Tekil Mesaj gösterimi
  #33  
Alt 16-03-2015, 15:41
upuaut - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
upuaut upuaut isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 21 Jan 2010
Bulunduğu yer: Ancient Egypt
Mesajlar: 3.976
Standart Mahometański.

Önce başlığın Lehçe'de ne anlam/lara geldiğini Google Translate'ten öğrenelim:

Mahometański: Islamic, Mohammedan, Islamite

Şimdi bu başlığı neden koyduğum, bu mesajımın sonunda anlaşılacak diyerek bu tartışmadaki tüm bilgi ve tarihi bulgularımı toplayarak bir sonuca bağlamak istiyorum.

Arkadaşlar, inanılmaz bir şey oldu ve bende son günlerde oturduğumuz yerdeki bilgisayarcıdan aldığım ve aylarca seyretmediğim filmleri seyretmek tutkusu ortaya çıktı. Çünkü ne kanallardaki programlar kesebiliyordu beni, ne de diğer yayınlar (ki zaten saçmasapan yayınlardan ve gerçeklerden uzak haberlerden canım fena halde sıkılmıştı).

Ama ben öyle kurgu, saçmasapan filmleri seyretmem; gerçeğe bağlı, özellikle tarihi filmleri seyrederim.

İşte can sıkıntısından mı nedir artık bilemiyorum, bu filmlerden;

1. Yasak Bölge (Forbidden Ground),
2. Muhalif Başkan,
3. Hasattan Sonra (Poklosie)

filmlerini izledim. Fakat bu son film beynimden vurulmuşa döndürdü beni. Çok kişi bu filmi vasat bulur (ki linki tıkladığınızda alttaki yorumlardan bunu görebilirsiniz.) ama benim için öyle değildi. Bana göre mükemmel bir filmdi; çünkü Polonya'da II. Dünya Savaşı sırasındaki Nazi Zülmü ile ilgili hiç bilmediğimiz bir gerçeğe parmak basıyordu. Ben, hatta bu filmi ilk seyrettiğimde DVD'deki 54:05'lik parçasını filmin tamamı zannederek, kendi kendime "Yahu kardeşim, bu sıradan bir filmmiş; kazık yemişsin!" dedim ama film 2 parçadan oluşuyormuş ve bu ilkiymiş. Bu bittikten hemen sonra ikinci parça geldi ve onun da aynı sürede olduğunu görünce (ki film 2 eşit parçaya ayrılmış) resmen koptum. Yani bana kalsa, bilgisayarımın başında saatlerce bu filmi izleyeceğim.

Örneğin, #2 mesajımdaki Stauffenberg rolünde oynayan Tom Cruise'in sağlam kolu varken elini kaybettiği koluyla HİTLER'i selamlaması (ki bu hareket, HİTLER'e kesin bir başkaldırıydı), az daha beni ağlatacaktı. Kendimi çok zor tuttum yani.

HASATTAN SONRA

Bana göre, filmin en etkileyici sahnesi, yukarıdaki sahnedir. Filmin sonunda Franek Kalina arazisine döndüğünde (ki gerçekte bu arazi bir Yahudi'ye aittir), tarladaki mezar taşlarını ziyaret eden Amerika'dan gelmiş bir grup Yahudi görür ve sonra onlar için bir mum yakıp geri döner!

İşte bu tür filmlerde böyle sahneler etkiliyor beni. Son seyrettiğim bu filmin esas adı, "Akıbet (Aftermath)"tir ve film, Polonya'nın Jedwabne köyünde Nazilerle işbirliği yapan Leh köylülerin Yahudi komşularını öldürmelerini konu alır. Fakat bu olaydan sonrası onlar için tam bir felaket olur.

Yapımcı Dariusz Jablonski, tarihi gerçekliğin ortaya konmasını istediklerini söylüyor: "Önemli olan, bunun Polonya'nın yüzde biri, daha azı ya da daha fazlası tarafından işlenmiş olması değil. Önemli olan ne olduğunu öğrenmemiz. Çünkü Polonyalıyız ve kendi tarihimizle yüzleşmekten korkmamalıyız."

Filmin senaryosu, tarihçi Jan Gross'un 2001 yılında yayınladığı "Jedwabne Yahudilerinin yok edilmesi" adlı kitapta anlatılan olayları çıkış noktası olarak kabul ediyor. Ancak film ve kitap muhalefetteki Hak ve Adalet Partisi tarafından ayrımcılık yapmak ve tarihi gerçekleri çarpıtmakla suçlandı: "Filmin gerçekle yakından uzaktan alakası yok. Fantezi ya da bilim-kurgu filmleri de böyle çekilir. Eğer bir filmde tarihteki kişilere yer verilecekse gerçeklere asgari saygı gösterilmesi gerekir." (Arkadiusz Czartoryski / Milletvekili)

Fakat film vizyona girdiği Polonya'da polemiklere sebep oldu ve yukarıda alıntı olarak verdiğim bir dizi hoş olmayan olayların olmasına neden oldu. Dikkat çekici bir gişe başarısı yakalayan film, benzeri bir dönem filmi yapılana kadar Polonya'nın gündemindeki yerini koruyacak gibi görünüyor.

Çok ilginçtir; ben bu filmi seyrettikten 1 gün sonra #32 mesajımı yayınlamışım ve bu mesajdaki sikkeye benzer bir sikke/leri dün GOOGLE'da araştırırken "Umayyad A-B Syria and Palestine - Standing Caliph AE" sitesine tesadüf ettim. Tabii burada Robert Spencer'ın sikkesinin ne anlama geldiğini ve nereden kaynakladığına dair bir sürü sikke inceledim ve bu inceleme sonunda (ki tarihi bilgilerim bunları destekler yönde idi) aklıma şöyle bir teori geldi: "Acaba ya aynı olay bir zamanlar Kuzey Arabistan'da olduysa ve biz, bu gerçeği Hristiyan-İslam tartışmaları arasında göremediysek! Yani Polonya'nın Jedwabne köyündeki zülmün bir benzeri 7. y.y.'da Hristiyan olan Kuzey Arabistan'da olduysa..."

Hiç şakası yok; bu, böyle olmuş olmalı. Çünkü elimizdeki tarihi bilgiler ve sikkeler bunu doğrular yöndedir. Örneğin, #32 mesajımdaki sikke Harran'da basılmış ve Emevi Halifesi'nin I. hüküm yılına aittir (Bkz. "Bronze fals, Harran (Turkey), 694 - 697. 1917.215.3376". #32 mesajımdaki sikkede görülmeyen rakam bu linkteki aynı sikkede "I" olarak altta açık bir şekilde gözükür).

Sözkonusu bu sikkede Robert Spencer'ın sikkesindeki gibi önyüzünde; ortada bir Halife imajı, sağında "HRRN (HARRAN)" ve solunda "MHMD" mottosu ve arkayüzünde; ortada bir figür, sağında yine "MHMD" mottosu ve solunda bir dikdörtgen içinde bir baklava dilimi motifi vardır.

Özetle, Harran sikkesi tıpkı Robert Spencer'ın sikkesindeki gibi hemen hemen aynı özelliklere sahiptir. Fakat sitedeki diğer Emevi sikkelerini incelediğinizde, Harran sikkesinin açılımını görürsünüz (Bkz. "Bronze fals, al-Ruha, 694 - 697. 1998.25.77").

Bunlarla birlikte, sitede Abdülmelik dönemine ait Hristiyan motifleri ve Haçları taşıyan şu sikkeler de cabası:

1. Bronze fals, ctsp. Halab, 690 - 750. 1971.316.1103,
2. Bronze fals, Amman (Jordan), 694 - 697. 1971.316.1258

Demek ki Kuzey Arabistan 7. y.y.'da bir Hristiyan bölge imiş (ki Doğu ve Batı Roma nedeniyle) ama sonra ilk başta kardeş kardeş geçinen Hristiyan ve Müslüman Araplar arasında yukarıdaki filmdeki gibi bir olay olmuş ve bölge tamamen hasat edilmiştir pardon, Müslümanlaştırılmıştır. Ama nasıl?

Evet, biz de Dariusz Jablonski gibi İslam Tarihi gerçeklerinin ortaya konmasını istediğimizi belirterek; "Önemli olan, 7. y.y.'daki Kuzey Arabistan'da dini sirkülasyonun nasıl gerçekleştiğini öğrenmemizdir. Çünkü biz, Müslümanız ve kendi tarihimizle yüzleşmekten korkmamalıyız! Ama bunu isterken 'Yakın tarihimizle yüzleşelim!' diyen siyasi soytarılar gibi değil; gerçekten vicdanımızın rahat etmesi yani ruhlarımızın huzur bulması için istemeliyiz!" diyoruz!

AKHENATON döneminde II. RAMSES'in Anılması

7. Yusuf babası Yakup'u getirip Firavun AKHENATON'un huzuruna çıkardı ve Yakup AKHENATON'u kutsadı.

8. Firavun AKHENATON, Yakup'a, "Kaç yaşındasın?" diye sordu.

9. Yakup, "Gurbet yıllarım 130 yılı buldu" diye yanıtladı, "Ama yıllar çabuk ve zorlu geçti. Atalarımın gurbet yılları kadar uzun sürmedi."

10. Sonra AKHENATON'u kutsayıp huzurundan ayrıldı.

11. Yusuf babasıyla kardeşlerini Mısır'a yerleştirdi; AKHENATON'un buyruğu uyarınca onlara ülkenin en iyi yerinde, Ramses bölgesinde mülk verdi.

Konu upuaut tarafından (16-03-2015 Saat 15:48 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla