PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Mevlana'nın eşcinselliği


Sayfa : [1] 2

milomanara
12-06-2008, 15:59
Yıllar önce Mevlana'nın rubailerini okurken eşcinsel olduğu sonucuna varmıştım. (özellikle 4.kitap)

Bu neyi değiştirir derseniz, tabi ki büyük düşünce adamının bizlerde bıraktığı izlenimi değiştirmez. İslam coğrafyasında yaşamış bir felsefe, bir inanç adamının eşcinsel olup olmadığı herkesce bilinmelidir bence. Çünkü bu utanılacak değil tam tersi övünülecek bir durumdur. O yüzyılda bu hoşgörü ortamında yaşayabilmiş diye.

Osmanlı padişahlarının eşcinsel eğilimlerine bir başka konuda değinmek istiyorum. Önce sufiler! :)

Henüz konuyu bende yeterince araştırmadım, buradan gelecek cevaplar belki beni de yönlendirir ve doğru kaynaklara ulaşırım.

Teşekkürler,

Lestat
12-06-2008, 17:48
Prof. Bayram, iki alim arasındaki gerginliğin temelini şöyle anlattı: Mevlana bir Moğol ajanıydı. Mevlana'ya maaş bile bağladılar. Türkmen çocuğu olan Nasreddin Hoca ise Moğolların Anadolu'yu hâkimiyet altına almalarına karşı direndi.

Kimya Hatun kitabından alıntı:

Kimya Hatun, annesi Kerra Hatun’un Mevlana ile evlenmesi sonucu Konya’ya, Mevlana’nın haremine yerleşiyor. Her şey güzel giderken ortaya Şems adında bir adamın çıkmasıyla tüm Konya çalkalanmaya başlıyor. Mevlana ile Şems halvete kapanıp haftalarca kimseye görünmeyince hakkında fetvalar bile veriliyor. Kitabında Mevlana ile Şems arasındaki ilişkiye “Minberlerde onun (Mevlana’dan bahsediliyor) esrar kullanmaya başladığı, İran ve Bağdat’taki hangahlarda görüldüğü gibi eşcinsel eğilimleri olduğu ve nihayet şer’i kuralları ayaklar altına aldığı ve bidat çıkardığı anlatılmaya başlanmıştı.” şeklinde değinen Saide Kuds, Kimya Hatun ile 2006 Pervin Etesami Edebiyat Ödülü’ne de değer bulunmuş. İşte kitapta yer alan olay yaratacak cümleler...



“Kulaktan kulağa Şeyh’in mecnuna döndüğü söyleniyordu. Bu tabir, halkın Şeyh için kullandığı en nazik tabirdi.”



Şems Mevlana’yı kısa süre terk ettiğinde...

“Halvetgahına birileri girecek olsa bakıyor ama onları tanımıyordu. Tek başınaydı, dışarıyla ve dışarıdakiyle bir ilgisi yoktu. Ne onlarla bir işi vardı ne de konuşmayı gerektirecek bir ilişkisi. Yanmış yüreği ve iştiyak ateşinden odada kendisi için bir ateşgede inşa etmişti ve yirmi dört saat onu tavaf edip duruyordu. O ateşgedenin etrafında o kadar dönmüş, o kadar ayaklarını yere vurmuş ve o kadar yanık gazeller okumuştu ki nihayet ayakları tutmaz olmuş ve olduğu yere çakılıvermişti.”



“En sonunda Şems’i buldukları ve onu dönmeye razı ettikleri haberi geldi. Maşukun sevgiliye, “Seni böyle bırakıp gittiğim için çok üzgünüm. Biliyorum, sen bunları hak etmeyecek kadar yüce bir insansın” diye yazdığı mektubu, parmaklarını üzerinde gezdirerek okuyan Mevlana, bu mektubun ondan geldiğini anlamış, öpüp koklayarak başının üzerine götürmüştü. Böylelikle biraz kendine gelebilmişti. Aynı zamanda saniyeleri saymaya başlamıştı bile. Fakat bu sefer endişe ve korku değil, daha farklı bir intizardı onunki.”



“Sürekli ya birilerinin gönlünü almaya çalışıyor ya gerçek sevgilisi ve can-ı cananına şükrünü eda etmek için alnını secdeye koyuyor ya da döne döne şiirler okuyordu: Küçelere su serpin zira ki yar geliyor...”

Lestat
12-06-2008, 17:53
milomanara neden islam ve kadın başlığı altında açtığını anlayamadım:D burdan gelicek bilgilerle doğru kaynaklara ulaşırım demişsin ama sen kabul etmişsin zaten olayı:D

milomanara
12-06-2008, 18:34
Lestat :) Ben kendi rubailerine dayanarak eşcinsel olduğunu düşünüyorum. Ama birisi çıkar derki hayır allaha karşı eşcinsel bir aşkı vardı, gerçek fiziksel bir olayı yoktur, onu da anlarım.

pante
12-06-2008, 22:24
Milomanara,
Eşcinsellik dışında bu başlığın başka bir konusu var mı?
Cinsellik tartışmaları bu forumun konularına dahil değil çünkü.
Yok eğer amacın Mevlana'yı tartışmak ise "arama" ya Mevlana yazdığında daha önce açılmış başlıklarda sorularının yanıtını bulabilir, kendi görüşlerini belirtebilirsin.

Kafasına esen böyle abuk sabuk başlık açarsa, forum kirliliği olacaktır.
Üstelik de ilgisiz bir yere "Kadın ve İslam" forumuna kasıtlı olarak yazman, birilerini tahrik etme, rencide etme amacı taşıdığını gösteriyor.
Henüz araştırmadığını söylediğin bir konuyu sunmak yerine, biraz emek sarfedip araştırır ve daha ciddi bir sunum yaparsan bizler de yararlanabiliriz belki.

milomanara
12-06-2008, 23:49
Pante,

Amacım kimseyi tahrik etmek falan değil. Konuyu hangi başlıkda açmamı önerirdin?


Mevlananın eşcinsel olup olmadığının bu forumla ilgisi en azından "köylü ve kentli kadının cinselliği"nin ateizmle ilgisi kadar vardır diye düşünüyorum. konuyu açarken de belirttiğim gibi Mevalana'nın eşcinsel olması yada olmaması sadece o dönem şartlarıyla ilgili bir tespit yapılmasına olanak verir.
Burada düşünürü aşağılamak gibi bir amacım kesinlikle yok.

Konu eşcinsellik ve saygı değer insanlara gelince yükselen tepkininde canlı örneği oldunuz. Forumda Mevlana ile ilgili yazılan bir çok şey var fakat böyle bir başlık yok. Başka başlıklar içinde ucu açık kalmış tartışmalar okudum konuyla ilgili.


Bu konu muhammedin eşcinselliği olsa doğru mu olur du? Din düşünürü, peygamber vs açıkça tartışılmıyor mu? Açılan konuyu neye dayanarak saçma sapan buluyorsunuz? Mevzu eşcinselliğe gelince hakaret mi sayılıyor?

AYATA
13-06-2008, 11:39
mürit ve mürşit arasındaki ilişkiyi, metafizik muhabbetin uçsuz bucaksızlığını çözemeyen kişilerin bu suçlamaları yapmaları elbet normaldir...soyadı Küçük olan araştırmacı yazarımızda...Fatih sultan Mehmet'in Akşemsettin ile bir çadıra kapanıp sabahlara kadar çıkmamasını buna yormuştu.....bunlar bakış açısı....


bir eve her gün dört beş erkek girip çıkıyor....bunlar ****lerdir alem yapıyorlar........Esrarkeş bunlar, eroinman, bunlar, kumarbazdır kumar oynuyorlar.........bunlar yazar ortak bir eser için çalışma yapıyorlar....bunlar müzisyenler beste çalışması yapıyorlar..........yani bakış açısıdır bütün bunlar.....İnsan kalbindekini görür...

pante
13-06-2008, 19:38
Mevlananın eşcinsel olup olmadığının bu forumla ilgisi en azından "köylü ve kentli kadının cinselliği"nin ateizmle ilgisi kadar vardır diye düşünüyorum. konuyu açarken de belirttiğim gibi Mevalana'nın eşcinsel olması yada olmaması sadece o dönem şartlarıyla ilgili bir tespit yapılmasına olanak verir.
Burada düşünürü aşağılamak gibi bir amacım kesinlikle yok.

Konu eşcinsellik ve saygı değer insanlara gelince yükselen tepkininde canlı örneği oldunuz. Forumda Mevlana ile ilgili yazılan bir çok şey var fakat böyle bir başlık yok. Başka başlıklar içinde ucu açık kalmış tartışmalar okudum konuyla ilgili.


Bu konu muhammedin eşcinselliği olsa doğru mu olur du? Din düşünürü, peygamber vs açıkça tartışılmıyor mu? Açılan konuyu neye dayanarak saçma sapan buluyorsunuz? Mevzu eşcinselliğe gelince hakaret mi sayılıyor?

Milomanara,
"Örnek İnsan Mevlana" başlığında da yazmıştım. Şöyle ki;
Muhakkak ki Mevlana'nın da eleştirilecek tarafları vardır.
Bu nereden baktığınıza bağlıdır.
İslam penceresinden farklı , ateist pencereden farklı eleştirilir.
Eleştirilmediği takdirde zaten , bir gariplik var demektir.
Çünkü ortada farklı bir felsefe var.Diğer düşüncelerin eleştirmemesi mümkün mü?

Ancak eleştiriler felsefe konumundan çıkıp kişiselleştiği ve gerçek dışı isnatlara , yalanlara başvurulduğu takdirde çirkinlik oluşturur.
Diyelim ki ben Marx'a karşıyım.Görüşlerine katılmıyorum.Fikirlerini tartışacağım yerde ;
" Marx Yahudidir.Türk düşmanıdır.Eşcinsel olduğu rivayet edilir.Fransız casusudur gibi saçma sapan iddialar ve iftiralar da bulunursam bu yakışık almaz.

http://www.turandursun.com/forumlar/showthread.php?t=1925&highlight=mevlana&page=2

Mevlana'nın o kadar çok tartışılacak konuları var ki, bunlar yerine kanıtı olmayan bir yakıştırmanın tartışılması Mevlana'ya değil, o yakıştırmada bulunanlara zarar verir.
Çünkü Mevlana bir büyük insandır. Onun gözünde "Tüm müminler kardeştir" değil, tüm insanlar kardeştir. O kafir, gavur vb. sözlere karşıdır. Ayırım yapmadan her inançtan insanı kucaklar.
Örneğin İncil'in, kur'an'ın sürekli propagandası yapılır. Bedava kitapları dağıtılır.
Buna rağmen İncil'den sonra Mesnevi, dünyada en çok okunan kitaptır.
Okuyucuları bir dincinin kitabını okumadığını bilir. Değerli bir insanın, insanları kucaklayan kitabını okur.

Mesnevi'de yer alan birkaç açık sözlü cinsel hikayeleri nedeniyle ahlaksızlıkla, dönemin büyük felsefecilerinden Şems'le olan çok yakın ilişkisi eşcinsellikle, Moğolların Mevlana'ya saygılı davranması ve yardımda bulunmaları ajanlıkla örtüştürülmeye çalışılır birileri tarafından.
Hatta Nasreddin hoca'yı eşcinsel olduğu için öldürttüğü iddia edilir.
Tabi bu durumda hem eşcinsel olduğu, hem de eşcinsel olduğu için birini öldürttüğü iddiasının ikisi birden doğru olamaz. Aslında bu 2 iddia, iddiaların ne derece tutarsız, dayanaksız olduğunu gösterir.

Milliyetçilik, ulusalcılık 19. yüzyılda başlamıştır. Ama Mevlana, milliyetçi olmamakla, Moğollardan yana olmakla suçlanır. Aslında buradaki asıl suçlama milliyetçilik konusunda değil, müslümanlık, İslam konusundadır. İhanetinin de İslam'a olduğu, müşrik Moğolların saygısı ve yardımının, Mevlana'yı kendilerine yakın görmelerinden kaynaklandığı düşünülür.
Bu konuda farklı bir örnek vereyim. Örneğin, Anadolu'yu Hristiyanlar-Rumlar işgal etseydi eğer, onlar da Mevlana'ya birşey yapmaz, saygı gösterir, yardımda bulunurlardı. Bu defa da Rum ajanlığıyla suçlanır, kafirlerden yana olduğu söylenirdi.

Mevlana, eşcinsel de olabilir belki.
Bu Hakkındaki düşünceleri etkilemez, değerinden kaybettirmez.
Sadece "Mevlana da eşcinselmiş" diyen eşcinsellerin elini güçlendirir. :)
İslam'ın elini güçlendirdiği gibi. Müslümanlar Yunus'u, Mevlana'yı örnek gösterir, onlarla İslam'ın propagandasını yapar. Ama onların felsefesine uymaz, onların çizgisinde olmazlar. Zaten olamazlar, çünkü İslam'dan çıkmış olurlar. "Tanrı herşeydir" diyen, "Hacca gerek yok" diyen, evrimi, tekamülü savunan insanların fikirlerini değil, isimlerini kullanırlar.
Aynı halkçılıkla, devrimcilikle, devletçilikle, laiklikle bağdaşmayanların Atatürk üzerinden siyaset yapmaları gibi.

Bu arada başlık yerini bulmuş. Demek ki senin istemenle Mevlana kadınlaşmıyor. :)

Şimdi ben sorayım Milomanara:
Bir insanın eşcinsel olduğunu nasıl anlarsın?
Hangi göstergelerle "Bu kesinlikle eşcinsel" diyebilirsin?

milomanara
13-06-2008, 23:09
" Marx Yahudidir.Türk düşmanıdır.Eşcinsel olduğu rivayet edilir.Fransız casusudur gibi saçma sapan iddialar ve iftiralar da bulunursam bu yakışık almaz.
Şimdi ben sorayım Milomanara:
Bir insanın eşcinsel olduğunu nasıl anlarsın?
Hangi göstergelerle "Bu kesinlikle eşcinsel" diyebilirsin?

Pante,

Yazılarında tamda belirtmek istediğim noktaya değiniyorsun. Birinin casus olmasıyla eşcinsel olması aynı şey değil. Casusluk bir iftira olabilir ama eşcinsellik değil. Bu utanılacak bir şey değil ve öyle görülmemeli.

Kütüphanemde şu anda bulunmayan fakat sipariş ettiğim Mevlana rubailerinde aklımda şu satırlar kamıştı "ben senin sazın olam parmakla beni, çığlıklarımdan komşular uyuyamasın" düşünürün eşcinsel olduğu kanısındayım ve bu ona bir hakaret olmamalı. Özellikle sufi bir düşünürün eşcinsel olması, islam reformu adına (bence) büyük bir adımdır. Kara müslümanlığın gelmesi gereken nokta bu hümanist yaklaşım olmalı ve bunda Mevlana büyük rol oynayabilir. Ben bu ülkenin islam reformunu diğer müslüman ülkelersen önce yapacağına ve zamanın italyası gibi tüm sanat dallarında parlayacağına (belkide safça) inanıyorum.

Soruna gelince, bir insanın eşcinsel olup olmadığını anlamak gibi bir niyetim yok. Benim için senin, benim, yada diğer dostların cinsel tercihlerinin bir önemi yok. Konu bir filozof, bir politikacı, bir sanatçı olduğunda bu onların şahsi tercihleri dışında da bir şeyler ifade ediyor. Mussolini'nin, Stalin'in yada Kennedy'nin cinsel tercihlerini hatta fantazilerini bilmek isterim. Baba Bush zamanında benim babamın hayatıda tehlikedeydi ben onun herşeyini bilmek isterim çünkü onlar topluluklara yön veriyorlar. Picasso Guernica'yı yaptığı andan itibaren benim (herşeyiyle) ilgi alanımdır.

Bu ülkede eşcinseller ateistler gibi gizlenmek zorunda. Bu noktada aramızda bir çıkar birliği var, özgür düşünce. Bu ülke eşcinselliği sindirdiği oranda diğer "öteki"leri sindirecektir. Mevlananın eşcinselliği bu noktada ortak çıkarlarımız için bir artıdır. Gerçek olmayabilir ben sadece kim ne biliyorsa koysun ortaya istedim.

Saygılar pante,

khalkedonian62
13-06-2008, 23:19
Kendimi bildim bileli merak ederdim yahu bu herif Şemsle aylarca bir odaya kapanıp ne haltlar karıştırıyor diye. Mevlana ve Şems Tebrizinin aylarca halvette kalmalarından ve birbirlerine sevgilim diye hitap etmelerinden dolayı ikisininde eşcinsel olabileceğini düşünmüştüm hep.

qw19
13-06-2008, 23:29
Sevgil i milomanara;

Pante ile aynı fikirdeyim. Ek olarak Mevlana'da, Şems'de erişkin insanlar. Cinsel tercihleri bizi ilgilendirmemeli diye düşünüyorum.

Muhammed konusu ise çok farklıdır, orda çocuk istismarı ve poligami söz konusudur. Ek olarak Muhammed'in yaratmaya çalıştığı toplumda kadın cinsel olarak da sömürülmekte ve ikinci sınıf insan muamelesi görmektedir.

Başlık magazin başlığı gibi olmuş.

Selamlar.

milomanara
13-06-2008, 23:46
Sevigli vgm,

Başılkta sürç-ü lisan ettiysek affola:) daha önceki yazılarımda belirttiğim gibi, kötü niyetle açılmış bir başlık değil. Magazin tarzı yada populer kültürle ilişkilendirilmek istemem.

Muhammede gelince, lut kavmiyle ilgili görüşleri zaten açık. O kadar eş ve cariyeden hem cinselerine sıra gelmemiştir tabi. peygamberliğin adam kırk yaşında inmesi yakın çevresindeki genç oğlanlar için şükredilecek bir durum olsa gerek. Libido hızlı adamda ne yaparsın? :)

qw19
14-06-2008, 01:23
Bu arada Mevlana'yı hiç sevmediğimi ve beğenmediğimide eklemeliyim, frodo'nun Mevlana ile ilgili olarak asmış olduğu nefis bir yazı vardı bulamadım.

Kastım insanların cinsel tercihleri yüzünden eleştirilmemesi idi.

Selamlar.

frodo
14-06-2008, 01:27
Sanırım bu linki kast ettin vgm.
http://www.turandursun.com/forumlar/showthread.php?t=5797

hiramusta
14-06-2008, 12:45
Ajan ajandır.Rumu,Moğolu,Amerikanı farketmez.Yalnız içerisinde erotik hikayelerin de olduğu,Mesnevi nasıl oluyorda Milli Eğitim bakanlığı tarafından ilk ve orta öğretim okullarına tavsiye ediliyor,anlamadım gitti?

milomanara
09-06-2009, 17:07
Sonunda bir arkadaşım Melana'nın rubailerini(Kökler yayıncılık - Mevlana, bütün rubailer) Konya'dan alıp getirdi. Mevlananın eşcinsel olmasının ya da olmamasının karıştırılmaması gerektiğini düşünenlere katılmıyorum. Mevlana gibi derin saygı duyulan ve dindar kesimce de sık sık güzel ahlakla örneklendirilen bir şahsiyetin eşcinsel olduğunun kabul edilmesi, bu ülkede eşcinsellere homofobik bakılmaması için büyük bir adım olabilir. Eşcinsel insanlarında derin ve ahlaklı insanlar olabileceğinin kabulü anlamına gelir. Bu yüzden bu konuyu kazımaya devam edeceğim. Aşağıda rubailerden bir kaç örnek vermek isterim, ben Şems'e yazılan bu rubailerin, bu konuda fikir verebileceğini düşünüyorum.


ey yar, bizi avutup, şad eden bir bülbülsün!
hadsiz koklamamız için, çok nadir bir gülsün,
mecliste, ziya serperek eriyen bir mumum,
okşaman için çenk oldum, çal da bahtım gülsün!

*çenk: harpı andıran bir çalgı.


Şu gönlü alamazsın benden, ey servi boylu yar!
gönülsüz kalmayayım istersin, çok manidar,
dudak vermeyince, bizden gönül alamazsın,
hasılı, vermeyince alamazsın, o kadar!



sevgili, beni kabul et de canımı al tek,
sarhoş edip, her iki cihandan çektir etek!
gönlüm sensiz, hangi şeye meylederse etsin,
beni aşk ateşine salıp, gönlü ondan çek!



ey can, kağıtlar gelir, ta mısırdan bağdatdan.
ey can, ah u feyatla doldurdum, usanmadan!
bir saatlik aşk, yüzlerce cihana bedeldir...
aşıklığa, yüzlerce can feda olsun, ey can!



ey dostlardan kaçıp bir köşeye kapak atan!
senin feryadın, ağır yükten ve kötü huydan,
erkek aslansan, niye kaçarsın erkeklerden?
leş yiyensen, leş yiyenlere git en azından!



ey bütün cihanın gözü üstünde olan yar!
aşkınla, aşk erlerinin canı, üst baş yırtar,
bununla beraber, hak doslarının nazarı,
delin olmayı, akıllılığa üstün tutar!



gecedir, gamların gece bekçileri,
gelip yarin semtinde bulurlar, ben derbederi!
gecen, feryadıma geldi ama gündüz oldu,
bense, geceden feryat ederim geceleri!



onunla gecem, oldu gündüzden daha parlak,
gövdem de ruhtan daha latif oldu, daha pak!
bu gönlüm, yarin dudağını öpmeye gitti,
bal ve şekerden, öpecek bir yer yok, şuna bak!



ya rab, beni, iki cihan talebinden kurtar!
yokluk tacını başıma giydir, kıl itibar!
beni vuslat hareminde, sırlara mahrem et,
sana ulaşmayan yoldan, döndür beni tekrar!



ey gönlüm, şah atını sıkı tut, işte yular,
"ey ay, bu gece konuğumuz ol!" diye yalvar!
"bu gece olmaz, yarın olsun!" derse, de hemen,
"la havle ve la kuvvete illa billah" ey yar!



yere gömülmüş, gizli saklı bir define var,
hem küfür, hem din ehlinden gizlenmiştir, ey yar!
açıkça gördük ki, bu gizli hazine aşktır,
ona sahip olmak için soyunduk, ne zarar?



yine geldi, taş gibi katı bir yürekle yar,
olmuştur o taştan, gönlüm sırçası tarumar!
mecliste ben vardım, bir de çenge benzer aşkı,
ben biçareye pençe vurdu, koptu feryatlar!



yar, aşkın gibi verirsin bana uyanıklık!
ey bu cihan karanlığında parlayan ışık!
ben çengim, sen sürekli mızrap vurup dersin ki,
"ne vakte kadar inleyeceksin, yeter artık!"


Yukarıdaki yoğun aşk ve serzeniş içeren rubailere kimin yazmadığını bilmeden baksam, bir kadının yazması daha muhtemel diye düşünürdüm. Çünkü uslup oldukça edilgen bir yapıda kullanılmış, bir saz olma, birisi tarafından çalınma ifadesi her yerde kendini gösteriyor. Ben bunlara dayanarak, Mevlanın eşcinsel olduğunu düşünüyorum, aksini düşünen ifade edebilir, sağlam bir argüman karşısında bende bu konudaki fikrimi değiştirebilirim.

Mevlana'dan son bir bombayla bitirmek isterim:


ey gönül, itaat etmedin sübhana bir an!
yaptığın kötü işlerden, olmadın hiç pişman,
sofi, fakih, zahit ve bilgin, hepsini oldun,
ancak, sadece müslüman olmadın, müslüman!

sargon
09-06-2009, 17:39
Sonunda bir arkadaşım Melana'nın rubailerini(Kökler yayıncılık - Mevlana, bütün rubailer) Konya'dan alıp getirdi. Mevlananın eşcinsel olmasının ya da olmamasının karıştırılmaması gerektiğini düşünenlere katılmıyorum. Mevlana gibi derin saygı duyulan ve dindar kesimce de sık sık güzel ahlakla örneklendirilen bir şahsiyetin eşcinsel olduğunun kabul edilmesi, bu ülkede eşcinsellere homofobik bakılmaması için büyük bir adım olabilir. Eşcinsel insanlarında derin ve ahlaklı insanlar olabileceğinin kabulü anlamına gelir. Bu yüzden bu konuyu kazımaya devam edeceğim. Aşağıda rubailerden bir kaç örnek vermek isterim, ben Şems'e yazılan bu rubailerin, bu konuda fikir verebileceğini düşünüyorum.

Sana katiliyorum milomanara. Bence Mevlana'nin escinselligi gibi tartismalarin yapilmasina engel olmaya calisanlarin kafalarinda, müslümanlardaki gibi bir escinsellik algisi var. Bu algiyi kirmak icin yazmaya devam..

Akhenaton
09-06-2009, 17:44
Asıl sorun şudur ki, mevlanadan sürekli dem vuran Ateistlerin , işin farklı birinin cinsel tercihine gelince özgürlük masalları okumasıdır.Bu yüzden Ateistleri bu konuda dikkate almak pek doğru olmaz.

-InVi-
09-06-2009, 17:52
varsayalim....mevlana escinseldi...
ve escinsellik müslümanlarca büyük bir günah ....
bunu ancak "cehenmem" paklar....
ya bundan peki bize ne ?
yani bu mevlananin yazdiklarini daha az mi degerli kilacak ?
veya mevlananin düsüncelerine itibar etmeyenler , onun escinsel oldugnu kabul ettikten sonra , yazdilarina bir sahiplenme mi olusacak ?
eger maksat mevlana kücük düsürülmek istenmekte ise,
bu bos bir caba....
zaten kendisi sarsilmaz tahtini insanlarin gönüllerine koymasini basarmis....

nogada
09-06-2009, 18:04
Pante,


Kütüphanemde şu anda bulunmayan fakat sipariş ettiğim Mevlana rubailerinde aklımda şu satırlar kamıştı;


"ben senin sazın olam parmakla beni, çığlıklarımdan komşular uyuyamasın"


düşünürün eşcinsel olduğu kanısındayım ve bu ona bir hakaret olmamalı.
Saygılar pante,


Evet bencede hakaret olmamalı sözünüz çok ispatlı.

Bu kadarda olmazki ama yazık gerçekten yazık...

Saygılarımla...

nogada
09-06-2009, 18:08
Ayrıca islam reformundan bahsetmişsiniz bu durumda eşcinsel olduğu ispat edilirse.Bir ateist olarakda islamda reform olmasını ne kadarda çok istiyorsunuz.Buda çok ilginç gerçekten.Direk baktıklarınıza anlam vermeden okuduğunuzu göstermiş oldunuz,şimdi anladım sayın milomanara neden kitabı da anlayamadığınızı...

Saygılarımla...

milomanara
09-06-2009, 18:11
varsayalim....mevlana escinseldi...
ve escinsellik müslümanlarca büyük bir günah ....
bunu ancak "cehenmem" paklar....
ya bundan peki bize ne ?
yani bu mevlananin yazdiklarini daha az mi degerli kilacak ?
veya mevlananin düsüncelerine itibar etmeyenler , onun escinsel oldugnu kabul ettikten sonra , yazdilarina bir sahiplenme mi olusacak ?
eger maksat mevlana kücük düsürülmek istenmekte ise,
bu bos bir caba....
zaten kendisi sarsilmaz tahtini insanlarin gönüllerine koymasini basarmis....

Sayın InVi,

Defalarca yazıldı yukarıda, eşcinsellik bir hakaret değildir! Kimsenin de Mevlana'yı küçük düşürmeye niyeti yok. Eşcinsel olması değerinin azalması anlamına gelmez. Anlatılmak istenen hem eşcinsel hem de "güzel" insan olunabileceğidir.

nogada
09-06-2009, 18:15
Kendimi bildim bileli merak ederdim yahu bu herif Şemsle aylarca bir odaya kapanıp ne haltlar karıştırıyor diye. Mevlana ve Şems Tebrizinin aylarca halvette kalmalarından ve birbirlerine sevgilim diye hitap etmelerinden dolayı ikisininde eşcinsel olabileceğini düşünmüştüm hep.

Dünyanın kabul ettiği büyük alim ve hümasit bir değere bu herif ne haltlar karıştırıyor demen senin nasıl bir bakış açın olduğunu kanıtlıyor bence Hz mevlana'nın cinsel tercihini değil.!!!

Saygılarımla...

nogada
09-06-2009, 18:29
Sayın InVi,

Defalarca yazıldı yukarıda, eşcinsellik bir hakaret değildir! Kimsenin de Mevlana'yı küçük düşürmeye niyeti yok. Eşcinsel olması değerinin azalması anlamına gelmez. Anlatılmak istenen hem eşcinsel hem de "güzel" insan olunabileceğidir.

Biz zaten eşcinseller kötü insanlar olabilir demiyoruz.

Ne güzel demişsiniz;

hem eşcinsel hem de "güzel" insan olunabileceğidir.

Birde hem müslüman hemde güzl insan olunabileceğini bir anlasan...

Saygılarımla...

Yergin
09-06-2009, 18:31
Sayın nogada.

Bazı şeylere gerçekten anlam verebilmek çok zor. Benim babamın söylediği bir söz vardır. Oğlum, insanoğlu çiğ süt emmiştir ne söyleyeceği ne yapacağı hiç belli olmaz diye. Türlü türlü yazılar, fikirler. Bize siz nasıl müslümansınız, iki tane aynı düşüncede müslüman yok deniliyor, ama iki tane ateist in aynı düşüncede olduğunu göremedim şurda.

Mevlana, eşcinsellik. Böyle bir kavram olabilir mi? Taa geçen seneden ilk cevapta sorulmuş, bu size ne katar diye? Böyle büyük insanlarla böyle şeyler yazmak hiç iyiye işaret değil, hiç. Eşcinselliğe karşı değilim o farklı bir olay. Ama Mevlana ile Şems arasındaki bağı Allah'tan başka kimse anlayamaz, bilemez bence. Bambaşka birşeydi.

Saygılar

nogada
09-06-2009, 18:57
O dlde sayın EnvyMe dünyanın gördüğü en büyük ve en dikkat edilen şhıslarından biri olan Hz.Mevlana hakkında gene bizimkiler çelişkiler buluyorlar ya o çok traji komik geliyor bana.

Yahu bu zatın yazdıkalrını tüm dünya okuyor,dünyada en fazla bilinen okunan eserlerden,adına mevlana yılları düzenleniş bir insan(dünyada 2007 mevlana yılıydı),dünyanın 4 bir yanından her türlü dinden,inançtan müridi olan,turistlerin her yıl hey ay türbesini görmek için konyaya gelmkte olan insanları içerisinde kimsemi dikkat etmedi buna ya.Sayın milomanara ne kadar zeki olmalıki bunalrı görebilmişlr.

Dünya mevlana yılında en aından bilinse yada tespit edilse yada bir azcık olas birşeyler düşünülse eşcinsel haklarını savunan insanlar hiçmi mevlanayıda örnek göstermezler canım...

Yok yani olacak gibi değil.Hmm diyelimki öyleymiş,e onun yaptığı binlerce öğüt,binlerce güzellik,binlerce insanlık çağrısı,hümanizm,Allah,Peygamber,Dİn sevgisi varken onun bu yönünü çıkarmaktaki amaç ne olabilirki.

Cevabı size bırakıyorum...

Saygılarımla...

keci
09-06-2009, 19:04
Sayın milomanara

Mesajdaki rubaiyi okudum. İyide ben burada eşcinsel bir içerik göremedim.
Hatta cinsel bir içerik bile bulamadım. Sanıyorum ateistlerle müslümanlar arasındaki
fark bu sözleri anlama şekillleri.
Sizcede öyle değil mi ?

Saygılarımla...

nogada
09-06-2009, 19:08
Ayrıca bir başka makalede nasrettin hoca ve mevlana'nın çekişmelerinden ve mevlananın moğol ajanı olduğundan bashdedilmiş.Moğol istilasından sonra selçuk devleti yıkılmış yerine bir çok türmen beylikleri kurulmuştur.Peki Moğollara yardım eden Hz.Mevlananın torunu neden tüm beylikleri gezerek aralarındaki çekişmeye son verip tekrar birleşmelerini öğütlemiş.Bunun için tüm anadolu türk beylikelrini gezmiş,buranın beyleri tarafından büyük bir insan olarak karşılanmış.

Nedir Bunun Cevabı?

Saygılarımla...

milomanara
09-06-2009, 22:17
Mesajdaki rubaiyi okudum. İyide ben burada eşcinsel bir içerik göremedim.
Hatta cinsel bir içerik bile bulamadım. Sanıyorum ateistlerle müslümanlar arasındaki
fark bu sözleri anlama şekillleri.

Sayın keci,

Mevlanın aşkına mazhar olan kişinin Şems-i Tebrizi olduğunu biliyorsunuzdur. Mevleviler bu aşkın sembolik olduğunu söylerler. Madem ikna olmadınız rubailerimize devam edelim:


Rubai:130
o safi aşk, at sürüyordu, ovaya doğru,
görünce gönlüm, çalımından tanıdı onu!
"suretten kurtulunca," dedi, kendi kendine;
"aşkla oynaşıp sevişeceğim, enikonu!"

Rubai:131
bir otlakta at koşturuyordu, senin aşkın,
görünce nişanından tanıdı, gönlüm miskin!
gönlümün varlık bağından kurtulduğu gün;
yokluk yurdunda, ne şevişeceğim bilemezsin!


Cinsellikten daha fazla ne kastedebilirsiniz bilemiyorum. Elbette Mevlana'nın Şems-i Tebrizi ile ilişki halinde resmedildiği minyatürleri yoktur. :) Fakat değerli düşünürün ne hayallerde yaşadığının yukarıdaki ifadeleri benim için cinsel tercihlerinin bir aynasıdır. Tekrar etmek gerekirse, bu utanılacak bir şey değil, kucaklanacak bir şeydir. Hem o dönem yaşamış birinin bunları ifade edebilmesinin uygarlığımızı göstermesi, hem de günümüzde gerçek hümanizmi yakalayabilmemiz açısından.

nogada
09-06-2009, 22:25
Sayın milomanara...


Hz Mevlana Şemsi tebrizi hazretlerinde Allahın nuu onun tecellisini görmüş.Onun yüzü suyu hürmetine dinimi tanıdım diyor.Bu aşk başka bir aşktır.Cinsel anlamda değil raks etmek,aşk,şarap,sevgili her zaman anadolu tasavvufunda yeri olan şeylerdir,bunlarla nice gazeller okunmuştur.

Burda eşcinsel olsa da bnm ona karşı saygımı yitirmez ama böyle bir konuyu gündeme bu şekilde getirmek komik,daha bir sürü şey varken Hz Mevlananın bu konusunumu tartışmak düştü bize.

Saygılarımla...

ozgur_beyin
09-06-2009, 23:02
geçenlerde '2tarihin arka odası'' proğramında gönül tekin şöyle bir tesbitte bulundu.
gönültekinin ifadesine göre mevlananın şiirlari agnostiktir.
kabul edilir edilmez ben sadece bir görüşü aktardım

keci
09-06-2009, 23:45
Sayın keci,

Mevlanın aşkına mazhar olan kişinin Şems-i Tebrizi olduğunu biliyorsunuzdur. Mevleviler bu aşkın sembolik olduğunu söylerler. Madem ikna olmadınız rubailerimize devam edelim:

Rubai:130
o safi aşk, at sürüyordu, ovaya doğru,
görünce gönlüm, çalımından tanıdı onu!
"suretten kurtulunca," dedi, kendi kendine;
"aşkla oynaşıp sevişeceğim, enikonu!"

Rubai:131
bir otlakta at koşturuyordu, senin aşkın,
görünce nişanından tanıdı, gönlüm miskin!
gönlümün varlık bağından kurtulduğu gün;
yokluk yurdunda, ne şevişeceğim bilemezsin!
Cinsellikten daha fazla ne kastedebilirsiniz bilemiyorum. Elbette Mevlana'nın Şems-i Tebrizi ile ilişki halinde resmedildiği minyatürleri yoktur. :) Fakat değerli düşünürün ne hayallerde yaşadığının yukarıdaki ifadeleri benim için cinsel tercihlerinin bir aynasıdır. Tekrar etmek gerekirse, bu utanılacak bir şey değil, kucaklanacak bir şeydir. Hem o dönem yaşamış birinin bunları ifade edebilmesinin uygarlığımızı göstermesi, hem de günümüzde gerçek hümanizmi yakalayabilmemiz açısından.

Sayın milomanara
Mevlanın aşkına mazhar olan kişinin Şems-i Tebrizi olduğunu elbette biliyorum ama rubailerdeki kelimeleri farklı anlıyorsunuz. Tabii bunu nasıl anlatabilirim bilmiyorum ama deneyeceğim.

Rubai:130
"suretten kurtulunca," dedi, kendi kendine

mısrasını okuyunca bütün herşey anlaşılıyor. Diğerleri etkisiz, önemsiz kelimeler oluyor cünkü Mevlana 'nın fikri yapısı ile örtüşen sözler, bu sözlerle cinsel içerik birarada bulunmaz, bulunursa suyun ateşi söndürdüğü gibi söner geriye kül kalır.

Aynı şekilde

Rubai:131
gönlümün varlık bağından kurtulduğu gün;
yokluk yurdunda, ne şevişeceğim bilemezsin!

Rubailerde, kalın yazdığım kelimeler dikkatinizi çekmeye çalıştığım kelimelerdir.

Saygılarımla...

parmis
10-06-2009, 00:22
Mevlana'nın rubailerini okurken bende Şemsi Tebrizi 'ye buyuk bir sevgi ve ilgi duyduğunu düşünmüştüm :Şemsi Tebrizi' nin trajik ölümü;oğulları ve müridlerinin kıskançlığı tabiki bana oldukça düşündürücü gelmişti.ama olayları o gunun koşullarında değerlendirmek gerektiğini düşündüğümden bu sevginin yada aşkın ne olabileceğini pek adlandıramamıştım...

"gel ne olursan gel "diyen bir düşünürün cinsel kimliği onun eserlerini daha az değerli kılmaz; bence bu yönüde bizi pek ilgilendirmez..

saygılar..

parmis Güneşin_kızı

milomanara
10-06-2009, 10:33
Sayın milomanara
Mevlanın aşkına mazhar olan kişinin Şems-i Tebrizi olduğunu elbette biliyorum ama rubailerdeki kelimeleri farklı anlıyorsunuz. Tabii bunu nasıl anlatabilirim bilmiyorum ama deneyeceğim.

Rubai:130
"suretten kurtulunca," dedi, kendi kendine

mısrasını okuyunca bütün herşey anlaşılıyor. Diğerleri etkisiz, önemsiz kelimeler oluyor cünkü Mevlana 'nın fikri yapısı ile örtüşen sözler, bu sözlerle cinsel içerik birarada bulunmaz, bulunursa suyun ateşi söndürdüğü gibi söner geriye kül kalır.

Aynı şekilde

Rubai:131
gönlümün varlık bağından kurtulduğu gün;
yokluk yurdunda, ne şevişeceğim bilemezsin!

Rubailerde, kalın yazdığım kelimeler dikkatinizi çekmeye çalıştığım kelimelerdir.

Saygılarımla...

Sayın keci,

Sizin anlattığınız Yunus'un yaratan aşkı gibi durumlar, ama burada gayet etten kemikten bir hemcinse ifade edilen şehvetli duygular var. Mesela:


yar, aşkla tanıdığım andan beri, seni ben,
aşk oyunları oynarım, seninle gizliden.
salınarak gel, gönül çadırına, mestane;
senin için dikimiş bir çadırdır, bu beden!


Diğerlerinde dudakların tadı, birinin sazı olup kucağına yerleşme, zifaf falan yoktur! :) Şimdi şuna bakalım:


bu gün tavaf günüdür, tavaf günüdür, tavaf!
aşk delisi olan, muaftır, muaftır, muaf!
savaş değil dostluk günü, dostluk günü, dostluk!
vuslat ve zifaf günüdür, zifaf günü, zifaf!


Ben bu eserlerde, saf çocuksu bir aşk görmüyorum. Bir hemcinse karşı gayet derin, şehvetli, çok zaman fiziksel ifadeler...

Şems'le fiziksel ilişkileri vardır, yoktur, bilinmez ama bu ifadelerden, en azından düşünürün hayal dünyasında hemcinsi ile seviştiği aşikar! Bu da eşcinsel olmak için yeter de artar bile.

Halkın Şems'e karşı büyük tepkisinin, adamın kaçarcasına Konya'dan uzaklaşmasının, Mevlanan'nın yalvarmalarınadan sonra Şam'dan geri gelmesinin sonra tekrar izini kaybettirerek, ölmüş izlenimi vererek halkdan kaçmasını da o döneme göre oldukça "marjinal" olduğu şeklinde yorumlayabiliriz. Yoksa neden halk erenlerden birine tepki göstersin?

sargon
10-06-2009, 10:51
Ben o dönemde toplumun cok kapali oldugunu düsünmüyorum. Cinsellikle ilgili tabularin artmasi bu dönemden sonradir. 13. ve 14. yüzyillarda Anadolu'da yazilmis oldugu düsünülen bütün metinlerde bugüne göre oldukca rahat sekilde cinsellik anlatiliyor. Nasreddin Hoca derlemelerine bakin, fikralarin cogu bugün ahlaka aykiri sayiliyor, o yüzden de üc bes tane "ahlakli" fikrasi ile Nasreddin Hoca'nin suyunun suyu anlatiliyor halka. Mevlana'nin metni kalmis da biliyoruz, yoksa onu da gelistirilen "ahlaka" uysun diye degistirirlerdi.

Mevlana'nin yazdiklarini bugün bile yazmak cesaret ister. Bu metinler o zaman yadirganmadigina göre toplumsal yargilar daha farkli idi.

keci
10-06-2009, 11:59
Sayın keci,

Sizin anlattığınız Yunus'un yaratan aşkı gibi durumlar, ama burada gayet etten kemikten bir hemcinse ifade edilen şehvetli duygular var. Mesela:

yar, aşkla tanıdığım andan beri, seni ben,
aşk oyunları oynarım, seninle gizliden.
salınarak gel, gönül çadırına, mestane;
senin için dikimiş bir çadırdır, bu beden!

Diğerlerinde dudakların tadı, birinin sazı olup kucağına yerleşme, zifaf falan yoktur! :) Şimdi şuna bakalım:

bu gün tavaf günüdür, tavaf günüdür, tavaf!
aşk delisi olan, muaftır, muaftır, muaf!
savaş değil dostluk günü, dostluk günü, dostluk!
vuslat ve zifaf günüdür, zifaf günü, zifaf!

Ben bu eserlerde, saf çocuksu bir aşk görmüyorum. Bir hemcinse karşı gayet derin, şehvetli, çok zaman fiziksel ifadeler...

Şems'le fiziksel ilişkileri vardır, yoktur, bilinmez ama bu ifadelerden, en azından düşünürün hayal dünyasında hemcinsi ile seviştiği aşikar! Bu da eşcinsel olmak için yeter de artar bile.

Halkın Şems'e karşı büyük tepkisinin, adamın kaçarcasına Konya'dan uzaklaşmasının, Mevlanan'nın yalvarmalarınadan sonra Şam'dan geri gelmesinin sonra tekrar izini kaybettirerek, ölmüş izlenimi vererek halkdan kaçmasını da o döneme göre oldukça "marjinal" olduğu şeklinde yorumlayabiliriz. Yoksa neden halk erenlerden birine tepki göstersin?

Sayın milomanara;

Yaratan aşkı, farklı farklı tecelli eder insanlarda, ferhat ile şirin, Leyla ile Mecnun, Yusuf ile züleyha örneklerinde olduğu gibi zahirde görülen aslında mecaz dır. Bu bir araç ve aracıdır. Nihai hedef yaratan aşkıdır.

Dolayısı ile Mevlana'nın Şems-i Tebrizi aracılığı ile ulaşmaya çalıştığı yaratan aşkı onun hemcins olması dolayısı ile tabiiki yanlış anlaşılmıştır.
Halbuki Leyla ile Mecnun aşkıda bundan farklı değildir.

Orada teveccüh karşı cinse olduğundan insanlar onu cismani olarak algıladılar. Halbuki yaratan aşkı cismani olanın çok çok üstünde bir aşktır.
Cismani aşk gerçek aşk 'ın ilk adımıda olabilir.

Öldüğü gün için "Şeb-i Aruz" (Düğün günü) diyen bir insan için zifaf
ancak saat (ölüm anı) anlamına gelebilir.
Daha önceki Rubailerde kalın yazdığım ifadeler, ölüm anlamına gelir
nasıl olurda ölen birisi bu dediklerinizi yapabilir. ?

Bu ölüm bildiğimiz anlamda fiziksel ölüm değildir.
İslamdaki "Ölmeden önce ölünüz" emrinde kastedilmiş olan ölümdür.

Saygılarımla....

milomanara
10-06-2009, 16:49
Yaratan aşkı, farklı farklı tecelli eder insanlarda, ferhat ile şirin, Leyla ile Mecnun, Yusuf ile züleyha örneklerinde olduğu gibi zahirde görülen aslında mecaz dır. Bu bir araç ve aracıdır. Nihai hedef yaratan aşkıdır.

Sayın keci,

Dediklerinize eğer aşağıdaki gibi bir eser okusaydım katılırdım.

AŞKIN ŞARABIN İÇELİ

Aşkın şarabın içeli,
Kandalığım bilemezem.
Şöyle yavu kıldım beni,
İsteyuben bulamazam.

Derya-vü umman olmuşam,
Gevherlere kan olmuşam.
Hüsnünde hayran olmuşam,
Kend'özüme gelemezem.

Zatına yol bulumadım,
Senden nişan alımadım.
Çünki seni bilemedim,
Kulluğunu kılamazam.

Yoluna basaldan kadem,
Varlığımı kıldım adem.
Gözden ırılma sen bir dem,
Ki sensiz ben olamazam.

Adın dolalı ellere,
Senden nişan alımazam.
Aşkın ile mest olalı,
Cennetlere kalamazam.

Benim vurup bünyadımı,
Yunus yazaldan adımı.
Kestim kamudan umudu,
Aşkından ayrılamazam.

Yunus Emre


Ama ben sufilikte, sembolik aşkı anlamama rağmen sembolik seksi anlayamam. Çünkü tanrıyla şevişmek de oldukça ilginç bir fantazidir bana göre. Ayrıca dediğiniz gibi bile olsa, neden Mevlana bu işin edilgen tarafında? Bedenini "sembolik" Şems'e çadır olarak sunmuş girsin diye?

Öldüğü gün için "Şeb-i Aruz" (Düğün günü)
"Şeb-i Arus" olacak doğrusu, düzeltelim.

Orada teveccüh karşı cinse olduğundan insanlar onu cismani olarak algıladılar. Halbuki yaratan aşkı cismani olanın çok çok üstünde bir aşktır.
Cismani aşk gerçek aşk 'ın ilk adımıda olabilir.
Sayın keci, fiziksel olarak Şems'le bir araya gelmiş olup olmamaları Mevlana'nın eşcinsel eğilimli olmasını değiştirmez. Mesela ben tayyiple ilgili yaramaz fantaziler kursam ve ona şiirler yazsam ama hiç yatmasak, eşcinsel olur muyum? olmaz mıyım?


bu gece yine atv'de gördüm seni,
baygın bakışların etti beni lerzan,
ölüyorum hasretinden bıyıklarının,
kaçıpta gelsen, bir de kaseme sürsen!


Oha diyorum kendime :D (yoksa? Lan?) :D

Yani sayın keci, hazret ister sembolik olsun, ister geçek, aşkını "düz" yoldan ifade etmemiştir. Bu nedenlede eşcinseldir.

azınlık
10-06-2009, 17:00
bu gece yine atv'de gördüm seni,
baygın bakışların etti beni lerzan,
ölüyorum hasretinden bıyıklarının,
kaçıpta gelsen, bir de kaseme sürsen!


Oha diyorum kendime :D (yoksa? Lan?) :D

milo? :pound:

Benim anlamadığım, bu adamlar, kadınlar her neyse yaradanın aşkından ölüp bitiyorsa niye direk söylememiş de yok çadırlar, zifaflar, bilmemnelere takılmış?

Hepsi de bi acaip benzetmeler yani. Diyelim ortada eşcinsel bi durum yok, aklı başında bu adamlar hiç "yahu bunları böyle yazsam beni yanlış anlarlar" deyip imtina etmez mi?

"Seni seviyorum ey Allah" de bitsin gitsin ...

A.

keci
10-06-2009, 18:01
Ama ben sufilikte, sembolik aşkı anlamama rağmen sembolik seksi anlayamam. Çünkü tanrıyla şevişmek de oldukça ilginç bir fantazidir bana göre. Ayrıca dediğiniz gibi bile olsa, neden Mevlana bu işin edilgen tarafında? Bedenini "sembolik" Şems'e çadır olarak sunmuş girsin diye?

Sayın keci, fiziksel olarak Şems'le bir araya gelmiş olup olmamaları Mevlana'nın eşcinsel eğilimli olmasını değiştirmez.

Yani sayın keci, hazret ister sembolik olsun, ister geçek, aşkını "düz" yoldan ifade etmemiştir. Bu nedenlede eşcinseldir.

Sayın milomanara

Teşekkür ederim. Öncelikle şunu belirtmeliyim. Ben yunus Emre veya mevlana gibi aşık değilim. Eğer olsaydım bu sorunuza cevap verebilirdim.
Hatta belkide veremezdim.
Ancak ben bu sözleri incelerken, Mevlana 'nın nasıl yaşadığına bakıyorum,
bunu herhangi bir insan söylemiyor, Mevlana söylüyor Kur'an bendesi olan bir zat.
Ama şunları söyleyebilirim.
neden Mevlana bu işin edilgen tarafında? Bedenini "sembolik" Şems'e çadır olarak sunmuş girsin diye?

cümlesinde Mevlana edilgen tarafta değildir. ayrıca orada Şems' te yoktur,
yokluk yurdunda ben yoktur, beden yoktur. Söz bitti. Artık sadece aşk var.

Cismani olan aşktan bahsederken kastettiğim fiziksel olarak biraraya gelmek değildir. Burada kastedilen aşkın kime veya neye (fiziksel bir nesne) karşı olduğudur.


Yani sayın keci, hazret ister sembolik olsun, ister geçek, aşkını "düz" yoldan ifade etmemiştir. Bu nedenlede eşcinseldir


Bu insanlar çok akıllı ve zeki insanlardı, zaten daha öncede belirttiğim gibi bunun için o kişi olmak gerekir. Aşık olmak gerekir.

Beyhude uğraşıyorum !! bunu anlatmam mümkün değil..
Zaten bunu anlamış olsanız inanırdınız.

Kur'an Kerimde açıkça yasaklanmış olan bir eylemin Mevlana gibi bir insanın düşüncesinin, düşüncelerine bile giremiyeceğini bilirdiniz.

Saygılarımla..

nogada
10-06-2009, 18:08
Sayın keci,

bu gece yine atv'de gördüm seni,
baygın bakışların etti beni lerzan,
ölüyorum hasretinden bıyıklarının,
kaçıpta gelsen, bir de kaseme sürsen!
Oha diyorum kendime :D (yoksa? Lan?) :D



İlginç gerçekten ilginç :D

nogada
10-06-2009, 18:09
Sayın keci,


bu gece yine atv'de gördüm seni,
baygın bakışların etti beni lerzan,
ölüyorum hasretinden bıyıklarının,
kaçıpta gelsen, bir de kaseme sürsen!
Oha diyorum kendime :D (yoksa? Lan?) :D



Sayın milomanara yıkıldım ya cidden,fantazileriniz pek bi genişmiş ;)

(şaka yaptım alınmayın sakın ;))

Saygılarımla...

milomanara
10-06-2009, 20:34
cümlesinde Mevlana edilgen tarafta değildir. ayrıca orada Şems' te yoktur,
yokluk yurdunda ben yoktur, beden yoktur. Söz bitti. Artık sadece aşk var.

Cismani olan aşktan bahsederken kastettiğim fiziksel olarak biraraya gelmek değildir. Burada kastedilen aşkın kime veya neye (fiziksel bir nesne) karşı olduğudur.
sayın keci,

Tarih kayıtlarına göre Şems gayet etten kemikten varmış, hem de Konya'daymış. Hem de iki yıla yakın iki kere.

Kur'an Kerimde açıkça yasaklanmış olan bir eylemin Mevlana gibi bir insanın düşüncesinin, düşüncelerine bile giremiyeceğini bilirdiniz.

