Turan Dursun Sitesi Forumları

Turan Dursun Sitesi Forumları (https://turandursun.com/forumlar/index__1.php)
-   İslami Alevilik (https://turandursun.com/forumlar/forumdisplay.php?f=135)
-   -   Alevilerin Müslümanlık aşkı.. (https://turandursun.com/forumlar/showthread.php?t=27193)

c m 08-01-2012 21:52

: ) Öncelikle senin tavrınla sana cevap vermenin benim için zor olmadığını belirtmeliyim. Benimle ilgili merak ettiğin konulara gelirsek…

. İslam misyoneri değilim. Bir İslam misyonerinin Alevilik’in İslamiyet’ten gelmediği iddiası karşısında nasıl bir yaklaşım sergileyeceğini düşünmeni öneririm.
. Forumda bir şöhretim olup olmadığını da bilmiyorum.
. Kendime güvenime dayanarak rahat davranıyorum.
. Cahil olduğum konusunda haklısın. Cahil olduğum için Du Bois-Reymond’un bir sözünü aklımın bir köşesinde her zaman muhafaza ederim… Ignoramus et ignorabimus yani cahiliz ve cahil olarak kalacağız. : )

Konuya gelecek olursak forumda Alevilik’in ayrı bir din-inanç olduğu iddiasını ortaya atan sizler olduğunuza yani ilk ateşi siz yaktığınıza ve Alevilik başlığıyla bir forum açılmasına vesile olduğunuza göre iddialarınızın dayanaklarını ortaya koyma ve Alevilik forumunun işleyişinde aktif rol alma yükümlülüğü sizlere düşmektedir. Bu nedenle şu yazdıklarımı önemle göz önüne alman gerekebilir… “Eğer sizlere göre Alevilik ayrı bir din-inanç ise öncelikle sizlere göre Alevilik'in ne olduğunu, temellerini ve ritüelleri varsa ritüellerini tarihsel bağlantılarıyla ortaya koymanız gereklilik olarak göze çarpmaktadır. Sadece İslamiyet'ten geldiği iddiası değil tarihin başlangıcından beri var olduğu ve Hitit'e kadar dayandırılması da nazar ettiğim konulardır. İslamiyet öncesine dayandırdığınız için de öncelikle tarihsel kaynakların ortaya konulması sizlerin gerçekleştirilmesi gereken bir eylem olarak göze çarpmaktadır.”

Yazdıklarının kalanından anladıklarıma gelirsek…

. Kuyuya bir taş atıp diğer insanların çıkarmasını beklediğin.
. Alevilik’i inceleyip içinden olumsuz gördüğün unsurları çıkarıp eklemeler yaparak bir inanç geliştirdiğin ve bunu Alevilik olarak sunduğun.
. Cahilliğimin sana da bulaştığı. : )

Ben de bilgiler sunup tarihle ilişkilendirerek dayanağı güçlü yazılar sunacağınızı düşünmüştüm.

Benden de not: İsmail Beşikçi, Ebu Suud ve İskilipli Atıf Hoca ile hemşehridir.
Bir not daha: Benim açımdan hangi inanç-din olursa olsun -adı üzerinde inanç olduğu için- kıymet-i harbiyesi olduğunu düşünmüyorum. İnsana, hayvana ve doğaya değer vermek için inanca ihtiyacımız olmadığını da düşünüyorum.

Doyurucu yorumların için teşekkür ederim. Doyduğum için konuyu sizlere bırakıyorum. : )

kral ciplak 11-01-2012 00:51

Alıntı:

c m´isimli üyeden Alıntı (Mesaj 428043)
: ) Önce siz ateş ediniz Mösyö Burjuvazi!

Öncelikle forumda Alevilik başlığıyla bir forum olmasını isteyenlerin sizler olduğunu belirtmeliyim. Alevilik'in ayrı bir din-inanç olduğu iddiasında bulunanlar da sizlersiniz. Eğer sizlere göre Alevilik ayrı bir din-inanç ise öncelikle sizlere göre Alevilik'in ne olduğunu, temellerini ve ritüelleri varsa ritüellerini tarihsel bağlantılarıyla ortaya koymanız gereklilik olarak göze çarpmaktadır. Sadece İslamiyet'ten geldiği iddiası değil tarihin başlangıcından beri var olduğu ve Hitit'e kadar dayandırılması da nazar ettiğim konulardır. İslamiyet öncesine dayandırdığınız için de öncelikle tarihsel kaynakların ortaya konulması sizlerin gerçekleştirilmesi gereken bir eylem olarak göze çarpmaktadır.

Alevilik'in İslamiyet'ten geldiğini diğer konular içerisinde ifade etmiş olmakla birlikte bu konuda araştırma yapmaları için üyelere yollar sunmuştum. Mesajlarımı incelersen gözüne çarpacaktır. Örneğin Erdoğan Çınar'a dayanarak Luviler ile bağlantı kurup sonrasında senin sitenden bir konuyla Hitit bağlantısını sunan üyeye Luvi dinini araştırması konusunda ve daha farklı araştırmalar yapması konusunda öneride bulunduğumu belirtebilirim.

Madem ki Alevilik başlığıyla forum açılmasını istediniz, bilgilerinizi sunma isteğinizin de bir yansıması olan bu isteğin gereğini yapmanıza dair isteğimi geri çevirmeniz yerinde bir tavır mıdır? Ayrıca düzenli konu işleyişi açısında tasnif edilerek ortaya konulması gereğini vurgulamamda ne gibi bir sakınca var? Yoksa o kadar birikime sahip değil misiniz?

