Turan Dursun Sitesi Forumları

Turan Dursun Sitesi Forumları (https://turandursun.com/forumlar/index__1.php)
-   Dinsel İnançlardan Nasıl Kurtuldum? (https://turandursun.com/forumlar/forumdisplay.php?f=79)
-   -   Kendisini yakinen tanırım... (https://turandursun.com/forumlar/showthread.php?t=15248)

Unbeliever 10-12-2009 13:11

Kendisini yakinen tanırım...
 
1976 yılının bahar aylarında kendi iradesi ve isteği dışında Dünya denen gezegene adımını attı. Bu adımını atarken ağlamadığına bizzat annesi tanıklık etti. O zamandan belliymiş ne acaip bir şey olacağı.:)

Küçüklüğü yokluk içinde geçti.12 Eylül döneminde evde hep yerlerde oturduğunu, hatta bir çatışma anında serseri bir kurşunun evinden içeri girip annesinin yokluktan mütevellit yıllarca kullanacağı perdeyi delip duvara isabet ettiğini, uzaktan bir akrabasının polis tarafından kovalanan solcuların kaçış istikametinde işinden evine gelirken hiçbir suçu olmadığı halde vurularak öldürüldüğünü, babasının her gece eve geç geldiğini, bazı kağıtları ve kitapları sobada yaktığını, annesinin o dönemlerde babasıyla nedenini bilmediği kavgalarının olduğunu, abisiyle (kendisinden 4 yaş büyük) hep evin holünde Demokratik Almanya-İngiltere maçları yaptıklarını, hatta bu maçların birinde kaleye gitmekte olan (!) golü engellemek için kapalı olan kapının camından içeri girip ellerini kestiğini dün gibi hatırlar.

O zamanlar istanbul un avrupa yakasında (Fatih) te oturuyorlardı. O 6 yaşındayken anadolu yakasına taşındılar. Sonrasında ilkokul dönemi başladı. ilkokul 5 e kadar ne dinle ne de başka birşeyle alakası yoktu. Babası militan bir solcu idi. Annesi de islamiyetin bazı gereklerini yerine getirmeye çalışan kendi halinde bir müslüman. Babasının gece geç gelmeleri, sobada yakılan kitapları ortaokul sonlarına doğru anlamaya başladı. Duvarlara slogan yazarmış ve sobada yaktıkları dükkanda hazırlanan bildiriler ve dağıtılacak kitaplarmış. Lise yıllarında babasına keşke o kitapları hiç yakmasaydın demiş ve babasından okkalı bir küfür yemişti. Şaşırmayın. Çünkü babası anadolu yakasına taşındıktan sonra geçen seneler boyunca, hemen hemen her gece eve sarhoş gelen, her sohbette solcu kelamlar eden, emeği savunan bir insan olmaktan çıkmış, allahtan, kitaptan, muhammedden, namazdan, oruçtan bahseden, içkiyi bırakan ve bağnaz düşüncelere yavaş yavaş yönelen bir insan oluvermişti. Bu değişimi anlayamıyordu. Abisi ise üniversiteye gitmişti. Abisi de (belki babasının etkisiyle) üniversite yıllarında içkiyi bırakıp namaza başlamıştı. Abisinin lise yıllarında yılbaşlarını arkadaşlarında geçirip eve sarhoş geldiğini de bilirken bu değişime de anlam veremiyordu.

Bu değişimleri anlayamamasının nedeni aslında kendi düşüncelerinin hep sabit kalmasından dolayı idi. Her zaman içinde bir soru işareti vardı. Neden varız?Neden yaşıyoruz?Sebep ne?

Bunları babasıyla ve abisiyle konuşamıyordu. Çünkü aldığı cevaplar onu tatmin etmiyordu. Bu arada babası eve sürekli dini kitaplar getiriyordu. Lise yıllarına sorgulamaları had safhaya ulaşınca kendi kendine bir karar aldı. Artık bunları düşünmeyecek kendisini sadece eğitimine verecekti. Çünkü gitgide kafayı sıyırmaya başlıyordu.Üniversiteye gitti. Orada yalnızdı. Baskı yoktu. 3. sınıfta okul bitipte eve döndüğünde kuranla tanıştı. Bir kandil akşamıydı. O hariç herkes evde Tv den kandil programı seyredip dualar ediyordu. Acayip sıkılmıştı. Arapça okunan dualardan ailesi aşırı etkilenmiş, pür dikkat kuran dinliyorlardı. Bir ara onlara okunan dualardan ne anladıklarını sorma gafletinde bulundu. O an evde kızılca kıyamet koptu. Ne imansızlığı kaldı, ne allahsızlığı, ne de sülaledeki tek çıban oluşu. Onda da şalter attı. Aldı eline kuranı, geçti odasına ve başladı okumaya. Ailesine aşırı sinirlenmişti. O sinirle okuduğu kitaptan hiçbir şey anlamadı.