Bendeniz kuran bendesi olan bir zatın aşağıdakileri söyleyebileceğine de inanamazdım. Mevlanın din anlayışının çok farklı olduğunu kabul etmeliyiz.


hakkı talepte birdir, akıllıyla divane,
aşkın dilinde birdir, yakınla bigane,
yarin vuslat meyini sunanlar mezhebinde,
ayrı gayrı olmaz, birdir, kabeyle puthane!

ey evreni yoktan yaratan yüce irade,
berisin, unutuştan da sonra gelişten de!
başımda fikrinden başkası, hatadır tümden,
dilde zikirinden başkası, sapkınlık beyhude!
bakınız resmen deistik bir bakış, tanrıdan başka hepsi sapkınlıktır...

yüce yüce cennetler, sizin olacak derler,
sizin için, saf meyler, iri gözlü huriler!
madem ki, bu işin sonu böyle olacaktır,
şimdiden aldık; ele bade, kucağa dilber!

bu rubainin çok benzeri hayyam tarafından yazılmıştır, öbür tarafı beklemeden olaya giren ermişlere afiyet olsun denir :)

yokluğun olduğu an, ikrarın ta kendisi,
olur elbet varlığın, inkarın sermayesi!
yokluktan, bir koku bile alamayan herkes,
ne kadar dindar olsa, kafir verir nefesi!

ey mum süsleyen, bana yüz göstermen lazım,
nazlanayım; ne orucum kalsın, ne namazım!
sensiz kalınca; mecazdır bütün ibadetim;
sen benimle olunca, ibadettir mecazım!

ey gönül, itaat etmedin sübhana bir an!
yaptığın kötü işlerden, olmadın hiç pişman,
sofi, fakih, zahit ve bilgin, hepsini oldun,
ancak, sadece müslüman olamadın, müslüman!

yine gel, yine gel, her kimse kim olan, yine gel!
kafir, mecusi yahut puta tapan, yine gel!
ümitsizlik dergahı değildir, dergahımız,
yüz kere tövbe edip, yüz kere bozsan, yine gel!

Ey iman edenler! Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden dininizi alaya alıp oyuncak edinenleri ve öteki kafirleri dost edinmeyin. Eğer mü’minler iseniz Allah’a karşı gelmekten sakının.(maide/57)
Münafıklara, kendileri için elem dolu bir azap olduğunu müjdele. Onlar, mü’minleri bırakıp kafirleri dost edinen kimselerdir. Onların yanında izzet ve şeref mi arıyorlar? Halbuki bütün izzet ve şeref Allah’a aittir.(nisa/138-139)

Bu tabloya bakarak, Mevlana'nın müslümanlığı oldukça farklı anladığı açıkça görülüyor. Şahsi fikrim, kesinlikle daha hümanist ve güzel bir yaklaşım olduğudur. Ama kitapla alakası var mı? Yok :)

Sayın milomanara yıkıldım ya cidden,fantazileriniz pek bi genişmiş
Teşekkür ederim sayın nogada,

Bende farkında değildim malzemenin içimde olduğunun :D

sargon
10-06-2009, 21:13
Ey iman edenler! Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden dininizi alaya alıp oyuncak edinenleri ve öteki kafirleri dost edinmeyin. Eğer mü’minler iseniz Allah’a karşı gelmekten sakının.(maide/57)
Münafıklara, kendileri için elem dolu bir azap olduğunu müjdele. Onlar, mü’minleri bırakıp kafirleri dost edinen kimselerdir. Onların yanında izzet ve şeref mi arıyorlar? Halbuki bütün izzet ve şeref Allah’a aittir.(nisa/138-139)

Bu tabloya bakarak, Mevlana'nın müslümanlığı oldukça farklı anladığı açıkça görülüyor. Şahsi fikrim, kesinlikle daha hümanist ve güzel bir yaklaşım olduğudur. Ama kitapla alakası var mı? Yok :)

sevgili milomanara,

Mevlana'nin 6 ciltlik Mesnevi'sini Kuran'i anlatmak ve kabul ettirmek icin yazmis oldugu gibi bir gercek de var. Bunu nasil yorumluyorsunuz?

azınlık
10-06-2009, 21:26
Mevlana'nin 6 ciltlik Mesnevi'sini Kuran'i anlatmak ve kabul ettirmek icin yazmis oldugu gibi bir gercek de var. Bunu nasil yorumluyorsunuz?

Ben olsam "iş başka aşk başka" derdim ama ...

A.

milomanara
10-06-2009, 21:50
sevgili milomanara,

Mevlana'nin 6 ciltlik Mesnevi'sini Kuran'i anlatmak ve kabul ettirmek icin yazmis oldugu gibi bir gercek de var. Bunu nasil yorumluyorsunuz?

Mesnevi'nin kuranı anlatmak ve kabul ettirmek amacını taşıdığını söylemek yanlış olur sevgili sargon[1 (http://tr.wikipedia.org/wiki/Mesnevi_(Mevlana))]. Konusu "inasanın tanrıyı arayışı" olarak tanımlanabilir sanırım. Zaten sufizmin (http://tr.wikipedia.org/wiki/Tasavvuf) islamiyetten daha eski olduğu, çin-tibet mistisizminden türediği yönünde bile iddialar olmuştur. Sufilerden Hallac-ı Mansur (http://tr.wikipedia.org/wiki/Hallac-ı_Mansur)'un vardığı noktanın müslümanların pek hoşuna gitmediğini bilirsiniz.

Yani demek istediğim, sufizm ya da tasavvuf, sünni, hanefi, şafi gibi mezhepleşmenin belkide çok ötesinde, islamı, budizme benzer bir "sevgi" öğretisiyle yorumlayan bir öğretidir. Mevlana'nın bir çok şiirinin, mesela, kafiri mecusiyi, tövbe bozanı, kuranın aksi yöndeki emrine rağmen, çağırması, islamın tanrısına ulaşmak için islama gerek olmadığı gibi derin bir sonuca götürüyor.

Eminim bu konuyu benden iyi bilen arkadaşlar vardır ama Mevlana'nın "iki alem"den de uzak olmak istemesi, ne dünyada dini, ne öbür tarafda cenneti istemediğini, sadece ve sadece tanrıya ulaşmak, insan-ı kamil olmak, budizmde nirvana diye bilinen yere gitmektir amacı.

Bu doğrultuda, eşcinselliği engel olarak görmemiş olması kuvvetle muhtemel, çünkü ne olursa olsun derinden sevebilme yeteneğine sahip. Hayalini kurduğu "yarin" özellikleri bir erkekde vücut bulmuşsa, onuda sevmekten çekinmemiştir diye düşünüyorum.

keci
11-06-2009, 08:15
Mesnevi'nin kuranı anlatmak ve kabul ettirmek amacını taşıdığını söylemek yanlış olur sevgili sargon[1 (http://tr.wikipedia.org/wiki/Mesnevi_(Mevlana))]. Konusu "inasanın tanrıyı arayışı" olarak tanımlanabilir sanırım. Zaten sufizmin (http://tr.wikipedia.org/wiki/Tasavvuf) islamiyetten daha eski olduğu, çin-tibet mistisizminden türediği yönünde bile iddialar olmuştur. Sufilerden Hallac-ı Mansur (http://tr.wikipedia.org/wiki/Hallac-ı_Mansur)'un vardığı noktanın müslümanların pek hoşuna gitmediğini bilirsiniz.

Yani demek istediğim, sufizm ya da tasavvuf, sünni, hanefi, şafi gibi mezhepleşmenin belkide çok ötesinde, islamı, budizme benzer bir "sevgi" öğretisiyle yorumlayan bir öğretidir. Mevlana'nın bir çok şiirinin, mesela, kafiri mecusiyi, tövbe bozanı, kuranın aksi yöndeki emrine rağmen, çağırması, islamın tanrısına ulaşmak için islama gerek olmadığı gibi derin bir sonuca götürüyor.

Eminim bu konuyu benden iyi bilen arkadaşlar vardır ama Mevlana'nın "iki alem"den de uzak olmak istemesi, ne dünyada dini, ne öbür tarafda cenneti istemediğini, sadece ve sadece tanrıya ulaşmak, insan-ı kamil olmak, budizmde nirvana diye bilinen yere gitmektir amacı.

Bu doğrultuda, eşcinselliği engel olarak görmemiş olması kuvvetle muhtemel, çünkü ne olursa olsun derinden sevebilme yeteneğine sahip. Hayalini kurduğu "yarin" özellikleri bir erkekde vücut bulmuşsa, onuda sevmekten çekinmemiştir diye düşünüyorum.

Sayın milemonara;

Çok güzel anlatmışsınız, aman şaşırmayın ne diyor diye :)

Düşüncenizi bilmiyorum ama Müslümanlıkla aranızda sadece bir "KIL" payı var. İşte Mevlana'nın çağırmış olduğu sizin gibi insanlar.

Sözlerinizden bunu nasıl çıkardığımı ifade edeyim izninizle.

Mevlana'nın bir çok şiirinin, mesela, kafiri mecusiyi, tövbe bozanı, kuranın aksi yöndeki emrine rağmen, çağırması, islamın tanrısına ulaşmak için islama gerek olmadığı gibi derin bir sonuca götürüyor.

Kur'anın aksi yöne bir emri olsaydı, tamamı kafir olan Kureyş kabilesinin fertlerini Peygamber efendimiz çağırmazdı.

Ve en önemlisi koyu renkle yazdığınız cümlede gerek olmadığı kelimeleri
hayır islama gerek vardır ve hatta hatta yukarıdaki düşüncelerle beraber bir ön koşuldur. Bu koşul olmazsa varılacak yer ne olursa olsun batıldır.


Mesnevi'nin kuranı anlatmak ve kabul ettirmek amacını taşıdığını söylemek yanlış olur sevgili sargon[1 (http://tr.wikipedia.org/wiki/Mesnevi_(Mevlana))]. Konusu "inasanın tanrıyı arayışı" olarak tanımlanabilir sanırım. Zaten sufizmin (http://tr.wikipedia.org/wiki/Tasavvuf) islamiyetten daha eski olduğu, çin-tibet mistisizminden türediği yönünde bile iddialar olmuştur. Sufilerden Hallac-ı Mansur (http://tr.wikipedia.org/wiki/Hallac-ı_Mansur)'un vardığı noktanın müslümanların pek hoşuna gitmediğini bilirsiniz.


Hayır yanlış olmaz % 2000 doğru olur.

Zaten sufizmin (http://tr.wikipedia.org/wiki/Tasavvuf) islamiyetten daha eski olduğu

Bunu da nereden çıkardınız islamiyetten daha eski ne var bu dünyada ki ?
Hz Adem (A.S) Müslüman değilmi idi.

Saygılarımla...

azınlık
11-06-2009, 08:36
Düşüncenizi bilmiyorum ama Müslümanlıkla aranızda sadece bir "KIL" payı var. İşte Mevlana'nın çağırmış olduğu sizin gibi insanlar.

milo dikkat!

Bir "kıl" sonra mümin olabilirsin diyo :hail:

:rofl:

A.

keci
11-06-2009, 09:27
yokluğun olduğu an, ikrarın ta kendisi,
olur elbet varlığın, inkarın sermayesi!
yokluktan, bir koku bile alamayan herkes,
ne kadar dindar olsa, kafir verir nefesi!

ey mum süsleyen, bana yüz göstermen lazım,
nazlanayım; ne orucum kalsın, ne namazım!
sensiz kalınca; mecazdır bütün ibadetim;
sen benimle olunca, ibadettir mecazım!

ey gönül, itaat etmedin sübhana bir an!
yaptığın kötü işlerden, olmadın hiç pişman,
sofi, fakih, zahit ve bilgin, hepsini oldun,
ancak, sadece müslüman olamadın, müslüman!

yine gel, yine gel, her kimse kim olan, yine gel!
kafir, mecusi yahut puta tapan, yine gel!
ümitsizlik dergahı değildir, dergahımız,
yüz kere tövbe edip, yüz kere bozsan, yine gel!

Ey iman edenler! Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden dininizi alaya alıp oyuncak edinenleri ve öteki kafirleri dost edinmeyin. Eğer mü’minler iseniz Allah’a karşı gelmekten sakının.(maide/57)

Münafıklara, kendileri için elem dolu bir azap olduğunu müjdele. Onlar, mü’minleri bırakıp kafirleri dost edinen kimselerdir. Onların yanında izzet ve şeref mi arıyorlar? Halbuki bütün izzet ve şeref Allah’a aittir.(nisa/138-139)


Sayın milomanara

Bu dizeler çok güzel dizeler, Vermiş olduğunuz ayetler gereği benimde burada olmamam gerekiyor ve tüm diğer inanan müslüman kardeşleriminde öyle değil mi ? O halde neden buradayız ?

O zaman siz kiminle tartışıp düşüncelerinizi ifade edecektiniz.?

Cevap veriyorum; Allah 'ın Rahmetinden dolayı.. Allah öyle bağışlayıcı ve
merhamet edicidir ki mü'min kullarını değişik sebeplerle burada buluşturmuştur. Ki hem onların (Mü'min) kullarının imanı artar, hemde inkar edenler içerisinde kısmeti olan varsa kısmetini alır.


ancak, sadece müslüman olamadın, müslüman!



Bu dizeleri ben hergün söylüyorum zaten kendime ne var bunda ?
Bir müslümanın iki günü birbirine eşit olmamalıdır. Hergün daha iyiye doğru
ve yoldan çıkmadan ilerlemelidir. Önemli olan rıza-i İlahidir.

Ayrıca kendinden emin olmak (Kurtuluş anlamında) felakettir.

Saygılarımla....

paslıçivi
11-06-2009, 09:40
mevlana islami tarihin önemli bir mistiğidir..

özüne çok yaklaşmış ama dipsiz kuyuya halatsız atlayamamıştır..

halatı da islam inancıdır..

halatsız atlayabilseydi özüne ulaşıp yeni bir dinin kurucusu olurdu..

ulaştığı seviyede sahtebenlikden arınıp tanrısallık aşkını yaşamıştır..

sufilerin meditasyon tekniğini vereyim size genel kültür olarak..

5-10 dakikalık derin ve hızlı solumadan(solunumsal alkaloz, kan ph' ı 7nin üstüne çıkması) sonra sessiz bir ortamda gözlerinizi kapatıp kendinizi dipsiz karanlık bir kuyuya attığınızı hayaledip meditatif/trans hale geçmek..

keci
11-06-2009, 09:55
mevlana islami tarihin önemli bir mistiğidir..

özüne çok yaklaşmış ama dipsiz kuyuya halatsız atlayamamıştır..

halatı da islam inancıdır..

halatsız atlayabilseydi özüne ulaşıp yeni bir dinin kurucusu olurdu..

ulaştığı seviyede sahtebenlikden arınıp tanrısallık aşkını yaşamıştır..

sufilerin meditasyon tekniğini vereyim size genel kültür olarak..

5-10 dakikalık derin ve hızlı solumadan(solunumsal alkaloz, kan ph' ı 7nin üstüne çıkması) sonra sessiz bir ortamda gözlerinizi kapatıp kendinizi dipsiz karanlık bir kuyuya attığınızı hayaledip meditatif/trans hale geçmek..

Sayın paslıçivi

Dipsiz kuyu olur mu ? Olursa nasıl olur ?
Sınırsız bir şeyi nasıl düşünebiliyorsunuz ?

Eğer kuyunun dibi varsa halatsız atlarsak ne olur ?

Güzel söylemişsiniz "halatı da islam inancıdır.."
İslam da bunu söylüyor "Allah 'ın ipine sımsıkı sarılın"

Saygılarımla...

0ne
11-06-2009, 11:09
Bunu da nereden çıkardınız islamiyetten daha eski ne var bu dünyada ki ?
Hz Adem (A.S) Müslüman değilmi idi.

Saygılarımla...

bu yazdıklarınız sıkı bir hurafe eğitiminden geçirilmiş olma ihtimaline

işaret ediyor

0ne
11-06-2009, 11:16
yanlış anlamayın dinini imanını kişisel yaşayana saygı duymak insanlık vazifemdir

ancak hurafeleri ilim diye aktarıp saygınlık kazanan ,

vaazlarında sana yagını kötüleyip ve cami çıkışında

müminlere kamyon hesabı tereyagı satan düzenbazlardan ve bunun gibilerden

duyduklarınız islamda yoktur, aykırıdır

keci
11-06-2009, 11:33
Bunu da nereden çıkardınız islamiyetten daha eski ne var bu dünyada ki ?
Hz Adem (A.S) Müslüman değilmi idi.
Saygılarımla...



bu yazdıklarınız sıkı bir hurafe eğitiminden geçirilmiş olma ihtimaline işaret ediyor

Sayın One

Amentüde belirtilmiş olan Peygamberlere iman şartını biliyorsunuzdur.
Ve Kur'an - ı Kerim deki "Allah katında din "İslam" dır" ayetinide.
Peygamberlere iman şartı Hz. Adem (A.S) 'dan Hz Muhammed (S.A.V) ' a
kadar olan tüm peygamler için geçerlidir.

Şimdi bu söylediklerimi altalta yazıp toplarsak yukarıdaki sonuç çıkar.
Yani Hz. Adem (A.S) islam idi. Ve tüm hak peygamberler..

Allah (C.C) hem "Allah katında din "İslam" dır" deyip, hemde peygamberlere
iman şartını getirmişse (ve bu peygamberler islam dan başka bir din üzere olsaydı)
bu gerçek bir çelişki olmaz mıydı ?

Ayrıca Kur'anı Kerimde de bu peygamberlerden bahsedilmiştir.


Saygılarımla..

0ne
11-06-2009, 11:37
one gene one liğini yapsın

cevap yeni ahitten

gerçeği gör(bil)eceksiniz ve gerçek sizi özgür kılacak

yohanna 8:2

kolaylıklar dilerim

sargon
11-06-2009, 11:37
Mesnevi'nin kuranı anlatmak ve kabul ettirmek amacını taşıdığını söylemek yanlış olur sevgili sargon[1 (http://tr.wikipedia.org/wiki/Mesnevi_%28Mevlana%29)]. Konusu "inasanın tanrıyı arayışı" olarak tanımlanabilir sanırım. Zaten sufizmin (http://tr.wikipedia.org/wiki/Tasavvuf) islamiyetten daha eski olduğu, çin-tibet mistisizminden türediği yönünde bile iddialar olmuştur. Sufilerden Hallac-ı Mansur (http://tr.wikipedia.org/wiki/Hallac-%C4%B1_Mansur)'un vardığı noktanın müslümanların pek hoşuna gitmediğini bilirsiniz.

Sufizm konusunda ben de öyle düsünüyorum. Sufizmde Hint-Cin mistisizmini rahatlikla görebilirsiniz. Ben Mevlana'nin Mesnevi'sinden bahsediyorum. Daha önce bu kitapla epey cebellestim ve gördügüm sey kitabin büyük bölümünün Kuran'daki anlatimlari, yargilari, hatta örneklemeleri bu kitaba henüz yabanci olan Anadolu insanina anlatma cabasi olduguydu. Buna cok sayida örnek verebilirim. Mevlana'nin cabasi, bana, zaten Hint-Cin mistik anlayisina yakin olan bir kitleye Kuran'i kabullendirme cabasi olarak göründü.

Zaman bulabildigimde bunu size daha ayrintili örneklerle de göstermeye calisirim. Iste iken zaman bulamiyorum.

0ne
11-06-2009, 11:44
mevlana ya gelince onun cinsellik tercihinden daha önemli olan

mogolların istilası döneminde ayrıcalıklı bir tekke konumuna yukseltilmiş oldugu

ve halka mevlanaya biat etmelerinin mogolllar tarafından şart koşuldugu , ve mogolların

direktifiyle esnaf ozganizasyonu lideri AHİ EVRAN in organize sanayi bölgeleri

kurma sanayileşme endustri toplumu olma girişimlerine sekte vuruldugu

bilfiil mesnevide ahi evrana hakaret edildiği ortadadır

mevlana toprak olmuş gitmiş , bizim ortaya koymamız gereken en dikkat e değer nokta

mevlananın bilim ve endustrileşme devrimlerine karşı halkı dünyadan el etek

çekmiş el pençe müritler haline getirmekle insanlıga bilime ne kadar buyuk

sekteler indirmiş oldugunu tanımlamaktır


ayrıca mesnevi yi farsça kuran olarak tanımlama gafleti hakkındada taa batılılara kadar gitmiş

duyumlar mevcuttur samimi olmak lazım

tekkede çetene bitkisi ile tutun karışımını nargilede fokurtdatarak dünyadan kopmak

aşk ise her kafa bulan çıksın mevlanayım desin

milomanara
11-06-2009, 14:47
Düşüncenizi bilmiyorum ama Müslümanlıkla aranızda sadece bir "KIL" payı var. İşte Mevlana'nın çağırmış olduğu sizin gibi insanlar.
Sayın keci, öncelikle beni kendi inancınıza layık gördüğünüz için teşekkür ederim. Fakat birikimlerim üzerine kurulu "bilinçli" inançsızlığımı, koca evrenin hem sahibi hem de hiçi olduğumu, kimse tarafından yaratılmadığımı, izlenmediğimi bilmenin özgürlüğünü, dünyada olmanın ayrıcalığını ve öbür taraf olmadığından her nefesin keyfini çıkarmayı, hiç bir inanca değişeceğimi sanmıyorum.

Kur'anın aksi yöne bir emri olsaydı, tamamı kafir olan Kureyş kabilesinin fertlerini Peygamber efendimiz çağırmazdı.
Bakın bu çok farklı bir durum. Daha ortada müslüman yok ki müslümanı çağırsın! İslamiyetin filizlendiği zamanlar o zamanlar. Muhammed'in kafirler için söyledikleri kanınızı dondurur. Hele müslümanlığı bırakıp kafir olanlar için ölüm emreder. Nereye çağırmaktan bahsediyorsunuz?

Ve en önemlisi koyu renkle yazdığınız cümlede gerek olmadığı kelimeleri
hayır islama gerek vardır ve hatta hatta yukarıdaki düşüncelerle beraber bir ön koşuldur. Bu koşul olmazsa varılacak yer ne olursa olsun batıldır.
Hayır yanlış olmaz % 2000 doğru olur.
O zaman kabeyle puthanenin nasıl bir tutulduğunu, zikirden başka herşeyin nasıl sapkınlık olduğunu anlatın bir zahmet.

hakkı talepte birdir, akıllıyla divane,
aşkın dilinde birdir, yakınla bigane,
yarin vuslat meyini sunanlar mezhebinde,
ayrı gayrı olmaz, birdir, kabeyle puthane!

ey evreni yoktan yaratan yüce irade,
berisin, unutuştan da sonra gelişten de!
başımda fikrinden başkası, hatadır tümden,
dilde zikirinden başkası, sapkınlık beyhude!
bakınız resmen deistik bir bakış, tanrıdan başka hepsi sapkınlıktır...[font=tahoma][i][indent]

Bunu da nereden çıkardınız islamiyetten daha eski ne var bu dünyada ki ?

Hz Adem (A.S) Müslüman değilmi idi.
Yahu sayın keci, kusura bakmayın ama dünyayı arabistandan ibaret sanan bir bedevinin düşüncesi bunlar.

milo dikkat!
Bir "kıl" sonra mümin olabilirsin diyo :hail:
:) Hayır sevgili azınlık, cehaletim henüz müslümanlığı bir "kıl" aştığı için öyle sanmış sayın keci, ama istikamet islama doğru değil, tam tersi yöne...

Bu dizeler çok güzel dizeler, Vermiş olduğunuz ayetler gereği benimde burada olmamam gerekiyor ve tüm diğer inanan müslüman kardeşleriminde öyle değil mi ? O halde neden buradayız ?
Bende onu merak ediyorum? :) Benim bildiğim islama göre allahın varlığını, peygamberin doğruluğunu sorgulayamazsın, tartışamazsın. Kafirle oturup bu sohbetleri yapmak günahtır diye düşünüyorum. Tartışmaların bir çoğu aşağıdaki ayete tersdir kanımca. Yani tabi ki ben tartışmak isterim ama siz güme gitmeyin sonra öber tarafda :)
"O, yeri sizin için döşek, göğü de bina yapan, gökten su indirip onunla size rızık olarak çeşitli ürünler çıkarandır. Öyleyse siz de bile bile Allah’a ortaklar koşmayın.2/22"

Bu dizeleri ben hergün söylüyorum zaten kendime ne var bunda ?
Bir müslümanın iki günü birbirine eşit olmamalıdır. Hergün daha iyiye doğru
ve yoldan çıkmadan ilerlemelidir. Önemli olan rıza-i İlahidir.
Sayın keci, bir çarpıtma üstadısınız. Siz kelime-i şehadet üzerine müslüman değil misiniz? İyi müslüman olup olmadığınızı bilmemeniz doğal, cennetlik misiniz? o da bilinmez. Ama siz allaha ve muhammedin onun kulu ve elçisi olduğuna iman eden birisiniz yani tanım olarak müslümansınız. Ne demek kendine bunu sormak? Her gün vaftiz olup hıristiyanlığa geçip sonra tekrar kelime-i şehadet mi getiriyorsunuz? Hayır, siz her gün kendinize "iyi" bir müslüman olup olmadığınızı soruyorsunuz...

Sufizm konusunda ben de öyle düsünüyorum. Sufizmde Hint-Cin mistisizmini rahatlikla görebilirsiniz. Ben Mevlana'nin Mesnevi'sinden bahsediyorum. Daha önce bu kitapla epey cebellestim ve gördügüm sey kitabin büyük bölümünün Kuran'daki anlatimlari, yargilari, hatta örneklemeleri bu kitaba henüz yabanci olan Anadolu insanina anlatma cabasi olduguydu. Buna cok sayida örnek verebilirim. Mevlana'nin cabasi, bana, zaten Hint-Cin mistik anlayisina yakin olan bir kitleye Kuran'i kabullendirme cabasi olarak göründü.

Zaman bulabildigimde bunu size daha ayrintili örneklerle de göstermeye calisirim. Iste iken zaman bulamiyorum.
sayın sargon, kuranı anlatsa bile temelde puthane ile kabeyi aynı görebilen bir düşünürdür. Konunun akışını pek değiştirmez diye düşünüyorum.

Yergin
11-06-2009, 15:36
İnsan ne tuhaf bir varlık dimi. Biri ben sorgularım diyor diğeri ben müslümanım ama kendimi hep sorgularım diyor. Niye sorguluyorsun ki oluyor :)

Ön yargılarınızı atamadığınız sürece sizinle hiç bir konuda uzlaşmak mümkün değil sayın milomanara.

Saygılar

milomanara
11-06-2009, 15:53
İnsan ne tuhaf bir varlık dimi. Biri ben sorgularım diyor diğeri ben müslümanım ama kendimi hep sorgularım diyor. Niye sorguluyorsun ki oluyor :)

Ön yargılarınızı atamadığınız sürece sizinle hiç bir konuda uzlaşmak mümkün değil sayın milomanara.

Saygılar

Yanlış anladınız sayın EnvyMe, ben elbette sorgulayın isterim, niye sorguluyorsunuz diye de sormadım, sormam da. Sadece sizler adına şaşırdığımı belirttim çünkü kuran'ın dini, allahı sorgulamaya çok ılımlı bakmadığını düşünüyorum.

Uzlaşamamamızın nedeni benim önyargılarım değil sizinkilerdir. Kaynaksız mesnetsiz bir iddiada bulundum mu şimdiye kadar? Şahsi fikirlerini temel gösteren ve kabul etmeyene önyargılı diyen sizsiniz. Kanıtla geldiğiniz hangi önermeyi itinayla cevaplamadım? ;)

azınlık
11-06-2009, 16:03
İnsan ne tuhaf bir varlık dimi. Biri ben sorgularım diyor diğeri ben müslümanım ama kendimi hep sorgularım diyor. Niye sorguluyorsun ki oluyor :)

Envy,

Çok merak ettiğim birşeyi sormak istiyorum: Allah'ı, Muhammed'i, veya islam için kutsal başka birşeyi sorgularken arka kapıların kapalı olduğundan emin olarak mı sorguluyorsunuz, yoksa gerçekten "evet ya bunlar çok saçma" diyebilme seçeneği her zaman orada biryerlerde duruyor mu?

A.

keci
11-06-2009, 16:04
Sayın milemonara

Bir örnek vermek istiyorum izninizle;

Bir insan düşünün okul öncesi çağda bu insan yavrusu
eğitim almak için önce anaokuluna gider, daha sonra ilkokul,
ortaokul, lise, üniversite, master, doktora ve daha yukarı
eğitimler alır hayatı boyunca bir de buna ilaveten tecrübeler kazanır.

Şimdi anaokuluna gitmemiş bir çocuğa Cahit Arf 'in bulmuş olduğu
denklemleri çözmesini istesek ne yapar ? Veya bundan da fazlasını
Veya Cahit Arf bu denklemleri 3,5 yaşında çözebilir miydi ?

işte bu konu
O zaman kabeyle puthanenin nasıl bir tutulduğunu, zikirden başka herşeyin nasıl sapkınlık olduğunu anlatın bir zahmet.

Sıfır yaşındaki bir insanın Evrenin sırrını anlatmasını beklemek gibidir ?


Bakın bu çok farklı bir durum. Daha ortada müslüman yok ki müslümanı çağırsın! İslamiyetin filizlendiği zamanlar o zamanlar.
Muhammed'in kafirler için söyledikleri kanınızı dondurur. Hele müslümanlığı bırakıp kafir olanlar için ölüm emreder. Nereye çağırmaktan bahsediyorsunuz?

Hayır farklı bir durum değil, lütfen düşünce sistematiğimi anlamak için önceki yazılarımı okuyunuz.
Bir tane müslüman varsa, bu durum geçerlidir. Çünkü bu Din tek kişiliktir. iki çoktur. Allah (C.C) birdir biri sever.

Yahu sayın keci, kusura bakmayın ama dünyayı arabistandan ibaret sanan bir bedevinin düşüncesi bunlar.

Neden kusura bakayım rica ederim, bu sizin düşünceniz. Ben kabul etmedikten sonra bir önemi yok. Sonraki mesajıma bakarsanız bunu açıklamıştım.

Bende onu merak ediyorum? :) Benim bildiğim islama göre allahın varlığını, peygamberin doğruluğunu sorgulayamazsın, tartışamazsın. Kafirle oturup bu sohbetleri yapmak günahtır diye düşünüyorum. Tartışmaların bir çoğu aşağıdaki ayete tersdir kanımca. Yani tabi ki ben tartışmak isterim ama siz güme gitmeyin sonra öber tarafda :)
"O, yeri sizin için döşek, göğü de bina yapan, gökten su indirip onunla size rızık olarak çeşitli ürünler çıkarandır. Öyleyse siz de bile bile Allah’a ortaklar koşmayın.2/22"


Doğru biliyorsunuz sayın milemonara, biz müslümanlar bunu sorgulamıyoruz
siz sorguluyorsunuz biz tartışmıyoruz, siz tartışıyorsunuz, biz bilmenin üstünde ve bilmekten aşkın olarak inanıyoruz.

İnandığımızı daha alt bir seviye olan bilim ile, sizlere ifade etmektir burada yaptığımız sadece gördüğümüzü aktarmak yani..

Belirtmiş olduğunuz ayet; inkarcılara hitab etmektedir. Burada denilmekedir ki; bile bile (yani Bilim ile) göre göre Allah'a ortak koşmayın.


Sayın keci, bir çarpıtma üstadısınız. Siz kelime-i şehadet üzerine müslüman değil misiniz? İyi müslüman olup olmadığınızı bilmemeniz doğal, cennetlik misiniz? o da bilinmez. Ama siz allaha ve muhammedin onun kulu ve elçisi olduğuna iman eden birisiniz yani tanım olarak müslümansınız. Ne demek kendine bunu sormak? Her gün vaftiz olup hıristiyanlığa geçip sonra tekrar kelime-i şehadet mi getiriyorsunuz? Hayır, siz her gün kendinize "iyi" bir müslüman olup olmadığınızı soruyorsunuz...


Bir müslüman kendine bunu soruyorsa bu o demektir zaten; aksi düşünülemez, elbette hergün mürted olup tekrar mü'min olmuyor hiç bir müslüman..
Herşeyi dümdüz anlamamak lazım öyle değil mi ?
mecaz, ima, teşbih sanatları da var insanların bilgisi dahilinde
Ayrıca bu gönül ehlinin dilidir. Önce bu dilin öğrenilmesi gerekir.
Burada Mantık sağır ve dilsiz yani Lal olur.. Şaşırır kendisinide, herşeyide

Saygılarımla...

milomanara
11-06-2009, 16:31
Sıfır yaşındaki bir insanın Evrenin sırrını anlatmasını beklemek gibidir ?
Eveeet... geldik bu konu bizi aşar savunmasına :)

Dinler de dahil, allah da dahil her şeyi insan yapmıştır sayın keci, hiç bir şey bizi(insanı) aşmaz. Bilğimiz ve bilmediklerimiz olduğu doğrudur ama bu bizim bilmediklerimizi başkalarının bildiğini göstermez. Bu iddia mesnetsiz, kanıtsız, delilsiz sadece ve sadece SAF bir inançla desteklenebilir.

Doğru biliyorsunuz sayın milemonara, biz müslümanlar bunu sorgulamıyoruz
siz sorguluyorsunuz biz tartışmıyoruz, siz tartışıyorsunuz, biz bilmenin üstünde ve bilmekten aşkın olarak inanıyoruz.

İnandığımızı daha alt bir seviye olan bilim ile, sizlere ifade etmektir burada yaptığımız sadece gördüğümüzü aktarmak yani..

Belirtmiş olduğunuz ayet; inkarcılara hitab etmektedir. Burada denilmekedir ki; bile bile (yani Bilim ile) göre göre Allah'a ortak koşmayın.
Eyvallah, notumuzu aldık. Bizi bağlayan bir şey yok zaten.

Bir müslüman kendine bunu soruyorsa bu o demektir zaten; aksi düşünülemez, elbette hergün mürted olup tekrar mü'min olmuyor hiç bir müslüman..
Herşeyi dümdüz anlamamak lazım öyle değil mi ?
mecaz, ima, teşbih sanatları da var insanların bilgisi dahilinde
Ayrıca bu gönül ehlinin dilidir. Önce bu dilin öğrenilmesi gerekir.
Burada Mantık sağır ve dilsiz yani Lal olur.. Şaşırır kendisinide, herşeyide
Sayın keci, dümdüz anladığımızı kim söyledi? Değerlendirmemi sanki "Mecaz ilmin elinden cehlin eline düşerse, hakikate inkılâb eder, hurâfata kapı açar." cümlesindeki gibi tanımlamanız üzücü olur. Ne mutlu ki, Nef'i'nin kime kelp kime tahir dediğini anlayabilecek durumdayım.



ey dostlardan kaçıp bir köşeye kapak atan!
senin feryadın, ağır yükten ve kötü huydan,
erkek aslansan, niye kaçarsın erkeklerden?
leş yiyensen, leş yiyenlere git en azından!



Bir değil iki değil sayın keci. Mecaz ve mürsel "belirli" bir şeyi ifade eder. Güzelliğide oradadır zaten.

keci
11-06-2009, 17:06
Eveeet... geldik bu konu bizi aşar savunmasına :)
Dinler de dahil, allah da dahil her şeyi insan yapmıştır sayın keci, hiç bir şey bizi(insanı) aşmaz. Bilğimiz ve bilmediklerimiz olduğu doğrudur ama bu bizim bilmediklerimizi başkalarının bildiğini göstermez. Bu iddia mesnetsiz, kanıtsız, delilsiz sadece ve sadece SAF bir inançla desteklenebilir.


Sayın keci, dümdüz anladığımızı kim söyledi? Değerlendirmemi sanki "Mecaz ilmin elinden cehlin eline düşerse, hakikate inkılâb eder, hurâfata kapı açar." cümlesindeki gibi tanımlamanız üzücü olur. Ne mutlu ki, Nef'i'nin kime kelp kime tahir dediğini anlayabilecek durumdayım.

ey dostlardan kaçıp bir köşeye kapak atan!
senin feryadın, ağır yükten ve kötü huydan,
erkek aslansan, niye kaçarsın erkeklerden?
leş yiyensen, leş yiyenlere git en azından!

Bir değil iki değil sayın keci. Mecaz ve mürsel "belirli" bir şeyi ifade eder. Güzelliğide oradadır zaten.

Sayın Milemonara

Eğer sizi insan olarak kırdı isem özür dilerim,

Eveeet... geldik bu konu bizi aşar savunmasına :)

Bu konu bizi aşmaz sayın milemonara sadece okula yazılarak başlamak yeterlidir. Bir gün Ord. Prof olarak mezun olabiliriz.

Ancak okula gitmeden bu mümkün değildir.
Okula ise iman ve inanç ile girilir.


Dinler de dahil, allah da dahil her şeyi insan yapmıştır sayın keci, hiç bir şey bizi(insanı) aşmaz. Bilğimiz ve bilmediklerimiz olduğu doğrudur ama bu bizim bilmediklerimizi başkalarının bildiğini göstermez. Bu iddia mesnetsiz, kanıtsız, delilsiz sadece ve sadece SAF bir inançla desteklenebilir.


Doğal olarak bu fikrinize katılmıyorum. Herşey kendi cinsinden anlaşılır.
Ancak başka bir dil de kullanılabilir, O zaman bütün anlam aktarılamaz.
Benim yaşadığım sıkıntı sanırım bu...

Saygılarımla...

milomanara
11-06-2009, 18:36
Bu konu bizi aşmaz sayın milemonara sadece okula yazılarak başlamak yeterlidir. Bir gün Ord. Prof olarak mezun olabiliriz.

Ancak okula gitmeden bu mümkün değildir.
Okula ise iman ve inanç ile girilir.
Sayın keci, bu söylediğini çocukken arkadaşlarla ruh çağırma denemelerimizi hatırlattı. Olayın organizatörü şöyle derdi: "hepinizin inanması lazım olum, yoksa gelmez ha!" :)

İlahiyat, edebiyata haiz herkesin anlayabileceği bir şeydir. "allah bizim ilmimizin ve tasavvurumuzun çok üzerindedir" gibi lakırdılar benim için laf-ı güzafdırlar. Bu konulara "iman"la haiz olunabileceği önermeniz mesnetsizdir. Tamamen "inanç" yani dayanaksız kabul üzerinedir.

Doğal olarak bu fikrinize katılmıyorum. Herşey kendi cinsinden anlaşılır.
Ancak başka bir dil de kullanılabilir, O zaman bütün anlam aktarılamaz.
Benim yaşadığım sıkıntı sanırım bu...
Sayın keci, sizin yaşadığınız bir sıkıntı falan yok. Bilmiyorum duydunuz mu, bir deney vardır: Pireleri kavanozun içine koyup alttan ısıtırlar, pireler zıpladıkça kavanozun kapağına çarparlar. Kapak kapalıyken bir kaç kere ısıtıp soğuttuktan sonra pireler artık kapağa çarpmayacak kadar zıplamaya başlarlar. Bundan sonra kapağı açıp ısıtsanız da pireler dışarı zıplamayacaklardır, hatta sıcaktan öldükleri halde dışarı zıplamayacaklardır. Buna öğrenilmiş çaresizlik deniyor[1 (http://en.wikipedia.org/wiki/Learned_helplessness)]. Bazen engeller aslında sadece kafamızdadır...

keci
11-06-2009, 18:51
Sayın Milemonara

Evet haklısınız tartışmayı daha fazla uzatmaya gerek yok, kimin haklı olduğunu zaman gösterecek, bekleyelim ve görelim ben sonuca razıyım.

Saygılarımla...

innara
11-06-2009, 19:24
Acaba sufilikte bir şeyhe böylesine güçlü bir aşk beslemek mutlaka şartmıdır ?
Anadolu evliyalarında bu denli yoğun bir aşk hangi mürit ile şeyhi arasında vardır?

Elbette cinsel tercih kişilerin eserlerinden ve düşüncelerinden ayrı tutulmalıdır.
Ancak burda durum biraz farklı gibi .

Onun suretinde Allah ı bulmak adı altında cinsel tercihe insanlar tarafından tepki çekmemek adına kılıf uydurulmuş olunabilirmi ?
Eğer öyle düşünürsek din burda alet edilmiş olmazmı ?

Mevlananın kendisine duyulan maneviyattan dolayı , çıkıp benim tercihim bu yöndedir demesi mümkün değilken bunu farklı bir yoldan yaşamaya çalışması gayet doğaldırda , insanların bu ilişkiyi illa farklı formata sokma çabaları neden ?
Belki mevlana bu gün yaşıyor olsaydı ve çıkıp ben şems e ferhatın şirine aşık olduğu gibi aşıktım deseydi buna bile hayır olmaz ilahi aşktır o diyenler olabilir .

keci
11-06-2009, 19:45
Onun suretinde Allah ı bulmak adı altında cinsel tercihe insanlar tarafından tepki çekmemek adına kılıf uydurulmuş olunabilirmi ?
Eğer öyle düşünürsek din burda alet edilmiş olmazmı ?

Mevlananın kendisine duyulan maneviyattan dolayı , çıkıp benim tercihim bu yöndedir demesi mümkün değilken bunu farklı bir yoldan yaşamaya çalışması gayet doğaldırda , insanların bu ilişkiyi illa farklı formata sokma çabaları neden ?
Belki mevlana bu gün yaşıyor olsaydı ve çıkıp ben şems e ferhatın şirine aşık olduğu gibi aşıktım deseydi buna bile hayır olmaz ilahi aşktır o diyenler olabilir .

Sayın innara ;


Onun suretinde Allah'ı bulmak adı altında cinsel tercihe insanlar tarafından
tepki çekmemek adına kılıf uydurulmuş olunabilirmi ?
Eğer öyle düşünürsek Din burda alet edilmiş olmazmı ?


Burada kalın yazdığım kelimeler, yanlış olan yerlerdir, kırmızı olan kelime ise
mümkün değildir. Bakın; Allah aşkı insanlar tarafından beğenileyim veya onlardan tepki almayayım diye yaşanan bir şey değildir.

Allah aşkına kavuşmuş bir kimse için, tüm alem yok olmuştur. Yoktur.
Ne halk vardır ne onların düşündükleri, hatta aşık olduğu kişi ve kendiside yoktur. Eğer sizin düşündüğünüz gibi olursa Allah aşkı olmaz, kul aşkı olur.
O zaman Din alet edilmiş olur. Bunu ikisi aynı anda var olamaz bu paradoks olur. "Ferhat' ın Şirine aşık olmasıda" nihai anlamda bu türdendir. Tedrici olarak ve en sonunda ilahi aşka dönüşmüştür.

Çünkü bir gün Ferhat'a Şirin sorulduğunda "O kim ?" demiştir. Artık Şirin yoktur, kendiside yoktur.

Not : Burada asıl amaç Mevlana 'nın düşüncesi değil, şeytanın insanları ifsad etmesi ile Kur'an ayetlerine muhalif bir olgu ortaya çıkarmaktır.
Kur'an da çelişki olduğuna inandırılmak istenmektedir.

Saygılarımla...

milomanara
12-06-2009, 01:40
Evet haklısınız tartışmayı daha fazla uzatmaya gerek yok, kimin haklı olduğunu zaman gösterecek, bekleyelim ve görelim ben sonuca razıyım.
Sayın keci,

Katılıyorum bir denge noktasına ulaştık sizinle. Ama aşağıda kastedilen şeytan(ya da memuru) bensem, durum değişir. Kendisini(şeytanı) tanımam, görmüşlüğüm de yoktur. :) Kimseyi ifsad etmek gibi bir niyetim yoktur. Tabir ettiğiniz gibi fitne salmak, mesnetsiz iftiralarla olur, biz burada hazretin kendi yazdıkları üzerine konuşuyoruz.

Not : Burada asıl amaç Mevlana 'nın düşüncesi değil, şeytanın insanları ifsad etmesi ile Kur'an ayetlerine muhalif bir olgu ortaya çıkarmaktır.
Kur'an da çelişki olduğuna inandırılmak istenmektedir.

nogada
12-06-2009, 01:49
Sonuç olarak mevlananın eşcinsel olup olmaması onun değerinden benim için bir şey yitirmez.Fakat onun bunca ALİM görüşleri varken bu noktaya değinmeniz şahsen benim aklımda farklı düşüncelerin oluşmasına sebep oluyor...


Saygılarımla...

nogada
12-06-2009, 01:52
Ben de bir alıntı vermek istiyorum Mevlana hakkında yapılan iddialara karşı çıkan biri tarafından yapılmış bilimsel bir yaklaşımla ne kadar incelenebilir,Tanrı'nın gerçek bir eri olarak düşünülmesi ne kadar tanıtlanabilir ,onu gene tarihi bakışaçısıyla insanların ona neden bu kadar sevgi seli vermesine sebep olduğunu ne kadar inceleyebiliriz,ben yalnızca tarihi gerçekleri arıyorum.



Dr.
Mehmet Nadir ÖZDEMİR*
Son yıllarda televizyon programlarında ve gazetelerde Hz.Mevlâna hakkında birtakım uygunsuz haberler ve iddialar yer almaktadır. Bu haberler Mevlâna’yı seven ve Mevlâna’yı eserlerinden tanıyan milletimizi derinden üzmektedir.
Ortaya atılan başlıca iddialar şunlardır:
1-“Mevlâna bir Moğol ajanıydı.”
2-“Mevlâna’nın Mesnevisi’nde yer alan bazı hikayeler son derece müstehcen olduğundan okunamaz.
3-“Mevlâna Türkler düşmandı.”
4-“Mesnevi’yi Mevlâna yazmamıştır.”
5-“Mevlâna Mesnevisi’nin önsözünde ‘Bu kitap asılların asılıdır.’demek suretiyle kendi kitabını Kur’an-ı Kerim’den de üstün tutmuştur.
Biz de 2007 Dünya Mevlana Yılı münasebetiyle bu yazımızda söz konusu iddialara cevap vermeye çalıştık:
1-“Mevlâna bir Moğol ajanıydı.”
Bu cümle sadece kuru bir iddiadan ibarettir.Neden?
Çünkü Mevlâna’nın yaşadığı döneme bakarsak Anadolu’da siyasi birliğin olmadığı,yöresel beyliklerin olduğu,siyasi ve toplumsal karışıklıkların had safhada olduğu ve nihayet Moğol işgalinin yaşandığı bir dönem olduğunu görürüz.İşte böyle bir zamanda Anadolu’da yaşayan ve çevresine sevgi ve hoşgörü ışıkları saçan birkişi için ajan suçlaması gerçekten en son söylenebilecek söz olsa gerek. Mevlâna hakkındaki bu iddia Selçuklu tarihinin önemli kaynaklarından olan Kerimuddin Aksarayi’nin “Müsameretu’l-Ahbar adlı eserinde Moğol istilasından söz edilmekle beraber Mevlâna’nın tutumu hakkında açık bir bilgi yer almamaktadır.
Ayrıca böyle ciddi iddiaları kanıtlamak için Eflakî’nin “Menakıbu’l-Arifin” adlı eserin kullanılması da doğru değildir.Zira söz konusu eser tarihi bir değere sahip olmakla beraber evliya menkıbelerini ve birtakım abartılı haberleri de içeren bir eserdir.Bu yüzden bu eserden yararlanırken dikkatli olmak gerekir. Söz konusu eserde Moğol istilasından şöyle söz edilmektedir: “Moğol komutanı Baçu’nun askerleri Konya’nın etrafınıkuşatınca halk birbirleriyle helalleşti ve Mevlâna hazretlerine gelip feryat ederek yardım dilediler.Mevlânahazretleri,kalenin halka bakan kapısından dışarı çıktı.

Konya meydanının arkasında bulunan birtepeye çıkıp kuşlak namazı kıldı.Baçu’nun çadırının o tepenin altında kurulu olduğunu söylediler.Baçu’nun noyinlerinden bazıları,halk korkudan birbirine girdiği halde yüzü örtülü ve duman renkli sarıklı bir şahsın o tepenin üzerine çıkmış tam bir feragatle namaz kıldığını gördüler.O zaman Moğol askerinin İslam nurundan ve imanın emanından haberleri yoktu.Hatta kaç tane İslam şehrinin medreselerin,mescitlerin ve minarelerini yıkmışlardı.Hep birlikte Mevlâna Hazretlerini ok yağmuruna tutmağa niyet ettiler.Fakat hepsinin elleri bağlandı.Ne kadar çalıştılarsa da yayı çekmek mümkün olmadı. Atlarına binip üzerine atıldılar,atları mahmuzladılar;fakat atlardan hiçbiri bir adım ileri atmadı.Şehir halkıbu kudreti burcun tepesinden seyrediyor,tekbir ve feryatları ayyuka çıkıyordu.Baçu’ya bu haberi arz ettiklerivakit, bizzat kalkıp çadırın kapısından dışarı çıktı.Ok ve yay isteyerek Mevlâna’nın bulunduğu tarafa birokattı.Ok üç defa da geri dönerek askerin ortasına düştü.Bunun üzerine ata bindi ve ileri sürdü.Fakat atın hiçilerlemediğini gördü.Kin ve gazabının çokluğundan attan inip yürüdü ise de iki ayağı bağlanıpyürüyemedi.Bunun üzerine: “O adam hakikaten Tanrı eridir, dedi.Her şehirde böyle bir adam olsa,buraların halkı bize asla yenilmezdi.” dedi.
Mevlâna hazretleri Baçu hakkında defalarca “Baçu veli idi,fakat,o bunu bilmezdi.” derdi.O azamet ve kerameti görünce Baçu: “Bugünden sonra savaşıp döğüşmesinler” diye emirverdi.Moğol askeri, şehri bırakıp Filubat sahrasına kondu.Şehrin bütün büyükleri ve ileri gelenleri İslamsultanının huzuruna gelip birlikte Mevlâna hazretlerine gittiler,özürler dileyerek Allah’aşükürlerettiler.Para,mal topladılar.Baçu’ya itaat ettiler.Baçu razı olup şehri bağışladı.Şehrin büyüklerine “Onasıl bir büyüktür ve neredendir” diye Mevlâna hazretlerini sordu:Ona, Baha Veled’in hikayesini ve onlarınBelh’ten çıkışını baştan sonuna kadar anlattılar.Baçu “Namusum ve hatırım için şehrin burçlarını yıkınız,çünkü and içmiştim” dedi.Şehrin büyükleri, şehir kalesinin şerefelerini yıkmağa başladıkları zaman şehriniçinden bir çığlık yükseldi.Dostlar, bu meseleyi Mevlâna’ya bildirdiler.Mevlâna: “Yıksınlar da Konya’lılar,Konya şehrinin hafif bir zelzele ile yıkılan taştan yapılmış burçtan ve bedenden başka bir bedenle veburçla muhafaza edilmiş olduğunu ve dikkatle saklandığını gerçek olarak bilsinler.” dedi.
Görüldüğü gibiEflâkî’nin naklettiği rivayet Mevlâna’nın Moğolların Konya’ya zarar vermesinin önünegeçtiğinigöstermektedir.Ancak Mevlâna’nın müridi olan vezir Muineddin Pervane, kendisinin Moğollarlailişkisini ve onlara yardımını “bekayı İslam ve kesreti İslam için çalışmak” diye açıklıyor.Mevlâna onunŞam’lı ve Mısır”lıları karşı Tatarlara yardım etmesini de, Allah’ın rahmetinden ümitli olarak yapılan bir işdiyegöstermiş ve bunda menetmemiştir. Buradan Mevlâna’nın Moğol ajanı olduğu sonucu çıkmaz.AnadoluSelçuklu Devleti’nin parçalanması sonrasında kurulan beylikler döneminde yukarıda ifadeettiğimiz karışıklar sebebiyle bu dönemi yeterince aydınlatacak tarihi belge ve bilgilerden henüz yoksunuz.Peki Mevlâna’nın Moğollara karşı tavrı ne olmuştur?Mevlâna Konya’da Şems-i Tebrizî ile tanışmadanönceki yıllarda dönemin en önde gelen medreselerinde müderrislik yapmış bir kişiydi.Konya’da busebeple Mevlâna ilmi kişiliği ile sözü dinlenen bir şahsiyet olmuştu.
Mevlâna’nın Mektubat’ında yer alan Moğolyöneticilerine yazılmış birkaç mektup,onun halkın şefaatçi olarak başvurduğu ve Moğol yöneticilerinin,ricalarına boyun eğdikleri bir şahsiyet olduğuna işaret etmektedir. Mevlâna,Anadolu’yu Moğollarınişgal ve hakimiyetleri altına almalarını Allah’ın iradesinin bir sonucu olarak görmüştür.Onun bu tutumuMoğol ajanı olduğunu göstermez.Kaldı ki yukarıda Konya halkının onun Moğollara kendi adlarına şefaatçiolmasını istediklerini belirtmiştik.İşte bu şefaat sayesinde bir miktar vergi karşılığında Anadolu SelçukluDevleti’nin başkenti Konya Moğol işgalinden kurtulabilmiştir.Bunda Moğolların çeşitli mezhep vetarikatlara karşı da ilgisizliklerinden kaynaklandığını söyleyebiliriz.Öte yandan Mevlâna’nın, Moğollara karşısavaşırken şehit olan oğlunun cenaze namazını asi olduğu gerekçesiyle kılmadığı iddiaları da kanaatimizcedoğru değildir. Çünkü,Mevlâna Anadolu Selçuklu Devletinin merkezi olan Konya’da ikamet ediyordu ve Selçuklu idarecileri ile münasebet halindeydi.Karaman’dan Konya’ya gelişlerinde babası ve kendisinizamanın Anadolu Selçuklu Sultanı karşılamıştı.Yani Mevlâna, meşru yönetici olarak Moğolları değil,Selçukluları görüyordu.

