Turan Dursun Sitesi Forumları

Turan Dursun Sitesi Forumları (https://turandursun.com/forumlar/index__1.php)
-   Konu-dışı (https://turandursun.com/forumlar/forumdisplay.php?f=12)
-   -   Sohbet (https://turandursun.com/forumlar/showthread.php?t=28883)

LEVH 23-11-2021 15:18

Yıldıztozu Diyor ki
Alıntı:

özgürlük, istenmesi gereken bir şey midir?
...
özgürlüğün boyutları:
- hiç kimseye bağlı olmamak
- hiç bir şeye bağlı olmamak
- insanları kontrol edebilmek
- doğayı kontrol edebilmek
nihayetinde özgürlük güçle aynı anlama çıkıyor.

Özgürlüğün güç olması her zaman kötü bir şey olduğu anlamına gelmez. İnsanları ve doğayı kontrol etmek tercih edilebilir bir şeydir ve bunu tercih etmezseniz bu kötü bir sonuç olmaz.

Hiç kimseye ve hiç bir şeye bağlı olmamak özgürlüktür. Bu bağlamda;

İnsanlara ve doğaya bağımlı olmasaydınız bu durum tam özgür olduğunuz anlamına gelecekti. Fakat doğaya olan bağımlılığınız devam edecektir. Bu durumda, yaşamı sürdürmek için tam özgür olamazsınız. Bu da, isteseniz bile tam özgür olamayacağınız manasına gelir. En fazla yapılabilecek olan şey doğaya bağımlılık hariç kısmen özgür olabilirsiniz.

Bir anlamda siyanür bir özgürlüktür, fakat o durumda bile bedeniniz ya da en kötü ihtimalle külleriniz bir yerde esir düşecektir.

Bundan kurtuluş görünmüyor. Açıkçası dünya hayatı özgürlüğe neden olmaması için özel olarak kurgulanmış bir hapishanedir ve çıkışı yok, ya da ben bulamadım. Her ne kadar fiziksel olarak hapisteymiş gibi hissetmiyorsak da, biraz araştırınca aslında dünyanın içinden çıkılamaz, kaçılamaz bir yer olduğunu anlıyoruz ve burada yaşadığımız deneyimler sürekli ve düzenli eziyete dönüşmüştür.

Dünyayı -sihirli bir şekilde- kurgulayan kişi ya da kişiler burayı içindekilere işkence edebilmek için tasarlamıştır ve bu tasarlamanın içinde kendileri için küçük eğlenceler de vardır. Fakat bizler açısından eğlence yok ve zihinsel işkenceden başka bir şey yok diyebiliriz.

Özgürlük yok, öyle bir şey yok, çünkü burası bir hapishanedir. Bir kaçış yolu bulursanız haberim olsun. Teşekkürler.

Yıldıztozu 23-11-2021 16:09

Alıntı:

LEVH´isimli üyeden Alıntı (Mesaj 652292)
Dünyayı -sihirli bir şekilde- kurgulayan kişi ya da kişiler burayı içindekilere işkence edebilmek için tasarlamıştır

Evrim zaten acı üzerine kurulmuş bir sistemdir. Mutasyonlar, seçilimler hep acının kontrolünde ilerler. Acı, hayatı yönlendiren bir otoritedir.

Alıntı:

LEVH´isimli üyeden Alıntı (Mesaj 652292)
Bir kaçış yolu bulursanız haberim olsun

Kedim bulmuş olabilir. Dertsiz tasasız. Hedefleri hayalleri yok. Düşünmüyor, hesap yapmıyor. Bir şeyi amaçlamıyor veya arzulamıyor. İçinde bulunduğu anı içgüdüleriyle yaşıyor. Bir acı yaşayıp geçtiğinde unutuyor, hafızası yok.
Kedimi örnek alıyorum bazen.

LEVH 24-11-2021 15:04

Yıldıztozu Diyor ki
Alıntı:

Kedim bulmuş olabilir. Dertsiz tasasız. Hedefleri hayalleri yok. Düşünmüyor, hesap yapmıyor. Bir şeyi amaçlamıyor veya arzulamıyor. İçinde bulunduğu anı içgüdüleriyle yaşıyor. Bir acı yaşayıp geçtiğinde unutuyor, hafızası yok.
Kedimi örnek alıyorum bazen.
Kedinin bizden avantajlı olduğu kesin. İşkence beyinde gerçekleştiğine göre bizim kadar düşünmeyenler daha az işkence görüyor olabilir mi? Bu durumda bir bakıma daha özgürler aslında. Kedi örneğinden yola çıktım, kedi fikrini insanlar için kurgularsak;

Tabir olarak beyin ölümü gerçekleşmiş dediğimiz kişiler, aslında yaşayan ama yaşadığının farkında olmayanlar, acaba tam özgür müdür? Bağımlı olsa bile bunun farkında olmadığı için bu durum onun tam özgür olduğu manasına gelir mi, gelmez mi? Soru olarak sormuş olayım.

Şimdi peşin şunu söyliyim, kimseyle bunu tartışmayı istemiyorum. Gerçek manada başkalarına bağımlı olabilir. Ama gerçek, kişiden kişiye göre değişir ve onun gerçeğinde o hiç kimseye ve hiç bir şeye bağımlı değildir, bu durum tam özgürlük manasına gelir. Bu da benim görüşüm.