Alevilik'in ayrı bir inanç olduğu iddasını ve gerçek Alevilik olarak ifade edeceğiniz Alevilik'in yayılımını -bana bile bilgilerinizi aktarmakta geri dururken- nasıl sağlayacaksınız? Demagoji yolunu öneririm. Etkili bir yoldur. : )


Mösyö, nasıl etsem de çok yanıldığını sana kavratabilsem...
Bence sen bize öncelikle sana yardım edebilme yolunu göstermelisin...
Yukarıdaki söyleminde Aleviliğin İslamiyetten geldiğini diğer konular içinde söylediğini ifade ediyorsun...
İşte bütün mesele burada...
Baştan beri anlatmaya çalıştığım da bu...
Eğer birileri çıkıp Aleviliği İslam-ın bir parçası ve hatta hızını alamayıp İslam-ın özü olarak yutturmaya kalkmasaydı,
bizlerde bu koca yalana karşı bir savaş açmak zorunda kalmayacaktık...

İslam misyoneri olmadığını söylüyorsun,
buna sevindim...
Zaten lafımın başında bu konuda iddialı olmadığımı söylemiştim...
Sözünü sami buluyorum...
Fakat yine de tamamiyle bu işten aklandığını söyleyemem...
Misyonerlikten kurtarıyorsun ama cahillikten kurtulamıyorsun...
Cahillik sözüme kendince bazı cevaplar vermişsin ama yine de kurtaramamışsın paçayı...
Evet, zaten hepimiz cahiliz, bilmediklerimiz ve görmediklerimiz yüzünden ama bu demek değildir ki gözümüzün içine girercesine önümüzde duran gerçekleri de yok sayacağız...
Düne kadar kafir diye katledilen Alevilerin son yıllarda hasso Müslümanlar olarak sırtlarının sıvazlanmasının sebebini anlamayacak kadar saf isen ki bu da zor görünüyor, o zaman Aleviliğin İslamdan geldiği iddianı ispatlama görevini/mecburiyetini daha da arttırdığını kabul etmek zorundasın...
Eğer sen sadece öğrenme amaçlı gelmiş ve doğal bir talepte bulunmuş olsaydın, sorduğun soruya cevap vermek hepimiz için bir görev haline gelirdi...
Ve her bir birey kendi bilgi dağarcığınca bunu karşılamaya çalışırdı...
Oysa sen gayet bilmiş bir hava ile konuya sorti yaparak geldin...
Bu hışmını en hafif deyimle cahillikten başka neye yorabiliriz ki???
Bence sen bu ayrışmaya bozulmakta haklıydın çünkü buraya gelinceye kadar siz İslamistler bu resmi yalanı doğruymuş gibi kabul ettirdiniz...
Şimdi ise bu iddianız boş çıkınca çok bozuldunuz...
Karizmanız sarsıldı...
Bu forumda hangi dayanakla Aleviliği İslam-ın bir parçası gibi gösterme yanlışına düşüldüğünün açıklanması gerekirken,
ve aynı zamanda sen de bu fikre sahip iken,
ısrala bizden istemek yerine kendi görevin olduğunu bilerek Aleviliğin nasıl olupta İsamdan geldiğini açıklamak, makaleler asmak, tarihsel sürecini anlatma vb. şeyler sen ve senin gibi düşünenlerin görevi olması gerekirken,
bunları yapmak yerine, alaycı bir tavırla direkmen saldırıya geçmeni hangi iyi niyetle anlamamız gerektiğini var sen bize anlat...
Bu foruma hiç yakışmayan ölümcül yanlışı düzelttirdiğimİz için bize karşı tavır almanı hangi sebebe dayandırmamız gerektiğini buyur sen bize söyle...
Yukarıdan beri anattıklarımı yine polemik olarak değerlendireseksindir ama ne varki bunları söylemeden de asıl maksatların ne olduğu ve bizim gibi düşüenlere neden her yerde saldırıldığının alaşılması bakımından çok önemli olduğunu belirtmek zorundayım...
Tabi bu söylediklerim yalnız sana yönelik değil, aynı zamanda bizi takip edenlere yönelik olduğu için böyle yazıyorum...
Sen sadece bir vasıtasın...

Konunun ana maddesine geldiğimizde şimdilik şunları demek isterim...
Aleviliğin ne olduğunu anlamak için onun ne olduğunu anlatmaya başlamak yerine ne olmadığını anlatma mecburiyeti ile karşı karşıya kaldığımızı söylemek zorundayım...
Bu durum elbet normal değildir...
Fakat ne yazık ki yaşadığımız süreç bizi buna mecbur ediyor...
Tekrar etmek hiç hoşuma gitmiyor ama çok önemli olduğu için bunu yapmam gerekiyor...
Neden öncelikle ne olmadığımızı anlatmamız gerektiği mecburiyetinin en bariz örneklerinden biri olarak gösterilebilecek örneğin burası olduğunu üzülerek te olsa söylemem gerekiyor...
Turan DURSUN sitesi gibi bilgi, gerçeklik ve resmi söyleme karşı uyanık olma yetisine sahip yerde bile, Aleviliği İslamın bir parçası olarak gösterme durumu söz konusu olduğuna göre durumun vehametinin boyutlarını düşünmeye bile gerek olmadığını söylemeliyim...

