haci
09-03-2005, 18:03
Uzun yıllar önce dünyada yaşam yoktu Daha da öncesinde dünya yoktu. Güneş yoktu., Yıldızlar, galaksiler yoktu. Zaman ve uzay yoktu. Evren yoktu. Yalnız fizik yasaları vardı.... Her şey bir anda o yasaların hükmettiği false vacuum için de ortaya çıktı ve her şey kendini çıkaran fizik yasalarına boyun eğdi, secde etti.
Evrenin başlangıç öyküsü aslında fizik yasalarının zaferinin destanıdır. Fizik yasalarının maddenin varlığından soyutlanması, evreni yoktan var etme şansına sahip olan yegane koşuldur. Fizik yasaları olmasaydı evren de olmazdı. Fizik yasaları olmasaydı enerji maddeye dönüşemez, madde oluşamaz, galaksiler, dünya ve canlılar ortaya çıkamazdı. Fizik yasaları olmasaydı evren insan aklında bilince kavuşamaz ve kendi görkemini yakından izleyemezdi. Bu muhteşem evren varlığını fizik yasalarına borçludur.
Evrende mevcut bütün fizik yasaları, evren öncesi dönemde de vardılar. Hiç bir şey nedensiz yoktan var olmadı. Madde yoktu, enerji yoktu. Şimdi de yok! Hala yok! Yalnız soyut bir kavram olan ve somut maddeyi manüple etmek gücüne sahip olmasına rağmen, sahipsiz bir ruh, uyruksuz bir kral, müritsiz bir peygamber ve kulsuz bir Allah olan fizik yasaları vardı... Ve o yasalar bir gün kral oldu, peygamber oldu... Allah oldu.. Evrene hükmetti. Bu yazı bu hilkatin kısa öyküsüdür.
Fizik yasaları bugün ne iseler, Big Bang öncesinde de o idiler. Değişmediler. Madde ve enerji yoktan var olamadığı gibi, yok da olmuyordu. Belirsizlik ilkesi bütün netliği ile egemendi. Entropi yasası üzerinde etki yapacağı enerjiyi aramakla meşguldü.
False vacuum nasıl bir şeydi? Bu terimde vacuum, en düşük olabilecek bir enerji düzeyini simgelemektedir. False ise geçici anlamına gelmektedir. False vacuum öyle bir şeydir ki hem geçicidir, hem de mümkün olabileceği kadar düşük bir enerji düzeyidir.
Hiçbirşeyliğe de hükmeden fizik yasaları enerji konservasyonunu yakından denetliyorlardı. Hiç bir şey yoktan karşılıksız var olamıyordu. Ama bu hiç bir şey yoktu anlamına gelmemeli.. Fizik yasaları vardı ya! Bi de sürekli olarak, sıcak ve aysız ağustos gecelerine ışık tutan ateş böcekleri gibi yanıp sönen, virtual particle’lar vardı. Yani zimni veya yalancı zerreler.... Ayrıca bu Hiçbirşeylik’teki vacuum’da dalgalanmalar vardır. Buna vacuum fluctuation denir. Quantum mekaniğine göre bütün alanlar dalgalanırlar. Bu dalgalanmanın gerçek değeri, her an, ortalama bir sabit değer etrafında oynar, durur. Değişir. Vacuum dalgalanmasındaki enerjinin ortalama değeri bir fotondaki enerjinin yarısı kadardır. Bu zerreler ve vaküm dalgalanmaları fizik yasalarına harfiyen uyuyorlardı. Çünkü Hiçbirşeylik’e bile fizik yasaları hükmediyordu.
Yalancı zerreler karşıtları ile birlikte doğadan enerji borç alarak ortaya çıkıyorlar ve 10^-21 saniye yaşadıktan sonra, karşıtları ile nötralize edilerek, aldıkları borcu doğaya iade ediyorlar ve yok oluyorlardı. Enerji tutumu yasasına saygı gösteriyordu bu yalancı zerreler. Borçlarını vermemezlik etmiyorlardı. Doğa bankasının dürüst ve sadık müşterisiydiler... Ta ki belirsizlik ilkesinin kendini diğer fizik yasalarına kabul ettirme çabası, hiçbirşeyliğe bir an için hükmetmeye karar verinceye kadar.......
