Turan Dursun Sitesi Forumları

Turan Dursun Sitesi Forumları (https://turandursun.com/forumlar/index__1.php)
-   İslam (https://turandursun.com/forumlar/forumdisplay.php?f=9)
-   -   Efsane sona eriyor! (https://turandursun.com/forumlar/showthread.php?t=28107)

upuaut 10-06-2012 01:43

Efsane sona eriyor!
 
Upuaut şok geçiriyor!

Arkadaşlar, öncelikle konuya geçmeden önce aşağıda yer alan haberi 8 Haziran 2012/Cuma, 9:30'da öğrendim, yani bu haberin siteye konulmasıyla birlikte benim bu haberim okumam bir oldu dersem, yalan olmaz. Çünkü Cuma günü karneleri dağıtmak üzere erken kalkmıştım. Ama ben bu haberi okur okumaz kafamda bir şimşek çaktı ve Musevilik, Hrıstiyanlık ve Müslümanlığın bir efsane ve masaldan ibaret olduğunu anladım. Öyle ya, Yahudiler Mescid-i Aksa'nın altını 45 yıldır kazıyor ama hiçbir iz bulamıyor. Bu sonuç ise, bize Tek Tanrılı dinlerin, dolayısıyla kitaplarının bir efsaneden, bir masaldan ibaret olduğunu göstermez de, neyi gösterir?

Örneğin, Hz. Muhammed Regaib Kandili gecesi buradan bir Burak atına binerek göğe yükselmiş ve inanılmaz bir yolculuk yapmıştı. Camilerimizde bu masalı anlatıp dururlar, peki nerde bu olaya ilişkin bir kanıt? Mescid-i Aksa'da bu olayın olduğuna dair bir iz var mı? Yok. O zaman kusursa bakma kardeş, senin bu anlattığın şey bir masaldan ibarettir. Çocukken bu masalı dinlemek güzel bir şeydi, çünkü nasılsa herhangi bir sorgulama yoktu. Ama aklımız başımıza ermeye başlayınca, bu olayın bir masal olduğu, gerçekle hiçbir ilgisi olmadığı (ki buna ilişkin Mescid-i Aksa'da hiçbir kanıt yoktur) kabak gibi ortaya çıkıyor.

Hayır, benim problemim bu olayın bir masal olduğunu kanıtlamak değil, Yahudiler Mescid-i Aksa'nın altını 45 yıldır kazıyorlar ama Kral Davut'un Kalkanı gibi hiçbir ize ulaşamıyorlar. İsrailliler bunu kendi tarihlerinde büyük bir yer edinen Kral Davud için bir arkeolojik kazı olarak değerlendiriyorlar. Tabii ki İsrailliler'in bu arkeolojik çalışmasına saygı duymamız gerekir. Onlar ne de olsa, kendi tarihlerini araştırıyorlar. Aslında Kuran da öyle değil mi? Fakat Araplar bu kazı çalışmasını Yahudiler'in Mescid-i Aksa'yı yıkmaya çalışmak olarak değerlendiriyorlar. Oysa aynı şeyin, hem de hiçbir sorgulamada yapılmadan, İsra-17 ayetinde Müslümanlar tarafından yapılmak istendiğine şahit oluruz.

Çok tartışmaya neden olacak bu ayet özetle şöyledir:

İsra-7 (17:7) (Diyanet İşleri): İyilik ederseniz kendinize iyilik etmiş olursunuz, kötülük yaparsanız yine kendinize yapmış olursunuz. İkinci bozgunculuğun zamanı gelince, yüzünüzü kara etsinler, daha önce girdikleri gibi yine mescide (Beyt-i Makdis’e yani Mescid-i Aksa'ya) girsinler ve ellerine geçirdikleri her şeyi yerle bir etsinler diye (üzerinize yine düşmanlarınızı gönderdik.)

Demek ki bu ayete göre ikinci bozgun zamanı gelince, Yahudiler'in üzerine müslüman düşmanlar gönderilecekmiş ve bunlar o gün Mescid-i Aksa'ya girecekmiş ve orada ne var ne yok herşeyi yerle bir edeceklermiş. Buna Mescid-i Aksa'nın kendisi de dahil.

İyi de kardeşim, o zaman Mescid-i Aksa kimin elinde idi, Romalılar'ın değil mi?

