Orijinalini görmek için tıklayınız : Kur'an dan seçmeler...
Mü'minun /14
Sonra bu az suyu “alaka”[381] hâline getirdik. Alakayı da “mudga”[382] yaptık. Bu “mudga”yı da kemiklere dönüştürdük ve bu kemiklere de et giydirdik. Nihayet onu bambaşka bir yaratık olarak ortaya çıkardık. Yaratanların en güzeli olan Allah’ın şânı ne yücedir!
Yaratanların en güzeli derken ;
Kaç tane yaratan var? daha az güzel olan yaratıcılar kim?
Ratiönalism
27-12-2008, 23:26
360 tane put vardır Kabe'de onu kastediyor herhalde:)
gematria
28-12-2008, 14:58
kemiklere dönüştürdük ve kemklere et giydirdik :D kemikler en geç oluşan doku tipidir arapların embriyoloji bilgiside bukadar işte napalım :D
yusuf yılmaz
28-12-2008, 17:33
sonra o suyu kan pıhtısı haline getirdik sonra kan pıhtısını bir parça et yaptık bu bir parça eti kemiklere çevirdik
bu kemiklere et giydirdik sonra da onu başka bir yaratık yaptık şekil vericilerin en güzeli olan Allah çok yücedir
sonra o suyu kan pıhtısı haline getirdik sonra kan pıhtısını bir parça et yaptık bu bir parça eti kemiklere çevirdik
bu kemiklere et giydirdik sonra da onu başka bir yaratık yaptık şekil vericilerin (diğerleri kim )en güzeli olan Allah çok yücedir
Abdülbaki Gölpınarlı
Sonra o bir katre suyu kan pıhtısı haline getirdik, derken kan pıhtısını bir parça et haline soktuk, derken ette kemikler yarattık, derken kemiklere et giydirdik, sonra da onu başka bir yaratılışla meydana getirdik; ne yücedir şanı yaratıcıların en güzeli Allah'ın.
Ali Bulaç Meali
Sonra o su damlasını bir alak (embriyo) olarak yarattık; ardından o alak'ı (hücre topluluğu) bir çiğnem et parçası olarak yarattık; daha sonra o çiğnem et parçasını kemik olarak yarattık; böylece kemiklere de et giydirdik; sonra bir başka yaratışla onu inşa ettik. Yaratıcıların en güzeli olan Allah, ne yücedir.
Diyanet İşleri Meali(Eski)
Sonra nutfeyi kan pıhtısına çevirdik, kan pıhtısını bir çiğnemlik et yaptık, bir çiğnemlik etten kemikler yarattık, kemiklere de et giydirdik. Sonra onu başka bir yaratık yaptık: Biçim verenlerin en güzeli olan Allah ne uludur!
Diyanet İşleri Meali(Yeni)
Sonra bu az suyu “alaka”[381] hâline getirdik. Alakayı da “mudga”[382] yaptık. Bu “mudga”yı da kemiklere dönüştürdük ve bu kemiklere de et giydirdik. Nihayet onu bambaşka bir yaratık olarak ortaya çıkardık. Yaratanların en güzeli olan Allah’ın şânı ne yücedir!
Diyanet Vakfı Meali
Sonra nutfeyi alaka (aşılanmış yumurta) yaptık. Peşinden, alakayı, bir parçacık et haline soktuk; bu bir parçacık eti kemiklere (iskelete) çevirdik; bu kemikleri etle kapladık. Sonra onu başka bir yaratışla insan haline getirdik. Yapıp yaratanların en güzeli olan Allah pek yücedir.
Edip Yüksel Meali
Sonra, o damlacığı, embriyo olarak biçimlendirdik, sonra embriyoyu dölüt olarak biçimlendirdik, sonra dölütü kemik olarak biçimlendirdik, sonra kemiğe et giydirdik ve sonra onu yeni bir yaratık haline soktuk. Biçim verenlerin en güzeli ALLAH çok yücedir.
Elmalılı Hamdi Yazır
Sonra nutfeyi bir alaka (embrio) yarattık, derken o alakayı bir mudga (bir çiğnem et parçası halinde) yarattık, derken o mudgayı bir takım kemik yarattık, derken o kemiklere bir et giydirdik, sonra onu diğer bir yaratık olarak teşekkül ettirdik. Yapıp yaratanların en güzeli olan Allah, pek yücedir.
Elmalılı Meali (Orjinal)
Sonra o nufteyi bir aleka yarattık. derken o alakayı bir mudga yarattık derken o kemiklere bir et giydirdik, sonra ona diğer bir hılkat neş'eti verdik, bak ne şanlı o Allah, yaratanların en güzeli
Ömer Nasuhi Bilmen
Sonra o nutfeyi bir donmuş kan yarattık, müteakiben o donmuş kanı da bir parça et kıldık, sonra o et parçasını da kemikler kıldık, kemiklere de bir et giydirdik. Sonra da onu başka bir halk olarak inşa etmiş olduk. İmdi musavvir, mukaddir olanların en güzeli olan Allah Teâlâ, pek mübarektir.
Muhammed Esed
sonra bu döl suyu damlasından döllenmiş hücreyi yaratıyoruz; sonra bu döllenmiş hücreden de cenini ve ceninden kemikleri yaratıyoruz; ve sonra da kemiklere et giydirip onu yepyeni bir yaratık halinde 5 (http://javascript%3Cb%3E%3C/b%3E:new_window%28%27aciklama.asp?sureno=23¬no=5%27%29) var edip ortaya çıkarıyoruz: öyleyse, yaratanların en iyisi, en ustası 6 (http://javascript%3Cb%3E%3C/b%3E:new_window%28%27aciklama.asp?sureno=23¬no=6%27%29) olarak Allah ne yücedir!
Suat Yıldırım
Sonra nutfeyi (rahim cidarına) yapışan bir hücreye, bunu da mudgaya, yani bir çiğnem et görünümündeki varlığa, mudgayı kemiklere dönüştürür, sonra da kemiklere et giydirip, derken yeni bir yaratılışa mazhar ederiz. İşte bak da Allah'ın ne mükemmel yaratan olduğunu bir düşün! [22,5]
Süleyman Ateş Meali
Sonra nutfeyi alaka(embriyo)ya çevirdik, alaka(embriyo)yı bir çiğnemlik ete çevirdik, bir çiğnemlik eti kemiklere çevirdik, kemiklere et giydirdik; sonra onu bambaşka bir yaratık yaptık. Yaratanların en güzeli Allah, ne yücedir!
Şaban Piriş Meali
Sonra spermi empriyo haline getirdik. empriyoyu et parçası yaptık. Et parçasından kemik yarattık. Kemiğe et giydirdik. Sonra onu bambaşka bir varlık olarak yarattık. Yaratıcıların en güzeli olan Allah ne yücedir.
Ümit Şimşek Meali
Sonra nutfeyi aleka halinde, alekayı mudga halinde yarattık. Mudgayı da kemik halinde yarattık; kemiklere ise et giydirdik. Sonra da onu bambaşka bir yaratışla inşa ettik.(8) Yaratıcıların en güzeli olan Allah'ın şânı ne yücedir!(9)
Yaşar Nuri Öztürk
Sonra o damlacığı bir embriyo halinde yarattık, sonra o embriyoyu bir et parçası halinde yarattık, sonra o et parçasını bir kemik halinde yarattık ve nihayet o kemiğe de bir et giydirdik. Sonra onu bir başka yaratılışta yeniden kurduk. Yaratıcıların en güzeli Allah'ın kudret ve sanatı ne yücedir!
http://www.kuranmeali.com/ayetkarsilastirma.asp?sure=23&ayet=14
sn yusuf ;
ayeti zaten yazdım yorum beklerdım sizden ..Yaratanların en güzeli derken allah diğer yaratıcıları kabul ediyormu..Yoksa bu cümle muhammedın gözünden mi kaçmış ?
gematria
28-12-2008, 19:07
ya sonuçta yaratmak deyimi geniş bişeydir mesela bi sanatkarda tablosunu bi bakıma yaratır bu yüzden kullanılmıştır ayette ... bu bi çelişki ima etmez asıl çelişki evrelerin yanlış sıralanmasıdır kemiklere et giydirdik kısmıdır ...mö 3000 li yıllara dayanan embriyonun evrimini anlatan çizimler bulunulmuştur bugünkü sıralamaya çok yakındır gösterilen gelişim sırası ama buna rağmen araplar daha haalaa o devirde bunu bilmiyolardı ne yazık din üreteceklerine bilim yapsalardı şimdi filistinde yıkılmış molozlar arasında kalmazlardı.....
yusuf yılmaz
28-12-2008, 20:51
benim elimdeki meal Elmalılı Hamdi Yazır a ait
yorum yapmıyacağım
gematria
30-12-2008, 20:54
maşallah her mealde ayrı telden çalıyor ... kimse farkında değil :)
Tefsir diye bir disiplin var ki aslında Kuranı çağın akıl ve bilim seviyesiyle tekrar harmanlamak için uydurulmuştur. Bu ilim sayesinde müslümanlar geçimşte Yeryüzünün düz şimdi ise yuvarlak olduğunu ayetleri yorumlayarak çıkarabiliyorlar. Artık bu onların yorum gücüne kalmış bir şey.
Tebbet suresi ;
1. Ebu Leheb'in iki eli kurusun! Kurudu da.
2. Malı ve kazandıkları ona fayda vermedi.
3. O, alevli bir ateşte yanacak.
4. Odun taşıyıcı olarak karısı da (ateşe girecek).
5. Ve boynunda hurma lifinden bükülmüş bir ip olduğu halde.
Amca yeğen savaşına inmiş ! bir ayet..Kur'an Allah ın sözü olsa yaratan bir kuluna böyle beddua edermi..Muhatemelen hz.peygamber şahsi sorunlarınıda eklemiş ;)
dr humanist
31-12-2008, 03:11
sevgili yusuf33;
muhammetten yaklasik 1200 sene once dogan oklid dunyanin kure oldugunu iddia etmis.cikardiklari her maddenin 1000 sene once kanitlandigini burda gostereblilirim
saygilarimla
dr humanist,
katre r.a. ilk defa kuranda bahsedilmemiş diyor. Sadece işaret ediliyormuş.
Benim gördüğüm ise önce inanıp sonra inancına polyanna gibi delil aramaya çıkan müslümanların nafile çabalarıdır.
Karadenizli arkadaş bir de ayetleri bizim gözümüzle okusun. Cosmos aşkına şu ayetlerde Allah var dedirtecek bir şey var mı?