Yalancı zerrelerin borç alma ve onu geri ödeme oyununu büyük bir zevkle oynadıkları anlardan biriydi... Hiçbirşeylik derin bir sessizliğe gömülmüştü. Kenarda köşede bir yerlerde, yeni bir zimni zerre karşıtı ile birlikte doğmuş ve doğadan borç aldığı enerji ile ne yapacağını düşünüyordu. Onu iade etmesine biraz daha zaman vardı. Hiç de borcunu ödemeyecek bir yalancıya benzemiyordu. Çünkü o zamana kadar yalancı da olsalar bütün virtual zerreler, aldıkları borçları büyük bir dürüstlük ve sadaketle doğaya geri ödemişlerdi. Doğanın kuşkulanması için bir neden yoktu..
İşte tam bu sırada fizik yasalarının en kaprislilerinden biri olan Heisenberg’in belirsizlik yasasının ahı tuttu... Zimni zerre çok kısa bir an var olup, borcunu doğaya ödeyerek yok olacağına, şeytana, pardon, belirsizlik ilkesine uydu ve genişlemeye başladı... Zaman Big Bang’in 10^-37 saniyesini vuruyordu... Zimni zerre doğadan enerji borç almıştı. 10^-24 sm çapında, bir protondan yüz milyar kere küçük olan yapısında, doğadan borç aldığı enerji ile kendini avutuyordu. Kendisinin 10^-24 sm çapında bir yalancı zerre olmasına rağmen borç aldığı enerji çok büyüktü. Tıka basa enerji doluydu, zimin zerre yani…. Belirsizlik ilkesine uymaya zorlanmasaydı, zamanı dolunca borcunu doğaya iade edecek ve enerji tasarruf yasasına uyacaktı. Ama belirsizlik ilkesi buna olanak vermemiş, hiçbirşeylik içinde false vacuum denen, off shore bankasını kurmuştu bile.. Artık çok geçti... Big Bang süreci başlamıştı. False vacuum’a genişlemekten başka bir seçenek verilmemişti. Ve genişledi geçici vacuum.. Ne olduysa işte bu genişleme sırasında oldu.... Ama yine de fizik yasalarına isyan edilmedi.. Kanunsuzluğa baş vurulmadı. Fizik yasalarını artık Allah olma yolundan kimse döndüremezdi.
False vacuum her hangi bir vaküm değildir. Çok özel bir vacuum dur.. Bu özelliğin nedeni içindeki basıncın hem büyük, hem de negatif olmasıdır. Heisenberg’in belirsizlik ilkesine hürmet ederek ortaya çıkan ve bir zimni zerre olan false vacuum, Big Bang’in 10^-37 ile 10^-34 saniyeleri arasında genişlemiş ve bir sm çapına ulaşmıştır. Ama bu ne müthiş bir genişlemedir.... Bu genişleme yalancı zerrenin fizik yasalarına olan isyanıdır. Tabii onu da kendi türüne münhasır bir yasa olarak kabul etmek zorundayız. Bu aslında itici-çekici gücü barındıran bir zerredir ve çok kısa bir zaman diliminde, ışık hızından da hızlı bir hareketle, borcunu henüz doğaya ödeyemeden, genişlemiştir. Atomaltı zerrelerin öncülerinin de oluştuğu bu ani genişleme seslidir. Bir saniye içerisinde şimdiki evrenin binde birinin büyüklüğüne ulaşılmıştır. Bebek evrenin doğumunu müjdeleyen başlangıçta ortaya çıkan ses, genişlemekte olan evrenin en uzak köşelerinde binlerce yıl sürecek yankılar yaparak yayılacak ve maddenin dağılımına ilk şeklini verecektir. Muhtemelen kozmik zemin radyasyounuda gözlemlenen ve bire 100 bin olan eser heterojeniteden sorumludur.
False vacuum’un içindeki basıncın negatif ve enerjisinin büyük olduğundan bahsetmiştik. Bu false vacuum ile ilgili bir niteliktir. False vacuum’un normal vakümdan bir farkı daha vardır.
Yalnız bir girişi olan silindir içinde bir piston düşünün. Pistonun kolunu çekince silindirin içindeki negatif basıncın artacağını dikkate alın. Pistonun içinde ne varsa o etrafa yayılacak ve seyrekleşecektir. Yani dilüe olacaktır. Çünkü daha geniş bir hacme dağılacaktır.
False vacuum basit bir vaküm değildir. Genişlemesi sırasında enerjisi kolaylıkla seyrekleşemeyecektir. Çünkü false vacuum’un hızla enerji yoğunluğunu kaybetmesi mümkün değildir. Enerjinin düşmesi yavaş bir süreçtir. Dolayısıyla enerji yoğunluğu değişmeyecektir.
Bu bir fizik yasasıdır.
Hiç bir şey yoktan karşılıksız var olamayacağı için enerji de karşılıksız var olamaz. Bu genişleme sırasında yoğunluğu değişmediği için giderek artan enerjinin karşıtı da birlikte çoğalmalıdır. Ki doğanın enerji konservasyonu yasalarına uyulsun.......
Doğa bunu nasıl sağlamıştır?
Genişleme süreci içinde olan false vacuum da enerji yoğunluğu değişemeyeceği için, enerji artmak zorundadır. Yukardaki silindir örneğine geri dönelim…. Pistonunu kolunu çektiğimiz zaman artan negatif basıncın kaynağı kolu çeken güç tarafından sağlanacaktır. Belirsizlik ilkesine uyarak genişleyen False vacuum işte bu güçtür.
Bu arada Einstein’ın genel görelilik kuramına göre:
Enerji yoğunluğuna bağlı basınç artması enerjinin etrafında çekim alanı oluşturacaktır. False vacuum içindeki basınç negatif olduğundan, çekici güç değil, itici güç manifet hale gelecek, false vacuum hızla genişleyecektir….
Ortaya çıkan bu itici güç false vacuum’u, Big Bang’in 10^-37 ile 10^-34 saniyeleri arasında, aniden genişletmiştir. İtici güce bağlı olan genişleme yalnız bu kısa zaman dilimi içinde gerçekleşmiş ve evrenin çapını bir santimetreye katapult etmiştir. Bu süreç sırasında ışık hızı 100 kere geçilmiştir. Daha sonra itici güç yerini çekici güce terkederek, aradan çekilmiştir. False vacuum’un ömrü Big Bang’in 10^-37 ile 10^-34 saniyeleri arasında geçen zaman kadar kısadır. Evren bundan sonra da genişlemesine devam etmiştir ama, bu genişlemeyi çok daha yavaş bir hızla yapmıştır. Bu genişlemenin ilk saniyesinin küsürleri içinde, enerji maddeye dönüşmüştür.
İlk genişleme döneminde artan enerjinin fizik yasalarını ihlal etmemesi için, onunla birlikte zıt bir gücün varlığına gereksinim olduğuna değinmiştik. Bu güç çekim gücüdür. Bu genişleme sırasında enerji maddeye dönüşmüş ve madde daha sonra oluşan uzayın içine dağılmıştır. Evrende mevcut bu madde ve enerji ile onlara karşı ortaya çıkan çekim gücü birlikte, sıfırdır. Başka bir deyişle evrenin toplam enerjisi sıfırdır. Madde ve enerji kadar çekim gücü de vardır. Çekim gücü negatif olup, ikisinin toplamı sıfırdır.
Evrenin ortaya çıkışı sırasında fizik yasaları yakından izlenmiş ve ihlal edilmemişlerdir.
Enerji karşılıksız yaratılmamıştır.
Fizik yasalarına göre false vacuum içinde enerji yoğunluğu düşmediği için ortaya çıkması gereken enerjinin karşılığı vardır.
Enerji tutumu yasası ihlal edilmemiştir.
Madde yoktan karşılıksız var olmamıştır.
Madde, karşılığı ile birlikte bazı fizik yasalarını tatmin etmek üzere ortaya çıkmış ve genişleme süreci sırasında, ani basınç değişikliğine bağlı olarak oluşan ses dalgalarının da etkisiyle, evrene heterojen olarak dağılmıştır.
Evrende mevcut enerji yok edilemez. Ancak başka bir enerji türüne çevrilebilir. Çekim gücü negatiftir ve miktarı evrende mevcut enerji ve madde kadardır.
Bundan daha muhteşem bir yaratılış anomalisi düşünebiliyor musunuz?
Allah yoktur… Çünkü O’na gereksinim yoktur.. Doğa görkemini hiç bir şeye borçlu değildir.
HACI
Evrenin başlangıç öyküsü aslında fizik yasalarının zaferinin destanıdır. Fizik yasalarının maddenin varlığından soyutlanması, evreni yoktan var etme şansına sahip olan yegane koşuldur. Fizik yasaları olmasaydı evren de olmazdı. Fizik yasaları olmasaydı enerji maddeye dönüşemez, madde oluşamaz, galaksiler, dünya ve canlılar ortaya çıkamazdı. Fizik yasaları olmasaydı evren insan aklında bilince kavuşamaz ve kendi görkemini yakından izleyemezdi. Bu muhteşem evren varlığını fizik yasalarına borçludur.
Evrende mevcut bütün fizik yasaları, evren öncesi dönemde de vardılar. Hiç bir şey nedensiz yoktan var olmadı. Madde yoktu, enerji yoktu. Şimdi de yok! Hala yok! Yalnız soyut bir kavram olan ve somut maddeyi manüple etmek gücüne sahip olmasına rağmen, sahipsiz bir ruh, uyruksuz bir kral, müritsiz bir peygamber ve kulsuz bir Allah olan fizik yasaları vardı... Ve o yasalar bir gün kral oldu, peygamber oldu... Allah oldu.. Evrene hükmetti. Bu yazı bu hilkatin kısa öyküsüdür.
Fizik yasaları bugün ne iseler, Big Bang öncesinde de o idiler. Değişmediler. Madde ve enerji yoktan var olamadığı gibi, yok da olmuyordu. Belirsizlik ilkesi bütün netliği ile egemendi. Entropi yasası üzerinde etki yapacağı enerjiyi aramakla meşguldü.
False vacuum nasıl bir şeydi? Bu terimde vacuum, en düşük olabilecek bir enerji düzeyini simgelemektedir. False ise geçici anlamına gelmektedir. False vacuum öyle bir şeydir ki hem geçicidir, hem de mümkün olabileceği kadar düşük bir enerji düzeyidir.
Hiçbirşeyliğe de hükmeden fizik yasaları enerji konservasyonunu yakından denetliyorlardı. Hiç bir şey yoktan karşılıksız var olamıyordu. Ama bu hiç bir şey yoktu anlamına gelmemeli.. Fizik yasaları vardı ya! Bi de sürekli olarak, sıcak ve aysız ağustos gecelerine ışık tutan ateş böcekleri gibi yanıp sönen, virtual particle’lar vardı. Yani zimni veya yalancı zerreler.... Ayrıca bu Hiçbirşeylik’teki vacuum’da dalgalanmalar vardır. Buna vacuum fluctuation denir. Quantum mekaniğine göre bütün alanlar dalgalanırlar. Bu dalgalanmanın gerçek değeri, her an, ortalama bir sabit değer etrafında oynar, durur. Değişir. Vacuum dalgalanmasındaki enerjinin ortalama değeri bir fotondaki enerjinin yarısı kadardır. Bu zerreler ve vaküm dalgalanmaları fizik yasalarına harfiyen uyuyorlardı. Çünkü Hiçbirşeylik’e bile fizik yasaları hükmediyordu.
Yalancı zerreler karşıtları ile birlikte doğadan enerji borç alarak ortaya çıkıyorlar ve 10^-21 saniye yaşadıktan sonra, karşıtları ile nötralize edilerek, aldıkları borcu doğaya iade ediyorlar ve yok oluyorlardı. Enerji tutumu yasasına saygı gösteriyordu bu yalancı zerreler. Borçlarını vermemezlik etmiyorlardı. Doğa bankasının dürüst ve sadık müşterisiydiler... Ta ki belirsizlik ilkesinin kendini diğer fizik yasalarına kabul ettirme çabası, hiçbirşeyliğe bir an için hükmetmeye karar verinceye kadar.......
Yalancı zerrelerin borç alma ve onu geri ödeme oyununu büyük bir zevkle oynadıkları anlardan biriydi... Hiçbirşeylik derin bir sessizliğe gömülmüştü. Kenarda köşede bir yerlerde, yeni bir zimni zerre karşıtı ile birlikte doğmuş ve doğadan borç aldığı enerji ile ne yapacağını düşünüyordu. Onu iade etmesine biraz daha zaman vardı. Hiç de borcunu ödemeyecek bir yalancıya benzemiyordu. Çünkü o zamana kadar yalancı da olsalar bütün virtual zerreler, aldıkları borçları büyük bir dürüstlük ve sadaketle doğaya geri ödemişlerdi. Doğanın kuşkulanması için bir neden yoktu..
İşte tam bu sırada fizik yasalarının en kaprislilerinden biri olan Heisenberg’in belirsizlik yasasının ahı tuttu... Zimni zerre çok kısa bir an var olup, borcunu doğaya ödeyerek yok olacağına, şeytana, pardon, belirsizlik ilkesine uydu ve genişlemeye başladı... Zaman Big Bang’in 10^-37 saniyesini vuruyordu... Zimni zerre doğadan enerji borç almıştı. 10^-24 sm çapında, bir protondan yüz milyar kere küçük olan yapısında, doğadan borç aldığı enerji ile kendini avutuyordu. Kendisinin 10^-24 sm çapında bir yalancı zerre olmasına rağmen borç aldığı enerji çok büyüktü. Tıka basa enerji doluydu, zimin zerre yani…. Belirsizlik ilkesine uymaya zorlanmasaydı, zamanı dolunca borcunu doğaya iade edecek ve enerji tasarruf yasasına uyacaktı. Ama belirsizlik ilkesi buna olanak vermemiş, hiçbirşeylik içinde false vacuum denen, off shore bankasını kurmuştu bile.. Artık çok geçti... Big Bang süreci başlamıştı. False vacuum’a genişlemekten başka bir seçenek verilmemişti. Ve genişledi geçici vacuum.. Ne olduysa işte bu genişleme sırasında oldu.... Ama yine de fizik yasalarına isyan edilmedi.. Kanunsuzluğa baş vurulmadı. Fizik yasalarını artık Allah olma yolundan kimse döndüremezdi.
False vacuum her hangi bir vaküm değildir. Çok özel bir vacuum dur.. Bu özelliğin nedeni içindeki basıncın hem büyük, hem de negatif olmasıdır. Heisenberg’in belirsizlik ilkesine hürmet ederek ortaya çıkan ve bir zimni zerre olan false vacuum, Big Bang’in 10^-37 ile 10^-34 saniyeleri arasında genişlemiş ve bir sm çapına ulaşmıştır. Ama bu ne müthiş bir genişlemedir.... Bu genişleme yalancı zerrenin fizik yasalarına olan isyanıdır. Tabii onu da kendi türüne münhasır bir yasa olarak kabul etmek zorundayız. Bu aslında itici-çekici gücü barındıran bir zerredir ve çok kısa bir zaman diliminde, ışık hızından da hızlı bir hareketle, borcunu henüz doğaya ödeyemeden, genişlemiştir. Atomaltı zerrelerin öncülerinin de oluştuğu bu ani genişleme seslidir. Bir saniye içerisinde şimdiki evrenin binde birinin büyüklüğüne ulaşılmıştır. Bebek evrenin doğumunu müjdeleyen başlangıçta ortaya çıkan ses, genişlemekte olan evrenin en uzak köşelerinde binlerce yıl sürecek yankılar yaparak yayılacak ve maddenin dağılımına ilk şeklini verecektir. Muhtemelen kozmik zemin radyasyounuda gözlemlenen ve bire 100 bin olan eser heterojeniteden sorumludur.
False vacuum’un içindeki basıncın negatif ve enerjisinin büyük olduğundan bahsetmiştik. Bu false vacuum ile ilgili bir niteliktir. False vacuum’un normal vakümdan bir farkı daha vardır.
Yalnız bir girişi olan silindir içinde bir piston düşünün. Pistonun kolunu çekince silindirin içindeki negatif basıncın artacağını dikkate alın. Pistonun içinde ne varsa o etrafa yayılacak ve seyrekleşecektir. Yani dilüe olacaktır. Çünkü daha geniş bir hacme dağılacaktır.
False vacuum basit bir vaküm değildir. Genişlemesi sırasında enerjisi kolaylıkla seyrekleşemeyecektir. Çünkü false vacuum’un hızla enerji yoğunluğunu kaybetmesi mümkün değildir. Enerjinin düşmesi yavaş bir süreçtir. Dolayısıyla enerji yoğunluğu değişmeyecektir.
Bu bir fizik yasasıdır.
Hiç bir şey yoktan karşılıksız var olamayacağı için enerji de karşılıksız var olamaz. Bu genişleme sırasında yoğunluğu değişmediği için giderek artan enerjinin karşıtı da birlikte çoğalmalıdır. Ki doğanın enerji konservasyonu yasalarına uyulsun.......
Doğa bunu nasıl sağlamıştır?
Genişleme süreci içinde olan false vacuum da enerji yoğunluğu değişemeyeceği için, enerji artmak zorundadır. Yukardaki silindir örneğine geri dönelim…. Pistonunu kolunu çektiğimiz zaman artan negatif basıncın kaynağı kolu çeken güç tarafından sağlanacaktır. Belirsizlik ilkesine uyarak genişleyen False vacuum işte bu güçtür.
Bu arada Einstein’ın genel görelilik kuramına göre:
Enerji yoğunluğuna bağlı basınç artması enerjinin etrafında çekim alanı oluşturacaktır. False vacuum içindeki basınç negatif olduğundan, çekici güç değil, itici güç manifet hale gelecek, false vacuum hızla genişleyecektir….
Ortaya çıkan bu itici güç false vacuum’u, Big Bang’in 10^-37 ile 10^-34 saniyeleri arasında, aniden genişletmiştir. İtici güce bağlı olan genişleme yalnız bu kısa zaman dilimi içinde gerçekleşmiş ve evrenin çapını bir santimetreye katapult etmiştir. Bu süreç sırasında ışık hızı 100 kere geçilmiştir. Daha sonra itici güç yerini çekici güce terkederek, aradan çekilmiştir. False vacuum’un ömrü Big Bang’in 10^-37 ile 10^-34 saniyeleri arasında geçen zaman kadar kısadır. Evren bundan sonra da genişlemesine devam etmiştir ama, bu genişlemeyi çok daha yavaş bir hızla yapmıştır. Bu genişlemenin ilk saniyesinin küsürleri içinde, enerji maddeye dönüşmüştür.
İlk genişleme döneminde artan enerjinin fizik yasalarını ihlal etmemesi için, onunla birlikte zıt bir gücün varlığına gereksinim olduğuna değinmiştik. Bu güç çekim gücüdür. Bu genişleme sırasında enerji maddeye dönüşmüş ve madde daha sonra oluşan uzayın içine dağılmıştır. Evrende mevcut bu madde ve enerji ile onlara karşı ortaya çıkan çekim gücü birlikte, sıfırdır. Başka bir deyişle evrenin toplam enerjisi sıfırdır. Madde ve enerji kadar çekim gücü de vardır. Çekim gücü negatif olup, ikisinin toplamı sıfırdır.
Evrenin ortaya çıkışı sırasında fizik yasaları yakından izlenmiş ve ihlal edilmemişlerdir.
Enerji karşılıksız yaratılmamıştır.
Fizik yasalarına göre false vacuum içinde enerji yoğunluğu düşmediği için ortaya çıkması gereken enerjinin karşılığı vardır.
Enerji tutumu yasası ihlal edilmemiştir.
Madde yoktan karşılıksız var olmamıştır.
Madde, karşılığı ile birlikte bazı fizik yasalarını tatmin etmek üzere ortaya çıkmış ve genişleme süreci sırasında, ani basınç değişikliğine bağlı olarak oluşan ses dalgalarının da etkisiyle, evrene heterojen olarak dağılmıştır.
Evrende mevcut enerji yok edilemez. Ancak başka bir enerji türüne çevrilebilir. Çekim gücü negatiftir ve miktarı evrende mevcut enerji ve madde kadardır.
Bundan daha muhteşem bir yaratılış anomalisi düşünebiliyor musunuz?
Allah yoktur… Çünkü O’na gereksinim yoktur.. Doğa görkemini hiç bir şeye borçlu değildir.
HACI