Off be, neresinden bakarsanız bakın, Kutsal Kitaplar'da anlatılanlar bir efsaneden, bir masaldan ibarettir. Arap Müslümanlar meydanı boş bulmuşlar; sallayabildikleri kadar atmışlar. Oysa yerinde araştırma yapıldığında, gerçekler tam tersini söylüyor.

Özetle, arkadaşlar, ben bu kafayla bir de gereksiz yere evdekilerle tartıştım; Kuran'ın masallardan ibaret olduğuna dair. Tabii ki onları aşağıdaki gelişmeden haberdar ettim. Aşağıdaki haberi okuduğunuzda bana hak vereceksiniz. Ama bu haberi bu siteye 2 gündür koyamamın bana verdiği işkence anlatılır gibi değil. Çünkü 2 gündür bu siteye ulaşamadım. Umarım, bir moderatör arkadaşımız bu konuda bizi bilgilendirir.

İsrail, Davud'un Kalkanı'nı arıyor!


Yahudilerin, Mescid-i Aksa altında Hazreti Süleyman mabedini aramak için yaptıkları kazılarda açılan tünellerin bir buçuk kilometreye ulaştığı belirtildi. El-Aksa’nın yıkılma riskiyle karşı karşıya olduğu hatta her an yıkılabileceği ifade edildi.

İsrailiyat literatüründe “Davud’un Kalkanı” bugünkü İsrail’in kullandığı bayraktaki altı köşeli yıldız demektir. İşin derunundaki gerçek ise farklıdır.
Hz. Davud (as)’ın kendi yaptığı kılıç gibi bir de kalkanı vardı. Tıpkı kılıcın üzerindeki bilgisayar kodları gibi “Davud’un Kalkanı”nda da savunmaya ait kodlar bulunmaktadır. İsraillilerin Mescid-i Aksa’nın altını harıl harıl kazarak Süleyman Tapınağı’nı çıkarma gayretlerinin altında bu amaç yatmaktadır; bu kalkanı aramaktadırlar. Davud’un kılıcının ve bu kılıcın sırlarının Mehdi (as)’a geçmesi halinde “Davud’un Kalkanı” ona karşı savunma silahı olacaktır. Fakat bu mümkün değildir. Çünkü kalkan da, İstanbul’a yakın bir yerde muhafaza edilmektedir.

Konuyla ilgili AA'nın verdiği haber şöyledir. İlgili ayetler Upuaut tarafından, daha doğrusu Upuaut'ın dikkati sayesinde eklenmiştir bu habere:

İSRAİL MESCİD-İ AKSA'NIN ALTINI OYDU!

AA, 8 Haziran 2012 09:30

Filistin Kurtuluş Örgütü Hristiyan ve Müslümanlara ait Kudüs Kutsal Yerleri Koruma Komisyonu Başkanı Dr. Hanna Issa, “Mescid'i Aksa altında Yahudilerin Hazreti Süleyman mabedini arama bahanesiyle yaptıkları arkeolojik kazılar nedeniyle, açtıkları tüneller bir buçuk kilometreye ulaştı ve maalesef El-Aksa şu anda yıkılma riskiyle karşı karşıya, hatta her an yıkılabilir” dedi.

Oysa Kuran'daki şu ayete göre Mescid-i Aksa'nın yıkılması Yahudiler'e hak değilken müslümanlara hak olması tam bir tezat teşkil eder:

İsra-7 (17:7) (Diyanet İşleri): İyilik ederseniz kendinize iyilik etmiş olursunuz, kötülük yaparsanız yine kendinize yapmış olursunuz. İkinci bozgunculuğun zamanı gelince, yüzünüzü kara etsinler, daha önce girdikleri gibi yine mescide (Beyt-i Makdis’e yani Mescid-i Aksa'ya) girsinler ve ellerine geçirdikleri her şeyi yerle bir etsinler diye (üzerinize yine düşmanlarınızı gönderdik.)

Dr. Hanna Issa, El-Aksa'nın her an yıkılma tehdidi altında olduğunu belirterek Yahudilerin yedi farklı noktadan El-Aksa altında bugüne kadar toplam bir buçuk kilometre tünel açtıklarını, bu tünellerin 1967 yılından beri kazılmaya devam edildiğini söyledi.

YAHUDİLER YILLARDIR İZ BULAMADI!

Issa, kazıların son 10 yılda ise inanılmaz bir hızla artarak, El -Aksa'nın altının delik deşik edildiğini ve iki metre yüksekliğinde onlarca oyukla dolduğunu bu nedenle Mescid-i Aksa'nın her an yıkılabileceğini söyledi.

Hanna, ayrıca, son olarak “Kral Davud” şehri olarak anılan El-Aksa'nın güneyindeki Silvan'da da son olarak 600 metrelik yeni bir tünel açıldığına dikkati çekti. Hanna Issa, “yıllardır Yahudi arkeologlar yeraltında Hazreti Süleyman'ın mabedini arıyorlar ama şu ana kadar buna yönelik hiçbir iz, emareye ulaşamadılar çünkü böyle bir şey yok” dedi.

Oysa Kuran'daki şu ayette Mescid-i Aksa'da Yahudi ve Hrıstiyanlar'a ait bir iz olmasa bile, İslamiyet'e ait bir izin olması gerektiği çok açıktır:

İsra-1 (17:1) (Diyanet İşleri): Kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed’i) bir gece Mescid-i Haram’dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.

İSRAİL GERİ DÖNÜLMEZ HATALAR YAPIYOR!

Uluslararası toplumu İsrail üzerinde baskı kurmaya ve İsrail'i kazıları durdurmaya davet eden Issa, İsrail'in geri dönülemez hatalara doğru gittiğini ve bundan Hristiyan ve Müslüman Araplar olarak son derece rahatsız olduklarının altını çizdi.

Kudüs'ün demografik yapısının da sürekli olarak Yahudiler lehine değiştiğini belirten Hanna, İsrail'den aldıkları son verilere göre, "Şu an Kudüs nüfusunun yüzde 33,8'i Müslümanlardan, yüzde 63,1'i Yahudilerden, yüzde 1,9'u Hristiyanlardan yüzde 1,2'si farklı ülkelerden gelen insanlardan oluşmakta. Müslüman ve Hristiyan nüfusun sayılarında, İsrail'in uyguladığı korkunç akıl almaz baskılar nedeniyle son on yılda ciddi bir azalma oldu" dedi.

Hanna Issa, daha önce de uzun yıllar Filistin Kurtuluş Örgütü'nün Moskova büro şefliği görevini yürütmüştü.


olric90 10-06-2012 01:48

bu insanlar kafayı yemiş arkadaş

ozgur_beyin 10-06-2012 01:52

sevgili upaut. insan var oldukça bu saçmalıklar bitmez. aynı kafadaki salaklar cudi dağında
nuhun gemisini aramıyorlarmı

aliyarasfal 10-06-2012 02:08

Sayın upaut; siz elbetteki bir iz olmamasını masal ile bağdaştırırsınız, iyide inananlar bir iz aramıyorki. Onların zaten inançlarında tutarlı bir şey yokki. Tanrı, melek, cin, vahiy, cennet, cehennem, vesaireye bilerek inanmıyorlarki. Hiç bir kanıta dayanmıyorki inançlar. Bu yüzden mucize ayetleri uydurup böyle kandırıyorlar kendilerini.Hatta bilimi bile inkar ediyorlar.

Biz daha gün gibi ortada olan kuranın kendi çelişkilerini kabul ettiremiyoruz aklı kalpte sanan tanrı kavramının kullarına, işki mescidi aksada iz yokmuş kimin umrunda ola.

Şimdilik saygımla gittim...

upuaut 10-06-2012 02:12

Evte, arkadaşlar, değerli yorumlarınızı aldım. Fakat bu tartışmada benim asıl dikkat çektiğim nokta başka idi. Durun, bir dakika. Size şu soruyla yardımcı olmaya çalışayım: Madem ki Mescid-i Aksa 3 dinin kesiştiği bir mekan, o zaman neden bu dinlere ait bir kalıntı yok burada? Neden Yahudiler 45 yıldır buraya kazdıkları halde, burada hiçbir iz bulamadılar?

Dikkat ediniz; bu sorunun yanıtı insanı dinden çıkartabilir!

ate2012 10-06-2012 03:35

Alıntı:

upuaut´isimli üyeden Alıntı (Mesaj 440569)
Evte, arkadaşlar, değerli yorumlarınızı aldım. Fakat bu tartışmada benim asıl dikkat çektiğim nokta başka idi. Durun, bir dakika. Size şu soruyla yardımcı olmaya çalışayım: Madem ki Mescid-i Aksa 3 dinin kesiştiği bir mekan, o zaman neden bu dinlere ait bir kalıntı yok burada? Neden Yahudiler 45 yıldır buraya kazdıkları halde, burada hiçbir iz bulamadılar?

Dikkat ediniz; bu sorunun yanıtı insanı dinden çıkartabilir!

Bütün izleri süpürmüş olmasın, şu kazıcılar.

YasasinBilim 10-06-2012 04:08

bütün bu bulgular, bizim müslümanlar için bir şey ifade etmeyecektir.

aşağıdaki başlığa yapılan yorumlar yobazlığın derecesini gözler önüne sermektedir.

http://www.turandursun.com/forumlar/...ad.php?t=19162

adamları bıraksan cennette de beş vakit namaz kılıp ibadet edecekler.
ibadet, biat onlar için araç olmaktan çıkmış, amaç haline gelmiş.

ingilizler, o dönemde sömürgeleri olan hindistanlılara (düşünüp kendilerine başkaldırmasınlar diye) logaritma cetveli ezberletmişlerdi.

ülkemize gelseler, tam istedikleri kıvamda en az %20'lik bir kesim bulurlar.

upuaut 10-06-2012 04:15

Bir efsaneden başka bir efaneye...
 
Arkadaşlar, tüm Yahudiler kötü değildir. Yani gerçekten de insanlığın gerçekleri öğrenmesi için tepinen Yahudiler yok değil. Bu bilgiye ancak çok acı tecrübeler sonunda eriştim.

Neyse, benim bu Yahudi kardeşlerimizden (ki eğer bu yazıyı okuyan ya da bu tür tepkileri dikkate alan biri çıkarsa) bir isteğim var: Madem ki 45 yıldır Mescid-i Aksa'yı kazıyorlar ve orada Hz. Süleyman ve Kral Davut'a ait izler araştırıyorsunuz, aklı başında olan, dolayısıyla tüm insanlığa hizmet etmek isteyen bir Yahudi kardeşimiz de, şu Kızıldeniz'in ikiye yarılması olayının geçtiği Nuweiba sahilinden itibaren bir araştırma yapsın. Bu kişi bir elinde Tevrat ile (isterse yanına Kuran da alabilir) bu araştırmayı yapsın bakalım, bu olay hakkında kendisine anlatılanlar ile gerçekler arasındaki farkı görsün.

Kızıldeniz'in ikiye ayrıldığı yerde araştırma yap!

Bu arkadaş araştırma yapmadan önce, naçizane araştırma bulgum şudur: Tevrat ya da Kuran'da anlatılan Kızıldeniz'in ikiye ayrılması olayı tamamen masalsıdır. Çünkü oradaki bulgular merkezde derinliği 800 M'ye ulaşan bir yerde almakla birlikte, Nuweiba sahilinden en fazla 2.5 KM uzaklıkta ve birarada kümelenmişlerdir. Oysa olayın geçtiği deniz şeridinin uzunluğu 20 KM'dir.

Kızıldeniz'in ikiye yarılmasıyla ortaya çıkan şoklar

1. Tevrat ve Kuran'da anlatılanlara göre, Hz. Musa asasını denize vurduktan sonra denizde bir koridor açılmış ve bu koridorun her iki yanında dağ yüksekliğinde büyük su duvarları oluşmuştur. Demek ki bu dağın ya da duvarların maksimum yüksekliği 800 M dir. Araştırmacılar henüz bu derinliğe ulaşamadılar. Çünkü ellerindeki sonar en fazla 500 M derinliğe kadar destekliyor. Ama buralarda hiçbir bulgunun olmadığı açıktır. Oysa Tevrat ve Kuran'da Hz. Musa ve yanındaki Yahudiler'in buradan da geçtiğini yazar.

2. Elde edilen bulgular Nuweiba sahilinden en fazla 2.5 KM kadar uzağa yayılmıştır. Bu uzaklığın ötesinde şimdiye kadar hiçbir bulguya rastlanmamıştır. Oysa Nuweiba sahilinden karşı sahile 20 KM uzaklık vardır. Bu sonuç ya da bulgu bize, insan, at, at arabası gibi şeylerin Nuweiba sahilinden döküldüğüne ilişkin bir tertibin yapılmış olduğunu gösterir.

Evet arkadaşlar, gördüğünüz gibi Tevrat ve Kuran'ın bir "Kutsal Kitap" olduğuna ilişkin bu olay da, daha başından bir tertip olarak gerçekleştiğine göre, bu kitapların icat edilen "Tanrı"dan vahiy yoluyla gelmediğini, birer insan yazması olduğunu gösterir.

YasasinBilim 10-06-2012 04:25

kızıldeniz'in yarılması masalındaki en büyük mantıksızlığa değinecek olursam:

tüm ilahi (!) kitaplarda senaryo aynıdır.

