Tekil Mesaj gösterimi
  #2  
Alt 18-10-2020, 11:25
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.651

Onur Üyeliği 

Standart

Eter diye değil madde diye düşünelim... Taşlar yerine oturur...

Daha üst yapıları ise formlar olarak düşünebiliriz.

Nesneleri boşlukda değil, madde okyanusunda düşünebiliriz, böylece bir çok etki ve yayılım (ister dalga ister parça etkisi) açıklanmış olur.

Maddeyi ise(dolaysız ifadeyle), bildiğimiz form, moleküler yapılar gibi katı, sıvı, gaz gibi düşünemeyiz...

Bütün inekler hayvandır, ama her hayvan inek değildir. Bütün "A nesneleri", maddedir, ama her madde A nesnesi değildir, bütün nesneler maddedir(genel ifade, inek ve hayvan örneği gibi)...

Bu genel ifade ile özelde maddeya dair konuşulunca, maddeyi de aynen bu form-yapılar gibi düşünmeye çalışıyoruz, haliyle daha alt zeminde, bu form yapılara benzediğini düşündüğümüz madde parçacığı arıyoruz, oysa bu form-yapılar, daha küçük form-yapılardan, daha küçükleri de daha küçük, daha küçüğü ise artık form-yapı değil..

Bizler ve araçlarımız, etki-tepki prensibi ile çalışır. Nesnelere dair soyutladığımız ne varsa, aslında etki alanı üzerinden çıkarımdır, bunu bir ağ gibi düşünebiliriz, öyleyuse bu etki nasıl yayılabilir?.

Tüm bunları düşünürken, boşluk olarak düşündüğümüz alanların, madde ile dolu olduğunu, bir okyanus içi gibi düşünebiliriz, böylece çeşitli kuvvet etkileri aktarımı sağlanabiliyor.

Çeşitli parçalar bir araya gelince, farklı bir etkileşim ağı oluşuyor, böylece form-yapı olarak, şahsına münhasır bir ayrı duruşa sahip oluyorlar, karar noktasına eriştiklerinde ise, aşırı etkiye-kuvvete maruz kalmadıkça, ne parça vermeye, ne de almaya uygun değiller(geçirgenlik azalması). Su içinde yağ gibi...

Sicim teorisi örneğin, bizim araçlarımız belirli büyüklükteki parçacıklarla etkileşebilir, daha alt parçacıklarla etkileşim sağlanamadığı için şaşırıyorlar ve yer, yer analoji yaparak bir şeylere benzetip, teori üretiyorlar, boyutlar üfürmek zorunda kalıyorlar(oysa boyutlar, zamanı da dahil ettiğimiz bir yığın kavramlar, form-yapı ve aralaırndaki ilişki seviyesinde anlamlı). Temeldeki sorun ise maddeyi bir türlü kabullenememek... Var olan her şeyin madde olduğu düşünülürse, bir çok cevapsız sorun çözülebilir, karanlık madde vb türetmeye gerek kalmaz. Biz maddeyi(salt madde, form-yapı değil) doğrudan görmüyoruz zaten, etkileşimler sayesinde, maddi yapılar sayesinde ulaşıyoruz ve etki düzeyi bir sınır oluşturuyor, daha altında kalan etkileri ya yorumlayamıyor ya da daha altında etkileri algılayacak araçlar üretimiyoruz(çünkü araçlarımızda maddi zemin açısından makro düzeyde)..

Manyetik alan da, maddi etki alanı(maddenin etkleşimi), yayılımı... Kısaca toz gibi...

Bazı ifadeler abartı
Evrenin sınırları boyunca hareket etmek örneğin.
Dünyanın boyutu zaten değişiyor(gök taşları, tozlarla vs), ancak bu iradi müdahale ve farkedilebilir bir büyüme değil. O kadar basit değil.

Maddi ve sürekli türeyen enerji oluşturmak, aslında var olan kapasiteyi kullanıyor, kullanmayı keşfediyoruz, açığa çıkartıyor, ilişkilendiriyoruz, ki esasında yine temeldeki etki-tepkidir. Yani biz maddenin çeşitli etkileşimlerini keşfediyor, amaca yönelik kullanıyor, ilişkilendiriyor böylece etki-tepki açığa iş(değişim, dönüşüm) çıkartıyor.

Bazı şeyler mümkün, bazı şeyler ise mümkün değildir...
Örneğin tozlara bir birim etki oluşturulduğunda, basit parçacık oluşturduğunu düşünelim, bu etki, 3 toz parçasını birleştiriyor olsun, bu birleşen 3 parçacık da, aldığı etkiyi, aktarıyor, aktardığında da dağılıyor, aktardığı alanda ise yine 3 parçalı parçacık oluşuyor, aktarıyor ve bu böylece, 3 parçacığı birleştiremeyecek olana kadar(etki sönümlenmesi) devam ediyor olsun, böylece bu 3 parçalı parcacık oluşumu, çok hızlı yayılım gösterir(dalga gibi). Uzak noktalara hızlıca erişmek için, bir nesnenin bileşenlerine ayrılıp, bilmem çok uzak noktadaki tozlarla(madde) yeniden birleştirilmesi gerekir, ancak etki absorbe(soğurulmak, emilmek) olur ve böylece etki kaybı, parçacık oluşumunun sağlayamayacak veya sağlıklı oluşturamayacak düzeye iner(kabul edilebilir kısa mesafeler söz konusu olabilir)..

Neyse, bizim soyutladığımız bir çok kavram, örneğin kuvvet, alan, enerji vb, esasında etkiye dairdir, yani maddi etkileşimlerdir ve bizler de, gözlem araçalarımız da, etkileşim sayesinde veri ediniriz. Tepki ölçümü veriyi oluşturur ve yorumladığımız tepkidir.

Son olarak, uzay boş ve doludur(pikseller gibi değil, toz gibi), varlık-yokluk birlikte düşünülmeli.

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku, dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla