Tekil Mesaj gösterimi
  #4  
Alt 17-12-2007, 15:13
bayraktaro1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
bayraktaro1 bayraktaro1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 30 Jun 2007
Bulunduğu yer: Ankara
Mesajlar: 639
Standart Re: Fazil Say tartismasi.. Siz ne diyorsunuz?

Sevgili Arkadaşlar;

Olayı sadece Fazıl SAY'la sınırlamayalım. Hasan ŞAŞ'da "Ben artık Türkiye'de futbol oynamak istemiyorum" demişti. Tarkan "Paralı Askerlik çıkmazsa, Türkiye Vatandaşlığından çıkacağım" demişti. Fatih TERİM Milan'ın başında teknik direktör olduğunda "Artık Türkiye'ye dönmeyi düşünmüyorum" demişti.

Bu örnekler arttırılabilir. Belki söylemleri yalnıştı. Ama, neden bu cümleleri sarfettiler diye insan düşünmeden edemiyor. Türkiye'de ne kadar adalet var ?

Bu ülkede, sanatçıyım diye geçinen binlerce insan varken. Hülya AVŞAR, Sibel CAN, Bülent ERSOY gibi, yaptıklarının ne olduğu belli olmayan insanların, televizyonda iki göbek atıp, saygı görüp trilyonlarca parayı götürürken. Türkiye'de gerçek sanatçı diyebileceğimiz insanlara ne yapıyoruz ? Kaç tanesinin isimlerini biliyoruz. Fazıl SAY, gerçekte hakkettiği saygıyı ne kadar görebilmiş bu ülkede.

Ben, yıllarca okudum. Belirli bir seviyeye geldim. İki üniversite bitirdim. Saygın üniversitelerden mezun oldum. Ama, parası var diye, bir patrondan emir alıyorum. Saçma sapan şeylerine, akraba kayırmalarına katlanmak zorundayım. Çalıştığım şirkette hakkettiğim yerin çok altında olmama rağmen, daha ne olduğu belli olmayan akrabasını benim üstüme şef yapabiliyor. Aldığım para, yıllarca okduğum okulları karşılıyor mu? Sigortam asgari ücretten yatıyor ve ben emekli olduğumda, aynı maaşı alacağım. Patronun altında jeeplerle dolaşırken, yazlıklardan, otellerden bahsederken. Ben kiramı yarın nasıl ödeyeceğimi düşünüyorum. Ben acaba izin nasıl alırım diye düşünürken, o kafasına göre işe geliyor, kafasına göre gidiyor. Bir de benden hesap soruyor. Ben gecemi gündüzüme katarak birşeyleri yapmaya çalışırken, bir de onun fırçalarına katlanmak zorunda kalıyorum.

İşyerinde, zorunlu kıyafet durumu var. Özgürce fikirlerini açıklayamazsın. Çünkü, patron hacı ve beş vakit namazında. Söyle bakalım dini düşüncelerini.... Hani özgürlük nerede ?

Kendisi sıcacık odasında çalışırken, kaloriferleri kıstırarak soğuk ortamda senden verim bekler. Yemeklerde, üç çeşitten fazla yemek çıkartmaz. Yemeklerin içine et attırmayı yasaklar. Mesai ücreti almak hak getire.

Ben şu an istifa etsem. Devlet, istifa ettim diye bana işsizlik sigortası bile bağlamıyor. Neden, işten atılmam gerekiyor. Hani kanunlarda, "İnsanlar, zorla istemedikleri işte çalıştırılamazdı". Eğer, başka bir iş bulmazsam, aç kalacağım. İşte devlet, işte kanunlar.

Varsayalım ki patron beni işten attı. Devlete gittiğimde, bana işsizlik sigortası olarak 300 YTL. net ödüyorlar. Ben bu parayla, kiramı bile ödeyemem. Hemde, vereceği parayı da 6 ay veriyor, sonrası sana kalmış.

Ben o kadar okumama rağmen, devletin bana biçtiği maaş. Asgari ücretin 50 YTL. üzeri, yani 500 YTL. netle, üniversite mezunu geçinir diyor. Sonra da kalkıyor diyor ki, 697 YTL. açlık sınırıdır. Bu ne demek "Arkadaşım, ben sana devlet olarak bakamam. Açlıktan öl."

Patrona bana zam yapta diyemiyorum. Neden devlet diyor ki İş Kanunun'da "Zam, İşverenin takdirine kalmıştır" Böyle bir zihniyet olabilir mi ? Biz Hukuk devletiyiz demi ?

Devlet kadrosuna gireyim diyorum. Diyorlarki, KPSS'ye gireceksin. Ya, ben yıllarca okudum, beni bir de tekrar sınava mı sokuyorsunuz ? KPSS'ye de giriyorum. Bana devletin verdiği yanıt "Bir yere yerleştirilemediniz." Devlette çalışan tanıdıklarıma soruyorum nasıl girdiniz diye, "Dayım, bakandı. Amcam, milletvekiliydi. Torpille girdim" diyorlar.

Büyük özel şirketlere gidiyorum. Kapıdan bile zor alıyorlar. Adamın var mı diyorlar.

Melen projesi'nde Tayyip Beyfendi çok şaşalı bir açılış yaptı. Sanki çok büyük iş yapmış gibi. Nasıl milletin de gözünü boyuyorlar. Melen çayının dibine çimento fabrikası ve maden ocakları açılacak. Bu projelerin raporlarını ben hazırladım. Ama, yetki mercii Bakanlıktı. Firma sahibi ile Tayyip beyfendi çok canciğer olduklarından, *yönetmeliklere aykırı bir faaliyet olmasına rağmen (İçme Kullama Suyu Kontrol Yönetmeliği), Bakanlıktan durdurma kararı çıkmasına rağmen, nasıl oldu da bu proje bir çırpıda Bakanlıktan geçti. Bunun gibi 200 tane daha fabrika, atıklarını Melen çayı'na bırakmaktadır. Odaların suyun kirli olduğuna dair raporları vardır. Yıllarca, 14 Milyon insan bu suyu kullanacak ve zehirlenecekler. Sonra ileride hastalıklar başgösterecek. Müslüman Ülkeyiz ya....

Ben bu ülkede yaşayan insanların nesini savunayım. O benim. yaşama hakkımı savunuyor mu?
Alıntı ile Cevapla