PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Roman Kar/Orhan Pamuk


Cem
17-07-2007, 23:06
İki haftalık tatilimde Orhan Pamuk'un "Kar" adlı romanını okudum. Gerek din ve laiklik gerekse güncel Türkiye politikalarına ilgi duyan Turan Dursun Sitesi izleyicilerinin akıcı bulacaklarını umduğum bir kitap olduğu için burada bahsetmeyi uygun gördüm.

Kar, Orhan Pamuk'un 1999-2001 yılları arasında yazdığı "ilk ve son politik romanım" dediği bir kitap. Kitap politika üzerine olduğu gibi aynı zamanda bir aşk romanı.

Şair Ka 1980 öncesi sol faaliyetleri olduğu gerekçesiyle tutuklanmamak için Almanya'ya kaçmış ve 12 yıl sonra Türkiye'ye geri dönmüştür. Geri döndüğünde Cumhuriyet Gazetesi adına Kars şehrinde artan bayan intiharlarını araştırmak, röportaj yapmak amacıyla bu şehire gider. Aslında asıl önemli amacı eskiden sevdiği kadının bu şehirde yaşıyor olması ve onun boşanmış olduğunu öğrenmesidir aynı zamanda. Şehir kar altındadır. Vali ve alay komutanı kardan yollar kapanmadan evvel şehir dışına çıkmış ama yollar kapandığı için geri dönememiştir. Şair Ka, intihar eden kızların aileleriyle röportajlar yaparken gene aynı şehirde saklı olan bir İslami örgüt lideri onun araştırmalarından rahatsız olmuş ve gizlice yanına getirtilmesini istemiştir. İntihar eden kızlardan birinin türban yüzünden bunu yaptığı söylenmektedir. Diğer yandan enstitü müdürü okula türbanla girişe izin vermediği için Tokat'tan gelen bir İslamcı tarafından kurşunlanarak öldürülür. Şehirdeki kalan askerler ve Kemalistler kar nedeniyle dünyaya kapanmış olan bu şehirde yerel bir askeri darbeyi gündeme getirirler.

Kitaba bir yandan şair Ka ile İpek arasındaki aşk ilişkisi diğer yandan Türkiye'nin küçültülmüş bir kopyası olarak Kars şehrindeki politik diyaloglar ve olayların ele alınması damgasını vuruyor.

Orhan Pamuk okurları artık Türkiye'den çok dünyanın diğer ülkelerinde olduğundan dolayı yabancı okura yönelik anlatılar göz çarpıyor.

Pamuk bir röportajında bu kitabıyla ilgili şunları söylüyor: *“Siyasal İslamcıları ya da Kemalistleri, onları, ben kendi sesimi karıştırmadan onlar kendi mantıklarıyla görüşlerini bağırsınlar istedim...Kar’ın siyasal bir roman yanı var. Ve bu yüzden çok hassas yanı da bu. Çok da dikkatli yazdım. Siyasetle, bir fikir beyan etmeyi, siyasi propaganda yapmayı birbirinden ayırmaya çalıştım"

Yazarın yukarıdaki görüşlerinden olsa gerek siyasi karakterler olumlu ve olumsuz yönleriyle ele alınmış. Örneğin başkahraman Ka eski bir solcu ve ateist olmasına rağmen şehirdeki atmosfer içinde huzuruna çıktığı şeyhin elini öpüyor, allaha inandığını zaman zaman belirtiyor. Tutarsızlıklar ve çeşitli hatalı kararlar veriyor. İslamcı kesim ise türban nedenli cinayet, İmam Hatipli öğrencilerin azgınlıkları gibi öğeler ile olumsuz yönde sergilenirken diğer yandan İslamcı militan önderi Lacivert güçlü kişiliği ve diyaloglardaki Ka'ya üstünlüğü ile türbanlı kız Kadife ise kendi dünyasını anlatışı ile okuyucuda kısmen de olsa haklılığı veya buna mağduriyeti ve isyanı diyelim, madalyonun diğer yüzü sergilenmeye çalışılmış. İnternetteki kimi eleştirilere göre Pamuk İslamcıların saldırsına uğramamak için İslamcıları çok kötü göstermemiş ama benim kanımca yeterince olumsuz öğe de var romanda.