O yaşına kadar din ile alakası şu seviyedeydi; namaz kılmazdı, oruç tutardı ama en kısa süreli olanlarını, bayram namazlarına gitmezdi, cumaya baba-abi baskısından dolayı giderdi, yanlız olduğu zamanlarda hiç gitmezdi, dini kitap okumazdı ve sure ezberlemezdi. Yani anlayacağınız koftiden müslümandı.

Neyse, daha sonra üniversiteye döndü. Okul bittikten sonra eve dönünce iş hayatına atıldı haliye. Eşiyle tanıştı. Eşinin baba tarafı bir kişi hariç ateistti. Eşide aynı onun gibi koftiden müslümandı. Bir ara şehir dışında bir iş buldu. Eve hafta sonları gelebiliyordu. Hafta içi yalnız kaldığından bir sürü boş zamanı vardı. O boş zamanlarda internetten kuran ve din ile alakalı yazılar okumaya başladı. Kafayı sıyırdığı dönemler yeniden nüksetmişti. Bir site buldu.Kuranı değişik yorumlamıştı. Onun kafa yapısına uygun kelimeler kullanıyor ve anlatımı-tefsiri çok açıklayıcı geliyordu. Aynı dönemde turan dursun sitesini buldu. Sitede ki ateist arkadaşların alaycı (o zaman ki düşüncesi) yazıları karşısında sanki din ona aitmiş gibi hararetli bir savunma içerisine girdi. Bu tabii ki hem internetten aldığı hem de kulaktan dolma yarım yamalak bilgiler ışığında yapılan bir savunma idi. Sonra bu tutumun ona yakışmayacağını düşünerek aldı eline kuran ı ve "savunacaksam bari bilerek savunayım" diyerek okumaya başladı. İlk zaman sinirli bir ruh haliyle okuduğu ve hiçbir şey anlamadığı kitabı, yine hiçbir şey anlayamadan kapattı. Burada anlayamamaktan kasıt aradığı sorulara cevap bulamamasıydı. Şehir dışındaki işi bıraktı ve eve döndü. Kayınpedere ve eşinin abisine ateist oldukları ve konuştukları yüzünden tavır almıştı. Eşi bu duruma çok üzülüyordu. Bir gün kayınpederi durumu anlamış olacak ki ona kuranı açıp tekrardan sindire sindire okumasını tavsiye etti. Bu arada Turan Dursun sitesindeki yazılanlardan etkilenmeye başlamıştı. Bazı çelişkili ayetler olduğu, bazılarının Muhammed tarafından yazıldığı, eski kitaplarla olan benzerliği, tarihte yaşanmış olayların din hikayeleri olarak tekrardan kuranda yer aldığı yazılar ilgisini çekmişti. Sözkonusu ayetleri okudu ve gözlerine inanamadı. Gerçekten de objektif olarak okuduğu zaman kuran ın bir insan yazması olduğu kanaatine vardı. Günlerce elinden düşürmedi. okudukça içindeki Müslümanlık (!) ölüyordu. Safsatalarla dolu onlarca hikayenin olduğu bu kitaba ve diğer dinlere ait kitaplara milyarlarca insanın nasıl inanabildiğini tasavvur etmeye çalıştı. Ama yapamadı. Dinin müthiş bir uyuşturucu olduğunu anlamıştı. Hayatından din ile alakalı ne varsa çıkardı. Bunu yaparken ki geçiş süreci de tahmin ettiğinden daha kolay olmuştu. O zamana kadar yaptıklarını sorguladı. Diğer dinleri de inceledi.

Ve artık kararını vermişti. Ateistti.

Kendisine yıllarca dayatılan Allah-Tanrı korkusu yerini var olduğu kanıtlanması gereken, soyut bir kavram olduğu düşüncesi aldı. Şu an çok rahat ve huzurlu. Kendisini çok yakından tanırım. Her sabah görüşürüz. Aynada.....

Sevgi ve saygılarımla.....

Ovidius 10-12-2009 13:55

yazınız gerçekten dokunaklı .

ama şunu sormak istiyorum ,diğer arkadaşlarımada?

kuran okumadan veya daha sonra okuyarak ateist olunamaz mı?

illaki islamdan kötü referanslar mı olmalı?

mesela psikoloji,biyoloji,antropoloji,sosyoloji,tarih,FEL SEFE,
OKUDUM ,sonra birde kuran ve diğer kitapları okudum ama
kurana gelene kadar, olayı çözdüm diyen var mı?