Şems-i Tebrizî’nin Moğollara çalıştığı iddiasına gelince, Şems hakkındakaynaklardaki bilgiler kısıtlıdır.Gizemli bir kişidir.Bir garip “derviş” olduğu anlaşılmaktadır. BöylebirisininMoğol ajanlığıyla nasıl ilgisi olabilir.Onun düşmanla işbirliği yaptığı gerekçesiyle Ahi Teşkilatı üyesiTürkmenler tarafından öldürüldüğü ve kuyuya atıldığı iddiaları da doğru değildir.Zira son zamanlardabulunan ve Mevlana’nın vefatından 40 yıl sonra yazıldığı anlaşılan Sefine-i Tebriz adlı yazmadaŞems-i Tebrizi’nin sırra kadem bastıktan sonra memleketi Tebriz yakınlarındaki köyüne döndüğü ve üç-dört yıl yaşadıktan sonra vefat ettiği kaydedilmektedir.Bu durumda Şems’e meftun olan Mevlâna nedenöldürülmedi? Mevlâna da Moğollara çalışıyordu ise o da öldürülmeli değil miydi?İddia sahipleri tarafındanbu soruların cevapları verilmelidir.

2- “Mevlâna’nın Mesnevisinde yer alan bazı hikayeler son derecemüstehcen olduğu için okunamaz.”
Bu iddiaya cevap verebilmek için Mesnevi’nin dikkatle baştan sonaokunmuş olması gerekir.Mesnevi’yi baştan sona okuyan bir kişi altı ciltlik eser içerisinde yaklaşık on-onbeşkadar müstehcen içerikli hikayenin yer aldığını görür.Mevlâna bu hikayeleri vermek istediği mesajı daha iyi ifadeetmek için kullanmıştır.Bu bağlamda diyebiliriz ki Mesnevi bir tefsirdir. Mesnevi aynı zamanda bir terbiyekitabıdır.O, anlattığı hikayeler ve vardığı sonuçlarla insan nefsinin en çirkin tuzaklarını ortaya çıkarır. Biranlamda insan nefsini deşifre eder. Mesnevi bir tasavvuf kitabıdır. İnsanın nasıl Hakk’a yakın olacağınıanlatır.Mesnevi bir aşk kitabıdır.İlahi aşkın namelerini terennüm eder…Mesnevi’nin çok dahafarklıyönlerivardır. Biz burada sadece bazı yönlerine değinmekle yetiniyoruz.Durum bu olunca Mesnevihakkında olumsuz bir kanaat belirtmek mümkün görünmüyor.Aslında Mevlâna’nın söz konusuhikayelerinde anlattığı olaylar her devirde az veya çok karşılaşılan türden olaylardır.Günümüzde hemenher gün televizyonlarda hatta sokaklarda iğrenerek karşılayıp hemen geçtiğimiz böylesi onlarca olaymevcuttur.Öte yandan siyasi ve sosyal çalkantı içerisinde olan o dönemin Anadolu’sunda bu tür çirkinliklerinartmış olması da pekala mümkündür.Sonuç olarak bunları abartmak yersizdir.

3-“Mevlâna Türklere düşmandı.”
Bu iddia tamamen asılsızdır.Bir beytinde kendisi “Her ne kadar Hindu dili (o dönemde OrtaAsya’daki dillere verilen ortak ad) konuşsam da aslen Türküm.”der. Onun Türk düşmanı olması asladüşünülemez.Onun Türk düşmanı olduğunu söyleyebilmek için Mevlâna’dan tamamen habersiz olabilmekgerekir.Allah aşkını tadan,sevgiyi, hoşgörüyü daima ön planda tutan bir şahsiyet değil Türklere, hiçkimseye düşman değildi. “Ne olursan ol gel” sözü onu anlatmaya herhalde yeterlidir.O dönemde Mevlana’nınmeclislerine her ırktan her soydan insanlar katılmıştır.Hatta Moğollardan bile katılanlarvardıŞunuifade etmek yerinde olur. “Mevlâna düşmanlığa düşmandı.” Herhalde bizim deanlayamadığımız bu.

4-“Mesnevi’yi Mevlâna yazmamıştır.”
Mesnevi’nin ilk on sekiz beytini Mevlâna kendisiyazmış geri kalanını kendisi söylemiş Çelebi Hüsameddin yazmıştır. Mesnevi hakkındaki bu dedikodularonun değerini azaltmak şöyle dursun kanaatimce Mesnevi’nin ne kadar kıymetli bir eser olduğunugün geçtikçe daha iyi ortaya koymaktadır.Ayrıca Mesnevi diğer mutasavvıfların yazdıkları kitaplardanfarklı olarak tüm tasavvufi meşreplerce kabul görmüş ve okunmuş,okunmaya da devam eden bireserdir.Osmanlı Devleti zamanında büyük camilerde Mesnevihanlar vardı ve bunlar halka Mesneviokutuyorlardı. Yüzlerce yıldır Anadolu’da Kur’an’dan ve Hadis kitaplarından sonra en çok okunan kitapMesnevi olagelmiştir.Bu durum dikkate değerdir.Tasavvuf geleneği Türkler arasında yaygındır.Türklerinİslam’a girişlerinde diğer milletlerden farklı olarak en müessir faktörlerden birisitasavvuftur.Bu iddia milletimizi bu değerlerden uzaklaştırmaya hizmet etmektedir ki bu, fayda değil zarargetirir.
5-“Mevlâna Mesnevisi’nin önsözünde bu kitap asılların asılıdır” demek suretiyle kendi kitabınıKur’an’dan üstün tutmuştur.Tasavvufi içerikli eserler sezgilerle yazıldığı için kimi cümleleri din nazarındakabul edilemez. Ama Mevlâna’yı konu ettiğimizde durum farklılaşır.Çünkü o, açıkça şöyle demişti;“Ben Kur’an’ın kölesiyim.Ben Muhammed(a.s)in ayağının tozuyum.” demek suretiyle Kur’an’ın dışına veHz.Peygamber’in sünnetinin dışına çıkmadığını ifade etmiştir.Kanaatimce bu söz yukarıdaki iddiaya konu olansözden daha bağlayıcıdır ve daha dikkat çekicidir.Mesnevi’nin ilham ile yazıldığı,farklı bir kitap olduğu inkaredilemez.Herkes bir şeyler yazabilir ama herkesin yazdığı yüzlerce yıl okunmaz.Herkesin yazdığı kitap herokunuşunda insanda farklı çağrışımlar ve izler bırakmaz. İşte bu özellikler Mevlâna’nın Mesnevi’sinde vardır.Konuya günümüzün sosyo-politik, sosyo-kültürel durumu bağlamında bakacak olursak;Anadolu Türkkültürünün temel taşlarından biri olan Mevlâna hakkında durup dururken bu iddiaların ortaya atılması,televizyonlarda zaman zaman gündeme getirilmesinin amacı nedir acaba? Mevlâna’nın Moğol ajanıolduğu şeklinde kaynaklarda herhangi bir ibare yokken sadece kimi araştırmacıların şahsi kanaatlerinin buyönde olması acaba bizi ne kadar bağlar?
Mevlâna’nın “Moğol ajanı” olarak nitelendirilmesi yaşadığımız dünyada Türkiye’mizin çıkarlarına acaba hangi noktalarda hizmet etmektedir? Bugün Türkiye’ninçevresinde Moğol bir sınır komşusu yoktur. Hem Türkiye’de bu komşusuyla kavgalı değildir. AksineTürkiye kendisi ile sınır komşusu olmadığı gibi binlerce km. uzaktaki Moğolistan ile ilişkilerini geliştirmekiçin üst düzeyde temaslarda bulunmaktadır.Mevlâna’nın adının “Muhammed Celaleddin Rumi”olduğunu unutmayalım.Bunun anlamı o dönemde bilinen adıyla “Diyar-ı Rum” lu yani Anadolu’luolmasıvebir İslam bilgini ve mutasavvıfı olmasıdır. Yani Mevlâna bize ait bir değerdir. Ama o bilindiğiüzere yaşamı ve öğrettikleriyle artık dünyaya malolmuş bir değerdir.Bir öğretmen olarak bu konuda bazıöğrencilerimin zihin bulanıklığı yaşadığını görüyorum. Buna hakkımız var mı?
Mevlâna’da bir insandı. Onunda elbette kusurları olmuş olabilir. Ama biz tarihi şahsiyetlerimizi değerlendirirken herhalde kantarıntopuzunu biraz kaçırıyoruz! Hem ilim adına hem milli birliğimiz adına dikkatli olmalıyız.Mevlânaeserlerinde kullandığı üslup ile ve anlattığı hikayeler ile bugün bile hangi milletten olursaolsuninsanları etkilemektedir.Gelişen teknolojiye ve artan refah düzeyine rağmen huzuru yakalayamayançağımız insanı için Mevlana öze dönüşü,Hakka yönelişi haykırmaktadır.O, bildik bir mollaedasıyla değil,söylenmesi gerekeni söylemekten çekinmeyen bir mutasavvıf ve aşk adamı portresiçizmektedir. Bu yönüyle o, bizden birisidir.Çabucak Anadolu’yu Türk yurdu yapmaya azmetmiş bir ilahilütuftur o…Hoca Ahmed Yesevi ve müridleri bir taraftan,Hz.Mevlâna ve dervişleri bir taraftan Anadolu’yukucaklayıvermişlerdir. Nefes olmuşlar,can olmuşlardır.Milletçe o insanlara çok şeylerborçluyuz.Osevgiadamıydı ,aşk adamıydı ,hakk adamıydı.Sevgi derelim hakka erelim.Bugün dünya“Mevlâna” diyor. Ona ilgi duyuyor. Farklı milletlerden insanlar onun eserlerini okuyarak İslamilebuluşuyor.

Saygılarımla...

mücerred
12-06-2009, 02:50
Mevlana Sems arasindaki iliskiye ya cinsellikle bakiliyor ya da ruhsal siyah ya da beyaz.
Mecnun Leylaya kavussaydi cinsellik olmayacak miydi?
Mevlana caglari asip gelen cok özgün bir örnektir.Böylesine özgün bir örnekten neden bedensel ve ruhsal bir ask beklemiyelim.Islami böylesine farkli yorumlayan bir insanin pratigide farkli olabilir.Mevlana-sems-tanri= duygusal ,ruhsal ve cinsel bir sarmal neden olmasin?

keci
12-06-2009, 09:24
Sayın MEVLÜT1


Mevlana Sems arasindaki iliskiye ya cinsellikle bakiliyor ya da ruhsal siyah ya da beyaz.
Mecnun Leylaya kavussaydi cinsellik olmayacak miydi?
Mevlana caglari asip gelen cok özgün bir örnektir.Böylesine özgün bir örnekten neden bedensel ve ruhsal bir ask beklemiyelim.Islami böylesine farkli yorumlayan bir insanin pratigide farkli olabilir.Mevlana-sems-tanri= duygusal ,ruhsal ve cinsel bir sarmal neden olmasin?


Bu dünya ahiretin zıddır. Var yok 'un zıddı 0, 1 'in zıddıdır.

Eğer Mecnun Leylaya kavuşsaydı cinsellik olacaktı elbette ama İlahi aşk olmayacaktı. Bunun mümkünatı, imkan ve ihtimali yoktur. O cismani aşk seviyesinde kalacaktı. Kavuşmak için çekilen sıkıntı ilahi aşk'ın kapısının anahtarıdır. Keyifli rahat, zevk dolu bir hayat ise aksi yönde ilerlemek demektir.
Yani cisimde kalmak,
Yokluktan uzaklaşmak...
Varlığa saplanmak....

Saygılarımla...

paslıçivi
12-06-2009, 21:34
Dipsiz kuyu olur mu ? Olursa nasıl olur ?
Sınırsız bir şeyi nasıl düşünebiliyorsunuz ?

meditasyonda trans haline geçebilmeniz için gerekli olan şey...

daha önce hiç düşünmediğiniz, deneyimlemediğiniz bir olayı hayal ederek zamandan, zihinden kurtulup an'a sıçrayabilmektir..

bahsettiğim dipsiz karanlık kuyuda düşerken kendinizi hayal etmeniz sizi birden çeperden merkeze fırlatabilir ve sufilerin sık kullandığı bir meditasyon tekniğidir..

daha onlarca meditasyon tekniği vardır..

Eğer kuyunun dibi varsa halatsız atlarsak ne olur ?

kıçüstü çakılırız..:rip:

keci
13-06-2009, 00:35
meditasyonda trans haline geçebilmeniz için gerekli olan şey...

daha önce hiç düşünmediğiniz, deneyimlemediğiniz bir olayı hayal ederek zamandan, zihinden kurtulup an'a sıçrayabilmektir..

bahsettiğim dipsiz karanlık kuyuda düşerken kendinizi hayal etmeniz sizi birden çeperden merkeze fırlatabilir ve sufilerin sık kullandığı bir meditasyon tekniğidir..

daha onlarca meditasyon tekniği vardır..

kıçüstü çakılırız..:rip:

Sayın paslıçivi

An zamanın bir birimi değilmidir ? Kastetiğiniz an kelimesini açabilir misiniz ?
çeperden kuyunun çeperini mi kastediyorsunuz ?
çeper ile merkez aynı dibe doğru mu gidiyor ?
Bilimsel olarak bu kuyunun dibinin olmadığının kanıtı nedir ?

Saygılarımla..

paslıçivi
13-06-2009, 07:27
An zamanın bir birimi değilmidir ? Kastetiğiniz an kelimesini açabilir misiniz ?
çeperden kuyunun çeperini mi kastediyorsunuz ?
çeper ile merkez aynı dibe doğru mu gidiyor ?
Bilimsel olarak bu kuyunun dibinin olmadığının kanıtı nedir ?



sevgili keci.. burası uygun topic değil ama kısaca bahsedeyim..

an zaman birimidir ama anı bir yatay yaşamak bir de dikey yaşamak vardır..

zihinde, zamanda sahtebenliğin kölesi olarak yaşayan insanlar an'ı yaşadıklarını zannederler ama aslında zamanda yaşıyorlardır, kafaları sürekli geçmiş ve gelecektedir..zihninde depolanmış bilgiler eşliğinde bir yaşam sürebilir.. ve yaşamlarına bunlar yön verir..

özüne yakın ya da özünde yaşayan insanlar geçmişten geleceğe uzanan yatay zaman skalasında her an dikey bir an yaşarlar.. yaşamlarına zihinde depolanmış bilgileri değil an'daki hisleri, algıları, sezgileri yön verir..

çeper dediğim şey sizi yöneten sahtebenliğinizdir(egonuz)

merkez dediğim şey özbenliğinizdir (safbilinçtir)

dipsiz karanlık kuyuya atlayıp sonsuz bir düşüşe geçmek bir meditasyon tekniğidir.. sufiler kullanır genelde..

meditasyona teizm düzeyinde bir bilinçle(halat) başlarsınız halatın uzunluğu kadar inebilirsiniz.. mevlana, yunus emre bunlara güzel örneklerdir..

nonteizm düzeyinde bir bilinciniz varsa halatsız atlamaktır, ve kuyunun diplerine yakalaşabilir, inebilirsiniz.. budha, muhammed, tao, musa, isa böyle kişilerdir..

ileriki zamanlarda farklı bir topicte zaman bulabilirsem bu meditasyona daha ayrıntılı girmeyi düşünüyorum..

gematria
14-08-2009, 10:48
Yaptığım aramalarda bu konunun bu forumda tam olarak ele alınmamış olduğunu örerek hayal kırıklığına uğradığımı söylemek istiyorum öncelikle... belki bunda pante gibi değerli dostlarımızın eşcinsel ise nolmuş önemli olan onun insanlığı ibi söylemleri etkili olmuş olabilir fakat burda gözden kaçırılan bişey var ... hernekadar biz eşcinselliğin bir seçim olduğunu veya (bende dahil) hormonal bir bozukluk olduğunu düşünsekte din tarafından en büyük cezalara çarptırılan bir sapkınlık olarak değerlendirilmiştir .. mevlananın eserlerini sözlerini hayat hikayesi okuyupta müslüman olan çok sayıda insan vardır .. islamın her zaman pozitif yüzüdür bu kişi burda bize düşen görev onun kendi diniyle düştüğü büyük çelişkiyi gözler önüne sermek kendi dini tarafından günahkar ilan edildiği belirterek mevlana gibi bilge bir kişiliğin yanlış yargılandığını göstermektir...artık insanlar mevlanaya bakıp dinlere karşı sempati duyamayacaktır... bu yüzden artık bizi ilgilendirmez gibi klişe sözleri bir kenara bırakıp bu konuyu ayrıntılarıyla inceleyip belgeleyelim ...
milomanara arkadaşımıza bu konudaki katkıları rubaileri ve yerinde yorumları için teşekkü etmek istiyorum konuya bir katkıda ben bulunmak istiyorum...mevlananın şems için yazdıklarından sadece bi kaç örnek ..

Gönlümün derdinden neler çektiğimi gördün ya, gel ey güzel sevgilim! gel, tez gel, tez gel!
Sermayem, kazancım giderse gitsin, korkmuyorum. Yeter ki sen kal, sen le! Çünkü sen benim ömrümsün, hayatımsın. Her kazancın sermayesi sin. Gel, gel, sensiz ben ne yaparım?
Canımın canı! Ey gönlümün dostu! Senin yüzünü görmeden evvelce ben sabırlı bir kişiydim. Senin aşkının ateşi benim bütün sabrımı, kararımı yaktı. Sevgili gel! Sensiz ben yaşayamam, gel!
Benden ayrılmak ve uzaklara gitmekle düşmanı sevindirmek istiyorsan, bana karşı olan soğuk davranışlarında düşman sevindi, için rahat etsin! Artık dara gitmeye gerek yok. Boş yere beni üzme, gel!
Sen her ne kadar hissiz, taş yürekli isen de bu davranışların bana karşıdır. iki cihanın da çok değerli bir incisisin. Taşın içinden fışkırıp çıkan rahmet suyu gibi gel!
Canın ve gönlün iniltilerine senden başka mahrem yoktur. Benim gönlüm dağ gibidir. Haydi sen bu dağa bir Davud (a.s.) gibi, bunu seslendir.
Ey Tebrizli Şems! Ayrılık ezelden gelen bir kaza ve kaderdir. "Alın yazımız böyleymiş!" deme! Sen öyle bir hükmü istiyorsan, o oldu demektir. Haydi bir kaza ve kader olarak gel!

Mef'ulü, FS'ilat, Mefa'îlü, Fa'ilat
(c. I, 310)
Feleğin, gökyüzünün, rüyada bile görmediği o ay yüzlü sevgili yine geldi. Hiç bir su ile sönmeyecek aşk ateşini yine gönlümüze düşürdü.
Sen benim bir beden evime bak, bir de canıma bak! Beden aşk şarabıyla mest olmuş. Can ise o şaraba dayanamamış, yıkılmış, yerlere serilmiş.
Şarap evinin, meyhanenin sahibi gönlümle dost olunca, kanım aşk şarabı oldu; damarlarımda dolaşmağa başladı. Ciğerim de aşk ateşinde kebap oldu.
Gözüm onun güzel hayali ile dolunca ona bu lütfu verdiği için; "Ey kadeh, sen ne tesirlisin, ne güzelsin? Ey şarap var ol, aferin sana!" diye sesler geliyor.
Gönül aşk denizini görünce beni yalnız bırakarak birden bire içten fırladı, kendini o denize attı ve bana: "Haydi, elinden geliyorsa ara da beni bul bakalım!" diye seslendi.
Doğunun güneşi ve Tebrîz şehrinin kendisi ile iftihar ettiği Şemseddin'in yüzünün parlak güneşinin ardısıra bulutlar gibi aşık gönüller koşuşup duruyor.

(Mevlana - Divan-i Kebir, 1.cild, sayfa 128-129)
Sen aklını başına al da, öyle bir güzel bul ki, işi gücü bu olsun, ölümsüzlük yönünden olsun. Yoksa gül gibi solacak, sonunda can verecek, ölüp gidecek bir güzele neden can vermeli, gönül vermeli?
Tebrizli Şemseddin yüzünden kanlar dökmeye karar verdim. Benim elimde Zülfikara benzeyen bir aşk kılıcı var.
(Mevlana - Divan-i Kebir / Cild-1 sayfa-57)

Mefulü, Mefa'îliin, Mef'ulii, Mefa'îlün,
(c. I, 84)
Yalnız dudaklarımla, ağzımla değil, gül gibi bütün bedenimle gülüyorum.çünkü, ben, beni bıraktım, benden vazgeçtim; onunla, yani Padişahlar Padişahı ile halvetteyim.
0, bir seher vakti elinde meşale olarak geldi. Gönlümü ateşe verdi. Sonra onu aldı, göklere yükseldi. Ey aşk ateşi ile tutuşturduğu gönlü alıp götüren azîz varlık; canı da al göğe ulaştır. Gönlü yalnız bırakma!
Kızgınlığa kapılıp, hasede düşüp de şu garip canı, gönüle yabancı etme, onu burada bırakıp da yalnız gönlü götürme!
Ona Padişaha yakışır bir şekilde kibarca haber gönder, niyazda bulun; "Ey Padişahım!" diye yalvar. "Vakit geçirmeden umümî bir davet yap; herkesi çağır! Gönlü yanına aldın. 0, ne zamana kadar seninle olacak da, can yapayalnız şu kirli yeryüzünde sürünüp duracak? Bu hal, padişahlığa yakışır mı? Bunu da yanına al!"
Dün gece yaptığın gibi, bu gece de gelmezsen, bu gece de yalvarışlarıma kulak asmaz, dudağını yumar bir şey söylemezsen, canı alıp götürmezsen;yalnız feryat etmem, yüzlerce gürültüler koparırım, kargaşalıklar çıkarırım.
• Dayanamıyorum; bin yıllık sırrı açıga vuracagım! îster gözünü kapa, ister aç, durumu seyret!
• Gökyüzünde dolasıp duran ay, benim coskunlugumu gördü de yolundan seri döndü, benim yanıma geldi. "Kimseye
söylemem!" dedi. "Ben, seni seviyorum, senin dostunum; hep seninle düsüp kalkmadayım!"
• Onu görünce gözlerim kamastı; bir an yüzüne hayranlıkla baktım. "Ey güzel dilberim!" dedim. "Ey sudan yaratılmıs
atesli güzel!
• Ey benim güzelim! Onun cana canlar katan yüzü tıpkı bu yüz! Allah hakkı için söylüyorum; gönüller kapan çalgıcım
bu mu? îste bu!..
• Sevgilim! Senin askının yoluna dösenmisim; basıp geçmen için yerlere serilmisim! Yanıyorum; ne olur atesime su
serp! Ey dünyadaki gizli ay, ey Tebrizli Semseddin!..

• Canına ve basına and veriyorum, dogru söyle! Lütufta, güzellikte neden dünyada sen teksin; esin benzerin yok?
• Senin günes gibi parlak olan yüzün insana ayrılıgı olmayan kavusma gülünü bagıslar.
• Ben senin için herkesten gönlümü çekeyim, herkesi gönlümden söküp atayım. Senin vefana kavusmak için kendimi
tamamıyla sana vereyim, sana hizmet edeyim.
• Fakat bana kızıp da: "Yürü, git, sabret!" dersen, iste o zaman bu emri yerine getirmeye gücüm, kuvvetim yetmez.
Bu yerine getirilmesi imkansız olan bir teklif olur.
• Ey sevgili! Ayrılık pek zor, hele birbirine sarıldıktan, dudak dudaga öpüstükten sonra gelen ayrılık!
• Mademki ruh aklın babası ve annesidir, ben senin gönlüne girip sevgini kazanırsam, benim aklım da, ruhum da sen
olursun.
• Bütün asıklar seni hayal ederler. Bu yüzdendir ki sen bir tane degilsin, bu yüzdendir ki asıklarının gönül perdeleri
ardında nice ay yüzlü, seker dudaklı, gümüs baldırlı güzellerin hepsi de sensin.

***********
636.
Mefa'îlün, Mefa'îliın, Mefa'îlün, Mefa'îliin
(c. III, 1314)


• 0 güzel dudaklarını kulagımın üstüne koy! Gerçi simdi gecedir, tenhayız kimse duymaz ama yine sen dudaklarını
kulagıma o kadar sıkı yapıstırır ki' rüzgar bile gizlice o sırları duymasın.
• Ey ay parçası ne olur! Asıgı kendinden geçiren, öldüren o sırları bu gece söyle, susma, gönüldeki isret çenginin neva
tellerine gizlice dokun!
• Ey gülüp duran sevgili, ey cana can katan dilber. Sekerler saçan o iki yakut dudagından sadaka olarak gizlice bir
öpücük ver!

• Acaba gönül dün gece ne içti ki, ben bugün mahmurum? Yahut kimin tuzlasını gördü ki, ben böyle acılıklar
içindeyim, perisan haldeyim.
• Bugün öyle bir haldeyim ki neyi döker kırarsam mazurum. Bugün ne söyler, ne edersem suçsuz sayılırım.
• Benim her nefeste dudaklarımdan, agzımdan can kokusu geliyor. Bu hal de canın; "Candan uzagım." diye sikayet
etmemesi içindir.
• Dudaklarını dudaklarıma korsan mest olursun. Bu isi bir dene! 0 zaman anlarsın ki ben üzüm sarabından da asagı
degilim.
• Sakî, beni bogazıma kadar suya daldır, çünkü düsünce arıya benzer, bense çırçıplagım.
• Eger akıl kendindeyse, eger aklın aklı basındaysa; eline hançeri al, onun cigerini des! Eger gönlüm askla
yaralanmadıysa, onu da param parça et!

(Mevlana - Divan-i Kebir)

sanırım yukarda şems e yazdıkları artık bu konuyu tartışmaya mahal olmadığını göstermiştir ... şems tebrizi nin ölümünden sonra onun yerini kuyumcu selhaddin zerkubi almıştır ...

ek olarak mesnevi eserinde ki pornografik ve erotik hikayeler incelemek isteyenler için ...
halayık meselesi mesnevi 5. cilt bap 1335-1425
oğlancı meselesi mesnevi 5. cilt 2495-2500
kötü kadın (dilim varmadı söylemeye siz anladınız) mesnevi 5. cilt 3715-3735
oğlan meselesi mesnei 2.cilt 3155
zahidin karısı , hint köle ,Ateş ile pamuk,Kadın yüzlü tellak,Mısır halifesinin aşkı
başlıklı hikayeler...
mevlananın divanı kebirinden bir 4 lükle yazımı noktalıyım...
Yilikmadikca bu medreseler, bu minareler,
Kalenderlik gelismez hic bir zaman.
Iman kufur olmadikca, kufur de iman,
Olmaz Tanri kulu gercek bir musluman.

milomanara
30-08-2009, 12:50
Teşekkürler gematria,

Bu konu nedense dindarlar için inanılmaz bir tabu. Ne olmuş eşcinselse diyemiyorlar. Hayır olamaz, o sözleri allah'a söylemiştir, semboliktir der dururlar. Bu da onların eşcinselliği ne kadar kabul edilmez, ne kadar yanlış ve cezalandırılası idrak ettiklerini gösteriyor.

İnsanlar cinsel tercihlerini kendileri yaparlar. Bugün bir insanın cinsel tercihleri yüzünden, aşağılanması, hor görülmesi, tiksintiyle bakılması, ayrımcılık yapılması utanç vericidir. İnançlı, inançsız herkes, hangi konuda olursa olsun, bireysel tercihlere saygı göstererek yaşamayı öğrenmek zorundadır.

Mevlana bu anlamda önemli. Bakalım senin yazdıklarına ne cevap verecekler? :D

history
28-11-2009, 19:41
mevlana ve şems tebrizinin arasındaki bağın ne olduğuna dair kafamdaki ilk detaylı sorgulama
elif şafak ın AŞK isimli romanında olmuştu..

zamanında burada da üstelik kitap çıkmadan aylar öncesinde gündeme gelmiş v e tartışılmış..

bir kişinin cinsel tercihi birinin değerini ne eksiltir ne de artırır ama daha bu çağda özellikle tr gibi ülkelerde insanlar kendilerine ait oldukları bütünleştikleir kimliklerini rahatça söyleyemezken o dönemlerde dizelere dökülmüş olması hem enterasan hem de özgürlükler adına oldukca hoş bir gelişme olmuş

saygılarımla...

ozgur_beyin
28-11-2009, 20:13
yahu arkadaşlar mevlana şemsle karşılaştığında, mevlana 65 yaşındadır.
ama mevlana çağlar üstü bir değerdir onu hiçbir şey artık kirletemez

cigi
28-11-2009, 22:53
yahu arkadaşlar mevlana şemsle karşılaştığında, mevlana 65 yaşındadır.
ama mevlana çağlar üstü bir değerdir onu hiçbir şey artık kirletemez

Sevgili ozgur_beyin,

Ben sana sevgili dedigim icin bende escinselim.:)

Mevlana Sems ile karsilastiginda 65 yasinda degildi.

Gercekten escinsel olan ve ayni cinsi ile evlenen birisinin escinsel oldugunu anlayamazsiniz.
Escinsel insanlar, Türkiye'de oldugu gibi konusmalarini ve tiplerini degistirmeye kalkmazlar.
Hakikaten escinsel olan insanlardir söz konusu olanlar.

Digerleri ise, kafalarinda ucuk yasanti tercihleri olanlardir.
Onlara da saygi duymak gerekir fakat bedenlerine sunni degisimleri yaptiranlarin cok huzurlu olduklarini sanmiyorum.
Cünkü yapmacik ve görsel degisimler, insani dogal durusundan daha cok uzaklastiracaktir.

Kadin veya erkek fiziki görüntüsünden kurtulmaya calisanlarin aslinda escinsel olduklarini düsünmemekteyim.

Fiziki görüntülerini degistirenler escinselleri ile birlikte olmayi istemiyorlar ki!

Isteseler bedenlerini degistirme islemlerine girismezlerdi.

Bir erkek erkeklerden hoslaniyorsa; erkek görüntülü ve hoslanacagi bir erkek insani bulmasi gerekmez mi?
Kadinlar icinde ayni olay söz konusudur diye düsünüyorum.

Mevlana'nin escinselligi konusunda tezler ortaya atanlara bir soru sormak istiyorum.

Diyelim ki Mevlana ve Sems-i Tebrizi escinsel hayat yasiyorlardi...

Mevlana neden Sems-i kendi elleri ile bir kadin ile evlendirsin ve bu evliligi Sems-i Tebrizi'de istesin?

evrensel-insan
28-11-2009, 23:14
Saygideger cigi;

Mevlana neden Sems-i kendi elleri ile bir kadin ile evlendirsin ve bu evliligi Sems-i Tebrizi'de istesin? -cigi-

Her ikisi de bio(ikili)seksuel olabilirler mi?:noidea::yield::tape2:

Saygilarimla;
evrensel-insan

La^...
28-11-2009, 23:36
Yıllar önce Mevlana'nın rubailerini okurken eşcinsel olduğu sonucuna varmıştım. (özellikle 4.kitap)
Henüz konuyu bende yeterince araştırmadım, buradan gelecek cevaplar belki beni de yönlendirir ve doğru kaynaklara ulaşırım.
Teşekkürler,
Olurda bu kadar cahillik ve sapıklık iftira olur.Madem ki kaynağını bilmiyorsun kimseden akıl alma yazdığı sayısız eserden rastgele birini al oku,gerçekleri kendin anla.Hayatıyla ilgili kısa bi not düşeyim bi oku;

EDIT:
http://www.kimkimdir.gen.tr/kimkimdir.php?id=3435

SULTAN
29-11-2009, 12:28
lütfen yapmayı....

mevlanayı ŞANLI OSMANLI PADİŞAHLARINI bu alakasız işlere karıştırmayın....
onları istemeyen ellerine geçen her kozu kullanır...hatta bu yüzden kendi içlerinde bile çelişirler....kimisi "birsürü kadın ile geçiniyor" kimsi ise "onlar eşcinsel" diyor!!!!lütfen biraz daha gerçekçi olalım..........

La^...
29-11-2009, 19:06
Saygideger cigi;
Her ikisi de bio(ikili)seksuel olabilirler mi?:noidea::yield::tape2:
Saygilarimla;
evrensel-insan
Sizin bu kadar çirkin mesnetsiz ve dayanaksız iftiralarınızdan dolayı size ölümünüze kadar mühlet veren çok sabırlı olan Allah c.c. havale ediyorum ve ayetle diyorum ki;

Karşılığında nefislerini sattıkları şeyi kıskançlıkları sebebiyle Allah’ın, kullarından dilediğine lütfuyla indirdiği vahyi inkar etmeleri ne kötüdür! Bu yüzden gazap üstüne gazaba uğradılar. İnkâr edenlere alçaltıcı bir azap vardır.Bakara Sûresi 90

Bakara(*) Sûresinin 162 . Ayeti
Onlar ebedî olarak lânet içinde kalırlar. Artık ne kendilerinden azap hafifletilir, ne de yüzlerine bakılır.

Bakara(*) Sûresinin 284 . Ayeti
Göklerdeki her şey, yerdeki her şey Allah’ındır. İçinizdekini açığa vursanız da, gizleseniz de Allah sizi, onunla sorguya çeker de dilediğini bağışlar, dilediğine azap eder. Allah’ın gücü her şeye hakkıyla yeter.

Âl-i İmrân(*) Sûresinin 77 . Ayeti
Şüphesiz, Allah’a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir karşılığa değişenler var ya, işte onların ahirette bir payı yoktur. Allah kıyamet günü onlarla konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir. Onlar için elem dolu bir azap vardır.

Âl-i İmrân(*) Sûresinin 91 . Ayeti
Şüphesiz inkar edip kafir olarak ölenler var ya, dünya dolusu altını fidye verseler bile bu, hiçbirisinden asla kabul edilmeyecektir. Onlar için elem dolu bir azap vardır. Onların hiçbir yardımcıları da yoktur.

evrensel-insan
29-11-2009, 19:21
Saygideger La^...;

Sizin bu kadar çirkin mesnetsiz ve dayanaksız iftiralarınızdan dolayı size ölümünüze kadar mühlet veren çok sabırlı olan Allah c.c. havale ediyorum ve ayetle diyorum ki;-La^-

Siz hic hayatinizda ironik bir mesajla karsilasmadiniz mi? Kullanilan isaretlerin ne anlama geldigini musunuz?

Saygilarimla;
evrensel-insan

La^...
29-11-2009, 20:06
Saygideger La^...;

Siz hic hayatinizda ironik bir mesajla karsilasmadiniz mi? Kullanilan isaretlerin ne anlama geldigini musunuz?
Saygilarimla;
evrensel-insan
Sorularılarınız iki satırı,cevabınızda bir satırı geçmeyen hiçbir anlam,mana ifade etmeyen yazılar,kendi yazdığınızı kendiniz anlıyor musunuz acaba.Mutlak ama mutlak,mümkün olmayan bir gerçek vardır,O da ALLAH'tır ve yarattığı ölümdür.Ölümden sonra mahşerde görüşmemek üzere hoşçakal...Allah ıslah etsin.Bu dünyada keyf ettiğiniz gibi inşaallah Ahirette keyf edersiniz(iman ederek ama::)

evrensel-insan
29-11-2009, 20:18
Saygideger la^;

Bak, gercegin ne oldugu bu linkte yaziyor.

http://www.turandursun.com/forumlar/showthread.php?t=13513

Benim icin gercek; kendim ve iradem disindaki bana vari yansiyan algilarimdir. Maalesef; bu yansilar arasinda, yaratici/tanri/allah v.s. bulunmuyor.

Cunku, bunlar; insanoglunun yarattigi kavramlardir ve sadece kavram olarak ve seningibi, yansisini duyum/inanc ile algilayanlar icin vardir. Ustelik sizler icin varligina inanc ta yetmez. Siz inandiginiza teslim olursunuz, kul olursunuz ve kendi varliginizi degil; olum sonrasi varligi yasamayi duslersiniz. Bu da sizin seciminiz. Herkesin kendi icin istedigini secme hakki ve ozgurlugu vardir. Umarim, sizin bu seciminiz, size verilmis bir veri degil; kendi oz iradenizle, kendinizin kendinize bilincli sectigi bir secenektir. Yoksa, bu secim, sizin degil; size kim verdiyse ona aittir.

Ben ise bir serbest dusunur olarak; tanrisal ve inancsal yanasim disi dusunur ve davranirim.

Saygilarimla;
evrensel-insan

evrensel-insan
29-11-2009, 21:01
Saygideger La^;

Daha once belirtmistim ama, bu baslik yeri oldugu icin Mevlana ile ilgili goruslerimi de belirteyim. Mevlana, kitleye, kulture, sanata, gelenek ve ananeye yerlesmis, tarihi bir kisiliktir. Yasam ve iliskileri, sadece kendini ilgilendirir. Kendi icin nasil bir yasam ve iliski sectiyse, bu onun hak ve ozgurlugudur ve her ne kadar gorus farkliliklari olsa da; yasami bir gercektir. Beni ilgilendiren yonu ise, bugune kadar gelen topluma ve dunyaya kazandirdiklaridir. Bilmem anlatabildim mi?

Saygilarimla;
evrensel-insan

Corpse Bride
29-11-2009, 21:30
Sizin bu kadar çirkin mesnetsiz ve dayanaksız iftiralarınızdan dolayı size ölümünüze kadar mühlet veren çok sabırlı olan Allah c.c. havale ediyorum ve ayetle diyorum ki;

.


bovv allaha havale ediyormuş haha hiç gülesim yoktu kimsinki sen nesin yada adam yazmış divan-ı kebirde aşkını şems efendiye, la fa la sol mudur nedir rumuzun bilemecem ama okumayı dene önce. aç o divan-ı kebiri başka yerlerinle değil gözlerinle oku emi. kurandan kelam dökturüp kelekkeselik yapma. ne çok şey biliyorsunuz siz La()atlar

La^...
30-11-2009, 22:56
la fa la sol mudur nedir rumuzun bilemecem ama okumayı dene önce. aç o divan-ı kebiri başka yerlerinle değil gözlerinle oku emi. kurandan kelam dökturüp kelekkeselik yapma. ne çok şey biliyorsunuz siz La()atlar
Senin rumuzundan anladığım kadar notalarla aran pek iyi,rumuzumun anlamını merak ettin yazayım;
La^:"ALLAH'tan başka her şeyi(senin gibileri de)elinin tersiyle iten demektir.Yok olmaya mahkum(gerçi yok olma gibi şansı da verilmeyecek Onlara),aciz,kainatta dünyanın bir kum tanesi kadar yer ihtiva ettiği yerde kendi çapına bakmadan kendini bir şey zannedenlerden çooook uzak anlamındadır.daha var ama yazmayacağım.Bilmem anlatabildim mi?

gematria
30-11-2009, 23:13
Sizin bu kadar çirkin mesnetsiz ve dayanaksız iftiralarınızdan dolayı size ölümünüze kadar mühlet veren çok sabırlı olan Allah c.c. havale ediyorum ve ayetle diyorum ki;
[/B]

ortada eğer bir çirkinlik varsa (ki senin yorumundur) oda mevlananın cinsel seçimidir ..
dayanaklarını tek tek yazımda belirttim kendi eserlerinden alıntılarla örnekledim ... mesnevi eserinide okumadın sanırım boş bir zamanında göz atmanı dilerim ...

evrensel-insan
30-11-2009, 23:30
Saygideger rakibalik ve gematrika;

Her ikinizinde, La^ arkadas tarafindan, lakabima yazilmis yaziya, verdiginiz yanit icin tesekkurler. Gerci, ben kendi kendimi savunacak kadar, buyugum ve bilincliyim.:drum::tongue1:

Sonucta ne kadar yanit verilirse verilsin, ancak algilamak isteyenler algiliyor. Dusuncelerini sabitleyenler, degil.

Saygilarimla;
evrensel-insan

La^...
02-12-2009, 20:24
ortada eğer bir çirkinlik varsa (ki senin yorumundur) oda mevlananın cinsel seçimidir ..
dayanaklarını tek tek yazımda belirttim kendi eserlerinden alıntılarla örnekledim ... mesnevi eserinide okumadın sanırım boş bir zamanında göz atmanı dilerim ...
Aslında söyleyecek öyle bir lafım olur ki size fakat edep dahilinde sizlere yine Mevlana(R.A.)dan bir sözle cevap yazayım;
Mevlana o kadar edp sahibidir ki Rabbinin huzurunda bir an olsun başını yukarıya kaldırmamıştır.Bu edbi görenler Edebi kimden öğrendin diye sormuşlar Hz.Mevlana'ya... EDEPSİZDEN demiş.üzerinize alınabilirsiniz...

uyar
02-12-2009, 22:59
LA..... belki mevlana eşcinselliği edepsizlik olarak görmüyordur.. gayet doğru olarak tabii....

gematria
02-12-2009, 23:39
Aslında söyleyecek öyle bir lafım olur ki size fakat edep dahilinde sizlere yine Mevlana(R.A.)dan bir sözle cevap yazayım;
Mevlana o kadar edp sahibidir ki Rabbinin huzurunda bir an olsun başını yukarıya kaldırmamıştır.Bu edbi görenler Edebi kimden öğrendin diye sormuşlar Hz.Mevlana'ya... EDEPSİZDEN demiş.üzerinize alınabilirsiniz...

bana edepsiz diyerek bu konuda yeterli bilgiye sahip olmadığını kanıtlamış oldun amacın bu tür gereksiz polemiklere girip konuyu dağıtmak anlaşıldı ama benim buna alet olmak gibi bir niyetim yok umarım araştırıp bilgi sahibi olursun birgün ...

uyar
02-12-2009, 23:51
edepsizlikse işte daha ne olsun....

yar, aşkla tanıdığım andan beri, seni ben,
aşk oyunları oynarım, seninle gizliden.
salınarak gel, gönül çadırına, mestane;
senin için dikimiş bir çadırdır, bu beden!


nasıl bir çadırsa :)

Crita
03-12-2009, 21:52
Gerçekten çok cahilsiniz arkadaşlar,
Ve fazlaca pozitivistsiniz. Bu kadarı fazla yani, edebi ve tasavvufi bir eseri dahi pozitivist gözlükle okumaya çalışıyorsunuz. Çünkü öylesi işinize geliyor.

Ve karamizah örnekleri veriyorsunuz. Mevlana eşcinselmiş de, o zamanda bunları söyleyebilmesi cesaretmiş de. Falanmış da filanmış. Yahu ne hoşgörüsünden bahsediyorsunuz? Sizin o pozitivist zihninizin Mevlana'ya ve Şems'e olmadık eziyetler edenlerin zihninden, ya da sırf edebi-tasavvufi derinliği yakalayamadığı için Mansur'u idam edenlerin zihninden ne farkı var????

Siz de pozitivistsiniz onlar da. Siz ateist pozitivistsiniz, onlar ise yobaz pozitivist. Farkınız yok birbirinizden. Hatta siz daha beter bir durumdasınız, ki onlar en azından canlı şahitlerdi, perde kalkmamıştı yani, Mevlana'da kanlı-canlı bi insandı sonuçta. Şimdi ise birazcık akledip derinliğe vakıf olmanız için elinizde çok fazla done var. Ama sonuç sıfır. Neden öyle peki? Birilerinin kutsallarına keyfi laf atmakla tahrik oluyorsunuz, işiniz bu. İçinizden birisi de çıkıp da, "yahu arkadaşlar, tamam ben de ateistim ama, insaf yahu; bu adam mutasavvıf, yani aşk adamı, yani tinselliğin insanı, bu rubailerde edebi bir sanat olmasın sakın?" diyemiyor. Çünkü işiniz gücünüz geyik...

evrensel-insan
03-12-2009, 22:02
Saygideger crita;

Siz de pozitivistsiniz onlar da. Siz ateist pozitivistsiniz, onlar ise yobaz pozitivist.-crita-

Sitede nihayet, felsefenin varligi isleyen metafizik dalinin, ideolojilerinden birinin de pozitivizm oldugunun farkina varan, bir yazar cikti. Simdi materyalistler ve idealistler, varlik ile ilgili ideolojilerini, bir daha kontrol etsinler. Cunku pozitivizme gore; mustakil var olan varligin kendisi yoktur.

Gerci, materyalizm ve idealizm de de temel insanoglu degildir, ya; neyse.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Crita
03-12-2009, 22:20
sevgili-evrensel insan,
Kendinizi nasıl tanımladığınız önemli değil ki, ya da meramım o değildi.
Ben yaklaşım bakımından pozitivist davrandığınızı ifade ettim... İslam'a getirdiğiniz eleştirilerde de bu pozitivist gözlük bütün yorumlarınıza sinmiş durumda. Kaldı ki Mansur ya da Mevlana zamanında pozitivist bir akım henüz mevcut değildi değil mi? :)) Yani burada "pozitivist" kavramını tırnak içinde kullandığımı düşünebilirsiniz.

ulpian
03-12-2009, 22:50
Siz de pozitivistsiniz onlar da. Siz ateist pozitivistsiniz, onlar ise yobaz pozitivist. Farkınız yok birbirinizden. Hatta siz daha beter bir durumdasınız, ki onlar en azından canlı şahitlerdi, perde kalkmamıştı yani, Mevlana'da kanlı-canlı bi insandı sonuçta. Şimdi ise birazcık akledip derinliğe vakıf olmanız için elinizde çok fazla done var. Ama sonuç sıfır. Neden öyle peki? Birilerinin kutsallarına keyfi laf atmakla tahrik oluyorsunuz, işiniz bu. İçinizden birisi de çıkıp da, "yahu arkadaşlar, tamam ben de ateistim ama, insaf yahu; bu adam mutasavvıf, yani aşk adamı, yani tinselliğin insanı, bu rubailerde edebi bir sanat olmasın sakın?" diyemiyor. Çünkü işiniz gücünüz geyik...


Sayın Crita,

çok ağır yargılarda bulunmuşsunuz.
Fakat:
(1) Bu başlıkta Mevlana'nın eşcinselliğini konu edinenler, eşcinselliği kötü birşey olarak değerlendirmiyorlar.

(2) ''İçinizden birisi de çıkıp da...'' diye başlayan cümlenizde yanlış bir tespitte bulunmuşsunuz. Başlıkta Mevlana'nın eşcinsel olduğu görüşüne karşı olan non-teistler de yazmış. Madde (1)'den dolayı biz non-teistler kendi aramızda bu gibi konuları duygusallığa girmeden konuşabilmekte ve farklı fikirler de savunabilmekteyiz çünkü.


saygılarımla

evrensel-insan
03-12-2009, 22:51
Saygideger crita;

Eger bu soylemleriniz bana ise yanildiniz. Cunku ben metafizigin varligindan degil; epistemolojinin bilgisinden yola ciktigim icin epistemolojik gercekciyim ve evrensel/insansal/kavramsal dusunurum. Oyuzden, metafizigin, materyalizmi/idealizmi/pozitivizmi benim yolum degil. Ben insandan evrensel olarak kavramsal yola cikarim. Ustelik benim dusuncemde tanrisal yanasimin hic bir izmi yok. Cunku benim yanasimim insansal, tanrisal degil.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Crita
03-12-2009, 22:55
Hassasiyetinizi anlıyorum ulpian,
Ancak konuya temas etmemişsiniz. O yüzden yazacak bir şey bulamadım.

ulpian
03-12-2009, 23:04
Hassasiyetinizi anlıyorum ulpian,
Ancak konuya temas etmemişsiniz. O yüzden yazacak bir şey bulamadım.

Konu derken, Mevlana'nın eşcinselliğinden bahsediyorsanız eğer, cevap verdiğim mesajınızda siz de yanından geçmemişsiniz. ''Siz ateistler şöylesiniz, böylesiniz'' demekle bağlamışsınız. :)

Konuya ilişkin görüşüm:
Bilmiyorum, benim için çok önemli de değil, Mevlana'nın eşcinsel olup olmaması.

Ama, hani sıkıştırsalar, ''yok illa bir tahminde bulun, en azından hangisi daha muhtemel'' deseler,
''fiilen yaşamıyor olmuş olsa bile, hemcinsine karşı bedensel şehvet hissetmeye müsaitmiş, çünkü birçok sopsomut mısraına tamamen farklı ve mecazi anlamlar yüklemek epey zorlama olurdu.''

derdim.

saygılarımla

gematria
04-12-2009, 01:53
Gerçekten çok cahilsiniz arkadaşlar,
Ve fazlaca pozitivistsiniz. Bu kadarı fazla yani, edebi ve tasavvufi bir eseri dahi pozitivist gözlükle okumaya çalışıyorsunuz. Çünkü öylesi işinize geliyor.

Ve karamizah örnekleri veriyorsunuz. Mevlana eşcinselmiş de, o zamanda bunları söyleyebilmesi cesaretmiş de. Falanmış da filanmış. Yahu ne hoşgörüsünden bahsediyorsunuz? Sizin o pozitivist zihninizin Mevlana'ya ve Şems'e olmadık eziyetler edenlerin zihninden, ya da sırf edebi-tasavvufi derinliği yakalayamadığı için Mansur'u idam edenlerin zihninden ne farkı var????

Siz de pozitivistsiniz onlar da. Siz ateist pozitivistsiniz, onlar ise yobaz pozitivist. Farkınız yok birbirinizden. Hatta siz daha beter bir durumdasınız, ki onlar en azından canlı şahitlerdi, perde kalkmamıştı yani, Mevlana'da kanlı-canlı bi insandı sonuçta. Şimdi ise birazcık akledip derinliğe vakıf olmanız için elinizde çok fazla done var. Ama sonuç sıfır. Neden öyle peki? Birilerinin kutsallarına keyfi laf atmakla tahrik oluyorsunuz, işiniz bu. İçinizden birisi de çıkıp da, "yahu arkadaşlar, tamam ben de ateistim ama, insaf yahu; bu adam mutasavvıf, yani aşk adamı, yani tinselliğin insanı, bu rubailerde edebi bir sanat olmasın sakın?" diyemiyor. Çünkü işiniz gücünüz geyik...

cahilsiniz veya insaf yahu gibi kelimeler kullanarak belki bir nebze etkili olmayı başarıyosunuz ama iddianızı kanıtlama yönünde söyleyecek pek bişeyiniz olmadığından bunlara sığındığınız hissinide uyandırıyorsunuz ...
tabiki kimse mevlananın % 100 eşcinsel olduğunu kanıtlayamaz... bizim burda yaptığımız tahmin yürütmek ve kendisinin ozamanlar yapmış ve yazmış olduğu şeylere bir anlam yüklemek ....tabiki bunu yaparkende mantıklı olmalı insan ...
kimileri mevlanaya bakar ilahi aşkı görür kimileri bakar eşcinselliği görür ... amaç birbrinin kutsallığına saldırı değil daha mantıklı bir yorum ortaya çıkarmaktır ... burda savaşan sadece mevlananın eserlerinin ve yaşayaşının nasıl yorumlanacağına ait fikirlerdir ... verdiğim ve verilen birçok örnek ve kanıtt mantıklı yorumun aslında eşcinselliği yönünde olduğu fikrini uyandırıyor bende ... ilahi aşkın nasıl dile getirilebileceğini ve yaşanacağını birçok kişiden daha iyi biliyoruz.. bunlara çok şahit olduk ve okudukta ... oysa mevlanadaki tarz bunun çok daha dışına çıkmakta ....

eğer bizim hakkımızda yorum yapmayı bırakıp mevlana hakkındaki yorumlarını bize iletmeye başlarsan daha verimli bir tartışma yürütebiliriz ... aksii takdirde sen cahilsin o cahil bu cahil gibi çocukça mesajlarla konunun ciddiyetinin dışına taşarız ...

Corpse Bride
04-12-2009, 02:24
Sana dilsiz, dudaksız sözler söyleyeceğim. Bütün kulaklardan gizli olan şeylerden bahsedeceğim. Sana anlatacağım bütün bu sözleri herkesin içinde söyleyeceğim, fakat, senin kulağından başka hiç bir kulak, bu sözleri duymayacak, anlamayacak.



Gönlüm daralmıştır, çok kederliyim. Hakk'a şükürler olsun ki, güzel yüzün imdadıma yetişiyor, bana ferahlık veriyor. Yanaklarının hoş rengi olmazsa bu yaşayışım bana bir zindan hayatı olur. Ayrılığının getirdiği gamdan, kederden içime düşen ateşi, canımın çektiği üzüntüyü, hiç bir gönül, hiç bir ten , yazıktır...



