Tekil Mesaj gösterimi
  #6  
Alt 26-12-2008, 16:31
frodo - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
frodo frodo isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 26 Aug 2006
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 5.877

Onur Üyeliği 

Standart

Bu başlık için bir kaç küçük not düşelim. DreiMalAli daha önce " Muhammed Hakkındaki Bilgiler Nerden kaynaklanıyor" başlığıyla şaşırtıcı bir konuya imza atmıştı.

http://www.turandursun.com/forumlar/...ead.php?t=4369

Avrupa'da müslüman nüfusun artışı ve bu artışla beraber Avrupalıların İslam yaşam biçimiyle kendi topraklarında tanışmış olmaları Avrupalı bilim insanlarının, araştırmacılarının İslam dinine merakla dolu eleştirel bir tutum almalarını kaçınılmazlaştırdı. Daha fazla araştırmacı, tarihçi ve bilim insanının "dışardan" islama bakmaları ve yüzyıllardır alıştıkları bilimsel yöntemlerle İslam'ı mercek altına almaları ilginç olguların ortaya çıkmasını tetikleyecek demekti, nitekim de öyle oldu.

İslam'la büyümüş dünyaya bakış açısı geleneksel olarak islamla şekillenmiş bizlerin kolaylıkla gözünden kaçabilecek ilginç sonuçlara, ayrıntılara ve kanıtsız gerçekler diyebileceğimiz ön kabullerimize kısaca sağ duyumuza ters olgulara ulaşmaları çok sürmedi.

Klasik islam tarihi Muhammed Mustafa'nın hayatı, peygamber oluşu ve vahiyle aldığı ayetlerle oluşturulmuş Kuran gerçekliği ile başlar, en yakın "müritleri" olan 4 halife dönemi, Emevi hanedanlığı ve bu hanedanlığın anti-tezi Abbasi İmparatorluğu ile devam eden tarihsel bir süreci anlatır. Ve tabi ardından tarih sahnesine çıkan Türkler ve Osmanlı İmparatorluğu ile devam eder.

İslamın kurucusu Muhammed Mustafa hakkında oldukça ayrıntılı biyografi(ler) vardır. Doğumu yaşamı, eşleri, çocukları, ve hatta günlük yaşamı ayrıntıları ile bilinir gözükmektedir. Ancak ilginç olan bu ayrıntılı biyografinin onun ölümünden 153 yıl sonra vefat eden İbni İshak'ın Kitab-ül Meğazi adlı eserine dayandırılmasıdır. Daha da ilginci Kitab-ül Meğazi'den ibni Hişam (??? - 829/834)vasıtasıyla haberdar olmamızdır. Güçlü bir sözel aktarım geleneğine sahip Arap kültüründe bu anlaşılır bir şey" denilebilir.

Ama yine klasik islam tarihine göre Muhammed'in yaşadığı dönemde tüm Arabistan Yarımadasını ve 4 Halife döneminde de Anadolu'nun neredeyse yarısını, Mısır'ı, İran'ın tamamını ele geçirmiş olan İslam devleti ve onun ideolojik, siyasal ve toplumsal dinamizmini yaratan İslam dini ile ilgili "tarafsız" herhangi bir belgenin, kaynağın olmayışı (en azından şimdilik ortaya çıkmamış olması) bu savunmayı zorlaştırmaktadır.

Bahsedilen tarihsel süreç içerisinde Sasani devletinin islam akıncıları tarafından yıkıldığını bu nedenle Sasanilere ait kaynakların yok edildiğini düşünsek bile İstanbul'un fethi ile son bulan Bizans İmparatorluğu kayıtlarında yeterli doygunluğu verecek kadar belgenin elimizde olması gerekmez miydi ?

Genişlemesini Bizans İmparatorluğunun topraklarının fethedilerek küçülmesi ile sağlamış görünen bu yeni güç hakkında neden en erken 8.yy başlarında kayıtlara rastlıyoruz ? Tüm 7.yy'da olup bitenler üstelik de kendi aleyhlerinde olduğu halde Bizans kayıtlarına girmemiş olsun ki ? İlk elden müslümanlarla karşılaşmış olan Kudüs kilise örgütlenmesi, daha kuzeyde yazılı bir geleneği sürdüren Süryani kilise ve kültürü neden tarihe hiç bir kayıt düşmemişlerdir ?

Bu özet yazıda Ohlig'in sonuca ulaşmayan ancak sorular sorarak cevaplar bulmaya çalıştığı İslam tarihinin yeniden kurgulanmasını düşündürecek çalışmalarını öğreneceğimizi umuyoruz.

İnsani olan her şey kabûlüm.

Konu frodo tarafından (25-05-2009 Saat 10:47 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla