PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Cinsel Yönelim Doğuştan mı Gelir?


Save The Day
11-08-2016, 08:53
Merhaba. Mesela kişinin eşcinsel olması ya da cinsel yönelimi doğuştan mı geliyor? Yoksa yaşanılan çevre mi etkili oluyor? Bilimsel açıklaması nedir? Biyoloji ne diyor? Mesela videodaki kişi erkekmiş. Fakat kız gibi hissediyormuş. Hatta erkek bedeninde doğan kız olduğunu söylüyor. Cinsiyet değiştirdi ve kız oldu, mutlu görünüyor. Doğuştan böyle yönelim olduğu için mi yoksa başka şeyler mi? Nedir?

https://www.youtube.com/watch?v=pK2T-2RKKgE

Mileena
11-08-2016, 16:41
Doğuştan olduğunu düşünüyorum.
Bu linkteki olay da düşüncemi destekliyor.

https://onedio.com/haber/tarihin-dehset-dolu-deneylerinden-olumle-sonuclanan-cinsiyet-degistirme-vakasi-543677

Khaos
11-08-2016, 23:20
huylu huyundan vazgeçemiyo.
ontolojik idealizmin çöplükten başka bişey olmadığı artık ortada.

ama idealizm inatçı bi çakaldır.
bu kez ontolojide değil metodolojide zihinleri iğdiş ediyor.

önce sahte bi düalite ki nerden indirgenip soyutlandığı da genelde açık olmaz.
sonra da o sahte düalite de birbirinin karşısına dikilmiş ve varsayımsal olarak birini seçmekle ötekini rededeceğiniz bi mizansen.
sanki monist bi zırvadan başka açıklama biçimi geliştirilememiş gibi.

hayatta herşey ilişkilidir ve çelişkilidir.
çelişki; antogonizmaya ve antogonizma sınırlarına ulaşmadığı müddetçe de kaotik doğasına karşın denge görüntüsü verir.

gerçek;
genler ile çevre arasındaki karşılıklı diyalektik ve dinamik bir ilişki içinde aranmalıyken,
neden bir çeşit biyolojik determinizme savrulmayı koşullayacak şekilde sözde statik bir düaliteye indirgenir.

bunu yapana sormak lazım ve soruyorum.

gerçi bir önceki başlıktaki soru gibi bu soru da cevapsız kalacak.

sorunu anlamaktan aciz olmakla mı , yoksa artniyetle mi açıklamalı bu tarzı.
şu ana kadar ki örnekler hep ikinci olasılığın daha güçlü olduğunu gösterdi.

Save The Day
11-08-2016, 23:44
huylu huyundan vazgeçemiyo.
ontolojik idealizmin çöplükten başka bişey olmadığı artık ortada.

ama idealizm inatçı bi çakaldır.
bu kez ontolojide değil metodolojide zihinleri iğdiş ediyor.

önce sahte bi düalite ki nerden indirgenip soyutlandığı da genelde açık olmaz.
sonra da o sahte düalite de birbirinin karşısına dikilmiş ve varsayımsal olarak birini seçmekle ötekini rededeceğiniz bi mizansen.
sanki monist bi zırvadan başka açıklama biçimi geliştirilememiş gibi.

hayatta herşey ilişkilidir ve çelişkilidir.
çelişki; antogonizmaya ve antogonizma sınırlarına ulaşmadığı müddetçe de kaotik doğasına karşın denge görüntüsü verir.

gerçek;
genler ile çevre arasındaki karşılıklı diyalektik ve dinamik bir ilişki içinde aranmalıyken,
neden bir çeşit biyolojik determinizme savrulmayı koşullayacak şekilde sözde statik bir düaliteye indirgenir.

bunu yapana sormak lazım ve soruyorum.

gerçi bir önceki başlıktaki soru gibi bu soru da cevapsız kalacak.

sorunu anlamaktan aciz olmakla mı , yoksa artniyetle mi açıklamalı bu tarzı.
şu ana kadar ki örnekler hep ikinci olasılığın daha güçlü olduğunu gösterdi.

Genler ve çevre ile diyalektik diyorsun da diyalektik bir nevi zıtlaşma olayı. Karşı görüşler çarpışıyor falan. Yahu çarpıştırınca ne elde ediyorsunuz ki? Bi şey kazandırıyor mu? Genler diyalektiğine katılmıyorum, çevreyi uygun hazırlasan da doğuştan geliyor gibi görünüyor eğilimler. Arkadaş güzel bir makale örneği koymuş. Diyalektik falan filan ama en sonunda kafayı yeyip intihar ediyor. Yani çevre mevre kurtarmamış. Doktorlar da kurtaramadı.

xcan
12-08-2016, 00:10
Genler ve çevre ile diyalektik diyorsun da diyalektik bir nevi zıtlaşma olayı. Karşı görüşler çarpışıyor falan. Yahu çarpıştırınca ne elde ediyorsunuz ki? Bi şey kazandırıyor mu? Genler diyalektiğine katılmıyorum, çevreyi uygun hazırlasan da doğuştan geliyor gibi görünüyor eğilimler. Arkadaş güzel bir makale örneği koymuş. Diyalektik falan filan ama en sonunda kafayı yeyip intihar ediyor. Yani çevre mevre kurtarmamış. Doktorlar da kurtaramadı.
Diyalektik=Zıtlaşma olayı demek zavallılıktır;Etkileşimsiz bir değişim gösteremezsiniz
(etki tepki hareket ,gelişim değişim.)
Tüm süreçler böyle işler aksi''Tek bir örnek gösteremezsiniz.
Bu etki denen şey muhatabına karşıt bir kuvvet uygulamaktır(İtme çekme döndürme durdurma ,yani trilyonlarca farklı kuvvet Yani karşıtların birliği ve mücadelesi motor kuvvettir.Felsefe denilen şey çok nitelikli beyinlerin uzun sorgulamalarının ürünüdür.
Diyalektik İki sevgili arasındada iki düşman arasındada her yerde işler.
Senin gibı ipe sapa gelmezler sadece kavgaya indirgeyerek evrenselliğinden koparmaya çalışır, yada diyalektiği kavramaya
. gerçekten beyniniz elverişli değil,İlişki=''çelişkidirde''.

Khaos
12-08-2016, 00:15
Genler ve çevre ile diyalektik diyorsun da diyalektik bir nevi zıtlaşma olayı. Karşı görüşler çarpışıyor falan. Yahu çarpıştırınca ne elde ediyorsunuz ki? Bi şey kazandırıyor mu? Genler diyalektiğine katılmıyorum, çevreyi uygun hazırlasan da doğuştan geliyor gibi görünüyor eğilimler. Arkadaş güzel bir makale örneği koymuş. Diyalektik falan filan ama en sonunda kafayı yeyip intihar ediyor. Yani çevre mevre kurtarmamış. Doktorlar da kurtaramadı.

:)

sana bi sır vereyim mi.
sende felsefi yetenek yok.

zıtlaşma da nedir ya.
çelişki ile antogonizma arasında nitelik farkı vardır.
diyalektik karşılıklığa atıf yapar.
bunu salt zıtlaşma olarak algılamak sokratik dönemi aşamamak demektir.
ne karşı görüşlerin çatışması.
iyice hayal kırıklığısın be save.

önce aç hegel diyalektiğini bi oku. bak sana bi link atıcam.
bi kitabın linki.

boşver ucu bio-mekanist determinizme gidecek zırva dualitelerde taraf olup statik zırva düşünceler içinde boğulmayı.

bilirsin, iç konuşma diye bişey vardır.
kendi kendine konuşmayla karıştırma ama.

düşünmek aslında iç konuşmadır.
kelimelerle düşünürsün.
kelimeler sadece başkalarıyla konuşmak için değildir.

kavramsal düzeyini geliştirmelisin sevgili dostum.
kahve edebiyatı 200 kelime ile yapılır ama felsefe yapılmaz.
gerçi ben elimden geldiğince terminoloji kullanmam, literatüre de atıf yapmam.

ama yine de kavramlar edinmen gerekiyor.
yeni kavramlar. yeni metodolojiler.

al link bu: http://marksist.net/kitaplik/onlineKitap/AI

daha hacimli bi kavramsal iç konuşma, yeni düşünsel ufuklar demektir.
ama bedel ister.

bu kitabı kaç kişiye hediye ettim okuyup bitiremediler.
kahve muhabbetini tercih ettiler.
sana attığım link kitabın tamamı ve okunabilir formatta.
tıkla ve okumaya başla.

Save The Day
12-08-2016, 05:20
Diyalektik=Zıtlaşma olayı demek zavallılıktır;Etkileşimsiz bir değişim gösteremezsiniz
(etki tepki hareket ,gelişim değişim.)
Tüm süreçler böyle işler aksi''Tek bir örnek gösteremezsiniz.
Bu etki denen şey muhatabına karşıt bir kuvvet uygulamaktır(İtme çekme döndürme durdurma ,yani trilyonlarca farklı kuvvet Yani karşıtların birliği ve mücadelesi motor kuvvettir.Felsefe denilen şey çok nitelikli beyinlerin uzun sorgulamalarının ürünüdür.
Diyalektik İki sevgili arasındada iki düşman arasındada her yerde işler.
Senin gibı ipe sapa gelmezler sadece kavgaya indirgeyerek evrenselliğinden koparmaya çalışır, yada diyalektiği kavramaya
. gerçekten beyniniz elverişli değil,İlişki=''çelişkidirde''.

Ne zavallılığı bak vikipedi ne diyor: ''Diyalektik kavramı, kelime kökü diyalog ve etik kurallı bir şekilde tez ve antitezin ortaya konulmasıyla belli bir konu üzerinden ortak değerlerin inşası anlamına gelir, yani tartışılmış bir şekilde tezden senteze geçmiş, farkında olunmadan tekrar tartışılmasında gene aynı soru ve olası varsayımsal cevaplara ulaşılacak kavram değerlerine verilen genel adlandırmadır.'' Etki tepkiyi spartacus baya dile getiriyordu. Sen etki uyguladın diye her zaman tepki mi gelecek? Mesela beklenmedik anda adam yumruk atıp deviriyor, tepki için kafasını kaçırıp karşı atak falan filan gerekmiyor mu? Ya da mesela zebra ile ilgili video var, dişi zebra yerde yatıyor ve doğum yaparken diğer zebra gelip saldırıyor buna. İlk başta tepki vermiyor. Öylece duruyor. Hoşuna gidiyor sanki :) Sonra ayağa kalkıp saldırmaya çalışıyor.

Hareket olayında ise canlılar hareket edebilir ama mesela önümdeki sehba öylece duruyor. Hareket etse canlılar gibi korkutur insanı. Deprem falan oluyor olabilir. Yani canlılar için söylüyorsan güzel. Ama canlı olarak da deriz ki ağaçlar öylece duruyor, bitkiler de. İnsana özel mi diyoruz? Gelişim falan da canlılara atıf yapıyor. Mesela televizyonum gelişmedi. Ama insan gelişebilir, mesela kas yapabilir ya da başka konularda falan. Değişim ise bakın insan yaşlanıyor, birgünkü ruh hali öteki günü tutmayabiliyor. Bir de evrimi katıyorsunuz olaya sanırım. Yine sehbayı söyleyim, önümdeki sehbada bir değişim görmedim. Canlılarda oluyor o dediğiniz. Canlı büyüyor, gelişiyor ve ölüyor.