* firavundan kaçan musa ve kavmi, bu mucize sayesinde canlarını kurtarırlar.

* musa'nın kavmi bu olaydan hemen sonra aralarındaki ziynet altınları toplayıp/eritip bir buzağı heykeli yaparlar ve ona tapmaya devam ederler. musa'yı kimse takmaz. (orda olup musa'nın yüz ifadesini görmek isterdim.)

şimdi düşünelim:

böylesine büyük bir mucize gösterebilen hem de canlarını kurtaran musa'ya nerdeyse tanrıymış gibi biat etmeleri gerekirken, bildiklerini okumaya devam etmişlerdir.

bu asla inandırıcı değildir.

saygılar...

upuaut 10-06-2012 04:37

Alıntı:

upuaut´isimli üyeden Alıntı (Mesaj 440582)
Arkadaşlar, tüm Yahudiler kötü değildir. Yani gerçekten de insanlığın gerçekleri öğrenmesi için tepinen Yahudiler yok değil. Bu bilgiye ancak çok acı tecrübeler sonunda eriştim.

Neyse, benim bu Yahudi kardeşlerimizden (ki eğer bu yazıyı okuyan ya da bu tür tepkileri dikkate alan biri çıkarsa) bir isteğim var: Madem ki 45 yıldır Mescid-i Aksa'yı kazıyorlar ve orada Hz. Süleyman ve Kral Davut'a ait izler araştırıyorsunuz, aklı başında olan, dolayısıyla tüm insanlığa hizmet etmek isteyen bir Yahudi kardeşimiz de, şu Kızıldeniz'in ikiye yarılması olayının geçtiği Nuweiba sahilinden itibaren bir araştırma yapsın. Bu kişi bir elinde Tevrat ile (isterse yanına Kuran da alabilir) bu araştırmayı yapsın bakalım, bu olay hakkında kendisine anlatılanlar ile gerçekler arasındaki farkı görsün.

Kızıldeniz'in ikiye ayrıldığı yerde araştırma yap!

Bu arkadaş araştırma yapmadan önce, naçizane araştırma bulgum şudur: Tevrat ya da Kuran'da anlatılan Kızıldeniz'in ikiye ayrılması olayı tamamen masalsıdır. Çünkü oradaki bulgular merkezde derinliği 800 M'ye ulaşan bir yerde almakla birlikte, Nuweiba sahilinden en fazla 2.5 KM uzaklıkta ve birarada kümelenmişlerdir. Oysa olayın geçtiği deniz şeridinin uzunluğu 20 KM'dir.

Kızıldeniz'in ikiye yarılmasıyla ortaya çıkan şoklar

1. Tevrat ve Kuran'da anlatılanlara göre, Hz. Musa asasını denize vurduktan sonra denizde bir koridor açılmış ve bu koridorun her iki yanında dağ yüksekliğinde büyük su duvarları oluşmuştur. Demek ki bu dağın ya da duvarların maksimum yüksekliği 800 M dir. Araştırmacılar henüz bu derinliğe ulaşamadılar. Çünkü ellerindeki sonar en fazla 500 M derinliğe kadar destekliyor. Ama buralarda hiçbir bulgunun olmadığı açıktır. Oysa Tevrat ve Kuran'da Hz. Musa ve yanındaki Yahudiler'in buradan da geçtiğini yazar.

2. Elde edilen bulgular Nuweiba sahilinden en fazla 2.5 KM kadar uzağa yayılmıştır. Bu uzaklığın ötesinde şimdiye kadar hiçbir bulguya rastlanmamıştır. Oysa Nuweiba sahilinden karşı sahile 20 KM uzaklık vardır. Bu sonuç ya da bulgu bize, insan, at, at arabası gibi şeylerin Nuweiba sahilinden döküldüğüne ilişkin bir tertibin yapılmış olduğunu gösterir.

Evet arkadaşlar, gördüğünüz gibi Tevrat ve Kuran'ın bir "Kutsal Kitap" olduğuna ilişkin bu olay da, daha başından bir tertip olarak gerçekleştiğine göre, bu kitapların icat edilen "Tanrı"dan vahiy yoluyla gelmediğini, birer insan yazması olduğunu gösterir.

Bu mesajı belki Ulpian gibi araştırmacı kişilerin ilgisini çeker diye yazmıştım. Çünkü Ulpian bir mesajında bu konuya değinmişti.

Saygılar, Upuaut.


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 05:37 .