Peki neden biz Alevilik şudur demek yerine Alevilik İslam dışıdır demek zorunda kalıyoruz???
İşte bu konu anlatılmadığuı sürece Aleviliğin kökenini bulmakta zor ve hatta imkansız hale gelmektedir...
Çünkü hepimiz peşinen biliyoruz ki İslam denen din-in yaşı 1400 yıldır...
Yani bu belirlemeye göre Aleviliği de yaşı ortaya çıkmış oluyor ve hatta araştırmaya bile gerek bırakmıyor...
Hatta bazı sözde Alevi İslamist yazarlara göre- HAMZA AKSÜT- Aleviliğin yaşı 800 yıla kadar düşebiliyor...
Aleviliği İslam dışı gören bazı yazarlara göre ise Aleviliğin yaşı 12 000 yıla kadar gidebiliyor-Erdoğan ÇINAR-...
Bazı görüşlere göre ise Aleviliğin yaşı insanlık ile bir- DEMAN-...
Bu üç görüşten ilk ikisine baktığımızda bunların maksatlı olduğu ve bir güce hizmet ettiğini görmekte ve haklı olarak reddetmekteyiz...
Üçüncü görüş ise çoğunlukla bağımsız düşünen halk tipi bir görüştür bu görüşe baktığımızda çok eskilere ait belge bulmakta zorlanma yaşanacak olsa bile gayet masumane ve mantığa ters gelmeyen bir görüş olduğu anlaşılmaktadır...

Şimdi buraya kadar meselenin bazı ana hatlarına başlıklar halinde değindikten sonra buradan itibaren yapmamız gereken şey senin söylediğine göre Aleviliğin İslamdan geldiği yönündeki iddianı bize anlatman ve bizimde itirazlarımızı ortaya koymamız olacaktır...

NOT:Bana yönelik yazdığın son mesajında bu topikte yazısı bulunan yazar İsmail Beşikçi-nin hemşehlerinin EBU SUUD EFENDİ ve İSKİLİPLİ ATIF HOCA olduğunu söylüyorsun...
Bu örnekler ile daha da battığını üzülerek söylemem gerekiyor...
Eğer bunu kabul edecek olursak o zaman Turan DURSUN için de aynı şeyin geçerli olması gerekmez mi???

NOT 2: Aleviliği tek tanrılı dinlerle özellikle de İslam gibi bir dinle karıştırırsan en büyük hatayı yapmış olursun ki malesef bunu yapıyorsun...
Lütfen resmi söylemin dışına çık...

c m 11-01-2012 02:37

Bir daha ateş ediniz Monsieur!

Öncelikle şunu belirtmem gerekecek... Dünyada ne kadar inançlı insan varsa o kadar farklı inanç vardır. Bu bağlamda baktığında Müslüman sayısı kadar -İslamiyet'e inancını ister derin isterse sığ bir değişime uğratmış olsun- farklı inanç vardır. Sen de dünyadaki inançlılar arasında olduğuna göre kendi yorumunla bir inanç oluşturmuş insanlardan birisin. Bunu doğal bir durum olarak karşılarım. Fakat daha önce başka bir üyeyle bulunduğumuz fikir alışverişinde yazdığım gibi bir inancın olduğundan farklı gösterilmesini kabul etmem ve hoş karşılamam mümkün değil. Bu nedenle senin gibi bir iddia ortaya atıp -'Alevilik farklı bir inançtır. Resmi yalana inanmayın.' diyen ve yalan olduğu ispat edecek dayanağı olmayan- iddiasını temellendiremeyen bir insanın aynı türde davranışını da kabul etmem ve hoş karşılamam mümkün değil.

Bana yakıştırdıklarına gelirsek, hiçbiri gerçeği yansıtmıyor. Sana veya bir başkasına tavır almam, saldırmam, alaycı yaklaşmam, polemik yapmam veya İslamist olmam mümkün değil. Saldırmak, alaycı yaklaşmak, polemik yapmak gibi eylemleri gerçekleştirebilecek kadar tecrübem olmadığından değil gereksiz ve yararsız olacağından mümkün değil. Ayrıca dikkat edersen konuyu kişiselleştirmeden olduğu gibi aktarmaya çalışıyorum.

Yazdıklarının tümüne göz önüne aldığımda benim nazarımda boş laf. Çünkü senden istediğim bilgileri içermiyor. Senin halin, eşeğinin palanını kaybedikten sonra kuşun yavrusu esir alıp 'palanımı getir, yavrunu al' diyen adamın haline benziyor. Bu nedenle Alevilik adını verdiğin inancının temellerini öğrendiğin zaman yazışalım. Çünkü 'Alevilik, İslamiyet'ten gelmiştir' diyen bir insanın fikrinin yerinde olmadığını ortaya koymak için önüne koyacağın bir bilgi yok.

Sizlerin bilgilerinizi ortaya koyup fikir alışverişinde bulunacağımıza dair hevesim kursağımda kaldı. Alevilik adını verdiğin inancının temellerini öğreneceğin güne kadar iyi çalışmalar dilerim. Son mesajımdı. Yorumların için teşekkür ederim.

Jolly Jocker 14-01-2012 12:20

Alevilikle islamı ayırmak lazım. Bunu en başta alevilerin yapması lazım. Bu konuda alevi gençlerini bilinçlendirmek lazım. Alevilerin yıllarca islam içi olduklarını iddia etmelerinin temelde iki sebebi vardı; ilkin, islam içi görünerek islamın şiddet ve baskısından bir nebze de olsa kurtulmak istediler, ikinci sebep de islam içi görünerek sünnilere kolay ulaşmak ve onları alevi yoluna katabilmek olabilir. Bugün biliyoruz ki iki sebep de geçersizdir. Alevilik ne sünniler arasında yayılabilmiş(aksine kendi sayısı azalmış) ne de katliamlardan korunabilmiştir.