24- İnsan şu yiyeceğine baksın. 25- Biz suyu iyice döktük. 26- Sonra toprağı güzelce yardık da, 27- Orada bitirdik dâne, 28- Üzüm, yonca, 29- Zeytin, hurma, 30- İri ve gür bahçeler, 31- Meyve ve çayır; 32- Sizin ve hayvanlarınızın geçimi için. (Abese: 24/24-32)
Sevgili yusuf;
ben bu ayetlerde cok vefalı bir yaratıcı ! izleri görüyorum...ben olmasam siz bitmiştiniz der gibi ?sürekli övünen bir tanrı....cosmos aşkına bir önceki sayfada verdiğim tebbet suresini de yorumlarmısın ?
şimdiden yüreğine sağlık selam ve dua ile :)
Evet prozac dost,
Tebbet suresinde muhammedin amcasına bile söz geçiremeyen aciz, güçsüz bir tanrı var. ve bildik bir silahı da: Ardı arkası kesilmeyen tehdit ve yeminler....
enfal ;
1. Sana savaş ganimetlerini soruyorlar. De ki: Ganimetler Allah ve Peygamber'e aittir. O halde siz (gerçek) müminler iseniz Allah'tan korkun, aranızı düzeltin, Allah ve Resulüne itaat edin
41. Eğer Allah'a ve hak ile batılın ayrıldığı gün, iki ordunun birbiri ile karşılaştığı gün (Bedir savaşında) kulumuza indirdiğimize inanmışsanız, bilin ki, ganimet olarak aldığınız herhangi bir şeyin beşte biri Allah'a, Resulüne, onun akrabalarına yetimlere, yoksullara ve yolcuya aittir. Allah her şeye hakkıyla kadirdir.
İlgili ayetlerdede allahın kullarından taleplerini görüyoruz..Mükemmel bir yaratıcı ! ganimetlerin 1/ 5 ini ne yapsın ? bence muhammed burdada bir uyanıklık yapmış :)
Evet, şimdi anlıyorum bende bu ayetlerde bir gariplik olduğunu seziyordum :)
O herkese rızkını veren hiç bir şeye ihtiyacı olmayan Allah, neden ganimete ihtiyaç duyuyor ?
Yoksa bu, Muhammedin ganimetten aldığı paya diğer müminlerin ses çıkarmaması için bir oyun mu ?
Az değil yani tüm ganimetin beşte birini alıyor.
çakırcalı
31-12-2008, 14:56
Kur'an'ın birçok yerinde Allah, kullarına sunduğu nimetlerle övünür ve bunlar olmasaydı insanların son derec zor şartlarda kalacaklarını veya yaşayamayacaklarını söyleyerek gözdağı verir. Örneğin güneşin, suyun, hayvan ve bitkilerin olmadığı gibi...
Bunlar olmasaydı, biz de olmazdık zaten. Olmayan bir şeyin, olmadığının farkında olması gibi bir durum sözkonusu olabilir mi? Ben diyorum ki: "Bunlar olmasaydı, ben de olmazdım zaten; dolayısıyla olmaları veya olmamaları umurumda değil" İnananlarsa "Eyvah! Bunlar olmasaydı, ben de olmamış olmamış ortada kalacaktım" korkusuyla yaşıyorlar. Bu nasıl bir akıldır, nasıl bir zekadır, nasıl bir egodur, nasıl bir narsizmdir, bu ne yaman çelişkidir annem?!
Yüce Cosmos, sen beni Allah'ın abuğundan ve subuğundan koru!
Haşr / 7
Allah'ın, (fethedilen) ülkeler halkından Peygamberine verdiği ganimetler, Allah, Peygamber, yakınları, yetimler, yoksullar ve yolda kalmışlar içindir. Böylece o mallar, içinizden yalnız zenginler arasında dolaşan bir devlet olmaz. Peygamber size ne verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da sakının. Allah'tan korkun. Çünkü Allah'ın azabı çetindir
Saffat /125,126.
“Yaratıcıların en güzelini, sizin ve geçmiş atalarınızın Rabbi olan Allah’ı bırakarak “Ba’l’e mi tapıyorsunuz...
Yine ganimetlerden pay çıkarıyor ..Bu arada yaratan-lar?-ın en çirkini kim kaç tane yaratıcı var?
Ma'un
1. Dini yalanlayanı gördün mü?
2. İşte o, yetimi itip kakar;
3. Yoksulu doyurmaya teşvik etmez;
Evrensel ! olduğu söylenen kitap ta dini yalanlayanların yetimi itip kalkan insanlar olduğunu söylüyor ..Ben bu tanımlamaya uymuyorum uyan arkadasımız varmı ?
Tin suresi
1. İncire, zeytine,
2. Sina dağına ,
3. Ve şu emin beldeye yemin ederim ki,
4. Biz insanı en güzel biçimde yarattık.
Allah incir zeytin vs üzerine yemin ediyor yoksa muhammedmi yemin ediyor ?ama insanı yaratan muhammed değil ki zira tüm insanlık muhammed için yaratılmamışmıydı ! ;)
Maide 64
Yahudiler, Allah'ın eli bağlıdır (sıkdır), dediler. Hay dedikleri yüzünden elleri bağlanası ve lanet olasılar! Bilakis, Allah'ın elleri açıktır, dilediği gibi verir. Andolsun ki sana Rabbinden indirilen, onlardan çoğunun azgınlığını ve küfrünü arttırır. Aralarına, kıyamete kadar (sürecek) düşmanlık ve kin soktuk. Ne zaman savaş için bir ateş yakmışlarsa (fitneyi uyandırmışlarsa) Allah onu söndürmüştür. Onlar yeryüzünde bozgunculuğa koşarlar; Allah ise bozguncuları sevmez
Yahudilere lanet okuyorsun anladık ancak devamında benim elim açıktır dese anlarım devamı muhammedin eklemesi olmuş sanırım..
hakka(40)
kuşkusuz o kuran kesinlikle yüce bir elçinin sözüdür.
hakka(41)
o,asla bir şair sözü değildir.Ne az inanıyorsunuz?
yüce bir elçi sözü mü ? madem öyle......:))
Fatiha
1. Rahman (ve) rahim (olan) Allah'ın adıyla.
2. Hamd (övme ve övülme), alemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.
3. O, rahmandır ve rahimdir.
4. Ceza gününün malikidir.
5. (Rabbimiz!) Ancak sana kulluk ederiz ve yalnız senden medet umarız.
6. Bize doğru yolu göster.
7. Kendilerine lütuf ve ikramda bulunduğun kimselerin yolunu; gazaba uğramışların ve sapmışların yolunu değil!
Tanrı sözünden çok( bir dua) muhammedin sözü gibi gözünden kaçmış olmalı aksi halde ''de ki '' ekini kullanırdı ..
sevgili yusuf33;
muhammetten yaklasik 1200 sene once dogan oklid dunyanin kure oldugunu iddia etmis.cikardiklari her maddenin 1000 sene once kanitlandigini burda gostereblilirim
saygilarimla
yusuf33 ile yusuf yılmaz'ı karıştırmış olmalısınız, sayın dr humanist.:)
hakka(40)
kuşkusuz o kuran kesinlikle yüce bir elçinin sözüdür.
hakka(41)
o,asla bir şair sözü değildir.Ne az inanıyorsunuz?
yüce bir elçi sözü mü ? madem öyle......:))
Abim Ablam niye mevzuyu eksik bırakıyosun ya..
Şimdi orda yüce bi elçi sözü diyoya hani
herhalde etrafındakiler uyanıyo
"Hoca n'oluyo ya..? hani Allah sözüydü bunlar "
filan diye homurdanmaya başlıyolar.(galiba)
muhammed kazı çeviriyo hemen.
44-45 Eğer (Peygamber) bize isnat ederek bazı sözler uydurmuş olsaydı mutlaka onu kudretimizle yakalardık.
46 Sonra da onun şah damarını mutlaka keserdik.
47 Hiçbiriniz de bu cezayı engelleyip ondan savamazdı.
tabi cemaat yine salya sümük başlıyo ağlamaya.. ( Fetoş geldi birden gözümün önüne)
sn asinar,
Karışmayı önlemek için nick değiştireyim dedim ama diğer yusuf banlandı :)
Yukarıda dr, hümanist bana (yusuf33'e) cevap vermişti.
Savunduğum şey, dünyanın yuvarlak olduğu açıkça bilindikten sonra, nedense müslümanlar kutsal kitaplarında bunun delilini buluverdiler ;) dr hümanist de bu zaten bilinen bir şeydi ki demiş :)
Bir de prozac ın astığı sure (Elham) için şöyle düşünüyorum.
Bu ayetler Muhammedin ilk sure denemesi olduğu için acemiliğini ele veriyor.
Başlangıçta Cebrailin sözüymüş ve Allah, cebrailin ağzından tanıtılıyormuş hissi veriliyor.
Ancak birden hiç bir rivayet (aktarma) söz konusu olmamışken, müminler konuşmaya başlıyor. Muhammed, ilerleyen surelerde böyle bir durumda dediler ki şeklinde bir açıklama yapma gereği duyardı. Ancak acemilik işte. Cebrailin sözleri arasında müminleri konuşturuvermiş.
Fazla büyütülecek bir durum değil her insan hata yapar :D
Enfal
65−Ey peygamber, mü'minleri cihada tesvik et! Eger sizden sabreden yirmi kisi olursa ikiyüz kisinin üstesinden gelir ve eger sizden yüz kisi olursa o küfredenlerden binini alteder. Çünkü onlar, gerçegi kavrayamayan anlayıssız bir topluluktur.
66−Simdi Allah sizin yükünüzü hafifletti ve sizde bir zaaf bulundugunu bildi. Simdi sizden sabredecek yüz kisi olursa, ikiyüz kisiyi alteder. Sizden bin kisi olursa, Allah'ın izniyle ikibin kisiye üstün gelir. Allah sabredenlerle beraberdir.
Karar ver artık muhammed hesap hatası yaptın galiba..
karadenizli
03-01-2009, 16:25
Ne diyor orada "Simdi Allah sizin yükünüzü hafifletti"
Anladınmı şimdi yok yine anlamadın....Şartlara göre
Simdi Allah sizin yükünüzü hafifletti.
(Çünkü) sizde bir zaaf bulundugunu bildi (anladı)
Allah müminlerde böyle bir zaaf olduğunu onları sınamadan bilemiyor mu ??
Bu nasıl Allah ki geleceği öngöremiyor !
İşte bu ayetler açık bir şekilde göstermektedir ki Kuran yanılabilen bir varlığın, yani bir insanın sözüdür.
Ne diyor orada "Simdi Allah sizin yükünüzü hafifletti"
Anladınmı şimdi yok yine anlamadın....Şartlara göre
Evet anladım.Şartlara göre..:).Allah şartların değişmesine engel olamıyor demekki.Hemen arkadan başka birşey söylediğine göre kontrol pek elinde değil. Ya da büyük ihtimal insanlara bu 65. ayetten sonra 1'e 10 pek mantıklı gelmedi.Gelen tepkiler üzerine askerlerini motive eden bir komutan gibi şartlara uygun taktik değiştiriyor savaş öncesi. Ama belki böyle olmasını istiyordur.Allah insanları sınıyor böyle şaşırtarak.;)
Şimdi anladım, sinner.
Ben de dr humanistin, öteki yusuf'u ikna etmeye çalıştığını, yusuf33'ün bunu zaten bildiğini düşünerek, "Galiba yusufları karıştırdı," dedim.
Muhammed'in gafları o kadar çok ki, mealciler bunları kapatabilmek için parantezler içinde elli takla atıyorlar ve ne yazık ki pek çok kişiye de bu sarmaları tüm tüm yutturuyorlar. İman işte... aklı dumura uğratıyor.
dr humanist
03-01-2009, 22:37
sevgili asinar;
ben sadece yusuf33 e ekleme yapmak icin ona seslendim,yoksa mesaj gittigi yere gitmistir :) kuranda bilim var denen zirvaliklarin cogu kurandan 1000 sene once,yunan dusunurleri tarafindan zaten cok guzel kitaplar haline getirilmis, bu insanlar kuran gelmeden once dunyanin bilimden haberi yoktu zannediyorlar ama yaniliyorlar.bilim dedikleri seyleri okuyoruz bilim adina tek kelime yok,nedense allah mecaz-i mursel yapmayi cok seviyor.
parantez konusuna gelince;parantezi okumaliyim okumamali miyim? :) orjinallikten bu kadar ovunen kurandaki parantezler ne ola ki?allah sozu degil de kuranda ne isi var onlarin?
evrensel bir kitaptaki `o zamanin sartlarina gore` diye baslayan savunmalar ise apayri tebessum sebebi..
saygilarimla;
dr humanist
Bu Allah öyle hesabını bilen bir Allah ki, an geliyor kurallarından milim şaşanı en eziyetli işkencelerle korkutuyor, an geliyor, kulları onu takmayınca işi pişkinliğe vuruyor ve kullarının istediği gibi ayet indiriyor.
Şimdi aşağıdaki iki ayete bir bakalım;
Mücadile suresi, 12 : Ey iman edenler! Resulle gizlice konuşacağınız zaman, bu gizli konuşmanızdan önce bir sadaka verin! Bu, sizin için daha hayırlı ve daha temizdir. Eğer bu imkânı bulamazsanız bilin ki, Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.
Mücadile Suresi, 13 : Gizli konuşmanızdan önce, sadakalar vermekten ürperdiniz mi? Çünkü yapmadınız. Allah size tövbe nasip etti. Artık namazı kılın, zekâtı verin, Allah'a ve resulüne itaat edin. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.
Önce kullarından, elçisiyle gizlice konuşmak isteyen olursa, bir sadaka vermelerini istiyor. Bir de, "Bu sizin için daha hayırlı ve daha temizdir," diyor. Ne demekse artık.
Ancak kullar, "Allah Allah! Bu da ne demek oluyor şimdi? Allah şaşırdı mı yahu? Böyle şey olur mu?" deyip sadaka madaka vermiyor olmalılar ki, (Ebubekir, Ömer, Ali, Osman, peygamberin kızı, eşleri, kimbilir günde kaç kez peygamberle gizli konuşma gereği duymuşlardı ki sadaka vermekten iflahları kesilmişti!) arkasından 13. ayet iniyor ve Allah şaşırmış bir durumda diyor ki;
"Gizli konuşmanızdan önce, sadakalar vermekten ürperdiniz mi? Çünkü yapmadınız. Allah size tövbe nasip etti. Artık namazı kılın, zekâtı verin, Allah'a ve resulüne itaat edin. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır."
Yani, "Neyse, anladık bu size zor geldi, yapmadınız. Bari tövbe edin de ben de Allah'lığımı gösterip sizi affedeyim. Sadaka vermeseniz de olur," demeye getiriyor.
Asıl komik olanı da şu; bunun arkasından, hala "Allah'a ve resulüne itaat edin," diyor.
Madem haberdarsın her şeyden, kullarının sadaka vermeyeceğini bilmiyor muydun da böyle kendini komik duruma düşürdün be hey Allah? Ayrıca sana sadaka konusunda itaat etmemişler, sen hala "bana itaat edin" diyorsun. Sen gerçekten akıllara zararsın.
Ey müslümanlar! Sizin Allah'ınız bu mu?
Abim Ablam niye mevzuyu eksik bırakıyosun ya..
Şimdi orda yüce bi elçi sözü diyoya hani
herhalde etrafındakiler uyanıyo
"Hoca n'oluyo ya..? hani Allah sözüydü bunlar "
filan diye homurdanmaya başlıyolar.(galiba)
muhammed kazı çeviriyo hemen.
44-45 Eğer (Peygamber) bize isnat ederek bazı sözler uydurmuş olsaydı mutlaka onu kudretimizle yakalardık.
46 Sonra da onun şah damarını mutlaka keserdik.
47 Hiçbiriniz de bu cezayı engelleyip ondan savamazdı.
tabi cemaat yine salya sümük başlıyo ağlamaya.. ( Fetoş geldi birden gözümün önüne)sayın mep;aslında bilerek diğer ayetleri yazmadım, çünkü olay burada kopmuş zaten ,fazla söze hacet yok aslında film bitmiştir olayı zorlasanda,ayetin başına'' deki'' bile koysanda ,çevir kazı babından diğer ayetleri ''ahanda vahiy geldi bakın bakın'' diyerek olayı bağlamaya çalışsanda ...olan oldu aklını çalıştırda uyan yani !ama 1400 yıldır olmamış sonraki çevir kazı yanmasın ayetleri hayrete şayan ki ;uyutmayı devam ettirebilmiş, ya ne denir şimdi... koptum yani
ayeti hatırlayalım;
hakka 40
kuşkusuz o kuran kesinlikle yüce bir elçinin sözüdür.
hakka 41
o,asla bir şair sözü değildir.Ne az inanıyorsunuz?
kur'an-ı kerim'in Türkçe anlamı(meal);prf.dr.Hüseyin Elmalı,prf.dr.Ömer Dumlu
aslında geçte olsa burda uyanmak gerekmiş, amma velakin...
üstelik bence, bundan sonra hiçbir ayet bunu toparlayamazmış ,amma velakin...:)))
hala uyuyanlar ortada ve uyumaktada ısrarcılar niyeyse!
ah bide şöyle derler genelde ;''işinize gelen bir ayeti alıyorsunuz alttaki,üstteki yani ondan önce ve sonra gelen ayetlere bakmıyorsunuz'',pardon bu ayetten önceki ve sonraki bütün ayetlere baktım, okudum tekrar tekrar okudum ama bu ''hakka 40 'ıncı ayeti'' hiç biri kurtaramaz inanmayan açsın hakka suresini ,baştan sona mealden okusun(52 ayettir)...ama tabi kalbim mühürlü vs.vs.ya anlamıyorum herhal :)))
maide 33
sadece Allaha ve peygamberine savaş açan ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarmak için uğraşanların cezası ,öldürülmeleri veya asılmaları yahut çapraz olarak ellerinin ve ayaklarının kesilmesi veyahut da bulundukları yerden sürgün edilmeleridir.Bu ceza,onların dünyada rüsvaylıklarıdır,ahirette ise onlar için daha büyük bir azap vardır.
maide 34
Ancak siz onları yakalamadan önce tevbe edip vazgeçenlere gelince,biliniz ki,Allah çok bağışlayıcı ve çok merhametlidir.
maide 38
hırsızlık yapan erkek ve kadının,yaptıklarının bir karşılığı ve Allahtan bir ceza olarak ellerini kesin.Allah'ın herşeye gücü yeter ve her işinde hikmet vardır.
yorum yapmıyacaktım, ama şunu merak ettim;kleptomani yani bir nevi hastalık,herhangi birşeyi çalmadan duramama gibi bir psikolojik rahatsızlık var,bugün bu hastalığı biliyoruz, peki Allah bilmiyor muymuş acaba ?ve bu nasıl olur ?,herşeyi bilen Allahın bunu bilmesi ve insanları ömür boyu sakat ettirmeden önce bi durması gerekmez miydi?ama aslında, bu hastalık durumunu bile hadi bir kenara bırakalım, böylesi ceza ile o insan birdaha hayatını nasıl kazanacak? evet hırsızlık çok kötü bir şey, ama daha başka ceza yokmuda böylesi bir şiddet sözkonusu anlamadım!
maide 33 tede bu nasıl bir şiddettir ki Allah yarattıklarına hiç acımıyor...
ama birde maide 40 var ki zaten sana ne der gibi;
Göklerin ve yerin egemenliğinin yalnız Allaha ait olduğunu bilmez misin?!O dilediğini cezalandırır ve dilediğini de bağışlar.Allah'ın herşeye gücü yeter.
e iyide, nerde kaldı insan iradesi?,yaptırtanda o, dilediğini cezalandıran, isterse bağışlayanda...iyi gününde ise yaşadıkta, iyi gününde değilse bittik yani demekki :)))
kuklamıyız neyiz anlamadım! :)))
Azhab
50. Ey Peygamber! Biz sana mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah’ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunan kadınları; seninle beraber hicret eden, amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helâl kıldık. Ayrıca, diğer mü’minlere değil de, sana has olmak üzere, mehirsiz olarak kendini Peygamber’e bağışlayan, Peygamber’in de kendisini nikâhlamak istediği herhangi bir mü’min kadını da (sana helâl kıldık.) Mü’minlere eşleri ve sahip oldukları cariyeleri hakkında farz kıldığımız şeyleri elbette bilmekteyiz. Bütün bunlar, sana herhangi bir zorluk olmaması içindir. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.
51. Ey Muhammed! Bunlardan (hanımlarından) dilediğini geri bırakırsın, dilediğini yanına alırsın. Uzak durduklarından dilediklerini yanına almanda da sana bir günah yoktur. Bu onların gözlerinin aydın olması, üzülmemeleri ve hepsinin de kendilerine verdiğine razı olmaları için daha uygundur. Allah, kalplerinizdekini bilir. Allah, hakkıyla bilendir, halîmdir.
Hizmette sınırın ötesinde...;) Çok ince düşünülmüş kutsal sözler bunlar.. !
aslında kuranda öyle garip ayetler var ki yaz yaz bitmez;
nisa 24
Esir aldıklarınız dışında evli kadınlarla evlenmenizde yasaklanmıştır.Bunlar size Allah'ın yazdıklarıdır.Bunların dışındakilerle,iffetli olarak ve zina etmeyerek mihirlerini vermek sureti ile evlenmek istemeniz size helala kılınmıştır.Nikahladığınız kadınlarla cinsel ilişkiye girmişseniz,kesin olarak belirlenen mihirlerini ödeyiniz.Belirlenen mihri ödedikten sonra karşılıklı anlaşarak yapacağınız (bağışlarda)hiç bir günah yoktur.kuşkusuz Allah herşeyi bilir ve her işinde hikmet vardır.
e iyide ,esir kadın evli ise onunla evlenmek niye yinede serbest?yani'' esir aldıklarınız dışındaki ,evli kadınlarla evlenmek ''yasaklanmış ama kadın esir alınmışsa ;boşver denmiş! şimdi denir ki ;''e canım kadının kocası savaşta ölmüşse, gariban ortada kalıp zerzebil olmasın, sende hep bişey arama'' e tamamda, ya kadının kocası ölmemiş ise hatta kaçabilmiş ise, durum nedir ?yinede geçmiş olamıdır! kadın esir ,kim isterse onu alır mıdır durum,hatta hikmetinden sual olunmayan Allah işi garantilemek için bu esir kadınların kocalarının (eski koca mı desek)ölümünü garantiliyor mu?, yada onlarıda esir mi düşüttürüyor(ve buda nikah düşmesine mi neden oluyor :)) türünden sorular elbette sorulurda mantıklı bir cvp yok!bi kere neden kölelik ve cariyeliği birkerede kaldırmamış
da beklemiş, anlamsız zaten!,daha önemsiz şeyler için bile ayetle birkerede kaldırma var, ama bu konu herhal ,Allah için işin içinden çıkılamaz bir konu imiş demekki...:))
Azhab
50. Ey Peygamber! Biz sana mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah’ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunan kadınları; seninle beraber hicret eden, amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helâl kıldık. Ayrıca, diğer mü’minlere değil de, sana has olmak üzere, mehirsiz olarak kendini Peygamber’e bağışlayan, Peygamber’in de kendisini nikâhlamak istediği herhangi bir mü’min kadını da (sana helâl kıldık.) Mü’minlere eşleri ve sahip oldukları cariyeleri hakkında farz kıldığımız şeyleri elbette bilmekteyiz. Bütün bunlar, sana herhangi bir zorluk olmaması içindir. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.
51. Ey Muhammed! Bunlardan (hanımlarından) dilediğini geri bırakırsın, dilediğini yanına alırsın. Uzak durduklarından dilediklerini yanına almanda da sana bir günah yoktur. Bu onların gözlerinin aydın olması, üzülmemeleri ve hepsinin de kendilerine verdiğine razı olmaları için daha uygundur. Allah, kalplerinizdekini bilir. Allah, hakkıyla bilendir, halîmdir.
Hizmette sınırın ötesinde...;) Çok ince düşünülmüş kutsal sözler bunlar.. !bu arada hikmetinden sual olmayan Allah savaşta ganimet olarak kadın veriyor peygamberine yaaaaaaaa...hiçbir şekilde kadınsız kalmak yok hemde helal! :))))
ahzab 52
Artık bundan sonra başka kadınlarla evlenmek sana helal değildir.güzellikleri seni büyülese bile,eşlerinden birisini boşayıp başkasını alman da yasaklanmıştır .Cariye hariç.Allah her şeyi gözetmektedir
Sevgili nehir ;
Sadece bunlar değil cennet te de bir çok kadın vaadi var ..
Ayetleri incelediğimiz zaman hem bu dünyada hem ahirette rabbimizin bizleri kadınsız bırakmayacağını görmekteyiz ...
Demem o ki muhammedin kadınlara düşkünlüğü yoktur bunlar allahın lutfu ;)
ahzab 52 ye hiç bir yorum yapmıyayım dedim ama duramıyor insan;cariye hariç ne bu ya? güya yasak geldi, oh ne güzel bir yasak bu !yağ-bal, hakkattende hikmetinden sual olunmuyo mu nedir bu -nekine?aklım şaştı :))))
işin kötüsü ben bir bayanım da,kadınlara bişey yok galiba sn.prozac02 :((
Sevgili nehir ;
cennet ayetleri genelde erkekler üzerine kurulmuştur vakı a suresi 12 - 37 arasını inceleeni isterim ..İri gözlü tomurcuk göğüslü huriler vs vaatler bizim içindir..Kadınlara gelince kocalarının bir dediğini iki etmeyen herşeye ramen kocasına saygıda kusur etmeyen kadınların cennet e gitme olasılığı yükselir...
kadınlar bal ve şarap akan ırmaklar vardır..rabbim kadına bukadarını yeter görmüş :)
çok güzel bir başlık olmuş bu aslında, kuranda öyle çok gariplik var ki bu başlığa yakışıyor,yaz yaz bitmez demiştim ya ,gerçekten öyle hele ahzab 37 var ki benim koptuğum nokta olmuştur; Allah'ın kendisine nimet verdiği ve seninde kendisine yardım ettiğin kişiye :''Eşinden ayrılma,Allah'tan kork ''dediğin anı hatırla.Oysa sen içinde Allah'ın açığa çıkaracağı bir şeyi gizliyor ve insanlardan çekiniyordun.Halbuki Allah korkulmaya daha layıktır.müminlere,evlatlıkları eşlerinden ayrıldıklarında,onların boşanmış eşleriyle evlenmelerinde bir sıkıntı olmaması için Zeyd eşinden ilgisini tamamen kesip ayrılınca,onu sana nikahladık.Allah'ın emri kesinleşmiştir.
evlatlıkların boşadığı eşlerle kayınpederler evlenmeyiversin,kıyamet mi kopar,evlenemezler yada evlenmezlerse?, bundan başka sorun kalmadıda bir tek bu mudur sorun yani?, üstelik ayet inecek kadar bile önemli müminlerin bu sıkıntısı ki,peygamberde uygulamalı olarak müminlere gösteriyor! olmazsa olmaz yani bu şart, yoksa müminler anlamaz ve uygulamazda aman ha eski gelinler ,garipler zerzebil ortada kalır ha mıdır? :))))) nedense hep bir ortada kalma ve yardım edelim abula durumu var ,bu yardımın başka yolu yok mudur lo!...
vakıa 35
biz kadınları yeniden biçimlendiririz.
36
onları genç kızlar haline getiririz.
37
eşleri tarafından sevilen yaşıt genç kızlar.
e iyide bu genç kızlar bakalım yeryüzündeki eşlerini isteyecek mi yoksa kapayın çenenizi ,sizi yeryüzündeki kocanız istedi de o yüzden cennettesiniz ve yaşıt genç kızlarsınız işte, daha ne istiyorsunuz? durumu mu var nedir yani,anlamadımda erkek olasım geldi !ama heyhat! :))
Film muhammedin peygamber olmasından sonra başlıyor..Kadın bolluğu yaşıyor..Zeyd e gelince tam anlamıyla bahtsız bedevi odur ..
rahman
56. Oralarda gözlerini yalnız eşlerine çevirmiş güzeller var ki, bunlardan önce onlara ne insan ne de cin dokunmuştur...
kuranda kadınlar için böyle bir ifade bulamazsın :)
. bakara
223. Kadınlarınız sizin için bir tarladır. Tarlanıza nasıl dilerseniz öyle varın. Kendiniz için önceden (uygun davranışlarla) hazırlık yapın. Allah'tan korkun, biliniz ki siz O'na kavuşacaksınız. (Ya Muhammed!) müminleri müjdele.
Müjdeye bak :)
Hadid
10. Neden siz Allah yolunda harcamayasınız ki? Göklerin ve yerin mirası zaten Allah'ındır. Elbette içinizden (Mekke'nin) feth(in)den önce (Hak yolunda) harcayan ve savaşan(lar, ötekilerle) bir olmaz. Onların derecesi, sonradan infak eden ve savaşanlardan daha büyüktür. Bununla beraber Allah hepsine de (gerek fetihten önce, gerek fetihten sonra infak eden ve savaşan müslümanlara) en güzel sonucu va'detmiştir. Allah, yaptıklarınızı haber almaktadır.
11. Kimdir o, Allah'a güzel bir borç verecek olan ki, Allah da onun verdiğini kat kat artırsın ve onun için değerli bir mükafat da versin?
18. Sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar ve Allah'a güzel borç verenler, işte onlara, (verdikleri), kat kat yapılır ve onlar için değerli bir mükafat da vardır.
verelim verelimde nasıl olacak nakit mi k.kartımı ? Sürekli bizden borç istiyor ganimet istiyor..zaten herşeyin sahibi kendisi değilmi ?
İslamın kadından beklentisi; erkeğine karşı iyi huylu, itaatkar bir eş olması hatta ona secde edecek kadar boyun eğmiş olmasıdır.
Muhammedin (erkek) tanrısından da ancak bu beklenirdi.
Sevgili sinner ;
sözlerini şu hikayeyle pekiştirebiliriz..
Cennete ilk Girecek Kadın..
Hazreti Fatıma çok merak etmişti:
-Benden de mi evvel girecek babacığım? diye sordu.
Hazreti Peygamberimiz:
-Senden de evvel girecek. İstersen git de bir tanış. O zaman sen de neden önce onun gireceğini öğrenirsin, buyurdular.
http://www.islamiyet.gen.tr/news.php?readmore=10
bide islam kadını yüceltti demiyorlar mı? bu ne perhizdir,bu bu nedir bu?
bu hikaye bir zavallılık örneği zavallı kadın diyorum ve bu hikayeyi uyduran erkeği kınıyorum,bu ne garip bir durumdur içler acısı!islamda kadın ha ...
sevgili nehir ;
şu sitedeki mümin hanımlarıda kınamak gerek aynı konu altındakki yorumlarına bakalım :):)
Allah razı olsun..bu kadar sadık olmayı Rabbim bizlerde nasip etsin...
selam ve dua ile... (bahardali)
diğerleri ;
http://www.muslumannesil.net/cennete-girecek-ilk-kadin-kim-biliyor-musunuzg-t10473.html?p=53113
sn. Nehir
Bu kuranla ilgili islamla ilgili her zaman uydurulan şeydir yok isman kadını yüceltti yok bilmem ne.Ben hiç bi ayette yüceltildiğimizi görmüyorum ???Acaba dediğiniz gibi kalbimiz mühürlü de ondan mı göremiyoruz acaba????Birde şu tarla muhabbeti var işte benim de koptuğum ayettir o.....
saygılarımla
- Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Bana, dünyanızdan koku ve kadın sevdirildi. Gözümün nuru ise namazda kılındı." [Nesâî, İşretu'n-Nisâ 1, (7, 61).>
Hazret Sanki kendi uzaydan geldi. Aramızda yaşamıyor.
Ve kadın sıradan bir meta'
sn. Nehir
Bu kuranla ilgili islamla ilgili her zaman uydurulan şeydir yok isman kadını yüceltti yok bilmem ne.Ben hiç bi ayette yüceltildiğimizi görmüyorum ???Acaba dediğiniz gibi kalbimiz mühürlü de ondan mı göremiyoruz acaba????Birde şu tarla muhabbeti var işte benim de koptuğum ayettir o.....
saygılarımlasn.unbelieving;bende nedense hiçbir ayette yüceltildiğimizi görmüyorum,kesin kalbimiz mühürlendi!yinede okuyorum anlamaya çalışıyorum ama yok yok yok olmuyor bu ayetleri akla mantığa uydurabilmenin imkanı yok!?! zaten eğer bu ayetlerse yol gösterecek olan varsın mühürlü kalsın, çünkü bu Allaha sorulacak çok şey var ve asıl o cvp.veremez bu sorulara ,oda bir başka konu ya neyse hiç girmeyelim hadi!:) islamda kadın herhangi bir eşya zaten,yeri geliyor ganimet oluyor peygambere veriliyor ,yeri geliyor işte böyle tarla oluyor,yahu bu kadını Allah yaratmadımı?duyguları yok mu?sen ne isterdin,tarlaya mı benzetilmek,ganimet mi olmak yoksa insan gibi bir insan yerine mi konmak diye?niye önem vermemiş ki yada kendi yaratmadığı için kadının duyguları olduğundan haberi yok!.. mu acaba ?diyorum ama ne bekleyebilirdik ki ayetler ortada dimi ;) saygılar
sevgili nehir ;
şu sitedeki mümin hanımlarıda kınamak gerek aynı konu altındakki yorumlarına bakalım :):)
Allah razı olsun..bu kadar sadık olmayı Rabbim bizlerde nasip etsin...
selam ve dua ile... (bahardali)
diğerleri ;
http://www.muslumannesil.net/cennete-girecek-ilk-kadin-kim-biliyor-musunuzg-t10473.html?p=53113
sn.prozac02;o sitedeki mümin hanımlara üzülüyorum ben,kınamak istesemde kınayamıyorum bile öyle bir hal içindeler ki ;bu hikayedeki ağzına çakıl taşı doldurup ,dışardan sesi duyulduğunda sokaktan geçenler sesini duymasın diye, kendine işkence eden kadın gibi olmak istemeleri çok acı ve bunuda kocaya sadıklık olarak ,hemde aman bu ne sadakat, aman bu ne koca iznine uymaktır, biz böyle olamıyoruz! aslında böyle olmamız gerek,gerek ki bizde öncelikle kocamızın rızasını alıp cennette bir köşeye sığınalım zihniyetine sahip olmalarıda zaten bu hikayeler nedeni iledir ve onların böyle düşünmeye devam etmelerini sağlamakta dini ve özellikle kadını sömüren yobazların işine gelmektedir onlarda sanki kadının haklarını onlardan daha çok korur gibi görünüp aslında kadınları uyutmaya devam etme ve zihinlerini köleleştirme peşindedir, durum bu oluncada zavallı mümin kadında ne kadar ibadet ederse etsin hep yetersiz bu ibadetlerim diye düşünüp ömür tüketecektir!ve bittabi bu eksikliği herzaman hissedeceğindendir ki ve bunuda sadıklık sandığındandır ki Rabbinden bukadar sadıklık isteyecektir...düşünemeyince,düşünmesi engellenip sen yorulma biz senin yerine düşünürüz denince ve bunuda sanki kendi yararınaymış gibi algılaması sağlanmışsa çok çaba göstermeli ki kurtulsun buda onun elinde biraz yorulmalı başkaları sen dur yorulma dese bile!...:)
birazda düşün be hey kadın! hangi devirde yaşıyorsun?, sen o hikayedeki kadın gibi yaşamak istersen, zaten evden dışarı çıkmaman lazım kafesteki kuş gibi sende dört duvar arasında yaşayıp bu dünyadan göçmelisin ,aslında senden beklenen bu,erkek dışarda her istediğini yaşayacak ama sen onun karısı veya karılarından biri isen ,senin birşeye karşı çıkman böylece engellenecek sende yaşadım zannedecek ve birde üstüne üstlük hala acaba kocamın rızasını alabildimmi ki diye kendine işkence edeceksin ki işte ozaman cennet garantide! orda sen neyaparsın merak ettim yani!?!.. :))) gelde kızma ya!
Sevgili nehir, yoktunuz epeydir, bu kadar özletmeyin kendinizi. ;)
Söz kadından açılmışken son olarak şunlarıda ekleyim ,
*Namazı bozan şeyler kara köpek, eşek, domuz ve kadındır.
Sahihi Müslim, Salat 265; Tirmizi Salat 253/338 Ebu Davud, Salat, 110/720
*Uğursuzluk üç şeyde vardır: Kadında, evde ve atta.
Ebu Davud, Tıb, 24/3922; Müslim, Selam, 34/115 Buhari, Nikah, 17/4805
Fasil : SOHBET BÖLÜMÜ
Konu : Erkeğin Hanımı Üzerindeki Hakları
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Bir başka rivayette şöyle denmiştir: "Erkek, kadınını yatağına çağırır, kadında gelmeye yanaşmaz, erkek öfkelenmiş olarak sabahlarsa, melekler sabaha kadar -bir rivayette yatağa gelinceye kadar- kadına lanet okurlar."
HadisNo : 3296
Münafikun
4. Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider. Konuşurlarsa sözlerine kulak verirsin. Onlar sanki elbise giydirilmiş kereste gibidirler. Her kuvvetli sesi kendi aleyhlerine sanırlar. Onlar düşmandır, onlardan sakın! Allah onları kahretsin! Nasıl da (haktan) çevriliyorlar!
Tevbe
30. Yahudiler, Uzeyr Allah'ın oğludur, dediler. Hıristiyanlar da, Mesih (İsa) Allah'ın oğludur dediler. Bu onların ağızlarıyla geveledikleri sözlerdir. (Sözlerini) daha önce kafir olmuş kimselerin sözlerine benzetiyorlar. Allah onları kahretsin! Nasıl da (haktan batıla) döndürülüyorlar!
Kuran allahın sözleriyse yukarıdaki ayetlerde allah kendinden dilekte bulunuyor..ama bana muhammedin sözleri gibi geldi ;)
Müdessir
19. Canı çıkasıca, ne biçim ölçtü biçti!
20. Sonra, canı çıkasıca tekrar (ölçtü biçti); nasıl ölçtü biçtiyse!
--yorum yok -- :)
Eğer Kuran Allah kelamıysa kendisine Allah onları kahretsin der mi?
Yani kendi kendinden bir şey istemiş olur. :)
Sevgili nehir, yoktunuz epeydir, bu kadar özletmeyin kendinizi. ;)sevgili K.C.;birgün siteye bir bakmak istedim ki ne göreyim kapatılmış,birkaçgün sonra denedim yine aynı şey ne oluyordu, hani düşünce özgürlüğü dedim ,nerde yaşıyoruz? ve kimleri bu kadar korkutmuştu ki bu site, anlam veremedim doğrusu ve yönetime problemimi ilettim sitenin yeni adresinden bile giremediğimi belirttim ve onlarda sağolsunlar ilgilendiler ve geri döndüm ,bende özlemişim hani,:) herkeze tekrar slm.lar sevgiler:)
Eğer Kuran Allah kelamıysa kendisine Allah onları kahretsin der mi?
Yani kendi kendinden bir şey istemiş olur. :)sn.sinner;bazen kendide kızgınlıktan, pek çok olduğunu zannediyor demekki,e sonuçta işi onlardan birine havale ederek istekte bulunuyor olabilir :D:D:D
kehf 74
yürüdüler,sonunda bir çocuğa rastladılar.Onu öldürdü.Musa:''haksız yere suçsuz bir cana mı kıydın?sen görülmemiş kötü bir şey yaptın''dedi.
kehf 75
O:''Sana, benimle birlikte olmaya sabredemezsin''demedim mi?dedi.
kehf 80
''O çocuk ise,onun anne ve babası inanmış kimselerdi.Eğer çocuk yaşarsa onları azdırmasından ve inkara sürüklemesinden korktuk''.
kehf 81
''Rablerinin onlara ondan daha iyisini ve kendilerine karşı daha merhametli bir çocuk vermesini istedik''.
ben bu ayetlerde anlatılan hikayeyi ,çocukken babaannemden dinlemiştim ,ama o zaman bile aklıma takılan, o küçük çocuk neden öldürüldü ?,henüz işlemediği günahlardan ve suçlardan dolayı mı? bu haksızlık!, diye düşünmüştüm ama o zaman bu hikayenin, kuranda aynen yer aldığını bilmiyordum ,ama varmış merak edenler tamamını kehf suresinden okuyabilirler. hala aynı şeyi düşünüyorum ve Allah bu çocuğun ölümüne izin vermek yerine, neden onu iyi biri yapmaya çalışmadı ki? bu daha kolay ve daha merhametlice olmaz mıydı ve Allahın buna gücü yetmiyor mu ?neden?anlamış değilim,budamı kalbimin mühründendir yada hikmeti ne ola ki ,hikmetinden sual olunmaya mı nekine?anlayabilen bir mümin kardeşimden bana açıklamasını rica ediyorum
:)
''O çocuk ise,onun anne ve babası inanmış kimselerdi.Eğer çocuk yaşarsa onları azdırmasından ve inkara sürüklemesinden korktuk''.
Nedenini kendi söylemiş işte sevgili nehir; bir çocuktan "KORKMUŞ" !