Unbeliever 10-12-2009 14:28

Saygıdeğer Canip Atay,

Tabii ki de Kuran okumak ve okuduktan sonra ateist olmak bir kural değildir. Şöyle düşünebilirsiniz, bir hristiyan da incili okuduktan sonra ateist olabilir. Yani kuran ateizme geçiş kapısı değildir. Yanlış hatırlamıyorsam Sargon da felsefe bilimi ile tanıştıktan sonra tanrı inancını sorgulamış ve yitirmişti. Kuran okuyup ta ateizmi seçmemin neden tamamen içinde bulunduğum şartlar gereğidir. Halkının %90 ı müslüman olan, islami gelenekler çerçevesinde yaşatılan ve yaşanan bir hayat, baskıcı bir eğitim sistemi...Dolayısıyle benim ve benim gibi düşünenlerin Kuran okuyarak sonrasında ateizmi seçmesi normal. Aslında bu tercih olarak kişiden kişiye değişir.

Sevgiler..

naper 10-12-2009 14:31

bu gün üyelerin hikayelerini okuyorum ve hepsinde kendimden birşeyler buluyorum.herşey bir kenara bu samimiyet bu dürüstlük bile yeter.
aklınıza,elinize sağlık...

Unbeliever 10-12-2009 14:39

Saygıdeğer Emrerd,

Teşekkürler...zaten bu samimiyet değilmidir insanları birbirine yakınlaştıran...sizinde samimi hikayenizi okumak isteriz...

sevgilerle

naper 10-12-2009 14:46

bir gün oturup sizler kadar dürüst olmaya çalışarak yazacağım...

KızıL 10-12-2009 17:04

sevgili unbeliever babanız babamın son zamanlarına okadar benziyorki anlatamam :) kandil gecelerinde bira içerdi şimdi normal günlerde bile kuran okumakta :)

vartor 10-12-2009 17:26

Tam buyuk oglumun yasindasin unbeliever;
Baba ve abinin ickiyi birakip, daha da kotu bir uyusturucuya bagimli olmalari uzucu; demek ki beyinleri uyusmadan duramiyorlar.
Senin adina, cok sevindim, gercegi farketmis olmanin huzurunu da bilemez imanlilar.
Evet ebediyen yok olmak korkunc birsey degil ki? tam aksine, yaslandikca fark edeceksiniz ebediyen yasamanin sacmaligini.

güneşinzaptıyakın 10-12-2009 18:04

Samimiyet ve yürekli paylaşım için teşekkürler. Özgür olmak gibisi yok...

evrensel-insan 10-12-2009 19:43

Saygideger canip atay;

mesela psikoloji,biyoloji,antropoloji,sosyoloji,tarih,FEL SEFE,
OKUDUM ,sonra birde kuran ve diğer kitapları okudum ama
kurana gelene kadar, olayı çözdüm diyen var mı?-canip atay-

Ben yasamimin hic bir doneminde, kavramsal soyut tanri inancini, somuta baglayan hic bir dinin degerlerine yonelmedim. Ne muslumanligin, kurani, camisi, orucu, zekati v.s., ne hristiyanligin klisesi, ayinleri, ne yahudiligin tevrati ve ne de herhangibir dinin degeri.

Ben tanri kavramini her zaman soyut olarak algiladim ve somut bir gerekce de aramadim, cunku ihtiyacta duymadim. Bu yuzden de, ne de dini distalayan fakat tanriya bir cesit somut arayan deizm, panteizm, panenteizm v.s ye deilgi duymadim. Ateist te oldum sayilmaz, cunku kavramsal soyut bir tanrinin evrensel varligini red etmeyecek kadar epistemolojik gercekciyim. Bunun disinda, hak ve ozgurluklerden dolayi da, anti teist olma durumum olmadi.

Agnostizmi de gereksiz gordum, cunku epistemolojik gerceklik olarak, bilim ve bilimsellik bu gun ile sinirlidir.

Bunun disinda tanrisal/inancsal/dinsel temeldeki ideolojik yanasimlari da; dogal dusuncenin bir tartisma cikmazi olarak gordum ve evrensel-insan dusuncesindeki evrensel/insansal/kavramsal birey bilincinin onunde bir engel olarak, tum sorunsal resmini yazilarimda vermeye calistim. Bunun icinde, disaridan bakis acisi ve notr algiyi, uyguladim dogal dusunceye. Tanri ve din konularinda da serbest dusunur oldugumu belirttim. Bu temelde de dogal dusunce kapsaminda dusuncelerim, ifade olarak non teizm katagorisine girer.

Dogal dusuncenin; insanin ve insanliginin onunde dusunsel ve davranissal engel olan emperyalist zihniyeti, onun olumlu olumsuz tanrisal yanasimini ve herturlu ideolojik/inancsal dini orgutlenme, sistemlenme ve duzenini de konu geregince evrensel sorunsal resmini vererek cikarsama-curutme metoduyla ortaya koydum ve koymaktayim.

Saygilarimla;
evrensel-insan


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 15:21 .