PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Kanser hastalığına çare bulunmuş...


Serdar
23-10-2008, 14:42
Kanser hastalığına çare bulundu

http://www.uzunhayat.com/saglik/kanser-hastaligina-care-bulundu.html

Serdar
23-10-2008, 14:43
Ben bu yazya hiç yorum, yapmıyayım, hiç bulaşmayayım en iyisi.

MasculiN
20-11-2008, 08:31
Şimdi bu kanser hastalığına çare öyle mi ?

aydoe
20-11-2008, 09:51
Sevgili Serdar ,
Yazı asıyorsun sonrada yorum yapmayayım diyorsun,linki veriyorsan linki kopyalamana gerek te yok.
Kanser hastalığı nedir?Hastalık nedenleri nedir?
Birçok kanser türü vardır ve bunlarında birçok nedene bağlı geliştiği bilinmektedir.
Yani şu kanserin nedeni şudur diye bir tespit olsa zaten oluşmasıda tedaviside mümkün olacaktır.
Asmış olduğunuz yazı taraflı bakış açısı ile yazılmıştır.
Doğum kontrolünün kansere neden olduğunu savlamaktadır ama çok doğurmanın kadın sağlığına verdiği zararları yazmamaktadır.
Kürtaj ise zorunlu olduğunda uygulanabilecek bir yöntem olup doğum kontrol yöntemi değildir.
İslami yaşam kansere çare imiş bunu istatiksel olarak ortaya koymanız gerekir ,her neyse islmi yaşam ve nerde nasıl yaşanıyorsa ordaki kanser oranlarının başka bir toplumdaki kanser ornları ile karşılaştırılması ve anlamlı bir farklılık varsa bunun ortaya konması gerekir.
Ben size en doğrusunu söyleyeyim ilkel komünal toplumda hiç kanser yoktu,vardı ise de kanser hastalığı zaten bilinmemekteydi:)

sinner
20-11-2008, 14:13
Evet bence de son derece yanlı bir yazı.
Şimdi japonlar kendi inançlarını haklı çıkarmak için: Bak biz ne kadar uzun yaşıyoruz.
Diğer dinliler bizden az yaşıyor. O zaman hak dinli biziz diyebilir :D

Serdar
20-11-2008, 15:41
Yapayanlı saçma bir yazı, onun için dedim, yorum yapmayayım.:D İslami yaşayış tam tersine kansere en büyük zemini hazırlar diğer zorba yaşam şekilleri ile birlikte. Doğum kontrolünü de, millet facır fucur çocuk doğursun diye istemez baskıcı rejimler. Fabrikalarda ücretleri düşük tutacak kadar işsiz sayısının fazla olması ve savaşlarda ölecek insanlara ihtiyaç duyulması bunların nedenleri arasındadır. Diğer yandan evlilik kurumu gelişsin, ahlak anlayışı gelişsin, güç kazansın isterler. Evlilik ise ekonomik bir ortaklıktır temelde. Kapitalist hiyerarşik rejimler kendi tabanlarını bu şekilde sağlamlaştırırlar. Evliliği teşvik ederler. Özellikle tek eşle ömür boyu olsun isterler.Ama bu da insanın doğasına uymaz. Aynı insanla uzun süre sağlıklı cinsel ilişki sürdürelemez. O tür insanlar hayatlarında ancak birkaç kere zevkle orgazm olabilir. Sonra o evliliğin sevici cicim ayları geçtikten sonra, sinir hastalıkları türer boy boy. Sinirlenemezse de kanser olur. Nereye gidecek cinse enerji? Cinselliğin kösteklenmesi ile ilk önce ruh ve sinir sağlığı bozulur. Evliliğin ve hiyerarşik iş bölümünün baskıcı rejimi ile sinirlenme, isyan etme de kösteklenirse, birkaç yıl(veya uzun yıllar içerisinde) bedenen körelme, paslanma, hormonlarda işlev kaybı gerçekleşir. Bunun sonucunda kanser kaçınılmazdır. Beden heyecanlanmayan, isyan etmeyen, zevk duymayan, hayattan sıkkın, bezgin enerji harcama ve kullanma kapasitesi düşük bir organik madde yığını haline gelir. Bu organik madde yığını kontrolsüz enerji demektir. Beden hücreleri farklılaşmaya kanser dokusu oluşturmaya kaydırır potansiyelini. Çünkü bedenin hücreleri kendi lehine haz duyamıyor, hoşuna gitmeyen şeylere karşı sinirlenip isyan edemiyordur. Bunu sağlayan mekanizma uzun yıllar ve bazen de (bünyeden bünyeye değişir) erken yıllarda körelmiş, işlevini kaybetmiştir. Kanser hücreleri oluşur ve yavaş yavaş bu kontrolsüz enerjiyi ve madde yığınını kendi tarafına çekmeye başlar. Giderek büyür, kabarır, kan damarlarını kendine doğru çeker. Niye? Enerji ve madde kan aracılığıyla bedene yayılır ve dolayısıy kaynağı ordadır. Sonuç olarak kontrolsüz enerji ölüm getirir.

Serdar
20-11-2008, 16:01
İlkel toplumlarda kanser, sinir ve akıl hastalıklarına rastlanmamasının nedeni onların hayatı dolu dolu, canlı canlı yaşamalarındandır. Doğal cinsel ilişki, doğal fiziksel aktivite, doğal beslenme, gerektiğinde aylayıp-sinirlenip-sevebilme yeteneği ve toprağın kokusunu katıksız olarak koklayabilme olanağı bunlar arasındadır. Doğal yaşam alanlarında ihtiyaçları olan tüm yaşam gereçleri vardır. Ekonomik yaşamları basittir, katıksızdır doğaldır. Böyle bir sıkıntıları yoktur. Aynı şekilde insan ilişkileri ve toplumsal örgütlenmeleri de.

Biz günümüz toplumları ise her geçen gün onlardan biraz daha uzaklaşmaktayız. Kendi sonumuzu kendi ellerimizle hazırlamaktayız. Fakat, bunu önleyebiliriz: biraz dikkat, biraz isyan ile birlikte inandığımız şeylerin uğrunda, korkularımızın-bizi engelleyen şeylerin önüne nefesimizi tutmaksızın kendimizi atarak var olan eski doğallığa ve saflığa geri dönmeye çalışarak ve onu koruyarak. Bu dönüş ise kanımca, gerekli toplumsal öğelerin terkardan düzenlemesi ve tasarlanmasıyla olacaktır: ekonomik yapı, insan ilişkileri, doğal çevre...

vartor
20-11-2008, 18:59
Ilkel toplumlarda kanserin bilinmemesi sanki yokmus sonucunu cikarttirmasin. Herseyden once, ortalama insan omru, gunumuze kiyasla cok daha kisaydi.Yaslandikca kanserin belirmesi olanagi yukelmekte, diger hastaliklara careler uretildikce, kanser olma ihtimali de yukselmekte(uzun yasamdan dolayi)
Vucudumuz devamli anormal hucreleri her an uretiyor, ancak bagisiklik sistemimiz normal calisiyorsa, bu hucreleri taniyip yok eder. Dini butun, veya bir ceyrek olmanin etkisi hictir. Ilim ve arastirmalar ilerledikce, simdilik tedavisi imkansiz kanser cesitlerine de bir care bulunacaktir, dua ile tedavi olacaksa, duayi ettiginiz gucun, kanseri size en basta neden verdigini sorgulayin derim. :)

Serdar
20-11-2008, 21:39
Din insanları çilekeş, içine kapanık, cinsel yasakçı yaptıkça kansere davetiye çıkaracaktır.
İnsanın yaşlandıkça kansere yakalanma riski artmaz, insan bedenen köreldikçe, cinsel yönden zayıfladıkça, metabolik yönden durağanlaştıkça, enerji harcama yeteneği kösteklendikçe kansere yalanma olasılığı artar. Evet yaşladıkça bunlar olur, ama bu saydıklarım gerçekleştikten sonra erken yaşlarda da olabilir kanser. Nitekim olmakta.

Peki kanser dokusu oluşunca niye bağışıklık sistemi gelip onu yok etmiyor? Yani kanserin nedeni bağışıklık sistemindeki bir aksaklık olduğunu mu söylüyorsun? AIDS gibi birşey olduğunu söylüyorsun?

İnsan bedeninin bütünlüğünü yitirmesine neden olan herşey kansere neden olabilir. Yani, kanser olabilmesi için doku ve hücreler canlılığını yitirmelidir. Buna çok çeşitli etkenler neden olabilir. Başta kalitesiz spordan ve cinsel yaşamdan uzak hayattır. İkinci olarak faşist-hiyerarşik dünya düzeninin kişiliksel bastırması ve ezmesi gelir. Kişiliğin işlevsel alanı kaslarda ve bedendedir. Dolayısı ile bastırılmış, ezilmiş, robot edilmiş bir kişi durağanlaşmış, söndürülmüş, kansere davetiye çıkarmış kişidir. Üçüncü olarak kimyasal maddeler-ağır metaller veya virüsler beden hücrelerinde mutasyona neden olduğu için değil bir defa, bölgese(lokal) olarak doku ve hücre canlılığını, enerji metabolizmasını değiştirdiği/engellediği için kansere sebep olabilmektedir. Durmadan virüsler ve genler bahane edilerek, göze sokulmak istenerek kanserin gerçek nedenleri saklanmaya çalışılmaktadır sanki. Kansere virüslerin gen aktarımının neden olduğu ile ilgili teoriye şüphe ile bakılmaktadır/bakılmalıdır. Şöyle ki, virüs genlerinde konakçı hücresinin genomunu damarları çekebilme özelliğini kazandırması görüşü çok zayıftır. Virüslerin genomları çok küçüktür. Hele konakçıya aktardıkları genler daha azdır. Hele ki bu kadar az sayıdaki genler, hücrelere aşırı çoğlama(hücre bölünmesi) ve kan damarlarını çekebilme özelliği kazandırabilir mi diye sorulmalıdır. Bir kaç protein veya molekül bunları yapabilir mi? Nasıl bir molekül insanın hapşurma, gülme, yürüme gibi işlevlerinden sorumlu olmazsa kan damarlarını çekebilme ve aşırı çoğalabilme özelliğini kanımca kazandıramaz. Bunlar karmaşık işlevlerdir. Birçok kimyasal reaksiyon ağı ve mekanizması bunlarda görev olmaktadır. o halde hücrelerin kanser dokusu şeklinde farklılaşması onun belli bir süreç içerisinde(tıpkı evrim gibi, ama nesilleri değil, tek bir hayatı kasayan) vücudun aleyhine programlanışındandır.

Serdar
20-11-2008, 21:49
Sözlerim ahkam kesmek gibi anlaşılmasın, sadece akıl yürütmeye çalışıyoruz.

vartor
21-11-2008, 02:09
Peki kanser dokusu oluşunca niye bağışıklık sistemi gelip onu yok etmiyor? Yani kanserin nedeni bağışıklık sistemindeki bir aksaklık olduğunu mu söylüyorsun? AIDS gibi birşey olduğunu söylüyorsun?
Oyle demiyorum. Aidsle ne ilgisi var? Ustelik ben degil, arastirmacilar diyor.