Devlette özellikle inanç alanındaki farklılıkları tehlike olarak gören tektipçi bir zihniyet egemen. Hıristiyanları -içlerinde Türk olanlar da olmak üzere- nasıl ''temizlediler'' biliyoruz. Aleviler ''Biz müslüman değil Aleviyiz'' dediklerinde devletin öfkesinin hedefi olabilirler. Öte yandan, devletin -tarihte Aleviliği katli vacip bir sapık fırka olarak görmesine karşın- bugün bile bile islam içi tarifleyerek onu asimile etme, cemevlerini bile açtırmama yoluna gittiği de ortada.

Aleviler devletten ve resmi ideolojiden, kısacası CHP'den koparak kendi yollarına sahip çıkmalı. Başka çaresi yok. Aksi halde tümden eriyip gidecekler. Bugün alevi sayısı çok az, ciddi bir kısmı da kendi inancının ne olduğunu bilmiyor. Çünkü cumhuriyet onlara biraz daha güvenlik ve yarım yamalak bir laiklik verip yüzyıllarca canları pahasına savundukları yollarını, inançlarını istedi. Cemi bile kovuşturdu, cemevlerini yok saydı. Zorunlu din derslerinde sünni propoganda yaptı. Alevi erkanını dağıttı. Maalesef aleviler cumhuriyetin ahlaksız teklifini kabul edip yollarından döndüler gibi bir durum oluştu. Hepsi değil tabi.

Tüm bunların çözümü Aleviliğin islamdan farkını açığa çıkarmaktır. Madem demokratikleşiyormuşuz, devlet elini inançtan(aleviliği tanımlamaktan) çekmeli ve bu en büyük azınlığı tanımalı, güvenliği ve özgürlüğünü sağlayabilmelidir. Aleviliğin islam dışılığını anlatmak bu inancı sünni islam karşısında da güçlendirecek ve sayıca gerilemesini durduracaktır. Çünkü tarihsel bir kişilik olan Ali'nin kimliği gayet nettir. Alevi inancıyla ilgisi olmayan, namazında niyazında, şeriatçı, çok eşli, esir aldığı düşmanların kafasını bizzat kesen bir tiptir Ali. Ali gerçeği ortadayken Aleviler sünnilerle girdikleri tartışmaları kazanamazlar.

Aleviliğin islamdan ayrılığını vurgulamak kolay olacaktır. Çünkü bu inanç islamdan o kadar farklıdır ki onu da islam saymak ortaya birbiriyle alakasız iki islam çıkaracak ve bu da en çok sünnileri rahatsız edecektir. Zaten tarihte de böyle olmuştur. Tarih, sünni padişah ve şeyh-ül islamların aleviliği din dışı bir sapkınlık olarak gören, canlarını ve mallarını helal gören fetvalarıyla doludur. Seçim öncesi Ebu Suud Efendi'yi öven başbakanın cemevleri konusunda aleviliğin islam içi olduğunu iddia etmesinin ne büyük bir ikiyüzlülük olduğu teşhir edilmelidir. Alevi inancının içeriği açıkça kitlelere anlatılmalıdır. Zaten o zaman onun islamla ilgisi olmadığı açıkça görülecektir. Yaratan-yaratılan ayrımını kabul etmeyen, cennet ve cehennemi kabul etmeyen, islamın ibadetleriyle uyuşmayan, Tanrıyı tabiatta ve insanın içinde bulan, reenkarnasyon benzeri bir inancı olan, ''En el Hakk'' diyen bir inanç bu. İslama değil Zen Budizme benziyor.

kral ciplak 16-01-2012 21:50

Alıntı:

Jolly Jocker´isimli üyeden Alıntı (Mesaj 428263)
Alevilikle islamı ayırmak lazım. Bunu en başta alevilerin yapması lazım. Bu konuda alevi gençlerini bilinçlendirmek lazım. Alevilerin yıllarca islam içi olduklarını iddia etmelerinin temelde iki sebebi vardı; ilkin, islam içi görünerek islamın şiddet ve baskısından bir nebze de olsa kurtulmak istediler, ikinci sebep de islam içi görünerek sünnilere kolay ulaşmak ve onları alevi yoluna katabilmek olabilir. Bugün biliyoruz ki iki sebep de geçersizdir. Alevilik ne sünniler arasında yayılabilmiş(aksine kendi sayısı azalmış) ne de katliamlardan korunabilmiştir.

Devlette özellikle inanç alanındaki farklılıkları tehlike olarak gören tektipçi bir zihniyet egemen. Hıristiyanları -içlerinde Türk olanlar da olmak üzere- nasıl ''temizlediler'' biliyoruz. Aleviler ''Biz müslüman değil Aleviyiz'' dediklerinde devletin öfkesinin hedefi olabilirler. Öte yandan, devletin -tarihte Aleviliği katli vacip bir sapık fırka olarak görmesine karşın- bugün bile bile islam içi tarifleyerek onu asimile etme, cemevlerini bile açtırmama yoluna gittiği de ortada.

Aleviler devletten ve resmi ideolojiden, kısacası CHP'den koparak kendi yollarına sahip çıkmalı. Başka çaresi yok. Aksi halde tümden eriyip gidecekler. Bugün alevi sayısı çok az, ciddi bir kısmı da kendi inancının ne olduğunu bilmiyor. Çünkü cumhuriyet onlara biraz daha güvenlik ve yarım yamalak bir laiklik verip yüzyıllarca canları pahasına savundukları yollarını, inançlarını istedi. Cemi bile kovuşturdu, cemevlerini yok saydı. Zorunlu din derslerinde sünni propoganda yaptı. Alevi erkanını dağıttı. Maalesef aleviler cumhuriyetin ahlaksız teklifini kabul edip yollarından döndüler gibi bir durum oluştu. Hepsi değil tabi.

Tüm bunların çözümü Aleviliğin islamdan farkını açığa çıkarmaktır. Madem demokratikleşiyormuşuz, devlet elini inançtan(aleviliği tanımlamaktan) çekmeli ve bu en büyük azınlığı tanımalı, güvenliği ve özgürlüğünü sağlayabilmelidir. Aleviliğin islam dışılığını anlatmak bu inancı sünni islam karşısında da güçlendirecek ve sayıca gerilemesini durduracaktır. Çünkü tarihsel bir kişilik olan Ali'nin kimliği gayet nettir. Alevi inancıyla ilgisi olmayan, namazında niyazında, şeriatçı, çok eşli, esir aldığı düşmanların kafasını bizzat kesen bir tiptir Ali. Ali gerçeği ortadayken Aleviler sünnilerle girdikleri tartışmaları kazanamazlar.

Aleviliğin islamdan ayrılığını vurgulamak kolay olacaktır. Çünkü bu inanç islamdan o kadar farklıdır ki onu da islam saymak ortaya birbiriyle alakasız iki islam çıkaracak ve bu da en çok sünnileri rahatsız edecektir. Zaten tarihte de böyle olmuştur. Tarih, sünni padişah ve şeyh-ül islamların aleviliği din dışı bir sapkınlık olarak gören, canlarını ve mallarını helal gören fetvalarıyla doludur. Seçim öncesi Ebu Suud Efendi'yi öven başbakanın cemevleri konusunda aleviliğin islam içi olduğunu iddia etmesinin ne büyük bir ikiyüzlülük olduğu teşhir edilmelidir. Alevi inancının içeriği açıkça kitlelere anlatılmalıdır. Zaten o zaman onun islamla ilgisi olmadığı açıkça görülecektir. Yaratan-yaratılan ayrımını kabul etmeyen, cennet ve cehennemi kabul etmeyen, islamın ibadetleriyle uyuşmayan, Tanrıyı tabiatta ve insanın içinde bulan, reenkarnasyon benzeri bir inancı olan, ''En el Hakk'' diyen bir inanç bu. İslama değil Zen Budizme benziyor.


İşte, baştan beri insanlarımıza anlatmaya çalıştığımız mesele tam da yukardakilerdi...
Aleviliğin İslam dışı olduğu gerçeğini açıkça dillendirmeye başladığımız günden beri hep sert tepkilerle karşılaştık...
Bu tepkiyi gösterenler tek tip insanlar değildi...
Eğer tepki gösterenler yüz yıllardır İslamik masallarla avutulup uyutulan sıradan Aleviler olsaydı, onlara karşı boynumuz kıldan ince olurdu...
Ve aynı zamanda işimiz çok daha kolay olurdu...
Fakat ne varki tepkiciler yalnız bunlar olmadı, bunların haricinde bir çok kesimden tepkiler geldi ve gelmeye de devam ediyor...
Sıradan Alevilerin dışındakilere baktığımızda bunları şöyle sıralayabiliriz...
1:Şeriatçı kalemşörler,
2:Şii İslamcılar,
3:D:D:Diyanet işleri başkanlığı,
4:Fetullah GÜLEN,
5:Sun-ni kesimden gelen laikler,
6:Türk İslamcılar,
7:Kürt İslamcılar,
8:Ilımlı İslamcılar,
9:Alevi İslamcılar ( Aleviliği İslamın özü olarak görenler ) ( CEM VAKFI ),
10:İslamcı Aleviler ( Aleviliği Heteredoks İslam olarak görenler )( Bazı Alevi yazar ve akademisyenler ),
11:yerel yargı,
12:Yargıtay,
13:dinler arası diyalogçular ( Aleviliği İslam dışı görürler fakat bazı nedenlerle bunu açıkça söylemeyip, İslam içi göstererek ilgili ukuslararsı dini örgüte destek verirler ) ( AABF üst düzey yöneticileri ),
14:liberaller,
15:demokratlar,
16:sosyal demokratlar,
17:Solcular,
18:Sosyalistler,
19:Komünistler,
20:Ehlibeyt Vakfı,
21:Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı,
Açıkça karşı çıkmasalar ve hatta Aleviliği İslam dışı olarak görseler de bu gerçeği söylemekten özenle kaçınan, yukarıdakilerle aynı şeyi yapan, yani Aleviliği İslam içi gösteren kurumlar var, onlarıda listeye eklediğimizde,
22:Alevi Bektaşi Federasyonu ( ABF ),
23:Avrupa Alevi Bektaşi Konfederasyonu ( AABK )
24:Pir Sultan ABDAL Dernekleri Genel Başkanlığı ( PSADK )
25:Alevi Kültür Dernekleri ( AKD )

Neva 17-01-2012 11:02

Ben buradaki arkadaslara birsey sormak istiyorum.

Islam disi Alevilik icinde, dini anlamdaki manasinda degil de, kulturel manada bir anlayis olarak algiliyor musunuz Kirklar Meclisi kavramini?

Yani bu olusumun sizler icin kesinlikle din disi, fakat anlam yuklediginiz(kulturel acidan) bir onemi, manasi dahasi felsefesi vs. var mi?

kral ciplak 18-01-2012 02:48

Alıntı:

Neva´isimli üyeden Alıntı (Mesaj 428458)
Ben buradaki arkadaslara birsey sormak istiyorum.

Islam disi Alevilik icinde, dini anlamdaki manasinda degil de, kulturel manada bir anlayis olarak algiliyor musunuz Kirklar Meclisi kavramini?

Yani bu olusumun sizler icin kesinlikle din disi, fakat anlam yuklediginiz(kulturel acidan) bir onemi, manasi dahasi felsefesi vs. var mi?





Neva kardeş;

İslam dışı Alevilik tanımlaması bir zorunluluk nedeniyle ortaya çıkmıştır...
Aslına bakarsak İslam içi Alevilik diye bir şey kesinlikle mümkün olmamasına rağmen,
sırf Aleviliği İslama monte etmek ve onun içinde eritmek isteyen çevrelerce böyle bir söylem ve iddia ortaya atıldığı için, benim gibi Aleviliği İslam-ın dışında görenler de gerçeği belirtmek adına meceburen buna karşı ve tam tersini belirten bir iddia ortaya atılmıştır ve bunun tanım da İslam dışı Alevilik olmuştur...
Yani aslında ne böyle bir yalan iddia ortaya atılmalıydı ve ne de bizler bunu yalanlama çabası içinde olmalıydık...

Şimdi gelelim soruna...
Yukarıdaki açıklamamı gerçek kabul edecek olursak,
yani eğer Alevilik İslam dışı ise ki bu iddiayı çürütmek asla mümkün değildir,
o zaman Kırklar meslisi denen oluşumun gerçek olması da kesinlikle mümkün olmayacaktır...

Gerçek tam da bu iken yine de biz meseleyi kestirip atmak yerine,
var olan durumu kendi mantığı içinde açıklamak zorundayız...
Yani demek istiyorum ki biz burada bir matematik veya başka bir bilimsel konuyu değil,
inanç meselesini konuştuğumuza göre ve ben Aleviliği bir din, veya inanç olarak gördüğüme göre ve tamamiyle Müslüman kimliklerden oluşmuş Kırklar meclisi oluşumunun nasıl olduğunu ve ne anlama geldiğini anlatmak zorundayım...
Herhangi bir akademik araştırmaya veya bilgiye dayanmayan ve fakat tamamiyle düşüncelerim ve ufak çaplı araştırmalarım sonucunda Kırklar meclisi hakkında şöyle bir görüşe sahip oldum...

Bana göre Kırklar meclisi hikayesi tamamiyle tepkisel bir hikayedir...
Bu hikaye üretenler, köyünde, ovasında, ormanda veya dağ başlarında yaşayan medrese kitap görmemiş Kızılbaşlar değil, şehirlerde yaşayan, tüm imkanlardan yararlanan ve aynı zamanda İslami kökenden gelen sufi Bektaşilerdir ...
Peki ne olmuştur da böyle bir hikaye yaratılmak zorunda kalınmıştır...
Bence olan şudur...
Yukarıda da değinfiğim gibi,
Kızılbaş Aleviler kendi mekanlarında öz inançlarını yaşarlarken ve İslam ile ilişkileri yokken,
bizim sufiler-Bektaşiler içlerinde yaşadıkları İslam dininin ağır şartları karşısında kaçacak delik aramaktadırlar...
İçkinin, müziğin, kadın erkek dayanışmasının ve daha bir çok güzelliğin yasak olduğu, ve yanı sıra İslamın şartlarını yerine getirmeyenlere birbirinden ağır cezaların verildiği,
ve bir de öte dünyada cehennem denen sonsuz cezaya çarptırılmanın olduğu bir yaptırımlar silsilesinden kurtulmak için kaçıp sığınacak bir liman aramıştır ve en yakınındaki sığınak olan Kızılbaş-Aleviliğe sığınmıştır...
Tabi bu sığınma öyle bi hamlede kolayca olmamıştır...
Hatta olması da mümkün değildir inançsal açıdan...
Çünkü
genellikle Alevilik sonradan olunan değil,
içinde doğulan bir inanç biçimidir...
İşte bu engeli aşmak ve aynı zamanda diğer tarafla da bağları tam anlamıyla koparmamak için kendi çözümünü üretmesini bilmiştir...
Kendi çözümünü üretmede faydalandığı ana kaynak sufilik, Şah İsmail düşüncesi ve Şiilik olmuştur...