Fetih ;
10. Sana bîat edenler ancak Allah’a bîat etmiş olurlar.Allah’ın eli onların ellerinin üzerindedir. Verdiği sözden dönen kendi aleyhine dönmüş olur. Allah’a verdiği sözü yerine getirene, Allah büyük bir mükâfat verecektir.
Nisa
80. Kim peygambere itaat ederse, Allah’a itaat etmiş olur. Kim yüz çevirirse, (bilsin ki) biz seni onlara bekçi göndermedik.
Ya allah peygamberi kendiyle eşit tutuyor..yada muhammed kendini eşit tutmuş..
''O çocuk ise,onun anne ve babası inanmış kimselerdi.Eğer çocuk yaşarsa onları azdırmasından ve inkara sürüklemesinden korktuk''.
Nedenini kendi söylemiş işte sevgili nehir; bir çocuktan "KORKMUŞ" !sn.asinar;o çocuğuda kendisinin yarattığını unutmuş herhal bide unutkan,ama çözüm yolunda uğraşmayıda sevmiyor, ver ölüm iznini olsun bitsin,''yenisini veririz'' derken ,o çocuğunda anne ve babasınında duyguları yok gibi hareket ediyor,anne babanın evlat acısı çekebileceklerini hiç düşünmüyor bile...(aman bende fazla duygusalım galiba ,Allahın böyle şeyleri umursaması gerektiğini niye düşünüyorsam,zaten o yarattığı insanlara bilgisayar oyunu muamelesi yapar gibi, bende niye niye diye soruyorum,tuhafım canım ama o bendende tuhaf burası bir gerçek),henüz işlemediği suçlar nedeni ile çocuğu öldürtmek yerine ,çocuğun kaderinde gerekli değişiklikleri yapmaya gücü yok galibada, korkuyor!!!...ilginç(bir haylide tuhaf):D:D:D
saygılar
zaten Allahın ne yaptığını anlamak mümkün değil,araplardan önce israiloğulları ile arası çok iyi imiş ve onları hep kayırıp çeşitli vaadlerde bulunmuş durmuş,bu topluluğa neden bu derece düşkün orasıda meçhul, ama şu ayetler bunun açık delili;
maide 12
Allah İsrailoğullarından kesin söz almıştı.İçlerinden on iki temsilci göndermiştik ve Allah onlara şöyle demişti:Ben,sizinle beraberim,eğer namazı kılar,zekatı verir,elçilerime inanır,onlara destek olur ve Allah rızası için borç verirseniz ,kesinlikle sizin günahlarınızı silip,sizi içinden ırmaklar akan cennetlere koyacağım.Kim bundan sonra inkar ederse,kuşkusuz o doğru yoldan sapmıştır.
bu ayette dikkat ederseniz başında Allah değilde, bir başka şahıs konuşur gibi''Allah israiloğullarından kesin söz almıştı...''diye başlıyor,ilginç! ve devamında yine bir''Allah rızası için borç verirseniz...'' durumu var ama asıl önemli olan israiloğullarına olan sevgisi...
maide 20
Musa toplumuna şöyle demişti:''Ey kavmim,Allah'ın üzerinizde olan nimetini hatırlayın.Zira içinizden peygamberler gönderdi,sizden krallar yaptı ve dünyada hiçbir kimseye vermediğini size verdi''.
maide 21
''Ey kavmim,Allah'ın size vadettiği kutsal topraklara girin.Geri dönüp kaçmayın.Aksi takdirde kaybedip zarara uğrarsınız''.
Allah israiloğullarına vaadde bulunmuş ''kutsal topraklar vaadi'',adamların bulundukları bölgede yaptıkları ortada,vaad gerçekleşmeyince zorlada olsa gerçek kılmaya çalışıyorlar........ mı acaba? diye düşünmeden duramıyor insan, ne dersiniz? :))
bakara 122
Ey İsrailoğulları,size verdiğim nimetimi ve diğer toplumlara karşı size verdiğim özel önemi hatırlayın. (Prf.Dr.Hüseyin Elmalı,Prf.Dr Ömer Dumlu :Kur'an-ı Kerim'in Türkçe Anlamı )
bunun gibi başka ayetlerdede ,Allah İsrailoğullarına seslenip onlara verdiği özel önemi hatırlatıp duruyor,diğer toplumlarsa onun için israiloğulları kadar önemli değil sanki! :)))
kehf 80
''O çocuk ise,onun anne ve babası inanmış kimselerdi.Eğer çocuk yaşarsa onları azdırmasından ve inkara sürüklemesinden korktuk''.
Dinleri ve dinler tarihini eski toplum temelinden koparırsak onları anlamamız mümkün olamaz. Kitaplı dinler elbette ki tanrı vahyi degildir, ama iddia edildigi gibi peygamberler tarafından da yazılmamıştır. Onların önderlik ettigi varsayılsa bile aslında dinler eski toplumun yüzlerce, binlerce yıllık birikimlerinden başka bir şey degildirler. Bu yüzden bize yeni hiç bir şey vermezler.
Nasıl ki Nuh tufanının en eski versiyonunu Sümer Ziusudra'sında, Lokman'ın gençlik pınarı özlemini Gılgameş ile yılan bahsinde, Kurandaki tatlı su ve tuzlu suyun birbirine karışmasını Babil Enuma Eliş destanlarında okuyorsak kutsal denilen kitaplarda pek çok yazılanları da eski toplumun geleneklerinde ve hatta yakın zamana kadar yaşamış ve belki de hala yaşayan ilkel toplumun adetlerinde görebilir kavrayabiliriz.
Hiristiyan misyonerlerinin Avusturalya kabileleri ile ilgili yaptıgı gözlemler bize Hızır/Musa kıssasını da anlayacak veriler sunabilmektedir :
Ba-kaondeler’de : Bir çocugun önce üst dişleri çıktıgı takdirde (bu çocuklara lutala denmektedir) nehre atılmaktadır. Bebegini nehre atan anne en ufak bir üzüntü belirtisi olmadan geri dönmektedir. Kimse ona bir soru sormamaktadır. Zira lutaloların ugursuzluk getirdigine inanılmaktadır.
(Lucien Levy-Bruhl- İlkel İnsanda Ruh Anlayışı sf 128 )
Burada bir anne hiç bir üzüntü duymadan sadeceileride kendisine zararlı olabilecegini düşündügü bir çocugunu ölüme verebilmektedir. İlkel inanış için büyü en büyük tehlikedir. O dönemde tanrılar bilinmez. İlkel toplumlarda bir yaşam ilkesi anlayışı vardır ve bu çogu zaman ruh olarak bilinir ve böyle tercüme edilmiştir. Ama bu hiç bir zaman bizim bugün anladıgımız anlamda bir ruh degildir. Bizim kavradıgımız manada bir ruh kelimesini ilkeller bilmezler.
Büyü ise en büyük tehlikedir ve bir insanı büyü yok edebilir, kaldı ki genellikle de büyü yok eder. İlkeller ölütorsa büyü yüzünden ölüyorlardır. Örnegin bir büyücü onların yaşam ilkelerini çalmıştır. Mesela ruhunu ya da ruh anlamına gelen gölgesini çalmıştır. Ve adam/kadın ölür. Dolayısıyla büyülü oldugu, ugursuz oldugu bilinen bir şey yok edilmeli ya da etkisiz bırakılmalıdır.
Kehf 80 i de böyle yorumlayabilirsek aslında tanrı kelamı denen şeyin ilkel inanışlara ne kadar uygun olabildigini görürüz. Çocuk ileride anne-babasına büyü yapabilecek ve zarar verebilecektir; o halde yok edilmelidir. Bu yüzden de tanrı çocugu yok eder ve ileride oluşabilecek bir büyüyü engeller. Bu anlayış Ba-kaonde lerin anlayışı ile bire bir uyuşmaktadır. Eylemin sonucundan ise ne eylemi gerçekleştiren tanrı, ne eylemin dogrulugunu açıklayan Hızır aynen Ba-kaonde li anne gibi en ufak bir pişmanlık duymaz.
Eylemi gerçekleştirmese ve büyüyü yok etmese idi şayet o zaman sadece kendisine degil, kabilesine de kötülügü dokunacaktı ve son derece dogal olan bir şeyi yaptı. Elbette binlerce yıldır süregelen bu inanç Tevrata ve oradan da Kurana gelene kadar yumuşamış ve günün sosyo ekonomik şartlarına uygun olarak yorumlanmıştır. Çaga uydurulmuştur.
Musa'nın da bugün bizim sordugumuz soruları sorma şansı yoktur. Çünkü her ne kadar tanrı inancı gelişmeye başlasa da toplum hala eski inançların etkisi altındadır. Bırakın 3-4 bin sene evvel büyüyü sorgulamayı, bugün bile büyü inanışları toplumumuzda son derece etkin degil midir.
saygılarımla
Sn Dilaver
Bahsettiğiniz gibi köklü ve yaygın bir batıl inançtan Musanın haberdar olmama ihtimali bana garip geldi.
Öte yandan Musa-Hızır arasında geçenler anlattığınız gibi çok eski batıl inanışların tezahüründen ibaret bile olsa Muhammet bunları Kuranda Allahın hikmetiyle izah etmiştir.
Sn Dilaver
Bahsettiğiniz gibi köklü ve yaygın bir batıl inançtan Musanın haberdar olmama ihtimali bana garip geldi.
Öte yandan Musa-Hızır arasında geçenler anlattığınız gibi çok eski batıl inanışların tezahüründen ibaret bile olsa Muhammet bunları Kuranda Allahın hikmetiyle izah etmiştir.
sn.sinner;belkide bu köklü ve yaygın inanıştan birşekilde haberleri vardıda,''insanları bu şekilde daha rahat yönetip yönlendiririz ''şeklinde düşünmüş olabilirler diye düşünüyorum,bilmiyorum belki yanılıyorum ama sn.dilaver'in yazısını okuyunca(ki bunları hiç bilmiyordum, kendisine bu bilgiler için de tşk.ler)aynen böyle düşündüm ve doğrusu şaşırdım ama benim bu şaşkınlığım zaten kuran ayetlerini Türkçe mealinden okumaya başladığımdan beri sürmekte.:confused: :)
saygılar
bide hep şey derlerdi''Kur'an Arapça okunursa daha sevaptır''bende bi dönem saf saf buna inanmıştım gerçi içimden bir ses te ''niye?'' diye sorup dururdu da ben kendi kendime ''sorma,öyle işte diye geçiştirirdim ama bazı olaylardan sonra,bir Türkçe meal aldım ve okudum,okudukça şaşkınlığım arttı yok dedim bu meal belki yanlıştır başka bir tane edindim okudum aynı şeyler,sonra nette meal aramalarım başladı ve anladım ki kur'an Arapça değil kendi dilimizde okunmalı ,o ''Kur'an Arapça okunursa daha sevaptır''diye insanları yönlendirmeye çalışanların art niyetleri var ve zaten kendi dilimizde okursak akıl almaz şeyleri kolayca görebiliriz,sırf kendi dilimizde okuyarak hemde diyorum, ondan sonra sorular başlar mı başlamaz mı görürüz...