Not: Konu ile konuştuğumuz şeyin alakası yok. Konu ne? Cinsel yönelim doğuştan mı gelir. Bunları felsefe bölümünde konuşabiliriz, burası bilim kısmı. Burada konudan çıkmayalım lütfen. Konu amacından sapmasın. Başka başlıkta konuşuruz onları.

Save The Day
12-08-2016, 05:26
:)

sana bi sır vereyim mi.
sende felsefi yetenek yok.

zıtlaşma da nedir ya.
çelişki ile antogonizma arasında nitelik farkı vardır.
diyalektik karşılıklığa atıf yapar.
bunu salt zıtlaşma olarak algılamak sokratik dönemi aşamamak demektir.
ne karşı görüşlerin çatışması.
iyice hayal kırıklığısın be save.

önce aç hegel diyalektiğini bi oku. bak sana bi link atıcam.
bi kitabın linki.

boşver ucu bio-mekanist determinizme gidecek zırva dualitelerde taraf olup statik zırva düşünceler içinde boğulmayı.

bilirsin, iç konuşma diye bişey vardır.
kendi kendine konuşmayla karıştırma ama.

düşünmek aslında iç konuşmadır.
kelimelerle düşünürsün.
kelimeler sadece başkalarıyla konuşmak için değildir.

kavramsal düzeyini geliştirmelisin sevgili dostum.
kahve edebiyatı 200 kelime ile yapılır ama felsefe yapılmaz.
gerçi ben elimden geldiğince terminoloji kullanmam, literatüre de atıf yapmam.

ama yine de kavramlar edinmen gerekiyor.
yeni kavramlar. yeni metodolojiler.

al link bu: http://marksist.net/kitaplik/onlineKitap/AI

daha hacimli bi kavramsal iç konuşma, yeni düşünsel ufuklar demektir.
ama bedel ister.

bu kitabı kaç kişiye hediye ettim okuyup bitiremediler.
kahve muhabbetini tercih ettiler.
sana attığım link kitabın tamamı ve okunabilir formatta.
tıkla ve okumaya başla.

Konu ne? Cinsel Yönelim Doğuştan mı Gelir. Sen alakasız yerlere getirdin konuyu. Ne diyalektiği ne felsefesi. Bilim bölümüne açtım farkındaysan. Ayrı bir başlıkta felsefeyi konuşabiliriz ama burada konuşursak konu sapmış olur. Bu arada bu sitedeki değerli üyelerin felsefe dedikleri ile başka insanların bahsettiği felsefe farklı. Örneğin Caner Taslaman'ın videolarını izlediğimde farklı olduğunu gördüm. Tabi tekrar söylüyorum ki felsefe bölümüne başlık açıp orada konuşalım, buranın konusu değil. Konu amacından sapmasın.

Khaos
12-08-2016, 06:11
Konu ne? Cinsel Yönelim Doğuştan mı Gelir. Sen alakasız yerlere getirdin konuyu. Ne diyalektiği ne felsefesi. Bilim bölümüne açtım farkındaysan. Ayrı bir başlıkta felsefeyi konuşabiliriz ama burada konuşursak konu sapmış olur. Bu arada bu sitedeki değerli üyelerin felsefe dedikleri ile başka insanların bahsettiği felsefe farklı. Örneğin Caner Taslaman'ın videolarını izlediğimde farklı olduğunu gördüm. Tabi tekrar söylüyorum ki felsefe bölümüne başlık açıp orada konuşalım, buranın konusu değil. Konu amacından sapmasın.

işte sorun bu.

ben metodoloji konuşuyorum.
metodoloji olmadan, bilim de olmaz.
soru kendi içinde indirgemeci, düalist ve tekçi bi açıklamayı koşulladığı için;
yanlış soru.
bir değil birçok açıdan yanlış.
bunun ayırdını sana verecek olan metodoloji ise, felsefi birikimle sağlanır.

felsefesiz bilim, bilimsiz felsefe olmaz, olamaz.

o yüzden genler ile çevre karşılıklı diyalektik ilişki içindedir diyen ve senin düaliten tarafından koşullanmayıp üçüncü bir sçenek sunanın sunduğu seçeneği anlayamazsın.
ya da kökten yanlış anlarsın.

genler elbette etkili.
çevre de elbette etkili.
ama asıl etki genlerin ve çevrenin karşılıklı etkileşiminde birbirini koşullmasında.
karşılıklılık ya da çelişki senin sandığın şey değil.
çelişki denince tutarsızlık, diyalektik deyince kelime yarıştırmaak zanneden biri olarak kalma.

sana verdiğim linkteki kitabı da es geçme.

konuyu da biyere getirmedim.
konuya dair görüşüm zaten mesaj içinde gayet açık ifade edildi.

xcan
12-08-2016, 06:16
Ne zavallılığı bak vikipedi ne diyor: ''Diyalektik kavramı, kelime kökü diyalog ve etik kurallı bir şekilde tez ve antitezin ortaya konulmasıyla belli bir konu üzerinden ortak değerlerin inşası anlamına gelir, yani tartışılmış bir şekilde tezden senteze geçmiş, farkında olunmadan tekrar tartışılmasında gene aynı soru ve olası varsayımsal cevaplara ulaşılacak kavram değerlerine verilen genel adlandırmadır.'' Etki tepkiyi spartacus baya dile getiriyordu. Sen etki uyguladın diye her zaman tepki mi gelecek? Mesela beklenmedik anda adam yumruk atıp deviriyor, tepki için kafasını kaçırıp karşı atak falan filan gerekmiyor mu? Ya da mesela zebra ile ilgili video var, dişi zebra yerde yatıyor ve doğum yaparken diğer zebra gelip saldırıyor buna. İlk başta tepki vermiyor. Öylece duruyor. Hoşuna gidiyor sanki :) Sonra ayağa kalkıp saldırmaya çalışıyor.
Hareket olayında ise canlılar hareket edebilir ama mesela önümdeki sehba öylece duruyor. Hareket etse canlılar gibi korkutur insanı. Deprem falan oluyor olabilir. Yani canlılar için söylüyorsan güzel. Ama canlı olarak da deriz ki ağaçlar öylece duruyor, bitkiler de. İnsana özel mi diyoruz? Gelişim falan da canlılara atıf yapıyor. Mesela televizyonum gelişmedi. Ama insan gelişebilir, mesela kas yapabilir ya da başka konularda falan. Değişim ise bakın insan yaşlanıyor, birgünkü ruh hali öteki günü tutmayabiliyor. Bir de evrimi katıyorsunuz olaya sanırım. Yine sehbayı söyleyim, önümdeki sehbada bir değişim görmedim. Canlılarda oluyor o dediğiniz. Canlı büyüyor, gelişiyor ve ölüyor.


Not: Konu ile konuştuğumuz şeyin alakası yok. Konu ne? Cinsel yönelim doğuştan mı gelir. Bunları felsefe bölümünde konuşabiliriz, burası bilim kısmı. Burada konudan çıkmayalım lütfen. Konu amacından sapmasın. Başka başlıkta konuşuruz onları.


Açtığın başlığa sadık kalmayıp sınırsız cehaletinle Felsefeye saldıran hazret ;Burada sana fesefeyi öğretecek çok sayıda insan var bunu bil,yani,meydan boş değil,bu bir.vikipedi ne diyor:dediğin için felsefeden iyice uzaksın bu iki.
Caner Tasamana ,öyle zavallı bir embesil alete filozof giysisi giydirmende hiçbir felsefi bilgin olmadığını gösteriyor buda üç.

Etki tepki üzerine geliştirdiğin ahmaklıkları bir daha oku !feyz al ''yazdıklarından''zırıltı cahil,zır cahil,kara cahil.
Bir yerlerimle gülüyorum sana.
Sadece cahil değil budalasında

Save The Day
12-08-2016, 07:31
Açtığın başlığa sadık kalmayıp sınırsız cehaletinle Felsefeye saldıran hazret ;Burada sana fesefeyi öğretecek çok sayıda insan var bunu bil,yani,meydan boş değil,bu bir.vikipedi ne diyor:dediğin için felsefeden iyice uzaksın bu iki.
Caner Tasamana ,öyle zavallı bir embesil alete filozof giysisi giydirmende hiçbir felsefi bilgin olmadığını gösteriyor buda üç.

Etki tepki üzerine geliştirdiğin ahmaklıkları bir daha oku !feyz al ''yazdıklarından''zırıltı cahil,zır cahil,kara cahil.
Bir yerlerimle gülüyorum sana.
Sadece cahil değil budalasında

Bu kadar saldırgan olup hakaret etmen bir karakter sorunun olduğunu gösterir. Biraz Pyrrhon ve Spartacus'u bu konuda örnek alsan burada konuşulan konunun seviyesi düşmeyecek. Bu arada vikipediden örnek vereceğim tabi, çok güzel bir kaynak. Kafamdan uydursam daha mı iyi? Kaynak veriyorum cahil oluyorum. Caner Taslaman hakkında öyle atıp tutuyorsan karşısına gidip tartışmanı tavsiye ederim. Davulun sesi uzaktan hoş geliyor çünkü. Tartışmada açığa çıkar her şey. Buradaki üyeler hakkında kötü konuşmadım, felsefe üstadları var kabul hatta evrensel vardı fakat banlandı, şimdikiler de neredeyse onu aratmıyor.

Save The Day
12-08-2016, 07:40
işte sorun bu.

ben metodoloji konuşuyorum.
metodoloji olmadan, bilim de olmaz.
soru kendi içinde indirgemeci, düalist ve tekçi bi açıklamayı koşulladığı için;
yanlış soru.
bir değil birçok açıdan yanlış.
bunun ayırdını sana verecek olan metodoloji ise, felsefi birikimle sağlanır.

felsefesiz bilim, bilimsiz felsefe olmaz, olamaz.

o yüzden genler ile çevre karşılıklı diyalektik ilişki içindedir diyen ve senin düaliten tarafından koşullanmayıp üçüncü bir sçenek sunanın sunduğu seçeneği anlayamazsın.
ya da kökten yanlış anlarsın.

genler elbette etkili.
çevre de elbette etkili.
ama asıl etki genlerin ve çevrenin karşılıklı etkileşiminde birbirini koşullmasında.
karşılıklılık ya da çelişki senin sandığın şey değil.
çelişki denince tutarsızlık, diyalektik deyince kelime yarıştırmaak zanneden biri olarak kalma.

sana verdiğim linkteki kitabı da es geçme.

konuyu da biyere getirmedim.
konuya dair görüşüm zaten mesaj içinde gayet açık ifade edildi.

Din ile bilim ayrılamaz, beraberdir çelişmezler vs diyenler gibi olmadınız mı şimdi? Yahu felsefe ile bilim aynı dal değil ki. İkisi farklı. Mesela evrim ağacı okumuyor musun değerli hocam? Felsefenin kırıntısını görebildin mi orada? Felsefe olmadan işlerini yapamıyorlar mı? Mesela süslü püslü olmuyor, sıkıcı oluyor yazı ve düz oluyor yani sade ama bir şekilde evrimi anlatıyorlar. İtiraf ediyorum bu sitedeki üyelerin kendi kavramları var, yani bazen sözlüğe baktığımda sözlükte olmayan şeyler, çıksa bile farklı olarak kullanılan. O yüzden bu sitedeki felsefeciler diğerlerinden farklı. Süslü püslü sözler. Güzel ama.

Bu arada çevre ile ilişki diyalektik falan. Aşağıya link vereceğim oradaki yazıyı okuyun. Doktor çok emek harcıyor, tam bir kız gibi yetiştirmelerine rağmen başarılı olunamıyor. Doğuştan geldiğinin güzel bir örneği. İstediğin kadar diyalektik ilişki falan uğraşılsa da olmuyor ve en sonunda intihar ediyor.
http://www.evrimagaci.org/fotograf/73/3238

Khaos
12-08-2016, 07:49
iyi de save

wiki kolaycılığının sonu bir çeşit wiki cehaletidir.
son tahlilde wiki bir sözlükten ibarettir, üstelik de açık sözlüktür.
şu anda sen wikideki herhangi bir başlığa girip ekleme, çıkarma yapabilir birçok alakasız şeyi anlatabilirsin.

işin bide evrimi var.
türlerin kökeni anlamında değil.
felsefenin evrimi var.

diyalektik metod ile, tez-antitez-sentez zırvasının alakası yok.
öyle bişey yok.
sana sokratik dönemin kavramları derken bunu kastettim.

üzerinden 2000 küsür yıl geçmiş içeriklerle tartışıyorsun.

bi de neden caner taslamana sürekli atıf yaptığın belirsiz.
adam teolog.
ve klasik felsefede kalmış.
modern felsefenin kavramsallaştırmalarını ya bilmiyor, ya işine gelmediği için bilmez görünüyor.
sana taslamandan hayır gelmez.

biraz emek vermen gerek.
felsefe öğrenme, felsefe yapacak düzeye gel.
alıştır beynini felsefe yapmaya.

öbür başlıkta da bazı zırvalara argüman demişsin.
yahu etme,
argüman kavramının bu derece ayağa düştüğünü de ilk görüyorum.

Save The Day
12-08-2016, 07:59
iyi de save

wiki kolaycılığının sonu bir çeşit wiki cehaletidir.
son tahlilde wiki bir sözlükten ibarettir, üstelik de açık sözlüktür.
şu anda sen wikideki herhangi bir başlığa girip ekleme, çıkarma yapabilir birçok alakasız şeyi anlatabilirsin.

işin bide evrimi var.
türlerin kökeni anlamında değil.
felsefenin evrimi var.

diyalektik metod ile, tez-antitez-sentez zırvasının alakası yok.
öyle bişey yok.
sana sokratik dönemin kavramları derken bunu kastettim.

üzerinden 2000 küsür yıl geçmiş içeriklerle tartışıyorsun.

bi de neden caner taslamana sürekli atıf yaptığın belirsiz.
adam teolog.
ve klasik felsefede kalmış.
modern felsefenin kavramsallaştırmalarını ya bilmiyor, ya işine gelmediği için bilmez görünüyor.
sana taslamandan hayır gelmez.

biraz emek vermen gerek.
felsefe öğrenme, felsefe yapacak düzeye gel.
alıştır beynini felsefe yapmaya.

öbür başlıkta da bazı zırvalara argüman demişsin.
yahu etme,
argüman kavramının bu derece ayağa düştüğünü de ilk görüyorum.

Vikipedi cahillikle alakası yok. Aksine çok güzel bir kaynak. Tabi ingilizcesi daha başarılı olabilir ona bişey diyemem. Rastgele konuşmaktansa kaynak vererek konuşmayı tercih ediyorum. Ayrıca vikipedide kontrol sistemi var. Rastgele bir şey yazsanız kabul edilmez. Felsefenin evrimi var diyorsunuz. Tabi zamanla değişebilir. Teolog diyerek hemen aşağılıyorsunuz ama teoloji zaten din felsefesi değil mi? Klasik felsefe okulda öğrenilen mi? Adam profesör. Senden benden daha iyi bilmesi gerekmiyor mu? Eğitim sistemi mi kötü yoksa? Bir de şunu farkettim bu sitedeki üyeler özel. Felsefe dedikleri şeyleri de farklı. Bu hoşuma gitti. Sıradan değilsiniz değerli hocam. Özelsiniz diyorum. Diğer forumlara gitseniz tartışmalarda ezersiniz. Hatta gelin donanım haber foruma. Klasik felsefe falan diyorsunuz onlar kahve muhabbetinde kalmışlar. Gelin oraya.

Felsefe hakkında öğütleriniz güzel. Bir de felsefe ezber değildir, kritik düşünmeyi gerektirir. O yüzden önce öğrenmek sonra da kafa yormak lazım diyorum. Ama profesör bi adamı bile beğenmiyorsunuz ki o bile bilmiyorsa ben nasıl öğreneceğim :) Nedir tavsiyeniz.

Save The Day
12-08-2016, 10:51
Sevgili Pyrrhon,

Felsefe krtik düşünce ve kapsamlı analizdir falan yazmışsın. Yani felsefe şudur budur şunu yapar gibi. Tamam da bilim ile de yapabilirsin. Bilim deney ve gözleme dayanır. Gerçeğe ulaşmanın en etkili yoludur belki de. Yani bilim tek başına da yetebilir görünüyor. Felsefe neden şart olsun? Bilim eksik mi kalır? Eski dönemlerde bilim çok geri veya olmadığından felsefe diye bir akım başlamış. Oysa günümüzde bilim diye bir olay var. Tamam felsefe elbette yapabiliriz ama birbirine karıştırmadan neden yapamayalım? Din ile bilimi yan yana getirmek gibi olmuyor mu? Ayrıca bilimin var olma koşulu felsefe diyorsun. Eskiden felsefe bilime öncülük etmiş olabilir ama şu an öyle bir şart yok. Örneğin evrim ağacında makaleler mevcut. Felsefe yapmadan salt bilim var. Sıkıcı, yalın ve düz bir yazı oluyor ama yapıyorlar. Belki basit geliyordur size ama yapıyorlar. İsterseniz evrim ağacının sitesine bir girin ve makaleleri okuyun. Felsefeyi eleştiren makalesi de var. Linkini atayım hatta ve okuyun lütfen. http://www.evrimagaci.org/fotograf/85/8241

Ayrıca cinsel yönelim hakkındaki görüşünüze katılmıyorum. Kendinde şey olarak olduğunu düşünüyorum. Verdiğim makale de bunu doğrular niteliktedir. Ortamı ayarlıyorlar, doktorlar onun için uğraşıyor, her şey yapılmasına rağmen doğuştan gelen yönelimi değiştiremiyorlar. Bu açıdan makaleyi okumanız gerekiyor. Okumadan ne olduğunu bilemezsiniz. Orada neler olduğu güzelce anlatılmış. Okumanız lazım.

pianola
12-08-2016, 11:02
Ayrıca cinsel yönelim hakkındaki görüşünüze katılmıyorum. Kendinde şey olarak olduğunu düşünüyorum. Verdiğim makale de bunu doğrular niteliktedir. Ortamı ayarlıyorlar, doktorlar onun için uğraşıyor, her şey yapılmasına rağmen doğuştan gelen yönelimi değiştiremiyorlar. Bu açıdan makaleyi okumanız gerekiyor. Okumadan ne olduğunu bilemezsiniz. Orada neler olduğu güzelce anlatılmış. Okumanız lazım.

Felsefede sunu da ogrenirsin; zorla guzellik olmaz.

Belli ki senin su doktorlar, felsefe fakirleriymis.

Khaos
12-08-2016, 11:30
Sevgili Pyrrhon,

Felsefe krtik düşünce ve kapsamlı analizdir falan yazmışsın. Yani felsefe şudur budur şunu yapar gibi. Tamam da bilim ile de yapabilirsin. Bilim deney ve gözleme dayanır. Gerçeğe ulaşmanın en etkili yoludur belki de. Yani bilim tek başına da yetebilir görünüyor. Felsefe neden şart olsun? Bilim eksik mi kalır? Eski dönemlerde bilim çok geri veya olmadığından felsefe diye bir akım başlamış. Oysa günümüzde bilim diye bir olay var. Tamam felsefe elbette yapabiliriz ama birbirine karıştırmadan neden yapamayalım? Din ile bilimi yan yana getirmek gibi olmuyor mu? Ayrıca bilimin var olma koşulu felsefe diyorsun. Eskiden felsefe bilime öncülük etmiş olabilir ama şu an öyle bir şart yok. Örneğin evrim ağacında makaleler mevcut. Felsefe yapmadan salt bilim var. Sıkıcı, yalın ve düz bir yazı oluyor ama yapıyorlar. Belki basit geliyordur size ama yapıyorlar. İsterseniz evrim ağacının sitesine bir girin ve makaleleri okuyun. Felsefeyi eleştiren makalesi de var. Linkini atayım hatta ve okuyun lütfen. http://www.evrimagaci.org/fotograf/85/8241

Ayrıca cinsel yönelim hakkındaki görüşünüze katılmıyorum. Kendinde şey olarak olduğunu düşünüyorum. Verdiğim makale de bunu doğrular niteliktedir. Ortamı ayarlıyorlar, doktorlar onun için uğraşıyor, her şey yapılmasına rağmen doğuştan gelen yönelimi değiştiremiyorlar. Bu açıdan makaleyi okumanız gerekiyor. Okumadan ne olduğunu bilemezsiniz. Orada neler olduğu güzelce anlatılmış. Okumanız lazım.

yapma dostum böyle dedikçe sen ısrarla devam ediyorsun.
ne yani aramızdaki güven sorunu mudur, yoksa inatlaşmaya mı başladık.

eski dönemlerde, bilim geri olduğu için felsefe diye bir AKIM başlamadı.
henüz analitik düşünce tam olgunlaşmadığı ve olguların taksonomisi yapılmadığı için tüm bilimler bir tek isim altında yapılmaya başlandı.
buna kısaca felsefe dendi.

bu süreç genelde thales'le başlatılır.
m.ö. 6 yada 7. yy'dan bahsediyoruz.
adam matematikçi, fizikçi, kimyacı biyolog gökbilimci.
gel aristoya keza o da öyle.
bilimler felsefenin kucağında doğdular, erginleştikçe de ana evini terkettiler.
felsefe bilimlerin anasıdır.
önce felsefe ve bilim ilişkisine dair saptamalarının tarihsel yanlışlığını büyüklük gösterip kabullen. bu bir olsun.

iki: karl popper diye bi adam var. yanlışlanabilirlik diye epistemolojik bi ilke ortaya koyuyor. dawkins evrimin de yanlışlanabilir olduğunu defalarca söyleme ihtiyacı hissediyor.
bilimsel teori denince temel kriterlerden biri bu ve tüm bilimsel literatür neredeyse bu ilkeye göre yeniden yazılıyor.
karl popper iyi bi fizikçi falan mı zannediyorsun.
hayır değil. felsefeci.
bunu bi düşün bakalım.

