[mongus]

Bir müddettir bilet ve metrobüslere yapılan zamlar protestolarla karşılandı, Yapılan itirazlar sonucu zam yargıdan döndü. Hala tebliğ edilmesini bekliyorlarmış zam iptalinin , zorla dayatım yapılarak yapılan zamma karşılık yine yargıdan tebliğiyle yani illa zorla zammın kaldırılması bekleniyor.

İstanbulda birçok işsiz ve iş arayan insan varken üstüne üstlük aylık yani sınırsız akbile sınır getirilip 160 kontöre düşürüldü. Günde 5 defa otobüse binen bir çalışan bununla, yani peşin para verdiği akbille herhangi bir yere otobüsle gidip yani extra 2 kez daha gezmek için otobüse binse bu yetmiycek halktan extra para alınıcak.

Halkına hizmet sağlaması ve bunuda nerdeyse bedava yapması gerekirken, Avrupa'da biçok ülkede böyle zaten, bunu yapması gerekirken, özellikle işsizlere iş bulması için bedava hizmet vermesi gereken İ.B.B ne işsiz ne aç tanıyor.

Bunu dile getirdiğimizde ise halktan kazancını sağlayan kamu kuruluş görevlileri madem işin yok köyüne git davetiyle cevap veriyor.

Yani bir nevi sivil diktayı ,halktan kazanarak halka uyguluyorlar.

Bunu yazmamdaki sebepte bunlara karşı oluşum ve başımdan geçen bir mevzu.

Bugün babamın akbilini alarak Kdıköye muayeneye gidiyordum , işe gireceğim için işe girerken istenen sağlık raporu için.

Şöför şüphelenip bakabilirmiyim dedi ve elimden aldı , Bende işsizim muayeneye gidiyorum diyerek işyerinin istediği belgeleri yazan kağıdı gösterdim.

Şoför beni ilgilendirmez cezası var diyerek elimden aldı, abim niye böyle yapıyosuznuz , aylık akbile sınır getirilmedimi niye kullanamıyorum , böyle saçma bi yönetim sistemimi olur.

Biz afrikada, asyadaki aç insanlara doğru düzgün ayakkabısı olmayan insanlara yardım yapılmasını isterken düşünürken. Bu ülke için askerlik yapmış birisi olarak şöyle diyorum, işsiz kaldığında kamu kuruluşlarından yararlanması gereken halkın bireyleri değilmiyiz.

Ama buna rağmen kontör sınırı getirilen aylık akbilide ailemden bir bireyin olduğu haldede kullanamıyorum ve ceza ödemek zorunda bırakılıyorum.

Kamu kuruluşundan sivil bir dayatma bir diktayla karşı karşıya kaldığımızı savunuyorum.

Otobüs şoförü Avrupa birliği kuralları böyle istiyor diyerek birde benimle dalga geçti fakat Avrupa'da şartların çok iyi olduğu aşikar.

Sonra İ.B.B nin i.e.t.t bölümünden bir görevliyi arayarak bu durumları söyledim aylık kontör sınırı getirilen sınırsız akbilin kimlikle eşdeğer olduğunu söyledi ve hadi hadi diyerek beni geçiştirdi.


Sizlerin bu başımdan geçen hikaye ve yönetim hakkındaki düşüncelerinizi duymak isterim. Bence İ.B.B yönetemiyor ve halka diktatörlük uyguluyor.

Ve aklıma Queen grubunun ünlü şarkılarından biri Under Pressure geliyor.