Yıldıztozu 25-11-2021 20:10

Alıntı:

LEVH´isimli üyeden Alıntı (Mesaj 652303)
Bağımlı olsa bile bunun farkında olmadığı için bu durum onun tam özgür olduğu manasına gelir mi, gelmez mi? Soru olarak sormuş olayım.

Felsefecilerden biri ''hissedilen acının çoğu kurgusaldır'' gibi bir şey söylemişti. Haklı olabilir.
Bedenin konfor içerisinde olduğu halde bile acı hissedilebilmesi bunu doğrular. Bir müzikle veya bir filmle acı hissetmek gibi. Kurgusal acının hissedildiği anda beden full konfor içerisinde bile olabilir.

Acı gibi mutluluk da öyle. Çoğu içseldir, pek az bir kısmı dışsaldır.

O halde acı ve mutlulukta geçerli olan bu kuralı özgürlük için de genelleyebiliriz sanırım.
Yani özgür hisseden özgürdür.

LEVH 01-02-2022 16:46

Alıntı:

Yıldıztozu´isimli üyeden Alıntı (Mesaj 652320)
Felsefecilerden biri ''hissedilen acının çoğu kurgusaldır'' gibi bir şey söylemişti. Haklı olabilir.
Bedenin konfor içerisinde olduğu halde bile acı hissedilebilmesi bunu doğrular. Bir müzikle veya bir filmle acı hissetmek gibi. Kurgusal acının hissedildiği anda beden full konfor içerisinde bile olabilir.

Acı gibi mutluluk da öyle. Çoğu içseldir, pek az bir kısmı dışsaldır.

O halde acı ve mutlulukta geçerli olan bu kuralı özgürlük için de genelleyebiliriz sanırım.
Yani özgür hisseden özgürdür.

Ben artık o kadar katı hissedemiyorum. Özgür hisseden özgürdür, ve aynı zamanda özgür hisseden özgür değildir de. Çünkü zaman kavramı boş. Özgür hissetmeyen de aynı şekilde hem özgür, hem de özgür değildir. Doğru olan hem doğru, hem de aynı anda yanlış.

Acı ve mutluluk aslında birbirinin zıddı ve var olmak için birbirine ihtiyaç duyar. Özgürlük ve tutsaklık da birbirine muhtaçtır ve var olmak için birbirine ihtiyaç duyar. Özgürlük tutsaklığa aşıktır, ve tutsaklık özgürlüğe aşıktır. Ve aynı anda özgürlük tutsaklıktan nefret eder, ve tutsaklık da özgürlükten nefret eder. İkisi de aynı anda hem kendi kendilerine aşıktır ve hem de kendi kendilerinden nefret ederler.

Var olan hem vardır, hem yoktur. Yok olan da hem var ve hem de yoktur.

Aslında Mevlana'nın çok güzel bir sözü var bu konuda şöyle bir şiiri var:
"ne ben benîm, ne sen sensîn, ne sen ‘ben'sîn
hem ben benîm hem sen sensîn, hem sen ‘ben'sîn.
ben senînle o haldeyîm kî -ey güzel sevgîlîm
ben sen mîyîm, yoksa sen ben mîsîn bîr türlü kestîremîyorum".

Yani aslında Mevlana olayı çözmüş, yani bunu kestirememek zaten doğru çözüm. Bir şey karşıtı olup olmadığından emin olsaydı orada hata yapmış olurdu.

Yine şunu da anlayamıyorum ki bu felsefedeki birinin aynı zamanda islam büyüğü sayılması da doğrudan doğruya kendisine hakaret bence. Hangi özelliğinden dolayı bunu diyorlar bilemiyorum ama büyük ihtimalle onu anladığını düşünenler onu hiç anlamadılar ya da komple yanlış anladılar. Çünkü bu felsefedeki birinin, yani varlık ve yokluk mantığını bilen birinin aynı zamanda hem kendisinin Tanrı olduğunu ve aynı anda Tanrı olmadığını, hem Tanrı'nın her şeyi yarattığını ve aynı anda aslında hiç bir şey yaratmamış olduğunu ve aynı anda aslında insanların Tanrı'yı yarattığını ve hepsinin birden doğru olduğunu ve aynı anda yanlış olduğunu biliyor olması gerekir. Bu durumda yani, nasıl oluyor diyeceğim de. Muhtemelen çok bildiği, konuştuğu için saygı gördüğünden dolayı böyle birisi olsa olsa evliya gibi bir şeydir diye düşünmüşlerdir. Öyle tahmin ediyorum emin değilim.

Yıldıztozu 02-04-2022 21:28

[IMG]https://i.hizliresim.com/lxquhw8.png[/IMG]
hepimiz şu soluk noktanın içindeyiz.

bu insan denen gerizekalı, bulunduğu konumdan ne kadar da çok kurgu üretiyor.
bu fotoğrafa bakıp bakıp insanın haline gülmeliyiz.
insana bu açıdan bakıp onun haline gülmek kendimi tanrısal hissettiriyor.
aslında benim bu halim de gülünesi.

LEVH 04-10-2022 09:55

Sen adam gibi imza attın da biz mi laf ettik. Hep Levh kötü adam zaten. :(


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 07:39 .