Al- i imran 18
Allah,kendisinden başka ilah olmadığına tanıklık etti.Melekler ve adaletten ayrılmayan ilim sahipleri de o'ndan başka Tanrı olmadığına tanıklık ettiler.O'ndan başka tanrı yoktur.O'nun her şeye gücü yeter ve her işinde hikmet vardır.
bu ayetten bir önceki ve sonraki ayetleri okudum ,hatta Al-i imran suresini okudum isteyen açsın okusun;Allah kendisinden başka ilah olmadığına neden tanıklık etme gereği duyar anlamadım,burada bir mantık hatası var,devamında da tabiki...
böyle ayetlerde çok,dediğim gibi kuranı kendi dilimizde okursak birşeyleri anlamamız mümkün oluyor!
şimdi bana çıkıp şey diyebilir belki mümin arkadaşlarımız'' iyide sen okuyorsun kendin yorumluyorsun'',bende derim ki:e iyide kuran açık ve kolay anlaşılır değil miydi? yoksa sadece araplara mı böyle?,ben bu ayetleri okuyunca açık ve seçik olarak ne diyor bana, anlamalıyım ve benim anladığım ile bir başkasının anladığıda birbirini tutmalı bence!
sevgili nehir ;
Anlaşılmasın diye öyle söylemiş olabilirler..Düşünde 1 defaya mahsus herkesin türkçesini okuduğunu :)
Allah kelamı olan arapça olandır. Bunun yeri ve sevabı ayrıdır. Her harfine kat kat sevap verilir.
http://www.sorularlaislamiyet.com/subpage.php?s=show_qna&id=6733
sn nehir
Zaten toplumumuz bu arapça kuran, arapça ibadet masallarıyla avutuluyor.
Zamanında Atatürk toplumun dinadamlarınca yönlendirildiğini/ kandırıldığını gördüğü için onu türkçeye tercüme ettirmiştir.
Ali imran 18'deki tespitiniz çok doğru. Allah, hadi insanlara: "benden başka bir şeyi tanrı edinmeyin" diyebilir ama bunu tören şeklinde meleklerin arasında ilan etmesi çok saçma olmuş :D
Bu sözler Kuranın açık , anlaşılır ve çelişiksiz olduğunu iddia eden akıllara ithaf olunur :)
Sevgili sinner ;
Yazdıklarını okuyanda kuran ı çelişkili sanacak .. :)
Zariyat
50. O halde Allah'a koşun. Çünkü ben, size O'nun katından (gelmiş) açık bir uyarıcıyım.
51. Allah ile beraber başka bir tanrı edinmeyin. Zira ben size O'nun tarafından (gelmiş) açık bir uyarıcıyım.
Surede ki bu ayetlerde gidişat değişmiş araya muhammedin sözleri karışmış...De ki eki eklenseydi gidişatta sorun olmayacaktı..
Prozac dost,
Deveye sormuşlar:
Boynun niye eğri.
Deve (ki özünde irticai bir hayvandır)
Nerem doğru ki ?
demiş.
:)
müminun 4
onlar zekatlarını verirler.
müminun 5
onlar,iffetlerini korurlar.
(çok güzel de...)
müminun 6
cinsel ihtiyaçlarını sadece yasal eşleri ve cariyeleri ile giderirler.çünkü onlar bundan dolayı kınanmazlar.
e iyide çok güzel, ama yasal eş değil :eşler ve cariyeler! ne oldu şimdi evrenseliz zaten cariyelikte sonsuza yada kıyamete kadar var o yüzden cariyelerinizde olucak, merak ve panik yok! diyerek bir rahatlık vermek için midir bu ayet ,anlamadım.Zaten çok eşliliğe onayı veriyorda yanında cariyeler bonus!Anlayabilen bi zahmet açıklasın(benden daha farklı mı anladınız yoksa benim anladığım gibi mi merak ettim :))
müminun 108
Allah şöyle dedi:''Defolun ,benimle asla konuşmayın''.
burada bir başkası konuşuyor ve Allahın dediğini naklediyor belkide peygamber ,ama o zaman yine Allah kelamına insan sözü karışmış oluyor!
müminun 109
Çünkü kullarımdan bir topluluk:'' Ey Rabbimiz, inandık.Bizi bağışla,bize acı,acıyanların en iyisi sensin derlerdi''.
buradada ,Allah kendisi konuşmayı uygun bulmuş gibi...
şimdi bu ayetlerin bir önceki ve sonrakileride okunsa ,durum bu !isteyen müminun suresini baştan sona okusun 118 ayettir.
birde şu var ki:''acıyanların en iyisi sensin...''
Allah kim veya ne ile kıyaslanıyor bu mümkün mü?nasıl olur?Allah tekse bir başka Tanrı veya ilahla kıyaslanmaz,insanlarla mı kıyaslanıyor? bununda olmaması gerekir diye düşünüyorum e durum ne şimdi?
müminun 4
onlar zekatlarını verirler.
müminun 5
onlar,iffetlerini korurlar.
(çok güzel de...)
müminun 6
cinsel ihtiyaçlarını sadece yasal eşleri ve cariyeleri ile giderirler.çünkü onlar bundan dolayı kınanmazlar.
e iyide çok güzel, ama yasal eş değil :eşler ve cariyeler! ne oldu şimdi evrenseliz zaten cariyelikte sonsuza yada kıyamete kadar var o yüzden cariyelerinizde olucak, merak ve panik yok! diyerek bir rahatlık vermek için midir bu ayet ,anlamadım.Zaten çok eşliliğe onayı veriyorda yanında cariyeler bonus!Anlayabilen bi zahmet açıklasın(benden daha farklı mı anladınız yoksa benim anladığım gibi mi merak ettim :))
Sevgili nehir,
Kölelik ve cariyelik,
Müslümanların islamiyetin evrenselliğini savunurken en çok zorlanacağı konulardandır.
Köle/Cariye bilindiği gibi savaş ganimeti olarak elde edilir.
Bu insanlar mal gibi alınıp satılabilmektedir.
İlginçtir islamiyet bu cahiliye geleneğini düzeltme gereği duymamıştır.
Sevgili nehir,
Kölelik ve cariyelik,
Müslümanların islamiyetin evrenselliğini savunurken en çok zorlanacağı konulardandır.
Köle/Cariye bilindiği gibi savaş ganimeti olarak elde edilir.
Bu insanlar mal gibi alınıp satılabilmektedir.
İlginçtir islamiyet bu cahiliye geleneğini düzeltme gereği duymamıştır.sn.sinner;onuda şöyle savunuyorlar:güya Allah kölelik/cariyelik sistemini düzenlemiş, haklar getirmişmiş,kaldırılmasınıda zamana bırakmışmış,iyide evlatlıkların boşadığı eşle evlenmeyi sağlamak içinse ayet indirmiş üstelik peygamberin uygulamalı olarak bunu müminlere göstermesi içinde gerekli düzenlemeyi hemen yapmıştı ya, burda neden böyle bir çabukluk yok, neden bir ayet inivermemiş?,evlatlıkların boşadığı eşle evlenebilmek çok büyük bir problem miydi?,kölelik/cariyelik'in kaldırılmasından bile önemli miydi ki hemde ayetlerle desteklenmiş inanılması güç doğrusu,evlatlıkların boşadığı eşle evlenme-evlenmeme sorununuda zamana bıraksaydı ya,ama hiç olur mu en önemli sorun bu''evlatlıkların boşadığı eşle evlenememe ''sorunuyduda şükür ayetle çözülmüş,öbür tarafta ise kölelik/cariyelik sonucu insanlar acı çekmiş, ama olsun canım ne önemi var,''zamanla kalkar!''buda palavrası herhal(ki kuranda zamanla kalkacağına dair bir ayette yoktur nedense,ama tabi canım buna ne gerek vardır dimi herşeyde kuranda mı olmalı yani,iyide bu çok önemli bir konu ve bu derece önemli bir konuda böyle bir ayet olmalıydı ki ,evrensellik iddiası olabilsin.Tabi bu sadece, önemli konulardan biri, ama tabi evlatlıkların boşadığı eşlerle evlenememe yanında hiç kalır değil mi ya!), bu ''müminun suresi ayet 6 dada'' geçen cariyeler ne ola ozaman diye düşünüyor insan,evrensellik varsa bu dinde ,bu ayette cariyelerle ilgili olarak başka şekildede bir seslenmede bulunması gerekirdi (ki birde eşler geçer ama burdada çok eşliliği teşvik eder durumda olduğunuda farketmemiştir Allah ,yada bilerek böyle hitap etmiştir.Bir taraftanda e canım illa çok eşli olunacak demiyor ki isteyen çok eşli isteyen tek eşli olsun denir ,ama kuran evrensel ise bunun yanında tek eşlilikle ilgili Allahın düzenleme getirmesi ve açıkça belirtmesi gerekirdi öyleyse),ki ilerdeki devirlerede hitap edebilsindi. Bu haliyle ise ,''sanki merak etmeyin sonsuza dek cariyeler olacak ''der gibi bu müminun 6. ayette!:)
saygılar
Adiyat
(diyanet meali)
1,2,3,4,5,6. Soluk soluğa süratle koşan, (koşarken ayaklarını) vurarak ateş çıkaran, sabah erkenden baskın yapan, orada tozu dumana katan ve düşman topluluğunun ortasına dalan atlara andolsun ki, insan gerçekten Rabbine karşı pek nankördür.
Bu suredede Allah atlar üzerine yemin ediyor..
Nankörlüğümüz birkez daha yüzümüze vuruluyor anlarım ama neden atlar üzerine yemin ediliyor?
Bu atlarda bir mucize mi var yoksa ?
sevgili nehir,
Allah eğer tek eşliliği murad etseydi Muhammedi örnek yapmaz mıydı ?
Onun bu konudaki samimiyeti Muhammedin samimiyeti kadardır.
Babaların, üvey evlatlarının boşadığı kadınlarla evlenmesi konusunda Muhammedi örnek yapan Allah, bu konuda muhammede kıyamamış :)
prozac dostum,
Her ne kadar barışçı olduğunu iddia etse de :(
Allah da savaş ve baskın sahnelerini izlemekten keyif alıyormuş.