Peki hangi İslami söyleme veya kurala karşı bizim Kırklar meclisini üretmiştir???
Kırklar meclisi hikayesinin ana kaynağı İslamcıların ürettiği ve aynı zamanda Kur-an da karşılığı olan Miraç olayına dayanmaktadır...
Bilindiği gibi İslam Miracına göre Muhammed peygamber çeşitli safhalardan geçerek tanrısı Allahın karşısına çıkar ve bu kutsal buluşmanın meyvesi olarak Müslümanlara en güzel hediyeyi yani beş vakit namazı getirir...
İslami açıdan durum tam da bu iken,
ne var ki bizim sufi Bektaşiler açısından durum hiçte böyle değildir...
Normalde her Müslüman günde beş vakit namaz kılması gerekirken ve bu emrin kaynağı olarak ta miraçı gösterirken,
bizim sufi-Bektaşiler diğerlerinde olduğu gibi bu eylemi yerine getirmemek için de ellerinden geleni yapmaktadırlar ve kendilerince gerekçeler üretmektedirler...
Hani bu günlerde Türk-İslamcılarla birlikte bizim Alevi İslamcıların Kur-an-da şu yok bu yok dedikleri şeyler varya, işte bu yoklar listesinin oluşma zamanı- da o zamanlara denk gelmektedir...
Kırklar meclisi hikayesininh oluşun sürecine bakmaya devam edersek...
Yukarıda da kısaca bahsettiğim gibi İslami miraçlama olayının boşa çıkarılması ve bi anlamda da " ÖYLE OLMAZ BÖYLE OLUR " dercesine ve adeta intikam almak istercesine kendi miraç hikayesini yaratmıştır...
İki niracı karşılaştırdığımızda bu söylediklerimin ne kadar gerçek olduğu gayet net anlaşılmaktadır...
İslam miracında Peygamber tanrı katına gidip Allah ile görüşmüştür ve yolda da diğer peygamberlerle karşılaşmıştır...
Alevi miraçlamasında ise Peygamber Muhammed arşın kapısında arslan ile karşılaşmaktadır...Tanrının yanına girebilmesi için hatemini yani peygamberlik mühürü olan yüzüğünü arslanın ağzına atmak zorunda bırakılmaktadır...
Tanrısıyla görüşüp döndüğü sırada yolunun üzerinde ışıklar içinde bir yapıya denk gelmiştir...Bu mekana girebilmek için kapıyı çaldığında kim olduğu sorulur ve peygamber oldyğunu söylediği için girmesine izin verilmez, bunun üzerine kendisi Cebrail tarafından uyarılarak peygamberliğinden vazgeçmesi sayesinde ve üçüncü denemesinde içeri girebilmiştir...
Muhammedin başına gelenler bununlada sınırlı değildir...
İçeri girdiğinde kimseyi tanımamaktadır...
Oysa oradakilerin tamamı en yakınındaki kişilerdir...
Hikayeyi kısa kesmek için ana hatlarıyla geçelim...
Muhammed peygamberliğini kaybettikten sonra şunu da öğrenir ki yanına gittiği tanrısı meğerse ALİ-nin ta kendisiymiş...
Ve en sonunda şunu da anlıyoruz ki bu güne kadar Alevilere ezberletilenin aksine aslında Muhammed Kırklar meclisini oluşturanların içinde de değilmiş...
İşte hal böyle olunca ve bu günün dikkat ve mantığıyla Kırklar meslisi olayına baktığımızda aslında bu hikayenin tamamiyle tepkisel bir üretim olduğunu anlıyoruz...

Kızılbaş-Aleviliğe sonradan monte edilmeye çalışılmış olan,
yüz yıllar boyunca da hiç dorgulanmaya,
bu günlerde ise fazlasıyla sırıtan ne varsa dışarı çıkarıldığında geriye sadece DOĞAL BİR DOĞA İNANCI KALACAKTIR...

Bütün olanlara rağmen Aleviliğin önemli parçası haline gelmiş??? olan Kırklar meclisi söylencesinin??? yaşamdaki karşılığı eşitlik sembölü olmasıdır derim...
Burada geçen isimlerin Müslümanlar arasındaki gerçek kişilerle hiç bir bağları ve aynı zamanda yaşandığı söylenen olayların hiç bir gerçekliği yoktur...
Tamamiyle hayal ürünüdür...
Fakat gerçekler her ne kadar böyle olsa da, bu bir inançtır deyip saygı göstermekten başka yapacak bir şey de yok...
Bizler İSLAM DIŞI ALEVİLİĞİ ANLATIRKEN HİÇ BİR ZAMAN ALİ-Yİ ATALIM DEMİYORUZ...
ALİ bu haliyle bizimdir...
FAKAT BU ALİ-Yİ HAZRETLEŞTİRMEYE KALTIĞIZDA İŞTE O ZAMAN OLMUYOR...
Zaten Hz.Ali gelse bir tane bile Kızılbaş-Alevi bırakmaz hepsinin kellesini vururdu...

Ebuzer 19-01-2012 16:45

Jadi:
Alıntı:

Kurtler dindar olabilir ama kemalistlerin elinden en cok onlar cile cekti ve direndiler.
Muhterem Jadi
Son 3-4 asırdır emperyalistlerin fişeklemesiyle, silahla donatmasıyla, fikren beyin yıkaması ile devlete karşı ayaklanan bir zümreden söz ediyorsunuz.
Belki düşüncelerinizi açarsanız, sizi anlayabilirim. Anlamakta isterim.

Saygılar, sevgiler

Neva 24-01-2012 08:56

Alıntı:

kral ciplak´isimli üyeden Alıntı (Mesaj 428513)
Neva kardeş;

İslam dışı Alevilik tanımlaması bir zorunluluk nedeniyle ortaya çıkmıştır...
Aslına bakarsak İslam içi Alevilik diye bir şey kesinlikle mümkün olmamasına rağmen,
sırf Aleviliği İslama monte etmek ve onun içinde eritmek isteyen çevrelerce böyle bir söylem ve iddia ortaya atıldığı için, benim gibi Aleviliği İslam-ın dışında görenler de gerçeği belirtmek adına meceburen buna karşı ve tam tersini belirten bir iddia ortaya atılmıştır ve bunun tanım da İslam dışı Alevilik olmuştur...
Yani aslında ne böyle bir yalan iddia ortaya atılmalıydı ve ne de bizler bunu yalanlama çabası içinde olmalıydık...