Sevgilimin bana karşı olan ahdinde, vefasında, gösterdiği ilgisizlikten otürü, gece ve gündüz gözlerimden kanlı yaşlar dökmek adetim oldu, o bir "aşka sevgili, benden vazgeçmiş, rahat rahat oturuyor. Ben ise, aptallar gıbi oturmuşum; o, benim sevgilimdir deyip duruyorum.

Dedim ki: "Gönlüm benim aletımdir, edevatımdır. Rebab gibi benimle aynı seste, aynı terennümdedir." Ben bu gonlümü, kendime dost sanıyordum, meğer, bu gönlüm, başka birinin dostu imiş, haberim yok.


Tenimin her cüz'ünde sevgilimin bir belirtisi vardır. Vücüdumun her parçası sevgilimin bir dili gibidir. Ben sanki bir çeng olmuşum da onun güzel göğsüne dayanmışım. Bendeki bu inleyiş, bu feryad sevgilimin parmaklarındandır.


Işle güçle dolu olan bu gönül, onun mektebindendir. Bugün ki ben aşk hastasıyım, bu hastalık, onun verdiği hararettendir. Hekimin bana emrettiği her şeyden perhiz ederim, sakınırım. Ancak onun güzel dudaklarının şarabından ve şekerinden asla perhiz edemem



"Nasılsın?" diye sordun, nasıl olacak; kulun bildiğin gibidir. Sevdan başında, elim de şakağımdadır. Başımda bir şey dönüp dolaşıyor. Beni düşündürenin, meşgul edenin adını söyleyemiyorum. Fakat o çok hoş, çok tatlı birisidir.


Gözüm, senin yüzünü gördüğü günden beri, bir an bile geçmedi ki, ayrılık gamınla kan ağlamasın. Sensiz elime bir kadeh alırsam bana zehir olsun;Sensiz yaşamaklığım gerekse, bana bu yaşamak ölüm olsun.


Ben seninim, benim isteklerimi yerine getirmen, her hususta beni memnun etmen gerek. Çiinkü bu şehirde herkes senden ve benden bahsetmektedir. îster gönlünü katılaştır, bana sert davran, ister yumuşak ol, beni okşa.. Ne olursan ol, ne şekilde hareket edersen et, ben senin o katı gönlünden el çekmem, çünkü seni seviyorum.



Gönlüm, gamınla her gün biraz daha sızlıyor, biraz daha inliyor... Sevgilim, merhametsiz kalbim, her gün benden biraz daha bıkıyor... Gamından biz vazgeçtik, ama gamın bizden vazgeçmedi. Gerçekten de, gamın senden daha vefalı imiş



Sevgilinin yalnız gülüşü, yüzü güzel değildir, onun öfkesi de, hiddeti de, katı yürekliliği de, kini de, sinsiliği de güzeldir... Benden başımı istedi. Versem de, vermesem de bu önemli bir şey değil! Sevgilinin uğrunda başımın ne yeri¦ vardır? Yalnız onun isteyiş tarzı, edası pek güzeldir, pek hoştur.


0 mest dilber, ansızın kapımdan içeri girdi. Elinde bulunan, la'l renkli şarap kadehinden içerek oturdu. Onun güzel saçlarını görmekten, onları tutup, hayranlıkla okşamaktan ötürü yüzüm bütün göz kesildi, gözlerim de, bakışlarım da, bütün el oldu.


Ne seninle rahat, düzenli bir şekilde bir an bile oturabiliyorum, ne de sensiz bir an yaşamama imkan var. Düşünce, bu hadiseden başı döndü, ser-semleşti. Hayır, bu hadise değildir, dermanı olmayan bir derttir.


Geceye dedim ki: "Seni aydınlatan ay'ı seviyorsan, ona imanın varsa, bu çabucak geçüp gitmen ona vefasızlıktır, sevgi noksanlığıdır. Gece, yüzünü bana dönerek şöyle bir özür beyan etti: "Bizim ne günahımız var? Aşkın sonu yok ki."


Bana dediler ki: "Sende olan bütün bu dertlerin bu acıların sebebi nedir? Bu feryadlarm, bu yaygaraların, bu gürültülerin, bu solgun yanakların sebebi nedir?" Dedim ki: "Böyle söyleme, bunda yanılıyorsun. Git de benim ay yüzlü sevgilimi gör, o zaman müşkülün kalmaz. Bütün bunların nedenini anlarsın.



Zamanın devri gelip geçmesi; ve bu ab-ı hayat çeşmesinin hasreti beni öldürdü sanma!.. însanı, can düşmanının öldürmesine şaşılmaz, benim asıl şaşırıp kaldığım şudur ki: Beni düşmanımın değil de, canımın canının öldürmesidir.


Ben, bir dağım, sesim, sözüm, yarin sadasıdır, yarin sözüdür. Ben bir resimim, benim ressamım o güzeldir. Sen sanıyorsun ki, konuştuğum zaman ağzımdan çıkan sözler, benim sözümdür. Hayır; anahtar kilide sokulur da açılırken ses çıkarır ya, işte benim sözlerim böyledir.



Sevgilim, ne dersem diyeyim, senin gamın, hepsinden de beter... 0 gönlün zahmeti, ağrısı, tenin ateşi, hastalığı, kalbin yanışı, kavruluşu, her hangi bir¦ şey, yenildikçe azalır. Fakat senin gamın öyle değildir. Ben senin gamını ne kadar yesem, eksilmek şöyle dursun, o daha ziyade artar.


yorumsuz

Crita
04-12-2009, 03:18
Allah'ı tartışan insanlara Mevlana'yı anlatma gafletine düşecek değilim yani. Şu kadar ki; yaşadığı dönemde sevmeyeni seveninden, düşmanı dostundan, müridi rakibinden çok olan ancak "perde kalktıktan sonra" zavallı insanlar indinde makbul yer edinen insanlar, evet onlar Allah dostlarıdır. Eşcinseller değil. Hoşgörüymüş, ne hoşgörüsü kardeşim, bir kısmının derisi yüzülmüş, bir kısmına deli denmiş, kalanlara da sapık denmiş. İstisnasız hepsi yanlış anlaşılmış. Benim yukarıdaki satırlarda anlatmaya çalıştığım; yaşadığı dönemde hadi anlaşılmamış bu normal, size ne oluyor da; bu kadar zaman geçtikten sonra o çağın yobaz müslümanları ile aynı bakış açısındasınız? Şimdi herkes Mevlanasever, Yunussever olmuş. Lütfettiniz yani. 800 yıl sonra dahi namı iyilikle, güzellikle ve sevgiyle yürüyenler Allah dostlarıdır. O kadar mütevazı ve o kadar iddiasız yaşayıp bu kadar büyük olmak başkasına nasip olmuyor. O sevgiyi başkası da haketmiyor zaten. Hoşunuza gitse de gitmese de durum budur. Bir şiiri bu kadar düz anlayan bir insan ancak süzme pozitivist olabilir bence. Niye alınıyorsunuz anlamıyorum. Pozitivist, bilim insanı demek :) Siz de bilime çok büyük önem veriyorsunuz. Övgü sayın bence (Evrensel İnsan; doğrudan sizi muhatap almadım arkadaşım. Zaten okuduğum bir kaç paragraflık yazınızdan kesin kanaatler edinecek değillim). Satır aralarında pek güzel cevaplar verdiğimi görüyorum ama anlaşamıyoruz bir türlü.

Evet dilinize doladığınız o ifadeler olabildiğince tensel, ama bir o kadar da sembolik. Hata bende ki, kabul etmediğiniz bir güzelliği algılamanızı bekliyorum. Yine alınacaksınız ama galiba sizin dünyanızda her şey elle tutulur, gözle görünür gerçeklikten ibaret.

"Gel" diyor. Niye diyor hiç düşündünüz mü? Gel de dışarıda yaptığın her türlü rezilliği bizim kapımızda da yap mı diyor? Tövbeni bin kez bozmuş da olsan, senin kendi başına yaptığın tövbenin bir anlamı yok zaten, gel ki; ben seni tövbeni bozmayacağın bir kemalata ulaştırayım diyor. Gel ki; seni de aşk insanı yapayım diyor, yoksa gel de yanımda kös kös otur mu diyor? O yüzden Mevlana'yı çok fazla sahiplenmenizi de anlamıyorum. Ha Said Nursi, ha Hacı Bektaş, ha Mevlana, ha Yunus Emre. Hepsini de konuşturan aynı Allah. Bir çağda öyle seslenmeyi uygun bulmuş, öbüründe böyle. Bu kadar basit yani. Tamam hepiniz zeki arkadaşlarsınız ama emin olun size aklı veren Allah düşünemeyeceğiniz kadar akıl sahibi. Nitekim zenginlik ve iktidar sahibi Süleyman a.s.'ı gönderen de, yoksul ve "kılıçsız" Hz. İsa'yı gönderen de aynı Allah. Neticede hepsi Allah'a davet etmiş. Birisi aşk lisanını kullanmış, bir diğeri mantığa seslenmiş (bakınız Mevlana, bakınız Said Nursi). Maksat Allah'a davet. Gelirsin ya da gelmezsin, o da paşa gönlüne kalmış. Yani. Şimdi yine misyonerlik yapmakla suçlanacağım :( Aslında meramım başka. Her neyse, iyi geceler ve saygılar.

Not: Siz değerlerimize eşcinsel derken biz alınmıyoruz, pozitivist ve tek boyutlusunuz deyince siz niye alınıyorsunuz? "Eşcinsellik bana göre kötü bir şey değil" savunması çok ucuz kaçıyor arkadaşlar. Biraz harbi olalım. Biz de eşcinsellere karşı değiliz, herkesin kendi seçimi ama burada söz konusu olan Mevlana. Lütfen yani. O'nun eşcinsel olması varsayımının olası sonuçlarını idrak edecek zeka seviyesindeyiz hepimiz. Değil mi?

Çellist
04-12-2009, 03:28
Mevlana'nın eşcinsel olması -ki eşcinseldir, kendisi tarihe not düşmüş- kimi -herkes dahil- niye rahatsız ediyor? İslami inanca göre eşcinsel olduğu için de azaptan azaba gark olacak; tarikat kurucusu olduğu için de azaptan azaba gark olacak lanetlilerin lanetlisi bir insandır "Hazret-i Mevlana".

nümayiş
07-12-2009, 14:54
her tasavvufla ilgilenen yada tasavvuf alimi eşcinsel olsaydı eğer, muhakkak turan dursunda eşcinsel olurdu. bilinir çünkü turan dursunun nurşin halidiye medresesinde eğitim gördüğü ki o medrese nakşi tarikatının bir medresesidir atatürkün tekke ve zaviyeleri kapattığı zaman tek dokunmadığı medrese
üstelik mevalanın eşcinsel olması yahut her insan gibi başka birisinin eşcinsel olmasıda onun Allah inanmasına engel değildir lut kavmine bela okurken ibrahim ona karşı çıkıyordu. eşcinsel olmak Allahı bulmak için ona inanmak için bir engel değil Allah herkesin tanrısı müslümanların değil sadece kafirlerinde inanan inanmayan herkesin eşcinsellerinde tanrısı hesaba çekecek olan ALlahtır üstelik Allahın bir eşcinselle ne alıp veremeyeceği olsun o bilinmek için yarattı bütün kullarını..

uyar
07-12-2009, 18:44
yaw adam adam sevmiş de neolmuş??? Tabii dolaylı anlatacak.. başka ne diyebilir ki??

şimdi sölenebiliyor mu?? yüzyıllarca insanlar gerçek fikirlerini istedikleri gibi söyleyemedikleriden kinayelere başvurmamışlar mı?? büyütecek birşey yokki...

insan_olmak
06-05-2010, 02:50
sayın Envyme size şurda
http://www.turandursun.com/forumlar/showthread.php?t=17714&page=6

şöyle demişim açıklama getirirseniz sevinirim burdan devam edelim


eşcinselliği hakaret olarak görmediğinizi idda ediyor ve burda birinin olmadığı bişeyi(size göre tabiki) öyleymiş gibi göstermeyi hakaret olarak görüyorsanız.

size göre o zaman birçok şey hakaret anlamı taşıyacaktır.

hitlerin yaptıklarına çok güzel yapmış denirse bu size göre hitlere hakarettir çünkü hitleri olmadığı bişey gibi göstermiş oluruz.

hirler faşist değildir dediğimizde hitlere yine hakaret etmiş oluruz size göre

çünkü siz sözcüğün aşağılıyıcı yada küçük düşürücü olmasına değil kişinin olmadığı bişey gibi gösterilmesini hakaret kapsamına alıyorsunuz.

yada ağlamayan birine ağlıyorsun demekte hakarettir çünkü olmadığı bişeyi ona maal ediyoruz vb...ne kadar saçma olduğunu görüyormusunuz.

aslında ne kadar gülünç bir durma düştüğünüzü fark edemiyorsunuz.Homofobik düşüncelerinizi cümlelerinize yansıttıktan sonra durumu kurtarmaya çalışıyorsunuz


saygılarımla

ferzan
06-05-2010, 10:11
Mevlana bu toprakların yeiştirdiği felsefe adamlarından biridir. Kim olursa olsun insanların inançları ve cinsel kimlikleri ön plana çıkarılarak sorgulanmasını , eleştirilmesini doğru bulmuyorum. Bu kimseyi ilgilendirmemeli.

Yergin
06-05-2010, 11:43
Daha önce söylediğimin arkasındayım.

Bu aşkı bilmeyen, anlamayan, Mevlana'yı tanıyamaz.

Saygılar

insan_olmak
06-05-2010, 12:26
Daha önce söylediğimin arkasındayım.

Bu aşkı bilmeyen, anlamayan, Mevlana'yı tanıyamaz.

Saygılar
Sayın EnvyMe sanırım benim neyi sorduğumu anlayamadınız.

siz benim mevlana'ya hakaret ettiğimi söylemiştiniz.

bende eşcinselliği hakaret olarak gören zihniyeti kınıyorum demiştim.

bunun üzerine sizde eşcinselliği hakaret olarak görmüyorum eşcinsel olmayan birine eşcinsel demeyi hakaret olarak görüyorum demiştiniz.
normal şartlarda hakaret kavramı olumsuz sözler söylenmesidir ama siz hakaret kavramına farkı bir yorum getirirmiştiniz.

bu durumda bende şu mesajı atmıştım



eşcinselliği hakaret olarak görmediğinizi idda ediyor ve burda birinin olmadığı bişeyi(size göre tabiki) öyleymiş gibi göstermeyi hakaret olarak görüyorsanız.

size göre o zaman birçok şey hakaret anlamı taşıyacaktır.

hitlerin yaptıklarına çok güzel yapmış denirse bu size göre hitlere hakarettir çünkü hitleri olmadığı bişey gibi göstermiş oluruz.

hirler faşist değildir dediğimizde hitlere yine hakaret etmiş oluruz size göre

çünkü siz sözcüğün aşağılıyıcı yada küçük düşürücü olmasına değil kişinin olmadığı bişey gibi gösterilmesini hakaret kapsamına alıyorsunuz.

yada ağlamayan birine ağlıyorsun demekte hakarettir çünkü olmadığı bişeyi ona maal ediyoruz vb...ne kadar saçma olduğunu görüyormusunuz.

aslında ne kadar gülünç bir durma düştüğünüzü fark edemiyorsunuz.Homofobik düşüncelerinizi cümlelerinize yansıttıktan sonra durumu kurtarmaya çalışıyorsunuz


saygılarımla


saygılar

Yergin
06-05-2010, 14:12
Sayın EnvyMe sanırım benim neyi sorduğumu anlayamadınız.

siz benim mevlana'ya hakaret ettiğimi söylemiştiniz.

bende eşcinselliği hakaret olarak gören zihniyeti kınıyorum demiştim.

bunun üzerine sizde eşcinselliği hakaret olarak görmüyorum eşcinsel olmayan birine eşcinsel demeyi hakaret olarak görüyorum demiştiniz.
normal şartlarda hakaret kavramı olumsuz sözler söylenmesidir ama siz hakaret kavramına farkı bir yorum getirirmiştiniz.

bu durumda bende şu mesajı atmıştım

saygılar

Hakaret kavramı olumsuz sözler söylenmesidir demişsiniz. Bir erkeğe, eşcinselsin demek olumlu bir söz müdür? Hele ki bu kişi, bu dünyadan artık göçmüş, ölmüş birisi ise. O kişinin, bu söylenen söze karşın kendini savunabilme, cevap verebilme hakkı olmadığı halde. Hangi vicdan sahibi, insan olan birisi, Mevlana'ya eşcinsel diyebilir ki?

Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşıyorsanız eğer, bu ülke içerisinde, kişi hakları var. Bu haklar çerçevesinde kimseyi rencide edici ifade kullanamazsınız. Eğer kullanırsanız cezalandırılırsınız. Bu kadar açık ve net.

Mesela siz, eşcinsel denmesinin hakaret olmadığını savunan birisi olarak, bunu ispat etmek için buyrun buradan birisine, eşcinsel olmadığı halde, eşcinselsin diye hitap edin de görelim neticesini. Hakaret oluyormuymuş, olmuyormuymuş.
Varmı bunu deneyebilecek cesaretiniz?

Saygılar

ulpian
06-05-2010, 14:38
sayın EnvyMe,

tarihi bir şahsiyetin somut olarak kendi yazdıklarından, döneminde onun hakkında yazılanlardan vs. yola çıkarak ''acaba eşcinsel miydi?'' veya ''muhtemelen eşcinseldi'' gibi soru ve tahminlerde bulunmak hukuka aykırı değildir. Birçok tarihi şahsiyet hakkında da yapılmaktadır.

Fikir özgürlüğünü biraz daha özümsemenizi ve kendi kafanızdan yasaklar üreterek tartışmakta olduğunuz muhatablarınıza, tartışma kültürüne yakışmayan hukuki yaptırım tehditlerinde bulunmamanızı öneririm.

saygılarımla

insan_olmak
06-05-2010, 14:43
kendinizle çelişmektesiniz heberiniz olsun

Eşcinselliği bir suçlama olarak görmüyorum, kişi eşcinsel olabilir, kendi tercihidir.

Anlamamakta diretmenizin sebebi nedir? Eşcinsel olmayan birisine eşcinsel demek ona hakarettir diyorum. Bunu söylemem eşcinselliği kötülemem, yermem anlamına gelmez.

http://www.turandursun.com/forumlar/showthread.php?t=17714&page=4

saygılar

TurkceRap
06-05-2010, 14:48
Hakaret kavramı olumsuz sözler söylenmesidir demişsiniz. Bir erkeğe, eşcinselsin demek olumlu bir söz müdür? Hele ki bu kişi, bu dünyadan artık göçmüş, ölmüş birisi ise. O kişinin, bu söylenen söze karşın kendini savunabilme, cevap verebilme hakkı olmadığı halde. Hangi vicdan sahibi, insan olan birisi, Mevlana'ya eşcinsel diyebilir ki?

Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşıyorsanız eğer, bu ülke içerisinde, kişi hakları var. Bu haklar çerçevesinde kimseyi rencide edici ifade kullanamazsınız. Eğer kullanırsanız cezalandırılırsınız. Bu kadar açık ve net.

Mesela siz, eşcinsel denmesinin hakaret olmadığını savunan birisi olarak, bunu ispat etmek için buyrun buradan birisine, eşcinsel olmadığı halde, eşcinselsin diye hitap edin de görelim neticesini. Hakaret oluyormuymuş, olmuyormuymuş.
Varmı bunu deneyebilecek cesaretiniz?

Saygılar



Türkiye bir uyum süreci geçiriyor, bu süreç rayına oturduğunda arkasına sığınabileceğiniz hakaret diye bir kavram kalmayacak, sizin ceza benimse utanç saydığım hakaret davalarından kimse nemalanamaycak.

Mevlana eşcinselmidir değilmidir burada hiçbirimiz kesin bilgiye sahip değiliz (ki bence eşcinsel olsun ya da olmasın) bizi ilgilendiren bir konu değildir.

Mevlana'nın gerçekten eleştirilmesi gereken bir yanı varsa o da insanları bir savaş sırasında kendilerini savunmaları gerekirken abuksabuk afyonvari felsefelerle insanların direncini kırmasıdır ki bu da Anadoludaki Türk nufusun Anavatan'dan gelen Türko-Mongol yönetimin egemenliği altına girmesine sebep olmuştur.

Ha biz biri birinden iyi ya da kötü diye tartışmıyoruz, Türklerin farklı sülaleler tarafından yönetilmesi tarihte çokca görülmüştür, ama savaşa gitmesi gereken insanları tekkede uyuşturmak o insanlara ne kadar iyilik etmek olur, o da ayrı bir tartışma konusudur.

Saygılar.

Yergin
06-05-2010, 15:32
sayın EnvyMe,

tarihi bir şahsiyetin somut olarak kendi yazdıklarından, döneminde onun hakkında yazılanlardan vs. yola çıkarak ''acaba eşcinsel miydi?'' veya ''muhtemelen eşcinseldi'' gibi soru ve tahminlerde bulunmak hukuka aykırı değildir. Birçok tarihi şahsiyet hakkında da yapılmaktadır.

Fikir özgürlüğünü biraz daha özümsemenizi ve kendi kafanızdan yasaklar üreterek tartışmakta olduğunuz muhatablarınıza, tartışma kültürüne yakışmayan hukuki yaptırım tehditlerinde bulunmamanızı öneririm.

saygılarımla

Sevgili ulpian,

Vefat etmiş birisinin ardından, söylediği sözlerden çıkarım yaparak bir kişiye eşcinsel demek hakaret olmuyor da, tartışma kültürüne uyan bir yapı oluyor da, benim "buyrun madem eşcinselsin demek hakaret değil, söyleyin o zamanda görelim yaptırım oluyor mu, olmuyor mu?" demem mi tartışma kültürüne uymayan bir yapı oluyor?

Farkedersiniz ki, ağırlıklı olarak burada aklı başında mantıklı insanlar hep ne söylemişler?

"Olup olmaması bizi ilgilendirmez."

O zaman neden tartışıyorsunuz? Bunun tartışılmasının gayesini anlatın, açık açık söyleyin, bizde bilelim onu tartışalım.

Fikir özgürlüğü, insanın şalterlerini indirip, düşüncesizce laf söylemesi değildir. Eğer söyler ise, o kişinin söylediği fikir değildir.

Son olarak, eğer mesajımı biraz daha dikkatli okumuş olsaydınız, benim "burada" der iken site yönetimini yani sizleri kastettiğimi, eğer burada birisine veya bana eşcinselsin deme cesaretiniz varmı diyerek kimseyi tehdit etmediğimi, size karşı hukuki işlem başlatırım demediğimi, ima etmediğimi anlardınız. O mesajımın sonundaki, "varmı bunu deneyecek cesaretiniz" den kastım burada yani Turan Dursun sitesinde böyle bir ithama izin verilmeyeceğine güvendiğim içindi ki, görüyorum ki boşa güvenmişim.

Türkiye, istediği kadar uyum sürecine girsin. Bu uyum süreçlerinin arkasındayım lakin hiç bir zaman, bazı değerlere hakaret etmek serbest olmayacaktır. Bunun beklentisinde olanlar, boşuna beklemesinler.

Saygılarımla

ulpian
06-05-2010, 15:39
Sevgili EnvyMe,

tarihi bir şahsiyetin kendi yazdıklarından ve döneminde hakkında yazılanlardan yola çıkarak -eşcinselliği zaten kötü birşey olarak görmeyen kişilerce- ''eşcinsel miydi?'', ''muhtemelen eşcinseldi'' gibi soru ve tahminlerde bulunmak hukuka aykırı DEĞİLDİR!!!

Bunun, rencide etmek amacıyla sokakta kullanılan ve 'eşcinsel' anlamına gelen küfürlerle ilgisi yoktur.


Bu başlığın konusu ''Mevlana'nın eşcinselliği'' ve bu başlıkta işte tam da bu soru tartışılıyor. KONUYU tartışmak istiyorsanız, lütfen bu başlıkta sunulan tonlarca argüman ve ipucuna itirazlarınızı dile getiriniz.

Fakat tartışmanın meşruiyetini tartışmayınız.
Dilerseniz ''tarihi şahsiyetlerin eşcinsel olup olmadığını tartışmak hukuka uygun mudur, etik midir?'' adlı yeni bir başlık açıp görüşlerinizi orada dile getirebilirsiniz. Fakat BU BAŞLIKTA bu konunun meşruiyeti değil, bizzat kendisi tartışılmakta. Bu yüzden anlayışınıza sığınarak bundan sonra gelecek bu minvaldeki iletileri ''ilgisiz iletiler'' başlığına taşıyacağım.
(Fakat dediğim gibi: ''tarihi şahsiyetlerin eşcinsel olup olmadığını tartışmak hukuka uygun mudur, etik midir?'' adlı bir başlık açabilirsiniz elbette)

Bu başlığın konusu: Mevlana'nın Eşcinselliği...

saygılarımla

gematria
06-05-2010, 16:06
biyoloji veya tıp hakkında biraz bilginiz olsaydı eşcinselliğin hakaret olmayıp bir tür psikolojik olay olduğunu bilirdiniz ... her birey bir nebze kendi hemcinsine ilgi duyar bu kimi insanlarda 6 üzerinden 2-3 ken kimi insanlar 6 olmaktadır .. bunun sonucuda eşcinsellik ortaya çıkmaktadır ... bunlar bilimin tartışılmaz gerçekleridir ... bilimden nasibini almamış bir kişinin eşcinselliğin hakaret aşağılama olduğunu düşünmesi normaldir ..

yani her kişinin farkına varmasa bile hemcinsine karşı azda olsa bir ilgisi vardır ...

bu konudan ilham alıp yaptığım çalışmayı okumanızı isterim ...

http://www.turandursun.com/forumlar/showthread.php?p=304045#post304045

Yergin
06-05-2010, 16:07
Sevgili EnvyMe,

tarihi bir şahsiyetin kendi yazdıklarından ve döneminde hakkında yazılanlardan yola çıkarak -eşcinselliği zaten kötü birşey olarak görmeyen kişilerce- ''eşcinsel miydi?'', ''muhtemelen eşcinseldi'' gibi soru ve tahminlerde bulunmak hukuka aykırı DEĞİLDİR!!!

Bunun, rencide etmek amacıyla sokakta kullanılan ve 'eşcinsel' anlamına gelen küfürlerle ilgisi yoktur.


Bu başlığın konusu ''Mevlana'nın eşcinselliği'' ve bu başlıkta işte tam da bu soru tartışılıyor. KONUYU tartışmak istiyorsanız, lütfen bu başlıkta sunulan tonlarca argüman ve ipucuna itirazlarınızı dile getiriniz.

Fakat tartışmanın meşruiyetini tartışmayınız.
Dilerseniz ''tarihi şahsiyetlerin eşcinsel olup olmadığını tartışmak hukuka uygun mudur, etik midir?'' adlı yeni bir başlık açıp görüşlerinizi orada dile getirebilirsiniz. Fakat BU BAŞLIKTA bu konunun meşruiyeti değil, bizzat kendisi tartışılmakta. Bu yüzden anlayışınıza sığınarak bundan sonra gelecek bu minvaldeki iletileri ''ilgisiz iletiler'' başlığına taşıyacağım.
(Fakat dediğim gibi: ''tarihi şahsiyetlerin eşcinsel olup olmadığını tartışmak hukuka uygun mudur, etik midir?'' adlı bir başlık açabilirsiniz elbette)

Bu başlığın konusu: Mevlana'nın Eşcinselliği...

saygılarımla

Sevgili ulpian,

Çok açık ve net diyorum ki,

İş, Mevlana eşcinseldi, eşcinseldir, acaba eşcinselmiydi demekle bitiyor mu?

Bunları söyleyen birisi, çıkıp demeli ki, bakın şu şu kelimeleri şu kişiye söylemiştir, böyledir, şudur. Ben bu kelimelerden bunu anlıyorum, şunu anlıyorum.

Sizin veya insan_olmak'ın böyle bir mesajı varmı?

Ve sonrasında da söyledim. Madem burada ateistleri de dahil bu kadar insan, bizi ilgilendirmez diyor ise, iddiada bulunanlar, neden ilgilendirdiğini ve ilgilendirmesinin amacını söylemek zorunda değil midir?

Yukarıda saydığım iddiaları yapanlar, eteğindeki taşları dökmeli ki, bizlerde onun üzerine tartışalım. Dökülmüyorsa ve bunun neticesinde yazdığımız mesajlar ilgisiz olarak görülüyorsa bizim suçumuz ne?

Ben mesela burada isterdim ki, insan_olmak burada iddiasında bulunur iken, şunlara cevap versin.

mürit ve mürşit arasındaki ilişkiyi, metafizik muhabbetin uçsuz bucaksızlığını çözemeyen kişilerin bu suçlamaları yapmaları elbet normaldir...soyadı Küçük olan araştırmacı yazarımızda...Fatih sultan Mehmet'in Akşemsettin ile bir çadıra kapanıp sabahlara kadar çıkmamasını buna yormuştu.....bunlar bakış açısı....

http://www.turandursun.com/forumlar/showpost.php?p=188259&postcount=32

http://www.turandursun.com/forumlar/showpost.php?p=188464&postcount=39

Saygılarımla

ulpian
06-05-2010, 16:24
Bunları söyleyen birisi, çıkıp demeli ki, bakın şu şu kelimeleri şu kişiye söylemiştir, böyledir, şudur. Ben bu kelimelerden bunu anlıyorum, şunu anlıyorum.

Sevgili EnvyMe,

malesef başlığı okumadığınız anlaşılıyor.



Birincisi: Başlıkta zaten yeterince argüman ve ipucu sıralanmış. Tekrar tekrar yazılsın mı istiyorsunuz aynı şeyler? LÜTFEN OKUYUN:

milomanara:
ileti: 16 (http://www.turandursun.com/forumlar/showpost.php?p=187963&postcount=16)
ileti: 29 (http://www.turandursun.com/forumlar/showpost.php?p=188187&postcount=29)
ileti: 34 (http://www.turandursun.com/forumlar/showpost.php?p=188351&postcount=34)
ileti: 37 (http://www.turandursun.com/forumlar/showpost.php?p=188441&postcount=37)
ileti: 42 (http://www.turandursun.com/forumlar/showpost.php?p=188492&postcount=42)
ileti: 62 (http://www.turandursun.com/forumlar/showpost.php?p=188805&postcount=62)
ileti: 64 (http://www.turandursun.com/forumlar/showpost.php?p=188879&postcount=64)

ve
gematria:
ileti: 76 (http://www.turandursun.com/forumlar/showpost.php?p=214911&postcount=76)


Örneğin:
yar, aşkla tanıdığım andan beri, seni ben,
aşk oyunları oynarım, seninle gizliden.
salınarak gel, gönül çadırına, mestane;
senin için dikimiş bir çadırdır, bu beden!


''Senin için dikilmiş bir çadırdır, bu beden''

Bu mısra için ''mecazidir'', ''teşbitir'' gibi açıklamalarla kurtaramazsınız. Mısra elbette mecaz içeriyor. Gerçek çadırdan bahsetmediği ortada. Ama neyin mecazı olabilir bu?

''İki erkek kişi arasında yaşanan Allah aşkı muhabbeti'' (?) gibi birşey için, bu erkeklerden biri diğerine ''bedenim senin için dikilmiş bir çadırdır'' mı der?....

Yukardaki linklerde bunun gibi tonlarca örnek var. Bu sadece bir tanesiydi...


İkincisi: Eğer bu başlıkta tartışmak istiyorsanız, yukardaki linklerde geçen ''mısralar şöyle anlaşılmalıdır, böyle yorumlanmalıdır, çünkü...'' gibi açıklamalar getirebilirsiniz. Nitekim yine bu başlıkta müslüman üye Keci de böyle yapmış.

Fakat siz konuyu tartışmıyor, bizlere ''BU KONUYU TARTIŞAMAZSINIZ'' diyorsunuz. Böyle birşeye hakkınız yok.

Dilerseniz ''Tarihi şahsiyetlerin eşcinselliğini tartışmak hukuka aykırdır, etiğe aykırıdır'' adlı bir başlık açar ve orada ''Tartışamazsınız'' tezinizi temellendirebilirsiniz.

Fakat bu başlıkta Mevlana'nın eşcinselliğini tartışmanın meşruiyeti değil, bizzat Mevlana'nın eşcinselliği tartışılmakta. Lütfen artık anlayınız ve forum kurallarımıza riayet ediniz.

saygılarımla

insan_olmak
06-05-2010, 16:34
Ben aslında sizin önce eşcinselliği hakaret olarak görüp görmemeniz konusundaki çelişkinize dikkat çekmiştim.


bunları diyen siz

Eşcinselliği bir suçlama olarak görmüyorum, kişi eşcinsel olabilir, kendi tercihidir.
Anlamamakta diretmenizin sebebi nedir? Eşcinsel olmayan birisine eşcinsel demek ona hakarettir diyorum. Bunu söylemem eşcinselliği kötülemem, yermem anlamına gelmez.

şimdide bir erkeğe eşcinsel ne demek vb...laflarla eşcinselliği hakaret olarak görüyorsunuz bu nasıl çelişkidir.Ağzınızdan kaçırdığınız homofobik cümlelerinizi toparlamaya çalıştınız olmadı şimdi yine ''eşcinselliğin hakaret'' olduğunu söylüyorusuz.

kendi içinizde çelişmeyiniz efendim.

şimdi gelelim mevlana konusuna size Şems'in makalat adlı eserinden aktarıyorum.

çeviri Mehmet Nuri Gençosman

Şems mevlana'dan ayrılıp Şam'a gittiğinde onu özleyince şu mektubu yazar:

..o viranenin baykuşu oldu. Aman ne olur, yine dizginleri bu tarafa çevir! Aşk filinin hortumunu yine şahlandır; akşamım seninle
aydın bir sabah gibi olsun Ey Şam'ın, Ermen ve Rum ülkesinin kıvancı sevgili!

Mevlana oğul Sultan Veled ile yolladğı gazelin başında şunu söyler


Gidin ey yoldaşlar, dostumuzu bu tarafa çekmeye bakın! Nihayet o kaçak sevgiliyi tekrar bana getirin!
Tatlı teraneler, renkli bahanelerle o güzel yüzlü ay parçasını o hoş çehreli sevgiliyi eve doğru yürütmeye çalışın.




Mesnevi'de buluşmalarını şu satırlarla anlatmaktadır


Onun yüzünü görünce gül gibi açıldı, sevindi;
vuslatda ayrılık bağlarından kurtuldu, özgür oldu.
Ey canların etrafında döndüğü Hak ankası, dedi,
ok şükür ki o Kaf dağından tekrar geldin!
Ey aşkın, kıyamet meydanının İsrafili!
Ey aşkın aşkı, ey aşkın gönlünün istediği sevgili!
Ey tek güneş! Yüzbinlerce defa seni dinlemek
arzusiyle aklım başımdan gitmişti.
Sence bilinen benim kalp sözlerimi,
hep sağlam akçe gibi kabul eden sendin.




Yine Şems için mesnevide yazdığı bir gazel kaküllerini övmektedir.


Biz Şam'ın âşığı başı dönmüş sevdalısı ve Şam delisiyiz. Şam sevgilisine can vermiş, gönül bağlamışız. Rum
Ülkesinden Şam tarafına, yârin yurdu olan Şam'a koşuyoruz; onun akşam karanlığı gibi siyah kâküllerinden Şam'da
tazeleniyoruz. Salihliye dağında bir mücevher madeni var ki, onu aramak için Şam denizinde boğulmuşuz. Eğer Tebriz'in Hak
güneşi Şemseddin oradaysa Şam'ın kulu kölesiyiz; hem de ne mutlu bir kul ve köleyiz.




Yeterli mi daha fazla yazayım mı?

görüldüğü gibi mevlana şemse aşıktır.İster tasavvufi aşk diyin ister başka türlü ne derseniz deyin sonuç değişmeyecektir.Mevlana bir erkeğe duygusal yakınlık hissetmektedir.Aşık olduğunu söylemektedir.

Sayın gematria'nın açtığı konuya bakarsan sana anlatmak istediğimi anlatmış.

http://www.turandursun.com/forumlar/showthread.php?p=304045#post304045

cinsel yönelimin br yelpazesi vardır mevlana'nın duygusal oalrak erkeklerdne hoşlanmasıda bunun bir örneğidir.

son olarak mevlana sevgilisinin gidişiyle döktüğü satırları koymka istiyorum.

Etme

Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun etme
Başka bir yar başka bir dosta meylediyorsun etme

Sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı
Hangi hasta gönüllüyü kasdediyorsun etme

Çalma bizi bizden bizi gitme o ellere doğru
Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun etme

Ey ay felek harab olmuş alt üst olmuş senin için
Bizi öyle harab öyle alt üst ediyorsun etme

Ey makamı var ve yokun üzerinde olan kişi
Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun etme

Sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur gamdan
Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun etme

Bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan
Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun etme

Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer
Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun etme

Ey cennetin cehennemin elinde olduğu kişi
Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun etme

Şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize
O zehiri o şekerle sen bir ediyorsun etme

Bizi sevindiriyorsun huzurumuz kaçar öyle
Huzurumu bozuyorsun sen mavediyorsun etme

Harama bulaşan gözüm güzelliğinin hırsızı
Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun etme

İsyan et ey arkadaşım söz söyleyecek an değil
Aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun etme Mevlana Celaleddin Rumi

http://www.antoloji.com/siir/siir/siir_SQL.asp?siir_id=1152203 (http://www.antoloji.com/siir/siir/siir_SQL.asp?siir_id=1152203)



Saygılarımla

insan_olmak

gematria
06-05-2010, 16:35
sayın ulpian evet dediğiniz gibi bir çok örneği yazdım buraya hemde ne mısralar artık onlar bile bunun mecaz ötesi birşeyler olduğunu anlamışlardır sanırım

Yergin
06-05-2010, 16:44
Sevgili ulpian,

Bakın, konuyu bilmiyorum ama tartışmayı takip etmeyen sizsiniz.

Başlık eski bir başlıktı ve siz başka bir konudaki tartışmanın oraya uygun olmadığını ve bu başlığa uygun olduğunu söylemiştiniz. Bunun neticesinde bu başlıkta bana sorulan nedir?

http://www.turandursun.com/forumlar/showpost.php?p=303967&postcount=110

ve benim verdiğim cevap nedir?

http://www.turandursun.com/forumlar/showpost.php?p=304004&postcount=112

Verdiğim cevap konuya bağlı kalmak adınadır ama buna uymamamı sağlayan başkasıdır.

Bu konudaki en anlamlı mesaj aslında şudur.

Beyhude uğraşıyorum !! bunu anlatmam mümkün değil..
Zaten bunu anlamış olsanız inanırdınız.

Kur'an Kerimde açıkça yasaklanmış olan bir eylemin Mevlana gibi bir insanın düşüncesinin, düşüncelerine bile giremiyeceğini bilirdiniz.


Başka söyleyecek sözüm yok. Forum kurallarına riayet etmek adına susalım bakalım.

Saygılarımla

ulpian
06-05-2010, 16:51
Forum kurallarına riayet etmek adına susalım bakalım.

Saygılarımla

sevgili EnvyMe,

bu çarpıtmanıza ne diyeyim şimdi? :(

DİLEDİĞİNİZ HERŞEYİ bu forumda dile getirebilirsiniz. Fakat lütfen ait olduğu başlıkta... Başka birşey demiyorum ki ben de yukarıda...

Mevlana'nın eşcinselliğini tartışmak, bu konudaki iddialara cevap vermek istiyorsanız bu başlıkta tartışalım...

Yok eğer doğrudan konunun kendisini değil de, bu gibi tartışmaların meşruiyetini tartışmak istiyorsanız, ''tarihi şahsiyetlerin eşcinselliğini tartışmak (hukuk/etik açısından) meşru mudur?'' diye bir başlık açalım, orada tartışalım... Bunu da defalarca yazdım yukarda...

Benim tek karşı çıktığım şey, -malesef müslüman üyelerimizin sürekli yaptığı gibi- X konusunun tartışıldığı bir başlıkta X konusunu tartışmayıp, ''X konusunu TARTIŞAMAZSINIZ'' denmesi ve başlığın konusundan çıkartılması... (Başlıkta artık X konusunun değil, ''X konusunu tartışabilir miyiz'' sorusunun tartışılması)... Böylece dolaylı olarak forumdaki ifade özgürlüğü kısıtlanmış oluyor...

Lütfen SUSMAYIN. İSTEDİĞİNİZ HERŞEYİ dile getirin... Fakat siz de başkalarının ifade özgürlüğüne saygı gösterin... X konusunun tartışıldığı bir başlıkta ''X konusunu TARTIŞAMAZSINIZ'' diyerek ve konuyu buraya çekerek, X konusunun tartışılmasını engellemiş oluyorsunuz.

saygılarımla

TurkceRap
06-05-2010, 16:51
Sevgili ulpian,

Vefat etmiş birisinin ardından, söylediği sözlerden çıkarım yaparak bir kişiye eşcinsel demek hakaret olmuyor da, tartışma kültürüne uyan bir yapı oluyor da, benim "buyrun madem eşcinselsin demek hakaret değil, söyleyin o zamanda görelim yaptırım oluyor mu, olmuyor mu?" demem mi tartışma kültürüne uymayan bir yapı oluyor?

Farkedersiniz ki, ağırlıklı olarak burada aklı başında mantıklı insanlar hep ne söylemişler?

"Olup olmaması bizi ilgilendirmez."

O zaman neden tartışıyorsunuz? Bunun tartışılmasının gayesini anlatın, açık açık söyleyin, bizde bilelim onu tartışalım.

Fikir özgürlüğü, insanın şalterlerini indirip, düşüncesizce laf söylemesi değildir. Eğer söyler ise, o kişinin söylediği fikir değildir.

Son olarak, eğer mesajımı biraz daha dikkatli okumuş olsaydınız, benim "burada" der iken site yönetimini yani sizleri kastettiğimi, eğer burada birisine veya bana eşcinselsin deme cesaretiniz varmı diyerek kimseyi tehdit etmediğimi, size karşı hukuki işlem başlatırım demediğimi, ima etmediğimi anlardınız. O mesajımın sonundaki, "varmı bunu deneyecek cesaretiniz" den kastım burada yani Turan Dursun sitesinde böyle bir ithama izin verilmeyeceğine güvendiğim içindi ki, görüyorum ki boşa güvenmişim.

Türkiye, istediği kadar uyum sürecine girsin. Bu uyum süreçlerinin arkasındayım lakin hiç bir zaman, bazı değerlere hakaret etmek serbest olmayacaktır. Bunun beklentisinde olanlar, boşuna beklemesinler.

Saygılarımla



Sayın EnvyMe,

Kendi icad ettiğimiz dokunulmazlar yeterince bu toplumun başının belası olmuştur.

Artık sevsek de sevmesek de bu dokunulmazlarla bu toplumsal yapının yürütülemeyeceği ortadadır.

Konuyu daha fazla dağıtmadan esas meseleye dönecek olursak;

Burada ne biri ötekine Mevlana'nın eşcinsel olduğunu, ne de diğeri olmadığını kanıtlayabilir.

Çünkü elimizde sadece her iki bakış açısına göre de değerlendirilebilecek şiirler var ve herkes bunun üzerine kendine göre mantık yürütüyor.

Yoksa Mevlana'nın böyle açık bir beyanına rastlanmadıkça bu konu havanda su dövmekten öteye geçmez.

Saygılar.

gematria
06-05-2010, 20:39
sevgili turkcerap sadece şiirleri değil yaşarken yaptıkları ibadet tarzı ve selhattin zerkubi meselesi de bu tezimizi desteklemektedir ...

gematria
07-05-2010, 15:28
batının mevlanayı göklere çıkarmasının sebebini başka yerde aramak gerekli islami bir mutezile akımının yeniden canlanmaması için olabilirmi acaba ? tasavvuf , sufizm derken millet aldı başını gitti bilimde ...

cegomen
07-05-2010, 15:52
Allah akıl fikir versin. Hz Mevlana ile Şems karşılaştığına mevlana 65 yaş civarlarında şems ise yaş olarak ondan çok daha büyüktü. İnsan olarak ne kadar zavallıyız, ne kadar aciziz, ne kadar küçüğüz iftiraya bak! Kızmıyorum sadece acıyorum.

gematria
07-05-2010, 16:49
mevlana 65 değil 37 yaşındaydı 1244 yılında tanıştılar şemsle ... 65 yaşında öldü karıştırıyorsun ... lütfen şems için yazdıklarını o dönemki kıskançlıkları 40 gün 40 gece süren halvetleri bilmeden yorum yapmayalım .. daha önceki mesajları okursan bunların hepsi tek tek açıklanmıştır ayrıntılı bir şekilde ...

cegomen
07-05-2010, 19:35
Evet doğru şems 60'lı yaşlardaymış. Fakat İncelediğim delil olarak gösterilen mısraları ben islam anlayışının tasavuf anlayışının ruhuyla okuduğumda ikisi de büyük insanlarmış diyorum. Kaba tabiriyle ****ce yumuşak tabiriyle eşcinselce bir ruhla okuyunca böyle bir şey mi çıkıyor. Bende o insanlar nasıl temiz kalple yazdılarsa anca öyle okuyabiliyorum. Eşcinsel arkadaşlar lütfen kendi ruhlarıyla bakınca nasıl bir anlam çıkıyor açıklasınlar ne olur merak ettim.

gematria
07-05-2010, 20:33
benimde yeni dikkatimi çekti şemsin 59-60 yaşında mevlananın karşısına çıkmış olması bu iddianın aleyhinedir çünkü o yaşlarda kişi hem cinsel çekiciliğini hemde ilgisini kaybetmiştir ... ama bu durum yinede mevlananın müstehcen eserlerini açıklamaya yetmemektedir ...

ulpian
10-05-2010, 11:18
DİLEDİĞİNİZ HERŞEYİ bu forumda dile getirebilirsiniz. Fakat lütfen ait olduğu başlıkta... Başka birşey demiyorum ki ben de yukarıda...

Mevlana'nın eşcinselliğini tartışmak, bu konudaki iddialara cevap vermek istiyorsanız bu başlıkta tartışalım...

Yok eğer doğrudan konunun kendisini değil de, bu gibi tartışmaların meşruiyetini tartışmak istiyorsanız, ''tarihi şahsiyetlerin eşcinselliğini tartışmak (hukuk/etik açısından) meşru mudur?'' diye bir başlık açalım, orada tartışalım... Bunu da defalarca yazdım yukarda...

Benim tek karşı çıktığım şey, -malesef müslüman üyelerimizin sürekli yaptığı gibi- X konusunun tartışıldığı bir başlıkta X konusunu tartışmayıp, ''X konusunu TARTIŞAMAZSINIZ'' denmesi ve başlığın konusundan çıkartılması... (Başlıkta artık X konusunun değil, ''X konusunu tartışabilir miyiz'' sorusunun tartışılması)... Böylece dolaylı olarak forumdaki ifade özgürlüğü kısıtlanmış oluyor...

Lütfen SUSMAYIN. İSTEDİĞİNİZ HERŞEYİ dile getirin... Fakat siz de başkalarının ifade özgürlüğüne saygı gösterin... X konusunun tartışıldığı bir başlıkta ''X konusunu TARTIŞAMAZSINIZ'' diyerek ve konuyu buraya çekerek, X konusunun tartışılmasını engellemiş oluyorsunuz.



Bu başlığın konusu ''Mevlana'nın eşcinselliği''. Bu konudaki tez veya anti-tezlerini, argüman veya karşı-argümanlarını dillendirmek isteyenler bu başlığa yazabilirler.

Fakat ''bu konuyu tartışamazsınız, bu ayıptır, suçtur vs.'' gibi görüşlerini dillendirmek isteyenler, lütfen ''tarihi şahsiyetlerin eşcinselliğini tartışmak yanlıştır'' gibi yeni bir başlık açıp orada dile getirsinler bu görüşlerini. Aksi takdirde bu başlığa yazılan bu şekildeki mesajlar ''ilgisiz iletiler'' başlığına alınacaktır.

saygılarımla

errata
10-05-2010, 20:18
Her insanın tartışmayacağı bir takım değerleri vardır. Bu değerler değerine inandığı siyasi bir lider ya da dini inancının tebliğcisi bir kimse olabilir. Mevlana bunlardan hangisidir ki tartışılmasın? Böyle bir şey söz konusu dahi edilmemeli. Burada Mevlana bu şekliyle konuşulmamalıdır yaygarası çıkaranlar kendi peygamberlerini türlü hayvanata benzeten insanlara aklı başında bir cevap ortaya koyabilmişler midir ki? Hiç sanmıyorum. Zira yurdum insanı her zaman "gücü yettiğine saldırmayı" kendine şiar edinmiştir.

Eşcinsellik nedir? Dinlerin anlattığı gibi cinsel bir sapkınlık olmadığını biliyoruz. Peki Mevlana'nın eşcinsel olması ya da olmaması neyi değiştirir? Mevlana'nın eşcinsel olup olmamasının tartışılması neyi değiştirir? Hiç.

Bu tartışmaya şöyle bir itiraz ile yaklaşılabilirdi.
"Yahu Mevlana'nın incelenmesi, irdelenmesi gereken o kadar çok eseri, çok güçlü bir öğretisi varken ve biz daha bunları özümsememişken neden işe eşcinselliğiyle başladık? Burada bir gariplik var sanki. Sanki her şeyin derse fazla çalışmayı gerektirmeyen polemik kısmıyla ilgileniyoruz gibi. Önceliğimiz bu olmamalıydı diye düşünüyorum."

Ama "Mevlana hakkında böyle tartışma olmaz" demek açıkçası bir saplantının ve tabunun işaretidir. Ve yanlıştır, eksiktir, doğrulara değil hataya götürür.

saygıyla.

TurkceRap
10-05-2010, 20:59
Herşey tartışılabilir, herşey konuşulabilir, tartışmak istemeyen de kendi tartışmaya dahil olmaz olur biter.

ferzan
11-05-2010, 11:31
Ben de inançsız biriyim. Bu konuda inançlıları suçlamışsınız Ama bir insanın cinsel tercihi kimseyi ilgilendirmez. Felsefesini tartışacaksanız bunu anlarım. Ama cinsel kimliklerin tartışılması "TARTIŞMA OLMAZ " DEĞİL SADECE DOĞRU DEĞİLDİR.

YasasinBilim
21-05-2010, 03:32
Forumdaki bu konuyu baştan sona kadar okudum. Forumu başlatan arkadaş sabırla sağlam belgeler sunmuş. Ona sabrı ve diğer yazan arkadaşlara olan hoşgörüsü için teşekkür ediyorum.

Mevlana eşcinsel olsa da olmasa da büyük düşünürdür. Saygımız sonsuz. Ama mesele bu değil. Asıl mesele sabit fikirler ve sabit fikirlerinde ısrar edenler.

Rubailerden Mevlana'nın eşcinsel olduğunu anlamamak için devekuşu olmak lazım. Buna inanmamak için türlü ayak oyunları yapanlara çok kızıyorum. Bunun adı riyakârlıktır. Riyakârlık Allah için bile yapılsa yanlıştır. Ben tanrı olsam bunlara cennete falan da almam. Her an kıvırabilirler.

İslamcı yazar İsmail Nacar yıllardır Mevlana'nın Şems'le eşcinsel bir ilişki yaşadığını söylüyor. İşinize gelince İsmail Nacar'ı savunun, işinize gelmeyince dışlayın.

Objektif, akılcı arkadaşlara zaman kaybettirmenin dışında bir faydaları yok bu tür arkadaşların. Bu konunun bu kadar uzamış olması da bundan.

sevgiler...

Yergin
21-05-2010, 09:11
Mevlana eşcinsel olsa da olmasa da büyük düşünürdür. Saygımız sonsuz. Ama mesele bu değil. Asıl mesele sabit fikirler ve sabit fikirlerinde ısrar edenler.


Sayın YasasinBilim,

Asıl sabit fikirde olanlara bence örnek olmuşsunuz.

Mevlana büyük bir düşünürdür diyorsunuz. Peki neden? Nasıl? Ne söylemiş, ne yazmış, ne yapmış ta büyük bir düşünür olmuş? Her ne olursan ol yine gel sözünü söyleyecekseniz eğer sırf bu söylediği ile büyük bir düşünür diyemezsiniz.

Mevlana'nın çağırdığı kapı, Hak kapısı. Yani Allah yolu. Allah'da böyle bir yola tüm insanları çağırdığına göre, bir ateist nasıl olurda Allah'a büyük bir ilah demiyorda, aksine O'na yeri geldiğinde hakaretler edebiliyorda iş Mevlana'ya gelince nasıl büyük bir düşünürdür diyebiliyor?

Burada Mevlana'nın eşcinselliğini iddia edenler, öncelikle onun neden büyük bir düşünür olduğunu söylemek zorundalar. Eğer söyleyemezlerse, o zaman öyle düşünmedikleri ortaya çıkar.

