Turan Dursun Sitesi Forumları

Turan Dursun Sitesi Forumları (https://turandursun.com/forumlar/index__1.php)
-   Önerdiğimiz Başlıklar (https://turandursun.com/forumlar/forumdisplay.php?f=97)
-   -   Kuran'da Mekke nerede ve kaç sefer geçer? (https://turandursun.com/forumlar/showthread.php?t=9671)

DreiMalAli 25-04-2009 01:45

Kuran'da Mekke nerede ve kaç sefer geçer?
 
Muhammed hakkında bilgiler nerden kaynaklanıyor konusuyla ilgilendiğim zamanlarda Mekke, şehrini de Kuran'da aramıştım.
Türkçe tercümelerede Fetih 24 ve Ali İmran 96 diye geçse de, arapça yazıya bakıldığında sadece Fetih 24'de geçiyordu. Ali İmran 96'da ise Bekka veya Bakka diye geçiyor. Mekke diye değil. Ama internetteki yorumlara bakarsak, cümle alem Bekke (Bakka) = Mekke deyip işin içinden çıkıyor.
Müslümanlara karşı ön yargılı olduğunu bilirsiniz. Hele hiç bir neden göstermeden "Bu böyledir." dediklerinde hemen şüphe kaparım.

Arapça bilen arkadaşlardan rica: Ali İmran 96'da geçen kelime nedir?
Neden hemen her tercümede Ali İmran 96 Türkçe'ye çevrilirken, Bekke yazdığı halde Mekke diye tercüme edilir?
Bazı tercümelerde Bekke diye geçer ama hemen parantez içinde Mekke diye eklenir. Neden?
Bekke'nin Mekke olduğuna dair herhangi tarihi bir kaynak varmıdır?
Bu kitabı yazanlar Mekke'nin de Bekke'nin de nasıl yazdığını bildiklerinden yola çıkarsam. Neden Mekke değilde Bekke yazmış olsunlar?
Arapça'da M ile B birbirine karıştırlacak kadar birbirine yakın mıdır? Bunlar sık sık karıştırılır mı?

Sevgiler

abdulKADİR 25-04-2009 03:25

Alıntı:

DreiMalAli´isimli üyeden Alıntı (Mesaj 169735)
Muhammed hakkında bilgiler nerden kaynaklanıyor konusuyla ilgilendiğim zamanlarda Mekke, şehrini de Kuran'da aramıştım.
Türkçe tercümelerede Fetih 24 ve Ali İmran 96 diye geçse de, arapça yazıya bakıldığında sadece Fetih 24'de geçiyordu. Ali İmran 96'da ise Bekka veya Bakka diye geçiyor. Mekke diye değil. Ama internetteki yorumlara bakarsak, cümle alem Bekke (Bakka) = Mekke deyip işin içinden çıkıyor.
Müslümanlara karşı ön yargılı olduğunu bilirsiniz. Hele hiç bir neden göstermeden "Bu böyledir." dediklerinde hemen şüphe kaparım.

Arapça bilen arkadaşlardan rica: Ali İmran 96'da geçen kelime nedir?
Neden hemen her tercümede Ali İmran 96 Türkçe'ye çevrilirken, Bekke yazdığı halde Mekke diye tercüme edilir?
Bazı tercümelerde Bekke diye geçer ama hemen parantez içinde Mekke diye eklenir. Neden?
Bekke'nin Mekke olduğuna dair herhangi tarihi bir kaynak varmıdır?
Bu kitabı yazanlar Mekke'nin de Bekke'nin de nasıl yazdığını bildiklerinden yola çıkarsam. Neden Mekke değilde Bekke yazmış olsunlar?
Arapça'da M ile B birbirine karıştırlacak kadar birbirine yakın mıdır? Bunlar sık sık karıştırılır mı?

Sevgiler

Sorduğunuz sorulara birebir cevap veremeyeceğim ama elimdeki ilginç bilgiyi sizle paylaşmak isterim.
Ben de kur'anda farklı geçen bir harfin dahi peşine düşen biriyim. Gördüğümüz gibi Mekke ile Bekke arasındaki fark ta sadece bir harf. Konuşma dilinde B harfi yerine M harfi kullanıldığı bir gerçektir. Türkçede Ben kelimesinin azeri türkçesinde men olarak kullanıldığı gibi. Bu durum birçok dilde vardır. Ama sözkonusu olan ilahi bir kitap olunca ve konuşma dilinden yazıya aktarılmış olunca bu farkın bir sebebi olmalı diye düşündüm. Düşünce aşamasındayken Zebur 84. bölümde yer alan 6. ayet gözüme çarptı.

3...Ey Her Şeye Egemen RAB, Kralım ve Tanrım! 4 Ne mutlu senin evinde oturanlara, Seni sürekli överler! 5 Ne mutlu gücünü senden alan insana! Aklı hep Siyon'u ziyaret etmekte. 6 Baka Vadisi'nden geçerken, Pınar başına çevirirler orayı, İlk yağmurlar orayı berekete boğar.

Al-i İmran 96'nın Mustafa İslamoğlu çevirisi:
''Zira insanlık için inşa edilen ilk mabet (ev) Bekke'deki bereketli ve bütün toplumlar için hidayet merkezi olan mabet (ev) idi.''

Parantez içindeki ''ev'' leri ben yazdım. Orjinalinde ''beyt'' yani ev geçtiği için.
Zebur ve Kur'an ayetlerindeki ilginç benzerliği görüyorsunuz. İkisinde de Bekke'deki evden bahsediliyor ki bu ev ''Beytullah'' denilen ev, yani Kabe'dir.

''Ey Rabbimiz, ben çocuklarımdan bir kısmını Senin Beyti Haram'ının (hürmete layık evinin) yanında, ekin bitmez bir vadiye yerleştirdim. Ey Rabbimiz, namaz kılsınlar diye; bundan böyle insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara doğru akıt ve artan bazı ürünlerden rızıklandır; umulur ki şükrederler. '' (İbrahim 37)

'Ve İbrahim ile İsmail'e şöyle emir verdik: "Beytimi, hem tavaf edenler için, hem ibadete kapananlar için, hem de rüku ve secdeye varanlar için tertemiz bulundurun." (Bakara 125)

Ve o vakit İbrahim: "Ya Rab, burasını güvenilir bir yer kıl ve halkından Allah'a ve ahiret gününe inananları çeşitli meyvelerle rızıklandır!" dedi. Allah da: "İnkar edenleri de rızıklandırır, kısa bir zaman için hayattan nasip aldırırım. Sonra onları cehennem azabına girmek zorunda bırakırım ki, o ne yaman bir inkılaptır!" buyurdu. (Bakara 126)

Bu benzerlikten ve Al-i İmran ayetindeki farklı yazılıştan şöyle bir sonuç çıkarabiliriz: Hz. Muhammed döneminde Mekke olarak anılan şehrin geçmişteki adı Bekke/Beka idi. Zamanla bir harflik bir değişime uğraması gayet normaldir. (El-Aziz/ Elazığ, Arz-ı Rum/ Erzurum, Diyar-ı Bekir/ Diyarbakır olması gibi).
Kur'an ayeti ilk evin kurulduğu şehrin o zamanki adını kullanarak, bizi tarihi bir yolculuğa çıkartıyor ve diğer kutsal kitaplardaki izdüşümünü de göstermek istiyor.

Tevratta hz. İbrahim'in Hacer ve İsmail'i (Beka vadisinin bulunduğu) BeerŞeba (kuzey Arabistan)'ya götürdüğü anlatılır ama haritalarda Mekke'den çok yukarda gösterilir. Bu haritalar ancak günümüzde ve sadece tahminlere göre yapıldığından bu kadarlık bir yanılma payı mümkündür diye düşünüyorum.

DreiMalAli 25-04-2009 10:56

Sevgili abdulKADİR,

ben tarihi anlatım bekliyordum aslında. Sen ise inanç kaynaklı yorumlar yapmışsın. Hoş o yorumlarda zaten kendi içerisinde tutarsız.

Türkçe'deki ben ile Azerice'deki men anlaşılır bir durum. Çünkü birbiri arasında büyük uzaklık farkı olan iki toplumun lehçelerinden bahsediyoruz.
Kuran yazarları için ama aynı şeyi söyleyemeyiz.

Zebur 84'de geçen "Baka Vadisi" de "Bekke" gibi belirsiz bir yer. Ayrıca Baka Vadisi ve Bekke'nin yazılışları dahi değişik olduğu gibi, aynı yerler olduğunu ima etmek için dahi elimizde hiç bir neden yok.
Yani "Zebur ve Kur'an ayetlerindeki ilginç benzer"likten bahsetmek ancak inanç bazında mümkün. Ama elle tutulur bir tarafı yok. İnanç temelinden yola çıkarsak bir yere varamayız. Çünkü senin mantığına göre Bekke = Mekke Siyon Dağı civarlarında olması gerekir.

Ayrıca Kuran'ın yazarları Kabe kelimesinin nasıl yazıldığını biliyorlardı. Ali İmran 96'da bahsedilen mabet Kabe'dir dememiz de mümkün değildir. Bunun için de hiç bir neden yok. Kabe Kuran'da 2 yerde geçer ve fakat bu nerede olduğunu sadece Kuran'a dayanarak belirlemek mümkün değildir. Hatta Kuran'a dayanarak Kabe; Mekke'deki kutsal yerdir demek dahi mümkün değildir.

Mekke'nin eski isminin Bekke olabileceği de tutarsız. Çünkü elde hiç bir kaynak yok. Ayrıca "Zamanla bir harflik bir değişime uğraması gayet normaldir." dersen, bir inanır olarak, zamanla Kuran'ın değiştirilmiş olduğunu söylemiş olursun. Gerçi benim için bir mahsuru yok. Ama senin için sakıncalı olabilir.

8. yüzyıldan kalma bir eserde ise Mekke'nin ve İbrahim'in evinin Mezapotamya'da, Harran ile Ur arasında (mesela Samarra?) olduğundan da bahsedilir.

Sevgiler

sahozgur 25-04-2009 11:07

Sayın Dreimalali,

Romalılardan kalma haritalarda Mekke diye geçer. Bekke'nin zamanla Mekke olduğuna dair hiçbir tarihi kanıt yoktur. Ayrıca Fetih 24 ayetinde geçen mekkete ile bizim anladığımız anlamda Mekke anlatılmıyor.

(FETİH suresi 24. ayet) Ve hüvellezi keffe eydiyehüm anküm ve eydiyeküm anhüm bi batni mekkete mim ba'di en azferaküm aleyhim ve kanellahü bi ma ta'melune basiyra

(FETİH suresi 24. ayet) O sizi onlara karşı muzaffer kıldıktan sonra, Mekke'nin içinde onların ellerini sizden, sizin ellerinizi de onlardan çekendir. Allah, yaptıklarınızı görendir.

fii mekke = Mekkenin içinde, ayette ise bi batni mekkete diyor. Yani gizli bir yıkım ile diyor. Bu durumda mealin şöyle olması lazım geliyor:

(FETİH suresi 24. ayet) O , onların ellerini sizden, sizin ellerinizi de onlardan gizli bir yıkım ile çekip sonra sizi onlara muzaffer kılandır. Allah, yaptıklarınızı görendir.

Bekke konusuna bakmam lazım. İşlerin yoğunluğundan fırsat bulabilirsem tabi :))

sahozgur 25-04-2009 11:29

Baka vadisi zebur 84'de, siyon dağına yapılan hac olayında geçiyor. demekki baka vadisi siyon dağı yakınlarındadır. Müslümanların ilk kıblesi ise Kudüstür. bundan dolayı bekke baka vadisi olabilir. Yani allahlarının evi kabe değil, mescidi aksa denilen yerdir ki bu kuranda anlatılanlarla da örtüşüyor.

Ayrıca bu konuya bakarken dikkatimi çekti de muhammed aslen mekkeli midir?

abdulKADİR 25-04-2009 12:49

Alıntı:

abdulKADİR´isimli üyeden Alıntı (Mesaj 169756)
Sorduğunuz sorulara birebir cevap veremeyeceğim...

Derken maksadım istediğiniz tarihi kanıt idi. Sizler kapı gibi duran yazılı eserleri yani kutsal kitapları birer kanıt olarak görmeyip, illa çanak-çömlek veya resmi tarih kayıtlar istiyorsunuz. Hangi resmi tarih kendini yok etmek için ortaya çıkmış hareketleri, kişilikleri tarfasız olarak kayıt altına alır ki? Umarım aradığınız tarihi kayıtlara ulaşırsınız.
Sorularınızın bundan sonraki bölümleri inançla, kur'anla alakalı olduğu için elbette cevaplar da inanç ağırlıklı olacaktır.

Alıntı:

DreiMalAli´isimli üyeden Alıntı (Mesaj 169790)
Ayrıca "Zamanla bir harflik bir değişime uğraması gayet normaldir." dersen, bir inanır olarak, zamanla Kuran'ın değiştirilmiş olduğunu söylemiş olursun. Gerçi benim için bir mahsuru yok. Ama senin için sakıncalı olabilir.

8. yüzyıldan kalma bir eserde ise Mekke'nin ve İbrahim'in evinin Mezapotamya'da, Harran ile Ur arasında (mesela Samarra?) olduğundan da bahsedilir.

Kastettiğim ''zamanla bir harflik değişim'' kur'an üzerinde olan değişim değildir. Şehir isminin insanlar tarafından kullanımında olan değişikliktir. Yanlış anlamayasınız diye 3 tane şehir ismi verdim. Siz buna rağmen yazıyı ''sadece'' tutarsızlık aramak için okuduğunuzdan böylesine bariz bir ayrımı bile görememişsiniz.

Kutsal kitapları tarihi kanıt olarak bir ''hiç''lik yüklerken, ne idüğü belirsiz eserleri kanıt olarak dikkate almanız, onları kutsal kitaplara tercih etmenizse sizlerin düştüğü handikaplardan biri olsa gerek.

K.C. 25-04-2009 13:02

AbdulKADİR,
Bir kitabın içindekileri doğrulamak ve sorgulamak isterseniz o kitabın içindekileri kaynak olarak göremez, gösteremezsiniz.

Bozacı şıracı muhabbeti bile olmaz bu, bozacı bozacı muhabbeti olur.

Ki-Adi 25-04-2009 13:06

Alıntı:

K.C.´isimli üyeden Alıntı (Mesaj 169830)
AbdulKADİR,
Bir kitabın içindekileri doğrulamak ve sorgulamak isterseniz o kitabın içindekileri kaynak olarak göremez, gösteremezsiniz.

Bozacı şıracı muhabbeti bile olmaz bu, bozacı bozacı muhabbeti olur.

Aynen katılıyorum. İncili kaynak göstererek incilin doğruluğunu kabul etmekten hiç bir farkı olmaz

pante 25-04-2009 13:29

Bunun tek nedeni vardır.
Muhammed hazretlerinin isim takıntısı.
Araştırın, birçok ismi değiştirdiğini göreceksiniz.
Beğenmediği yerlerin, kişilerin ismini beğendikleriyle değiştirmiştir.
Yesrib'in ismini de Medine olarak değiştirmiştir.
Medine tutmuş, Bekke tutmamıştır.
Bu da Kur'an'ı yazanın Muhammed hazretleri olduğunun kanıtlarından biridir.

phantom 25-04-2009 13:55

İslam dininin kimler tarafından ortaya çıkarıldığına dair nefis bir delil daha.

Kuran'ın Yahudilerce uzun bir süreçte düzenlendiğine dair daha neler var neler.


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 13:48 .