Tekil Mesaj gösterimi
  #6  
Alt 03-03-2013, 18:06
upuaut - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
upuaut upuaut isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 21 Jan 2010
Bulunduğu yer: Ancient Egypt
Mesajlar: 3.976
Standart Kuran'daki miras ayetleri gerçekte nasıl idi?

hakikat03´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
anlamak istediğiniz ve ayetten çıkarmak istediğiniz şeye bağlı bak bakalım genç aydınlar
Sayın hakikat03, sizin verdiğiniz linkteki miras paylaşımını biliyoruz ve buna itiraz ediyoruz zaten.

"Avl" uydurma bir yöntemdir!

Sizin verdiğiniz link, herkes tarafından bilinen "İslamda Miras Hukuku ve Avliyye ve Reddiyye" şeklinde Geleneksel İslamcılar tarafından ele alınan konudur. Buna göre Geleneksel İslamcılar, Kuran'a göre miras paylaşımını Nisa 13'teki "Sınır (Limit)" kavramı altında Nisa 11, 12 ve 176'daki oranlara göre yapar.

İyi ama, Nisa suresi kronolojik olarak bu şekilde gelmedi ki. Yani Nisa suresi kronolojik olarak (1,2,3,...), 11, 12, 13, (...),176 şeklinde sırasıyla gelmedi ki. Elmalılı Hamdi Yazır, ki bu ilk mesajımda da geçer, Nisa suresinin "Kelale (Babasız ve çocuksuz kimse)" ilgili 12. ayetin son kısmı ile 176. ayeti peygamberin ölüm yıldönümü olan M.S. 632'de geldi. Müfessir ve yazar Hakkı Yılmaz, bunun bir teknik sorun olduğunu ve zorunlu olarak "Necm 530"da yazmak zorunda kaldığını belirtir.

Yine Hakkı Yılmaz'a göre, "Sınır" kavramının geçtiği Nisa 13 ayeti "Necm 531"de geçer. Buradaki anlama göre "Sınır" kavramı ticaret yapan ve erkek ile kadına düşen paylar ile ilgilidir. Oysa Geleneksel İslamcılar, 13. ayetteki bu "Sınır" kavramını "Avl" ve ondan türeyen "Reddiye" yöntemlerinde bir dayanak olarak kullanırlar ama yanlış şekilde kullanırlar.

Demek ki Hz. Muhammed, miras ayetlerini "Necm 530" ya da onun gibi bir bölümde verirken sadece Sümer-Babil'deki miras tabletlerindeki gibi oranları (payları) vermiştir ancak başlangıçta toplam miras miktarını vermediği için eksik bırakmıştır.

Peki Sümer-Babil'de miras paylaşımı nasıldı? Bunu da aşağıda kısaca özetlediğim konuya bir bakalım.

Sümer-Babil'deki Miras Paylaşımı

Kuran'daki miras ayetleri (Nisa 11, 12, 176 ya da "Necm 530") gerçekten de ilginçtir. Bu ayetlerin veriliş şekli M.Ö. 2300-1800 tarihli Sümerli ve Babil tabletlerindeki gibidir. Ama bir farkla; Babil tabletlerinin hemen hepsinde, hiç istinasız, daha mirasçıların payları verilmeden, 1. satırda mirasçılara dağıtılacak olan toplam miras miktarı yazılırdı.

Bu durumda şu sonuçlar ortaya çıkar:

1. Sümer-Babil miras tabletlerinin en başına toplam miras miktarı yazılırdı. Bu, "Necm 530"da yok!

2. Daha sonraki satırlarda mirasçıların payları yazılırdı. Bu ise "Necm 530"da mevcuttur.

Bütün Sümer-Babil Katipleri miras tabletlerini böyle yazarlardı. Fakat bununla birlikte, tabletlerde mirasın nasıl dağıtıldığına ait hiçbir kural vermezdiler. Bu kural/lar ancak tabletleri inceleyen bilimadamlarının uzun soluklu çalışmaları sonrasında çıkabilir. Dikkat ediniz, çıkabilir diyorum çünkü her tabletteki miras paylaşımı çözülecek diye bir kural yok. Bu nedenle bir miras tableti bazen birkaç günde, bazen birkaç ayda, bazen de yıllar sonra (bu, 50 yıl da olabilir, 100 yıl da) çözümlenebilir. Yani bu işin hiçbir garantisi yoktur!

Demek ki Necm 530 (Nisa 11, 12, 176)'da 2. duruma göre tabletlerdeki gibi salt oranlar veriliyor ama 1. durumdakine dair ne toplam miras miktarı, ne de herhangi bir kural verilmiyor. Bunlar Necm 530'u Sümer-Babil tabletlerinden ayıran en belirgin farklardır.

Bu belirgin farklar üzerinde dururken, şuna dikkat etmek gerekiyor:

1. Necm 530'dan önce toplam miras miktarının verilmesi gerekirdi.
2. Necm 530'dan sonra mirasın paylaşımı için bir kural verilmeliydi.

Sizce Kuran'da bunlardan hangisi/hangileri olmalı idi? Çoğunuzun aklına 2. durum gelecek ama bu durum yalnızca matematik kitaplarında ele alınır ki, 2. şık doğru diyenler fena halde yanılıyor, derim.

Oysa Kuran'da, Necm 530'da aranan cevap 1. şıktadır. Çünkü Sümerli ve Babilli Katipler, 2'den fazla kişiye miras dağıtımı yaptıklarında, miras tabletlerinin ilk satırına toplam miras miktarını yazarlardı. Bunu yapmak Katipler için zorunluydu, çünkü hem o günün yasaları, hem de mesleki namusları gereği bu gerekliydi. Katipler, salt bu bilgiyle mirasın nasıl dağıtılmış olduğunu (ki ilacı (kuralı) tabletin içindeydi) tek bir hamleyle böylece belirtmiş oluyorlardı.

Burada Sümer ve Babilliler 2 kişi için nasıl miras paylaşımı yapıyorlardı diye bir soru aklınıza gelecek olursa, bu onlar için aşikar (açık) idi. Aşikar olan bu paylaşım, "Büyük Oğul'a 2 pay, Küçük Oğul'a 1 pay" şeklindeydi. Bu duruma ilişkin Sümer tabletlerinde böyle bir örneğe rastlayamıyoruz (ki buradan Sümerliler'in bu kuralı bilmediği sonucu çıkmaz. Zira onların miras örnekleri 2'den fazla kişi için daha karmaşıktır. Yani onlara göre bu kural son derece açıktır) ama, Babil'de Hammurabi, Rim-Sin dönemlerine ait LARSA tabletlerinde doğrudan buna ilişkin tablet örnekleri vardır elimizde.

Şimdi kronolojik sıralamayı takip edersek şöyle bir sonuç ortaya çıkıyor:

1. Sümer miras tabletleri (M.Ö. 2050'ler, III. UR Hanedanlığı).
2. Babil miras tabletleri (M.Ö. 1800'ler, Eski Babil Dönemi, Larsa tabletleri).
3. Tevrat (M.Ö. 580'de Babil Kralı Nabukadnezar tarafından Babil'den kovulan Yahudiler Sümer tabletlerinden Larsa tabletlerine taşınan ve oradan da Nabukadnezar dönemine kadar taşınan "Büyük Oğul'a 2 pay, Küçük Oğul'a 1 pay" kuralını hiç değiştirmeden Tevrat'a koydular).
4. Kuran (M.S. 625'te Nisa 11, 12 ve 176 ayetlerinin (ki bunların "Necm 530"daki gibi toplu bir şekilde verilmiş olması olasılığı daha yüksek gözükür) verildiği rivayet edilir).

Gördüğünüz gibi, elimizde mevcut olan miras metinlerinin tarihsel akışı bu şekildedir. Burada 1 ve 2.'de toplam miras ilk satıra, sonraki satırlara mirasçıların payları yazılırken, 3.'te kuralı aşikar olan mirasçıların payları verilmiş ama 4.'de sadece mirasçıların payları yazılmıştır. Demek ki bu metinlerin akışında tarihsel bir tutarlılık vardır. Bu durumu herkes kafasına kazısın lütfen!

İkinci durum, 1 ve 2.'de mirasın nasıl dağıtılacağını belirten toplam miras miktarı tabletlerin ilk satırına kazılırken, 3.'de kural açıktır ama 4.'de böyle bir şey sözkonusu bile değildir. Bu da Kuran'a göre mirasın nasıl dağıtılacağı sorusunu ortaya çıkarır.

Dikkat ediniz, yukarıdaki metinlerde "mirası şöyle, böyle dağıtacaksın!" şeklinde hiçbir miras kuralı verilmez, ki bu durum Kuran için de geçerlidir. Bu da zaten Kuran'ın tarihsel tutarlığını gösterir. Eğer aksi geçerli olsaydı, Kuran'ın sonradan değiştirilmiş olduğuna kolayca hükmedebilirdiniz.

Ama her ne kadar Kuran'ın değiştirilmemiş olduğuna hükmetsek bile, başka bir problemle karşılarız: Kuran'da mirasın nasıl dağıtılacağına dair bir miras toplamı ve bir kural verilmediğine göre, miras nasıl dağıtılacaktır peki? Müslüman kardeşlerim konu bütünlüğü içinde bu durumu düşündüler mi şimdiye kadar hiç? Tabii ki hayır. Onlar bu sorunun Hz. Ömer zamanında keşfedildiği iddia edilen "Avl" yöntemiyle çözüldüğünü zannederler. Oysa bu duruma ne Kuran metni yani Necm 530 izin verir, ne de Necm 531 ile bu yöntem. Çünkü sözkonusu olan bu yöntem Hz. Ömer zamanında keşfedilmiş değildir; bu yöntem çok sonraları (hadislere göre 10. yüzyıl) miras ayetleri ile ilgili hadislerin toplanması sırasında zuhur etmiş ve bir çözüm olarak ortaya konulmuştur. Örneğin ilk miras paylaşımına ait ATA'dan rivayet edilen rivayetin 6 değişik versiyonu vardır ve bu yüzden rivayetler birbirini tutmaz.

SONUÇ: Özetle, Necm 530'daki miras ayetlerinden şu sonuç çıkar: Nisa 11, 12 ve 176 no'lu ayetlerde Sümer-Babil tabletlerindeki gibi mirasçılara belli hallere göre oranlar verilmiş ama bu ayetlerin başlangıcında toplam miras miktarı belirtilmediği için bir sebil gibi ona, buna dağıtılmıştır. Tabii böyle bir miras paylaşımı yapıldığı için ipin ucu kaçmış, kontrolden çıkmıştır. Burada Nisa 13'te geçen "Sınır" kavramı nedeniyle bu oranların üst sınır olduğundan söz edilir ama Necm 531 bunun doğru olmadığını söyler bize. Çünkü oradaki "Sınır" kavramı ticaret yapan erkek ve kadınlara düşen paylarla ilgilidir.

Çok sonraları, 10. yüzyılda ilgili hadislerin toplanması sırasında nasıl bir miras paylaşımı yapıldığı sorunu ortaya çıkmış ve Türk-İslam Matematiği'nin (M.S. 8-16. yy.) altın çağının başlangıcında bu sorun "Avl" adı verilen yöntemle bu sorun giderilmeye çalışılmış, ama bunlar çok geç bir zaman sonrasında yapılmıştır.

Demek ki bu sonuçlara göre, Hz. Muhammed miras paylaşımının matematiksel olarak nasıl yapıldığını bilmiyor; sadece Necm 530'da bir sebil gibi ona, buna paylar veriyor. Batılı araştırmacılar, özellikle 20. yüzyılın sonlarında, bu durumun farkına varmışlar ve oranlar toplamı "1"den büyük örnekleri Müslümanlara sormuşlar ama şimdiye kadar kandırmacının dışında herhangi bir yanıt alamamışlardır.

AKHENATON döneminde II. RAMSES'in Anılması

7. Yusuf babası Yakup'u getirip Firavun AKHENATON'un huzuruna çıkardı ve Yakup AKHENATON'u kutsadı.

8. Firavun AKHENATON, Yakup'a, "Kaç yaşındasın?" diye sordu.

9. Yakup, "Gurbet yıllarım 130 yılı buldu" diye yanıtladı, "Ama yıllar çabuk ve zorlu geçti. Atalarımın gurbet yılları kadar uzun sürmedi."

10. Sonra AKHENATON'u kutsayıp huzurundan ayrıldı.

11. Yusuf babasıyla kardeşlerini Mısır'a yerleştirdi; AKHENATON'un buyruğu uyarınca onlara ülkenin en iyi yerinde, Ramses bölgesinde mülk verdi.
Alıntı ile Cevapla