İnsan psikolojisinde Tanrı
Bir düşünce deneyi: Toplumdan uzak bir adada, bir insan doğal haliyle büyüsün. Bu insan acıktıkça ağaçlardan meyve toplasın. Meyveyi yedikten bir süre sonra aynı ağaçta aynı meyvenin tekrar çıktığını görecektir.
Bu durumdaki insanın aklına ilk hangi soru gelir? A) Bu meyveyi kim ortaya çıkardı? B) Bu meyve nasıl oluştu? Deneyin amacı, insanın psikolojisinin saf halini tespit edebilmek. İnsanlık tarihine baktığımızda, tanrının tarihi bilimin tarihinden daha eski görünüyor. O halde insan psikolojisinin saf halindeki ilk soru ''kim ortaya çıkardı'' diyebilir miyiz? Öyleyse çocuklara toplum tarafından tanrı fikri aşılanmasa bile onlarda bu fikir doğal olarak ortaya çıkacak demektir. Durum öyle görünüyor. Bilincin ortaya çıkması, daha üst bir bilincin kurgusunu kaçınılmaz kılıyor olabilir. O halde evrende herhangi bir yerde ortaya çıkan diğer bilinçler de aynı şekilde öncelikle ''kim'' sorusunu sormuşlardır. Uçsuz bucaksız bilinçsizliğin ortasında yalnız kalan bilinç, kaybolmamak için daha üst bir bilinci zorunlu olarak yaratıyor olabilir. |
Sevgili Yıldıztozu,
Alıntı:
İnsan, bulduğu gıdalar sebebiyle değil, başa çıkamadığı yağmur, şimşek, deprem, sel, kuraklık, kıtlık gibi zorluklar ve sebebini anlayamadığı Güneş-Ay tutulması gibi olaylarla Tanrı'yı uydurmuş olmalı. Köpek beslediğim için biliyorum, daha önce görmediği bir canlıya çok temkinli yaklaşıyor. Sebebini anlamadığı gürültülerden ürküyor. Kısıtlı zeka ve kısıtlı tecrübe canlıları ürkek yapıyor. Tanrı'nın kökeni bu korkular olmalı. Sevgiler |
Alıntı:
Deneyde anne telefonla filan uğraşırken, çocuk kıskançlık belirtileri göstermedi, 2 ayrı çocukta böyleydi. Sonra anne oyuncak bir bebeği kucağına alıp onu sevmeye başlayınca, çocuklar zıvanadan çıktı. Benzer oyunu iki köpeğe uyguladılar, onlarda aynen sahipleri oyuncak köpeği sevince zıvanadan çıktı. Bundan dolayıda kıskançlığın insanda da hayvanda da zaten var olduğuna hükmettiler. Yalnız burada ilginç bir şey var. Şimdi çocuğa "aşırı sevgi" verilmese, kıskançlık belirtileri göstermez. Yani çocukta ki kıskançlık olayını ortaya çıkartan, "sevgi" oluyor burada. Anne çocuğunu aşırı bir biçimde severken, sahiplenirken... Çocukta burada kendine olan ilgiyi, kendine göre değerlendiriyor ve anneyi sahipleniyor aslında. Çocuk anneye sahip olduğunu biliyor ve adeta onu malı gibi görüyor, anne anca beni sevebilir! diyor sanki. :D Bu olay hayvanlar dünyasında çok daha açıktır aslında, insanlar kediye köpeğe sahibiz derler, lakin gerçekte sahip olan, dominat olan o hayvandır. Diyeceğim bir şeyin ortaya çıkması, gerçekten ilginç bağlantılara sahip, kıskançlık deyip ötelediğimiz şeyin altında sahiplenme, dominat olma meselesi varsa, Tanrı fikrinin altında da kim bilir neler vardır. Sanırım orada da bir dominant olma durumu var. |
Alıntı:
Tanrı kavramının nasıl oluştuğunu bir videosunda Osho çok güzel anlatmıştı, aradım ama malesef bulamadım. |
Tanrı öğrenilmiş öğretilmiş fikirdir. İnsan tanrıdan önce vardı. Çocuk ağaçla toprakla su güneşle bağ kuracaktır. Tıpkı kendi ihtiyacı olan doğa fikri gibi.
Öğrenilmişle bağ kurması ailesinden aldığı bilgidir. |
İlk insanlarda tanrı kavramına verilen anlam farklıydı. Yaratmak kavramı bile bir şeyi yoktan var etmek değil, var olanı ayırmak anlamına geliyordu. Yaratmak kelimesi "yarmak"dan geliyor. İlk efsanelerde evren başlangıçta kaostan ibaretti ve tanrı onu ayırıp düzenledi. "Yaratmak"da bir de "uydurmak" var. Sanat yaratıcılığı kavramında bu anlamı korunuyor.
Yani "yaratmak" başlangıçta yoktan var etmek demek değildi. Meyve veren ağacı insanlar tanrısal güç atfederek anlamlandırmadılar hiç ama tanrısal gücün simgesi olarak kullandılar. Doğuran kadının bunu nasıl yapabildiğini henüz bilemedikleri dönemde insanlar kadına tanrıçalık atfettiler. Sonra işin sırrını öğrenince tanrıça figürü yara almış olmalı. Toprağı, tarlayı kadın, göğü, yağmuru erkek olarak simgeleştirdiler. Bir ürün çıkıyordu ortaya ve tanrı yaratıcılığına benzer bir durum gördüler. Tanrı inancının kaynağı bilimin henüz gelişmediği dönemlere ait korku ve merak duygusu olamaz. Çünkü ilk çağlarda tanrılardan korku günümüze göre daha azdı. Tanrıya inancı gösterme, kanıtlama ihtiyacı da öyle. Tanrıların gücü de daha azdı. Zeus bile, baş tanrı olduğu halde, karısından korkan, çapkınlıklarını gizli gizli icra eden bir erkek tanrıydı. Bilimin her şeyi ortaya serdiği sonraki dönemlerde ise insanlık giderek çok daha soyut, çok daha mutlak güçte tek tanrıya yöneldi. Bilinemezlikler azaldı ama buna rağmen tanrının gücü daha çok arttı. Tanrıya inancı başkalarına ve tanrının kendisine gösterme, kanıtlama ihtiyacı da çok aşırı arttı. Bu uğurda malını-mülkünü feda etme, hatta kendi çocuğunu bile öldürme yoluna gitti. Demek ki tanrı inancı, bilinemezliğin ürünü pek değil. Öyle olsaydı şimdi tanrı inancı çok azalmış, hatta bitmiş olurdu. Aksine, dünya giderek dindarlaşıyor. Modern dünyada bir tek Orta Avrupa'da inançsızlık güçlü bir eğilim. Kiliselerde konserler veriyorlar artık. Onun dışında insanlık yeniden dinselleşmeye, tanrıya dönmeye başladı. Ortadoğu tabii bu konuda başı çekiyor. Dinin çok güçlü olmasının, tanrı korkusunun ve inancının giderek insandan uzaklaşıp apayrı bir güce dönüşmesinin sebebi ne olabilir? Basit bir açıklaması olmadığı kesin. |
Nero son iki paragrafta yazdıkların , tanrı dediğinin ispatı değil. İhtiyaçLARINIZA vurgu yapmışsın.
Peki Nero; tanrıya ihtiyacınızın sebebi nedir? İçinden çıkamadığınız bu sorunları tanrı dediğiniz çözdü mü ? İhtiyaç duyduklarını şantaj vesilesi yapan güç sende çelişkiye yol açmıyor mu ? Tanrı dediğinizin zaman ve mekan ile alakası yok ise ," bakın nasıl yaptım görüyormusunuz " diyerek kendini ispata uğraşması bana karşımda bir insan ile muhatap olduğumu gösterirken, sizde nasıl bir algıya yol açıyor. Sorduklarıma cevap verirken " sonsuz sayıda Big bang den SÖZ EDİYORLAR " dersen sınıfta kalırsın. Dedik ya çocuklar diş perisinden SÖZ EDİYOR. |
Alıntı:
İkincisi, ben yukarıda tanrının varlığını ispatlamaya da çalışmadım. Üçüncüsü, benim değil, insanlığın tanrı ve din ihtiyaçlarına vurgu yaptım. İnsanoğlundaki gözlenen bu eğilime işaret ettim. Bende ise hiç tanrı ve din ihtiyacı bulunmuyor. Öyle olsaydı onca yıl ateist kalmazdım. |
Alıntı:
Ben diğer insanların ihtiyaçları üzerinden , tanrı dediklerini ispat yolunu seçtim. Aksi olsa tanrıya ihtiyacı olanları , iddiana örnek vermezdin galiba. Tanrı diğer insanların ihtiyaçlarında gizli senin için. !?? |
Alıntı:
Tekrar belirteyim; bu başlık altında tanrının varlığını ispat etmeye çalışmadım. Sadece güçlü bir sebep olduğunu yazdım. İnsanlar neden bu kadar güçlü bir inançla bağlı, bunu sorguladım. |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 22:32 . |