sevgili sleepers yukarda aleviliği değil ,bu konudaki görüşlerini belirtmişsin.
slepers,eğer birileri bir felsefi düşünceye mistizme veya dine bağlanmışsa, ve bu bağlanış, zaman içinde kişiye yeterli olmazsa yeni bir arayışa girer. ama arayışında inandığı argümanı değiştirmez onun içinde bir yol arar. işte bu arayış senin düşüncende batıniğe kaymış. batınilik, kuranın zahiri anlamlarından yeterince tad alamayanların bulduğu bir yöntemdir. çünkü yalın ifadelere(kuranın) derin anlamlar yüklemek batıniliktir bu işin şu anki en büyük uygulayıcıları fatımilerdir.bu işin banilerinden biri hasan sabbahtır. şu anda inançlı ama islamın bilinen halinden tatmin olmayanlarda kendince yeni yollar aramaktadır.bunlardan bu sitedede vardır örneğin ululelbaba adlı üye. sizde aynısını yapıyorsunuz aleviliği daha ulu ve ezoterik bir kült haline sokmaya çalışıyorsunuz. ne alevilikte nede başka bir dinde sır mır yoktur. bu sadece öyle zannetmeden ibarettir |
Alıntı:
bunlardan biride yunustur . bir çok yerde mezarı vardır karacaoğlanda öyledir hayatları fludur. ne ölüm yılı nede doğum yılı doğru bilinmez taptuk emre içinde şunlar söylenebilir TAPTUK EMRE: Horasan erenlerindendir. Cengiz baskısı sıralarından Anadolu’ya gelmiştir. 1210- 15 yıllarında doğduğu sanılmaktadır. Ünlü Yunus Emre’nin mürşididir. Aşıkpaşaoğlu onu, Orhan Bey dönemi (1321- 1362) dervişlerinden gösterirse de, daha önce yaşadığı kanısındayız. Çünkü “Vilayetname” onu doğrudan Hacı Bektaş dönemiyle ilişkili gösterir ve bu iki büyük insanın doğrudan ilişkileri vardır. Hacı Bektaş’ın halifesidir. Söylenceye göre Hacı Bektaş, Yunus Emre’yi yetiştirme işini Taptuk Emre’ye bırakır.Taptuk Emre, XIII. y. yılda yaşamıştır. Taptuk Emre, Sakarya nehrinin yakınlarında bir köyde yaşamaktadır. İnsanlardan uzakta yaşamayı sevmektedir. “Keramet sahibi”dir ve “bilge” bir kişidir.Taptuk Emre’nin birçok yerde mezarı ve makamı olduğu kabul edilir. Söylenceye göre Sakarya nehrinin kuzeyinde Nallıhan’ın Emre köyünde yatmaktadır. Taptuk’un Baraklılar’dan olduğunu Yunus Emre söyler. Taptuk Emre’nin Hacı Bektaş’ın ardılı oluşu artık açıktır. Taptuk Emre’den itibaren Anadolu’da bir “Taptuklular” topluluğunun varlığına rastlanır. bunun (ekleme) en iyi örneği nasreddin hocadır bir çok nasreddin hocası fıkrasını hoca hiç duymamıştır. bugün realite olarak köroğlu da yaşamışmıdır yaşamamışmıdır belli değildir bulup araştırmakta mümkün değildir çünkü kaynaklar kıttır ve yetersizdir eğer hrıstiyanlar gibi vaftiz kayıtlarımız olsaydı. bugün kim nerde ,nasıl ve ne zaman doğmuştur öğrenebilirdik son bir not anadoluda o kadar çok tarikat ve anlayış vardırki anlatmakla bitmez. sünni kesim yunusu veli olarak lanse eder alevi kesimde alevi olduğunu ispatlamaya çalışır ama doğrusu alevi olmasıdır |
aleviliği daha ulu ve ezoterik bir kült haline sokmaya çalışmam laf-ı güzaftır...çünkü alevilik zaten inançlar içinde külttür...sır yoktur demeniz normaldir...çünkü nasıl bişeyle karşılaşacağınızı bilmediğiniz şeylere inanmıyorsunuz ve doğa üstü bişeymiş gibi görüyorsunuz...sır vardır efendim...alevi deyişlerinin çoğunda geçer bu sırrı-hikmet...bu sır olmazsa aleviliğin sönmeyen ateşini açıklamak pek güç olur...çünkü bu kadar baskıya,zulme dayanmak ahmaklıktır...giderim kılarım namazımı,tutarım orucumu...ama aleviler bunları yapmadılar...neden dağdan dağa sürülmeyi göze aldılar,darağacına gitmeyi,diri diri yakılmayı göze aldılar...kırklar meclisini iyi inceleyiniz...doğuş kavramına bi göz atınız....en basitinden hz.ali resminin arkasında ki güneş görünümlü sarı aydınlığa bir bakın...bunlar püf noktalar....benim aleviliği yüceltme,ululuk mertebesine çıkarma gibi bir gayem de yok...aleviliğin islami portrelerden evrenselliğe varan bir inanç yaratması ilgi çekicidir...üç harli bir ALİ kavramının özüne inerseniz ne ummanlarla karşılaşacağınızı hayal bile edemezsiniz...faşist dinlerin,yobazlığından,katılığından bıkan,tiksinen ateistlere bile inancın güzel yönlerini takdim etmek,insanın,insancıl değerlerin hikmetine vasıl olmasını sağlamak biz alevilerin görevidir diye düşünüyorum....yanlış anlamayın düşünceyi değiştirmek değil, düşünceye etki etmektir gayemiz...
|
Ama Anadolu, Mezepotamya, Kürdistan Kızılbaşlığı ya da Aleviliği bundan tamamen farklı bir süreçtir. İslamiyet’ten çok önceleri başlar ve daha sonra İslamiyet’le buluşması dolayısıyla belli etkileşimler yaşar, bazı motif ve sembolleri farklı bir içerikle alır. Sözgelimi hiç anlaşılmayan hususlardan bir tanesi de bu Allah-Muhammed-Ali olayıdır.
Bu olgudan yola çıkarak Aleviliğin Müslümanlık olduğu sanılır. Oysa bu her bölgede aynı biçimde görünmez. Mesela bizim bölgemizde, İç Toroslar’da, Allah-Ali-Hüseyin biçimindedir. Muhammed bu üçlemenin dışına çıkartılmıştır. Bu bir üçlemedir. Aslında bu üçleme aynen Hırıstiyanlık’taki Baba-Oğul-Kutsal Ruh olgusu gibidir. Aynı şeyin Yezidilik’te, Ahle Haq’ta ve Kakailik’te de versiyonları vardır. Ve Allah-Muhammed-Ali denen şey bunun tümünün Ali olarak tanımlanması, Ali’nin Allah olarak tanınması olgusudur. Bu üçte birlik, üçte birleme denen olgudur. Bu anlaşılmıyor, bu yüzden de sanılıyor ki Muhammed’le kast edilen peygamber Muhammed, Ali ile kast edilen Halife Ali, Allah da gaybi Allah’tır. Oysa Aleviliğin özünde gaybi bir tanrı inancı yoktur. Aleviliğin özünde bütün evrende mündemiç, gizil bir güç ve onun insanın kişiliğinde dışarıya kendini vurumu vardır. Yani bir bütün olarak tanrısal güç evrenin bünyesinde mündemiçtir. Bu aslında diyalektik materyalizmle de çakışan bir olgudur. Bütün evrende mündemiç bir güç; ve bu, en değerli varlık olan insanda kendini gösterir. |
Din oldugunu degil de, daha ziyade bir hayat felsefesi oldugunu saniyorum. Yaniliyor olabilirim de tabi..
|
dört günlük bir kapadokya turu yaptık geçen hafta.
bu turun içinde hacı bektaşta (mezarı) vardı. artık türbemi demem lazım .yoksa başka bir şeymi bilemiyorum. orda islamı çağrıştıracak iki şey vardı sonradan konan bir kuran. ve 7 yy. kalma yarım bir kuran sayfası. hepsi bu.geride kalan ne varsa islami değil. ki bu tarikat bektaşilik. yani doğrudan alevi değil. bilinirki bu iki kaynak birbirinden beslenir. bu iki itikat birbirine giren matruşkalar gibidir. aralarındaki fark sünni mezheplerin aralarında olduğu kadar fark vardır. orda bir daha gördümki bu başka bir anlayış. başka bir dindir. girişe kapıda yazılan meşhur sözleri var hacı bektaşın''İNCİNSENDE İNCİTME'' sözü beni çok etkiledi isanın öbür yanağını dön düsturuna benzettim |
Alıntı:
tarihler vede söylemler,tam islama yamanan degişler? acaba sizin son bahsettiginiz incinsende incitme . söylemi kime vede kimlere söylenmiş-acaba farkındamısınız? bizler yargıyı çok kolay yapıyoruz amma-düzeltmeye geldimi kaçak dögüşüyoruz.gözü kör olsun bizlere ögretilen-kirli paslı tarihlerin, övgüleri vede sövgülerine-ara ara ya dogruyu bulursun,veyahutta sövgülerle avunursun demiş,ben deniz şahıs?gerçekler yoldaşınız olsun. |
konuya daha meraklı olanlar şu linke bakabilir. tamamını okuduğunuzda. konuya tam vakıf olmak mümkün.
http://sbe.erciyes.edu.tr/dergi/sayi_11_18_Korkmaz.pdf |
Zaten bir Aleviliğin,bir de Arnavutların kökeni;yeryüzünde insanoğlunun çözemediği iki problem kaldı:)
|
Alıntı:
''muhteşem yüzyıl'adlı diziyi seyredersin tarihi bilgin artar. yada kırmızı şapkalı kurt adlı masaldaki kurdun dişinin temizmi yoksa fırçalanmışmı ?konusunu araştırırsın rastaman çünkü zannımca böyle konular senin tarzına daha uygundur |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 07:36 . |