Turan Dursun Sitesi Forumları

Turan Dursun Sitesi Forumları (https://turandursun.com/forumlar/index__1.php)
-   Konu-dışı (https://turandursun.com/forumlar/forumdisplay.php?f=12)
-   -   Rüya Görmek (https://turandursun.com/forumlar/showthread.php?t=37298)

Dialectics 15-06-2015 10:59

Rüya Görmek
 
"Rüya görmek" eylemi bana açıkçası çok ilginç geliyor. Adeta bu bağımlı bulunduğunuz fiziksel dünyadan bir bağımsızlık gibi. Fiziksel dünyada sizi meşgul eden her türlü dertten, kafanıza takılan kaygılardan, kezâ vücudunuzdaki bir takım ağrı ve sızılardan kendinizi soyutlayabildiğiniz bir sürecin içerisine giriyoruz rüya görürken.

Uyanık benliğinizin hissettiklerinden çok daha farklı hisler içine girebiliyorsunuz rüyalarda.

Ya peki rüya görmediğimiz uyku durumlarına ne demeli? Herhangi bir şey düşünmediğimiz ya da hayal etmediğimiz durumlar, "benliğimizin farkında olmadığımız" zamanlar. Bu tip uyku çeşitleri bir çeşit "hiçlik" değil midir? Benliği olmayan bir vücuda dönüşüyoruz, biyolojik ve kimyasal işlevlerin devam ettiği ancak herhangi bir "farkındalık" durumunun olmadığı durumlar... Zaman algısı yok, izleme yok, "ben burdayım" idraği yok...

Velhasıl bu rüya ve uyku olayı ilginç...

errata 15-06-2015 15:11

Uyurken çişi gelen adamın beyni, sırf o mesane baskısı nedeniyle adamı sanki saatler süren fantastik maceralara sokup en sonunda akarsu kenarına getirmesi ve işeyeceği bir sahne üretmesi neticesinde benim rüyalarla ilgili fikirlerim değişmişti. Yirmi senedir pek merak etmiyorum rüya nedir ne değildir. Rüya fikri artık fantastik gelmiyor.

Beyin, gündüz aldığı verileri tren vagonu gibi arka arkaya sıralıyor. Ancak bu sıralı karmaşayı gece uyurken çözümlüyor ve ilgili verileri ilgili kategorilere yerleştiriyor. Bu esnada, yani veriler oradan oraya giderken sen o akışı rüya olarak görüyor olabilirsin. Zira rüyaların çok uzun şeyler olmadıkları, bazılarının bir kaç saniye sürmesine rağmen saatlerce anlatılabildiği biliniyor.

Bunlar benim rüya hakkındaki tamamen subjektif fikirlerim. Kendi rüya tecrübelerimi başka şeylerle karıştırdığımda vardığım sonuçlar, yoksa herhangi bilimsel veriye dayanmıyor.

Dialectics 15-06-2015 15:49

Alıntı:

Shibumi´isimli üyeden Alıntı (Mesaj 552010)
Uyurken çişi gelen adamın beyni, sırf o mesane baskısı nedeniyle adamı sanki saatler süren fantastik maceralara sokup en sonunda akarsu kenarına getirmesi ve işeyeceği bir sahne üretmesi neticesinde benim rüyalarla ilgili fikirlerim değişmişti. Yirmi senedir pek merak etmiyorum rüya nedir ne değildir. Rüya fikri artık fantastik gelmiyor.

Beyin, gündüz aldığı verileri tren vagonu gibi arka arkaya sıralıyor. Ancak bu sıralı karmaşayı gece uyurken çözümlüyor ve ilgili verileri ilgili kategorilere yerleştiriyor. Bu esnada, yani veriler oradan oraya giderken sen o akışı rüya olarak görüyor olabilirsin. Zira rüyaların çok uzun şeyler olmadıkları, bazılarının bir kaç saniye sürmesine rağmen saatlerce anlatılabildiği biliniyor.

Bunlar benim rüya hakkındaki tamamen subjektif fikirlerim. Kendi rüya tecrübelerimi başka şeylerle karıştırdığımda vardığım sonuçlar, yoksa herhangi bilimsel veriye dayanmıyor.

Elbette aşikâr ki rüyalar, beynin içinde bulunmuş olduğu koşullar, ortam ve etkileşimlerin bir uzantısı olarak şekilleniyor.

Ancak benim burada ilgimi çeken nokta rüyalarda reel hayata dair herşeyi unutuyor oluşumuz. Rüyada olduğumuzu bilmeyişimiz... Uyandığımız an da ilginç. Uyanışımızın ilk milisaniyelerinde nerede olduğumuzu, hangi günde olduğumuzu, eğer bir araçta seyahat ediyorsak nereden nereye gittiğimizi hatırlıyoruz. Uyandığımızda benliğimize dair tüm verileri, bilgileri, anıları, planları, istekleri tutan bir kaynağa çok hızlı şekilde erişim sağlıyor gibiyiz. Uyuduğumuzda ise bu "link" ve erişim kopuyor. Öyle ki rüyada olduğumuzun dahi farkında olamıyoruz (istisnai durumlar hariç).

Tabi şu akarsu örneği de iyiymiş. Beyin duruma uygun illâ ki bir hikaye uyduruyor. Yani rüyada saçma sapan, kopuk kopuk görüntüler görmek yerine bir "süreç" izliyoruz, öyle ya da böyle birbiri ile ilintili olan ya da ilintili olma görünümünde olan hikayeler izliyoruz.

İşte bu da yine adamın aklına şu idealistik soruyu getiriyor: "Nedensellik dahi beynin işi mi?" sorusunu... Nedensellik de beynin herşeyi birbiri ile ilişkilendirme özelliğinin bir çıktısı mı gibi bir soruyu..

Felâsife 16-06-2015 12:48

Alıntı:

Dialectics´isimli üyeden Alıntı (Mesaj 552014)
Ancak benim burada ilgimi çeken nokta rüyalarda reel hayata dair herşeyi unutuyor oluşumuz. Rüyada olduğumuzu bilmeyişimiz... Uyandığımız an da ilginç. Uyanışımızın ilk milisaniyelerinde nerede olduğumuzu, hangi günde olduğumuzu, eğer bir araçta seyahat ediyorsak nereden nereye gittiğimizi hatırlıyoruz. Uyandığımızda benliğimize dair tüm verileri, bilgileri, anıları, planları, istekleri tutan bir kaynağa çok hızlı şekilde erişim sağlıyor gibiyiz. Uyuduğumuzda ise bu "link" ve erişim kopuyor. Öyle ki rüyada olduğumuzun dahi farkında olamıyoruz (istisnai durumlar hariç).

Tersi durumlarda benzeri olmuyor mu? yani dünyadayken, sevdiğimiz bir filmi, maçı, diziyi, veya atraksiyonu izlerkende zaman mekan kavramından uzaklaşıyoruz.
Tabi rüyalarda insanlar tarafından oluşturulan bir zaman kavramı olmadığı için, zaman yok, sadece hâl var, bulunduğunuz hâl ne ise onu yaşıyorsunuz. Tabi uyanınca büyü bozuluyor.

Rüyalar uyanmaya en yakın zamanlarda görülüyor, buda ister istemez Shibumi dediği gibi bilincimizin dahli çok büyük oluyor. Fakat genede bu Rüyaları çok bilindik yapmıyor, zira envai çeşit olaylar, görüntüler çıkıyor karşımıza. Birde haberci rüyalar denilen olay var ki buda başka bir şey.
Aslında gün içinde çözemediğimiz olaylar bir nevi rüyada çözülüyor ve rahatlıyoruzda ama bunun farkına varamıyoruz elbet, zira sembolik bir sürü şeyle anlatıyor rüyalar, bu çözümlerini bize.

Bazı buluşların altında rüyaların yatmasıda aynen böyle olmuş, tabi hop bir rüyayı gördü diye değilde, aksine belkide yıllarca kafa patlattığı bir meseleyi, sembolik bir takım anlamlar ile görerek, bunuda buraya uyarlayarak sonuca ulaşması olmuş.