Kemalist bürokrasi ve asker kesimi ise yerel darbede ve akabindeki katliamlarla acımasız, baskıcı, dikatatoryel sergilenirken Ka'yı göz altına alıp hırpaladıkları zaman söyledikleri İran'daki demokratları ve solcuları şeriatçiler iktidara geldikten sonra kurşuna dizdikleri, hepsini yok ettikleri sözü ile gerçekliğin bir başka yönü sergileniyor.

Kars şehrindeki eskiden kalma Rus binaları ve Ermeni evlerini tasvirleriyle çok kültürlülüğe vurgu yapması Pamuk'a olumlu not verdiğim bir husus oldu.

Kitap İletişim yayınlarından çıkmış. Yaklaşık 420 sayfa.

hiramusta
18-07-2007, 09:55
Keşke filmi de çekilse.

degisim
18-07-2007, 10:35
Sevgili Cem *kitap hakkında hafızamı tazelemenden dolayı teşekkür ederim.Bence de beyaz perdeye mutlaka uyarlanlamalı.

Cem
18-07-2007, 22:59
İyi bir senarist sanırım bir takım değişikliklerle romanı sinema senaryosuna çevirebilir. Ancak cesur bir yapımcı da gerekir. Hassas bir konu. Yapılırsa iyi olur.

Yönetmen olsaydım -ya da sanırım casting deniyor bu işe- Sunay Zaim karakterini Al Pacino'ya verirdim. Yarı-kaçık rollerine bayılıyorum bu adamın. İpek rolü için Bergüzar Korel iyi olabilirdi. Şair Ka için bilemiyorum. İçe dönük kişilikleri başarıyla canlandıran kim var diye düşünyorum...

pardus
18-07-2007, 23:04
evet herkes okumalı bu kitabı bende okuyorum bunu
çok ilginç bir dili var!!!
çok şey bulacaksınız çokkk....

Cem
18-07-2007, 23:18
Buldum *:D *şair Ka için en iyisi Tom Hanks. O içe dönük karakterleri başarıyla canlandırıyor. İpek'in babası Turgut bey için ise Rutkat Aziz iyi olabilir. İslamcı lider Lacivert içinse sert ama kişilikli bir karakter gerekli. Buna en uygun olarak da Russel Crowe'yi gördüm :) biraz sakal uzatırsa iyi gider. Ancak benim film senaryosu daha baştan astronomik rakamlara ulaştı galiba *:? Bağış mı toplasak?

eylull
09-08-2007, 00:31
bence kadife daha uygun olur berguzar icin..

bende cok once okumustum bu romani..hic bir romanini da kacirmadim dicem ama.babamin bavulunu almadim henuz ;)

09-08-2007, 03:00
Doğrusu,ben o yıllarda Kars'ta bulunduğumdan ve şehri gayet iyi tanıdığımdan bana çok uydurma geldi.Öncelikle kız ve erkeklerin toplanıp sohbet edebileceği öyle kafe falan yoktu.Kız erkek arkadaşlığı,yolda beraber yürüme gibi şeyler söz konusu değildi.Lisede okuyan gençler dahi kız erkek birarada gezemezlerdi.Yollarda göreceğiniz acele acele giden tek tük kadın ve kızsa,ya çarşıya zorunluluktan inmiş,yada memur v.s idi.Ama bu durum öyle bağnazlık,dindarlık sonucu değildi.Sadece yöreye özgü ahlak ve kadın erkek ilişkileri anlayışına dayalı bir durumdu.Yoksa Kars halkı çok demokrat ve aydındı.Öyle tarikatlara ,dini örgütlere pabuç bırakmazdı.Namaz vakti sadece Azeri camilerinde bir kaç ihtiyar olur,Sünni camilerine ise heralde kirlenmesin diye kimse gitmezdi.(Yalan olmasın,bir kaç dışarıdan gelen memur giderdi)Herhangi bir irticai faliyet sözkonusu değildi.Şehrin büyük çoğunluğunun akşama yiyeceği ekmek dahi garanti değildi.Millet elinde poşetle Orduevinin yemek artıklarını çöpe atmasını beklerdi.Çocuklar sokaklarda kağıt,ağaç,kömür parçası,yanacak ne varsa toplarlardı.Bir kaç tane kömürlü lokomotif vardı.İstasyonda yol boyunca çocuklar ellerinde ıslak çuvalla dökülen sıcak kömürleri almak için birbirini tepelerlerdi.Şimdi şartlar nasıl bilmiyorum.Hayat kavgasının bu kadar çetin olduğu bir şehirde tarikatı kim takar,irticayı kim takar.Birine dini örgüt desen,sana hemen yiyecek varmı,para varmı onu sorardı.Geçimin zor olduğu böyle yerlerde,açlık,ısınmak,barınmak gibi gerçekler ortada durup dururken kimsenin örgüt,ideal,v.s ham hayallerle geçirecek bir vakti yoktur.Tarikat çorba versin,bütün açlar orada tarikatçı,ertesi gün TKP pilav versin yine bütün açlar orada ve TKP li.Zaten bu ilin tarihi süreçte yerel ve genel politik tercihleri incelense,en başlarda ısrarlı bir şekilde CHP li ve sağ iktidarlar tarafından ihmal edildiği,1980 sonrası ise bu *ihmal edilmişliği anladıkları için telafi maksadıyla *daima en güçlü siyasi kanatta oldukları görülür.Şehirin siyasi lokomotifi genelde Azeriler olup,siyasi tercihi en yararlı bir şekilde onlar belirlerler.
Yani kısaca ben belki Karsı bilmeseydim,roman benimde hoşuma giderdi.Ama anladımki Orhan Pamuk kafasından bir Kars yaratıp,romanını ona göre yazmış.Kars ve Tarikat-Dini Örgüt-Dinsel İntiharlar.Çok komik çok.Kars bu işleri aşmıştır.Adam gider ne bileyim,Konyayı,yada kışı beyaz diye Sivası falan seçer.Sivastaki geleneksel "Aydın Yakma"festivali romana renk olurdu.
Saygılar-sevgiler.

eylull
09-08-2007, 03:22
yorum icin sizi tebrik ederim,gercekten cok aydinlatici oldu..bende acikcasi kafe olayina sasirmistim.cunku ornek verdiginiz sivas sehrinde bir sebeple ziyaretim gerceklesmisti.orada tren yolunda cocuklar bana sapanla tas atmislardi,hic unutmam(ustumde kot pantolon vardi,)ama yabanci oldugumu anlamis olmalilar.ilceye gittigimde de beni ogretmen yada muhendis sanmislardi,tek kadin sokakta gormemistim.


ama elbette karsi bilmedigimiz icin romanin dili cok guzel geldi.kafamizda bize sunulan bu karsi yarattik Pamuk sayesinde..

degisim
09-08-2007, 09:20
Bence önemli olan yazarın romanında yazdığı mekanların gerçekliği değil, nasıl hayal ettiği,yazılarına nasıl işlediği *veya *benim kafamda oluşturabildiği,çizebildiği mekanlardır.Orhan Pamuk bu konuda gerçekten çok başarılı.

Bir gün karsa gidersem Orhan Pamuk'un yazdıklarından aklımda kalan mekanları arama gayretine düşmeyeceğim elbette.Sadece ara sokaklarda gezerken,Mavi işte belkide burda saklanıyordu veya bu evde çokca da kalmış olabilir veya işte kadifeyle bu köşede buluştular diye hayal etmeye,yazarın yaptığı tasvirlerle *gerçek mekanları *örtüştürmeye çalışacağım.Gerçeğini aramak yerine, hayal etmek hiçte zor olmamalı.

Saygılar.

ersay
08-10-2007, 16:19
kars tarikat şeh tekke türban gibi şeyleri bilmez. yani karstan yobaz çıkmaz dostlar karstan ATATÜRKÇÜ LAİK VATANINA MİLLETİNE BAĞLI KUVAYİ MİİLİYECİLER ÇIKAR YOBAZ DEĞİL.yazar sallamış anlayacagınız.karslıların karsa has konuşma şekliyle bir TÜRKÜ vardır.İN GÖRÜREM CİN GÖRİREM GORKMİREM. NERDE BİR MOLLA GÖRÜREM NERDE BİR YOBAZ GORKİREM .GORKİREM BALAM GORKİREM.......SELAMLAR OLSUN HEPİNİZE ÖZGÜR İNSANLAR

thunderpoint
08-10-2007, 16:31
Geçen hafta odadaki herkesin bilimum akraba, dost ve yakınına; Türklere, Kürtlere ve bütün diğer ırklara ağıza alınmayacak küfürler ederek muhtemelen o an orgazm olduğu tahmin edilen sapık 'kull' nickli üye bir Karslı'ydı sevgili ersay.

Yöreler insanların karakterini düzeltici etkenler değildirler. O etken gönülde yani dolayısıyla genetikte gizlidir.

Sevgiler...

AYATA
08-10-2007, 16:45
Ben "Kar" romanını ilk çıktığında okumuştum bana çok sığ ve zorlama kurgulu bir eser olarak gelmişti. Orhan Pamuk un eserlerini hiç sevmedim sevemedim......Yaşar Kemal nerdeeeee, Orhan Pamuk nerde.

08-10-2007, 17:41
Ben Orhan Pamuk'u hiç okuyamadım. İki kere, adlarını bile anımsıyamıyorum şimdi, farklı romanlarını okumaya kalkıştım ve 5 - 10 sayfa bile geçmeden bıraktım. Türkçe ve dilbilgisi yanlışlarını görünce devamını okuyamıyor, o yanlışlar kafamda takılı kalıyor. Gündelik yaşamda, örneğin bu sitede yazarken yapılacak yanlışlar gayet normal, elbette aceleyle yazarken yanlış yaparsınız. Ama bir kitap hiç elden geçirilmeden, üzerinde durulmadan, yanlış haliyle okuyucu beğenisine sunulur mu? Devrik yazı, değil, herhangi ağız konuşması değil, düz anlatımda böyle yanlışları sıradan yazarlar dahi yapmaz diye düşünürüm. Ama tabii sonradan bunlar bir revizyondan geçitrilmişse bir diyeceğim yok. Çevirilerinde de bu yanlışlara tabii rastlamak olası değil.

Aktarılan öyküyü de eleştirilerden anımsadım. Okuduğum yorumlardan anladığım; öykü, kurgusu ve ortamı olarak dünyadan farklılaşmış kendi içinde bir gerçekliğe sahip. Yani herhangi bir romanı aldığınızda 'farkına varmadan gerçek olarak okuduğunuz' nitelikte değil. Suni bir ortam, suni bir öykü. Bu tarza postmodern deniyor. Eleştirilerden aklımda kalan Orhan Pamuk'un (herhalde ilk kitabı) sadece "Cevdet Bey ve Oğulları" böyle değilmiş.

Aslında Nobel'in ünlü yazar (Postmodern'in en ünlü romancısı) Paul Auster'e verileceği, ama bazı söylemlerinden dolayı Orhan Pamuk'un bunu kaptığı çok söyleniyor.

08-10-2007, 18:49
Orhan Pamuğun eserleri banada tat vermiyor.Edebiyat bilgim ve ilgim kendimin zevk alacağı kadar.Demekki Nobel'in kriterleri bambaşka.Beni aşıyor.
* * Birde Nihat Genç'in yazılarını okumaya doyamıyorum.Fakat Tv.deki konuşmaları,çok zevksiz ve sıkıcı.Buda yazının gücünü gösteriyor.

"bu *dünyada *İnsanı *mutsuzluğa *iten *üç *korku *vardır...Allah *korkusu, *ölüm *korkusu, *cehennem *korkusu"

* * Bu cümleler SİRİUS-B nin imzasında.Aklıma şöyle birşey getirdi;
* *
* * Sizce;

"bu *dünyada *İnsanı *mutsuzluğa *iten *üç *DUYGU *vardır...
* A-
* B-
* C_
"bu *dünyada *İnsanı *CEHALETE *iten *üç *SEBEP *vardır...
* A-
* B-
* C-
"bu *dünyada *İnsanı *SEVGİ yada SEVGİSİZLİĞE *iten *üç *KİŞİ *vardır...
* A-
* B-
* C-
"bu *dünyada *İnsanı *YALNIZLIĞA *iten *üç *SEBEP *vardır...
* A-
* B-
* C-
"bu *dünyada *İnsanı *mutsuzluğa *iten *üç *ALIŞKANLIK *vardır...
* A-
* B-
* C-
"bu *dünyada *İnsanı *YÜCELİĞE *iten *üç *DUYGU *vardır...
* A-
* B-
* C-
* * * * * Bu şekilde daha pek çok sıralıyabiliriz..Sizlerce bunlar nelerdir.
* Esenkalın.

EZ_TuDu
08-10-2007, 19:29
* * Sizce;

"bu *dünyada *İnsanı *mutsuzluğa *iten *üç *DUYGU *vardır...
* A-
* B-
* C_
"bu *dünyada *İnsanı *CEHALETE *iten *üç *SEBEP *vardır...
* A-
* B-
* C-
"bu *dünyada *İnsanı *SEVGİ yada SEVGİSİZLİĞE *iten *üç *KİŞİ *vardır...
* A-
* B-
* C-
"bu *dünyada *İnsanı *YALNIZLIĞA *iten *üç *SEBEP *vardır...
* A-
* B-
* C-
"bu *dünyada *İnsanı *mutsuzluğa *iten *üç *ALIŞKANLIK *vardır...
* A-
* B-
* C-
"bu *dünyada *İnsanı *YÜCELİĞE *iten *üç *DUYGU *vardır...
* A-
* B-
* C-
* * * * * Bu şekilde daha pek çok sıralıyabiliriz..Sizlerce bunlar nelerdir.
* Esenkalın."

Bence;
bu *dünyada *İnsanı *mutsuzluğa *iten *üç *DUYGU *vardır...
* A-Para
* B-Kadın
* C-Türkiyede yaşıyor olmak.
"bu *dünyada *İnsanı *CEHALETE *iten *üç *SEBEP *vardır...
* A-Dinler
* B-Ekonomik şartlar
* C-Cahillerle yaşıyor olmak
"bu *dünyada *İnsanı *SEVGİ yada SEVGİSİZLİĞE *iten *üç *KİŞİ *vardır...
* A-Muhammed
* B-Ali
* C-Osman :D *:D
"bu *dünyada *İnsanı *YALNIZLIĞA *iten *üç *SEBEP *vardır...
* A-Kimsenin senin gibi düşünoyor olmaması
* B-Sevgisiz bir aileye sahip olmak
* C-Hayattan hiç bir beklentinin olmaması
"bu *dünyada *İnsanı *mutsuzluğa *iten *üç *ALIŞKANLIK *vardır...
* A-Alkol yada uyuşturucu kullanıyor olmak
* B-Karşı cinsten hiç biriyle anlaşamamak
* C-Hayat için yeterli olamamak
"bu *dünyada *İnsanı *YÜCELİĞE *iten *üç *DUYGU *vardır...
* A-Ateist olmak
* B-Agnoist olmak
* C-Deist olmak

:D *:D

AYATA
09-10-2007, 16:28
Orhan Pamuk'un Nobel Edebiyat Ödülünü kazanması değişik tepkilerle karşılaştı. Yazarı görüşlerinden dolayı geçmişte eleştirmiş bazı kişiler kazandığı ödülden dolayı tebrik ederken, bazı kişiler ödülün Pamuk'a Türkiye'yi aşağılayıcı tutumundan dolayı verildiği iddiasında bulunarak Pamuk'a sırt çevirmeyi tercih ettiler. Basında Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Orhan Pamuk'u kutlamadığına dikkat çekildi

Orhan Pamuk'un yargılanmasına sebep olan Kürt ve Ermeniler hakkında söylemiş olduğu sözlerin yanında eserlerinde Atatürk hakkında kullandığı üslup ve yazıları da oldukça eleştirildi. Aşağıdaki paragraf yazarın kitaplarından alıntıdır:

"Çocukluğunda kız kardeşiyle tarlada karga kovalayan sapık bir padişah... Sonra kasaba meydanına dolanır, Atatürk heykeline sıçan güvercinleri ayıplar... Atatürk kendini içkiye vermiş meyhane kalabalığına Cumhuriyet'i emanet etmiş olmanın güveniyle gülümsüyordu... Atatürk'ün leblebi zevkinin ülkemiz için ne büyük bir felaket olduğu..."

ersay
11-10-2007, 15:27
Degerli arkadaş THUNDERPOİNT öyle kişilik erezyonuna uğramış insanlar biz karslıları bağlamaz bir aydın ileri görüşlü ve ATAMIZIN dediği gibi muhassır medeniyetlerin takipcileriyiz. * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * bizi ne orhan pamuk baglar ,nede cinsel sorunları olan, internet sapığı. Sevgi ve saygılar.

11-10-2007, 15:59
Ersay arkadaş,

Pamuk, siyasi bire konuda bir roman yazıyor, sosoyolojik bir inceleme kitabı yazmıyor Kars hakkında. Romanların tam anlamıyla realist olması gerekmez. Kars'ı tam anlamıyla yansıtması gerekmez. Romanlara hayal gücü de eklenir, kurgular yapılır. Zaten Orhan Pamuk Kar romanı ile ilgili bir röportajında bunları belirtiyor:

"...siyasal bir roman yazıyordum bir yanıyla, bir fantastik yanı da var, sürrealist yanı da var romanın. Bence edebiyat ve şiir üzerine de bir roman. Fakat siyasal yönünü yazarken bir noktadan sonra Kars’ı olduğu gibi temsil etmesi değil , Türkiye’yi temsil etmesi. Tarihine bakılırsa Kars, Türkiye’ye oranla, daha solda, daha sosyal demokrat. Solun zaman zaman çok güçlü olduğu bir şehir. Oysa ben biraz Türkiye’deki biraz siyasal İslamcı hareketi de anlatmak istiyordum.

* * * Karsta böyle bir hareket yok. Ama ben romanımda sanki böyle kuvvetli bir siyasal İslamcı hareket varmış, yüksek eğitim enstitüsüne türban taktıkları için, saç örtülerini çıkarmadıkları için alınmayan kızlar varmış, bunlar direniş yapıyormuş, vs. gibi olaylar anlattım. Karslılar haklı olarak buna itiraz edeceklerdir. Ama ben en sonunda onların hoşgörüsüne sığınıyourm ve bunu benim hayal gücüm olduğunu baştan söylüyorum."

Kar romanı ile ilgili röportajın tamamı aşağıdaki sayfada:

http://ntvmsnbc.com/news/131480.asp

ersay
12-10-2007, 23:46
sevgili TUHUNDERPOİNT ben ORHAN PAMUK'un bu kitapta bize zarar verdiğini düşünüyorum .nasılmı?mesela bizim toplumumuzun bir kitabı veya herhangibir eseri nasıl yüzeysel olarak geçiştirdigini eserin tam derinlemesine okuyup veya eserin yazarının kim oldugunu bile okumadan küçük dip notları olsun son veya ilk sayfa olsun yani önsözleri veyahut yazarıngörüş sayfalarını okumaz okur genelikle yüzeysel geçiştirmektedir. bunun için tam içeriğini araştırmaz.burda yazar hayali görüş olabilir ama hayalinde bir sınırı vardır. bu hayali yobaz ve bağnaz bir ilimizden seçmiş olsaydı hem inandırıcı olurdu hemde bizi bu yazıları yazmaya teşvik etmezdi.ORHAN PAMUK 'a bizim çağdaş ve demokrat düşüncelerimizden dolayı bu durumu mazur görüyor.yaramız olmadığı için gocunmuyoruz.saygılar

AlbatrosS
15-07-2010, 11:07
romanın teknik yapı ve semantik örüntü açısından değerlendirmesi daha ilginçtir aslında. ki en başta roman'ın adı olan ''kar'' birçok çağrışıma gebedir. tüm kar taneleri birbirine benzer ancak ayrıntıda hepsi birbirinden farklı şekillere sahiptir. gerek romanın muhtevası gerekse karakterlerin psiko-sosyal açıdan davranışları, tarzları açısından düşünüldüğünde kar, hepsi birbirine benzeyen ancak her biri özgün ve apayrı bir gerçekliğe haiz beşer yaşamına gönderme yapar.

post modern roman tekniğinin ve sayısız göndermenin yapıldığı roman boyunca anlatıcı hem kahraman, hem yazar hem de her şeyi gözlemleyen ilahi bir gözdür. çoğul bakış açısının kullanılması romana farklı bir lezzet katmaktadır ki her kahramanı kendi bakış açısından izleyebiliyoruz.

roman, anlatımından ve felsefi içeriğinden çok tekniği, imaj ve göndermeleriyle öne çıkar. zaten orhan pamuk'u değerli kılan ''kafka-vari'' felsefi/doygun cümleleri değil; üzerinde oldukça ciddi çalışılmış kurgu ve tekniğidir bana göre. olay örgüsünden mekanların seçimine; kahramanların anlatımından sayısız çağrışımlara değin her öğe dikkatli okuru ciddi düşüncelere sevk eder.

her ne kadar siyasi bir roman görünse dahi, romanın ana teması diğer romanlarıyla bir paralellik arzeder: doğu-batı düalizmi ve değerler çatışması... pamuk'a nobel'in kapısını aralayan asıl şey de bu temadır zannımca.

son olarak... pamuk'un romanlarının anlaşılması için romanın teknik ve yapı unsurları üzerinde bir nebze okuma yapmak gerekiyor. zira, oldukça sıradan görünen şeyler romanın teknik yapısı bilindiğinde bize oldukça farklı kapılar aralıyor...

marki
06-08-2010, 10:50
Orhan Pamuk yüzlerce sayfalık kitaplar yazdığı halde içlerinde hiçbir fikre yer vermemeyi başarmış mükemmel bir yazardır.

huysuzgirl
10-09-2010, 10:33
Kanımca yazarın en güzel kitabı kendinden uzun uzun bahsetme zevkini tattığı, aynaya bakıp kendini anlattığı manzaradan paçalar adlı kitaptır. Hele annesinin sigara böreği yapış tarzına bayıldım.

deran arin
13-09-2010, 22:54
Okumaktan zevk duyduğum ayn zamanda çok akıcı bir kitaptır.=)

Termo
17-04-2011, 19:16
Okumuştum ve beğenmiştim açıkcası. Tavsiye de ederim.
Yalnız, müsaade ederseniz aklıma gelmişken bir fıkra paylaşayım (Biraz uygunsuz kaçarsa kusuruma bakmayın. Biliyorsunuzdur muhtemelen) ;

Temel bir gün yazar olmaya karar verir. Ama, bu işte başarılı olmak istediği için 'Orhan Pamuk ile görüşmek ve ondan fikir almak süper olur' diye düşünür.

Bir şekilde görüşmeyi ayarlar. Orhan Pamuk kendisine, kitabı sattıranın kitabın başlığı olduğunu, kitabın başlığını iyi koyabilirse kitabının best seller olabileceğini söyler. "Nasıl bir başlık atmalıyım sizce?" diye sorar, Temel. Orhan Pamuk da başlığın içinde asalet, merak ve seks öğeleri barındırırsa kitabın yok satacağını söyler. Temel "peki" der, oradan ayrılır.

Birkaç gün sonra tekrar, Orhan Pamuk'un kapısını çalar ve başlığı bulduğunu söyler. Orhan Pamuk "nedir" diye sorduğunda, Temel kitabın başlığını "kontesi kim s*kti?" koymaya karar verdiğini söyler. Orhan Pamuk, çok beğenir ve "bu başlığın içine biraz da din öğesi serpiştirirsen bu kitap yok satar" der. Temel yine ayrılır ve birkaç gün sonra geri gelir.
Orhan Pamuk nedir başlığın diye sorar ve Temel de söyler:
"Allah allah kontesi kim s*kti?"