üç: başlığı dayandırdığın tekil olay fazlasıyla trajik ve asab bozucu. o nedenle ısrarla o kısma girmekten kaçınıyorum.
ancak tekil olay örneklemesiyle metod karşı karşıya getirilip tartışma zemini kurulmaz.

metod tartışılır.
ben de zaten en baştan metoda dair cümle kurdum.
düalite dedim.
koşulluyor ve monizme mahkum ediyor falan dedim.
hiç önemsemedin.

önemse.

kendi canına kıymış bir adamın trajedisini tartışamam ben.
dayanamam pek.
gevezeliğe malzeme olmamalı böyle şeyler.

verdiğin linki henüz okumadım.
şimdi okuyup, evrim ağacındakilerin felsefeden ne anladığına da bi bakıcam.

sen de sana verdiğim linkteki kitabı ciddiye alıp oku.
eğer benim önerdiğim bir kitaptan faydalanacağına dair güvenin yoksa o senin sorunun.

Yıldıztozu
12-08-2016, 11:58
Darwin, Einstein, Newton gibi insanlar birer filozoftur aslında. Bilim insanı kimliğinden daha çok birer filozof.

Darwin evrim kuramını, Einstein genel görelilik kuramını felsefi çıkarımlarla elde etmiştir. Laboratuara girip deney yaparak değil.

Mesela evrim, biyolojiden çok felsefenin alanına girer. Çünkü biyoloji sadece canlıların evrimiyle ilgilenirken felsefe her şeyin evrimiyle ilgilenebilir.

Khaos
12-08-2016, 12:02
save linke baktım.
okuyamadım.

felsefenin ne olduğunu bilmeyenlerin felsefe üzerine yazdıklarını okumak beni yoruyor.
adam, benim teoloji dediğim şeyle hesaplaşmaya kalkarken, teolojiyle felsefenin ayrımını yapma gereği dahi hissetmemiş.
klasik felsefe; klisenin tekelindeki kokuşmuş idealist bir felsefedir ve felsefeden çok hristiyan teolojisidir.

modern felsefeyi ise tamamen pas geçip postmodern zırvalara bir iki atıf yapmış.
en genel biçimiyle, bu arkadaş egemen idealist felsefe ile felsefeyi eşitlemiş.

ne materyalizmden ne diyalektikten bihaber davranmış.

sadece boş hezeyanlardan ibaret, altyapısı son derece zayıf ve kulaktan dolma birisinin
felsefeyi bilmeyen birisinin yazısı bu.

bi yerde felsefe doktorası falan yapmış olsa bile bu felsefe bilmediği gerçeğini değiştirmiyor.

benim felsefemde, ontoloji ve epistemoloji diye bir ayrım yoktur.
dolayısıyla yazdıklarının muhatabı benim felsefem değil.

edebiyat fakültesinde felsefe yapanlara kızmış belli ki.
onları bende filozoftan saymam zaten.
ama yazının yazarı da filozoftan sayılacak biri değil.

dersen ki adam zaten bilimci, filozof değil.
o zaman gitsin bilim yapsın, ama bi daha yanlışlanabilirlik gibi bi ilkeyi kullanmasın.

Khaos
12-08-2016, 12:19
Darwin, Einstein, Newton gibi insanlar birer filozoftur aslında. Bilim insanı kimliğinden daha çok birer filozof.

Darwin evrim kuramını, Einstein genel görelilik kuramını felsefi çıkarımlarla elde etmiştir. Laboratuara girip deney yaparak değil.

Mesela evrim, biyolojiden çok felsefenin alanına girer. Çünkü biyoloji sadece canlıların evrimiyle ilgilenirken felsefe her şeyin evrimiyle ilgilenebilir.

çok daha vurucu, daha dakik bi örneklemeyle katkı vereyim iznin olursa.

klasik evrim teorisi darwinde tedricidir.
linerdir.
sıçramaları öngörememiştir.
bu nedenle de fosil boşlukları darwinin korkulu rüyası olmuş, bir gün bu boşlukların dolacağını hayal ederek avunmuştur.

neo-darwinciler ise stephen gouldun felsefeden yola çıkarak geliştirdiği ve sahada tam da fosilbilim tarafından desteklenen sıçramalı evrimle bu sorunu aşabildiler.

felsefeci olmayan, felsefesini bilime karıştırmayan mı var.
pür bilimci mi var.

heisenberg idealizmim için bilim yapıyorum diyecek kadar ileri gitmiş,
aynştayn felsefesine uymadığı için kendi görelilik kuramına KEYFİ olarak kozmolojik sabite eklemiştir.
çünkü koca aynştayn statik evrenciydi.
oysa evren dinamik çıktı.
ayştayn her fırsatta buna atıf yapıp, hayatımın hatası demiştir.

siz felsefeyi kapı dışarı etmek istedikçe, boşalan alan idealizmin yüssüzlüğüne teslim edilecektir.

felsefe bilmeyen bilimci, geometriden araklanmış singularity kavramı üzerine big bang inşa ederse;
iki şey olur.
teoriyi otuz defa revize eder.
teori bilimin değil teolojinin sömürdüğü orosbuya döner.
oysa baştan o kavrama filozof eli deyseydi bu iş böyle olmazdı.

darwin döneminin moda akımı tedriciliğe bu kadar kapılmasaydı boşuna kabuslar görmez, fosillerde liner bir çizgi aramaz, uzun durgunlukların sonucu çıkan ani sıçramaların fosillerdeki izdüşümünü hemen görebilirdi.

boşuna tırmalıyorlar.
burjuva , idealizm çöp olunca felsefeyi heryerden bilimden bile temizlemek ister.
onun felsefesi kaybetti. artık yegane felsefe diyalektik materyalizmdir.
ve yeri bilimin hemen yanıbaşıdır.
bilimi destekler, bilim tarafından desteklenir.

bursali68
13-08-2016, 01:03
Merhaba,

Benim anladığım, cinsel bir yapı üzerine dünyaya geliyor insan.Ancak aile, çevre ve psikolojik nedenlerden dolayı doğuştaki bu çizgi değişebiliyor..Yani " cinsel eğilim " iki kere ikinin dört ettiği gibi doğuştaki haliyle devam etmeyebiliyor diye düşünüyorum.

Sağlıcakla kalınız...

Save The Day
19-08-2016, 11:17
Merhaba,

Benim anladığım, cinsel bir yapı üzerine dünyaya geliyor insan.Ancak aile, çevre ve psikolojik nedenlerden dolayı doğuştaki bu çizgi değişebiliyor..Yani " cinsel eğilim " iki kere ikinin dört ettiği gibi doğuştaki haliyle devam etmeyebiliyor diye düşünüyorum.

Sağlıcakla kalınız...

Değerli hocam düşüncenizi paylaştığınız için teşekkür ederim. Aslında istediğim bu kadar basit bir olaydı fakat konu felsefe tarihine kadar kaydı. Oysa istediğim bu kadar basitti. Çok güzel bir şekilde ifade etmişsiniz. Diğer üyeler de böyle yapsaydı da konu sapmasaydı keşke.

Peki konu hakkında şunu merak ediyorum. Genetik olarak bir temel olur ve çevreye göre bu cinsel yönelim değişebiliyor diyorsunuz. Peki çevreye rağmen değişemediği de olmaz mı? Öyle olduğu zaman yani çevre ne kadar uygun olarak ayarlansa bile doğuştan gelen cinsel yönelim değişmezse o zaman bir belirsizlik olmaz mı? Ne düşünüyorsunuz? Ayrıca konuyla ilgili bir makale vereceğim. Onu okuyup görüşünüzü söyleyebilir misiniz? Saygılar

http://www.evrimagaci.org/fotograf/73/3238

bursali68
19-08-2016, 12:35
Değerli hocam düşüncenizi paylaştığınız için teşekkür ederim. Aslında istediğim bu kadar basit bir olaydı fakat konu felsefe tarihine kadar kaydı. Oysa istediğim bu kadar basitti. Çok güzel bir şekilde ifade etmişsiniz. Diğer üyeler de böyle yapsaydı da konu sapmasaydı keşke.

Peki konu hakkında şunu merak ediyorum. Genetik olarak bir temel olur ve çevreye göre bu cinsel yönelim değişebiliyor diyorsunuz. Peki çevreye rağmen değişemediği de olmaz mı? Öyle olduğu zaman yani çevre ne kadar uygun olarak ayarlansa bile doğuştan gelen cinsel yönelim değişmezse o zaman bir belirsizlik olmaz mı? Ne düşünüyorsunuz? Ayrıca konuyla ilgili bir makale vereceğim. Onu okuyup görüşünüzü söyleyebilir misiniz? Saygılar

http://www.evrimagaci.org/fotograf/73/3238

Merhaba,

Sevgili Save The Day...

Kendi düşüncelerimi belirttim.Makaleyi de okudum bu arada.Oradaki konu sanırım biraz istisna gibi, yani " doğallıktan uzak " zorlama yapıldığı için sıkıntılar oluşmuş, çok istisna bir durum gibi geldi bana ya da benim söylemeye çalıştığımdan farklı bir yaşanmışlık var orada.O makaledeki durum : ZORUNLU CİNSİYET DEĞİŞİMİ...

Oysa ki benim sözünü ettiğim, ki konudan da anladığım Cinsel eğilim, cinsel davranış ve tercihler, yani Heteroseksüel, Biseksüel tarzına yöneliş hayatın doğal akışındaki yön...

Doğal eğilimin sonucu da fiziki olarak cinsiyet değişimine gidebilir.Ancak cinsiyet değişimi zaten bu durumun tavanı ve çeşitli sorunları da beraberinde getirir diye düşünüyorum ki makale de bunu bu anlamda destekler nitelikte...

HORMONAL yapı bedenin ortaya çıkışındaki aşamalar içerisinde gerçekleşiyor zaten.Bunu tercih, istek, eğilim olarak değişebilir olarak görüyorum, ancak bu hormonal belirliliği zorla değiştirmek de çeşitli sorunlara yol açar diye düşünüyorum.Vücudun dengeleri aslında psikolojik olarak belki sorun olmadan aşılabilse dahi fiziki ve biyolojik olarak sorunlar çok çok yükselir.O yüzden cinsiyet değişimiyle ilgili, geçmişteki MANUKYAN aklıma geldi bir anda...

Tabii bu söylediklerimde " istisnaları " ayrı tutuyorum her zaman.Bilemiyorum, düşüncemi sunabildim mi?

Sağlıcakla kalınız...

alpha
22-08-2016, 12:35
Bir erkeğin kadın gibi davranması bence sapıklıktır. Eşcinselliğe karşıyım. Çünkü bilimsel olarak evrime bile aykırı.

Bu bir psikolojik hastalık olmalı, bu tür kişilerin tedavi edilmeleri gerekli.

Eğer böyle bir şey kabul olsaydı, neden daha küçükken mesela oğlunuz var ve yaşı 8 iken ona toka takmaya başlamazsınız ?

BU yazı :
http://www.hthayat.com/anne-ve-cocuk/cocuk/haber/1031069-cocugum-escinsel-mi