Bir ateist için, Mevlana neden büyük bir düşünürdür?

Saygılar

ulpian
21-05-2010, 09:19
Burada Mevlana'nın eşcinselliğini iddia edenler, öncelikle onun neden büyük bir düşünür olduğunu söylemek zorundalar.

Bu cümlenin mantığını anlayamadım.

Mevlana'nın eşcinsel olduğunu iddia/tahmin edenler, neden onun büyük bir düşünür olduğunu düşündüklerini, niçin söylemek zorundalar?

Bana bu ifade de bariz bir konu değiştirme girişimi gibi geliyor sevgili EnvyMe. :)

Bir insan Mevlana'nın büyük bir düşünür olduğunu düşünebilir, ama bunun sebebini açıklamadan da eşcinsellik tahmininde bulunup gerekçelerini açıklayabilir...


Ben kendi adıma Mevlana'yı ''büyük bir düşünür'' olarak da görmüyorum gerçi... Ama bu ayrı bir tartışma konusu...

saygılarımla

Khaos
21-05-2010, 10:53
mevlana eşcinselmidir değilmidir.
bilemiyorum.
zerre kadar da umurumda değil.
ancak; mevlananın büyük düşünür olmasının emaresi nedir.
bir kere düşünür değildir.
sufidir.
yani keşf ile gerçeğe ulaşılabileceği yanılsamasının temsilcilerinden biridir.
düşünce akıl ile yapılan bir eylemdir.
kalp ile değil.
kalp kan pompalar.
yok eğer keşf derken aklı kastediyorsanız neden islam düşünce tarihinde akıl ve keşf diye iki farklı metodolojik ekol var.
keşf aklın reddedilerek ilhamın öne çıkarılmasıdır.
ehl-i keşfe düşünür denilebilir mi hiç.
bu tamamen tutarsızlıktır.

Yergin
21-05-2010, 12:34
Bu cümlenin mantığını anlayamadım.

Mevlana'nın eşcinsel olduğunu iddia/tahmin edenler, neden onun büyük bir düşünür olduğunu düşündüklerini, niçin söylemek zorundalar?

Bana bu ifade de bariz bir konu değiştirme girişimi gibi geliyor sevgili EnvyMe. :)

Bir insan Mevlana'nın büyük bir düşünür olduğunu düşünebilir, ama bunun sebebini açıklamadan da eşcinsellik tahmininde bulunup gerekçelerini açıklayabilir...


Ben kendi adıma Mevlana'yı ''büyük bir düşünür'' olarak da görmüyorum gerçi... Ama bu ayrı bir tartışma konusu...

saygılarımla

Sevgili ulpian,

Ayrı bir tartışma konusu olabileceğinde haklısınız. Gerekir ise başka başlık açıp orada tartışabiliriz.

O cümlenin mantığı,

Allah'a inanmayan bir kişi yani bir ateist, nasıl olurda inanmadığı Allah yolunda ilerleyen bir insan için büyük bir düşünür diyebilir ki? Bir ateiste göre, İslam'a ait olan herşey saçma, uydurulmuş, gerçek dışı değil midir? Eğer öyle ise ki öyle diye biliyorum o zaman nasıl olurda kendine ateistim diyen birisi Mevlana için büyük bir düşünürdür diyebilir ki? Bende bunu anlamlandıramıyorum.

Bir ateist için, büyük bir düşünür olarak gören veya görmeyen olarak ayrım olmamalı bence, hepsinin Mevlana'yı büyük bir düşünür olarak görmemesi lazım, eğer kendisine gerçekten ateistim diyorsa.

Büyük bir düşünür olarak görenler, ya ateist değiller ama kendilerini ateistim diye kandırıyorlar. Ya da, ateistler ama Mevlana'nın bazı sözlerine ilgi duyuyorlar ki o zamanda ilgi duydukları sözler aslında Allah yolunda ilerlemek için sarfedilmiş sözlerdir.

Saygılarımla

Neva
24-09-2010, 22:07
Yıllar önce Mevlana'nın rubailerini okurken eşcinsel olduğu sonucuna varmıştım. (özellikle 4.kitap)

Bu neyi değiştirir derseniz, tabi ki büyük düşünce adamının bizlerde bıraktığı izlenimi değiştirmez. İslam coğrafyasında yaşamış bir felsefe, bir inanç adamının eşcinsel olup olmadığı herkesce bilinmelidir bence. Çünkü bu utanılacak değil tam tersi övünülecek bir durumdur. O yüzyılda bu hoşgörü ortamında yaşayabilmiş diye.

Osmanlı padişahlarının eşcinsel eğilimlerine bir başka konuda değinmek istiyorum. Önce sufiler! :)

Henüz konuyu bende yeterince araştırmadım, buradan gelecek cevaplar belki beni de yönlendirir ve doğru kaynaklara ulaşırım.

Teşekkürler,

Sayin milomanara ;

Guzel bir konu olmus.


Hicbir escinsel yoktur ki, Mevlana felsefesini humanizm olarak algilamis olmasin.

Unu(sohreti), okyanus otesine tasmisken, sorgulanmasi gereken escinsellikten ziyade, felsefesi olmalidir diye dusunuyorum.

Ateistler, humanizm'den bi haber insanlar degildir bence..

evrensel-insan
24-09-2010, 22:18
Saygidegder neva;

Ateistler, humanizm'den bi haber insanlar degildir bence..-neva-

Maalesef, birey olarak yetisen ve birey bilinci yerine, bireyci akilciliga yonelen "gelismis" toplumlarda, nihilizm; ateizm altinda, cetelerve orgutlerle her turlu insanlikdisi rahatsizligi vermektedir. Cunku sadece ahlak ve tanriyi oldurur de, zihniyetini korur ve insanoglunu inanc olarak bosa dusurur ve de degerin ve tabularin getirdigi onlemlerden de muaf tutarsaniz, olacagi bireyci akilciligin egoist, bencil, cikarci ve sirf bu cikar icin, herseyi arac ve mubah kilan dusunce ve davranisidir.

Ulkemiz ve toplumu henuzbu nihilizm ve getirdigi canavarliktan uzaktir.

Nihilizmin bir ucuda, pasif olarak; robotluk ve bananeciliktir.

Dolayisiyle, nihilizm temelli bosluk ve yukumsuzlugun yaratacagi ateizm insanoglu turu ve biri icin ve adina cok tehlikelidir.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Neva
24-09-2010, 22:36
Sayin evrensel-insan ;

Ben tum genellemelerin yanlis oldugunu dusunurum. Totalinde bakarsak, her kavram yeterince tehlike barindirir. Bu kisinin yonelisine baglidir.

evrensel-insan
24-09-2010, 23:10
Saygideger neva;

Gozlemin genellemesi, "istisnalar kaideyi bozmaz" a uygundur. Yukaridaki gozlem, Turkiye'ye degil; Avrupa'ya yoneliktir.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Neva
24-09-2010, 23:14
Sevgili evrensel-insan ;

Iyi ama ayni seyi konusuyoruz. Bakin yukarida diyorum ki, her kavram yeterince tehlike barindirir. Izm'ler de buna dahil..

Sadece ateizm'le is bitmez yani.. Sadece ateizm tehlike icermez.

evrensel-insan
24-09-2010, 23:23
Saygideger neva;

Ateistler, humanizm'den bi haber insanlar degildir bence..-neva-

Tabi ki. Yoksa ben, evrensel-insan zihniyeti olarak her konuyu dile getirir miydim. Buradaki konunun ateizm olmasi ve dile gelisi, senden yukarida yaptigim alinti temelindedir. Cunku dogal zihniyetin her metafizik ve etik ideolojik inancsal dogrusu ve izmleri ayni sorunu tasir.

Yani "Ateizmde de humanizmden bi haber zihniyet var" i neden ve temeli ile aciklamadir, benim dile getirdigim.

Saygilarimla;
evrensel-insan

xcan
08-08-2011, 22:28
Mevlana islam aleminde Peygamberlerden sonraki en yüce insan olarak kabul edilmektedir.
Kutsalların homoseksüel olması ne homoseksüelleri küçültür nede kutsallıklarını azaltır.Mevlananın homoseksüelliği bir iddia değildir.Yanlızca kendi şiirlerinde ve rubailerinde
tam anlamıyla tecelli eden bir itiraftır.
Kendi şiirlerini ve rubailerini işkence altında alınmış zoraki bir ifade olarak
değerlendirme hakkimız olamaz.
Tarihte böyle bir kayıt yoktur.
Şimdi Bu büyük sofinin birkaç rubaiside benden olsun


Ben bende değil, sende de hem sen, hem ben,
Ben hem benimim, hem de senin, sen de benim,
Bir öyle garip hale bugün geldim ki
Sen benmisin, bilmiyorum, ben mi senim.
(Farsça, Hüseyin Rıfat) Mevlana Celaleddin Rumi
Dün Gece

Ne güzel geceydi dün gece, ne güzel geceydi: Onunla sarmaşdolaş, dudak dudağa,
talih kapısı ardına kadar açık, güneş kucağımızda.

Ne güzel geceydi dün gece, ne güzel geceydi: Şarap tasını her sunuşunda
diyordu aklına başına al.
Hani dün gece aklın da tam sırasıydı ya!

Mevlana Celaleddin Rumi

Şarap içmeliyim şarap, ş,imşekler saçmalı aklım, bunun tam vakti.
Kuş olmalıyım, uçmalıyım, kolum, kanadım geldi.

Bir anda aydınlık içinde dünya. Bir anda dünya sabahlar gibi.
İşte bağırmanın tam zamanı şimdi. İşte kükremenin tam zamanı. Benim koca arslanım geldi.

Mevlana Celaleddin Rumi


Güneşim, ayım geldi. Gözüm, kulağım geldi. Gümüş bedenlim geldi. Altın madenim geldi. Başımın sarhoşluğu geldi. Gözümün nuru geldi. Başka bir şey dilediysen
işte o başka bir şeyim geldi.

Yolumu vuran geldi. Tövbemi bozan geldi. gümüş bedenli güzel kapımdan ansızın çıkageldi.

Mevlana Celaleddin Rumi


Hiç bir kadının erkeğini böyle yücelttiğini sanmıyorum.
Dört dörtlük bir aşk ve arzu içinde yanan kutsala selamlar ederim.

xcan
09-08-2011, 02:01
Mevlananın Şemse duyduğu aşkın ve şehvetin büyüklüğü beni şaşırtmaya devam ediyor

O Kapıyı Kapa

O kapıyı kapa.
Gayret kemerini kuşan. Bize can şarabını sun.
Bu meyhaneye aşık kişileriz biz, hem çok uzaklardan geliyoruz bak, çok uzaklardan.

O kapıyı kapa.
gel sen asıl bizi gör, gör halimizi, acı.
Bir başka kapı aç, işte na şurda,
bir gizli kapı.
Bir büyük sağrak bul getir bize. Sonra doldur şarabı
eski dostluğumuzun şerefine. O kapıyı kapa.
Gel bizi yıka, arıt.

Hani bir gün, bilmem unuttun mu, biz hepimiz uykudaydık.
Sen bir tekme atmıştın bize, derken bir, bir daha.
Sıçramış uyanmıştık uykudan. Oturup şarap içmiştik sonra. Şarap başımıza vurmuştu
O zaman olmuştu işte ne olduysa.

Denizleri yüksük gibi gören timsahlarız artık, tirit, mercimek, aş erleri değil.
Haydi inadı falan bırak, inadı bırak da kendine gel, bize şarap ver, şarap.

Mevlana Celaleddin Rumi


Şemsin mevlanayı tekmeleyip uykudan kaldırması ve şarap içmeleri.
Zaten ne olduysa o gün olmuş.
Şemsin yokluğunda adamın içine kan oturmuş .
Şaraplar falan gırla kıyamet .
Kleopatra solda sıfır kalır .
Bu ne yaban bu ne hoyrat bir dişiselliktir anlıyan beri gelsin.

xcan
09-08-2011, 02:25
İşte birkaç rubai İşte Mevlana

Ben aşıkım aşka; aşk da sevdalı bana.
Aşık tene can-ten ise sevdalı cana.
Bazen dolarım boynuna ben kollarımı,
Bazen de sürükler beni canan yanına.

Ben, işte dağım: sesim sözüm sevglimin.
Ben, işte resim: ressamı sensin resmin.
Benden geliyor sanma bu sözler-asla:
Ses, işte, anahtarla açılmış kilidin.

Cennet gelecek, derler, içersin bade,
Çevrende gülüp oynar huriler de...
Madem sonumuz bu, şimdiden hem içeriz,
Hem ellerimiz sevgilinin üzerinde.

Bu Mevlananın işveli, cilveli,rubaileri.
Şemsin gözünü döndürmüş olmalı
Erenler şahı yüceler yücesi Mevlana hazretlerinin
Şemse sundukları çok enteresan
Bir erkeğin bir erkeğe aşkında zirve
Çok büyüksün Mevlana.Cennette kaldığınızx yerden devam edersiniz dilerim.
Bu aşka saygı duyulur

upuaut
09-08-2011, 04:53
Arkadaşlar, siz tasavvuf edebiyatından anlıyormusunuz ki, Mevlana'nın bu rubailerini kendi keyfi anlayışınıza göre istediğiniz yere çekiyorsunuz.

Üzgünüm ama baltayı taşa vurmuşsunuz.

xcan
09-08-2011, 12:44
Dün Gece

Ne güzel geceydi dün gece, ne güzel geceydi: Onunla sarmaşdolaş, dudak dudağa,
talih kapısı ardına kadar açık, güneş kucağımızda.

Ne güzel geceydi dün gece, ne güzel geceydi: Şarap tasını her sunuşunda
diyordu aklına başına al.
Hani dün gece aklın da tam sırasıydı ya!

Mevlana Celaleddin Rumi

Hani bir gün, bilmem unuttun mu, biz hepimiz uykudaydık.
Sen bir tekme atmıştın bize, derken bir, bir daha.
Sıçramış uyanmıştık uykudan. Oturup şarap içmiştik sonra. Şarap başımıza vurmuştu
O zaman olmuştu işte ne olduysa.!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!



Mevlana Celaleddin Rumi


Şemsin mevlanayı tekmeleyip uykudan kaldırması ve şarap içmeleri.
Zaten ne olduysa o gün olmuş.


Siz şu sözlerin tasavvufi yorumunu bir yapın hele.
Daha nelerini dökecem.
Tasavvufi anlamı nedir şu iki beytin??????????????????????


Yüce Mevlana hazretlerinin müthiş bir şiiri

Arzu ile yanan bir pasif eşcinsel olduğunu düşünmemeliyiz .
İlahi aşktır
Tasavvufi yorumlanması gerektir...
Bıdı bıdı,

Vıdı vıdı,

Hödü, hödü!
!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
!!!!!!!!!!!!!!!!!!

Aşk ı mevlana


Daha fazla sabredemiyorum; artık sırrını açığa vuracağım! Çektiğim derdi, ne göğün sırtı çekebilir, ne de yeryüzünün sırtı…
Benim gönlüm gamlarla dolu; senin gönlünse, kayıtsız, gama karşı duygusuz! Senin yüzün, Çin güzellerinin yüzü gibi çok güzel; benim yüzümse, kırışıklarla dolu!
Şu dünya ateşler içinde; neredeyse yanıp gidecek! Bilmem, benim gönlüm ne zamana kadar yanıp gidecek? Görelim, ne vakte kadar bu böyle sürecek?
Dayanamıyorum; bin yıllık sırrı açığa vuracağım! İster gözünü kapa, ister aç, durumu seyret!
Gökyüzünde dolaşıp duran ay, benim coşkunluğumu gördü de yolundan geri döndü, benim yanıma geldi. ‘Kimseye söylemem!’ dedi. ‘Ben, seni seviyorum, senin dostunum; hep seninle düşüp kalkmadayım!’
Onu görünce gözlerim kamaştı; bir an yüzüne hayranlıkla baktım. ‘Ey güzel dilberim!’ dedim. ‘Ey sudan yaratılmış ateşli güzel!’
Ey benim güzelim! Onun cana canlar katan yüzü tıpkı bu yüz! Allah hakkı için söylüyorum; gönüller kapan çalgıcım bu mu? İşte bu!..
Sevgilim! Senin aşkının yoluna döşenmişim; basıp geçmen için yerlere serilmişim! Yanıyorum; ne olur ateşime su serp!
Ey dünyadaki gizli ay, ey Tebrizli Şemseddin…

xcan
10-08-2011, 01:32
Bir bomba daha Aşk var cinsellik ve şirk var.!!!!!!!!!!!!!!!
Aşk nelere kadirsin!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
(c. III, 1310)
• Ey Hakk'ın ilhamı ile konuşan, ey hakîkatler gözü, ey şu ateşlerle denizde, yani kötülüklerle, zulümle, belalarla dolu dünyada insanların kurtulmasına çare olan aziz varlık!
• Sen çok kadim bir pîrsin. Senin evveline evvel yok! Sen eşi ve benzeri olmayan bir mana padişahısın! Canların elinden tutan, onları dünya sevgisinden, nefsanî arzular afetinden kurtulmalarına yardım eden sensin!
• Can verme yolunda canlan avlayan sensin. Ah! Bir bilinse ki şu avlar arasında avlanmaya layık olan kimin canıdır?


• Mahluk da kim oluyor ki senin aşkından bahsetsin. Allah'ın celal, ululuk nuru bile senin cemaline, senin güzelliğine aşık!


• Diyorsun ki: "Ben o aşka avlandım, ben aşk hastasıyım, ağlayıp inliyorum. Ey nazik, ey hünerli hekim! Ben hangi çareye baş vurayım?"
• Lutfun; "Gel!" diyor, kahrın "Git!" diyor. Bu ikisinden hangisi daha doğru, hangisi doğru sözlü, hangisi gerçek; bize bir haber ver!

Neva
10-08-2011, 01:36
Arkadaşlar, siz tasavvuf edebiyatından anlıyormusunuz ki, Mevlana'nın bu rubailerini kendi keyfi anlayışınıza göre istediğiniz yere çekiyorsunuz.

Üzgünüm ama baltayı taşa vurmuşsunuz.


Sayin upuaut;

Escinsel biri tasavvuf'a dahil olamaz mi?

xcan
10-08-2011, 03:21
ŞİRK VE SAPIKLIK HERŞEY VAR

İşte yüce mevlanamız Allahı kimya hatun kılığında görmüş .

Neredemi?Öyküyü okuyun teistler





MENAKIB’ÜL ARİFİN (http://tasavvufveislam.wordpress.com/2010/02/17/menakib%e2%80%99ul-arifin-2/)

Şubat 17, 2010 Orjinali konyadaki mevlana müzesinde ; mevlananın kendi el yazması iledir :
Mevlâna ve Şems arasında geçtiği söylenen hadisede de görüldüğü gibi, Vahdet-i vücud, kadın kılığına giren Tanrı ile seviştiğini iddia etmektir. Ne gariptir ki; ALLAH’a söverek nara atan sarhoş bir sokak serserisini, öldürmeye-dövmeye kalkan sofî, Şems ile Mevlana arasında geçtiği söylenen şu hadiseyi kutsar veya sessiz kalır





“Mevlana Şemsin yanına girdi. Şems şahane bir çadırda oturmuş Kimya Hatun ile oynaşıyordu. Mevlana dışarı çıktı. Bu karı koca oynaşmalarına mani olmamak için medresede aşağı yukarı dolaştı. Sonra Şems (Mevlâna’ya) içeri gel diye seslendi. Mevlana içeri girdiğinde Şems’ten başkasını görmedi. Kimya nereye gitti? dedi. Şems ‘Yüce Tanrı beni o kadar severki, istediğim şekilde yanıma gelir. Şu anda da Kimya Hatun şeklinde geldi’ buyurdu.

xcan
11-08-2011, 07:31
Mümin kardeşlerimiz mevlanayı savunmaktan vazmı geçtiler yoksa.?
Şurada ne güzel sohbet ediyorduk .
Yazdıklarımdan Homoseksüellere tavır aldığımı asla düşünmeyin .Onlar insanlar(En az diğer insanlar kadar insanlar)ve özgürce yaşamlarını ,diledikleri gibi, istedikleri gibi ,sürdürmek hakları vardır.
Hiç kimseyi , ama hiçbir kimseyi cinsel tercihlerine göre sorgulamaya hiç birimizin hakkı yoktur.
Amacım bir iki yüzlülüğü teşhir ve mahkum etmek .
Hem evliya hem eşcinsel olması beni rahatsız etmiyor.
Beni ,insan olarak inciten şey ;
Teistlerin ,
Mevlananın ermiş yönünü öne çıkarırken, eş cinsel yönünü ,
kedinin dışkısını gizlediği gibi gömmek istemeleridir.

Mümin kardeşlerimiz mevlanayı savunmaktan vazmı geçtiler yoksa.?
Şurada ne güzel sohbet ediyorduk
Mevlanayı ve Şemsi anlamak için
Mesnevinin birinci cildi yeterlidir
Birde Saide kuds Kimya hatunu tavsiye ederim.
Katil şems .
Mecusi şems ve Vernelli Mevlana ikilisini iyi tanımak lazım.
Müminlerden çıt çıkmıyor.
Bense israrla bu konuyu yaşatmak derdindeyim

Evliyalar şahı Mevlanadan bir menkıbe
Buyrun buradan yakın Mevlena severler

Mesnevi’nin Kur’an olduğuna Mevlevi takipçileri de inanmaktadırlar.
Mesnevi’nin Kur’an olduğu yolundaki anlayışa aşağıdaki menkıbe çok güzel örneklik teşkil etmektedir:
“....Bir gün Sultan Veled buyurdu ki:
“Dostlardan biri babama şikayette bulunduğu ve alimler Mesnevi’ye neden Kur’an diyorlar diye benimle bahse girişti. Ben de Kur’an’ın tefsiridir, dedim, deyince babam bir lahza susup sonra:
“A sersem, dedi niçin olmasın? A eşek, niçin olmasın? A Or*spu kardeşi niçin olmasın? Peygamberlerle velilerin harfi zarflarda Tanrı sırlarının nurlarından başka birşey yoktur ki. Tanrı sözü, onların temiz gönüllerinden biter, ırmağa benzeyen dillerinden akar. İster Süryani dilince olsun, ister Seb’al Mesani dilince, ister İbrani dilince olsun, ister Arapça!...” Bu kitabta buna benzer birçok hikayeler vardır ki Mesnevi’nin yazıldığı tarihten itibaren Tanri Vahyi (!) olarak tanındığını gösterir.” (Mesnevi-Celaleddin Rumi c: 4 s: 326)
Mevlana oğluna hitap ediyor.
Kos koca evliya ,Hanımının mesleğini bilmezmi hiç.(yazıklar olsun)
Tam bir evliya uslubu,tam bir arıza örneği.
Sizlerde yanıt verecek mecal kamamış.
Fakat ben sizleri gerçek Mevlanayla yüzleştireceğim.

xcan
12-08-2011, 02:19
Değerli Mevlana dostları ,umuyorum bu güzel Mevlana şiirini,Tasavvufi yönden yorumlayabilir ve bizleri ihya ederler.!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

Mevlana'dan...
TUT ELİMİ


SENİN YÜZÜN PUTSA ELBET DAHA DOĞRU TAPMAK PUTA
SARHOŞ OLMAK DAHA HOŞ KADEHİNLE SUNULMUŞSA
BEDELDİR BU YOK OLUŞ BİNLERCE KEZ VAR OLMAYA
ÖYLESİNE YOK OLDUM Kİ AŞKINDA



TUT ELİMİ
SENİN YÜZÜNDEN PERİŞANIM
SENİN DELİNİM BEN
TUT NE OLUR
DÖNÜYOR BAŞIM
ŞAŞKININ- HAYRANINIM
EY YAR
VARIM YOĞUM TÜKENDİ
HER ELSİZ AYAKSIZIN ELİNDEN BİR TUTAN VAR

Şiirin DEVAMI (http://hazal35.blogcu.com/hz-mevlana-diyorki/3201479)

Günümüz Diline Uyarlayan: Adnan Durmaz

Şemstede ne parmak varmış Maaşallah
Evliyaullahı feryatlara gargetmiş!!!!!!!!!!!!!
Adam çığlık çığlığa.........

yucemanitu
12-08-2011, 03:29
Şemstede ne parmak varmış Maaşallah
Evliyaullahı feryatlara gargetmiş!!!!!!!!!!!!!
Adam çığlık çığlığa.........


Şu satırlar hiç yakıştı mı? Tamam Mevlana eşcinsel olabilir ama onun bu yönünü alay konusu, eğlence konusu yapmamalı. Yalnız Mevlana değil hiçbir insanın böyle bir eğilimi, böyle bir tarafı varsa eğlence konusu olmamalı. Eşcinseller zaten yeteri kadar eziliyor, itilip kakılıyor toplumumuzda.

xcan
12-08-2011, 03:50
Şu satırlar hiç yakıştı mı? Tamam Mevlana eşcinsel olabilir ama onun bu yönünü alay konusu, eğlence konusu yapmamalı. Yalnız Mevlana değil hiçbir insanın böyle bir eğilimi, böyle bir tarafı varsa eğlence konusu olmamalı. Eşcinseller zaten yeteri kadar eziliyor, itilip kakılıyor toplumumuzda.

Sevgili arkadaşım eşcinseller benim için diğer insanlardan değersiz değil.
Aksine ben bin yobazı tek eşcinsele değişmem.
Daha öncede söylediğim gibi.Onun evliyalığını öne çıkarıpta eşcinselliğini reddeden anlayışlarına tepkim.
Mevlana eşl cinsel olmuş yada olmamış hiçmi hiç ilgilendirmiyor.

Eşcinselleri her türlü azaba sokan iki yüzlülüğe tavır alıyorum.
Televizyonlarda Bir Mevlana fırtınası ramazanla birlikte büyüyor.
Ben doğru tavır aldığımı düşünüyorum.
Onca yazdıklarımın içinde eşcinselleri incitecek tek bir sözümü gösterin özeleştiri yapacağım.
Bu tarikat müesseseleri ile şeriat tepemize çökmekte.
Muhammedin pedofilisi eleştiriliyorsa Mevlananın eleştiriside yapılmalı.
Saygılarımla.
Tek bir eşcinseli üzen sözüm
Önce beni yaralar.

RENAULTFERRARİ
05-10-2011, 19:54
Hahahaaaaa
Siz Anlamazsınız halkın pis dedikodusu o zamanlarda vardı.. şimdi var..
Mevlana Allah dostu olmuş Bir zatı aladır.. sizlerin pis dedikodunuz da o günde yapılan pis dedikodulardan uzaktır...
mevlananın aleyhi hakkında konuşanşlar ıyy ne iğrençsin

....
Şemsi Turmizi. Mevlananın benliğini kırmaya çalışıyordu..
O zamanlar git esrar getir.. git en işlek meyhanda bana bir şu kadar şişe içki getir..
halkın dedikodusu şu bu diyerek onun benliğini kırıyordu...

İslam da
Meydan terbiyesinde nutk haklamak vardır.. yani Ne dediyse O yapılacak.. nutku haklıycak
hayır dediğiniz gibi yapmayalım şöyle yapalım demek yok...
Nutku haklamak var

Şemsi tırmizi git bana diyor içki getir..
Mevlana baş üstüne diyor.. tabi o gün mana herkesin gönlünde yer almış..
bugün ki gibi amnaya herkes düşman değil...

içki içen adamlar ayıplanıyor o zamanlar..
Mevlanada dindarım diye geziyor yaa.. Şemsi tırmizide git bana filan meyhaneden İçki getir bakalım diyor
gidiyor alıyor içkiyi yolda getirirken elinde kayıyor.. bütün yer sokak içki oluyor...
şemsi tırmıziye gidiyor efendim testi kırıldı. geri gidip tekrar alıyıım mı diyor
Şemsi tırmızı yok artık gerek kalmadı senin benliğini kırıldı.. diyor..

yaaa

Yergin
07-10-2011, 10:47
Sevgili arkadaşım eşcinseller benim için diğer insanlardan değersiz değil.
Aksine ben bin yobazı tek eşcinsele değişmem.
Daha öncede söylediğim gibi.Onun evliyalığını öne çıkarıpta eşcinselliğini reddeden anlayışlarına tepkim.
Mevlana eşl cinsel olmuş yada olmamış hiçmi hiç ilgilendirmiyor.

Eşcinselleri her türlü azaba sokan iki yüzlülüğe tavır alıyorum.
Televizyonlarda Bir Mevlana fırtınası ramazanla birlikte büyüyor.
Ben doğru tavır aldığımı düşünüyorum.
Onca yazdıklarımın içinde eşcinselleri incitecek tek bir sözümü gösterin özeleştiri yapacağım.
Bu tarikat müesseseleri ile şeriat tepemize çökmekte.
Muhammedin pedofilisi eleştiriliyorsa Mevlananın eleştiriside yapılmalı.
Saygılarımla.
Tek bir eşcinseli üzen sözüm
Önce beni yaralar.

Şemstede ne parmak varmış Maaşallah
Evliyaullahı feryatlara gargetmiş!!!!!!!!!!!!!
Adam çığlık çığlığa.........

Bu sözleriniz yeterince açık ve ortada, daha ne aksini söylüyorsunuz, yok üzmem üzersem önce ben yaralanırım falan diye.

Hem iftira atacaksınız, hemde bu iftirayı atar iken dalga geçeceksiniz, sonrasında da dalga geçtiğiniz kesim için benim için onlar değerlidir diyeceksiniz.

Ne kadar çok bağcı dövmek isteyen var aramızda anlamak mümkün değil.

Bilmem kaç tane kelimeden oluşan bir şiirin sadece içinde geçen "parmak" kelimesi dikkatinizi çekince aklıma Cem Yılmaz'ın bir gösterisi geldi. Gösterisinde zencilerden bahseden Cem Yılmaz'ı bir köşe yazarı eleştirince, Cem Yılmaz gösterisinde şunu söylüyordu, ben o kadar saat anlattım, senin aklında sadece o kısım kalmışsa ben ne yapayım?

Hayır herşeyi geçtim, hayatı boyunca bir kere bile yüz yüze tanıyabilme şansına sahip olamadığınız bir zatın arkasından yazdığı şiirleri bütünü ile değerlendirmeniz gerekir iken hiç mi hiç değerlendirmeyip sadece bir kısımdaki sözlerini alarak nasıl arkasından böyle bir iftirada bulunabilme cesaretini gösteriyorsunuz, insanlığın neresine sığıyor bu anlayabilmiş değilim.

yalnizs
07-10-2011, 21:03
mevlananın eşcinsel olduğuna inanmıyorum ve düşünmüyorum.

nasıl yaratıcı gücü algılayamıyorsak, şems ve mevlana arasındaki hoca öğrenci ilişkisini ve birbiri ile geceler günler süren sohbetlerini de anlayamayız. onlar farklı bir boyutun iki temsilcisi. şems sıradan bir din aliminden dünyaca ünlü bir filozof ve şair çıkaran bir öğretmen, mevlananın içindeki gerçek sanatçı ve düşünürü ortaya çıkarmak için elması parlatan ustalar gibi çalışıyor. halkın sözü dedikodusu hiç bitmez bunlara bakarak yorum yapmsk mümkün değil.

bahsi geçen aşk, aşık, ten bizim algıladıklarımızdan farklıdır.

mevlevi felsefesinde hepsi zaten belli.

xcan
10-10-2011, 12:48
Sevgili Mevlana dostları epey bir zaman sesinizi kestim .
Yüce Manitunun eleştirisi beni çok üzdüğü için bu konuyu tatile sokmuştum.
Paylaşım zevkim kırılmıştı.
Uzun süre izledim.
Mevlana yandaşlarının ötmelerini bekledim.
Kıytırık savunmalarını gülerek okudum.
Şimdi tekrar söylüyorum .
Mevlanacılar yazdıklarımı eleştirin .
En büyük evliyanız Mevlananın ne kadar arızalı bir insan olduğunu göstereceğim.
Sizlerin görüşlerinizi param parça edeceğim .Bekliyorum.
Şems Allahla cinsel ilişkide bulunduğunu söylüyor .
Cevap verin bu söylediğime.
Mevlananın yazdıklarına tek kelime eklemeden .Sizleri yerle bir edecem.
Bu arada bu meselenin önemini kavrayamamış Ateist arkadaşlarada sitem ediyorum.

ey gülüp duran sevgili, ey cana can katan dilber. sekerler saçan o iki yakut dudagından sadaka olarak gizlice bir
öpücük ver!
dudaklarını dudaklarıma korsan mest olursun. bu isi bir dene! 0 zaman anlarsın ki ben üzüm sarabından da asagı
degilim." Mevlana Celalettin


SEVGİLİNİN İZİ VAR HER YERİMDE
SEVGİLİNİN DİLİDİR HER PARÇAM
ÇALGI GİBİ YASLANMIŞIM KUCAĞINA
HER ÇIĞLIĞIM ONUN PARMAKLARINDAN



Mevlana dostlarına bir rubai daha

sevgilim dün yüzümü tırmaladı sarhoşlukla
sanki yanağım yanağından laleler toplamakta
dedim tırmalama yüzümü benim
yüzüm ki doğalı beri yüzünün kıblesine tapınmakta

İlahi tarafı nerede bir gösterseniz.?
İslmiyet nerede bir anlatsanız....?

VERNELLİ RUBAİLERDEN BİRİDE BU.
fakat burada.Vernelden başka şeylerde var müminlerin asla göremiyecekleri.
Bunu görseler gözleri açılacak.
Arkası yarın.

Yergin
10-10-2011, 13:16
Sevgili Mevlana dostları epey bir zaman sesinizi kestim .
Yüce Manitunun eleştirisi beni çok üzdüğü için bu konuyu tatile sokmuştum.
Paylaşım zevkim kırılmıştı.
Uzun süre izledim.
Mevlana yandaşlarının ötmelerini bekledim.
Kıytırık savunmalarını gülerek okudum.
Şimdi tekrar söylüyorum .
Mevlanacılar yazdıklarımı eleştirin .
En büyük evliyanız Mevlananın ne kadar arızalı bir insan olduğunu göstereceğim.
Sizlerin görüşlerinizi param parça edeceğim .Bekliyorum.
Şems Allahla cinsel ilişkide bulunduğunu söylüyor .
Cevap verin bu söylediğime.
Mevlananın yazdıklarına tek kelime eklemeden .Sizleri yerle bir edecem.
Bu arada bu meselenin önemini kavrayamamış Ateist arkadaşlarada sitem ediyorum.


Size acı bir gerçek söyleyim, bulunduğunuz siteyi siz daha tanımamışsınız. Bu site, kimsenin yerle bir edildiği site değil. Bu site, eleştirdiği kişilere ötün bakalım diye hitap edenlerin bulunduğu site değil.

Her kapıyı açık gören destursuz naralar atarak içeri giriyor. Evi sahiplenmekte ev sahibine değil de bizim gibi misafirlere düşüyor...

Keşke bu mesajı daha önce yazsaydınız, size cevap vermezdim o zaman.

Size, "yerle bir etme" de başarılar.

xcan
10-10-2011, 16:46
Yergin bey Mevlananın savunmasını bırakıp bana saldırmayı tercih etmişsin.
Bildiğim konuda tevazu göstermem şimdi yazdıklarımla ilgili bir görüşün varsa cevap verirsin yada vermezsin

Mevlânâ Şems-i Tebrizî'nin Kimya adında bir karısı vardı. Bir gün Şems hazretlerine kızıp Meram bağları tarafına gitti. Mevlânâ hazretleri medresenin kadınlarına işaretle: "Haydi gidin Kimya Hatuna buraya getirin; Mevlana, Şemseddin'in gönlü ona çok bağlıdır" buyurdu.
Bunun üzerine kadınlardan bir grup onu aramaya hazırlandıkları sırada Mevlânâ, Şems'in yanına girdi. Şems, şahane bir çadırda oturmuş, Kimya Hatunla konuşup oynaşıyor ve Kimya Hatun da giydiği elbiselerle orada oturuyordu.
Mevlânâ bunu görünce hayrette kaldı. Onu aramağa hazırlanan dostların karılan da henüz gitmemişlerdi. Mevlânâ dışarı çıktı. Bu karı kocanın oynaşmalarına mâni olmamak için medresede aşağı yukarı dolaştı. Sonra Şems "içeri gel" diye bağırdı. Mevlânâ içeri girdiği vakit, Şems'ten başkasını görmedi. Bunun sırrını sordu ve: "Kimya nereye gitti" dedi Mevlânâ.
Şems: "Yüce Tanrı beni o kadar sever ki istediğim şekilde yanıma gelir. Şu anda da Kimya şeklinde geldi" buyurdu, işte Bayezid'in hali de böyle idi. Tanrı ona daha sakalı bitmemiş bir genç şeklinde göründü.

Vahiyden Kültüre - Celaleddin Vatandaş, Pınar yayınları, İst-1991 - s.236,237 (Eflaki’den/2/67,70))

MENAKIB’ÜL ARİFİN II (Arifler’in Menkıbeleri)Ahmed Eflaki - Sultan Veled, Mevlana, Şems ve Kimya Hatun şirki (S.56-57)


Burada şems Allaha küfretmiş olmuyormu ?
Buna cevabın varmı?
Yürekli olun .
En büyük evliyanızı size gösteriyorum.
Araştırın aksini ispatlayın.
Siteye girişim nedense engellendi.
Site sizin olabilir .Ben yürekli bir türk aydınıyım.
Sizleri küflü rüyalarınızdan uyandırmak görevim.
Sözünüz varsa eğip bükmeden mertçe söyleyin.
Allaha küfreden evliyalarınızın şahını savunun.Kaynak veriyorum.
Ermiş Mevlana.
Çürük Mevlanaya karşı.
Gerçekler sizi acıtmasın.
Uslubumla kendini bozma.
Kendine bir iyilik yap inançlarını sorgula.

Bir ibretlik Mevlana Şems kıssası
Umarım gözleri açar
Yine dostların olgunlarından nakledilmiştir ki: bir gün kıskanç fakihler inkar ve inatları sebebiyle Mevlana’dan: “ şarap helal mıdır veya haram mı?” diye sordular.
Onların maksadı Şemseddin’in şerefine dokunmaktı. Mevlana kinaye yolu ile “İçse ne çıkar: Çünkü bir tulum şarabı denize dökseler deniz değişmez ve denizi bulandırmaz. Bu denizin suyu ile abdest almak ve onu içmek caizdir. fakat küçücük havuzu şüphesiz bir damla şarap pisletir. böylece tuzlu denize düşen herşey tuz hükmüne girer. Açık cevap şudur ki, eğer Mevlana Şemseddin şarap içiyorsa, herşey ona mübahtır. Çünkü o deniz gibidir. eğer bunu senin gibi bir kızkardeşi fahişe yaparsa, ona arpa ekmeği bile haramdır.” buyurdu.
MENAKIB’ÜL ARİFİN II (Arifler’in Menkıbeleri)Ahmed Eflaki - (cilt 2, sf. 72)

Buda Mevlana adlı Evliyanızın yüksek ahlakı hakkında fikir verir

Mevlana, Şemsi Tebriz’in ve şeyh Hasisi’nin edepsizlikleri (S.59-60) TASAVVUF BÜYÜKLERİNİN KENDİ ESERLERİNDEN KÜFÜR AKİDELERİ ! (kitap)

Yine Sultan Veled hazretlerinden nakledilmiştir ki: Bir gün Mevlânâ Şemseddin iyi ve namuslu kadınları övüyor ve onların iffet ve ismeti hakkında: "Bununla beraber bir kadına, Arşın üstünde bir yer verseler, onun nazarı birdenbire dünya üzerine düşse ve yeryüzünde intiaza gelmiş bir tenasül âleti görse deli gibi kendini ordan aşağı atar ve âletin üstüne düğer; çünkü kadınların mezhebinde ondan daha yüksek bir mertebe yoktur" buyurdu ve sonra şu hikâyeyi anlattı:
"Şam'da bulunan Şeyh Ali Hariri kademli, parlak kalbli, metanet sahibi bir kişiydi. Semâ esnasında, kime baksa derhal o, ona mürit olurdu. Giydiği hırka parça parça idi. (Bu yüzden) Semâ esnasında vücudunun her tarafı görünürdü. Halifenin oğlu da bunun menkıbelerini işittiği için, semâ'ım görmek istedi. Sema edenleri seyretmek için makam kapısından içeri girdiği vakit şeyhih nazarı ona ilişti. O derhal mürit oldu ve elbise giydi. Oğlunun şeyhe mürit olduğu haberi Mısır'da halifenin kulağına ulaştı. Son derecede canı sıkıldı. Şeyhi öldürmek istedi. Fakat şeyhin yüzünü görür görmez o da tam bir samimiyetle şeyhe teveccüh gösterdi. Halifenin karısı da onu görmek istedi. Şeyhi eve davet ettiler. Hatun ilerleyip şeyhin ayaklarına kapandı ve elini öpmek istedi. Şeyh tenasül âletini kaldırarak kadının eline verdi ve: "Senin istediğin o değil; budur" dedi ve semâ'a başladı. Bunun üzerine halifenin itikadı bir iken bin oldu.
TASAVVUF BÜYÜKLERİNİN KENDİ ESERLERİNDEN KÜFÜR AKİDELERİ ! (kitap)
MENAKIB’ÜL ARİFİN II (Arifler’in Menkıbeleri)Ahmed Eflaki - Mevlana Şemsi Tebriz’in ve şeyh Hasisi’nin edepsizlikleri (S.59-60)

Arkası yarın,hele biraz coşun daha nelerini ortaya dökecem.
Evliyalar şahınızın.
Siz bile tiksineceksiniz.
Kendimden zerre birşey katmadan.Sadece sizin kaynaklarınızdan.Hani sizlerin sadece öpüpte başınıza koyduğunuz.KUNDAKLAYIP DUVARLARA ASTIĞINIZ O ÇOK DEĞERLİ KİTAPLARINIZDAN.
Emek verip okuyarak elde ettiğimiz kanıtlarla .Opaslı fikirlerle sizleri yüzleştireceğim.
Kokuşmuş Evliyanızın taşıdığı illetler sizleri dahi tiksindirecek ,etmelide.
Fakat işin içinde çorba varsa kimse ikna olmıyacaktır.
O halde sözlerim çorbacılara değil.
Onuru yüksek dürüst inananlara ve aydın dostlara.
Devam edecek.
Site sizinmiş öylemi.
Devlet sizin olsa kaç yazar.
Ateş böceklerinin ışığa tutkusu benimki.
Işığa teslim olurum.Tehdit,zorbalık.ikiyüzlülük benim umursama sınırlarımın çok dışında.
Çıkarada metelik değer vermem.
Bana hiiiiççç kıvırmadan konuşacaksınız .Yalan deyin ,yanlış deyin eyvallah
Lafı tam ortadan konuşun,Tam ortadan.
Eğmeden ,bülmeden.
Selametle.
ŞİMDİDEN KAÇACAK DELİK ARAYACAKLARA SÖZÜM OLACAK .
kAÇMAYINDA BİRŞEYLER ÖĞRENİN.

Yergin
10-10-2011, 17:53
Sözlerinizin hepsi yalan, buyrun direk söyledim, bakalım karşılığında ne hakaret işiticeğiz.

Ayrıca, birisi, bir müslüman olarak sitenin benim olmadığımı arkadaşa aktarabilirse çok memnun olurum zira burada yazdıklarınıza inanmamızı isteyen xcan, bir müslüman olarak Turan Dursun sitesinin sanırım benim olduğumu zannediyor...

Ahhh ahhh. Nereden bulaştım da size cevap yazdım.

xcan
10-10-2011, 18:05
BÜTÜNÜYLE YALANLADIĞIN BİRÇOK ŞEYİN KAYNAĞINI GÖSTERMİŞİM.
öZELLİKLE İSTEDİĞİN KAYNAK VARSA GÖSTEREYİM KANITSIZ SÖZ ETMEM.


Mevlana'nın ve diğer mutasavvıfların küfür ve şirk sözleri (S.192-198) http://t1.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcSZCcM_lzp_b2DG14s1IGklZ3zLMeNKs gwhpM2Bfe-yeHolEXPmpw

Kendi kitabını vahiy ürünü gibi olduğu iddiasıyla Kur'an'la özdeştirip, Kur'an'ın özellik ve sıfatlarını kitabı içinde kullanan Celâleddin Rûmî şunları yazar:

"Bu kitap, Mesnevi kitabıdır. Mesnevi, hakikata ulaşma ve yakîn sırlarını açma hususunda din asıllarının asıllarının asıllarıdır. Tanrı'nın en büyük fıkhı, Tanrı'nın en aydın yolu, Tanrı'nın en açık burhanıdır. Mesnevi, içinde kandil bulunan kandilliğe benzer, sabahlardan daha aydın bir surette parlar... Kalblere cennettir; pınarları var. dalları var, budakları var. O pınarlardan bir tanesine bu yol oğulları Selsebil derler. Makam ve keramet sahiplerince en hayırlı duraktır, en güzel dinlenme yeridir. Hayırlı ve iyi kişiler orada yerler, içerler... Hür kişiler ferahlanır, çalıp çağırırlar. Mesnevi Mısır'daki Nil'e benzer; Sabırlılara içilecek sudur, Firavun'un soyuna sopuna ve kafirlere hasret. Nitekim Tanrı 'da "Hak onunla çoğunun yolunu azıtır, çoğunun da yolunu doğrultur" demiştir.
Şüphe yok ki, Mesnevi gönüllere şifadır, hüzünleri giderir, Kur'an'ı apaçık bir hale koyar, rızıkların bolluğuna sebep olur, huyları güzelleştirir. Şanları yüce, özleri hayırlı katiplerin elleriyle yazılmıştır, temiz kişiden başkasının dokunmasına müsade etmezler. Mesnevi Alemlerin Rabb'inden inmedir; Bâtıl ne önünden gelebilir, ne ardından. Tanrı onu korur gözetir; Tanrı en iyi koruyandır, merhametlilerin en merhametlisidir. Mesnevî'nin bunlardan başka lakkardeşrı da var, o lâkkardeşn verende Tanrı'dır.

bURADAKİ ALINTIYIDA VİCDANIN İLE OKU LÜTFEN

http://t2.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcTNSb8Hk9mMI8YUIWrW0SF07bH45V9Oz DyZaYHIzWdwrF8-srmVkA
Vahiyden Kültüre - Celaleddin Vatandaş, Pınar yayınları, İst-1991 - Mevlana'nın ve diğer mutasavvıfların küfür ve şirk sözleri (S.192-198)


Sultan Veled, Mevlana, Şems ve Kimya Hatun şirki (S.56-57)

Yine Sultan Veled'den nakledilmiş tir ki: Bir gün ileri gelen sofiler babam Hudavendigâr'dan: "Abu Yezid (Tanrı rahmet etsin), Ben Tanrı'mı daha sakalı bitmemiş bir genç şeklinde gördüm, buyuruyor. Bu nasıl olur?" diye sordular. Babam:
"Bunda iki hüküm vardır: ya Bayezit Tanrı'yı sakalı bitmemiş genç şeklinde görmüş, yahut Bayezid'in meylinden ötürü Tanrı onun gözüne bir genç çocuk suretinde gözükmüştür "dedi.

Yine buyurdular ki: Mevlânâ Şems-i Tebrizî'nin Kimya adında bir karısı vardı. Bir gün Şems hazretlerine kızıp Meram bağları tarafına gitti. Mevlânâ hazretleri medresenin kadınlarına işaretle: "Haydi gidin Kimya Hatuna buraya getirin; Mevlana, Şemseddin'in gönlü ona çok bağlıdır" buyurdu.
Bunun üzerine kadınlardan bir grup onu aramaya hazırlandıkları sırada Mevlânâ, Şems'in yanına girdi. Şems, şahane bir çadırda oturmuş, Kimya Hatunla konuşup oynaşıyor ve Kimya Hatun da giydiği elbiselerle orada oturuyordu.
Mevlânâ bunu görünce hayrette kaldı. Onu aramağa hazırlanan dostların karılan da henüz gitmemişlerdi. Mevlânâ dışarı çıktı. Bu karı kocanın oynaşmalarına mâni olmamak için medresede aşağı yukarı dolaştı. Sonra Şems "içeri gel" diye bağırdı. Mevlânâ içeri girdiği vakit, Şems'ten başkasını görmedi. Bunun sırrını sordu ve: "Kimya nereye gitti" dedi Mevlânâ.
Şems: "Yüce Tanrı beni o kadar sever ki istediğim şekilde yanıma gelir. Şu anda da Kimya şeklinde geldi" buyurdu, işte Bayezid'in hali de böyle idi. Tanrı ona daha sakalı bitmemiş bir genç şeklinde göründü.

Vahiyden Kültüre - Celaleddin Vatandaş, Pınar yayınları, İst-1991 - s.236,237 (Eflaki’den/2/67,70))

Kimya Şemsin karısı Şemsle SEVİŞİYOR
Mevlana kapıda.
Şems seviştiği kişinin Allah olduğunu söylüyor
Hayasızlık burada



Bu arada Evliyalar şahı Şems Şarapkolik

Fi hi ma fih http://www.tulumba.com/mmTULUMBA/Images/bk/zBK346215HH513_250.jpg Mevlana M.E.B çev meliha İlker ambarcı oğlu İstanbul 1990
Mesnevi Mevlana M.E.B çev. Veled İzbudak , gözden geçiren Abdulbaki Gölpınarlı , İstanbul 1990

http://t2.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcQid6FBa3gj15hCZ-C_XuXzXj1VrZImc7YrnVq2lhyXaEnFSglRMg http://t3.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcRF5FJGb1Fh9r3vub7ekyfnbRXkm7vk_ fu73ny1e8HTwv7LOhqoMw

Yine dostların olgunlarından nakledilmiştir ki: bir gün kıskanç fakihler inkar ve inatları sebebiyle Mevlana’dan: “ şarap helal mıdır veya haram mı?” diye sordular.
Onların maksadı Şemseddin’in şerefine dokunmaktı. Mevlana kinaye yolu ile “İçse ne çıkar: Çünkü bir tulum şarabı denize dökseler deniz değişmez ve denizi bulandırmaz. Bu denizin suyu ile abdest almak ve onu içmek caizdir. fakat küçücük havuzu şüphesiz bir damla şarap pisletir. böylece tuzlu denize düşen herşey tuz hükmüne girer. Açık cevap şudur ki, eğer Mevlana Şemseddin şarap içiyorsa, herşey ona mübahtır. Çünkü o deniz gibidir. eğer bunu senin gibi bir kızkardeşi fahişe yaparsa, ona arpa ekmeği bile haramdır.” buyurdu.
MENAKIB’ÜL ARİFİN II (Arifler’in Menkıbeleri)Ahmed Eflaki - (cilt 2, sf. 72)
Kaynaklı gördüğün gibi

BUDA KAYNAKLI

Mevlana, Şemsi Tebriz’in ve şeyh Hasisi’nin edepsizlikleri (S.59-60) http://t1.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcSRR1i8PxViIOcJpVErfjzoLQkSsd6C2 kAXnk2_Q5kGyNFFw4ZUKw

Yine Sultan Veled hazretlerinden nakledilmiştir ki: Bir gün Mevlânâ Şemseddin iyi ve namuslu kadınları övüyor ve onların iffet ve ismeti hakkında: "Bununla beraber bir kadına, Arşın üstünde bir yer verseler, onun nazarı birdenbire dünya üzerine düşse ve yeryüzünde intiaza gelmiş bir tenasül âleti görse deli gibi kendini ordan aşağı atar ve âletin üstüne düğer; çünkü kadınların mezhebinde ondan daha yüksek bir mertebe yoktur" buyurdu ve sonra şu hikâyeyi anlattı:
"Şam'da bulunan Şeyh Ali Hariri kademli, parlak kalbli, metanet sahibi bir kişiydi. Semâ esnasında, kime baksa derhal o, ona mürit olurdu. Giydiği hırka parça parça idi. (Bu yüzden) Semâ esnasında vücudunun her tarafı görünürdü. Halifenin oğlu da bunun menkıbelerini işittiği için, semâ'ım görmek istedi. Sema edenleri seyretmek için makam kapısından içeri girdiği vakit şeyhih nazarı ona ilişti. O derhal mürit oldu ve elbise giydi. Oğlunun şeyhe mürit olduğu haberi Mısır'da halifenin kulağına ulaştı. Son derecede canı sıkıldı. Şeyhi öldürmek istedi. Fakat şeyhin yüzünü görür görmez o da tam bir samimiyetle şeyhe teveccüh gösterdi. Halifenin karısı da onu görmek istedi. Şeyhi eve davet ettiler. Hatun ilerleyip şeyhin ayaklarına kapandı ve elini öpmek istedi. Şeyh tenasül âletini kaldırarak kadının eline verdi ve: "Senin istediğin o değil; budur" dedi ve semâ'a başladı. Bunun üzerine halifenin itikadı bir iken bin oldu.
http://t3.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcSDnSf5xO3q_6bTybxJkhfUUwl9ESXbj co6stlPqeppJfZoGrECOw
MENAKIB’ÜL ARİFİN II (Arifler’in Menkıbeleri)Ahmed Eflaki - Mevlana Şemsi Tebriz’in ve şeyh Hasisi’nin edepsizlikleri (S.59-60)

Orjinali konyadaki mevlana müzesinde ; mevlananın kendi el yazması iledir :

Mevlâna ve Şems arasında geçtiği söylenen hadisede de görüldüğü gibi, Vahdet-i vücud, kadın kılığına giren Tanrı ile seviştiğini iddia etmektir. Ne gariptir ki; ALLAH'a söverek nara atan sarhoş bir sokak serserisini, öldürmeye-dövmeye kalkan sofî, Şems ile Mevlana arasında geçtiği söylenen şu hadiseyi kutsar veya sessiz kalır:

"Mevlana Şemsin yanına girdi. Şems şahane bir çadırda oturmuş Kimya Hatun ile oynaşıyordu. Mevlana dışarı çıktı. Bu karı koca oynaşmalarına mani olmamak için medresede aşağı yukarı dolaştı.
Sonra Şems (Mevlâna'ya) içeri gel diye seslendi. Mevlana içeri girdiğinde Şems'ten başkasını görmedi. Kimya nereye gitti? dedi.
Şems 'Yüce Tanrı beni o kadar severki, istediğim şekilde yanıma gelir. Şu anda da Kimya Hatun şeklinde geldi' buyurdu.