Bu sureden ben bunu anlarım.
Sinner dost ;
Benim anlamadığım atlar üzerine neden yemin ediyor..Bunlar arap atı olsa gerek ingiliz atı olsa anlarım ama nal toplamaktan ileriye gidemez bu atlar;)
Attan ziyade orada baskın sahnesine vurgu yapıyor bence.
Ne diyebilirimki allahın işine akıl sır ermiyor işte...
sebe'54
Bundan önce de benzerlerine yapıldığı gibi kendileriyle,arzuladıkları iman arasına engel konulacak.Çünkü onlar şek ve şüphe içinde oldular.
sanki, bu ayette böyle seslenen Allahın işine akıl sır eriyor mu? sevgili prozac02,imanı arzulasalar bile, arzulanan iman ile arada engel olacak,niye?şüphe ediyorlar diye,ama eğer iman için bir arzu varsa bir imdat çığlığı vardır mantıken, o zaman kurtar dimi o engel niye?üstelik '' bundan öncede benzerlerine yapıldığı gibi ''diye bir tabir de var ki ,buna göre; imanı arzuladıkları halde insanlar, o arzuladıkları imanla aralarında bir engel bulmuşlar,sebepte şek ve şüphe duymaları,tamamda o şek ve şüpheyi kaldır o zaman.:)
casiye 16
Biz,israil oğullarına Kitab'ı,hükmetme yetkisini ve peygamberlik verdik.Onları temiz rızıklardan rızıklandırdık.Onları kendi zamanlarının toplumlarından üstün tuttuk.
casiye 17
Onlara apaçık emirler verdik.Onlar ancak kendilerine ilim geldikten sonra biribirini kıskanarak ayrılığa düştüler.Kuşkusuz Rabbin onların ayrılığa düştükleri şeyler hakkında kıyamet günü,aralarında hükmünü verecektir.
Allah Bakara 47 ve 122'dede yahudilere seslenir, casiye 16 da ve 17 de ise yine onları hatırlatır niye?onlara olan özel ilgisi, sevgisi nedendir?Ben çocukken, babaannem ''yahudilerin kendilerini üstün gördüklerini ,ama bunun sadece onların yalanı olduğunu ,Allahın bütün kullarını eşit yarattığını'' söylerdi, ozaman bende yahudilerin neye dayanarak bunu söyleyebildiklerini merak ederdim,çok sonraları araştırmaya başlayınca Kur'an daki bu ayetlerle karşılaştım şaşırmamak mümkün değil,buna akıl sır erer mi şimdi?:(
tekvir 19
Bu kesinlikle değerli bir elçinin sözüdür.
tekvir 20
Arşın sahibinin katında güçlü ve değerli elçinin.
tekvir 21
itaat edilir sonra güvenilir elçinin.
sadece Hakka 40 ta değil Tekvir 19,20 ve 21 dede elçi sözü olduğu belirtilmiş neden acaba?gelde sorma...Allah sözü olması gerekmiyor muydu?!?
Surede bahsedilen elçiden kasıt Cebrail olduğu söylenir.
Ancak, görevi sadece vahyi Muhammede iletmek olan bir elçi neden bu kadar övülür ?
Melekler dinlerin aktardığına göre iradesi ,nefsi olmayan sadece kendilerine emredileni yapan varlıklardır. Bir meleğin güvenilir, itaat edilir gibi vasıflarla övülmesi kabul edilemez.
Kuranın melek sözü olduğunu farzetsek bu sefer kitapta kendisinden üçüncü bir şahıs olarak bahseden kendisini güvenilir ve değerli bir elçi olduğunu vurgulayan ve kendi kendine şahitlik yapan bir varlık ortaya çıkmaktadır.
Kanaatimce orada bahsedilen, övülen elçi Muhammettir.
Muhammet kitabında kendisine inananları itaatkar ve saygılı kılmak için güya kendini Allaha övdürmek gibi bir uyanıklık yoluna gitmiştir. Muhammedin varisleri olan islam alimler bu konuda ne söylemektedir. Tabiki her konuda olduğu gibi burada da onun açıklarını kapama yarışındalar.
çok doğru tespitlerde bulunmuşsunuz sevgili sinner,bencede ayetlerde işaret edilen peygamberdir,özellikle ''güvenilir''tabiri ele veriyor,çünkü peygamberin'' el-emin ''adı ilede anıldığı söylenir ya , böyle bir durum varsa burada dikkat çekilen peygamberdir Cebrail olması mümkün değil,zaten dediğiniz gibi eğer Cebrail olursada durum yinede tuhaf oluyor ve aynı soru yanıtsız kalıyor''Kur'an ın Allah sözü olması gerekmiyor muydu?'':)bu durumdada ,ayetler ne anlatıyor? kuran elçi sözü mü yani, e aslında ayetler açık ''elçi sözü ''imiş...
yucemanitu
19-01-2009, 15:40
Filistin'de ölenlerden bahsedilip Allah nasıl müsaade ediyor, derken bunun bir çelişki olduğunu düşünebilirsiniz. Ama değilmiş zaten Allah pek çok peygamberin öldürülmesine izin vermiş:
"...vuruldu ve Allah'tan bir gazaba uğradılar. Bu, kuşkusuz, Allah'ın ayetlerini tanımazlıkları ve peygamberleri haksız yere öldürmelerindendi..."(Bakara 61)
"...Demek, size ne zaman bir elçi nefsinizin hoşlanmayacağı bir şeyle gelse, büyüklük taslayarak bir kısmınız onu yalanlayacak, bir kısmınız da onu öldürecek misiniz?" (Bakara 87)"
"...De ki: "Eğer inanıyor idiyseniz, daha önce ne diye Allah'ın peygamberlerini öldürüyordunuz?" (Bakara 91)
"..., peygamberleri haksız yere öldürenler ve insanlardan adaleti emredenleri öldürenler; işte onlara acıklı bir azabı müjdele." (Al-i İmran 21)
"...Bu, Allah'ın ayetlerini inkar etmeleri ve peygamberleri haksız yere öldürmeleri nedeniyledir..."(Al-i İmran 112)
"...peygamberleri haksız yere öldürmelerini yazacağız ve: "Yakıcı olan azabı tadın" diyeceğiz." (Al-i İmran 181)
"... peygamberleri haksız yere öldürmeleri ve..." (Nisa 155)
"...ne zaman nefislerinin hoşuna gitmeyen bir şeyle bir elçi geldiyse, bir bölümünü yalanladılar, bir bölümünü de öldürdüler." (Maide 70)
İnsanları öldüren tuzakların da hayırlısı varmış, eh bu da bir mucize olsa gerek. Bugüne değin İslam için kaç milyon can gitti. Ama ille de peygamberlerin ölmesi neden bu kadar önemli ki?
Ya da Muhammed böyle bir şeyden mi korkmuş? Aceba kızım sana diyorum gelinim sen duy mu var:
"Hani o inkâr edenler, seni tutuklamak ya da öldürmek veya sürgün etmek amacıyla, tuzak kuruyorlardı. Onlar bu tuzağı tasarlıyorlarken, Allah da bir düzen (bir karşılık) kuruyordu. Allah, düzen kurucuların (tuzaklarına karşılık verenlerin) hayırlısıdır." (Enfal 30)
Sevgili nehir, siz de çok doğru noktalara temas etmişsiniz ;)
Müslümanlarda genel kanaat Kuranın allah sözü olduğu yönündedir.
Ancak Süleyman Ateş gibi bazı alim(!)ler onun Cebrail sözü olduğunu da iddia edebilimiştir.
Ey müslümanlar ;)
Eğer kuranı allah sözü olarak kabul ediyorsanız tekvir suresindeki ayetleri nereye koyacaksınız ?
Cebraili de zaten yukarda tartıştık.
Geriye kalıyor: Muhammet :D
Allah niye Kuran'ı 22 veya 23 yılda gönderiyor? Neden hepsini bir kerede yada 1 veya 2 yıl içinde indirmiyor?Yoksa Muhammed kafasına estikçe vahiy aldım deyip birşeylermi söylüyordu? Vahiyler 610 yılından öldüğü 631 yılına kadar geliyor. Ölmeseydi daha çok ayet inermiydi? Bi sitede ayet sayılarıyla ilgili olarak söyle denmiş
Kur'an ayetlerinin sayısı:
• Kufelilere (Hz. Ali'ye) göre 6236
• Mekkelilere göre 6214
• Basralılara göre 6204
• Şamlılara göre 6226 veya 6250
• İbni Mes'ud'a göre 6218
• İbni Abbas'a göre 6216
• İsmaili Medenî'ye göre 6214
• İbrahimi Teymi'ye göre 6199
• İcmâ'ya göre ise 6666
Kaynak: İmamul-Huda Ebu'l-Leys, Bustanul-Arifîn, Derseadet 1289
Hani tek bir kuran vardı? Eğer Tek bir kuran varsa bu farklılıklar nedendir? Nasıl bir kuran ki türkler aşağı yukarı 1000 yıldır müslümanken şu kuranı doğru düzgün türkçeye çevrilememiş. Bi dünya Kuran çevirisi var? Kuran'ı çevirecek kadar arapça biliyorum diyenler bile ortak bi çeviri yapamazken normal bir insanın arapça öğrenip bile okusa ne kadar anlayacak Kuran'dan.
Bir sorumda Kuran'daki kadınlarla cariyelerle ilgili ayetler ne zaman gönderilmiştir? Nekadarı Haticeden önce Ne kadarı haticeden sonra gönderilmiştir.
bunlarda ilginç sorular sn.Ki-Adi sormaktada haklısınız;ve birde neden peygamberin sağlığında bu ayetler toplatılıp kitap haline getirilmedi veya bunun toplatılması ile ilgili bir vasiyeti var mıydı?diyede sormaya devam edebiliriz ,eğer kendi sağlığında toplatılsaydı belkide en azından ayet sayıları ile ilgili bir tutarsızlık olmazdı,neden kendisi bu toplatmaya gerek duymadı?kölelik ve cariyelikle ilgili olaraksa, kaldırıldığına dair ayet yada ayetler yok ama bu noktadada dediğiniz gibi en önemlisi kölelik ve cariyelikle ilgili ayetlerin ne kadarı Haticenin ölümünden önce nekadarı ölümünden sonra gelmiştir?dikkatinizi çeken bu nokta bencede çok ilginç olabilir, araştırmak gerek derim:D saygılar