Sayin kral ciplak;

Tam da merak ettiklerimi anlatmissiniz, bu sebeple cok tesekkur ederim.

Sakincasi yoksa bir iki soru daha sormak istiyorum. Bana baska bir inanci cagristirdiniz zira..

Bildigim kadariyla siz hicbir kutsal kitabi kabul etmiyorsunuz. Dogru mudur?

Sizde kan bagi ile gecen makam hangisi? Dede mi? Yoksa pir mi?

Birde konsey gibi yani ogut verilen, sozu dinlenen, sorun cozulen vs. bir kurul veya makam filan var mi?

Kusura bakmayin sorularim anlamsiz gelebilir, ancak tanimaya calisiyorum.

kral ciplak 24-01-2012 23:24

Alıntı:

Neva´isimli üyeden Alıntı (Mesaj 428970)
Sayin kral ciplak;

Tam da merak ettiklerimi anlatmissiniz, bu sebeple cok tesekkur ederim.

Sakincasi yoksa bir iki soru daha sormak istiyorum. Bana baska bir inanci cagristirdiniz zira..

Bildigim kadariyla siz hicbir kutsal kitabi kabul etmiyorsunuz. Dogru mudur?

Sizde kan bagi ile gecen makam hangisi? Dede mi? Yoksa pir mi?

Birde konsey gibi yani ogut verilen, sozu dinlenen, sorun cozulen vs. bir kurul veya makam filan var mi?

Kusura bakmayin sorularim anlamsiz gelebilir, ancak tanimaya calisiyorum.


Öncelikle şunu belirtmeliyim ki sorularınız asla mantıksız değil...
Gayet kibar ve anlaşılır biçimde sormaktasınız...
Ayrıca size olduğu gibi, muhtemelen bir çok okuyucuya da anlaşılır ve yararlı gelecek olan cevapları vermeme neden olan da yine sorduğunuz sorulardır...


Yukarıdaki sorularınıza gelince...
Her şeyden önce bir konuyu tekrarlamak zorundayım...
Alevilik konusunda ahkam kesecek seviyede bilgi birikime sahip değilim...
Bu konudaki düşüncelerim tamemen şahsıma ait ve kişisel gözlemlerime dayanmaktadır...

Evet, çok doğru anlamışsınız, ben hiçbir kutsal kitaba inanmıyorum... Dolayısıyla bir ilah-a da inanmıyorum...
Bu durum şahsıma özel olmayıp tamamiyle Alevilik gereği oluşmuş bir durumdur... Gerçi Alevilikte bir tanrı mevhumu var ama bu tanrı anlayışının bilinen şekliyle tek tanrılı dinlerin tanrılarıyla zerre kadar benzerliği yok... Hal böyle olunca şunları rahatlıkla söyleyebilirim...Bana göre Alevilik Allahsız, kitapsız, peygambersiz, meleksiz, şeytansız,hurisiz, gılmansız, cennetsiz, cehennemsiz, vs. vs. vs. bir dindir, inançtır, felsefedir, yaşam biçimidir...

Dede-lik ve Pirlik ikisi de soydan gelir...

Alevilikte bütün hesaplar Cem-de görülür...
Alevilikte öte dünya kavramı olmadığı için hiç kimse bu hayattan borçlu gitmez... Kişilerin hataları veya suçları varsa bu hesap Cem töreninde Dedenin hakemliğinde ve halkın katılımıyla yapılan törende gündeme gelir ve karara bağlanır...Eğer kişi affedilmeyecek bir suç işlemişse toplumdan dışlanır ve buna da düşkünlük denir... Bunun çok benzeri Hıristiyanlıkta var ve buna afaroz denir...

Yukarıda yazdıklarıma baktığımızda başta İslam olmak üzere Aleviliğin kitaplı dinlerle hiç bir ilgisi olmadığı kolayca anlaşılacaktır...
Son yıllarda devletin hız verdiği asimilasyon politikaları nedeniyle her yerde bıl miktarda duyduğumuz Alevilik İslamın bir parçasıdır veya özüdür gibi söylemlerin gerçekle zerre kadar ilişkisi yoktur...
Aleviliği İslam içi olarak göstermek her şeyden önce Aleviliğe hakarettir... İnançsal açıdan baktığımızda İslam için de aynı şeyin söylenmesi gayet doğaldır... Çünkü İslam-a göre Aleviliğin kabulü asla mümkün değildir ve direkmen küfür anlamına gelmektedir...Zaten İslamcıların Kızılbaş-Alevilere bu denli şiddetle saldırmalarının altında yatan ana sebep budur... Bir Yahudi veya Hıristiyan-a tahammül ve hatta yeri geldiğinde onlarla iş birliği yapmayı uygun bulan İslamcılar, söz konusu olan Kızılbaş-Aleviler olunca böyle bir şeyi asla kabul etmezler... Şahsen ben bu kesin ayrımın farkında olan biri olarak islamcıların bize gösterdiği tepkiyi oldukça normal karşılıyorum...

Tabi bunlar çok derin ve anlatımı uzun sürecek olan konulardır...
Ayrıca bu olayların inançsal yönünün yanı sıra bir de siyasal yönü var...
Bu konudaki düşüncelerimi öğrenmek isterseniz aşağıdaki linkte yer alan bana ait yazıyı okumanızı öneririm...
http://65.18.198.4/forumlar/showthread.php?t=26019

Saygılarımla...


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 14:26 .