Özetle rüyalarda da cevap gelir, uyuduğumuzda dahi hiç durmayan bir kafaya sahibiz, 7/24 ful mesaide vesselâm. :D

Link kopması konusunda benim fikirlerim var ama rüya görmek, bunuda bir parçamız olduğunu düşünmek, bana daha doğru geliyor.
Herşeye bir anlam vermekte gerekmiyor zaten, bazen anlam verememek bile güzel oluyor.

mikko 04-08-2015 01:37

ruyalarla ilgili freud gibi gunluk tutmaya basladim 1hafta boyunca ruyamda gorduklerimin temasini yazdim ve akilda kalan yerleri not aldim.acikcasi ruyamizda gorduklerimiz gercek yasantimizdaki olaylarin 5 duyu organimizdan birinin vasitasiyla bilinc altimiza yerlesiyor ve ruyamizda goruyoruz.ruyalarimizi zamanla kontrol etme yetenegimizi gelistirebiliriz.bazen bunu yapabiliyordum ruyadayim ruya oldugunun farkina variyordum...

Dialectics 04-08-2015 08:18

Bilinçaltımız sanırım rüyadayken de matematik problemleri çözmeye devam ediyor. Hiç uyandığınızda günlerdir belki üzerine düşünmekte olduğunuz, ya da aklınıza gelip de cevaplayamadığınız bir soruya dair yeni bir fikir, yeni bir cevap ihtimali belirdiği oluyor mu? İlk uyandığınız anda aklınıza gelen ilk düşüncenin o çözemediğiniz soru ile ilgili cevap ihtimali olması...

Açıkçası bende oluyor ve belki de bu sürekli matematik problemleri çözen bilinçaltımızın uyandığımızda bir çözüm ihtimali elde ettiyse bunu bilinç düzeyine çıkarmasının emaresi olabilir...

Olimpiyat 04-08-2015 09:00

Benim en çok garibime giden ve çözemediğim; gördüğüm rüyanın aynen gerçekleşmesi.
Mesela sapsağlam olan dayımın öldüğünü gördüm, aynen gerçekleşti 1 hafta içinde öldü.
Bir arkadaşımın işi ile sorunları olduğunu gördüm, işten atıldı 2 gün sonra.

Tabi sayısız rüya görüyoruz bunların arasından çok az kısmı böyle oluyor ama yine de çözemedim.

Rüya konusunda sanırım aydınlığa kavuşması gereken şeyler var.

vartor 05-08-2015 00:47

Alıntı:

Tabi sayısız rüya görüyoruz bunların arasından çok az kısmı böyle oluyor ama yine de çözemedim.
Cozmussun iste! Bin tane ruyada bir kere benzeri bir olay gerceklesse, gerceklesmeyenleri degil, o bir taneyi hatirlariz. Halbuki, gerceklesmis olmasi tamamen tesaduf de degildir, mutlaka daha once o konu uzerine dusunmus, suuraltinda saklamis olma ihtimali de bence cok yuksek.

Dialectics 17-10-2015 00:32

Bugün şöyle bir düşünce geldi aklıma -yine bir rüyadan uyanmış ve buna şaşıyorken-

Beyin aslında sonsuz frekansı sonlu hale getiren, fourier transform yapan bir dönüştürücü. Sonsuzun sonlu hale gelmesi ne demek? Sonsuzun sonlu olarak kısıtlanması demek. Sonsuzun sonluya hapsolması demek. Rüyalarımız fizik yasalarına tabi degil ama gerçek dünyamız öyle... Beyin aslında bizim gardiyanımız mı? Bizi parmaklıklar arasına hapseden bir dönüştürücü mü beyin?

Evet yine bir gnostik mesaj verdim...

Felâsife 16-09-2016 00:43

Uyuduğumuz için mi rüya görüyoruz, yoksa rüya görmek için mi uyuyoruz!

Elbette pek çoklarımız uyuduğumuz için rüya gördüğümüz bilincindedir ve böylede düşünür, bu normaldir tabi, ben bu noktada ekstra olarak rüya görmek için uyduğumuz düşüncesine de sahibim biraz, bazen öyle zamansız uyku bastırıyor ki uyumamak elde olmuyor ve uyuyorum, rüya gördüğümde oluyor, görmediğimde.
Sanki rüya görmek isteyen tarafım, yeter artık uyuda ben özgür olayım der gibi. :)

Rüya görmediğim zamanlarda bile bir şekilde rüya gördüğümü, ve bunu hatırlamadığımı da varsayıyorum, rüya gördüğüm zamanlarda bu bazen çok uzun oluyor, bunu hissediyorum ama uyandığımda 1-2 sn. den fazla bir görüntü de kalmıyor aklımda.

Burada şöyle bir şey oluyor dersem, ne denir bilemem ama rüyada ki yaşamla dünyada ki yaşamın arasında aslında çok bir fark yok...
Her türlü endişe, korku, sevinç, cinsellik, vs. vs. olduğu gibi fizik ötesi durumlarda oluyor rüyalarda, örn. uçmak gibi.
Lakin ortak duygular iki tarafta da değişmiyor.

Rüya neden kısa sürüyor?
Aslında dünya da kısa sürüyor, şuan da durarak geriye bakıldığında, tüm yaşamımızı en ince detayına kadar hatırlamak değilde, (böylesi varsa bilemem) parça parça karelerden fazlası hatırlanmıyor, oysa yıllar süren uzun bir yaşam yaşadık, yaşıyoruz.
Sürekli üst üste yazan anılar, eskiyi bize unutturuyor, rüyada bu böyle oluyor, rüyada ki yaşamda yerinde durmadığı ve sürekli ileri hareket halinde olduğu için, anılar üst üstte yazıyor.

Yani rüyada da uzun bir yaşam yaşanıyor aslında ve geriye kalansa parça parça olan anlardan ötesi değil, uyandığımızda da anca bunları hatırlayabiliyoruz... Oysa aralarda ve rüyanın başlangıcında çok daha fazla detay olduğunu hissediyoruz, lakin bizim hatırladığımız genelde bir nevi farkındalık anlarından ötesi değil.
Evlenmek, çoluk çocuğa karışmak onları büyütmek gibi bir sürü aktivite oluyor ve biz sondan baktığımız içinde kısa sürmüş görünüyor.
Bu açıdan bakınca dünyada kısa görünür.
Birde rüyada ki yaşam bittiği içinde onu kısa görürüz, zira film bitmiştir, dünyada ki yaşam bitmediği, film devam ettiği için bize uzun görünür.

Mesela rüyalarımızda pek çok kezde ölmüşüzdür, ölüm şoku denen hadise bize ölüm anını sildirdiği gibi geriye doğru izlerde bırakır... bazen rüyada katilin biri sizi kovalar, veya bir canavardan kaçarken ayaklarınız gitmez, koşamaz, bağıramaz, hareketleriniz ağırlaşır filanya, çok geçmez de uyanırsınız. Bu da işte rüyada ki ölüm anının bir eseridir.
Yani o canavar sizi yakalamış ve öldürmüştür aslında, tam o anı hatırlamazsınız, ondan bir öncesini hatırlarsınız ki o anlarda da çoğunca bozulmalar olur, bu yüzden koşamaz, bağıramaz filan hissedersiniz.
ve uyandığınızda da oh şükür dersiniz ki bunu bende çok demişimdir. :)

Dediğim gibi bu rüya aleminde ki ölüm hadisedir, ve öldüğümüzün bile bilincinde olmayız, neticede süreçte yumuşaktır.
Dünyada ölümde bundan farklı olmasa gerektir, değil mi ki insanın ölüm şoku denen sigortası vardır, süreç her daim yumuşak olacaktır.

Velhasıl rüyalarımız bize pek çok deneyimler sunarken, kendimizle ilgili keşifler yapmamıza, bir takım sorularımıza cevaplar bulmamıza da yardım edebilir.
Neticede ediyorda netekim, RÜYA ne ithal bir şey nede birilerinin tekelinde olan bir şey, bizlerin en doğal halimizden ötesi değil.

Başkasının rüyası başkasını ilgilendirir ama kendi rüyalarımız da bizi ilgilendirir, nihayetinde bizim bir parçamızdır o


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 11:52 .