MENAKIB’ÜL ARİFİN I (Arifler’in Menkıbeleri)Ahmed Eflaki

yalancılıkla suçladınmı ben incinmem adam olanın yüzüne kanıtlarımı bir şamar gibi yapıştırırım


İŞTE MEVLANANIN PROTO TİPLERİNE ÖRNEK

Yine sultan veled buyurdu ki: bir gün babam medresede bilgiler saçıyordu. (bu arada) “halis mürid kendi şeyhinin herkesten üstün olduğuna inanan kimsedir. Mesela: bir adam beyazid (bistami)’nin müridlerinden birine “senin şeyhin mi büyük, yoksa ebu hanife mi?” diye sordu.
Mürid “benim şeyhim” diye cevap verdi. (Nihayet) o birer birer bütün sahabeyi saydı, fakat mürid yine şeyhinin hepsinden büyük olduğunu söyledi.
Sonra “Muhammed mi büyük, senin şeyhin mi?” dedi.
En sonunda “ALLAH mı büyük, yoksa senin şeyhin mi diye sordu?
Mürid “ben ALLAH’ı şeyhimle gördüm, şeyhimden başka bir şey tanımam, hep onu tanırım.” dedi.
Başka bir müridden de “ALLAH mı büyük yoksa senin şeyhin mi?” diye sordu. Bu mürid de “bu iki büyük arasında hiçbir fark yoktur” dedi.

Ariflerden biri de “bu iki büyükten daha büyük biri lazımdır ki o farkı ortaya koysun” demiştir. Nitekim buyurmuştur ki :
“ ALLAH görünmediği için peygamberler onun naibi olmuşlardır.
Hayır böyle de değil.
Bu naible, naibin naibliğinde bulunduğu kimseyi ayırmak çirkin şeydir.
burada ikilik yoktur.”
(MENAKIB’ÜL ARİFİN I (Arifler’in Menkıbeleri)Ahmed Eflaki cilt 1, sf. 324-325)



yüce evliyaullahınızın dini

Kendilerini islâm'a nisbet eden kitlelerin nezdinde ALLAH dostu,veli(!) diye tanımlandıkları halde bu insanlar müslüman oluşlarının, gerçekte bir din tercihi olmadığını, çünkü aynı zamanda yahudi, hırıstiyan, mecusi v.s dinlerin de müntesibi olduklarını çok açık bir şekilde ifade ederler:

"...Celâleddin er-Rumî "Divan"ında şöyle diyor:

"Canım, ey nur, kaçma benden!
Kaçma benden ey parlayan görünüm,
Kaçma benden kaçma benden!
Şu sarığa bak, onu nasıl başıma koydum,
Hatta bileğime taktığım Zerdüşt'ün zünnarına bak!
Zünnarı taşırım, yemliği taşırım.
Belki nuru taşırım, kaçma benden!
Müslümanım ben, ama Hırıstiyanım, Brahmanistim, Zerdüştiyim.
Ey yüce Hakk, sana tevekkül ettim, kaçma benden.
Bir tek tapınağım; mescid, kilise veya puthanem yok benim.
Sonsuz nimetim yüce yüzündedir, kaçma benden kaçma benden!"
(Teorik ve Pratik Açıdan Tasavvuf ve İslâm.S.160 (Dr. Mustafa Galveş, et-Tasavvuf fi’l- Mizan, 100-101’den))

"Ne lazım gelir ey müslümanlar ki ben kendimi bilmiyorum?
Ne Hıristiyan, ne Yahudi, ne Ermeni, ne de Müslümanım"
(Ahmet Kisravi. Edebiyat Üzerine. s.78. Perçem Yay. 4.baskı. (Farsça))

Evliyaullahların şahından Erotik sapıklıklar Mesneviden

"..Bir halayık (hizmetçi), şehvetinin çokluğundan, hırsının fazlalığından bir eşeği kendisine alıştırmıştı. O eşek kendisine yakınlaşmayı adet edinmiş, insana yakın olmayı öğrenmişti. O hilebaz halayığın bir kabağı vardı. Eşek kendisine ölçülü yaklaşsın diye kabağı eşeğin aletine takardı. Yakınlaşma zamanında aletin yarısı girsin diye bu işi yapmaktaydı. Çünkü eşeğin aleti tamamiyle girse, rahmi de parçalanırdı, damarları da... Eşek, boyuna zayıflayıp durmaktaydı. Eşeğin sahibiolan kadın da neden bu eşek böyle zayıflıyor, neden böyle kıl gibi inceliyor deyip dururdu.
Fakat işin ne olduğunu anlamakta acizdi. Nalbantlara, illeti nedir, neden zayıflamakta diye gösterdiyse de, onda hiçbir illet görünmedi, kimse bunun iç yüzünü haber veremedi. Kadın, bu işin aslını adamakıllı araştırmaya başladı. Her an eşeğin haline, dikkat etmekte, neden böyle zayıfladığını bulmaya çalışmaktaydı. İnsanın, adamakıllı çalışmaya kul olması gerektir. Çünkü birşeyi iyice arayan, nihayet bulur. Eşeğin haline dikkat edip dururken bir de ne görsün? O nergisceğiz, eşeğin altına yatmıyor mu? Bunu kayıpın yarığından gördü, bu hale pek şaştı. Eşek, erkekler, kadınlar nasıl yakınlaşırsa aynen onun gibi halayığa yakınlaşmış, işini becermekteydi. Kadın hasede düştü. Dedi ki:
“Bu eşek, benim eşeğim, nasıl olur bu iş? Bu işin bana olması lazım, ben bu işte daha ehilim. Eşek işi öğrenmiş, alışmış. Adeta sofra yayılmış, mum da yanmış. Görmemezlikten gelip ahırın kapısını vurdu. “A kız, ne vakte dek ahırı süpürüp duracaksın?” dedi. Bu sözü, işi gizlemekiçin söylüyor, ben geldim kapıyı aç diyordu. Sustu, halayığa hiçbir şey söylemedi. Bu işe tamah ettiği için işi gizledi. Halayık, bütün fesat aletlerini gizleyip kapıyı açtı. Yüzünü ekşitip gözlerini yaşatarak dudaklarını oynatmaya başladı, güya oruçluyum demek istiyordu.
Eline sapı yıpranmış bir süpürge aldı, develerin yatması için ahırı süpürüyor göründü. Elinde süpürge kapıyı açınca kadın, dudak altından, seni usta seni, dedi. Yüzünü ekşittin, eline süpürgeyi aldın, iyi fakat yemeden, içmeden kesilmiş eşeğin hali ne? İşi yarıda kalmış, öfkeli, aleti oynayıp durmada, gözleri kapıda, seni beklemede. Bunu dudağı altından söyledi, halayıktan gizledi. Onu suçsuz gibi ululayıp dedi ki, tez çarşafını başına al. Filan eve git benden selam söyle. Şunu söyle, böyle yap, şöyle et. O işi görmezlikten gelen kadın, onu yola vurunca, zaten şehvetten sarhoş olmuştu, hemen kapıyı kapadı, oh dedi. Yalnız kaldım, ağıra bağıra şükredeyim. Artık erkeklerin kah tam, kah yarım yamalak yakınlaşmasından kurtuldum. Kadının keçileri, sanki bini bulmuştu, öyle neşelendi. Eşeğin şehvet ateşiyle kararsız bir hale drüştü.... Kadın, kapıyı kapadı, sevine sevine eşeği kendisine çekti, cezasını da tattı ya! Eşeği çeke çeke ahnırın ortasına getirdi.
O erkek eşeğin altına ayttı. O kahpe de muradına ermek üzere halayığın yattığını gördüğü sekiye yatmıştı. Eşek ayağını kaldırıp aletini daldırdı. Eşeğin aletinden kadının içine bir ateştir düştü. Alışmış eşek, kadına abandı, aletini ta hayalarına kadar sokar sokmaz kadın da geberdi. Eşeğin aletinin hazından ciğeri parçalandı, damarları koptu, birbirinden ayrıldı. Soluk bile alamadan derhal cen verdi. Seki bir yana düştü, o bir yana. Ahırın içi kanla doldu, kadın baş aşağı yıkıldı, öldü. Kötü bir ölüm, kadının canını aldı. Kötü ölüm, yüzlerce rezillikle gelip çattı bakardeşiğım. Sen hiç eşeğin aletinden şehit olmuş insan gördün mü?....” (Mesnevi-Celaleddin Rumi c: 5 s: 112-116)

Mesnevi erotizmi şu ibarelerle devam etmektedir:

“Bir oğlancı, evine bir oğlan götürdü. Onu başaşağı edip düzmeye koyuldu. Bu sırada o mel’un çocuğun belinde bir hançer gördü. Dedi ki: “Belindeki ne?” Oğlan: “Kötü düşünceli biri, hakkımda kötü bir düşünceye kapılırsa bununla karnını deşeceğim diye cevab verdi. Oğlancı, Tanrı’ya homdolsun dedi, iyi ki ben sana bir hile yapıp kötü bir düşünceye kapılmadım.” (Mesnevi-Celaleddin Rumi c: 5 s: 205)
Arkası yarın...

Yergin
10-10-2011, 18:25
Kimya Şemsin karısı Şemsle SEVİŞİYOR
Mevlana kapıda.
Şems seviştiği kişinin Allah olduğunu söylüyor
Hayasızlık burada


Bakın xcan, yaşınız kaç bilmiyorum ama,

1. si, hiç bir doğru düzgün kitapta Allah için Tanrı diye bahsedildiğini göremezsiniz. Gördünüz mü? Benim için o kitap yalanlarla doludur.

2. si, bu yukarıda yazdığıklarınızı tekrar okuyun.

Kimya Şemsin Karısı Şemsle sevişiyor?

Bu nasıl bir cümledir? Aynı yazıları tekrar tekrar koyduğunuzda daha mı bir doğru oluyor sanıyorsunuz? Yok Şems Mevlana'ya kızmış gitmiş, Mevlana kadınlara Kimya'yı bulun getirin demiş, daha kadınlar gitmeden Mevlana, Şems'in yanına girdiğinde yanında Kimya'yı görmüş...

Ee hani kızmış gitmişti?

Birde yazdığınız mesajları şöyle değerlendirin. Sizi, benden başka muhatap alan varmı?

xcan
10-10-2011, 18:37
Kimya Şemsin karısı. Şemsle SEVİŞİYOR
Mevlana kapıda.
Şems seviştiği kişinin Allah olduğunu söylüyor
Hayasızlık burada

Ben nokta koymamışım,anlamı ise eksiksiz vermişim.
Benimle tartışan sadece sende olsan veya Birleşmiş milletlerdeki tüm insanlarda olsa tavrım değişmez.
Mevlana hakkında beynindeki en küçük itiraz dahi ruhunu kanatır.
Kaynağı yazmışım sen .
Şu haysiyet fukarası Şemse bak ,diyeceğin yerde bana kızıyorsun.
Bana kızabildiğin kadar kız.
Tek sen gerçeği görsen bile değerli benim için.
Evliya ise Şemsin Allaha küfrüne gık bile diyemiyor.
Şarapçı Şems denen Moğol ajanına ses çıkartamıyor.
Rezillik.


Size birde You tube linki ekledim İşte Mevlananız
http://www.youtube.com/watch?v=hqnNYqEppJc&feature=player_detailpage

Bu iki videoyu iyi izleyin Mevlana aşıkları
Mikail Bayram Türkiyenin en değerli profesörlerinden

http://www.youtube.com/watch?feature=player_detailpage&v=24h9KdqPAkk

http://www.youtube.com/watch?feature=player_detailpage&v=kPt7aGHtoGc

yamans
11-10-2011, 13:48
xcan tüm mesajlarını tek bir mesajda toplasaydın daha iyi olurdu sanki.

xcan
12-10-2011, 16:46
xcan tüm mesajlarını tek bir mesajda toplasaydın daha iyi olurdu sanki.
Sevgili arkadaşım belki haklısınız fakat herkes görüş belirtiyor bende sırama göre yazıyorum.
Gördüğünüz gibi Mevlana dostları minderden kaçtılar.
Oysa ben henüz ısınmadım bile. Bekliyorum Gladyatörlerini yere sermek için.
Onlar konuşmaya korkuyorlar.Çünki heybelerinde zerre kadar bilgi yok.
Sadece cehalet ve boş inançları ilede tartışamıyorlar.
Evliya diye göklere çıkardıkları kişilerin bir çoğunu inceleme fırsatım oldu.
Müslüman kardeşlerimiz bunları incelese gözleri açılacak.
Bu evliyalara inanın selam bile vermezler o zaman.
Şimdi ben bekliyeceğim.
ELİMDE MEŞE SOPASI

xcan
13-10-2011, 17:57
Mevlana bu satirlari tebrizli Şemseddine söylüyor.


Sevgilim! Senin askının yoluna dösenmisim; basıp geçmen için yerlere serilmisim! Yanıyorum; ne olur atesime su
serp! Ey dünyadaki gizli ay, ey Tebrizli Semseddin!..

Ey sevgili! Ayrılık pek zor, hele birbirine sarıldıktan, dudak dudaga öpüstükten sonra gelen ayrılık!

ay yüzlü, şeker dudaklı, gümüş baldırlı güzellerin hepsi de sensin.

0 güzel dudaklarını kulagımın üstüne koy! Gerçi simdi gecedir, tenhayız kimse duymaz ama yine sen dudaklarını
kulagıma o kadar sıkı yapıstırır ki' rüzgar bile gizlice o sırları duymasın.

Dudaklarını dudaklarıma korsan mest olursun. Bu isi bir dene! 0 zaman anlarsın ki ben üzüm sarabından da asagı
degilim.


Aşk ı mevlana

undersun
14-10-2011, 23:52
Şimdi mevlana Eşcinsel olsa ne olur olmasa ne olur benim inancıma hiçbir etkisi olamaz...
Kuranı kerimde İsmi geçen bir adamda değil..Bu adamın izinden gideceksinizde demiyor...Ee banane mevlanadan ki?? amaacınız ne anlamadım..yine çok komiksiniz yaw:))

Şimdi bülent ersoyda türkk Ee hepimiz eşcinselmiyiz yanii saçmalığın daniskası yinee...

upuaut
23-10-2011, 02:01
Vallahi xcan'ın verdiği örnek karşısında ne diyeceğimi bilemiyorum. Fakat önceki örneklerde bu durumu sezinleyememiştim.

Neyse, hazır konu buradan açılmışken size bir soru sorayım.

"İstanbul Kanatlarımın Altında" filminde IV. Murat'ın eşcinsel olarak gösterilmesi, bu film 1996'da vizyona girdikten sonra bayağı bir tepki toplamıştı. Bu filmi gayet dikkatli bir şekilde izlemiştim. Acaba gerçekten de durum filmde anlatıldığı gibi midir?

Gerçi filmin senaristi Mustafa Altıoklar filmi genel olarak kritize ederken, film ile gerçeklerin 1-1 aynı olması gerekmez diye bir açıklama yapmıştı ama, benim kafam yine de karışık. Yani IV. Murat gerçek hayatında filmdeki bir oğlanı mı seviyordu? Böyle bir düşkünlüğü var mıydı? Annesi Hürrem Sultan bu oğlanı boğdurdu mu?

Arkadaşlar, siz bu soruların yanıtlarını ararken bu arada küçük bir bilgi vereyim.

Bir gün Topkapı Sarayı'nı gezerken IV. Murat'ın elbiselerinin sergilendiği bölümü de gezmiştim. Elbiselerinin ölçülerinden Sultan Murat'ın çok güçlü biri, dolayısıyla onun hakkında bir oturuşta bir kuzuyu yerdi, elleriyle 100 kiloluk gürzleri kaldırıyormuş, Haliç'in bir kıyısından ok attığı zaman ok öteki kıyıya geçiyormuş şeklindeki rivayetlerinin doğru olduğu anlaşılıyor.

Elbislerinden biri, üzerinde dua ve muskaların olduğu tılsımlı gömleği idi. Sizce, böyle bir gömleğe sahip olan birisi filmdeki gibi olabilir mi?

Osmanli
23-10-2011, 02:33
Sevgili Mevlana dostları epey bir zaman sesinizi kestim .
Yüce Manitunun eleştirisi beni çok üzdüğü için bu konuyu tatile sokmuştum.
Paylaşım zevkim kırılmıştı.
Uzun süre izledim.
Mevlana yandaşlarının ötmelerini bekledim.
Kıytırık savunmalarını gülerek okudum.
Şimdi tekrar söylüyorum .
Mevlanacılar yazdıklarımı eleştirin .
En büyük evliyanız Mevlananın ne kadar arızalı bir insan olduğunu göstereceğim.
Sizlerin görüşlerinizi param parça edeceğim .Bekliyorum.
Şems Allahla cinsel ilişkide bulunduğunu söylüyor .
Cevap verin bu söylediğime.
Mevlananın yazdıklarına tek kelime eklemeden .Sizleri yerle bir edecem.
Bu arada bu meselenin önemini kavrayamamış Ateist arkadaşlarada sitem ediyorum.

ey gülüp duran sevgili, ey cana can katan dilber. sekerler saçan o iki yakut dudagından sadaka olarak gizlice bir
öpücük ver!
dudaklarını dudaklarıma korsan mest olursun. bu isi bir dene! 0 zaman anlarsın ki ben üzüm sarabından da asagı
degilim." Mevlana Celalettin


SEVGİLİNİN İZİ VAR HER YERİMDE
SEVGİLİNİN DİLİDİR HER PARÇAM
ÇALGI GİBİ YASLANMIŞIM KUCAĞINA
HER ÇIĞLIĞIM ONUN PARMAKLARINDAN



Mevlana dostlarına bir rubai daha

sevgilim dün yüzümü tırmaladı sarhoşlukla
sanki yanağım yanağından laleler toplamakta
dedim tırmalama yüzümü benim
yüzüm ki doğalı beri yüzünün kıblesine tapınmakta

İlahi tarafı nerede bir gösterseniz.?
İslmiyet nerede bir anlatsanız....?

VERNELLİ RUBAİLERDEN BİRİDE BU.
fakat burada.Vernelden başka şeylerde var müminlerin asla göremiyecekleri.
Bunu görseler gözleri açılacak.
Arkası yarın.
ne güzelde yazmissin simdi bi sorum var biz hocalarimizdan duyuyoruz kitaplardan okuyoruz mantiklica düsünüyoruz ve böyle bi sacmaligin olmiyacagi kanaatine variyoruz simdi ben sana soruyorum ey gayrimüslim benim sana inanmam icin birtane delil göster bunlarin Hz.Mevlanaya ait oldugunu göster neyaptin zaman tuneline binip ordan buraya 3g görüsmesimi yapcaksin, kameraya cekip banami göstereceksin yada okadar eminsin ya sahit olmus gibi bana tekrar bunlarimi anlatacaksin, yada adam olup susacakmisin...

Neva
23-10-2011, 03:28
ne güzelde yazmissin simdi bi sorum var biz hocalarimizdan duyuyoruz kitaplardan okuyoruz mantiklica düsünüyoruz ve böyle bi sacmaligin olmiyacagi kanaatine variyoruz simdi ben sana soruyorum ey gayrimüslim benim sana inanmam icin birtane delil göster bunlarin Hz.Mevlanaya ait oldugunu göster neyaptin zaman tuneline binip ordan buraya 3g görüsmesimi yapcaksin, kameraya cekip banami göstereceksin yada okadar eminsin ya sahit olmus gibi bana tekrar bunlarimi anlatacaksin, yada adam olup susacakmisin...

Sayin Osmanli;

Once uslubumuza dikkat edersek daha saglikli tartisma yapabiliriz.

Konulan alintilarin(rubailer vs.) tumu Mevlana'ya aittir.

Escinsellik inanilacak bir durum degil, aksine bilinecek bir durumdur. Escinsellik sacmalik diye aciklanabilecek birsey de degildir.

Sizin hocalarimiz diye addettiginiz kisiler acaba zaman tuneline gidip gelmis veya 3G konusmasi yapmis kisiler midir ki soylediklerinizin dogru oldugunu kabul edelim?

zoomzoom
23-10-2011, 23:33
Sayin Osmanli;

Once uslubumuza dikkat edersek daha saglikli tartisma yapabiliriz.

Escinsellik inanilacak bir durum degil, aksine bilinecek bir durumdur. Escinsellik sacmalik diye aciklanabilecek birsey de degildir.


Ama eşcinsellik islamiyete göre haram olan birşeydir.. Ve mesajda müslümanların ve hatta tüm dinlerin mensuplarının sevdiği bir alime eşcinsel diye bir ithamda bulunuluyor. Siz rubailerini okudunuz mu acaba? Yada bütün mesneviyi? Benim çevirdiğim ve yazdığım mesneviyi okurlarsa mevlanaya tanrı bile diyen çıkabilir :) şaka bir yana, orjinalinde böyle bir yazı ben hatırlamıyorum açıkcası..

TUBA
23-10-2011, 23:53
Ama eşcinsellik islamiyete göre haram olan birşeydir
haram olan şeyi allah neden yaratıyor? dalga mı geçiyor? bence sen eşcinselliğin ne anlama geldiğini ve sonra birçok hayvanda da eşcinsellik olduğunu bi öğren.

xcan
24-10-2011, 00:16
Mevlanayı bildiklerini sananlar;
Maalesef yazdıklarıma yanıttan hala çok uzaktalar.
Ben yazdıklarımı belgelerim siz canınızı sıkmayın.
Bakın Yüceler yücesi vernelli şeyh ne diyor .
Kaynağı ile birlikte.
Eminim kıvrım kıvrım ,kıvrana kıvrana üretilmiş boş lakırdılar duymaya devam edeceğim
Olsun,Daha yeni başladık

Eblehan ta'zim-i mescid mîkünend Der cefâ-i ehl-i dil cidd mikunend An mecazest, in hakikat, ey haran! Niş mescid cüz derjun-i serverân.
(Camiye hürmet eden aptallar, durmadan gönül ehlini incitiyorlar! Ey Eşekler, o mecaz, bu hakikattir! Büyüklerin ve gönül ehlinin derunundan başka mescid mi var?)

Vahiyden Kültüre - Celaleddin Vatandaş, Pınar yayınları, İst-1991 - Yunus Emre ve Celaleddin şeriati aşağılama tavırları (S.71-72)

Mevlana'nın ve diğer mutasavvıfların küfür ve şirk sözleri (S.192-198)

zoomzoom
24-10-2011, 00:18
haram olan şeyi allah neden yaratıyor? dalga mı geçiyor? bence sen eşcinselliğin ne anlama geldiğini ve sonra birçok hayvanda da eşcinsellik olduğunu bi öğren.

öncelikle lütfen tabirlerinizde insanları kırmamaya özen gösteriniz. En azından kendi fikirlerinize saygı açısından. lütfen diyorum kesinlikle kınama amacım yok..

Cevabınıza gelince, Hayvanların, insanlar ve cinler gibi ibadet ve iman açısından zorunlulukları yoktur. Ben eşçinselliği yeterince bildiğimi düşünüyorum ama kaçırdığım bir yer olabilir, anlanması güç olan bir yer? Aydınlatırsanız sevinirim. Ayrıca ilk dediğiniz şey için çok fazla cevap verilebilir. En kısası Allah(cc) bu dünyayı bizim için bir sınav olarak bildirdi, ve sınavda yanlış şıklar olmadığı zaman kimin daha iyi hazırlandığını nasıl bilebiliriz? Harama uymayan için vaadler verildi ve uzak durmamız istendi bu yüzden! Üstelik "eşcinselliği O yarattı" gibi bir cümleyi çözemedim gerçekten. Burada işin cinsellik boyutuna girmem mümkün değil biliyorsunuz. Ama kadın ve erkeğin ayrı yaratılma sebebi üremektir.. Katı kurallarım yoktur kendimce, Eşcinsel üreyebilen insan varsa bende sorgulamaya hazırım. Saygılar..

xcan
24-10-2011, 00:22
Buda cabası umarım şeyhinizi(Şeyhlerin pirini)iyi tanırsınız
Ne Namaza ne kurana değer veriyor.
Sadecece kendisine körce tutkulu müritler istiyor zavallı



Mâ zi Kur'an bergüzidem magzrâ Post ra piş-i seghan endahtim
(Biz Kur'an'ın özünü, ruhunu, içini ve cevherini aldık. Postunu köpeklerin önüne attık.)(Uludağ, 141, 204)
Vahiyden Kültüre - Celaleddin Vatandaş, Pınar yayınları, İst-1991 - Yunus Emre ve Celaleddin şeriati aşağılama tavırları (S.71-72)

Mevlana'nın ve diğer mutasavvıfların küfür ve şirk sözleri (S.192-198)

zoomzoom
24-10-2011, 00:23
Mevlanayı bildiklerini sananlar;
Maalesef yazdıklarıma yanıttan hala çok uzaktalar.
Ben yazdıklarımı belgelerim siz canınızı sıkmayın.
Bakın Yüceler yücesi vernelli şeyh ne diyor .
Kaynağı ile birlikte.
Eminim kıvrım kıvrım ,kıvrana kıvrana üretilmiş boş lakırdılar duymaya devam edeceğim
Olsun,Daha yeni başladık

Eblehan ta'zim-i mescid mîkünend Der cefâ-i ehl-i dil cidd mikunend An mecazest, in hakikat, ey haran! Niş mescid cüz derjun-i serverân.
(Camiye hürmet eden aptallar, durmadan gönül ehlini incitiyorlar! Ey Eşekler, o mecaz, bu hakikattir! Büyüklerin ve gönül ehlinin derunundan başka mescid mi var?)

Vahiyden Kültüre - Celaleddin Vatandaş, Pınar yayınları, İst-1991 - Yunus Emre ve Celaleddin şeriati aşağılama tavırları (S.71-72)

Mevlana'nın ve diğer mutasavvıfların küfür ve şirk sözleri (S.192-198)

Bu cümleleri okuyup anlayamamışsanız rica ederim tekrar tekrar okuyunuz.. Bunları yalanlamak için bilmemek gerekir. Ama anlamak için kalbiniz O'na aşık olmalıdır.

Buda cabası umarım şeyhinizi(Şeyhlerin pirini)iyi tanırsınız
Ne Namaza ne kurana değer veriyor.
Sadecece kendisine körce tutkulu müritler istiyor zavallı



Mâ zi Kur'an bergüzidem magzrâ Post ra piş-i seghan endahtim
(Biz Kur'an'ın özünü, ruhunu, içini ve cevherini aldık. Postunu köpeklerin önüne attık.)(Uludağ, 141, 204)
Vahiyden Kültüre - Celaleddin Vatandaş, Pınar yayınları, İst-1991 - Yunus Emre ve Celaleddin şeriati aşağılama tavırları (S.71-72)

Mevlana'nın ve diğer mutasavvıfların küfür ve şirk sözleri (S.192-198)

Konunun bu sözlerle hiç bir alakası yoktur, ama yinede söyleyim, sözleri çarpıtıyorsunuz ve bir kafirin kitabından alıntı yapıp savunuyorsunuz! Saygısızlık yapmak istemezdim ama Postunu köpeklerin önüne attık derken oradaki köpekler bize göre kafirler dediklerimiz oluyor(Sizler.)

xcan
24-10-2011, 00:28
Bu cümleleri okuyup anlayamamışsanız rica ederim tekrar tekrar okuyunuz.. Bunları yalanlamak için bilmemek gerekir. Ama anlamak için kalbiniz O'na aşık olmalıdır.
Tüm mesajlarımı kaydet oku,ve sonra cevap yaz.boş konuşma lütfen.
Mevlanada .Din iman ahlak hak getire.
Mesnevide anlattığı erotik hikayeleri hiç okumamışsınız bile.

zoomzoom
24-10-2011, 00:34
Tüm mesajlarımı kaydet oku,ve sonra cevap yaz.boş konuşma lütfen.
Mevlanada .Din iman ahlak hak getire.
Mesnevide anlattığı erotik hikayeleri hiç okumamışsınız bile.

İnsanlığın koruyucularından çok güzel tabirler duyuyorum. Ben size saygı duyup, sizin inanmama sebeplerinizi tartışmak için buradaydım ama siz(sen) at gözlüğü ile bakmak istiyorsunuz, tartışmaya açık değilsiniz.. ben neyi okuduğumu biliyorum ama size anlatamıyorum üzgünüm. Size göre eşcinsel, bana göre(5Yıl Üni. için Konya'da bulundum) farklı boyutta..

xcan
24-10-2011, 00:42
Divanı kebir
(c. III, 1312)
• 0 tatlı dilli sevgili, bir yolunu bulup beni aldattı. Dedi ki: "Kalk, akik kadehi eline al, bana yeni bir şiir söyle!"
• Ben kendi sakimin kölesiyim. îşvelerinin tutkunuyum. Çünkü şükür hoş yaşayışın lezzetidir. Şarap da güzel arkadaştır.
• Aşıklıkla, mestlikle seçilmiş kişiler ne güzel kişilerdir. Onlar çerağ gibi geceleri aydınlatırlar, gündüzleri de güneş gibidirler.
• Siz ve iyiden, kötüden ne murad ettinizse, neyi diledinizse onların hepsi sizin olsun. Sakînin kaldığı yer ve şarap kadehleri de benim olsun.
• 0 yakut şarabı getir ki kıvılcımlarından ruh madenlerine ateşler düşsün, yüz binlerce coşkun yangınlar olsun.
• Aşkın kemali sevgili ile içli dışlı olmaktır. Kavrulmuş un ile yağın birleşmesi gibi.
• Toprak Allah'ın lütfettiği tertemiz hakîkatlerle içli dışlı olunca, o başarıyı daima şükran secdeleri ile karşılar ve canlılara çeşitli nimetler doğurur, bağışlar.

aşağıdaki sözler mevlana'nın şems-i tebrizi'ye yazdığı dizelerdir. ilişkinin türüne siz karar verin.

" onu görünce gözlerim kamastı; bir an yüzüne hayranlıkla baktım. "ey güzel dilberim!" dedim. "ey sudan yaratılmıs
atesli güzel!
ey benim güzelim! onun cana canlar katan yüzü tıpkı bu yüz! allah hakkı için söylüyorum; gönüller kapan çalgıcım
bu mu? îste bu!..
sevgilim! senin askının yoluna dösenmisim; basıp geçmen için yerlere serilmisim! yanıyorum; ne olur atesime su
serp! ey dünyadaki gizli ay, ey tebrizli semseddin!..

zoomzoom
24-10-2011, 00:50
Divanı kebir
(c. III, 1312)
• 0 tatlı dilli sevgili, bir yolunu bulup beni aldattı. Dedi ki: "Kalk, akik kadehi eline al, bana yeni bir şiir söyle!"
• Ben kendi sakimin kölesiyim. îşvelerinin tutkunuyum. Çünkü şükür hoş yaşayışın lezzetidir. Şarap da güzel arkadaştır.
• Aşıklıkla, mestlikle seçilmiş kişiler ne güzel kişilerdir. Onlar çerağ gibi geceleri aydınlatırlar, gündüzleri de güneş gibidirler.
• Siz ve iyiden, kötüden ne murad ettinizse, neyi diledinizse onların hepsi sizin olsun. Sakînin kaldığı yer ve şarap kadehleri de benim olsun.
• 0 yakut şarabı getir ki kıvılcımlarından ruh madenlerine ateşler düşsün, yüz binlerce coşkun yangınlar olsun.
• Aşkın kemali sevgili ile içli dışlı olmaktır. Kavrulmuş un ile yağın birleşmesi gibi.
• Toprak Allah'ın lütfettiği tertemiz hakîkatlerle içli dışlı olunca, o başarıyı daima şükran secdeleri ile karşılar ve canlılara çeşitli nimetler doğurur, bağışlar.

Ah be güzel arkadaşım, şarap Mevlana için nedir bilirmisin ki sadece okuyarak bir kanıya varıyorsun? Sevgili kimdir onun için? Hepsini unutalım gitsin de Mevlana nasıl tatlı dillidir bilirmisin ki..

Mevlânâ,Şems ile Konya'da buluştuğu zaman tamamıyle kemale ermiş bir şahsiyetti.

Şems, Mevlanâ'ya ayna oldu. Mevlânâ,Şems'in aynasında gördüğü kendi eşssiz güzelline hayran oldu. Diğer bir ifadeyle Mevlânâ,gönlündeki Allah aşkını Şems'te yaşattı. Mevlânâ'nın Şems'e olan sevgisi,Allah'a olan aşkının ölçüsüdür.

Çünkü Mevlânâ,Şems'te Allah cemalinin parlak tecellilerini görüyordu.Mevl'anâ açılmak üzere olan bir güldü. Şems ona bir nesim oldu. Mevlânâ bir aşk şarabı idi,Şems ona kadeh oldu. Mevlânâ zaten büyüktü,Şems onda bir gidiş,bir neşve değişikliği yaptı.Mevlânâ ile Şems üzerine söz tükenmez.Son söz olarak şöyle söyleyelim,Şems Mevlânâ'yı ateşledi,ama karşısında öyle bir volkan tutuştu ki,alevleri içinde kendi de yandı.

ŞEMS-İ TEBRİZİ HAZRETLERİ'NİN KONYA'DAN AYRILIŞI
Şems ile buluşan Mevlânâ,artık vartini Şems'in sohpetlerine hasretmiş,Şems'in nurlarına gömülüp gitmiş,artık bambaşka bir aleme girmişti.Şems'in cazibesinden yana yana dönüyor,ilahi aşkla kendinden geçercesine Sema ediyordu.Bu iki dostun sohpetlerindeki mukaddes sırrı idraktan aciz olanlar,ileri geri konuşmaya başladılar.Neticede Şems,incindi ve Mevlânâ'nın yalvarmalarına rağmen Konya'dan şama gitti.(14 mart 1246 perşembe)

HAZRETİ ŞEMS'İN KONYA'YA DÖNÜŞÜ
Şems'in ayrılığından derin bir ızdıraba düşen Mevlânâ,manzum olarak yazdığı güzel bir mektubu,Sultan Veled'in başkanlığını yaptığı bir kafileyle Şam'a,Şems'e gönderdi.Sultan Veled kafilesiyle Şam'a vardı,Şems'i buldu ve babasının davet mektubunu,hediyelerle birlikte saygıyla Şems'e sundu.Şems,''Muhammedi tavırlı ve ahlaklı Mevlânâ'nın aezusu kafidir.Onun sözünden ve işaretinden nasıl çıkabilir''diyerek,Mevlânâ'nın davetine icabet etti ve 1247'de Sultan Veled'in kafilesiyle,Konya'ya döndü.

HAZRETİ ŞEMS'İN KAYBOLUŞU
Şems'in Konya'ya gelişine herkez sevindi.Mevlânâ'da hasretin sıkıntılarından kurtuldu.Artık Şemsin şerefine ziyafetler verildi,sema meclisleri tertip edildi.Fakat huzurla,muhabbetle,dostluk içinde süren günler pek fazla sürmedi,dedikodular ve can sıkısı durumlar yeniden başladı.Şems, o dedikoducu topluluğun yine kinle dolduğunu,gönüllerinden sevginin uçup gittiğini,akıllarının nefislerine esir olduğunu anladı ve kendisini ortadan kaldırmaya çaşıltıklarını bildi,Sultan Veled'e dediki:Gördün ya azgınlıkta yine birleştiler.Doğru yolu göstermekte,bilginlikte eşi olmayan Mevlânâ'nın huzurundan beni ayırmak,uzaklaştırmak,sonra da sevinmek istiyorlar.Bu sefer öylesine gideceğim ki hiç kimse benim nerede olduğumu bilmeyecek.Aramaktan herkez acze düşecek,kimse benden bir nişan bile bulamayacak.Böylece bir çok yıllar geçecek de kimse benim izimi tozumu göremeyecek.''İşte Sultan Veled'e böyle yakınan Şems,1247-1248 tarihinde Konya'dan aniden gidip kayboldu.Şems'in kaybolmasından sonra Mevlânâ herkezden onun haberini soruyordu.kim onun hakkında aslı esası olamayan bir haber bile verse ve Şems'i falan yerde gördüm dese bir müjde için sarığını ve hırkasını vererek şükranelerde bulunuyordu.Bir gün bir adam,Şems'i Şam'da gördüm diye bir haber verdi.Mevlânâ buna tarif edilemeyecek şekilde sevindi ve o adama üstünde nesi varsa bağışladı.Dostlarından birisi,bu haber yalandır,o Şems'i görmemiştir dediğinde Mevlânâ şu cevabı vermiştir.''Evet onun verdiği bu yalan haber üzerine üzerimde ne varsa verdim.Eğer,doğru haber verseydi,canımı bile verirdim.''

HAZRET-İ MEVLANA'NIN ŞEMS-İ TEBRİZİ HAZRETLERİNİ ARAMAK İÇİN ŞAM'A GİDİŞİ
Mevlana,Şems'i çok aradı,onun ayrılığı gönülleri yakan,sızlatan nice şiirler söyledi.Onu aramak için iki kere Şam'a gitti.Yine Şems'i bulamadı.Bu iki son seyehatin tarihleri kesin olarak bilinmemekle birlikte,büyük bir ihtimalle 1248-1250 yılları arasında olduğu söylenebilir.Sultan Veled'in ifadesiyle Mevlana,Şam'da sret bakımından Tebrizli Şems'i bulamadı ama,mana yönünden onu,kendisinde buldu.Ay gibi kendi varlığında beliren Şems'i,kendi gördü ve dediki:''Beden bakımından ondan ayrıyım ama,bedensiz ve cansız her ikimizde bir nuruz.Ey arayan kişi!İster onu gör,ister beni.O'yum O'da ben.''


(Karınca kitap evinin,türk klasikleri/öykü başlığı adı altında yayımlanan Mesneviden Seçmeler isimli kitabından alıntıdır.)


Allah dostu bu iki büyük zat, ayrı düşmüşlerdi... Hazreti Mevlana'nın Çıkan dedikodularla Konya'dan ayrılan
Hz. Şems'e yazdığı şiir buda arkadaşlarım.

ETME

Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun etme
Başka bir yar başka bir dosta meylediyorsun etme

Sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı
Hangi hasta gönüllüyü kasdediyorsun etme

Çalma bizi bizden bizi gitme o ellere doğru
Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun etme

Ey ay felek harab olmuş alt üst olmuş senin için
Bizi öyle harab öyle alt üst ediyorsun etme

Ey makamı var ve yokun üzerinde olan kişi
Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun etme

Sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur gamdan
Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun etme

Bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan
Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun etme

Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer
Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun etme

Ey cennetin cehennemin elinde olduğu kişi
Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun etme

Şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize
O zehiri o şekerle sen bir ediyorsun etme

Bizi sevindiriyorsun huzurumuz kaçar öyle
Huzurumu bozuyorsun sen mavediyorsun etme

Harama bulaşan gözüm güzelliğinin hırsızı
Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun etme

İsyan et ey arkadaşım söz söyleyecek an değil
aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun etme


Mevlana Celaleddin Rumi

xcan
24-10-2011, 01:16
Mevlânâ Celâleddinin sözlerinden örnekler :

Peygamber olduğunu ilân etmesi,

“Bu kitap Mesnevi kitabıdır, mesnevi, hakikate ulaşma ve yakin sırlarını açma hususunda din asıllarının, asıllarının asıllarıdır. Tanrı’nın en büyük fıkhı, Tanrı’nın en aydın yolu, Tanrı’nın en açık bürhanıdır...”
“Mesnevi Âlemlerin Rabb’inden inmedir: Bâtıl ne önünden gelebilir, ne ardından. Tanrı onu korur, gözetir.”
( Şark İslâm Klasikleri, Mesnevi, Mevlâna, M.E.G.S.B. Yayınları, İstanbul 1988 çeviren Veled İzbudak. Cilt 1. Önsözden).

Aklınca, Kur’an’a nazire yapıyor, zira Kuran’da şöyle denmiştir. Mealen:

- Kendilerine zikir (Kuran) geldiğinde onu inkâr edenler (şüphesiz bunun sonucuna katlanacaklardır). Halbuki o, eşsiz bir kitaptır.(41 Fussilet 41)

- Ona önünden de ardından da bâtıl gelemez. O, hikmet sahibi çok övülen Allah’tan indirilmiştir.(41 Fussilet 42)

Bu naziresinin yanında bir de şöyle diyor:

“Biguşâdent hazine heme hil’at pûşid
Mustafa bâz biyâmed heme imân ârid.”
Yani:
“Hazineyi açtılar, hepiniz elbiseler giyin,
Mustafa gene geldi, hepiniz iman edin.”
der. (Mevlânâ Celâleddin, İnkılâb Kitabevi, İstanbul 1985, Dördüncü Basım. Abdulbâki Gölpınarlı, sayfa 203.)

Bununla da yetinmeyerek, peygamberden üstün olduğunu şu sözlerle ifade ediyor :

“İmrûz menem Ahmed ni Ahmed-i pârine
İmrûz merem anka ni murgak-i baçine”
...............................
(Yukarıda. adı geçen eser. Mevlânâ Celâleddin, sayfa 203).
Yani :
“Bugün Ahmed benim :Ama dünkü Ahmed değil.
Bugün anka benim :Ama yemle beslenen kuşcağız değil”

Ve devamla, Allah olduğunu söylüyor.

“Enelhak kadehiyle bir yudumcuk içen sızdı
Tanrılık şarabından
Şişelerle, küplerle içtim ben, sızmadım,
ben, sultanların aradığı sultan.”

“Ben hacetler kıblesiyim.
Gönlün kıblesiyim ben.
Ben Cuma mescidi değilim,
insanlık mescidiyim ben.”
................................
“Gönlü sâf sûfiyim ben;
benim tekkem âlem,
medresem dünya benim.
Değilim abalı sûfilerden.”

“İster münacaat eri ol sen,
meyhane rindi istersen;
bundan sanki ne çıkar ?
Yok Cumartesiymiş, yok Cumaymış,
Bence ne fark var ?
(Yukarıda. adı geçen eser. Mevlânâ Celâleddin, sayfa 292).

Ve bunlar gibi birçok sözleri olan Mevlâna, hatta şöyle diyor :
“Mansûr, şimdi olsaydı o, beni dâra çekerdi.” (Yukarıda. adı geçen eser. Mevlânâ Celâleddin, sayfa 226).
Deyip, İlâh’lık iddiasında Hallac’ı Mansur’u aştığını söylüyor

Hallaç Tanrılık iddiası nedeniyle Müslümanlarca derisi yüzülmek suretiyle öldürülmüştü.

zoomzoom
24-10-2011, 01:38
Anlamak yerine boş mesajlar atıyorsunuz. Sizin içinizde olmayan şeye yanlış demek çok kolay. Yaptığınız, Bir kuşa bakıp uçmak ne kadar aptalca, çok eşcinsel görünüyor demek gibi birşey. Yazdığınız şeyler de şu anda yapılan alıntılar sanırsam. İlginçsiniz..

xcan
24-10-2011, 01:53
Evet arkadaşım alıntıladığım yazılara ne diyorsunuz .?Bana onu söyleyin.
Sanırım benim ilginçliğimle bozmuşsunuz bence bana kişsel saldırıdan vaz geçin.Heleki hakaretten.
Şemsin kölesiyle beyninizde hesaplaşın.
Moğol ajanıyla beyninizde hesaplaşın.
Mevlana nenilen şahısa eşcinsel diye kızmıyorum.
Mevlana denilen hazret halkımızın uyutulmasında önemli bir unsur .
Nazarımda ise metelik etmez bir düşkün.
Bir meczup.

Neva
24-10-2011, 05:32
Ama eşcinsellik islamiyete göre haram olan birşeydir.. Ve mesajda müslümanların ve hatta tüm dinlerin mensuplarının sevdiği bir alime eşcinsel diye bir ithamda bulunuluyor. Siz rubailerini okudunuz mu acaba? Yada bütün mesneviyi? Benim çevirdiğim ve yazdığım mesneviyi okurlarsa mevlanaya tanrı bile diyen çıkabilir :) şaka bir yana, orjinalinde böyle bir yazı ben hatırlamıyorum açıkcası..

Sayin zoomzoom;

Islamiyetin escinsellige bakis acisi degil konu dikkat ederseniz.

Mevlana'yi herkes sevmek zorundadir diye bir kural yoktur. Hatta seviliyor dahi olsa bile, cinsel tercihleri, alimlige karistirmamak gerekir. Escinsel olmak alim olmaya engel teskil eden bir unsur degildir.

Islamiyete gore escinsellik haram da olsa, bu durum son derece insani bir durumdur.

Escinsel musluman olamaz, Allah yoluna tabi olamaz diye bir kural var mi? Yok. O halde olaya bu kefeden bakmaniz anlamsiz.

zoomzoom
24-10-2011, 13:30
Sayin zoomzoom;

Islamiyetin escinsellige bakis acisi degil konu dikkat ederseniz.

Mevlana'yi herkes sevmek zorundadir diye bir kural yoktur. Hatta seviliyor dahi olsa bile, cinsel tercihleri, alimlige karistirmamak gerekir. Escinsel olmak alim olmaya engel teskil eden bir unsur degildir.

Islamiyete gore escinsellik haram da olsa, bu durum son derece insani bir durumdur.

Escinsel musluman olamaz, Allah yoluna tabi olamaz diye bir kural var mi? Yok. O halde olaya bu kefeden bakmaniz anlamsiz.

Benim zaten dediğiniz şeylere itirazım yok ki.. (Sonuncu hariç. Çünkü Allah'ın yasakladığı birşeyden kaçmayan ve özellikle bu büyük günahlardan ise sıradan bir müslümandan öteye gidemez, hatta bunda ısrar ederse ne üzücüdür ki kafir olur.) Fakat onu anlamadan söylenmiş şeyler iftiradan öteye gidemez. Ortada bir yanlış var ve amacım sadece az da olsa bu yanlışı düzeltmek. Umarım aşağıdaki alıntı biraz Mevlana hakkında fikir verir..

"Bir adam kötü yoldan para kazanıp bununla kendisine bir inek alır. Neden sonra, yaptıklarından pişman olur ve hiç olmazsa iyi birşey yapmış olmak için bunu Hacı Bektaş Veli’nin dergahına kurban olarak bağışlamak ister. O zamanlar dergahlar aynı zamanda aşevi işlevi görüyordu. Durumu Hacı Bektaş Veli’ye anlatır ve Hacı Bektas Veli helal değildir diye bu kurbanı geri çevirir. Bunun üzerine adam mevlevi dergahına gider ve aynı durumu Mevlana’ya anlatır. Mevlana ise bu hediyeyi kabul eder. Adam aynı şeyi Hacı Bektaş Veli’ye de anlattığını ama onun bunu kabul etmemiş olduğunu söyler ve Mevlana’ya bunun sebebini sorar.
Mevlana şöyle der: – Biz bir karga isek Hacı Bektaş Veli bir şahin gibidir. Öyle her leşe konmaz. O yüzden senin bu hediyeni biz kabul ederiz ama o kabul etmeyebilir.
Adam üşenmez kalkar Hacı Bektaş Dergahı’na geri gider ve Hacı Bektaş Veli’ye, Mevlana’nın kurbanı kabul ettiğini söyleyip bunun sebebini bir de Hacı Bektaş Veli’ye sorar.
Hacı Bektaş da şöyle der: – Bizim gönlümüz bir su birikintisi ise Mevlana’nın gönlü okyanus gibidir. Bu yüzden, bir damlayla bizim gönlümüz kirlenebilir ama onun engin gönlü kirlenmez. Bu sebepten dolayı o senin hediyeni kabul etmiştir."

sergenci
24-10-2011, 17:50
sn. Zoomzoom, sizin mesneviye ve mevlanaya bakış açınız inanançlı bir bakış, sizin doğrularınız inançsız bir insanın yanlışlarıdır, siz kutsal kitapları önce abdest alarak kutsiyetine inanarak ve ibadet etmek için okursunuz, biz onları abdest almadan ve eleştirisel olarak ve hatalarını ortaya çıkarmak için okuruz. Bizim bulduğumuz hatalar size göre asla hata değildir ve allah bilir biz bilemeyiz dersiniz. Gelelim sizin örneğinize (Bir adam kötü yoldan
para kazanıp bununla
kendisine bir inek alır. Neden sonra,
yaptıklarından pişman
olur ve hiç olmazsa iyi
birşey yapmış olmak
için bunu Hacı Bektaş
Veli’nin dergahına kurban olarak
bağışlamak ister.) haramla kazandıklarını meşrulaştırmak isteyen bir insan ve kendisi için haram, helal, putperest, hıristiyan, vd. Olup onun için farketmeyen okyanus gibi bir zihniyet, Diğer tarafta mevlananın bu düşüncesine katılmayan H.bektaş ve haramı kabul etmeyen zihniyet, ve aralarındaki söz düellosu, sonunda ineği lüpleten mevlana. bende böyle anlıyorum. Ne olacak şimdi, siz benim yanlış düşündüğümü söyleyeceksiniz. (Saygısızlık yapmak
istemezdim ama
Postunu köpeklerin
önüne attık derken
oradaki köpekler bize
göre kafirler dediklerimiz oluyor
(Sizler.) ne güzel söylemişsiniz arkadaşım, 5 sene konyada okumuşsunuz ve cehaletinizi atmışsınız ama eşşekliğiniz baki kalmış. (mevlananın uygunsuz sözlerini inançsızlara atfen nazik açıklamada bulunduğunuz için sizi yüceltiyorum.) saygılar. Esenkalın..

Neva
24-10-2011, 18:58
Benim zaten dediğiniz şeylere itirazım yok ki.. (Sonuncu hariç. Çünkü Allah'ın yasakladığı birşeyden kaçmayan ve özellikle bu büyük günahlardan ise sıradan bir müslümandan öteye gidemez, hatta bunda ısrar ederse ne üzücüdür ki kafir olur.) Fakat onu anlamadan söylenmiş şeyler iftiradan öteye gidemez.

Sayin zoomzoom;

Soyledigim seylere itiraziniz yoksa sayet, Mevlana'ya dair elestirileri de iftira olarak addetmemelisiniz. Siz inaniyor olabilirsiniz ve kendisini algiladiginiz yon farkli olabilir, ancak takdir edersiniz ki bu herkes icin ayni degildir.

Iftira kaniti olmayan, desteksiz sekilde yapilan ithamlari icerir.

Gordugunuz gibi baslik boyunca, Mevlana'nin eserlerinden faydalanilmistir.


Verdiginiz ornege gelince, escinsellik insan gonlunu kirleten bir durum degilse, pekala Mevlana da bunu boyle algilamis olabilir engin gonlu ile ve bu sebeple Haci Bektas Veli tarzinda davranmamis ve satirlarina yansitmis olabilir.

xcan
24-10-2011, 20:04
"Bir adam kötü yoldan para kazanıp bununla kendisine bir inek alır. Neden sonra, yaptıklarından pişman olur ve hiç olmazsa iyi birşey yapmış olmak için bunu Hacı Bektaş Veli’nin dergahına kurban olarak bağışlamak ister. O zamanlar dergahlar aynı zamanda aşevi işlevi görüyordu. Durumu Hacı Bektaş Veli’ye anlatır ve Hacı Bektas Veli helal değildir diye bu kurbanı geri çevirir. Bunun üzerine adam mevlevi dergahına gider ve aynı durumu Mevlana’ya anlatır. Mevlana ise bu hediyeyi kabul eder.
Hırsızlık.gasp.uyuşturucu ticareti,kadın ticareti VB, yoldan elde edilmiş ineği mideye indiren bir alçağın övgüsünü yapabiliyorsunuz insanlık yada evliyalık bu hayasızlığın neresinde bu kadar aklınızı kaybetmiş olamazsınız.
Mevlanayı övmek için kullandığınız örnek bile sadece Mevlana denilen şahsın ne kadar haysiyetten yoksun ,avantacı şahsiyet olduğunu gösterir .Tezimizin doğruluğuna şehadet etmişsiniz

zoomzoom
24-10-2011, 21:50
Sayin zoomzoom;

Soyledigim seylere itiraziniz yoksa sayet, Mevlana'ya dair elestirileri de iftira olarak addetmemelisiniz. Siz inaniyor olabilirsiniz ve kendisini algiladiginiz yon farkli olabilir, ancak takdir edersiniz ki bu herkes icin ayni degildir.

Iftira kaniti olmayan, desteksiz sekilde yapilan ithamlari icerir.

Gordugunuz gibi baslik boyunca, Mevlana'nin eserlerinden faydalanilmistir.


Verdiginiz ornege gelince, escinsellik insan gonlunu kirleten bir durum degilse, pekala Mevlana da bunu boyle algilamis olabilir engin gonlu ile ve bu sebeple Haci Bektas Veli tarzinda davranmamis ve satirlarina yansitmis olabilir.

Size göre Mevlana inanan biri değil mi yani? Önce bunu açıklığa kavuşturalım isterseniz. Eğer inanan biriyse, tanrının yasakladığı şeyi onun engin gönlü kabul edemez. Eğer değil diyorsanız o sizin düşünceniz ki bu gerçekten benimde tartıştığım şey değil! Sadece ben burada iftira ettiğinizi söylüyorum ki bu sözlerin hepsi kanıttır evet ama Allah sevgisinin.. Ben Mevlana ajandır konusunda bir tartışmaya girmedim gördüğünüz gibi. İnanmıyorsa bana eşcinsel olduğunu değil inanmadığını kanıtlayın lütfen, benim mücadelem bu.. Bu da benim düşüncem.

sn. Zoomzoom, sizin mesneviye ve mevlanaya bakış açınız inanançlı bir bakış, sizin doğrularınız inançsız bir insanın yanlışlarıdır, siz kutsal kitapları önce abdest alarak kutsiyetine inanarak ve ibadet etmek için okursunuz, biz onları abdest almadan ve eleştirisel olarak ve hatalarını ortaya çıkarmak için okuruz. Bizim bulduğumuz hatalar size göre asla hata değildir ve allah bilir biz bilemeyiz dersiniz. Gelelim sizin örneğinize (Bir adam kötü yoldan
para kazanıp bununla
kendisine bir inek alır. Neden sonra,
yaptıklarından pişman
olur ve hiç olmazsa iyi
birşey yapmış olmak
için bunu Hacı Bektaş
Veli’nin dergahına kurban olarak
bağışlamak ister.) haramla kazandıklarını meşrulaştırmak isteyen bir insan ve kendisi için haram, helal, putperest, hıristiyan, vd. Olup onun için farketmeyen okyanus gibi bir zihniyet, Diğer tarafta mevlananın bu düşüncesine katılmayan H.bektaş ve haramı kabul etmeyen zihniyet, ve aralarındaki söz düellosu, sonunda ineği lüpleten mevlana. bende böyle anlıyorum. Ne olacak şimdi, siz benim yanlış düşündüğümü söyleyeceksiniz. (Saygısızlık yapmak
istemezdim ama
Postunu köpeklerin
önüne attık derken
oradaki köpekler bize
göre kafirler dediklerimiz oluyor
(Sizler.) ne güzel söylemişsiniz arkadaşım, 5 sene konyada okumuşsunuz ve cehaletinizi atmışsınız ama eşşekliğiniz baki kalmış. (mevlananın uygunsuz sözlerini inançsızlara atfen nazik açıklamada bulunduğunuz için sizi yüceltiyorum.) saygılar. Esenkalın..

Öncelikle saygısızlık yapmak istemezdin ama yaptın malesef :) Ben orada kesinlikle size laf söylemek için yazmadım! O sözü ben bile söylemedim, lütfen saygı çerçevesinin dışına çıkmayalım. Sadece Mevlana siz ona laf atmadan önce, çoktan sözünü söylemiş, bende bizim inandığımız şekilde açıkladım.. Yine söylüyorum bizim inancımızda siz kafirsiniz bu da kafir kelimesini size çeviriyor. Bunu ben söylemişim gibi algılamanıza şaşırdım açıkcası.

En başta söylediğiniz şeyler de benim inancıma çok uymuyor aslında.. Siz genelleme yapmışsınız ama başka mesajımda da söylemiştim ben bağırıp, çağıran ve körükörüne(recm savunmak gibi) bağlı biri değilim! Kuran-ı Kerim dünyanın en iyi edebiyat kitabıdır aynı zamanda bana göre. Evet abdestsiz okumam ama sadece inanıyorum okumuş olayım diye de okumam, ve sizin bulduğunuz hatalara! sadece Allah hata yapmaz, yapamaz şeklinde değil de anlamını ve anlatmak istediğini açıklayarak yaklaşırım.. Kuran şimdi bildiğimizden farklı sırada inmiştir bunu göz önünde bulundurun.

Son olarak, Mevlana ineği kendi mi yemiştir acaba? Yoksa dağıtmış mıdır? Bir bilgi var mı? Lüplüp yedi diyorsunuz. Saygı!?
Haram kazandığın asla bu şekilde temizlenemez bu bizim dinimizde yoktur, ama tövbe edip daha fazla sevap kazanmak kötü birşey değildir.. Mevlana'nın yaptığıda, Hacı Bektaş'ın yaptığıda doğrudur aslında. Sebebini merak ediyorsanız açıklarım...

Hırsızlık.gasp.uyuşturucu ticareti,kadın ticareti VB, yoldan elde edilmiş ineği mideye indiren bir alçağın övgüsünü yapabiliyorsunuz insanlık yada evliyalık bu hayasızlığın neresinde bu kadar aklınızı kaybetmiş olamazsınız.
Mevlanayı övmek için kullandığınız örnek bile sadece Mevlana denilen şahsın ne kadar haysiyetten yoksun ,avantacı şahsiyet olduğunu gösterir .Tezimizin doğruluğuna şehadet etmişsiniz

Anlamak istediğiniz gibi.. Sizin gibi sabit fikirli bir insana cevap vermek zaman kaybıdır bence.

Neva
24-10-2011, 22:52
Size göre Mevlana inanan biri değil mi yani? Önce bunu açıklığa kavuşturalım isterseniz. Eğer inanan biriyse, tanrının yasakladığı şeyi onun engin gönlü kabul edemez. Eğer değil diyorsanız o sizin düşünceniz ki bu gerçekten benimde tartıştığım şey değil! Sadece ben burada iftira ettiğinizi söylüyorum ki bu sözlerin hepsi kanıttır evet ama Allah sevgisinin.. Ben Mevlana ajandır konusunda bir tartışmaya girmedim gördüğünüz gibi. İnanmıyorsa bana eşcinsel olduğunu değil inanmadığını kanıtlayın lütfen, benim mücadelem bu.. Bu da benim düşüncem.



Sayin zoomzoom ;

Eger gayb size yasak edilmisse, kesin olarak sahit olmadiginiz bir konuya dair, kabul eder-etmez mantigi gutmeniz, inanir-inanmaz seklinde olaya bakmaniz garip degil mi? Nasil eminsiniz bu kadar, gonlunun kabul etmeyecegine?

Mevlana'nin veya baska birinin, inanmisligi ile escinselligi arasinda baglanti kurmaniz manasiz biraz.

Yasaklarin(haramlarin) Allah inanci ile ilgisi yoktur. Ilgisi yoktur derken, yargida ayni terazide tartilmazlar kitabiniza gore.

Domuz da haram ona bakarsaniz, alkol de yasakli. Ama bunu yiyip ictiniz demek, Allah'a inanmiyor oldugunuz delili degildir.

Once bunu ayirmak gerekir.

Bakin yukarda dedim ki, kisi escinsel dogar ama iliski kurmaz, fakat yonelimlerini satirlara doker. Bu bir disavurumdur. Sanat'in tamami disavurumdur zaten.

Mesnevi de bir sanatsal urundur sonucta.

Ayrica kimse kimsenin gonlunun secimini belirleyemez. O secim ve yargisi Allah ile kul arasindadir. Yani bir inanir olarak, size, yargida bulunmak islama gore dusmez. Bu yetki size verilmemistir.

Olayi ask'a indirgerseniz;

Ayrica Allah aski bilinen bir kavramdir tasavvufta.. Bircok evliya, ermis bu aski yasamislardir. Ancak hicbiri satirlara Allah ile sevisen bir goruntu aksettirmemistir.

Islama gore elbette Allah ask kavramina dahildir, ancak insani boyuttaki islama gore mustehcen sayilabilecek sevisme kavramina dahil degildir bildigim kadariyla.

zoomzoom
24-10-2011, 23:12
Sayin zoomzoom ;

Eger gayb size yasak edilmisse, kesin olarak sahit olmadiginiz bir konuya dair, kabul eder-etmez mantigi gutmeniz, inanir-inanmaz seklinde olaya bakmaniz garip degil mi? Nasil eminsiniz bu kadar, gonlunun kabul etmeyecegine?

Mevlana'nin veya baska birinin, inanmisligi ile escinselligi arasinda baglanti kurmaniz manasiz biraz.

Yasaklarin(haramlarin) Allah inanci ile ilgisi yoktur. Ilgisi yoktur derken, yargida ayni terazide tartilmazlar kitabiniza gore.

Domuz da haram ona bakarsaniz, alkol de yasakli. Ama bunu yiyip ictiniz demek, Allah'a inanmiyor oldugunuz delili degildir.

Once bunu ayirmak gerekir.

Bakin yukarda dedim ki, kisi escinsel dogar ama iliski kurmaz, fakat yonelimlerini satirlara doker. Bu bir disavurumdur. Sanat'in tamami disavurumdur zaten.

Mesnevi de bir sanatsal urundur sonucta.

Ayrica kimse kimsenin gonlunun secimini belirleyemez. O secim ve yargisi Allah ile kul arasindadir. Yani bir inanir olarak, size, yargida bulunmak islama gore dusmez. Bu yetki size verilmemistir.

Olayi ask'a indirgerseniz;

Ayrica Allah aski bilinen bir kavramdir tasavvufta.. Bircok evliya, ermis bu aski yasamislardir. Ancak hicbiri satirlara Allah ile sevisen bir goruntu aksettirmemistir.

Islama gore elbette Allah ask kavramina dahildir, ancak insani boyuttaki islama gore mustehcen sayilabilecek sevisme kavramina dahil degildir bildigim kadariyla.

Ben inanan derken kısa bir tabir kullandığım için hata yapmışım özür dilerim.. Orada inanan derken bizim gözümüzde ki mevlana resmi için söylüyorum bunu! Haklısınız, bizler dini konuda bir yargıda bulunamayız zaten, yine söylüyorum; benim tüm bahsettiklerim bizim gözümüzdeki Mevlana içindir.. O denli inanan biri yani bir evliya, eşcinsellik gibi zina sayılan büyük bir günahı işleyip nasıl o mertebede olabilir? Bu bir yargıdan öte Allah'ın bize söylediği şeydir..

Ayrıca, "Bakin yukarda dedim ki, kisi escinsel dogar ama iliski kurmaz, fakat yonelimlerini satirlara doker. Bu bir disavurumdur. Sanat'in tamami disavurumdur zaten." Buna bir itirazım olmadı zaten? Başta galiba bir anlam kargaşası yaşıyoruz.. Zaten Kuran'da geçmeyen bir kişiyi isterse evliya mertebesinde denilsin bilmeden, görmeden tamamen savunamam! Bütün yorumlarım inanan(karışmasın bu benim tabirim) bir Mevlana içindir..

Neva
24-10-2011, 23:27
Ben inanan derken kısa bir tabir kullandığım için hata yapmışım özür dilerim.. Orada inanan derken bizim gözümüzde ki mevlana resmi için söylüyorum bunu! Haklısınız, bizler dini konuda bir yargıda bulunamayız zaten, yine söylüyorum; benim tüm bahsettiklerim bizim gözümüzdeki Mevlana içindir.. O denli inanan biri yani bir evliya, eşcinsellik gibi zina sayılan büyük bir günahı işleyip nasıl o mertebede olabilir? Bu bir yargıdan öte Allah'ın bize söylediği şeydir..

Ayrıca, "Bakin yukarda dedim ki, kisi escinsel dogar ama iliski kurmaz, fakat yonelimlerini satirlara doker. Bu bir disavurumdur. Sanat'in tamami disavurumdur zaten." Buna bir itirazım olmadı zaten? Başta galiba bir anlam kargaşası yaşıyoruz.. Zaten Kuran'da geçmeyen bir kişiyi isterse evliya mertebesinde denilsin bilmeden, görmeden tamamen savunamam! Bütün yorumlarım inanan(karışmasın bu benim tabirim) bir Mevlana içindir..

Sayin zoomzoom;

Rica ederim ozure gerek yok.

Yine kitabiniz ve dininiz der ki; Gozunuzun gordugu dosdogru dogru degildir.
Elbette sizin gozunuzdeki Mevlana ama sizin gozunuzdeki Mevlana sadece inanir tarafi ile on planda.. Cunku siz de bir inanirsiniz.

Mesela bana gore Mevlana, kendi doneminin deistidir.

"Kabe Kabe olali Allah oraya bir kez bile girmedi, kulun gonlunden ise bir an bile cikmadi. "

Bakin su cumlesi bile kendi donemine iliskin son derece elestirisel deger tasir, bugunun bakis acisiyla..

Hicbir gunah Allah'in varligini inkar etmekle esdegerde degildir.

Escinsel bile olsa gunah islediyse sayet, geri cevirmedigi hediye yuzunden o gunahini inandiginiz Allah'in silmeyecegine nasil bu kadar eminsiniz?

Yani buna yetkiniz yok derken bunu kastettim.

xcan
24-10-2011, 23:30
Anlamak istediğiniz gibi.. Sizin gibi sabit fikirli bir insana cevap vermek zaman kaybıdır bence.
Ve devamla, Allah olduğunu söylüyor.

“Enelhak kadehiyle bir yudumcuk içen sızdı
Tanrılık şarabından
Şişelerle, küplerle içtim ben, sızmadım,
ben, sultanların aradığı sultan.”

“Ben hacetler kıblesiyim.
Gönlün kıblesiyim ben.
Ben Cuma mescidi değilim,
insanlık mescidiyim ben.”

Sevgili Zomzom yukardaki şiiri açıklarmısınız lütfen.
Mevlana Allah olduğunu söylüyor.
Şimdi soruyorum ,
Allahmı ,ermişmi?

Neva
24-10-2011, 23:33
Ve devamla, Allah olduğunu söylüyor.

“Enelhak kadehiyle bir yudumcuk içen sızdı
Tanrılık şarabından
Şişelerle, küplerle içtim ben, sızmadım,
ben, sultanların aradığı sultan.”

“Ben hacetler kıblesiyim.
Gönlün kıblesiyim ben.
Ben Cuma mescidi değilim,
insanlık mescidiyim ben.”



Eserlerinin bircogunda islami ironiye alan bir yaklasimi vardir zaten. Ben bu sebeple hep deist oldugunu dusunurum. Fakat islam dunyasi onu daima teist yapmaya meyletmistir.

xcan
24-10-2011, 23:39
Eserlerinin bircogunda islami ironiye alan bir yaklasimi vardir zaten. Ben bu sebeple hep deist oldugunu dusunurum. Fakat islam dunyasi onu daima teist yapmaya meyletmistir.

Selam Neva ,değerli dost.mecusi olduğu iddia ediliyor.
Deist olduğu su götürmez.
Lakin çok kötü bir insan.çıkarları için yapamıyacağı hiç bir şey yok

zoomzoom
25-10-2011, 00:10
Sayin zoomzoom;

Rica ederim ozure gerek yok.

Yine kitabiniz ve dininiz der ki; Gozunuzun gordugu dosdogru dogru degildir.
Elbette sizin gozunuzdeki Mevlana ama sizin gozunuzdeki Mevlana sadece inanir tarafi ile on planda.. Cunku siz de bir inanirsiniz.

Mesela bana gore Mevlana, kendi doneminin deistidir.

"Kabe Kabe olali Allah oraya bir kez bile girmedi, kulun gonlunden ise bir an bile cikmadi. "

Bakin su cumlesi bile kendi donemine iliskin son derece elestirisel deger tasir, bugunun bakis acisiyla..

Hicbir gunah Allah'in varligini inkar etmekle esdegerde degildir.

Escinsel bile olsa gunah islediyse sayet, geri cevirmedigi hediye yuzunden o gunahini inandiginiz Allah'in silmeyecegine nasil bu kadar eminsiniz?

Yani buna yetkiniz yok derken bunu kastettim.

Benim dediğim şeyi aynen söylemişiniz.. Ben Kuranda yazmayan bir şeyi yüzdeyüz böyledir diye savunamam demiştim. Gördüklerimiz dosdoğru değildir yani..

Son dediğinizi anlamadım desem? :)

Neva
25-10-2011, 02:29
Son dediğinizi anlamadım desem? :)

Gorduklerimiz dosdogru degildir dedim, ama bu sizin inanciniza gore boyledir diye de vurguladim. Yani sizin alim sandiginiz alim olmayabilir, evliya bildiginiz de evliya olmayabilir. Bu sebeple sizin dediginiz seyin aynisini soylemem mumkun degil, zira ben inancsizim.

Inandiginiz kitaba ve yaraticiya gore, hangi gunahin buyuk hangisinin kucuk, oldugu bilinemez.

Bir kismi bilinse bile, hicbir muslumanim diyen inanir, escinsel iliski yasayan bir insanin, bu gunahini Allah'in baska bir sebeple(sevabindan oturu) silemeyecegini iddia edemez. Iddia etmesi icin gayb'tan haberdar olmasi gerekir.

Allah'in varligini inkar etmek sanirim en buyuk gunahtir, kisisel gunahlar farklidir. Bu yuzden kisisel gunahlar bu buyuk gunahin onune gecemez diye dusunuyorum.

Yani Allah'a inanmak ayri bir durumdur, gunah islemek ayri bir durumdur. Umarim anlasilabilmisimdir.

xcan
25-10-2011, 02:36
İşte en ünlü rubaisinin ona ait olmadığının kanıtı
Bâz â bâz â her ân çi hestî bâz â
Ger kâfir u gebr u but-perestî bâz â
În dergeh-i mâ dergeh-i nevmîdî
Sad bâr eger tevbe sikestî bâz â

“Yine gel, yine gel! Kim olursan ol, yine gel! Kafir, Mecusi, putperest olsan da
yine gel! Bu bizim dergahımız Ümitsizlik dergahı değildir.
Yüz kere tövbeni
bozmuş olsan da yine gel”




Yazımıya konu olan rubai, Rubaiyyat-ı Baba Efdal-i Kasani’de 7 numara ile Baba
Efdal’in rubaisi olarak yer almakta, Ebu Said’e de nispet edildiği belirtilmektedir.
Merhum Ziya Paşa, bu rubai’nin Baba Efzal Kaşi’ye ait olduğunu meşhur “Harabat” adlı eserinde söylüyor.

zoomzoom
25-10-2011, 03:02
Gorduklerimiz dosdogru degildir dedim, ama bu sizin inanciniza gore boyledir diye de vurguladim. Yani sizin alim sandiginiz alim olmayabilir, evliya bildiginiz de evliya olmayabilir. Bu sebeple sizin dediginiz seyin aynisini soylemem mumkun degil, zira ben inancsizim.

Inandiginiz kitaba ve yaraticiya gore, hangi gunahin buyuk hangisinin kucuk, oldugu bilinemez.

Bir kismi bilinse bile, hicbir muslumanim diyen inanir, escinsel iliski yasayan bir insanin, bu gunahini Allah'in baska bir sebeple(sevabindan oturu) silemeyecegini iddia edemez. Iddia etmesi icin gayb'tan haberdar olmasi gerekir.

Allah'in varligini inkar etmek sanirim en buyuk gunahtir, kisisel gunahlar farklidir. Bu yuzden kisisel gunahlar bu buyuk gunahin onune gecemez diye dusunuyorum.

Yani Allah'a inanmak ayri bir durumdur, gunah islemek ayri bir durumdur. Umarim anlasilabilmisimdir.

Anladım.. Fakat şu noktalara değinmek isterim, Allahı inkar etmek en büyük günahtan öte dinden çıkmak ve küfre düşmektir. Bu şekilde incelenip incelenmemesi çok sağlıklı değildir. Ayrıca Kuran'da büyük günahlar bildirilmiştir yani biliyoruz, sadece ne kadar büyüklükte veya küçük günahlar hangi sıralamada günah, tabii ki de bilmemiz imkansızdır.

Anlayacağınız üzere zina büyük günahlardandır. (Kuran'da Şirk-Adam Öldürme-Zina en büyük günahlardır.) Ve bir günahtan büyük-küçük kaçmamak ve ısrarcı olmak Allah korusun küfre kadar gidebilir..

Madem konu açıldı söyleyim, Namaz kılmayıp, namazların silinmesi için tövbe edemezsiniz. Ancak kaza ile affolur o günahlar. Kul hakkı aynı şekilde, Oruç aynı şekilde..

ozgur_beyin
25-10-2011, 22:42
sevgili xcan bu rubainin mevlana ya ait olmadığını bu konuyla haşır neşir olan herkes bilir.
bu dörtlük mevlanaya ait olmasada en az mevlana kadar meşhurdur

xcan
25-10-2011, 23:08
sevgili xcan bu rubainin mevlana ya ait olmadığını bu konuyla haşır neşir olan herkes bilir.
bu dörtlük mevlanaya ait olmasada en az mevlana kadar meşhurdur
Sevgili özgür beyin bu rubaiyi Mevlanaya ait olarak gören o kadar insan ve kurum varki.
Yıllarca Mevlananın yüceliğine kanıt sayıldı.
Ben kamu hizmeti olsun diye aydınlattım.


Hepsinin sesini kestim

ozgur_beyin
26-10-2011, 21:00
Hepsinin sesini kestim

sevgili xcan bu laf haddini aşmadır. yani senin ispatınla mevlenanın işi bitmişmi oldu. böyle adamlar toplumlarda tabu olmuş insanlardır.
sen ispatlamış olsanda. mevlana mevlanadır.
örneğin, iskenderde homoydu ama tarihin en büyük komutanlarındandır. onun büyüklüğünü ispat etmeye gavgamela savaşı bile yeter.
sokrates tanrılara inanmadığı için ölümüne karar verilmiştir. bu sokratı kötümü yapar.
kul nesimi ve hallacı mansur fikirlerinden dolayı insanlık dışı yöntemlerle öldürülmüşlerdir.bunlar kötümüdür
ben hala mevlanayı severim. nasıl bir duygu halinde olursa olsun.

xcan
28-10-2011, 00:55
Sevgili özgür beyin Mevlana homo.
Homolarla hiç bir sorunum yok.
Homolara saldıranlar müslüman.
Ateistler değil.
Müslümanlar ya beni çürütecekler yada Mevlana Homo fakat ,Ermiş homodur diyecekler. olay budur

Neva
28-10-2011, 18:14
Sevgili özgür beyin Mevlana homo.
Homolarla hiç bir sorunum yok.
Homolara saldıranlar müslüman.
Ateistler değil.
Müslümanlar ya beni çürütecekler yada Mevlana Homo fakat ,Ermiş homodur diyecekler. olay budur

Sayin xcan ;

Genelleme yapmanin pek dogru bir yontem oldugunu sanmiyorum.

Bazen inanc ve bazen de homofobik gerekceyle, inansin inanmasin homoseksuellere saldiran her turden insan var. Yani bunu birtek muslumanlara baglayamayiz bu pek gercekci olmaz.

Bunun disinda, inanclari geregi musluman kesimin buyuk oranda, Mevlana'nin bu yonunu dile getirecegini sanmiyorum. Ancak bunu homoseksuel olup, inancli olan insanlar dile getirebilir sanki, o da sayet gizli escinsel degilse.. Veya dinlerden siyrilmis kisiler.

Bunun disinda, bence, cinsel kimligini ozgurce dile getiren buyuk oranda escinsel yoktur ki, Mevlana felsefesini humanizm olarak algilamamis olmasin ...

Zira Mevlana escinselligi ile degil, fikir ve gorusleriyle, okyanus otesine ulasmis durumda. Sema fazlasiyla ilgi ceken bir rituel. Dunyada mistisizm, hallice ilgilenilen bir kulvar.

ereninthenature
14-09-2014, 03:01
Rumi'nin Sems'e olan aski nasil bir askti? Kim ne derse desin 800 yildir cayir cayir yakan bir ask ona suphe yok.

http://www.youtube.com/watch?v=EKVRJj7aVOk

Felâsife
15-09-2014, 00:57
Video da ne deniyor bilmiyorum ama bu yeni bir şey değil, özellikle de radikal kesimde Mevlana'nın ne zındıklığı nede sapıklığı kalmıştır.
e onlarda kendilerince haklıdır, kim olursan ol yinede gel denir mi? kuranda böyle şeyler yoktur, helede meşhur kabak hikayesi gibi hikayeler Mesnevide de olunca, sapığın müşriğin önde gidenidir vs. vs. bir sürü sıfat.
Şemsle olan mevzuda bu noktada kaçırılmaz bir fırsattır, tüm zamanların "en aykırı adamlarından" biri için vurun abalıyadır.

ereninthenature
16-09-2014, 00:59
Video da ne deniyor bilmiyorum ama bu yeni bir şey değil, özellikle de radikal kesimde Mevlana'nın ne zındıklığı nede sapıklığı kalmıştır.
e onlarda kendilerince haklıdır, kim olursan ol yinede gel denir mi? kuranda böyle şeyler yoktur, helede meşhur kabak hikayesi gibi hikayeler Mesnevide de olunca, sapığın müşriğin önde gidenidir vs. vs. bir sürü sıfat.
Şemsle olan mevzuda bu noktada kaçırılmaz bir fırsattır, tüm zamanların "en aykırı adamlarından" biri için vurun abalıyadır.

Bana gore buyuk arti escinsel olmasi ve gun gibi ortada.

Felâsife
16-09-2014, 07:53
Bana gore buyuk arti escinsel olmasi ve gun gibi ortada.
Teşekkür ederim. :)

----------------*

Yönetici arkadaşlar konuları birleştirmişler, iyi de etmişler, gece gece bir kaç saattir tüm sayfaları okudum, sevgiyle yaklaşanlar, nefret duyanlar, kararsızlar derken bayağı zevkli bir konu olmuş, katkıda bulunan herkese teşekkür ederim.

Neticede insanlar neyi nasıl görmek istiyorlarsa o yönde hareket ediyorlar, kendilerini buna endeksliyorlar buna yapacak bir şey yok.

Öncelikle tasavvuf bu dünyanın bilindik kurallarıyla işlemez onu söylemeliyim, öyle okula kayıt olur gibi kayıt olayım, akabinde sınıf sınıf atlayayım filan mantığı yoktur.
Örn. H.Bayram binlerce müridi olmuş ama sonunda 1,5 müride düşmüştür, çünkü doğrusu budur.
Yani tasavvuf kalabalıkların gideceği bir yol değildir.
Akılla gidilecek bir yolsa hiç değildir.
Tekkedir, tarikattır, şeyhtir gibi de olacak diyede bir kuralı yoktur, çünkü tasavvufta "yalnızlık" elzemdir, yalnız olmak zorundasınızdır.

Nitekim Mevlana'nın başından kalabalıklar hiç eksilmemiştir, bu da onun bir kusurudur.

Mevlana Şemse nasıl hayransa, halkta Mevlana'ya hayrandır o dönemde, ağzı laf yapan, bilgili, kalemi kuvvetli vs. birisidir o
Şems gelince, Mevlana'nın halk ile muhabbeti azalıyor, hatta bitme noktasına geliyor, çünkü Mevlana sadece Şems'le konuşuyor, halka sırt çeviriyor vs.

Hasılı bugünün eşcinsellik gibi söylemleri ta o günlerden kalmadır yani, kıskançlıklar, çekemezlikler, özlemlerin sonucudur...

Sadece Mevlana yanmıyor anlayacağınız, halkta Mevlana'ya yanıyor hasretten.

-------------*

Neyse bu olayın bu yönü hiç ilgilenmediğim bir yönüdür aslında, aşktır, meşktir, şaraptır, cinselliktir herkes istediği şekilde anlar, herkesin algısı farklı işleyecektir sonuçta.
(Desem ki tasavvufta erkekte hamile kalır, doğum yapar desem, çok saçma gelecektir, yoksa çok mu saçma geldi.
İnsanlar bu anlayamadığı kelimeyi, en yakın anlamladığı kelimeyle anlamlandırıp, öyle yorumlamaya çalışacaktır.
Yani tasavvuf sapıklıktır diyecektir kısaca, demese bile imâ etmeye çalışacaktır, fikirsizlik ise en güzeli olacaktır tabi.

Evet, tasavvufta erkekte hamile kalır, doğum yapar ama bu mesele kitaplarda direk olarak geçmez, içeriği, nasılı bilinmez, anca keşf ile açılır ki öğreti başka bir boyuttan devam eder.
Mesela,
"İmdi, Ruh ile Nefs nikah eyledikçe, ikisinden bir cisim tevellüd eder" der Arabi.

Şimdi burada nasıl bir cinsi tercih olabilir ki insanoğlu böyle bir tercihten haberi olmasın, haberi olmadığı içinde buna doğru/yanlış diyebilsin.)

İlgilendiğim Şems'tir, uçan Şems diyede anlıyormuş, gerçi ben ona çakal Şems diyorum ama öylesi de gerekli oluyor maalesef, bir gün Mevlana'nın eğerini tutup "Hazreti Muhammed mi büyüktür, yoksa Beyazıt Bestami mi?" diye bir soru soruyor ve ondan sonra Mevlana Şems'e takılıp kalıyor, hikaye de böyle başlıyor.

Tasavvufun yol kesicileri, kafa karıştırıcıları olur, (günlük deyimle Hz. Mikser de denir böylelerine) tıpkı Musa ve Hızır olayında ki gibi olur bu, kafa allak bullak olur.
Dolayısıyla Mevlana'da bu tuzağa düşmüştür aslında, odak noktası Şems olmuştur, bu da bir hatadır.
Zaten çokları da düşmüştür bu hataya, Yunus'ta böyledir esasında, Taptuk az oyalamamıştır kendisini.
Lakin Mevlana zamanın tüm ilimlerini okumuş etmiş, şöhretli olması hasebiyle, bu hataya düşmeyecekti, lakin düşmüştür.

Hasılı ben olayın bu tarafındayım.

Seleficiler, Teymiyeciler gibi radikal dini oluşumlarda-ki bunlarında kendi tasavvufu vardır-bu konularda yığınla kitaplar yazmışlardır, Mevlana eşcinsel, müşrik vs. diye, hatta yüz-yüz de çok konuşmuşumdur böyleleriyle, kesinlikle ret ederler Mevlana'yı.
İşin garibi burada bazı ateist düşüncede ki arkadaşlar da aynı şeyleri düşünüyorlarmış, bu da enteresan geldi.

İman ve inkarın böyle bir noktada buluşması tesadüf olsa gerektir. :)

ereninthenature
16-09-2014, 16:28
Akılla gidilecek bir yolsa hiç değildir. Tasavvuf yolu ask yoludur, Sofi. Ask akla sigmaz. Haklisin.

Yani tasavvuf sapıklıktır diyecektir kısaca, demese bile imâ etmeye çalışacaktır, fikirsizlik ise en güzeli olacaktır tabi. Bunu ancak korler soylerdi.

Benim bu birlik bilinc seviyesi hakkindaki gorusum, bu insanin ikinci cinselligi. Cinsel erginligini iki farkli sekilde elde eden canlilar var dogada. Insanlarda bunlardan biri. Etrafta kendini erkek zanneden insanlar Rumi'nin onda biri adam olsa, 1 yilda cenneti kurardik. Teklik(ego) yuzunden milliyetcilik, koktencilik/fundementalism, erkek dominans hiyerarsisi gibi hastaliklar toplumda yer ediyor. Politikacilar ozellikle sevmez mistikleri cunku insanlari bir birine denk tutarlar; erkek dominans hiyerarsini reddederler.

Siiri cevirdim ama sadece bu siiri Tilda Swinton'in sesinden dinlemek icin Ingilizce ogrenilir. Spirituel orgazm denilen bir fenomene inaniyorum bende.


Eger birisi butun cinsel arzularimizin tatmininin nasil gorunecegini sorarsa,
Yuzunu kaldir ve soyle; Iste boyle.

Eger birisi gece gokyuzunun zarafetinden bahsederse,
Catiya tirman, dans et ve soyle; Iste boyle.

Eger birisi "ruhun" ne demek oldugunu yada "Tanrinin mis kokusunun" ne anlama geldigini sorarsa,
Kafani ona yaklastir, yuzunu yakin tut ve soyle; Iste boyle.

Birisi ay'in bulutlarla kaplandigi eski, siirsel manzaradan bahsettiginde,
Uckurunun bagini yavas yavas coz; Iste boyle.

Eger birisi Isa'nin oluyu nasil canlandirdigini sorarsa mucizeyi aciklamaya calisma,
Dudaklarimdan op. Iste boyle, iste boyle.

Eger birisi "ask icin olmenin" ne demek oldugunu sorarsa, burayi isaret et.

Eger birisi ne kadar uzun oldugumu sorarsa kaslarini cat, ve anlindaki kisiklari parmaklarinla olc.
Bu kadar uzun.

Ruh bazen vucudu terk eder, sonra geri doner.
Birisi buna inanmadiginda evime gel, iste boyle.

Asiklar inlediginde, bizim hikayemizi anlatiyorlar.
Iste boyle.

Ben ruhlarin yasadigi gokyuzuyum, esintiler sirlarini verirken
Bu derin mavilige bak, iste boyle.

Birisi ne yapilmali diye sordugunda, elindeki mumu yak.
Iste boyle.

Yusuf'un kokusu Yakup'a nasil gitti?
Huuuuuu.
Yakup'un gozleri nasil acildi?
Huuuuu.
Ufak bir ruzgar gozleri temizler.
Iste boyle.

Sems Tebriz'den geldiginde, kafasini kapinin ucuna getirip bizi sasirtacak.
Iste boyle.

--- Rumi

Felâsife
16-09-2014, 18:05
Tasavvuf yolu ask yoludur, Sofi. Ask akla sigmaz. Haklisin.
Eyvallah, aslında bu aşk kelimesi de verilen duyguyu tam olarak anlatamamaktadır, neticede bu yol "tutku" yoludur.
Tutku da bir başladı mı geri dönüşüde yoktur, ya yakacaktır, ya yakacaktır.


Benim bu birlik bilinc seviyesi hakkindaki gorusum, bu insanin ikinci cinselligi. Cinsel erginligini iki farkli sekilde elde eden canlilar var dogada. Insanlarda bunlardan biri.
İllaki.
Nat geo da TABU diye bir program var, ne farklı yaşamlar çıkıyor görüyoruz.


Etrafta kendini erkek zanneden insanlar Rumi'nin onda biri adam olsa, 1 yilda cenneti kurardik.
Ozanımız da demişya, "kurt ile kuzu yan yana gezerdi, fikir başka başka olmasa"


Siiri cevirdim ama sadece bu siiri Tilda Swinton'in sesinden dinlemek icin Ingilizce ogrenilir. Spirituel orgazm denilen bir fenomene inaniyorum bende.
Çok çok teşekkür ederim, şiiri şimdi dinledim özellikle de kulaklıkla dinledim, hatta iki kerede dinledim, daha iyi anladım, Tilda harika okmuş gerçekten..
Like this... lerde ses çok hoş olmuş.

Zaten bu şiirleri naif bir sesle veya kadınsı, veya kadınımsı seslerle okumak gerekir, Tilda hakkını vermiş, ağzına sağlık...

Yıllar önce Mevlana'nın ETME şiirini bir blog sayfasında okuyunca, şaşırmıştım, kendi kendime de böyle şiir yazacak var mıymış bu devride filan diye düşünmüştüm.
Şiire kaynakta verilmemişti, baktım blog sahibi hiç öyle biri değil, sonra google'en bakınca şiirin sahibi Mevlana çıkınca, şimdi oldu demiştim.

O zaman ararken Y.Erdoğan da bu şiiri okumuş, onu da dinlemiştim ama hiç beğenmemiştim.
Bariton, davudi kalın bir ses bu şiire olmamış, ETME değince adeta içinize bir korku düşüyor.

Hasılı o şiire de Tilda gibi bir ses lazımdır, kalın ses anlamı bozar.

http://www.youtube.com/watch?v=0dRRMYCk5kM

ereninthenature
16-09-2014, 19:14
Eyvallah, aslında bu aşk kelimesi de verilen duyguyu tam olarak anlatamamaktadır, neticede bu yol "tutku" yoludur.Dilde kelime yok anlamini verecek.

Tutku da bir başladı mı geri dönüşüde yoktur, ya yakacaktır, ya yakacaktır. Kesinlikle.

İllaki.
Nat geo da TABU diye bir program var, ne farklı yaşamlar çıkıyor görüyoruz.Aynen cunku insanlarin varyasyonu genetikten cok daha ilerde. Insanlarin olus cizelgesine baktiginda Mother Terresa'dan seri katillere kadar yayilan bir varyasyon goruyoruz, Bu tip bir farklilasma baska hicbir canlida yok.


Ozanımız da demişya, "kurt ile kuzu yan yana gezerdi, fikir başka başka olmasa"
Uzulme essek essegi begenir, hayir var sana kotu demelerinde demis Hayyam'da.

Tilda harika okmuş gerçekten..
Tilda gercekten harika. :D

Felâsife
16-09-2014, 20:00
Dilde kelime yok anlamini verecek.
Evet, birazda öyle oluyor, bu yüzden de zaten yaşamayan bilmez deniyor.

Aynen cunku insanlarin varyasyonu genetikten cok daha ilerde. Insanlarin olus cizelgesine baktiginda Mother Terresa'dan seri katillere kadar yayilan bir varyasyon goruyoruz, Bu tip bir farklilasma baska hicbir canlida yok.
Başka yaşamlar benim her zaman çok ilgimi çekiyor, onların o halleri, onu yapınca ki duyguları sevinçleri müthiş oluyor.
Garip olanda bazıları yaptıklarının kötü olduğunu veya tabu olduğu itiraf etse de, bilincinde olsa da bir nevi yapmaya mecbur olduklarını da söylüyorlar, yani ya yapacaklar ya yapacaklar.

Uzulme essek essegi begenir, hayir var sana kotu demelerinde demis Hayyam'da.
Bir aykırı insan da Hayyam, o söyler :D

Tilda gercekten harika.
Yabancı şarkıcı bir kadın vardı (ismini hatırlamıyorum) onunda sesinin çok beğenmiştim, bu da ikinci oldu.
Hasılı ses böyle olur, belkide özel ses demek gerek bilemiyorum. :)

Alibey
24-08-2015, 02:53
İşte mevlana hazretinden hikayeler.
MEVLANA’DAN PORNOGROFİK HİKAYELER
14 Eylül 2012, 04:15
MEVLANA’DAN PORNOGROFİK HİKAYELER
Gel gelelim Mevlana’nın ‘Mesnevi ahlakları düzeltir’ sözüne. Mesnevi pornografik dergileri aratmayacak düzeyde pornografik hikâyelerle doludur. Güya bu hikâyelerle insanlara ders verilip onlara güzel mesajlar sunulmakta. İnsanın şehvetini kabartacak, harekete geçirecek hikâyelerle insanlara ahlaki mesajlar vermek mümkün değildir. Kuran’da Rabbimiz(c.c), Hz Yusuf(a.s) ‘ın kadına meyil edişini dahi üstü kapalı bir şekilde bizlere bildirmektedir. Ya da Lut kavminin ahlaksızlığını aynı şekilde detaylandırılmadan aktarılmakta. Oysa Mevlana, ahlakları düzeltir dediği, Allah katından indirildiğini söylediği kitabındaki ahlakdışı hikâyelerle insanların ahlaki yapısını bozmaktadır. Şimdi bu hikâyeleri aktaralım: Sözlerimizden şüphe duyan her okuyucuya bizzat Mesnevi’yi alıp kendilerinin incelemesini tavsiye ediyorum. Biz bunun kanıtlarını detaylıca okuyucuya aktaracağız. Şimdi Mesnevi’de geçen pornografik hikâyeleri inceleyelim.
KADININ EŞEKLE İLİŞKİYE GİRMESİ(KABAK HİKAYESİ)

Cilt 5 KABAK HİKAYESİ (1335-1420. Beyitler 112-118.sf)
Bir Hanımefendi,Bir Hizmetçi ve Bir Eşek…İhtirasın acı sonuçları…
Bir halayık (hizmetci) şehvetin çokluğundan, hırsının fazlalığından bir eşeği kendisine alıştırmıştı. O eşek, kendisine yakınlaşmayı adet edinmiş, insana yakın olmayı öğrenmişti.
1335. O hilebaz halayığın bir kabağı vardı. Eşek kendisine ölçülü yaklaşsın diye kabağı, eşeğin aletine takardı. Yakınlaşma zamanında aletin yarısı girsin diye bu işi yapmaktaydı. Çünkü, eşeğin aleti tamamı ile girse rahmi de parçalanırdı, damarları da. Eşek boyuna zayıflayıp durmaktaydı. Eşeğin sahibi olan kadın da neden bu eşek böyle zayıflıyor, neden böyle kıl gibi inceliyor deyip dururdu. Fakat işin ne olduğunu anlamakta acizdi. Nalbantlara illeti nedir, neden zayıflamakta diye gösterdiyse de,

1340. Onda hiçbir illet görünmedi, kimse bunun iç yüzünü haber veremedi. Kadın bu işin aslını adamakıllı araştırmaya başladı. Her an eşeğin haline dikkat etmekte, neden böyle zayıfladığını bulmaya çalışmaktaydı.İnsanın adamakıllı çalışmaya kul olması gerekir. Çünkü her şeyi iyice arayan nihayet bulur. Eşeğin haline dikkat edip dururken bir de ne görsün? O halayık eşeğin altına yatmıyor mu? Bunu kapının yarığından gördü bu hale pek şaştı.

1345. Eşek, erkekler kadınlara nasıl yakınlaşırsa aynen onun gibi halayığa yakınlaşmış, işini becermekteydi.Kadın hasede düştü. Dedi ki, bu eşek, benim eşeğim, nasıl olur bu iş? Bu işin bana olması lazım ben işe daha ehlim. Eşek işi öğrenmiş, alışmış. Adeta sofra yayılmış, mum da yanmış. Görmemezlikten gelip ahırın kapısını vurdu. A kız ne vakte dek ahırı süpürüp duracaksın? dedi. Bu sözü işi gizlemek için söylüyor, ben geldim kapıyı aç diyordu.

1350. Sustu, halayığa hiçbir şey söylemedi. Bu işe tamah ettiği için işi gizledi. Halayık bütün fesat aletlerini gizleyip kapıyı açtı. Yüzünü ekşitip gözlerini yaşartarak dudaklarını oynatmaya başladı, güya oruçluyum demek istiyordu. Eline sapı yıpranmış bir süpürge aldı, develerin yatması için ahırı süpürüyor göründü. Elinde süpürge kapıyı açınca kadın, dudak altından seni usta seni, dedi.

1355. Yüzünü ekşittin, eline süpürgeyi aldın, iyi. Fakat yemeden içmeden kesilmiş eşeğin hali ne? İşi yarıda kalmış, öfkeli, aleti oynayıp durmada. Gözleri kapıda seni beklemede. Bunu dudağı altından söyledi, halayıktan gizledi. Onu suçsuz gibi ululayıp,Dedi ki: Tez çarşafını başına al. Filan eve git benden selam söyle. Şunu söyle, böyle yap, şöyle et. Neyse ben kadınların masallarını kısa kesiyorum.

1360. Maksat neyse sen onun hülasasını al. O işi görmezlikten gelen kadın onu yola vurunca, Zaten şehvetten sarhoş olmuştu, hemen kapıyı kapadı, oh dedi.Yalnız kaldım, bağıra, bağıra şükredeyim. Artık erkeklerin gah tam, gah yarım yamalak yakınlaşmasından kurtuldum. Kadının keçileri, sanki bini bulmuştu, öyle neşelendi. Eşeğin şehvet ateşiyle kararsız bir hale düştü. Hatta ne keçisi? O yakınlaşma kadını keçi haline getirdi. Ahmağı keçi haline getirmeye, hor hakir bir hale sokmaya şaşılmaz ki!

1365. Şehvet isteği, gönlü sağır ve kör yaptı mı eşeği bile Yusuf gibi nurdan meydana gelmiş bir ateş parçası gösterir. Nice ateşten sarhoş olmuşlar vardır ki ateş ararlar, kendilerini de mutlak nur sanırlar.Yalnız Tanrı kulu böyle değildir. yahut da Tanrı birisini çeker çevirir de yola getirir, yaprağı döndürür bu da başka! Böyle olan o ateş hayali bilir, o hayalin yolda eğreti olduğunu anlar. Hırs çirkinleri güzel gösterir. Yol afetleri içinde şehvetten beteri yoktur.

1370. Şehvet yüz binlerce iyi adı kötüye çıkarmıştır. Yüz binlerce akıllı, fikirli adamı şaşkın bir hale getirmiştir. Bir eşeği bile Mısır Yusuf’u gibi güzel gösterdikten sonra o çıfıt, bir Yusuf’u nasıl gösterir? Pisliği afsunu ile sana bal göstermede, iş inada bindi mi balı nasıl gösterir? Bir düşün artık. Şehvet yemeden olur, az ye. Yahut bir kadın nikahla da kötülükten kaç. Yedin içtin mi şehvet, seni harama çeker. Ele gireni elbet harcetmek gerektir.

1375. Şu halde nikah Lâhavle okumaya benzer. Oku, yani bir kadın nikahla da şehvet, seni belaya düşürmesin. Madem ki, yemeye içmeye hırsın var, çabuk bir kadın al evlen. Yoksa bil ki kedi gelir yağlı kuyruğu kapar. Sıçrayan eşeğin sırtına taş yükü vur, o kaçmadan, sıçramadan önce sırtına yükü yükle.Ateşin ne yaptığını bilmezsin, savul oradan. Bu çeşit bilginle ateşin çevresinde dönüp dolaşma. Ateşe çömleği koyup çorba pişirmeyi bilmiyorsan bil ki ne çömlek kalır, ne çorba.

1380. Su hazır olmalı, ahçılığı da bilmelisin ki o tenceredeki çorba, dökülmeden, bozulmadan pişsin. Demircilik sanatını bilmiyorsan demirci ocağından geçerken sakalını bıyığını yakarsın.Kadın kapıyı kapadı, sevine, sevine eşeği kendisine çekti, cezasını da tattı ya! Eşeği çeke, çeke ahırın ortasına getirdi. O erkek eşeğin altına yattı. O kahpe de muradına ermek üzere halayığın yattığını gördüğü sekiye yatmıştı.

1385. Eşek ayağını kaldırıp aletini daldırdı. Eşeğin aletinden kadının içine bir ateştir düştü. Alışmış eşek kadına abandı, aletini ta hayalarına kadar sokar sokmaz kadın da geberdi.Eşeğin aletinin hızından ciğeri parçalandı, damarları koptu birbirinden ayrıldı. Soluk bile alamadan derhal can verdi. Seki bir yana düştü o bir yana. Ahırın içi kanla doldu, kadın baş aşağı yıkıldı, öldü. Kötü bir ölüm, kadının canını aldı.

1390. Kötü ölüm, yüzlerce rezillikle gelip çattı babacığım. Sen hiç eşeğin aletinden şehit olmuş insan gördün mü?Kuran’dan rezillikle azap edilmeyi duy da böyle kepazelikle can verme. Bil ki bu hayvan nefis bir erkek eşektir. Onun altına düşmekse ondan daha kötü ve ayıp bir şeydir. Nefis yolunda benlikle ölürsen bil ki hakikatte sen de o kadın gibisin. Tanrı, nefsimize eşek sureti vermiştir. Çünkü suretler, huylara uygundur.

Cilt 2 EŞCİNSELLİK (3155.-3160 Beyitler 242-243. Sf)
Oğlanın iriyarı adamdan korkması… Adamın ”Korkma çocuğum! Ben er değilim” demesi

3155. Bir iri adam bir oğlanı ele geçirdi. Bu adam bana kast eder diye çocuğun yüzü sarardı.Adam dedi ki “ Güzelim, emin ol! Sen benim üstüme bineceksin.Ben korkunç görünsem de aldırış etme, bil ki ben bir ****yim. Deveye biner gibi bin üstüme, sür”İnsanların suretleriyle manaları da işte böyledir. Dışarıdan adam görünürler, içerden melun Şeytan!Ey Âd gibi ipiri adam, sen rüzgârın tesiriyle dalın vurduğu davula benziyorsun.

3160. Tilki, hava ile dolu tulum gibi bir davul yüzünden avını yele verdi.Davulda bir can olmadığını, içinin hava dolu olduğunu görünce dedi ki: “ Domuz bile şu bomboş tulumdan yeğ!”Davul sesinden tilkiler korkar, fakat akıllı kişi onu öyle döver ki deme gitsin!

Cilt 4 MÜSTEHCEN FIKRA (3545-3550. Beyitler Sf. 283)Bir Kadın’ın kocasının önünde aşığıyla oynaşmak istemesi
Bir kadın oynaşı ile aptal kocasının gözü önünde sevişip buluşmak istiyordu. 3545. Kocasına a iyi talihli kişi, ağaca çıkıp meyve toplamak istiyorum dedi. Ağaca çıkınca kocasına baktı ağlamaya başladı. Dedi ki: A merdut ahlâksız… üstündeki lûti kim? Karı gibi onun altına yatmışsın… meğerse sen ne ****ymişsin! Kocası senin başın döndü galiba… çünkü burada benden başka kimse yok dedi.3550. Kadın o üstüne binen kalpaklı herif kim, söyle hele diye birkaç kere daha sordu, söylendi. Adam,a kadın ağaçtan in; başın döndü; adam akıllı bunadın sen dedi. Kadın, ağaçtan indi; kocası ağaca çıktı. Kadın da oynaşını göğsüne çekti. Kocası bağırdı: A ****** maymun gibi üstüne çıkan o adam kim? Kadın burada benden başka kimse yok ki dedi… kendine gel, senin başın döndü galiba, saçmalama.

3555. Adam, bu sözü birkaç kere söylediyse de kadın, “Bu armut ağacından olacak! Ben de armut ağacının üstündeyken öyle şeyler gördüm be hey kaltaban! Aşağıya inde bak… benden başka kimse yok, bütün bu hayaller armut ağacından! Şaka ve lâtife bir şey belletmeye yarar… onu ciddi gibi dinle; görünüşte lâtife oluşuna kapılma! Her ciddi şey, maskaralara göre maskaralık, şakadır… fakat akıllara göre de lâtifeler, ciddidir.

Cilt 5 OĞLANCI HİKAYESİ ( 2497-2515. Beyitler 205-207.sf)Bir adam ve birlikte olduğu oğlanla sohbeti…
Bir oğlancı, evine bir oğlan götürdü. Onu baş aşağı edip düzmeye koyuldu.Bu sırada o mel’un çocuğun belinde bir hançer gördü. Dedi ki: Belindeki ne?Oğlan, kötü düşünceli biri hakkımda kötü bir düşünceye kapılırsa bununla karnını deşeceğim diye cevap verdi.
2500. Oğlancı, Tanrı’ya hamdolsun dedi, iyi ki ben sana bir hile yapıp kötü bir düşünceye kapılmadım.Sende adamlık olmadıktan sonra hançerlerin ne faydası var? Yürek olmadıktan sonra bunda ne fayda var ki?Tutalım Aliden Zülfikar’ı miras aldın, Tanrı aslanındaki kol, sende de varsa göster.Mesih’ten bir nefes bellediğini farzedelim, İsa’nın dudağı, dişi nerde ki a çirkin adam?Kazanmak, bir şeyler elde etmek için diyelim ki bir gemi yaptın, Nuh gibi bir gemi kaptanı hani? (21)

CİLT 5 CUHA’NIN KADIN KILIĞINA GİRMESİ HİKAYESİ (3325-3330. Beyitler 272-273.sf)
Mesnevi kahramanı Cuha’nın Kadın kılığına girip Hamamda bir kadına cinsel organını elletmesi…
3325.Sözü kuvvetli,cerbezesi yerinde bir vazeden vardı.Mimbere çıkmış vaız ediyordu.Kadın,erkek herkes mimberin dibine toplanmıştı.Cuha da bir çarşaf giyip yüzünü örttü,kadınlar arasına karıştı.Kimse onu tanımıyordu.Bir kadın,vaız edene gizlice sordu:Kasıktaki kıllar,namazın bozulmasına sebep olur mu?Vaiz dedi ki:Uzun olursa namaz mekruh olur.Ya hamam otuyla,ya ustra ile traş etmen lazım ki namazın tamam olsun,kabul edilsin.
3330.Kadın: Ne kadar uzun olursa namazın kabul olmaz dedi.Vaız eden dedi ki:Bir arpa boyu uzun olursa traş etmek farzdır.Cuha,hemen kızkardeş dedi,bak bakalım,benim kasığımın kılı o kadar olmuş mu? Tanrı rızası için elini uzat da bir yokla. Bakalım,mekruh olacak kadar uzamış mı?Yanındaki kadın,Cuhanın şalvarına el atar atmaz eline aleti geldi. 3335.Derhal şiddetli bir nara attı.Hoca,sözüm gönlüne tesir etti dedi.Cuha dedi ki:Hayır,gönlüne tesir etmedi,eline tesir etti.A akıllı adam,gönlüne tesir etseydi vay haline!

BABA İLE KIZI ARASINDA CİNSEL İLİŞKİ ÜZERİNE BİR SOHBET (Cilt 5, 3716-3736. Beyitler, s. 302-304)

Zengin bir adam vardı. Bu adamın da zühre yanaklı, ay yüzlü, gümüş bedenli bir kızı vardı. Kız, kendini bildi, babası onu kocaya verdi. Fakat kocası kızın dengi değildi. Kavun, karpuz oldu, sulandı mı yarmazsan telef olur gider.Babası da kızın baştan çıkmasından korktu da onun için onu, dengi olmayan birisine verdi.
3720. Kızına dedi ki: Kendini kocandan koru, sakın gebe kalma. Ne yapayım? Bu yoksula seni vermek zorunda kaldım. Bu adamı garip say, garipte vefa olmaz. Ansızın her şeyi bırakır, kaçıp gider. Çocuğu, başına dert olur kalır.Kız dedi ki: Babacığım, dediğini tutarım, öğüdün pek doğru, kabulüm.Babası, her iki üç günde bir kere kızına aman ha sakın diye öğüt veriyordu.

3725. Derken kız, birdenbire gebe kalıverdi; ikisi de gençti. Kız, bunu babasından gizledi. Çocuk, karnında beş, yahut altı aylık oldu. Artık iyiden iyiye belli oldu. Babası dedi ki: Bu ne? Ben sana ondan kendini koru demedim mi? Öğütlerim, yelmiydi ki hiç sana tesir etmedi? Kız, baba dedi, nasıl tahammül edeyim? Erkekle kadın, şüphe yok ki ateşle pamuk.
3730. Pamuk, ateşten nasıl çekinebilir? Yahut da ateş nasıl olur da pamuğu yakmaz, çekinir? Babası dedi ki: A kızım, ben sana onun yanına gitme demedim. Yalnız menisinden kendini koru dedim. Tam zevk anında onun beli gelirken kendini çekmeliydin.Kız, peki, beli ne vakit gelecek, ben ne bileyim? Bu, pek gizli bir şey, anlaşılmaz ki dedi.Babası, gözleri süzüldü mü anla ki beli geliyor deyince,3735. Kız dedi: Onun gözü süzülünceye kadar benim bu iki gözüm de kör oluyor a baba!Her bayağı akıl, hırs ve öfke zamanı, yerinde durmaz ki!
ZAHİDİN KARISINI BAŞKA BİR KADINLA ALDATMASI, HİZMETÇİSİYLE İLİŞKİYE GİRMESİ
Şark İslâm Klasikleri, Mesnevi, Mevlâna, M.E. B. Yayınları, İstanbul 1988 çeviren Veled İzbudak CİLT 5 2165-2200-BEYİT-178-181 SYF.
Bir zahidin kıskanç bir karısı, bir de huri gibi güzel bir halayığı vardı. Kadın, kıskançlığından kocasını gözetir, halayıkla hiç yalnız bırakmazdı. Kadın, bir zaman onların ikisini de gözetti, yalnız kalmalarına fırsat vermedi. Nihayet Tanrının kaza ve kaderi gelip çattı. Koruyucu akıl, şaşırdı gitti. Tanrı hükmü, Tanrı takdiri gelince akıl kim oluyor ki? Ay bile tutulur. Kadın, hamama gitmişti. Birden aklına geldi hamam tasını evde unutmuştu. “Kuş gibi hemencecik koş. Evden o gümüş hamam tasını getir.” dedi. Halayık bu sözü duyunca efendisiyle buluşabileceğini düşünüp adeta canlandı. Efendi şimdi evde yalnızdır deyip sevine sevine hemen eve koştu. Halayık altı yıldır efendisini yalnız bulmayı gözlüyordu, bu sevdadaydı. Adeta uçarak eve geldi. Efendiyi evde yalnız buldu. Şehvet, iki aşığı da öyle bürümüştü, ikisinin de gözleri öyle karamıştı ki ihtiyatı akıllarına bile getirmediler. Evin kapısını kapamadılar. İkisi de neşeyle kucaklaştılar, birleştiler. Adeta o anda iki can bir oldu. Bu sırada hamamda kadının aklına geldi; nasıl oldu da dedi, ben bu kızı eve yolladım? Adeta kendi elimle ateşi pamuğun içine attım. Koçu koyuna saldım. Başındaki kili hemen yıkadı, cansız bir halde halayığın ardına düştü. Hem koşuyor, hem çarşafını giyiyordu. O halayık can sevgisiyle koşmuştu, bu korkusundan koşuyordu. Aşk nerede, korku nerede? Aralarında ne fark var? Arif, her an padişahın tahtına kadar ulaşır. Zahitse yürür, yürür bir ayda tam bir günlük yol alır. Zahidin de şerefli bir günü yok değildir, vardır. Vardır ama onun günü, nereden elli bin yıllık olacak. İş erinin ömründe her gün, bu cihan yıllarınca elli bin yıldır. Akıllar, bu sırra eremezler, kapı dışında kalırlar. Bu sır, vehmin ödünü patlatırsa bırak patlatsın. Aşk karşısında kıl kadar bile korku yoktur. Aşk mezhebinde herkes kurbandır. Aşk, Tanrı sıfatıdır. Fakat korku, şehvete kapılmış kulun sıfatıdır. Kuran’da “Onlar Tanrıyı severler” sözünü okudun ya, bu söz “Tanrı da onları sever” sözüne eştir. Şu halde muhabbeti de Tanrı sıfatı bil, aşkı da. Azizim korku Tanrı sıfatı olamaz. Tanrı sıfatı nerede, bir avuç toprağın sıfatı nerede? Sonradan yaratılanın sıfatı nerede, o pak ve önü sonu olmayan Tanrının sıfatı nerede? Aşkın sıfatını söylemeye koyulursam yüz kıyamet kopar da yine noksan kalır. Çünkü kıyametin kopacağı bir zaman, bu dünyanın bir sonu vardır. Fakat Tanrı sıfatına son nerede? Aşkın beş yüz kanadı vardır. Her kanadı, arştan yer altına kadar bütün kâinatı kaplar. Korkak zahit, ayağı ile yürümeye çabalar. Aşılarsa şimşekten de hızlı uçarlar, yelden de! O korkaklar, aşkın tozuna nereden ulaşacaklar? Aşk derdi, gökyüzünü döşeme edinir. Zahit bu makama ulaşamaz. Meğerki Tanrı ışığının inayeti gelip erişe de bu âlemden ve bu yürüyüşten kurtula. Kendi kuşundan, düşünden, dedikodusundan halas olsa da yüce doğan kuşu, padişaha yol bula. Bu dedikodu, cebir ve ihtiyarıdır. Sevgilinin cezbesi, bu ikisinin ardından gelir. Hâsılı o kadın eve varıp kapıyı açtı. Kapının sesi kulaklarına gelince, halayıkcağız perişan bir halde sıçradı, adam da namaza durdu. Kadın halayıkcağızı perişan, şaşkın ve somurtkan, kocasını da namazda görünce bu halden şüphelendi. Derhal kocasının eteğini kaldırdı. Bir de ne görsün? Aleti ve hayâları, meni içinde… Aletinden arta kalan meni damlamada; baldırı, dizi pislik içinde. Başına vurdu da dedi ki: A adi herif, namaz kılan adamın hayâları böyle mi olur? Şu alet, bu çeşit pislik içinde bulunan but ve kasık, Tanrı’yı anmaya layık mıdır?
Kaynak : http://www.saklanangercekler.com/?p=123

Barlas
24-08-2015, 08:42
Eline sağlık.

Alibey
24-08-2015, 09:46
Bu müslümanların cinsel hayatlarını araştırmada mevlana hazretlerinin yazıları esas kişilikleri hakkında büyük ip uçları verecektir. Hayallerini neler süslÜyor. Arzularında homoseksüellik vwrmı enses ilişki var mı. Hepsi bir arada. Bölğm bölüm incelemek gerek.

Lep
24-08-2015, 16:46
İşte mevlana hazretinden hikayeler.
MEVLANA’DAN PORNOGROFİK HİKAYELER
14 Eylül 2012, 04:15
MEVLANA’DAN PORNOGROFİK HİKAYELER
Gel gelelim Mevlana’nın ‘Mesnevi ahlakları düzeltir’ sözüne. Mesnevi pornografik dergileri aratmayacak düzeyde pornografik hikâyelerle doludur. Güya bu hikâyelerle insanlara ders verilip onlara güzel mesajlar sunulmakta. İnsanın şehvetini kabartacak, harekete geçirecek hikâyelerle insanlara ahlaki mesajlar vermek mümkün değildir. Kuran’da Rabbimiz(c.c), Hz Yusuf(a.s) ‘ın kadına meyil edişini dahi üstü kapalı bir şekilde bizlere bildirmektedir. Ya da Lut kavminin ahlaksızlığını aynı şekilde detaylandırılmadan aktarılmakta. Oysa Mevlana, ahlakları düzeltir dediği, Allah katından indirildiğini söylediği kitabındaki ahlakdışı hikâyelerle insanların ahlaki yapısını bozmaktadır. Şimdi bu hikâyeleri aktaralım: Sözlerimizden şüphe duyan her okuyucuya bizzat Mesnevi’yi alıp kendilerinin incelemesini tavsiye ediyorum. Biz bunun kanıtlarını detaylıca okuyucuya aktaracağız. Şimdi Mesnevi’de geçen pornografik hikâyeleri inceleyelim.
KADININ EŞEKLE İLİŞKİYE GİRMESİ(KABAK HİKAYESİ)

Cilt 5 KABAK HİKAYESİ (1335-1420. Beyitler 112-118.sf)
Bir Hanımefendi,Bir Hizmetçi ve Bir Eşek…İhtirasın acı sonuçları…
Bir halayık (hizmetci) şehvetin çokluğundan, hırsının fazlalığından bir eşeği kendisine alıştırmıştı. O eşek, kendisine yakınlaşmayı adet edinmiş, insana yakın olmayı öğrenmişti.
1335. O hilebaz halayığın bir kabağı vardı. Eşek kendisine ölçülü yaklaşsın diye kabağı, eşeğin aletine takardı. Yakınlaşma zamanında aletin yarısı girsin diye bu işi yapmaktaydı. Çünkü, eşeğin aleti tamamı ile girse rahmi de parçalanırdı, damarları da. Eşek boyuna zayıflayıp durmaktaydı. Eşeğin sahibi olan kadın da neden bu eşek böyle zayıflıyor, neden böyle kıl gibi inceliyor deyip dururdu. Fakat işin ne olduğunu anlamakta acizdi. Nalbantlara illeti nedir, neden zayıflamakta diye gösterdiyse de,

1340. Onda hiçbir illet görünmedi, kimse bunun iç yüzünü haber veremedi. Kadın bu işin aslını adamakıllı araştırmaya başladı. Her an eşeğin haline dikkat etmekte, neden böyle zayıfladığını bulmaya çalışmaktaydı.İnsanın adamakıllı çalışmaya kul olması gerekir. Çünkü her şeyi iyice arayan nihayet bulur. Eşeğin haline dikkat edip dururken bir de ne görsün? O halayık eşeğin altına yatmıyor mu? Bunu kapının yarığından gördü bu hale pek şaştı.

1345. Eşek, erkekler kadınlara nasıl yakınlaşırsa aynen onun gibi halayığa yakınlaşmış, işini becermekteydi.Kadın hasede düştü. Dedi ki, bu eşek, benim eşeğim, nasıl olur bu iş? Bu işin bana olması lazım ben işe daha ehlim. Eşek işi öğrenmiş, alışmış. Adeta sofra yayılmış, mum da yanmış. Görmemezlikten gelip ahırın kapısını vurdu. A kız ne vakte dek ahırı süpürüp duracaksın? dedi. Bu sözü işi gizlemek için söylüyor, ben geldim kapıyı aç diyordu.

1350. Sustu, halayığa hiçbir şey söylemedi. Bu işe tamah ettiği için işi gizledi. Halayık bütün fesat aletlerini gizleyip kapıyı açtı. Yüzünü ekşitip gözlerini yaşartarak dudaklarını oynatmaya başladı, güya oruçluyum demek istiyordu. Eline sapı yıpranmış bir süpürge aldı, develerin yatması için ahırı süpürüyor göründü. Elinde süpürge kapıyı açınca kadın, dudak altından seni usta seni, dedi.

1355. Yüzünü ekşittin, eline süpürgeyi aldın, iyi. Fakat yemeden içmeden kesilmiş eşeğin hali ne? İşi yarıda kalmış, öfkeli, aleti oynayıp durmada. Gözleri kapıda seni beklemede. Bunu dudağı altından söyledi, halayıktan gizledi. Onu suçsuz gibi ululayıp,Dedi ki: Tez çarşafını başına al. Filan eve git benden selam söyle. Şunu söyle, böyle yap, şöyle et. Neyse ben kadınların masallarını kısa kesiyorum.

1360. Maksat neyse sen onun hülasasını al. O işi görmezlikten gelen kadın onu yola vurunca, Zaten şehvetten sarhoş olmuştu, hemen kapıyı kapadı, oh dedi.Yalnız kaldım, bağıra, bağıra şükredeyim. Artık erkeklerin gah tam, gah yarım yamalak yakınlaşmasından kurtuldum. Kadının keçileri, sanki bini bulmuştu, öyle neşelendi. Eşeğin şehvet ateşiyle kararsız bir hale düştü. Hatta ne keçisi? O yakınlaşma kadını keçi haline getirdi. Ahmağı keçi haline getirmeye, hor hakir bir hale sokmaya şaşılmaz ki!

1365. Şehvet isteği, gönlü sağır ve kör yaptı mı eşeği bile Yusuf gibi nurdan meydana gelmiş bir ateş parçası gösterir. Nice ateşten sarhoş olmuşlar vardır ki ateş ararlar, kendilerini de mutlak nur sanırlar.Yalnız Tanrı kulu böyle değildir. yahut da Tanrı birisini çeker çevirir de yola getirir, yaprağı döndürür bu da başka! Böyle olan o ateş hayali bilir, o hayalin yolda eğreti olduğunu anlar. Hırs çirkinleri güzel gösterir. Yol afetleri içinde şehvetten beteri yoktur.

1370. Şehvet yüz binlerce iyi adı kötüye çıkarmıştır. Yüz binlerce akıllı, fikirli adamı şaşkın bir hale getirmiştir. Bir eşeği bile Mısır Yusuf’u gibi güzel gösterdikten sonra o çıfıt, bir Yusuf’u nasıl gösterir? Pisliği afsunu ile sana bal göstermede, iş inada bindi mi balı nasıl gösterir? Bir düşün artık. Şehvet yemeden olur, az ye. Yahut bir kadın nikahla da kötülükten kaç. Yedin içtin mi şehvet, seni harama çeker. Ele gireni elbet harcetmek gerektir.

1375. Şu halde nikah Lâhavle okumaya benzer. Oku, yani bir kadın nikahla da şehvet, seni belaya düşürmesin. Madem ki, yemeye içmeye hırsın var, çabuk bir kadın al evlen. Yoksa bil ki kedi gelir yağlı kuyruğu kapar. Sıçrayan eşeğin sırtına taş yükü vur, o kaçmadan, sıçramadan önce sırtına yükü yükle.Ateşin ne yaptığını bilmezsin, savul oradan. Bu çeşit bilginle ateşin çevresinde dönüp dolaşma. Ateşe çömleği koyup çorba pişirmeyi bilmiyorsan bil ki ne çömlek kalır, ne çorba.

1380. Su hazır olmalı, ahçılığı da bilmelisin ki o tenceredeki çorba, dökülmeden, bozulmadan pişsin. Demircilik sanatını bilmiyorsan demirci ocağından geçerken sakalını bıyığını yakarsın.Kadın kapıyı kapadı, sevine, sevine eşeği kendisine çekti, cezasını da tattı ya! Eşeği çeke, çeke ahırın ortasına getirdi. O erkek eşeğin altına yattı. O kahpe de muradına ermek üzere halayığın yattığını gördüğü sekiye yatmıştı.

1385. Eşek ayağını kaldırıp aletini daldırdı. Eşeğin aletinden kadının içine bir ateştir düştü. Alışmış eşek kadına abandı, aletini ta hayalarına kadar sokar sokmaz kadın da geberdi.Eşeğin aletinin hızından ciğeri parçalandı, damarları koptu birbirinden ayrıldı. Soluk bile alamadan derhal can verdi. Seki bir yana düştü o bir yana. Ahırın içi kanla doldu, kadın baş aşağı yıkıldı, öldü. Kötü bir ölüm, kadının canını aldı.

1390. Kötü ölüm, yüzlerce rezillikle gelip çattı babacığım. Sen hiç eşeğin aletinden şehit olmuş insan gördün mü?Kuran’dan rezillikle azap edilmeyi duy da böyle kepazelikle can verme. Bil ki bu hayvan nefis bir erkek eşektir. Onun altına düşmekse ondan daha kötü ve ayıp bir şeydir. Nefis yolunda benlikle ölürsen bil ki hakikatte sen de o kadın gibisin. Tanrı, nefsimize eşek sureti vermiştir. Çünkü suretler, huylara uygundur.

Cilt 2 EŞCİNSELLİK (3155.-3160 Beyitler 242-243. Sf)
Oğlanın iriyarı adamdan korkması… Adamın ”Korkma çocuğum! Ben er değilim” demesi

3155. Bir iri adam bir oğlanı ele geçirdi. Bu adam bana kast eder diye çocuğun yüzü sarardı.Adam dedi ki “ Güzelim, emin ol! Sen benim üstüme bineceksin.Ben korkunç görünsem de aldırış etme, bil ki ben bir ****yim. Deveye biner gibi bin üstüme, sür”İnsanların suretleriyle manaları da işte böyledir. Dışarıdan adam görünürler, içerden melun Şeytan!Ey Âd gibi ipiri adam, sen rüzgârın tesiriyle dalın vurduğu davula benziyorsun.

3160. Tilki, hava ile dolu tulum gibi bir davul yüzünden avını yele verdi.Davulda bir can olmadığını, içinin hava dolu olduğunu görünce dedi ki: “ Domuz bile şu bomboş tulumdan yeğ!”Davul sesinden tilkiler korkar, fakat akıllı kişi onu öyle döver ki deme gitsin!

Cilt 4 MÜSTEHCEN FIKRA (3545-3550. Beyitler Sf. 283)Bir Kadın’ın kocasının önünde aşığıyla oynaşmak istemesi
Bir kadın oynaşı ile aptal kocasının gözü önünde sevişip buluşmak istiyordu. 3545. Kocasına a iyi talihli kişi, ağaca çıkıp meyve toplamak istiyorum dedi. Ağaca çıkınca kocasına baktı ağlamaya başladı. Dedi ki: A merdut ahlâksız… üstündeki lûti kim? Karı gibi onun altına yatmışsın… meğerse sen ne ****ymişsin! Kocası senin başın döndü galiba… çünkü burada benden başka kimse yok dedi.3550. Kadın o üstüne binen kalpaklı herif kim, söyle hele diye birkaç kere daha sordu, söylendi. Adam,a kadın ağaçtan in; başın döndü; adam akıllı bunadın sen dedi. Kadın, ağaçtan indi; kocası ağaca çıktı. Kadın da oynaşını göğsüne çekti. Kocası bağırdı: A ****** maymun gibi üstüne çıkan o adam kim? Kadın burada benden başka kimse yok ki dedi… kendine gel, senin başın döndü galiba, saçmalama.

3555. Adam, bu sözü birkaç kere söylediyse de kadın, “Bu armut ağacından olacak! Ben de armut ağacının üstündeyken öyle şeyler gördüm be hey kaltaban! Aşağıya inde bak… benden başka kimse yok, bütün bu hayaller armut ağacından! Şaka ve lâtife bir şey belletmeye yarar… onu ciddi gibi dinle; görünüşte lâtife oluşuna kapılma! Her ciddi şey, maskaralara göre maskaralık, şakadır… fakat akıllara göre de lâtifeler, ciddidir.

Cilt 5 OĞLANCI HİKAYESİ ( 2497-2515. Beyitler 205-207.sf)Bir adam ve birlikte olduğu oğlanla sohbeti…
Bir oğlancı, evine bir oğlan götürdü. Onu baş aşağı edip düzmeye koyuldu.Bu sırada o mel’un çocuğun belinde bir hançer gördü. Dedi ki: Belindeki ne?Oğlan, kötü düşünceli biri hakkımda kötü bir düşünceye kapılırsa bununla karnını deşeceğim diye cevap verdi.
2500. Oğlancı, Tanrı’ya hamdolsun dedi, iyi ki ben sana bir hile yapıp kötü bir düşünceye kapılmadım.Sende adamlık olmadıktan sonra hançerlerin ne faydası var? Yürek olmadıktan sonra bunda ne fayda var ki?Tutalım Aliden Zülfikar’ı miras aldın, Tanrı aslanındaki kol, sende de varsa göster.Mesih’ten bir nefes bellediğini farzedelim, İsa’nın dudağı, dişi nerde ki a çirkin adam?Kazanmak, bir şeyler elde etmek için diyelim ki bir gemi yaptın, Nuh gibi bir gemi kaptanı hani? (21)

CİLT 5 CUHA’NIN KADIN KILIĞINA GİRMESİ HİKAYESİ (3325-3330. Beyitler 272-273.sf)
Mesnevi kahramanı Cuha’nın Kadın kılığına girip Hamamda bir kadına cinsel organını elletmesi…
3325.Sözü kuvvetli,cerbezesi yerinde bir vazeden vardı.Mimbere çıkmış vaız ediyordu.Kadın,erkek herkes mimberin dibine toplanmıştı.Cuha da bir çarşaf giyip yüzünü örttü,kadınlar arasına karıştı.Kimse onu tanımıyordu.Bir kadın,vaız edene gizlice sordu:Kasıktaki kıllar,namazın bozulmasına sebep olur mu?Vaiz dedi ki:Uzun olursa namaz mekruh olur.Ya hamam otuyla,ya ustra ile traş etmen lazım ki namazın tamam olsun,kabul edilsin.
3330.Kadın: Ne kadar uzun olursa namazın kabul olmaz dedi.Vaız eden dedi ki:Bir arpa boyu uzun olursa traş etmek farzdır.Cuha,hemen kızkardeş dedi,bak bakalım,benim kasığımın kılı o kadar olmuş mu? Tanrı rızası için elini uzat da bir yokla. Bakalım,mekruh olacak kadar uzamış mı?Yanındaki kadın,Cuhanın şalvarına el atar atmaz eline aleti geldi. 3335.Derhal şiddetli bir nara attı.Hoca,sözüm gönlüne tesir etti dedi.Cuha dedi ki:Hayır,gönlüne tesir etmedi,eline tesir etti.A akıllı adam,gönlüne tesir etseydi vay haline!

BABA İLE KIZI ARASINDA CİNSEL İLİŞKİ ÜZERİNE BİR SOHBET (Cilt 5, 3716-3736. Beyitler, s. 302-304)

Zengin bir adam vardı. Bu adamın da zühre yanaklı, ay yüzlü, gümüş bedenli bir kızı vardı. Kız, kendini bildi, babası onu kocaya verdi. Fakat kocası kızın dengi değildi. Kavun, karpuz oldu, sulandı mı yarmazsan telef olur gider.Babası da kızın baştan çıkmasından korktu da onun için onu, dengi olmayan birisine verdi.
3720. Kızına dedi ki: Kendini kocandan koru, sakın gebe kalma. Ne yapayım? Bu yoksula seni vermek zorunda kaldım. Bu adamı garip say, garipte vefa olmaz. Ansızın her şeyi bırakır, kaçıp gider. Çocuğu, başına dert olur kalır.Kız dedi ki: Babacığım, dediğini tutarım, öğüdün pek doğru, kabulüm.Babası, her iki üç günde bir kere kızına aman ha sakın diye öğüt veriyordu.

3725. Derken kız, birdenbire gebe kalıverdi; ikisi de gençti. Kız, bunu babasından gizledi. Çocuk, karnında beş, yahut altı aylık oldu. Artık iyiden iyiye belli oldu. Babası dedi ki: Bu ne? Ben sana ondan kendini koru demedim mi? Öğütlerim, yelmiydi ki hiç sana tesir etmedi? Kız, baba dedi, nasıl tahammül edeyim? Erkekle kadın, şüphe yok ki ateşle pamuk.
3730. Pamuk, ateşten nasıl çekinebilir? Yahut da ateş nasıl olur da pamuğu yakmaz, çekinir? Babası dedi ki: A kızım, ben sana onun yanına gitme demedim. Yalnız menisinden kendini koru dedim. Tam zevk anında onun beli gelirken kendini çekmeliydin.Kız, peki, beli ne vakit gelecek, ben ne bileyim? Bu, pek gizli bir şey, anlaşılmaz ki dedi.Babası, gözleri süzüldü mü anla ki beli geliyor deyince,3735. Kız dedi: Onun gözü süzülünceye kadar benim bu iki gözüm de kör oluyor a baba!Her bayağı akıl, hırs ve öfke zamanı, yerinde durmaz ki!
ZAHİDİN KARISINI BAŞKA BİR KADINLA ALDATMASI, HİZMETÇİSİYLE İLİŞKİYE GİRMESİ
Şark İslâm Klasikleri, Mesnevi, Mevlâna, M.E. B. Yayınları, İstanbul 1988 çeviren Veled İzbudak CİLT 5 2165-2200-BEYİT-178-181 SYF.
Bir zahidin kıskanç bir karısı, bir de huri gibi güzel bir halayığı vardı. Kadın, kıskançlığından kocasını gözetir, halayıkla hiç yalnız bırakmazdı. Kadın, bir zaman onların ikisini de gözetti, yalnız kalmalarına fırsat vermedi. Nihayet Tanrının kaza ve kaderi gelip çattı. Koruyucu akıl, şaşırdı gitti. Tanrı hükmü, Tanrı takdiri gelince akıl kim oluyor ki? Ay bile tutulur. Kadın, hamama gitmişti. Birden aklına geldi hamam tasını evde unutmuştu. “Kuş gibi hemencecik koş. Evden o gümüş hamam tasını getir.” dedi. Halayık bu sözü duyunca efendisiyle buluşabileceğini düşünüp adeta canlandı. Efendi şimdi evde yalnızdır deyip sevine sevine hemen eve koştu. Halayık altı yıldır efendisini yalnız bulmayı gözlüyordu, bu sevdadaydı. Adeta uçarak eve geldi. Efendiyi evde yalnız buldu. Şehvet, iki aşığı da öyle bürümüştü, ikisinin de gözleri öyle karamıştı ki ihtiyatı akıllarına bile getirmediler. Evin kapısını kapamadılar. İkisi de neşeyle kucaklaştılar, birleştiler. Adeta o anda iki can bir oldu. Bu sırada hamamda kadının aklına geldi; nasıl oldu da dedi, ben bu kızı eve yolladım? Adeta kendi elimle ateşi pamuğun içine attım. Koçu koyuna saldım. Başındaki kili hemen yıkadı, cansız bir halde halayığın ardına düştü. Hem koşuyor, hem çarşafını giyiyordu. O halayık can sevgisiyle koşmuştu, bu korkusundan koşuyordu. Aşk nerede, korku nerede? Aralarında ne fark var? Arif, her an padişahın tahtına kadar ulaşır. Zahitse yürür, yürür bir ayda tam bir günlük yol alır. Zahidin de şerefli bir günü yok değildir, vardır. Vardır ama onun günü, nereden elli bin yıllık olacak. İş erinin ömründe her gün, bu cihan yıllarınca elli bin yıldır. Akıllar, bu sırra eremezler, kapı dışında kalırlar. Bu sır, vehmin ödünü patlatırsa bırak patlatsın. Aşk karşısında kıl kadar bile korku yoktur. Aşk mezhebinde herkes kurbandır. Aşk, Tanrı sıfatıdır. Fakat korku, şehvete kapılmış kulun sıfatıdır. Kuran’da “Onlar Tanrıyı severler” sözünü okudun ya, bu söz “Tanrı da onları sever” sözüne eştir. Şu halde muhabbeti de Tanrı sıfatı bil, aşkı da. Azizim korku Tanrı sıfatı olamaz. Tanrı sıfatı nerede, bir avuç toprağın sıfatı nerede? Sonradan yaratılanın sıfatı nerede, o pak ve önü sonu olmayan Tanrının sıfatı nerede? Aşkın sıfatını söylemeye koyulursam yüz kıyamet kopar da yine noksan kalır. Çünkü kıyametin kopacağı bir zaman, bu dünyanın bir sonu vardır. Fakat Tanrı sıfatına son nerede? Aşkın beş yüz kanadı vardır. Her kanadı, arştan yer altına kadar bütün kâinatı kaplar. Korkak zahit, ayağı ile yürümeye çabalar. Aşılarsa şimşekten de hızlı uçarlar, yelden de! O korkaklar, aşkın tozuna nereden ulaşacaklar? Aşk derdi, gökyüzünü döşeme edinir. Zahit bu makama ulaşamaz. Meğerki Tanrı ışığının inayeti gelip erişe de bu âlemden ve bu yürüyüşten kurtula. Kendi kuşundan, düşünden, dedikodusundan halas olsa da yüce doğan kuşu, padişaha yol bula. Bu dedikodu, cebir ve ihtiyarıdır. Sevgilinin cezbesi, bu ikisinin ardından gelir. Hâsılı o kadın eve varıp kapıyı açtı. Kapının sesi kulaklarına gelince, halayıkcağız perişan bir halde sıçradı, adam da namaza durdu. Kadın halayıkcağızı perişan, şaşkın ve somurtkan, kocasını da namazda görünce bu halden şüphelendi. Derhal kocasının eteğini kaldırdı. Bir de ne görsün? Aleti ve hayâları, meni içinde… Aletinden arta kalan meni damlamada; baldırı, dizi pislik içinde. Başına vurdu da dedi ki: A adi herif, namaz kılan adamın hayâları böyle mi olur? Şu alet, bu çeşit pislik içinde bulunan but ve kasık, Tanrı’yı anmaya layık mıdır?
Kaynak : http://www.saklanangercekler.com/?p=123
Elimde mevlananın mesnevi kitabı var ancak yukardaki hikayeleri bulamadim. Verilen Sayfa bilgileri mi yanlış yoksa çarpıtma ve uydurmamı söz konusu ?

pianola
24-08-2015, 16:58
____edit

Boolean
24-08-2015, 17:00
https://www.youtube.com/watch?v=Yba80rhALRg&feature=youtu.be

İlahimasal
24-08-2015, 18:19
Mevlananı kabak hikayesi çok meşhurdur.bilen bilir.

Mesnevinin okuduğunuz cildinden başka ciltleri vardır.

Alibeyin yukariya attığı bilgiler o ciltlerde mevcuttur.

Mesnevinin o anlatımlarını itina ile kitapevleinden uzak tutarlar.biraz daha ısrarcı olup isteyiniz.bulursunuz.

Nasrettin hoca ve mevlana atışmaları üzerine bu forumda post var bulunuz ve okuyunuz.

Süleymaniye vakfına sorun mevlanaya sapık dediklerini görüceksiniz.


Unutmadan yazalım mevlananın halayık hikayesi çok manalı.

Kurdistannn
24-08-2015, 20:34
Az kaldı hikayeleri okurken masturbasyon yapacaktım :)

Boolean
24-08-2015, 20:41
Az kaldı hikayeleri okurken masturbasyon yapacaktım :)

Ahahaha :D Mevlana okuyup, masturbasyon yapan adam da hiç görmedim.

"Her ne olursan ol yine gel"

Şak şak şak şak

"Sevgide güneş gibi ol, Hataları örtmede gece gibi ol"

Şak şak şak şak şak

"Ya olduğun gibi görün, Ya da göründüğün gibi ol"

Şak şak şak

Ahahaha :)

Kurdistannn
24-08-2015, 20:45
Ahahaha :D Mevlana okuyup, masturbasyon yapan adam da hiç görmedim.

"Her ne olursan ol yine gel"



Adam, ne olursan ol gel diyor, sen ise ayrım yapıyorsun.

http://i.imgur.com/7pC8yoo.gif

Predator
24-08-2015, 20:45
Her başlıkta konu aynı yöne sapıyor.

Boolean
24-08-2015, 21:11
Her başlıkta konu aynı yöne sapıyor.

http://i60.tinypic.com/qqwavr.jpg

Aleph
24-08-2015, 22:56
Oğlancılık anladığım kadarıyla eskiden çok sıradan bir şeymiş. Osmanlı sarayında da çok sayıda oğlancı varmış. Mevlana hikayesini dönemin ahlaki normlarına göre yazmış olabilir mi sizce?..

Gerçi tek sapıklık oğlancılık olsa iyi. Uzun olduğu için tamamını okumamıştım, şimdi fark ettim ki hikayelerde farklı temalar da işlenmiş.. :)

Aleph
24-08-2015, 23:05
Ayrı bir başlıkta Gazali'yi de konuşmalıyız. Tabi porno yok ama onda da hezeyan durumları var..

horror
24-08-2015, 23:08
Elinde tüm ciltler olan bi arkadaş hikayeyin resmini çekip buraya koyabilirmi internette yayınlayacağım:) bu haliyle yayinlarsam taşa tutarlar beni

Boolean
24-08-2015, 23:45
Eşek kendisine ölçülü yaklaşsın diye kabağı, eşeğin aletine takardı. Yakınlaşma zamanında aletin yarısı girsin diye bu işi yapmaktaydı. Çünkü, eşeğin aleti tamamı ile girse rahmi de parçalanırdı, damarları da

Eşşeklerin penis ölçüsü 45 cm falanmış.

Jonah Falcon diye bir adamın penis ölçüsü ise 34 cm imiş.

Şu adam.

http://cdn.gossiponthis.com/wp-content/uploads/2012/07/jonah-falcon-2.jpg?153dbb

Bu adamın da kabak falan takması lazım sanırım.

"Zelihaaa yatağa gel sevişelim"
"Gabağı tahtın mı bey?"
"Tahtım tahtım."

Aleph
25-08-2015, 00:15
Alet boyu deyince aklıma "Anger Management" geldi. Çok eğlenceli bir filmdi. IMKB, yok ya neydi o?.. Ha, IMDB puanı bence en az 8 olmalı.. ;)
https://www.youtube.com/watch?v=usKUulGs0c4

Lep
25-08-2015, 15:44
Elinde tüm ciltler olan bi arkadaş hikayeyin resmini çekip buraya koyabilirmi internette yayınlayacağım:) bu haliyle yayinlarsam taşa tutarlar beni

Mucize bekliyor gibisin ))

Alibey
25-08-2015, 20:28
cinsel sapıklık tüm müslümanlada aygın olarak var. al muhammedi ayetlerini pek çoğu sapıklıklar içeriyor.

şu bizim muhteşem süleyman varya. romanyayı işgal etmişler yerine yine ordan kral sülalesinden birini atamışlar haraca bağlayıp dönmüşler. dönerken emniyet olsun bize yamuk yapmasınlar diye oğullarında voyvadayı da beraberlerinde alıp gelmişler. VOYVODA ya iyi bakılmış tahsil verilmiş falan ve padişahın oğlu Süleymanla arkadaş büyümüşler. ama arkadaşı Süleyman bunu hep düzmeye başlamış parlak romen oğlanı. pargalı ibrahim gibi. gel zaman git zaman voyvoda ülkesini kaçmış ve üikesini osmanlı işgalinden kurtarmış. ve nerde bir Osmanlı gördüyse kazığa oturtmaya başlamış. adınıda kazıklı voyvoda koymuşlar adamın.
Osmanlıda ve diger müslüman devletlerinde emeviler abbasiler dahil cinsel sapıklık ileri dereede yaygındır.

kuranda bir ayet var. kuran biile nne kadar ahlaksız varın siz görün. insanları size dünyada diyemiyor çünki cennette inci hiç ellenmemiş oğlanlar gençler vereceğim diyor.. Tur suresi 52-24

küçük kız ve oğlan çocuklarını herkes müslüman pisliklerden korusun.
gazetelerde ikide bir haber kuran öğrenmeye giden küçük kıza imam sarkıntılık etti.

bakın ciddi söyliyorum namaz kılanda çocuklarınızı uzak tununuz.

Predator
25-08-2015, 20:48
...

Tarih bilgini kazığa oturtayım.

Aleph
25-08-2015, 20:56
Tarih bilgini kazığa oturtayım.

Aramızda yeni bir İlber Ortaylı var gençler:
http://www.capsverlan.com/bloggaleri/galeri/buyuk_resim/640x480_2526ilber_ortayli_capsleri034.jpg

Alibey
25-08-2015, 20:57
Tarih bilgini kazığa oturtayım.

Dostum ben osmanlı değilim.

III. Vlad
III. Vlad Drakula
Владъ Цепѣшъ
III. Vlad'ın Ambras Kalesi'nde yapılan portresi. (Renklendirilmiş hali ile)[1]
Vlad Tepes 002.jpg
Hüküm süresi 1448; 1456–1462; 1476
Eş(leri) Soylu Kadın Transylvanian
Ilona Szilágyi
Hanedan Drăculești Hanedanı
Babası II. Vlad
Annesi Moldova'lı Cneajna
Doğum Kasım ya da Aralık 1431[2]
Segesvár, Macaristan Krallığı
Ölüm Aralık veya Ocak 1476, 1477, tarihi kesin bilinmiyor (44-45 yaşında)
Eflak
İmza
Broimp.jpg
Voyvoda III. Vlad Tepeş (d. 1431 Segeşvar, Macaristan Krallığı–ö. Aralık 1476 Bükreş yakınları, Eflak Prensliği), Kont Drakula ya da Kazıklı Voyvoda (Rumence: Vlad Țepeș) 1448, 1456-1462 yılları arası ve 1476 yıllarında Eflak beyliğinin voyvodası (prens) idi.[3]

Voyvoda III. Vlad düşmanlarını (özellikle esir aldığı Osmanlı askerlerini) kazıklara çakarak işkenceyle öldürmesiyle tarihe geçmiştir. Sonradan Bram Stoker'ın Drakula romanına ve Drakula filmlerine konu olmuştur.

İçindekiler
Gençliği
Voyvoda
Osmanlıya karşı
Sürgün ve sonu
Geleneği
III. Vlad'ın torunları
Dış bağlantılar
Kaynakça

Sende herhalde vvoyvodanın kızık kaçkınlarındansın demek.

Alibey
25-08-2015, 21:16
G..VEREN PADİŞAH IÇOĞLANI. KAZIKLI VOYVODA OSMANLIYI KAZİĞA OTURTMAKTA HAKLI..
Ayıptır Söylemesi de Bunlar Kimin Ecdatları ?



G..VEREN PADİŞAH IÇOĞLANI. KAZIKLI VOYVODA OSMANLIYI KAZİĞA OTURTMAKTA HAKLI..

Mine Kırıkkanat:'Osmanli'nin En Ünlü Içoglani'

"Dünyadaki hiçbir imparatorluk tarihinde, Osmanli Sarayi'ndaki kadar besik cinayeti islenmemis, hiçbir imparator ve kral, Osmanli sultanlari kadar çok ogul katletmemistir."




http://www.mgkmedya.com/osmanli-nin-en-unlu-icoglani



Cumhuriyet gazetesi yazari Mine Kirikkanat, 'Osmanli'nin En Ünlü Içoglani' baslikli dünkü yazisinda çok tartisilacak satirlara imza atti.

"Dünyadaki hiçbir imparatorluk tarihinde, Osmanli Sarayi'ndaki kadar besik cinayeti islenmemis, hiçbir imparator ve kral, Osmanli sultanlari kadar çok ogul katletmemistir." diyen Kirikkanat, Muhtesem Yüzyil'la ilgili tartismalara da katildi.

Iste Mine Kirikkanat'in o satirlari

1442 yilinda Osmanli payitahti Edirne, Sultani ise Fatih'in babasi Ikinci Murat'ti.


Eflak Prensi Vlad Besarab, o yil kardesi Prens Güzel Radul'la (Radu cel Frumos) birlikte babalari Ejderha Vlad (Drakula) tarafindan Osmanli Sultani'na rehin olarak Edirne Sarayi'na gönderildiginde, sadece 11 yasindaydi.

Iki rehin prense Edirne'deki sarayda çok iyi davranildi, ilerde Osmanli'ya hizmet egitimini de Sultan Murat'in "içoglani" kadrosunda aldilar...



IÇOGLAN KADROSUNDAN EMEKLI OLUNCA..

Ama Sultan'in gözdesi Vlad'di. Öyle ki genç prens sakali biyigi çikip "içoglani"kadrosundan emekli olunca; Ikinci Murat kendisine 6 yil süreyle duydugu sefkatin karsiligini da cömertçe ödedi. 1448'de 17 yasina basan Vlad'i voyvoda unvaniyla bezeyip yanina bir ordu katti ve Eflak tahtini fethe gönderdi.

***

Ama Osmanli sultanlari, her ne kadar ask ile is iliskilerini birbirine karistirsalar da enayi sayilmazlar... Ikinci Murat da pek sevdigi Prens Vlad'in kendisine bizzat verdigi "içoglani" egitimine hoslanarak mi, yoksa dislerini sikarak mi katlandigindan pek emin degildi. Vlad'i Eflak'a voyvoda gönderirken, kardesi Güzel Radul'u rehin tutarak Osmanli'ya bagli kalmasini saglama aldi.

Ne var ki Vlad Besarab, önce velinimetinin ordusuyla alip iki ay sonra yitirdigi, ardindan tekrar oturdugu Eflak tahtina iyice yerlesip, kaidesini artik güvencede hissettigi an... Rehin kalan kardesi Radul'u gözden çikararak Osmanli'ya isyan bayragini çekti.



KURUTULMUS GÜL YAPRAKLARINI KOKLAYAN FATIH

Artik 31 yasindaki Eflak Voyvodasi Vlad'in baskaldirdigi payitaht Istanbul olup, sahibi de "enfiye kutusunda kurutulmus gül yapraklari koklamayi pek seven" Fatih Sultan Mehmet'ti.

***

Prens Vlad, 1462 basindan itibaren Istanbul'dan gelip de karsisinda sarigini çikarmayi reddeden tüm elçi ve ulaklarin sarigini kafalarina çiviyle çaktirdi. Tuna boylarina ordu kaldirip 30 binden fazla Osmanliyi kaziga geçirdikten sonra Eflak ve Bogdan'da Romence "Kazikli" anlamina gelen Tepes lakabini aldi.



****-GÖTVEREN-SÜZGEÇ

Osmanlicada ise çocuklugunda maruz kaldigi tacize gönderme yapan Kalles, ****, Süzgeç, Götveren lakaplariyla ya da Kaziglu Bey diye aniliyordu. (Kaynak: Matei Cazacu, "Prens Drakula'nin Tarihi", Droz, 1988)

Çogu Batili tarihçinin uzun zaman anlam veremedigi bu lakaplardan özellikle dördüncüsü, Almanca sanilip yüzyillarca "Gotveren" diye söylendi!

Fatih Sultan Mehmet, babasinin eski gözdesinin uçan kaçan Osmanli'dan kazikla çikardigi "içoglanligi" hincini ögrenince gazaba gelip, Eflak Voyvodasi Vlad Tepes'e karsi düzdügü ordunun basina kimi geçirdi biliyor musunuz? Içoglaniyken aldigi egitime sadakat gösteren rehin kardesi, Güzel Radul'u...

***



OSMANLI 300 ASKERI KAZIGA GEÇIRDI

Osmanli ordusu Eflak'i aldi, Güzel Radul 15 Agustos 1462'de voyvodalik tahtina oturdu ama, kazikçi kardesini ele geçiremedi. Vlad Tepes, sigindigi Macarlar tarafindan esir alindi. 12 yilin sonunda serbest birakildiginda, yine Eflak'a dönüp 1476'ya kadar voyvoda olarak hüküm sürdü. Aralik ayinda Osmanli ordusuyla girdigi savasta öldürüldü ve 300 askeri kaziga geçirilirken, Vlad'in kesilen kafasi Fatih Sultan Mehmet'e gönderildi.

Ama Vlad Tepes'in ardinda biraktigi kazikli ve kanli efsane, 1897 yilindaBram Stoker'a, kurgusal romani Drakula'daki ölümsüz kont, ancak kalbine kazik çakilarak yok edilebilen vampir karakterini esinledi. Romanya'nin Transilvanya bölgesi, Francis Ford Coppola basta olmak üzere romanin sinemaya uyarlandigi pek çok filmle birlikte dünyada Kont Drakula'nin ülkesi olarak tanindi.



'G' NOKTASI

Dünyadaki hiçbir imparatorluk tarihinde, Osmanli Sarayi'ndaki kadar besik cinayeti islenmemis, hiçbir imparator ve kral, Osmanli sultanlari kadar çok ogul katletmemistir. Hatta Batili saraylarda veliaht olmasin diye ogul ve kardes katli parmakla gösterilecek kadar azdir. Çünkü hiçbirinin tekesli evlilik disi iliskileri ve metres sayisi; odalik, cariye, nikâhli nikâhsiz esle dolup tasan Osmanli haremi kadar kalabalik olmayip, peydahlanan çocuk sayisi da sultanlarinki kadar yüksek degildir. Biseksüel ve pedofil egemen sayisi da öyle...



OSMANLI'DA GERICILIGIN VAHSI ZIHNIYETI

2012 yilinda Osmanli tarihindeki tahta rakip ogul ve kardes katlini vacip kilan uygulamayi "Devleti böldürmemek için akilci bir yöntemdi" diye sunmak, gericiligin vahsi zihniyetidir. Günümüz Türkiye'sine dayatilan genel cehalet ve özel "tarih karartmasi" da, zaten "Down sendromlu" olmasi arzulanan halkin,"Yahu Ingiltere Imparatorlugu'nda tahta rakip ogul ve kardes katli vacip degildi. Acaba Osmanli'dan daha uzun sürmeyi, hem de bölünmeden nasil basardi" diye sorgulamaktan bile aciz kilmaktadir.



TÜRKIYE'YE YUTTURULMAYA ÇALISILAN OSMANLI GÜZELLEMESI
Muhtesem Yüzyil dizisine saldirmaktan "kardes katli" yasasinin övülmesine, topluma yutturulmaya çalisilan Osmanli güzellemesinin tamami, çokesliligi sorgulatmamak ve hatta yakin tarihte yeniden geçerli kilmak için yapilmaktadir. Mine Kırıkkanat



"Intikam, asagilanmis benliklerin silahidir."

Alibey
25-08-2015, 21:42
Tüm ahlaksızlkkların G noktası islamla başlar. İslam yöneticileri muhammed dahildir bu ahlaksızlıĞa.

Duydunmu sayın aleph ve pradator.
Bunların eline geçmeyin. Sizide yaparlar. Çünki oğlan severler.

Bak yukardaki yazıYı en az üç defa oku.

Alibey
25-08-2015, 22:07
Elimde mevlananın mesnevi kitabı var ancak yukardaki hikayeleri bulamadim. Verilen Sayfa bilgileri mi yanlış yoksa çarpıtma ve uydurmamı söz konusu ?


http://onlinemesnevi.blogspot.com.tr/2007/09/hikaye105.html

Bak dostun bburada onlşne mesnevi var.

5. Ciltte şehvetin sonu hikayesi var.
yazıda ciltler varzaten
Orda görürsün. Fatokopi isteyen vardı onada cdvap olsun.

İlahimasal
26-08-2015, 00:19
Ali bey konu on numara beş yıldız. Bu konu insanlara neler yazdırır neler.

Osmanlı dönemi de bu mevlanaya çok kıymet vermişler niye diye düşünürken saray oğlanları ve mevlana şems muhabbeti bana çok şey düşündürdü.
Fesatım fesatttttttttt

mhmd döneminde ,emevilerde,abbasilerde,selçuklularda,osmanlılarda halkdan bahseden onların sorunlarını dile getiren bir saray soytarısı yok,
Varsa yoksa saraylara takla atan yalakalaran haberler var.

Koca osmanlıda bilmem ne köyündeki bilmem ne teyzenin oğlunu bilmem ne hastalığına kurban verdğini anlatan bir saray soytarısı varmı.eminim yokdur.

Fakat yavuzun sarayindaki tüm cariyeler,üst tabaka yalakalar,elinde kılıç peşinde binlerce kişi olan , caka satan ordu kumandalarının sex hayatları veletleri tarihe yazılmışdır.


Bu yazılı tarihi bilenler günümüzde bunları bildikleri için kendilerini ulaşılmaz sanır.
Sokayım ben o tarihin taaaa dibine.

O köydeki, o teyzenin ,o oğlu niye öldü diye tarihe not düşülmediğı sürece.

Mevlanaya gelince

Nasıl bilirdik.

Gömün gitsin amk.

Vefik Sami
26-08-2015, 00:29
O köydeki, o teyzenin ,o oğlu niye öldü diye tarihe not düşülmediğı sürece.



Aslanlar kendi tarihlerini yazıncaya kadar; tarih, hep avcıları övecektir. (Afrika atasözü)

Alibey
26-08-2015, 01:37
Aslanlar kendi tarihlerini yazıncaya kadar; tarih, hep avcıları övecektir. (Afrika atasözü)

Halk o temiz insanlar ama hiç tarİhlerini yazamadılarki.
1- atatürkün emperyalizme mihver devlerine pesfettirmesi
2- Fıransız ihtilali
3-insan hakları beyanneüamesi
4-köleliğin kaldırılması

Vs vs
DEvlet tahakkümü ve sömürüsü bitmedi. dinlerin tahakkümü.

İsanın dinlerin tahakkümüne isyanı boşa gitti.

Alibey
28-08-2015, 17:56
Şimdi Mevlana hazretleri gibi zamanında ekol olmuş adına türbeler inşaa edilmiş biri
Niye kalkıpta temsil vereceğim diye bir kadını bir eşekle cinsel ilişkiye sokma ihtiyacını duyar. Ve kadını eşek malafasından korumak için kabak kemaneyi icad eder.

Nedir onu bu yola iten.
Niye beyninde böyle hülyalar kurmuştur. Aslında çok güzel eserler de vermiş ince ruhlu bir kişilik. Şems diye bir erKEğe aşık olabilmiş bunu kimselerden saklamamış aşkı İÇİN şemse mektuplar dokunaklı şiirker yazmış biri. Niye bukadar kabalaşmıştır.
İnsan ların sex e düşkünlüğünü gördüğündenmi. Ama insaları bu yöne tanrı yönlendirmiştir. Canlıların üremeleri bu yönle olmaktadır. Canlı organlarına zevk noktaları eklemiştir. Bunda ayıplanacak alay edilecek bir husus yoktur. Bence yetiştikleri islam ortamının sadist uygulama ve öğretileridir.
Benim tavuklara bakıyorumda bu yönde insanlardan daha faaller.
Horuz tavuklara karşı o kadar müşvikki. Bulduğu bir yemi hemen tavuklara ikram etmek istiyor. Didak didak yanına çağırıyor. Tavuk yumurtlayınca horozda onlarla beraber ortalığı ayaga kaldırıyor. Bu müslümanların beğenmedikleti aşağıladıkları hayvanlardan çok öğreniledek şeyleri var.

İlahimasal
28-08-2015, 18:17
Ali bey
Mevlana eşi kira hatunla 70 kez orgazm olduğu hikayesi doğrumu?
Adama eş cinsel diyorlar.
Azgın teke diyorlar.
Gönül adamı diyorlar.
Diyorlarda diyorlar.

Alibey
28-08-2015, 18:23
Döne döne ksyayı yememişse

Benim bildiğim başka kaynaklardan da öğrendiğim kadarı ile şems işi doğru.