsamayız.
Aynı şekilde özgür irade yanılsama da olsa gerçek de olsa onu algılayan biz de gerçeğiz veya yanılsamayız.
Dolayısıyla iki durumdan hangisi olduğu fark etmeyecek. Çünkü biz de aynı durumda olacağız ve o bizim gerçekliğimiz olacak.
Ozgur irade, bilinc algi farkindalik ve kisinin beynine olan etkisi ve de ortamin secenegi saglayabilme ozgurlugu ile paraleldir.
Buradaki irade, kisinin bilerek ve kendi karari ile kimsenin etkisi altinda almadan dusunmesi ya da davranmasidir.
Bu da sosyal olarak sinirsiz bir ozgurluk degildir.
Cunku, birincisi bu ozgurlugu icinde bulundugun system/dozen saglar.
Ikincisi, bir kisinin ozgurlugu, baskasinin ozgurlugunun basladigi yerde biter.
Yani benim ozgurluk hakim, baskasinin ozgurluk hakki ile sinirlidir.
Cunku ozgurluk hakki her bir kisi icin gecerlidir. Birinin digeriniin alanine gecmesi, onun ozgurluk hakkini ihlal etmek olur.
O acidan, ozgur irade; tanri temelli bir algi degildir; bilinc ve farkkindalik temelli bir algidir.
Ustelik tanri temelli aslgi da ozgur irade yoktur. Sadece tanriya bagli irade vardir.
Felâsife
30-09-2014, 00:46
İnsan Özgür değildir Allah Özgürdür. İnsan iki yere esirdir. Ya hakka esirdir yada nefsine Esirdir
Ya Hak peresttir yahut hodperesttir.
ya nefsine tapar Ya hakka tapar.
Aslında burada Nefsin muhatabı/karşılığı/zıddı olan Hak/Rab/Tanrı değildir.
Ruhtur.
Yani bir insan ya Nefsanidir yahut Ruhanidir deyince dengeler anca yerine oturur.
Öteki türlü hak perestlikte zaten Nefsin bir oyunudur aslında.
Dolayısıyla "Nefsini bilen Rabbini bilir" sözü "Nefsini bilen ruhunu bilir" olacaktır.
Ama tabii asırlardır bu söz böyle işlene işlene geldiği için, Nefs=Allah bir biriyle kıyaslanıyor.
Peki Ruh bu kıyasların neresindedir?
Tanrının karşısında Ruh nedir ki?
Bu da acaba Nefsin Ruha karşı -onu ezen- bir oyunu olmasın !
Tasavvufu seviyorum, her ne kadar içinde bir dünya yanlışları olsa da onlardan doğrularda çıkabiliyor. :\
Olduğumuz kadar özgürüz diye düşünüyorum.